Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2005 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALt SİRMEN
Enmeni Sorununu
Tartışmanın Zamanıdır
öyle görünüyor ki, Türkiye'yi 2005 yılında meş-
gul edecek olan sayılan oldukça fazla dış sorunlar
içinde, sözde Ermeni soykırımı önemli biryertuta-
caktır.
Bilindiği gibi buyıl, 1915 Ermeni tehcirinin 90. yıl-
dönümüdür.
Yine malum olduğu üzere, Ermenilerözellikle son
otuz yıldır, uluslararası platformda çok çalışarak
"Ermeni soykırımı!"n\ artık herkesin vicdanında yer
eden bir sorun haline getirmiş bulunmaktadırlar.
Türkiye'nin, gerçekleşmeyeceği daha 17 Aralık
günü.ahmaklardışında herkesin anlayacağı biçim-
de ilan edilmiş olan AB üyeliğinin önündeki engel-
lerden biri de, "TC'nin Ermeni soykırımını hâlâ ta-
nımamış" olmasıdır.
Ermeni iddialarının bütün dünyada büyük yankı-
lar bulduğunu, "soykırım!"\n gerçekliğinin adeta
genel kabul gördüğünü, birçok ülkede 17 Nisan'ın
Ermeni soykırım günü olarak kabul edildiğini, bir-
çok ülkede anıtlar dikildiğini görüyoruz.
Bu yıl özellikle diyasporadaki Ermeniler, BM'ye
başvurarak soykırımın kabulünü isteyeceklerdir.
Uluslararası havanın ve konjonktürün lehlerine
olduğunu görmek zorundayız.
Eğer Türkiye bugüne kadar olan tavrını değişti-
remezse çok büyük sorunlarla karşılaşacaktır, bun-
dan kimsenin kuşkusu olmasın!
• ••
Ermeni iddialarının son otuz yılda böylesine şah-
lanmasının ve bütün dünyada böylesine yankı ve
destek bulmasının nedenleri çok çeşitlidir ve onla-
rı önümüzdeki günlerde yine bu sütunda ele alaca-
ğım.
Fakat bugün karşı karşıya bulunduğumuz duru-
mun en büyük sorumlusu bence birbirini izleyen,
cahil, tarih bilincinden yoksun, tarihsel olayların
önemini kavrama yetisine sahip olmayan, aymaz
Türkiye Cumhuriyeti hükümetleridir.
Birbirini izleyen hükümetlerin aymaz sessizliğine
karşı, devletin hiçbir kurumundan ses çıkmadığına
ve olay yıllarca böyle sürdüğüne göre, artık olayın
hükümet sorumluluğunun da üstünde, sürekli bir
devlet sorumluluğuna dönüştüğünü söylemek de
mümkündür.
On dokuzuncu yüzyılın üçüncü çeyreğinde ilk
kez patlak vermiş olan Ermeni-Türk çatışması, 1915
yılında Taşnaksityun partisinin akıl almaz gaddar-
lıkları ve katliamına ek olarak bir de Rus kuvvetle-
riyle işbirliği yaparak Osmanlı ordusu ile sivillerini
arkadan vurmaya dönüştürüldüğünde doruğa var-
mış ve tarihin en trajik olaylarından birinin yaşan-
dığı Ermeni tehcirine dönüşmüştür.
Ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti, özellikle yir-
minci yüzyılın dördüncü çeyreğinde yoğunluğu ar-
tan Ermeni iddiaları karşısında sessiz ve savunma-
da kalmış, birçok sahte belgeyle dolu hasım dos-
yalara karşı kendi dosyasını hazırlamamış, savun-
maylayetinirken,yalnız soykırım iddiasına karşı pa-
sif biçimde direnirken neredeyse trajik olayların ya-
şandığını da yadsır bir tavır içine girmiştir.
• ••
Bu tavır yanlıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Ermeni
olaylarının ne olduğunu bütün dünyaya karşı anlat-
mak üzere, kendi arşivlerini ve ilgili bütün ülkelerin
arşivlerini taramak, kendi dosyasını hazırlamak ve
kendisine karşı yöneltilmiş bulunan, temeli, Birinci
Dünya Savaşı'ndaki emperyalist Ingiliz önderliğin-
deki Itilaf Devletleri propagandasına dayanan iddi-
aları pasif direnişle değil aktif bir biçimde karşıla-
malı, kendi gerçeğini bütün dünyaya haykırmalı,
birçok konuda inisiyatifi ele alarak bu büyük yala-
nı gündeme getirmeliydi.
