Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2005 PAZAR
CHP KURULTAYINA DOGRU
DÜNYADABUGİJN
ALt StRMEN
Bu Kez Öykii İyi Bittî...
Kalleş fırtınanın elinde oyuncaktır
Sevgiden arta kalmış pişmanlıklar
Ateş böceklerinin kanadında uçuşur
Gönülleri aldatan yalan yeminler
Mavi buhurdanlıktan tütsülenirken akşam
Yutup aydınlıklan tüm evreni kucaklar
Nemli ıslak gözlerle dev olur yalnızlık
Biryeşim taşı kadar katılaşır anılar"
Sevgili,
Yukarıya bir bölümünü aldığım "Yeşim Taşı" adlı şi-
ir, 1999 yılında yitirdiğimiz, Nuşin Kavukçuoğlu'na
ait.
Ben, zarif bir hanımefendi olan Nuşin Hanım'ı ellili
yılların sonunda, altmışların başındatanıdığımda, şi-
ir yazdığını bilmezdim. Oğlu Deniz'in arkadaşı ve de
özel tarih hocasıydım.
Benden birkaç yaş küçük olan, cin gibi ve de hay-
laz Deniz'in, hangi muzipliğin dürtüsüyle tarih dersi
alma gereksinimi duyduğunu hiçbir zaman anlamış
değildim.
Çünkü kafası ve merakı böyle bir ihtiyacı doğurmu-
yordu.
Deniz Kavukçuoğlu ile aynı zaman dilimi içinde,
deniz ülkelerinin en güzellerinden biri olan ortak bir
yurtta yaşadım.
Ortak yurdumuz, Kadıköy-Moda-Mühürdar üçge-
niydi.
Aradan yıllar geçecek, Deniz, "Alageyik Sokağı Bir
Liman mıydı?" adlı kitabında, ortak yurdumuzu, bir-
likte yaşadığımız zaman parçasını, ortak anılarımızı,
müşterek dostlarımızı bir ilk kitapta rastlanması güç
ustalıkla anlatarak okurlarını zaman ve mekân içinde
eşsiz bir yolculuğa çıkaracaktı.
•••
Deniz'in muzipliğini, haylazlığını, macera ve seya-
hat düşkünlüğünü kimden aldığım bilemem. Ama bel-
li ki, yazarlık yeteneğini annesi Nuşin Hanım'dan al-
mış.
Âltmışlı yıllarda, Nuşin ve Deniz Kavukçuoğlu'lara
birkaç yüz metre mesafede oturan anneannem, aile
büyüklerinin yeteneklerini, davranışlarını yansıtan kim-
seler için hep "Eeee, armut uzağa düşmez dibine dü-
şermiş" derdi. Ne zaman anne veya babalarının has-
letlerini sürdüren insanlara rastlasam ben de hep an-
neannemin bu deyişini hatırlarım.
Bu durumda şair Nuşin Hanım'ın oğlu Deniz'in de
has bir yazar olmasında şaşacak bir yön yoktu.
Deniz, siyasal nedenlerle yaşamının çeyrek yüzyı-
lını yurtdışında, Almanya'da geçirdi. Kuşkusuz Nuşin
Hanım bu duruma çok üzülmüştür.
Aslında, münferit bir olay değil, altmışsekiz kuşa-
ğının analarının ortak yazgısıydı bu.
Ama altmışsekiz kuşağının analarından hangisi, ya-
şamının son günlerinde, oğlunun, kendi şiirlerini bu-
lup derleyip bir kitap haline getirerek kucağına koy-
duğunu görme mutluluğunu yaşamıştır?
Nuşin Hanım aramızdan ayrıldığında, geriye yazar
bir çocuk ve bir de şiir kitabı bıraktı.
• • •
Geçenlerde, Deniz ile eşi, arkadaşımız Sevgi'yi Ba-
lıkpazan'nda Degustasyon'un kaldırıma atılmış ma-
salarından birinin başında, hiçbir şey yiyip içmeden,
otururken gördüm.
