22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA EJektronik posta: den«soın©cumhttriyet.conı.tr Te): 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 17 Çözmece Ahmet Önen: "Iftar çadırlannın, akşam saatinde kilitlenen trafik nedeniyle evlerine gidemeyen oruçlular için yaratıldığı savunuluyor. Trafik sorunu bu şekilde çözülecekse eğer, sokaktaki mutfaktan sonra, mini otel projesine ne dersiniz?" - Kamuya yeni yatınm yapılmayacakmış... "Anlaşıldı; kamuyu da satacaklaıi" .§ Gönde2115emlak satılıyormuş. Başbakan'ın pazariamacı olduğu ülkede az bile! Eğitim-lş Eğitim-Sen'den aynlan bir grup eğitimci, Eğitim- lş adıyla eğitim ve bilim işkolunda yeni bir sendika kurdu. Yeni sendika, Atatürk ilkeleri ve cumhuriyetin kuruluş felsefesi doğrultusunda ulus ve ülke bütünlüğünü savunuyor. Atıcı Suat özbilgi: "Eskiden milletvekilleri sadece palavra atardı. Artık silahtan sonra pet şişe de atmaya başladılar!" DÜNYANIN en ünlü yazarlarından Ortian Pamuk'un Nobel Edebiyat ödülü'nü kaçırdıktan sonra Türkçe yayın yapan CNN Türk televizyonunda katıldığı programın perde arkasını merak ediyor musunuz? Aslında merak edilecek bir durum yok, çünkü canlı yayında her şey ortadaydı. Ama stüdyodaki sıralara oturtulmuş bir grup genci merak edebilirsiniz... Ne işleri vardı diye? Boğaziçi Üniversitesi'nden dört, Bahçeşehir Üniversitesi'nden sekiz öğrenci, Tayfun Ertan'ın sunduğu bu programa soru sormak için çağnlmış. Orhan Pamuk'a soracaklan sorular gençlerden yazılı olarak istenmiş. Herkes sorulannı yazıp vermiş; Orhan Pamuk da reklam arasında okumuş. Sonra... Sonrası sansür! Gençler, stüdyoda birer dekor olarak oturtulmuş! Bayılınm böyle düşünceyi ifade özgüriüğüne; farklı düşüncelere saygı Figüratifgösterilmesine! Bahçeşehir Üniversitesi lletişim Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisı Fatih Güner, reklam arasında sansür gerçeğini anlayınca, canlı yayının devam eden bölümüne katılmamış. Güner'in Orhan Pamuk için hazıriadığı ve sansüıienen sorulan şöyle: "Muhafazakâr ve aşın milliyetçi diye nitelendirdiğinız kesimi, Batı'ya sırtını dönmekle suçluyorsunuz ve bu fikrinizi son 200 yıllık tarihimizde kendimizi hep Batı'ya kabul ettirmeye çalışmamıza bağlıyorsunuz. Oysa ki Atatürk hiçbir zaman Batı'ya Türkiye'yi kabul ettirmek için uğraşmamıştı ve yüzü de her zaman Doğu'ya dönüktü, bunu kendisi de belirtmişti. 'Muasır medeniyet'ten kastı ise 'çağdaş medeniyet'ti, Batı değildi. Buna dayanarak Atatürk'ün de aşırı milliyetçi ve muhafazakâr olduğunu düşünürsek, aşın milliyetçi ve muhafazakâr olmanın nesi kötü?" "Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük yazariardan biri olarak hakkınızda açılan davanın düşmesini beklediğinizi söylediğiniz ama sizin yargılandığınız anayasa maddesine takılıp yargılanan sizden başka 50 yazar daha olduğunu da belirttiniz. Peşinden hakkınızda açılan dava yüzünden Türkiye'nin AB'ye girmesi konusunda pürüzler yaşanabileceğini söylediniz. Peki neden diğer 50 yazann yargılanmas Türkiye'nin AB yolunda engel