Bugüne değin yapmadı Türkiye Cumhuriyeti bu-
nu.
Mehmet Ali Birant'ın bu çarşamba günkü Man-
şet programında söylenenlerden öğreniyoruz ki,
Türkiye artık bu yolu tutmaya kararlıdır ve bütün dos-
yalarını tamamlayarak uluslararası sahneye çıkma-
ya hazırdır.
Yalnız aynı programda yer alan Yalım Erez'in de
belirttiği gibi, Türkiye, geçmişteki kendi hataları yü-
zünden, bu maça birkaç gol yemiş olarak çıkacak-
tır.
Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti'nin Tarih Ku-
rumu'nun hazırladığı dosyayla yetinmeyip, o bilim-
sel çalışmalarla sınırlı kalmayıp aynı zamanda dev-
let olarak büyük bir diplomatik atakla uluslararası
alanda ön planda yer alması da gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti, diplomatik atak yaparak
öne çıkmalı, bize karşı uygulanan agresif politika-
ya aynen mukabele de etmelidir.
örneğin, belgeler ortaya konarak Fransa'nın 1915
öncesinde, sırasında ve sonrasında Kurtuluş Sa-
vaşı dönemindeki sorumlulukları Paris'in yüzüne
vurulmalı, Fransız Dışişleri Bakanı'na belgeler gös-
terilerek aynen onun tonunda ve yüksek sesle,
- Buyrun Mösyö, belgeler burada, siz Fransızlar
da tarihinizle yüzleşin(l) denmelidir.
Bu arada, Ermenistan ile Türkiye'nin sınırlarının
açılması talepleri karşısında yumuşamamalı ve Tür-
kiye kendi topraklarını Ermenistan olarak ilan eden
anayasal Ermeni belgesi değişmediği sürece bu
sınırı asla açmayacağını söylemelidir.
Yeter artık! Ermeni gerçeğini konuşmanın sırası-
dır! Türkiye sünepelikten sıyrılıp bir atağı başlatmalıdır.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Son şeklini verdiler
Muhaliflerden
alternatiftüzük
ANKARA (AJNKA)
- CHP'li muhalıfler,
partideki temel soru-
nun tüzüğün antide-
mokratik maddeleri ol-
duğundan hareket ede-
rek alternatif tiiziik ve
program yazımını ta-
mamladı.
CHP'de olağanüstü
kurultay için gcri sayım
sürerken muhalifmillet-
vekilleri kurultay son-
rası için hazırlıklarını
sürdürüyor. Edinilen
bilgiye göre, muhalifler
alternatiftüzük ve prog-
ram hazırlığını tamam-
ladı. Şişli Belediye Baş-
kanı Mustafa Sarı-
gül'ün genel başkanlı-
ğını destekleyen mil-
letvekilleri ve parti dı-
şındaki muhalifler, böl-
ge ve taban çalışmala-
rı için girişimlerine de-
vam ediyor. Millerve-
killerinin önümüzdeki
günlerde, Sarıgül'ün
bazı illerde yapacağı
mitinglere katılacakla-
rı öğrenildi.
Karadeniz il başkanları, parti içi mücadelenin bir an önce bitirilip partinin asli görevine dönmesini istiyor
CHPiçinkötüreklam olduYurtHaberleriServisi-CHP'de ge-
nel başkanhk yanşı kızışırken gaze-
temiz muhabirleri Karadeniz Bölge-
si'nde il başkanlarının nabzını tuttu.
Rize tl Başkanı T\ırgut Karafazlı dı-
şında bütün il başkanlan Deniz Bay-
kal'ın yanında yer aldıklarını açık-
larken bir an önce iç tartışmaları bi-
tirerek muhalefet görevine başlama
çağrısında bulundular.
SAMSUN
Suat BiniCİ: CHP'de genel baş-
kan sorunu yoktur. Mutlaka eksiklik-
lerimiz vardır, bunları tamamlayaca-
ğız. Herkes kucağındakileri olağa-
nüstü kurultayda dökmeli, olağan ku-
rultaya kadar da susmalı. Biz Sayın
Deniz Baykal'ın yanındayız.