Canları sıkkındı. Deniz'in, Mücap Ofluoğlu'nun
emrivakiyle aldığı randevu sonunda gittiği chek-up'tan
pek iyi sonuçlar çıkmamıştı.
Onarılmaz bir durum yoktu, ama sigara kesilecek-
ti.
Aradan bir on gün geçti. Deniz'in, Amerikan Has-
tanesi acil servisine kaldırıldığını öğrendim.
Bir kalp krizi geçirmiş, son anda kurtarılmıştı, du-
rumu iyiydi.
Şimdi evinde istirahatta, birkaç güne kadar o dö-
nem de geçecek, yavaş yavaş normal yaşamına, ta-
bii sigarasız olarak, dönecek.
Evet Sevgili, kâbus gibi bir dönem yaşadığımız son
zamanlarda, iyi biten bir öykümüz de oldu çok şükür.
Ama Deniz Kavukçuoğlu olayından alınacak bir
dersimiz var. Bizim insanlarımız, ne kadar okumuş ve
uygar olurlarsa olsunlar, sağlık konusunda çok ilkel
davranıyor, hele altmışından sonra, sağlığın yaşamı-
mızdaki öncelikli yerine uygun hareket etmeyi, dev-
resel denetimlere gitmeyi beceremiyorlar.
Her zaman da Deniz Kavukçuoğlu olayında oldu-
ğu gibi, mutlu sonla bitmiyor bu ihmalkârlık.
Sanırım, Deniz bundan böyle hem kendisine hem
bize armağan olan döneminde, bu toplumsal tavrı-
mıza karşı yoğun bir kampanya yürütenlerin ön sıra-
larındayeralacak, Mücap Ofluoğlu'nun kendisini zor-
laması gibi, o da başkalarını zorlayarak kurtulmalarına
yardımcı olacaktır.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Ankete göre halk Sarıgül' dedî
Seçmen partide
değişim istiyor
Istanbul Haber Servisi
-Oy tercihi CHP olmayan
seçmenlerin, partinin is-
tekleri doğrultusunda de-
ğişmesi durumunda
CHP'ye oy verecekleri
belirtildi. SONARaraşnr-
ma şirketi tarafindan ya-
pılan ankete katılan ve
CHP'ye oy vermediği ifa-
de edilen 1311 kişinin
yüzde 46.2'si «CHPsizin
istekleriniz doğrultusun-
da bazı değişiklikler yap-
sa bu partiye oy verir mi-
siııiz" sorasuna "Evet"
yanıtını verdi.
15 kentte yapılan an-
kete katılan 1632 kişinin
yüzde 76.04'ü, CHP'nin
bugünkü durumunu be-
ğenmediğini dile getirdi.
"BugünküCHP'yineden
beğenmiyorsunuz'' sora-
suna deneklerin yüzde
29.09'u "Parti içitartiş-
malarveanlaşrıazlıklar"
şeklinde yanıt verirken
yüzde 15.71'i Genel Baş-
kan Deniz Baykal, yüz-
de 10.88'i ise fikirlerine
uymaması nedeniyle
CHP'yi beğenmediğini
söyledı.
Ankete katılanların
yüzde 59.4'ü, Şişli Bele-
diye Başkanı Mııstafa Sa-
rıgül'ü CHP genel baş-
kanı olarak görmek iste-
diğini ifade ederken yüz-
de 11.2'si Deniz Baykal'ın
göreve devam etmesi ge-
rektiğini söyledi, yüzde
12.8'i ise genel başkanlık-
ta başka bir isim konu-
sunda uzlaştı. Seçmenle-
rin yüzde 46.5'i Sangül'ü
daha inandırıcı bulurken
Baykal'ı inandıncı bulan-
laryüzde 9. l'de kaldı. An-
kete katılanların yüzde
26.8'i bu soruya, "Üdsi
de inandırıcı değil" diye
yanıt verdi.