teşkil etmiyor da, sizinki bir ayncalığa sahip oluyor? Ermeni asıllı yazar Hrant Dink'in hakkında açılan dava da önemli bir örnek değil mi?" Türkiye'de birileri "demokrasicilik" oynuyor; kendileri gibi düşünmeyenleri de figüran olarak kullanıyor. Figüratif demokrasi! SESSÎZSEDASIZ(f) Başbakan'ın ülkesini pazarlama görevi! KONYA'DAN Dr. Hüsnü Bozkurt Başbakan'ın pazariamacılığı konusunda aklına takılan bir soru ile çok ilginç bir noktaya parmak basıyor:" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Ben ülkemi pazarlıyorum' sözü ile başlayan 'ülke pazarlamacılığı'nın başbakanlar için bir 'görev' olduğunu belirten akademik(!) yorumiar ve köşe yazılan ile süre giden tartışma, bir soru getirdi aklıma: Başbakan olmazdan önce Recep Bey acaba, Ülker Şirketi'nin ürettiği bisküvileri mi, yoksa Ülker şirketini mi pazariıyordu? Soruyu biraz daha geliştirirsek; acaba pazariamacı Recep Bey'in, bisküvilerini sattığı Sabri Bey'in bilgisi ve oluru olmaksızın, Ülker şirketinin yüzde 14.76'lık hissesini, gizli saklı gece yansı görüşmeleri ile herhangi bir iş adamına satma yetkisi var mıydı? Ülker, Sabri Bey'in şirketi olmayı sürdürdüğüne göre, Recep Bey'i savunmakta pek cevval davranan zevatın neyi savunduklarını gözden geçirmeleri gerekiyor. Bizlere gelince, ülkemiz söz konusu olduğunda, en az Sabri Bey kadar dikkatli olmak zorunda değil miyiz?" Yüksek Yerilim Hattı erdincutku <• yahoo.com AKP'nin ekonomi modeli: Yapma, işletme, babalar gibi sat! Yeniden Medrese mi? MERİÇ VELtDEDEOĞLU Batı basınında AB'nin Türki- ye'ye karşı dürüst davranma- dığını ele alan yazılara sık sık rastlanıyor, bunlann önemli bir bölümünü bizim basında da izleme olanağı var, bu yazılar- dan birkaç alıntıyı şöylece sı- ralayabiliriz, "The 77mes"dan: "AB liderleri bir aday ülke (Türkiye) için en katı mûzake- re koşullannı ortaya koydu" çünkü "Türkiye'ye yönelik değerlendirme, gerçek deği- şimlerin yasa kitaplannda kal- mayıp hayata da geçirilmesi üzerinde yapılacak" oysa "Avrupa, geçmişte aday ül- kelen'n söz verdikleri reform- lan hayata geçirmelerinde pek o kadar ısrarcı olmadı; bazılan sözünü tuttu, birço- ğu ise tutmadı." Sürdürelim: "Geçen yıl katı- lan on yeni üye söz konusu ol- duğunda, AB üyeliğe o kadar açıkça istekliydi ki, bazı eko- nomilerin hazır olup olmadı- ğını o kadar kafasına takma- dı"; dahası konan "ekonomik ve siyasi kriterier, süreç için- de Brüksel tarafından gevşek yorumlandı". Şu sırada "Bu durum, şu an üyeliğin son aşamalannda bulunan Bulgaristan ve Ro- manya için daha da geçeıii"; bu iki ülkenin adli sistemlerini reformdan geçirmesi gereki- yor, ilerieme göstermezlerse "AB 'nin uygulayabiieceği tek pratik yaptınm, üyeliklerini 2007'den alıp 2008'e ertele- mekten ibaret". "Die Tageszeitung"dan: "Hırvatistan'a verilen oiumlu işaretin ardından Sırbistan- Karadağ da şimdi Brüksel ile katılım müzakereleri yapabil- meyi ümit edebilir; Lahey ile işbihiği yapıp yapmadıktan ya da insan haklanna saygı gös- terip göstermedikleri fark et- mez." Durum bu, ama Türkiye