TRABZON
Cafer HazaroğlU: Artık içe dö-
nük mücadeleyi bir an önce bitirip
dışa dönük mücadeleye girmemiz ge-
• Karadeniz bölgesi il başkanlannın büyük bir kısmı CHP'nin
genel başkanhk sorunu bulunmadığım vurgularken yaşanan sürecin
partiye zarar verdiği konusunda birleşiyor.
rekiyor. Ülke çok hassas bir dönem-
den geçiyor. Parti bu tartışmalarla
yıpranıyor. Kurultay delegeleri ile du-
rum değerlendirmesi yapacağız.
CÜMÜ5HANE
Erkaii Pelit: Ben kişisel olarak
genel başkandan yanayım. Gümüşha-
ne'de 2-2 olur diye bekliyoruz. Ama
Sayın Baykal'ın devam etmesi gere-
kiyor.
CIRESUN
Eşref Karaibrahim: Henüz
kurultay delegeleri olarak bir değer-
lendirme yapmadık. Ama ben genel
başkandan yanayım. 11 delegemiz
var. Bizde hiç blok olmadı. Yüzde 60
Baykal, yüzde 40 Sangül diyorum.
RİZE
Turgut Karafazll: SayınBay-
kal'ın zamanında yalvararak CHP'ye
kaydettiği, övgüler yağdırarak gökle-
re çıkardığı Sangül'ün adı genel baş-
kanhk için öne çıkınca aldığı tavır ve
yapılan karalama çahşmalan çok ya-
kışıksız. tl başkanlarının üzerinde ve
delegeler üzerinde yoğun bir psiko-
lojik baskı var.
SİNOP
Hüseyln Keskln: Ben o ya da
bu demiyorum, parti diyorum. De-
niz Baykal'ın daha ağır bastığını dü-
şünüyorum. Sangül bu partinin işle-
yişini tanımadan sokaktan, sokak mu-
halefeti ile örgüte girmeye çalıştı. Bu-
nu söylerken Sarıgül'ün adaylığını
yanlış bulmuyorum. Bu en doğal hak-
kıdır. Benim yanlış bulduğum gidi-
şatı ve kulvandır.
KARABÜK
İsmail Yllmaz: Amerikan ica-
zeti almış bir başkan yerine muhale-
fet olacak birinin başımızda olması
CHP için daha hayırlıdır. AKP ikti-
darının kopma noktasında olduğu bir
süreçte alınan kurultay karan CHP
için kötü bir imaj ve reklam olmuş-
tur. Atatürk'ün kurmuş olduğu
CHP'yi gündeme bu tür yapay ve ka-
ralayıcı etkenlerle taşımaktansa ana
muhalefet görevini yerine getirerek da-
ha çok yol alabilirdik.
'DEĞİŞİMİN ÖNCÜLÜĞÜNE ADAYIM'
Hurşit Güneş
yarışa katıldı
tstanbul Haber Servi
si-Marmara Üniversite-
si Öğretim Üyesi ve " Ye-
niden CHP Hareketi"
Sözcüsü Prof. Dr. Hur-
şitGüneş, 29 Ocak'ta ya-
pılacak CHP Olağanüs-
tü Kurultayı'nda genel
başkan adayı olacağını
açıkladı. Güneş, CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal ve Şişli Belediye
Başkanı Mustafa San-
gül'e "Adayüktan çeki-
lin" çağrısı yaptı.
Güneş, tstanbul delege-
leri Mehmet Kazancıoğ-
lu ve Ünıit Süan'la birlik-
te, CHP tstanbul tlÖrgü-
tü'nde dün basın toplan-
tısı düzenledi. CHP seç-
menlerinin yıllardır ikti-
dar olamama sıkıntısı ya-
şadıklarını dile getiren
Güneş, "Parti şündi de
Baykal ile Sarıgül'ün bir-
biıîerini şaibe ve yolsuz-
lukla suçlamasuıa şahit
oluyor" dedi.
CHP özüne dönecek
CHP'nin son yıllarda
antidemokratik bir yöne-
timin eline geçmiş olma-
sına karşın gelenek ola-
rak en demokratik parti
olduğunu ifade eden Gü-
neş, Türkiye'nin, AKP
hükümetinden, ancak de-
mokratik bir CHP ile kur-
tulabileceğini söyledi.
CHP'ye her zamankin-
den daha fazla ihtiyaç du-
yulduğunu dile getiren
Güneş, konuşmasını şöy-
le sürdürdü:
• Baykal ve Sangül
için "iki aday
müsveddesi
birbiriyle kavga
ediyor" diyen
Güneş, "çekilsinler
ve CHP'nin önünü
açsınlar" diye
konuştu.
"Bugün Türkiye'nin
umutlannı tazeleme ta-
rihi. Arük CHP'deki so-
runlann aşdması için bir
tophımsaldönüşümhare-
keti başbyor.Hem CHP'yi
özüne döndüreceğiz hem
de çağdaş bir ülke ve adil
bir toplum yaratacagız."
Olağanüstü kurultay-
da, hiçbir CHP' linin, be-
nimsemediği iki aday ara-
sında kalmak zorunda ol-
madığını vurgulayan Gü-
neş, CHP'de değişimin
öncülüğünü yapmaya
aday olduğunu belirtti.
Çekilin çağrısı
Toplantının ardından
gazetecilerin sorularını
yanıtlayan Güneş, "Bay-
kal ve Sangül'den sonra
üçüncü bir adayın çıkma-
sı bekleniyordu. Bu bek-
lenen üçüncü aday siz nıi
olacaksınız" sorusunu,
"Şu anda iki aday çıkmış
değiL İki aday müsvedde-
si birbiriyle kavga ediyor.
Çekilsinler ve CHP'nin
önünü açsınlar" diye ya-
nıtladı. "Kurultayda genel
başkan adayı olmak için
delegelerin beşte birinin
imzasuun gerektiği" ko-
nusuyla ilgili ise Güneş
şöyle konuştu:
"Bu sorun bizim açı-
mızdan aşılmıştır. Ben
matematiksel hesaplar-
da bulunmuyorum. Neye
inanıyorsam onu yapıyo-
runı. Bu, kurultay günü
önünıüzegelecektir vege-
reği yapılacaktır."
tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
BOLU
Catllt Çingi: tl örgütü ile ortak
birkarar alacağız. Kim kazanırsa CHP
için yeni bir süreç başlayacak, bu ül-
ke için yapacaklanmız çok fazla. Ku-
rultayı bir an önce yapıp ana muha-
lefet görevimizi yerine getirmeliyiz.
AMASYA
Peyami Mutluer: CHP'de Bay-
kal'ın genel başkanlığının devamın-
dan yanayız. Mustafa Sarıgül CHP'yi
taşıyamaz. Çünkü bugüne kadar eko-
nomik, sosyal, siyasal anlamda hiç-
bir projesi ve altyapısı, kadrosu yok.
Her zamanki isyancı 13 milletvekili
ile hareket ediyor. CHP'nin genel baş-
kanı böyle olmamalı.
ZONCULDAK
Ali KOÇal: Şu anda genel başkan-
hk gibi bir sorunumuz yok. Partinin
genel başkanı görev başındadır. Ül-
kenin içinde bulunduğu
önemli sorunlar varken
CHP'li olduğunu söyleyen
kişilerin kritik bir dönem-
de partiyi yıpratacak ge-
lişmelerde bulunmasını ya-
dırgıyorum. Sağduyulu ve
akhselim kurultay delege-
leri hür iradeleri ile bu
olumsuzluğa ve dışardan
müdahaleye gerekli yanıtı
verecektir.
ORDU
Rahmi Güner: Biri-
leri CHP'den ve genel baş-
kandan 1 Mart tezkeresinin
intikamını almak istiyor.
Bu kurultay onlar için bir
anlamda 1 Mart tezkeresi-
nin rövanşı olacaktır.
CHP'nin genel başkanh-
ğını ve kadrolannı ele ge-
çirmek amacında olanlar
bu kurultayda son cevabı
alacak ve tarihe gömüle-
cek. Kimse CHP'yi başka
partilerle karıştırmasın.
ABD'den icazet, cemaatler-
den destek alıp arkalann-
daki çamura bakmadan
CHP'nin genel başkanhğı
gibi önemli bir görevi akıl-
lanndan geçirenler bu ku-
rultayda bir kez daha ders-
lerini alacaklardır.
TOKAT
Oktay Üstünel: ts
temeyerek de olsa kurultay
karannı saygıyla karşılı-
yoruz. Genel başkanın ya-
nında yer alıp ilerleyeceğiz.