Diyarbakır'dabeş bin kişiye seslenen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül gövde gösterisi yaptı:
CHP halldayenidenbanşacaktBRAHİM KARAASLAN
DİYARBAKIR - Şişli Belediye
Başkanı Mustafa SanguL CHP kurul-
tayının Türkıye'nin ve partinin Deniz
Baykal'dan kurtulma kurultayı ola-
cağını söyledi. Sangül,"Diyarbakır'a
CHP ile bütün ıılusunıuzu barıştir-
nıaya, bütünleştirnıcye geldim. Banş,
özgürlük ve dünya insanının nıutlulu-
ğu için buradayım"dedı.
Mustafa Sarıgül, CHP milletvekil-
leri Mıüısin Koçyiğit,MuharremTop-
rak, Muharrem Doğan, Turhan Tüy-
süz, Erdoğan Kaplan'ın yanı sıra Bit-
lis ve Şırnak il başkanlanyla birlikte
Diyarbakır'da gövde gösterisi yaptı.
Ozel bir uçakla kente gelen Sangül,
havaalanında kalabalık bir grup tara-
findan karşılandı. Havaalanı VIP sa-
lonunda basına açıklama yapan Sa-
• "Benim iki görevim var. Biri CHP'yi dünyanın en demokratik partisi
yapmak, ikincisi bütün solu birleştirmek ve önümüzdeki seçimlerde sosyal
demokratların Türkiye'de aldığı en büyük oyu almak" diyen Sarıgül, 29 Ocak'ın
"Baykal'dan Türkiye'nin ve CHP'nin kurtulma kurultayı" olacağını söyledi.
rıgül "Istiyorum ki CHP ile ulusu-
muz arasında örülen yapay duvarla-
rı kaldıralını. Benim iki görevim var.
Biri CHP'yi dünyanın en demokratik
partisi yapmak, ikincisi bütün solu
birleştirmek ve önümüzdeki seçim-
lerdesosyaldemokratlann Türkiye'de
aldığı en büyük oyu almak"dedi.
Konuşmasındabölgedeki sorunla-
ra değinen Sangül, CHP lideri Deniz
Baykal'ın Diyarbakır'da delegelerle
yaptığıtoplantıyı da eleştirdi. Sangül,
"Boşaltilan köylerinizi biliyorum. Ço-
cuklannızuı işsizliğini biliyorum. Sa-
dece ve sadece Diyarbalar'a delege
arkadaşlarla konuşmak için, sadece
kendi koltuklan sözkonusu olduğuza-
man gelenler gibi değilim. Lazıyla,
Kürdüyle, Çerkeziyle,Alevisiyle, Sün-
nisiyledmfarla,düfarla,ırkfarla,kül-
türve mezhep farkıgözetmeden, dün-
ya insanlığının barışı ve hoşgörüsü
için Diyarbalar'a geldim. Bu kurultay
sayın Baykal'dan Türkiye'nin ve
CHP'nin kurtulma kurultayıdır. Bu
kurultay, CHPileulusumuzu barışnr-
ma kurultayıdır"diye konuştu.
Yüzlerce araçlık konvoyla kent için-
de tur atan Sangül, daha sonra Balık-
çılarbaşı semtindeki Class Otel önün-
de toplanan yaklaşık beş bin kişiye ses-
lendi. "Mardinkapı şen olur, Sarıgül
başbakan olur, halkımız mutlu
olur"yazılı pankartla karşılanan ve
konuşması sık sık "Başbakan San-
güPsloganlanyla kesilen Sangül şöy-
le dedi:
"CHP genel başkanı 28 Mart se-
çimlerinde Diyarbalar'a geh'p miting
yapamadı. Ekmedi ki toplasuı. Ver-
meden almaksadeceAllah'amahsus-
tur. 29 Ocak'tan sonra yapacağunız
ilk mitingler Diyarbakır, Adıyaman,
Şırnak ve Mardin'de olacaktır. Çev-
renizdekilerle konuşun, ayuı 29'un-
da 43 yıldan bu yana siyasette bıılu-
nan ve 15 yıldır genel başkan olan ve
hiçbir siyasi gelişmeye imza atama-
yan Baykal mı seçilsin, Sarıgül mü se-
çilsin. Bu bir yanşma kurultayı ola-
caktır."