dendiğinde böyle bir "gevşek yorum" ya da "kafaya takma- ma" kesinlikle söz konusu ol- muyor; aksine hemen tehdit- ler ortaya salınıyor, müzakere- lerin kesileceği, halkoylaması yapılacağı gündeme getiriliyor. Ekim ayının 20'sinde başla- yacak tarama sürecinin ardın- dan AB'nin eğitim konusunda isteyecekleri arasında "irnam- hatip //se/eri"nin Diyanet İşle- ri Başkanlığı'na bağlanması- nın bulunduğu Mahmut Gü- rer tarafından Cumhuriyet'te belirtildi. Bilindiği gibi Tanzimat'tan başlayarak uygulanan sistem yüzünden ülkede eğitim iki başlı olmuştu; medreseler gi- bi dinsel dayanakh, metafizik eğitim yapan oluşumlaryanın- da çağdaş öğretim-eğitim yo- lunda olan okullar da vardı; medreseler ve öteki dinsel va- kıf okulları Şeriye ve Evkaf Ba- kanlığı'na bağlıydılar. Cumhuriyet'in hemen ardın- dan 3 Mart 1924'te çıkanlan devrim yasalarından biri olan Eğitim Birliği (Tevhid-i Tedri- sat) Yasası ile ülkedeki tüm okullar ve medreseler Milli Eği- tim Bakanlığı'na bağlanıyordu. Böylece bu yasa tasarısının gerekçesinde belirtildiği gibi, ülkede "iki türlü birey yetişti- rilmesine" neden olan bu dü- zen kaldırılıyor, ayncatopluma din eğitimi verecek memurla- nn yetiştirileceği okullann açıl- ması ve bunlann da -o gün başka bir yasayla yeni kuru- lan- Diyanet'e değil de yine Milli Eğitim'e bağlanması ka- rartaştınlıyordu; çünkü amaç- lanan çağdaş düşünceli din adamlan yetiştirmekti. Kurulan cumhuriyetin "laik" doğrultuya yönelmesinin ilk adımıdır bu devrim yasası, Anayasa güvencesiyle koru- ma altına alınmıştır; Islam ül- keleri arasında bir tek Türki- ye'nin laik yaşam biçimine ge- çişinde temel rolü vardır. Bugün geldikleri noktada bile -örneğin laiklik anlayışı yönünden- kimi sorunlan içinde taşıyan bu okullann Milli Eğitim'den koparılması isteğinin ardında "Ruhban Okulu" sorununun yattığı açıkça ortadadır. Heybeliada'daki bu okulun açılmasında direnenler, oku- lun Milli Eğitim Bakanlığı'na ya da bir üniversitemize bağ- lanmasını yadsıyıp, Yunan Ortodoks Kilisesi'nin ya da Fener Rum Patrikhanesi'nin yönetiminde olma koşulunu ileriye sürüyorlar, temei amaç bu. AB'nin bu konuda da hiçbir uzlaşma ya da "gevşeklik" göstermeyeceği dahası soru- nu kaşıyacağı biliniyor; ne var ki, AKP'nin de bu zorlu sorun- da AB'nin yanındayer alıp, bir devrim yasasının yıkılmasın- dan mutlu olacağı da yadsı- namayacak acı bir gerçek ola- rak ortada. KİM KİME DUM DUMA BEMÇAK behicak(p yahoo.com.tr ÇlZGÎLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci(n mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(cı yahoo.com HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA BILGÎN hayatepikfo mynet.com TiyatroStûdyosu Morris Panych BUGUN. YARIN (kara gülduru) Çevireri: Fusun Gunersel • Yoneten: Ahmet Levendoğlu Müzik: Selım Atakan • Tasarım: Hakan Dündar • Işık Tasarımi: Murat Kılıç Oynayanlar Mehmet Ali Kaptanlar • Serda Kondeler Aktuna AFİFE ÎALE SAHNESİ: 5. 6. 7. 8. 9. 19. 20. 21, 22 EKİM SAAT: 20:00 OYÜN ATÖLYESİ-. 25. 26. 31 EKİM SAAT. 20.30 İSM 2. KAT: 28. 