Tavırlarmı açıklamak için tablonun netleşmesini bekliyorlar
Üçüncü yolcular arhyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP grubunda hem
Baykal hem de
Sarıgül'e sıcak
bakmayan "üçüncü
yol"cu milletvekili
sayısının yüksekliği
dikkat çekiyor. Ancak
bu milletvekilleri de
aralarında hedef ve
beklentiler açısından
dağınık bir görüntü
çiziyor. Bir grup
milletvekili, Baykal'ın
liderliğine itiraz
etmezken parti
vitrininin değişmesini
istiyor. Bir grup ise
çıkacak genel başkan
Hedef ve beklentiler açısmdan dağınık
bir görüntü çizen üçüncü yolcu
milletvekillerinin sayısı yükseliyor.
"Her şey çok çabıık
gelişti. Parti sıkıntılı bir
süreç yaşıyor. 29 Ocak
tarihinin unıut
oltnasnu diliyorum"
dedi.
adaylarına göre tavır
belirlemeyi planlarken
bazı milletvekilleri de
"3. isim"de ısrar
ediyor. Nurettin Sözen,
Mustafa Sayar ve
Hakkı Akalın'ın içinde
yer aldıgı tktidara
Yürüyüş Hareketi,
henüz tavrını
netleştirmedi.
Hareketin sözcüsü
Hakkı Akalın, gerek
milletvekili gerekse
örgütlerin görüşlerini
alacaklannı belirterek
Mozaiği geniş parti
Akalın, gelecek hafta
içinde örgüt ve
partililerin
eğilimlerine göre tavır
belirleyeceklerini
söyledi.
Istanbul Milletvekili
Kemal Derviş ve
arkadaşlarının 3. isim
olarak gündeme
getirdiği tstanbul
Milletvekili Zülfii
Livaneli için bazı
milletvekilleri de nabız
yokluyor. Bu konuda
girişimde bulunduğu
belirtilen Manisa
Milletvekili Hasan
Ören, "bugünden bir
şey söylemek
istemediğmi" belirtti.
CHP'nin "mozaiği
geniş bir parti"
olduğunu belirten
Ören, tavır açıklamak
için tablonun biraz
netleşmesini
beklediğini ifade etti.
HALUK KOC:
'Aday
değilim
9
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Genel başkan
adayhğı için adı geçen
Grup Başkanvekili Haluk
Koç yazıh bir açıklama
yaparak aday olmayacağı-
nı bildirdi. Genel merkezin
adaylığıyla ilgili çıkan ha-
berlerden rahatsızlığmı ilet-
mesi üzerine Koç, şu anda
grup başkanvekilliği göre-
vini yürüttüğünü belirte-
rek "Bu aşamada başka
noktada bir göreve talip ol-
mam söz konusu değildir.
Zor bir siyaset döneminde,
sorumluluğunu yerine ge-
tirmek durumunda oldu-
ğum görevimin başında-
yım" açıklamasını yaptı.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
TBMM'de önceki gün çıkarılan ka-
nunla SSK hastaneleri Sağlık Bakan-
lığı'na devredildi. Bu devri gerçek-
leştiren AKP hükümetinin iddiası sağ-
lık hizmetlerinin tek elde toplanıp da-
ha kaliteli hizmet verilmesi. Bunun
ne kadar gerçeği yansıttığı çok tar-
tışmalı.
Gerçekten SSK hastanelerinde hiz-
met, hele de büyük şehirlerde ne ya-
zık ki sınırlı. AslındaTürkiye'de sağ-
lık hizmeti sorunlu. Hastane kapıla-
rında beklemek, yeteri hizmet ala-
mamak SKK'linin temel derdiydi. An-
cak bu sınırlı ve sorunlu hizmetin so-
rumlusu herhalde SSK hastaneleri
ve SSK çalışanları değildi. Yapılan
bir araştırmaya göre SKK'deki has-
taların aldıkları pay Emekli Sandı-
ğı'ndan hizmet alanlara harcanan pa-
ranın yarısından bileaz. Şimdi Emek-
li Sandığf ndan hizmet alanlar haklı ola-
rak kendilerinin aldıgı hizmetin de
kalitesiz olduğunu söyleyecekler ki
doğrudur. Fakat SSK'lininki bunun
SSK Hastaneleri ve Sağlığımız
çok daha altında.
Hükümet, bunları birleştirerek da-
ha iyi hizmet verebileceğini iddia edi-
yor. Daha iyi hizmet ancak bu alana
daha çok kaynak ayırmakla müm-
kündür. Okmeydanı SSK Hastanesi
çok uzun yıllardır aynı yatak sayısıy-
la hizmet vermek zorunda, çünkü ya-
tırım yok. Gelen hükümetler hep
SSK'nin açıklarını nasıl kapattıkları-
nı, devletin ne kadar zarara uğradı-
ğını söylediler. Her alanda hortumcu-
lara para kaptıranlar iş sağlığa gelin-
ce, kendi hatalarından kaynaklanan
bir açık nedeniyle toplumun önemli
bir kesimini sağlık hizmetlerinden
mahrum bırakmayı tercih etmiş olu-
yorlar.
Sağlık Bakanı, son karardan son-
ra, "SSK hastanelerini satmayacağız"
dedi. Sendikaların ve sivil toplum ku-
ruluşlarının tepkilerinden sonra böy-
le konuştuğu söylenemez mi? Bu-
gün bu tepkileri yatıştırmak için böy-
le konuşan Sağlık Bakanı, yarın na-
sıl davranacaktır? Sağlığın özelleşti-
rilmesi IMF'nın ve Dünya Bankası'nın
temel politikalarından birisi olarak
AKP hükümetinin önüne konmadı
mı? Yarın bu Sağlık Bakanı gider, ye-
rine gelen, "Ne yapalım" diyerek bu
hastaneleri özel kurumlara satarsa
ne olacak?
Bu konudaki temel sorunu sağlığa
aynlan para diye özetleyebiliriz. Istan-
bul Tabip Odası Başkanı Profesör
Gençay Gürsoy, bu konudaki duru-
mu geçen yıllardaki bir konuşmasın-
da şöyle özetlemişti: "Toplumun açık
gereksinmesine karşın sağlık alanın-
da yeni biryatırım yapılmadı ve 5 bin
hekimin istihdamı, kaynakyok gerek-
çesiyle uygun görülmedi. Hükümet,
ülkenin kaynaklarını küçük bir kesi-
me aktarmak yerine, sahibi olan biz-
lere döndürmek için 2004 yılı genel
bütçesinden sağlığa aynlan payı yüz-
de 2.4'ten en az yüzde 5'lere çıkar-
malıdır."
Gençay Gürsoy, bu oranı geçen yıl
için istemişti, aradan bir yıldan fazla
zaman geçti. Sağlık alanında reform
ve daha iyi bir sağlık hizmeti için 2005
yılı bütçesinden sağlığa ne kadar pay
ayrıldı sanıyorsunuz: Yüzde 3.55.
Doktorlar ve sağlık kesiminde çalışan-
lar bu oranın hiçbir ihtiyacı karşılama-
yayetmeyeceğini ve bu nedenleSSK
hastanelerinin devrinin hiçbir derde
deva olmayacağını belirtiyorlar.
Sonuç olarak SSK hastaneleri çok
tartışmalı bir şekilde Sağlık Bakanlı-
ğı'na devredildi. Buradaki işçi ve iş-
veren hakları da dikkate alınmadı.
Olan oldu. Acaba olan oldu mu? Bil-
miyoruz, önümüzdeki dönemde bu-
nun ne anlama geldiğini daha iyi an-
layacağız.
Sağlık ciddi bir konu. Yaptım de-
mekle olacak gibi değil. Bu alanda ya-
pılması gereken çok şey olduğu da
bir gerçek. Ancak, önce düşünülme-
si gereken şey, topluma yaygın bir
sağlık hizmetinin nasıl götürüleceği-
nin planlanması. Türkiye gibi adam
başına yıllık 3000 dolarlarda bir ge-
lire sahip olan ülkede, hangi sağlığı
özelleştirebilirsiniz?
SSK hastanelerinin özelleştirilme-
siyle AKP hükümeti çok radikal sa-
yılacak bir adım attı. Bunun sonuç-
larının ne olduğunu uygulamalara ba-
karak daha iyi anlayacağız. Şurası
bir gerçek ki, asıl olan bu toplumun
çalışanlarına, dar gelirlisine nasıl bir
sağlık hizmeti verileceğidir. Zaten du-
rumu iyi olanlar özel sağlık sigorta-
sından yararlanıyorlar. Yoksullar ise
hastane kapılarında kuyruktalar. Bu
çözülecek mi?
İddia böyle ama, gerçek böyle mi?..