Sangül'ün konuşması sırasında adı-
nın Sıdık Göçtürk olduğu öğrenilen
bir kişi, "Kürt halkı için bir şeyler
söyleyin. Kürt halkını yannuza alma-
dan başbakan olamazsınız. Biz bu ül-
keyi seviyoruz, bunu halk çocuğu ola-
rak söylüyoruz. Analanmız, kardeş-
lerimiz ağlıyor, bunu durdurahm" di-
ye seslenince, polisler tarafindan gö-
zaltına alınmak ıstendi.
Ancak Mustafa Sangül, bunları
dikkate alacağını söyleyip bu kişinin
gözaltına alınmasım engelledi. San-
gül daha sonra CHP delegeleriyle bir
araya geldi.
GÜNEŞ, SARIGUCLE GORUŞTU
Tek cuhıy
aroyışları
Havaalanında kalabalık bir grup tarafindan karşılanan Mustafa Sarıgül, yüzlerce araçlık konvoyla kent içinde tur attı. Bölgedeki
sorunlara değinen Sarıgül, 29 Ocak'tan sonra yapacağı ilk nütinglerin Diyarbakır, Adıyaman, Şırnakve Mardin'de olacağını söyledi.
îzmir'de delegelerle buluşan Livaneli, muhalefetin tek adaya inmesini istedi:
Değişim için yola çıkbk
HAKANDİRİK
tZMİR-CHP'de "3. Yol", yo-
la Izmir'den çıktı. CHP Genel
Başkanlığı'na aday olmak için
Îzmir'de delegelerle buluşan Is-
tanbul Mılletvekili Zülfü Liva-
neli, CHP'nin, köklerine layık
hali gelmesi için değişimin şart
olduğunu dile getirerek, "CHP'yi
solun gurur duyacağı bir parti
haline getirmek için yola çıktık"
dedi. Livaneli, muhalefetin kurul-
taya tek adayla gitmesi gerekti-
ğini kaydetti.
tzmir'i "CHP'nin kaksiveTür-
kiye'yedalgadalgayayılansol ha-
rekeflerinbaşlangıçnoktası'' ola-
rak tanımlayan Livaneli, Adnan
Menderes Havaalını'nda yaptığı
açıklamada, Türkiye için kurtu-
luş ve aydınlanma ifade eden tz-
mir'de, "yolaçüaşbayrağmı" aç-
tıklannı söyledi. CHP'de her şey-
den önce değişimin şart olduğu-
nu vurgulayan Livaneh, "CHPde-
ğişinıiy^şayacakki, lürkrye'yede
layık olduğu değişimi verebilsin.
Biz, bu değişimiyapabilmek için
Livaneli'yi tzmir'de tl BaşkanıAlaattin Yüksel karşıladL (Fotoğraf: AA)
arkadaşlarımızla yola çıktık.
tnançh, kararu, CHP'nin kökte-
ki ilçelerine ve geleceğe inanan,
Türkiye'nin geleceğuıe inanan,
sımsıkı, yumruk gibi kadro ola-
rak buradayız" dedi.
Genel başkan adaylığının ku-
rultayda 260 ımzayla açıklanabil-
diğini anımsatan Livaneli, her
hareketleriyle bunun için niyet-
li ve kararh olduklannı belli et-
tiklerini dile getirdi. örgütün,
"CHP'nin köklerine layık hale
geunesi için" değişim istediğini
kaydeden Livaneli, bu değişimi
yapmaya aday olduklannı söyle-
di. Muhalefetin CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal'a karşı tek
aday üzerinde birleşme konusu-
nu değerlendiren Livaneli şöyle
konuştu: "Biz ilkelerdeıı yola çık-
tık. CHP'yi solun gurur duyaca-
ğı bir parti haline getirmek için
yola çıktık. tttifak arayışlannın
içine girmedik. O yüzden, ittifak
çauşmalannın nasıl souçlanaca-
ğuu, nereye gideceğuü bUmiyo-
ruz. Ama elbette,durumagöre ar-
kadaşlarla oturup karar verece-
ğiz. Fakat muhalefette adayın te-
ke inmesi gerektiğuıe biz de ina-
nryoruz. Bu çok önemli bir geliş-
me olur. Değişimigerçekleştirece-
ğimiz için bizim grubumuzun tek
muhalefet grubu olarak seçime
girmesini arzu ediyoruz. Biz bir
ses verdikve örgütten cesaret ve-
rici sesler duyuyoruz. O bakım-
dan mutluyuz, bu mutluluğu ku-
rultay salonunda da yaşamak is-
tiyoruz. Bunun teknik aynntıla-
rı nasılolur, arkadaşlarımızla de-
ğerlendireceğiz.''
Havaalanının ardından CHP
Izmir 11 Başkanlığı'm ziyaret
eden Livaneli, konserli olması
planlanan mitingın iptaline iliş-
kin, "Gündemimizde müzik de-
ğil tüzük var" dedi.
Livaneli'ye birükte Izmir'e ge-
len milletvekilleri arasında Hak-
kı Ulkü, Muharrem Ince, Ber-
han Şimşek, tsmail Özay, Hasan
Güyüldar, Ziya Yergök, Nejat
Gencan, Mehmet Nuri Saygun,
Mehmet Çetinoğlu,Hasan Örem
ve Yüksel Çorbacıoğlu da vardı.
suruyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP kurultayı
yaklaşırken "Deniz Baykal'a karşı tek aday" çıkarma
arayışlan da yoğunlaştı. "Ağabey" formüllen
çerçevesınde adı öne çıkan Istanbul Millervekili
Hasan Fehmi Güneş, önceki gün Şişli Belediye
Başkanı Mustafa Sangül'le bir görüşme yaptı. Güneş,
"Adayın teke üıdiriunesi ihtiyacınm paylaşıldığı
izlenimini aldını. Gerek olursa her zaman yeniden
görüşebiliriz" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal
ile olası rakipleri kurultay çalışmalannı sürdürüyor.
Baykal bugün Izmir ve Denizli bölge toplantılannda
delegelerle bir araya gelecek. Bu toplantılara îzmir,
Manisa, Aydın, Uşak, Denizli, Afyon, Kütahya,
Muğla, Antalya, Isparta ve Burdur delegeleri
katılacak. Baykal, delegelerin desteğinı alıp ilk turda
seçılme hesabı yaparken muhalıf gruplar da yönetime
karşı ortak hareket etme
çabalannı sürdürüyor.
Sangül'ün adaylığını henüz
resmen açıklamaması,
Istanbul Millervekili Zülfü
Livaneli'nin de muhalefetteki
adaylann teke ındirilmesi
gerektiği yönündeki mesajlan
"ağabey" formülü için çaba
gösterenleri umutlandırdı.
Hasan Fehmi Güneş'in
önceki gün Istanbul'da
Sangül'le yaptığı görüşmenin
olumlu geçtiği bildirildi.
Güneş, "Bir öneri
götürmedik. Sadece görüştük,
birbirimize bilgi verdik
aynldık. Gerek duyulursa her
zaman görüşürüz" dedi. Güneş, "adaylann teke
indirilnıesi ihtiyacınm paylaşıldığı izlenimini aldığuu"
sözlerine ekledi. Bu kûrultayda Baykal'a karşı
Güneş'in desteklenmesi, ara dönemde yapılacak tüzük
değişiklikleriyle demokratik bir kurultay ortamının
hazırlanması formülünü destekleyenler, Sangül ve
Livaneli'yi adayhktan vazgeçinmeye çalışıyor. Bu
foraıül için çaba gösterenlerden Gaziantep
Millervekili Abdülkadir Ateş, "tlkbaşladığımız
noktaya göre iyi bir yerdeyiz. İyimserim" dedi. Bu
formülü savunanlar, aday adaylanna "İlk hedef
yönetimi değiştimıek. Bu kurultaya tek adayla
gidelim" diye baskı yaparken özellikle Sangül ekibi
içinde bu öneriye karşı itirazlar yükseliyor. Sangül
yandaşlanndan Istanbul Millervekili Ahmet Güryüz
Ketenci, "Sarıgül'e, sen çekil, ben olayım, demek hem
etik değil hem de doğru değil. Mesele sadece Baykal'ın
gitmesi değil. Daha sonra halk yığmlanndan destek
ahnak. Sangül geniş halk yığuüanndan destek görüyor.
CHP bu şansı kaçumamalı" dedi.
• Sangül ile
görüşen Hasan
Fehmi Güneş,
"Adayın teke
indirilmesi
ihtiyacınm
paylaşıldığı
izlenimini
aldım " dedi.
Sangül ekibi
ise 'ağabey'
formülüne
sıcak bakmıyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Soğuk ve fırtınalı bir Münih sabahı.
Ocakayınınsonhaftasınageldiğimiz-
de heryıl Türkiye'nin veAvrupa'nın bir-
çok kentinde "faili meçhul" cinayet-
lerde yitirdiğimiz değerli aydınlarımız
için toplantılar düzenlenir. Bizler de
bu toplantılara katılır, bu acıları payla-
şır.geçmişyıllarayönelikbirdeğerlen-
dirme yapmaya çalışırız.
Otelin penceresinden dışarıyı göz-
lüyorum. Rüzgâr, karları havayasavu-
ruyor. Sokakta kimseleryok. Yalnızca
fırtınanın sesi. Uğulduyor. Sabahın ka-
ranlığında yüzlerini anımsamaya çalı-
şıyorum. ProfesörMuammerAksoy,
Profesör Bahriye Üçok, savcı Do-
ğan öz, Adana Emniyet Müdürü Ce-
vat Yurdakul, gazeteci Abdi Ipekçi,
Profesör Ahmet TanerKışlalı, Profe-
sör Cavit Orhan Tütengil, yazar Ümit
Kaftancıoğlu, DoktorSevinç Özgü-
ner, Profesör Ümit Doğanay, yazar
Musa Anter, Avukat Vedat Aydın,
Profesör Ahmet Taner Kışlalı ve ga-
zeteci Uğur Mumcu. Daha kimler,
kimler... Bunlar ülkemizin önemli biri-
kimleriydi. Hepsini öldürdüler.
Yann 24 Ocak, 12 Yıl Geçti...
Kimin neden öldürdüğünü devleti
yönetenlerçözemediler. Hepimizin bıl-
diği gerçekleri, onlar ortaya çıkara-
madılar. Çıkarmak istemediler. Cina-
yetler devletin gizli arşivlerinde dos-
yaların içinde kaybolup gitti. Bu cina-
yetlerin en büyük takıpçilerinden biri-
si sevgili Uğur Mumcu'ydu. Cinayet-
lerin üzerine üzerine gıdiyor ve üstü ör-
tülmeye çalışılan gerçekleri bir bir or-
taya çıkarmayaçalışıyordu.Çoğunun
aydınlanmasına yarayacak ipuçlarını
onun kitaplarını karıştırdığınızda bula-
bilirsiniz. 0 bir dönemin tarihini ay-
dınlattı. Sanki kaderinin üzerine gidi-
yor gibiydi. Karlı bir Ankara sabahın-
da onu da öldürdüler.
Uğur'un ölümünün üzerinden tam 12
yıl geçti. Elimiz böğrümüzde. Onun
yorulmak bilmeyen enerjisini hatırla-
dıkça, utanç içinde başımızı öne eği-
yoruz. Şimdi Avrupa Birliği'nin kapı-
sındayız. öldürülen aydınların karan-
lıkta kalmış ölüm dosyaları koltuğumu-
zun altında, Türkiye'nin demokratik-
leşmeye çalıştığını kanıtlamaya uğra-
şıyoruz.
En iyi kıymetli aydınlarımızı, devlet
içinde yuvalanmış, darbe planları ya-
pan güçlerin komploları sonucu yitir-
dik. Bunu hepimiz biliyoruz. Ancak,
neyazık ki bu hepimizin bildiği gerçek-
leri aydınlatacak birdemokrasi ve öz-
gürlük birikimi henüz Türkiye'de oluş-
madı. Katillerden ve onları yönlendı-
renlerden hesap soracak bir güç he-
nüz ortaya çıkamadı.
Geçmışi bu kadar karanlık birtarih-
le, gerçek demokrasiye ulaşabilir mi-
yiz? Fırtınanın uğultusu artıyor. Elim şa-
kağımda, Türkiye'nin demokrasi yol-
culuğunun kilometretaşlarını sayma-
yaçalışıyorum. Avrupa Birliği Uyum Ka-
nunları içinde ülkemizin demokrasi ve
özgürlük yolunu açacak birçok mad-
deyeralıyor. Geçmışin mirası olan bir-
çok baskıcı yasa maddesi tarihe ka-
vuşuyor. Bunlar yeterli değil, dahade-
ğişmesi gereken çok şey olduğu da bir
gerçek.
Belki yasalar değiştirilebilir, bazı adım-
lar da atılabilir. Ancak bu ülkenin cina-
yetlerle yok edilen aydınlarının katille-
ri, bu katilleri yönlendiren örgütlenme
açığa çıkarılmadan, bu kara leke temiz-
lenmeden bu ülke gerçek demokrasi-
ye ulaşamaz. Demokrasinin en önem-
li unsurlarından birisi şefîaflıktır.
Mehmet Ali Ağca'nın askeri ceza-
evinden kaçırılmasını kimler örgütle-
mişti ve devlet içindekı hangi güçle-
rin desteğıni neden almışlardı? Bu so-
runun cevabını öğrenebildik mi? Uğur
Mumcu bu soruyu çok sormuştu.
Doğan öz davasında Ibrahim Çift-
çi'nin "delilyetersizliği"nden aklanma-
sını sağlayan oyu veren Askeri Yargı-
tay Ceza Daireleri Genel Kurulu'nun 8
üyesini kimler ne diyerek ikna etmiş-
lerdi? Uğur Mumcu ve Mustafa Ek-
mekçi bu sorulann cevabını alamadan
öldüler.
Çath'lara, Çelik'lere, Kırcı'laraye-
şil pasaportiarı veren devlet görevlile-
ri, acabaonların neyaptığını bilmiyor-
lar mıydı? Yoksa onların bu yaptıkla-
rının arkasında durmak ve onları ko-
rumak için mi bunca örgütlenme ya-
pılmıştı? Uğur Mumcu bu soruları da
defalarca sormuş ve cevabını aramış-
tı.
Abdi Ipekçi cinayeti, Doğan öz ci-
nayeti aslında ortaya çıkan bilgiler açı-
sından aydınlandı. Katıllerin kimler ol-
duğu, onların hemen arkasındakilerin
kimler olduğu biliniyor. Türkiye de-
mokratik bir ülke olsa, bunlar iki gün
içinde çözülür. Ancak bu cinayetleri iş-
leyenleri azmettirenlerin kimler oldu-
ğu ortaya çıkmadı. Bir adım daha atıl-
sa onların bulunması da mümkün.
Kimlerdi bunlar? Amaçlarını da biliyo-
ruz. 12 Eylül askeri darbesi bu cina-
yetlerin yarattığı karanlık ortam içinde
hedefine ulaştı.
Münih'te ortalık aydınlanıyor. Kanı
yerde kalmış aydınlarımızı düşünüyo-
rum. Yüreğim yanıyor. Utançla başı-
mı öne eğiyorum.