29 EKİM SAAT: 20:00 SUCLUSUNL. EVETAMA TANIDISINA 6Ö&E SENDE ORAUSINL. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA* 21 Ekim vcwvD.nuontaz-orikan.com iılei Satıs www .iickelturk.com 0212 478 0 600 • w . t ı y a 11 MAO UZUN rÜRÜYÛSE BAŞLIYÖR.. 1334'TE BU6ÜN, MAO Ç£ TVNG UDeRUĞİMDEKİ ÇİN KOMUMıSr KUVV£TL£K.İ, GUMEyOEK' KİAN6Sİ İ "UZUA/ YÜRÜYÜŞ'E 8/IŞLAMIŞrt. /C4Y ŞEK'IM Kt/OMİA/rAfi/G OG.- Su rrLAyerre tzuşArM/ş I/IF MAO'- İ/M SfG4ACA*Ato/frr/. SON D£g£C& rÇtNPE, 9,&&O KİL-OK*£T/ee YOL AUNARAK, KU2£yD£Kİ YENAN'AÇS'HENSİ VİLA- YETİ*) ULAŞfLACA*rr»e.fOO 8/N KifiLİK KOMÜ- ' Ü *ULLIYETÇI CHJSU, YA SAŞtC* GÜÇ MlLLİY£rÇ/L£/ZıM SALD/CfCAlSt^^ KA&Şf KOY- MAK ZOKUNDA KALMtŞTI. 8U AgADA, SAYILA- Kl PA .25 8/NE PÜŞMÜŞTU. GÖSÜS GE&£U MAO, y£*/AU EG£MEN OLMUŞTZJ. f lıı BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Solda Yeni ArayışlarDİSKyönetimi, hastalıklı solumuzaçözüm öner- mek amacıyla Bolu Koru OteJ'de iki günlük 25 akademisyen, gazeteci, sanatçı, aydın toplayarak yol haritası yapma gayretine girişti. Daha başlan- gıcındasol önderier tarafından bıyık altından güle- rek karşılandı. Zira 'so/'la ilgili fermanlan müesser düzeni olan 'öncter'lerimize aittir. Bu, kutsal ahit'te böyle yazılmış. DİSK 'Veni parti" kurduracakmış; ne haddine! Yeni parti kurulacaksa onu CHP ön- deri yapar ve yaptı da... ANAVATAN'ı, yeşil saha üzerine 'an'sını beyaza boyayarak yeniden siyasal aşama sürüverdi. önce bir güzel grup kurdurdu. Ik grup toplantısını ihtişamlı yapsın diye kendi grup odasını tahsis etti. Ne de olsa bizim çocuklar. So- kakta kalmasınlar deyu kendi grup odasını tahsis etti... Alternatif TBMM toplantısında ANAVATAN ve DYP'lileri sıcaklıkla kucaklarken 4 SHP mensu- buna merhaba demeyen CHP önderi, ANA- VATAN a gelince demokrasi havarisi kesiliyor. CHP'den istifa eden 20 küsur mebus SHP'ye gel- seydi, muhtemeldir ki SHP'ye karşı politikleşmiş askeri savaş stratejisi uygulayarak derhal Ali Abi komutasında gerilla harbi başlatabilirdi. TBMM'mizi Allah korudu da; CHP'den istifa edenler AKP ve ANAVATAN'a geçtiler. Aksi halde C-4 yüklü kamyonla SHP'yi imha edeceğim diye koca pariamento binası berhava olabilirdi. AB'ye girme tartışmalannda, Asyatik milliyetçilik kulvan- na girip, dünyaya kapılannı kapatmak yerine AB sosyal demokratlarıyla, sosyalistleriyle ilişki geliştirip güçlü bir lobi faaliyeti yaparak işe sahip çıkmak varken AB'ye girme işini AKP'ye havale edip olumsuz - başansız kısımlannda faydalanma- ya yatmak politikası ne getirir. Parlamentonun üç- te birine hâkimsin. O kadar da ehil ve uzman kad- ron var. Bir tek seçenek sunmak yerine, tribünden komik tezahürat yapmak da ne oluyor? Alternatif program sunmak yerine, atamadı ki, vuramadı ki tezahüratlan neye yarayacak? Şu tembellikten, ka- bızlıktan çıkıp iş yapmak yerine laf üretme hastalı- ğından ne zaman kurtuluruz acep? • • • Van 100. Yıl Üniversrtesi'nin rektörü çete kur- muş. Bunu en iyi ben bilirim. 4422 sayılı kanun var. Ülkemizi çeteler sanrııştı. Onun için Cibali karako- lundan komiser Şekspir tarafından hazırianan bir yasa. Silahlı, külahlı çetelerie savaşmak için! Bu rektör kesinlikle çete kunmuştur. Adam öldürmüş, dağa kaldırmış, Van'da eroin fılan işlerine de bu- laşmıştır muhtemelen! Biryığın tarihi eser içine toz' da saklamış olabilir. Fesat kanştırdığı ihaleden edin- diği paralan 'foz'a yatırmış, hatta Iran'a koyun ka- çakçılığı, petrol kaçakçılığı filan da yapmıştır. O rek- törü aiıp Hoşap Kalesi'ne asmak gerekirken bazı solcu arkadaşlar utangaç vazıyette rektörü koru- yormuş gibi demeçler veriyoriar. Bu rektörier çok oldular... Daha dün Bolu Izzet Baysal Üniversitesi Rektörü 30 solcuya tabldot yemeği ısmarlamış. Hem para yok diye bağır, hem de tut sen 30 tane 'ipsiz-sapsız' solcuya ye- mek ısmaria. Bu rektörierden alıp birkaçını o köyün meydanında sallandırmalı. Sallandırmalı ki haddi- ni bilsin. Hatta mallan müsadere edüle, kelleleri alına! Ehsürümüzdağıldı...Herbirimizibirderedekurt- lar bekliyor. Kimi canından olacak, kimi malından... Kime ne düşerse... Toprağın bol olsun Mrthad Pa- şa... Yolunu takip edenler kaderinle kaderdaş ol- maya başladılar... Sürümüzü dağıtanlar "sürûm sürüm sürün- sün"\er... Biz birbirimize bu kadar acımasız düşmanlıklar biriktirmişken, çıkıp 30 kadar aydın yol anyor, düş kuruyor.. Hoop n'oluyorsunuz beyler!.. önce birbirimizi kemiğimiz kalmamacasına yiyip bitirelim, sonra siz çare aramaya başlayın... Bak söylüyorum a hocalar, aydınlar "Burası Bo- lu, burda her şey olu." Demedi demeyin! gurbuzcapan©eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM SOLDAN SAĞA: 1/Üniversiteöğ- retim üyelennin giydiğı, genış bedenli ve bol kollugiysi... In- giltere'de çok sevilen bir cins bıra. 2/Dikilitaş. 3/Birşeyinfıya- tını arttırma... Yol üzerinde 9 oluşmuş çukur. 4/ Rütbesız asker... Bir tür pelte. 5/ Eski Türk- lerde bir babanın ta- 2 şınmaz mallannın mi- 3 rasçısı olan en küçük 4 oğul. 6/Hayvanlara\Tj- 5 rulandamga...Kısaba- 6 caklı bir köpek. II De- nizli yöresinde, krna 8 gecesinde gelin için 9 okunan maniye verilen ad. ..llkelbirsilah.8/ Kısa ve özlü söz. 9/ Sindirimi kolay, sağ- lığauygun... Çimlen- miş buğdayın kayna- tılmasıyla yapılan bir -| yemek. YUKARIDAN AŞAĞIY4: 1/ Heykel çalışmalann- da taslak olarak kullanı- lan küçük model. 2/ Bir anlatımı oluşturan söz- „ cükyadatümcelerinto- g pu... Güreşte bir oyun. 3/Havadaki su buhan... Karadeniz yöresine özgü peşta- mal ya da başörtüsü. 4/ Vilayet... Bir tür iskambil oyunu. 5/ Briçte, bir oyuncunun eünde bir renkten hiçbir kâğıt olmaması... Molibden elementinin sımgesi. 61 Tabut... Hatun, hanım. II Vurgun yiyen bir dalgıcının, iyileşmesi için indirilmesi gereken aynı su derinliği... Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullanılan araç. 8/Nişan... Taş di- bek. 9/Tahılın taşlannı ayiklamakta kullanılan, budaksız ağaçtan yapılmış az kenarlı tepsi. Dünkü bulmaca teknik bir hata nedeniyle kanşmıştır, düzeltir özûr dileriz. 19 Ekim tarihli bulmacanın çözümü 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle