18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2005 PERŞEMBE 14 kultur(«cumhuriyet.com.tr Bedri Baykam ve arkadaşları farklı çalışmalanyla önemli bir kavramı sorguluyorlar Küratörnerede durmalı?SELCEN AKSEL 'Resim Öldü'... Öldü mü, yoksa özellikle 10 yılda bir or- taya atılan bir laf mı bu? Genç sanatçı neyi bekliyor? Nedir 'caiz' olan? Bedri Baykam, Denizhan Özer, Bülent Bakan, MuratÇelik'in 'Küratöryel Şi- zofreni' adlı sergileriyle gün- demde. Sergide, yerleştirme, video, tuval üzerine çalışmalar gibi teknik ve disiplin olarak farklı örnekler yer alıyor, bü- tünü ise oldukça ilgi çekici. Bu doğrudan yaklaşım, açık bir söylemin ve karşı duruşun ifa- desi. Küratörliik olgusununya- nı sıra sanat piyasası ve orta- mıyla ilgili başka konularda da eleştirel göndermeler içeren işler de yer alıyor bu sergide... Geçmişi daha öncesine daya- nan bu karşı duruş ve bu sergi üzerine konuştuk Baykam'la... Eleştirl deyince... - Küratör kavramı ve sanat ortamına göndermelerde bu- lunuyorsunuz. Sanat tarihi içinde nasıl değerlendiriyor- sunuz eleştirdiğiniz bu du- rumu? BEDRÎ BAYKAM -Sanatçı- nın, sanat dünyasının galeriler- • le başlayan, sanat tarihçileri ve eleştirmenlerle devam eden se- rüveni, adım adım müzecilerin küratörlerinden bağımsız küra- \ törlere geçti. Eleştiri, yerini da- ha çok halkla ilişkiler şirketleri- nin basınla yaptığı çalışmalara bı- raktı. Gazetelerin her şeyi beğen- meyen eleştirmenleri yok, onun ye- rine halkla ilişkilerin basına ve dola- yısıyla topluma sunduğu isimler var. Bunu da sizin sorgulayacak haliniz yok. Bir serginin küratörünün kim ol- duğu, o kişinin geçmişi sunuluyor. Kendisiyle röportaj yapabilirsiniz ya da hazır metni aynen koyabilirsiniz gibi... Sanatçılar çok önemli değildir, bu kavramları taşıyan illüstratörler gi- bidirler gibi... Bu sergi yalnız Türki- ye'deki küratörlerle ilgili değil, tabii ki dünyadaki bu sorun hakkında. Na- sıl dünyada modern sanat tarihinin "Batı'mn oldu bittisi" şeklinde üre- tilmesine karşı çıktıysam, bu sergiyi de o görüşle hazırladım. - Sanatçı oldukça önemli bir söz- cüktür... Virtüöz değildir... BAYKAM - Bir kere küratristliği üratörlere gerek var ama sanatçıyı denetlemek için değil. Eserler nasıl sergilenir, o sanatçımn işi kendi tarihinde, ulusal tarihte, uluslararası tarihte nereye oturuyor, o sergi nasıl daha geliştirilebilir, insanın beynine girip beraber bir sinerji çıkarabilir miyiz.. Bunlan çözmek için'. hızla kabullenen ve küratrist olmak- tan mutlu olan, kendi geleceğini ve ka- derini küratöre severek veren sanat- çılarvar. Halbuki ben size sorsam, 15 yıl önce İstanbul Bienali'nde gördük- lerinizden hatırladığınız kim var: Ro- za Martinez, Don Cameron, Paulo Colombo ve tenıalan. tşlerin yüzde 90'ı önünüzde koca birbuluthaline gelir. Küratörün ege- menliğini tehdit etmeyecek, onun öne çıkışını gölgelemeyecek küçük işler... Üç beş yıl sonra yeni kuşak genç sanatçılar dolaşıma giriyor. Es- kiler adı hatırlanmadan, hatırlana- cak kalıcı işler yapamadan devre dı- şı kalıyorlar. Sanatçımn ismininanıl- ması için birçok kişisel sergi açma- sı, tırnaklarıyla toprağı kazması la- zım. En içsel savaşları ve dış savaş- ları vererek... Sponsor, bienal ve kü- ratör çarkına kendini üç yıl kaptırıp çok güzel seyahat edebilirsin iki üç okyanusta. Sonra bir bakarsın ge- min bile batmamış, çünkü zaten sen sal üzerindeymişsin, ordan oraya çe- kilmişsin. Sanat dünyasına soruyo- rum. Bu insanlara ne kadar kalıcı bir iş yapma olanağı tanınabildi... Küratörler genellikle olgun sanat- çıyla çalışmayı sevmiyorlar, çünkü olgun sanatçı kolay kullanılamaz; ken- di fikirleri vardır, kendi geçmişi var- dır, kendi iddialan vardır. Küratörler ise "one man show" peşinde artık. - Sanatçı nereye konulmalı peki? BAYKAM - Şimdi şu gerçek var: Küratör ve müze olmadan sanatçı yi- ne var. Ama sanatçı olmadan ne kü- ratör, ne de müze... Sanatçılann çok, küratör ve müzelerin az olması, sanat- çılann elenebilir olabilmesi gerçeği- ni doğurmaz. Biz bu işin hammade- siyiz, dolaşan kanıyız bu işin, bunu top- lum ve dünya biraz unutma yoluna gitti. Bağımsız sanatçıyla küratrist ay- nşmasınm artık çok önemli olduğu- na inanıyorum. - Sizce sınırlar hangi noktada karışıyor? BAYKAM - Küratöre ihtiyaç var, ama nerde duracağını bilenine... Evet yurtdışında da bu sorun var, fa- kat büyük sanat geçmişi olan ülke- lerde yüzlerce müze, yüzlerce sanat merkezi, yüzlerce koleksiyoner de... Öyle bir ortamda tabii ki hiçbir kü- ratörün tekel bir güç oluşturma, genç sanatçılara, "Dur bir dakika, ön- ce işini bana kabul etirmen lazım. Senin özgürlüğün benle kısıtlı" gibi bir duvar oluşturma imkânı yok. Türkiye'de üç beş büyük banka ve sanatın önemli olduğuna inanmış iki üç büyük hol- ding, bu küratörlere en- deksli bir sanat hayatı baş- latınca, birden genç sa- natçı ve hatta orta kuşak sanatçı, bütün yaratıcı- hklarını küratör sansü- ründen ve hatta filtresin- den ve kabulünden geçir- meye mecbur bir setle karşı karşıya kalıyor. Küratörün görevi - Bu aşamada küratö- rün görevi sizce tam ola- rak nedir? BAYKAM-Küratörle- re gerek var, ama sanatçı- yı denetlemek için değil. Eserler nasıl sergilenir, o sanatçımn işi kendi tari- hinde, ulusal tarihte, ulus- lararası tarihte nereye otu- ruyor, en iyi yaratıcı fikir ahşverişiyle o sergi nasıl daha geliştirilebilir, insa- nın beynine girip beraber bir sinerji çıkarabilir mi- yiz... Budurküratörünyap- ması gereken şey. Nasıl demokrasi uğru- na hükümetleri sorguluyo- ruz, sanat ortamının da sor- gulanmasında bir sakınca yok. Ama Vasıf Kortun kal- kıp, isim vererek konuşmam lazım, 10 yıl önce güncel sa- nat kavramını ben getirdim dediği zaman, bunun anlamı şu: 1) Zaten Türk sanat tari- hini bilmiyor, çağdaş sanat tarihini de bilmiyor ya da görmezden geliyor. Çünkü eleştiri yok. Kendisiyle ko- nuşabilecek ciddi merciler operas- yonel değil. Ne büyük gazetelerin büyük tanınmış eleştirmenleri var bunu suratına vurabilecek ne de bir- biriyle rekabet halinde beş büyük müze... Zaten mit yaratmaya uygun bir ülkeyiz. Kendisi sanatçı değil, herhangi bir iş üretmedi. Güncel sa- nat kavramını ben getirdim demek, o sanatçılara o kavramı ve bu dayat- mayı, bu siparişi ben verdim demek. Mesela şunu deseydi, benim ortaya çıkardığım ve savunduğum sanatçı- lar esas Türkiye'de güncel sanat kav- ramını ortaya çıkardılar deseydi, eleş- tirilerimin birbölümü geçerli olurdu. Türk sanat ortamında bizim dayanış- maya ihtiyacımız var aslında. Devlet Tiyatroları'nın 11 bölgedeki 23 sahnesinde 28 oyun 64 kez sahnelenecek Bayramda bir gününüzü tiyatroya ayırın Bursa Devlet Tiyatrosu'nda Ayşe Enıel Mesci'nin yönettiği Arthur Miller'in 'Orkestra' oyunundan bir sahnc. Kültür Servisi - Devlet Tiyatrola- n bayramda da açık! 21,22,23 Ocak günleri 11 bölgedeki 23 sahnede 28 değişik oyun 64 kez sanatseverlerle buluşacak. Ankara Devlet Tiyatrosu; Bü- yük Tiyatro'da yarın Orhan Ase- na'nın 'Sığıntı'; Küçük Tiyatro'da 21-22 Ocak'ta Reşat Nuri Günte- kin'in 'Yeşil Gece'; 23 Ocak Pazar günü Ayla Çınaroğlu'nun 'Miğ- fer'; Şinasi Sahnesi'nde 21,22,23 Ocak'ta Özen Yula'nın 'Aşk Ev- lerden Uzak'; Akün Sahnesi'nde 21, 22, 23 Ocak'ta Erhan Gökgü- cü'nünyazıp yönettiği 'Ramazan'la Cülide'; Yeni Sahnede 21, 22, 23 Ocak'ta Savaş Dinçel'in 'Uçurt- manınKuyruğu'; Altındağ Tiyat- rosu'nda 21, 22, 23 Ocak'ta Eph- raim Klshon'un 'Karımla Evleni- yorum'; Oda Tiyatrosu'nda 21, 22 Ocak'da Franca Ranıe - Dario Fo'nun 'Sıradan Bir Gün'; İrfan Şahinbaş Atölyesi Sahnesi'nde ise 22 Ocak'ta Vasıf Öngören'in 'Oyun Nasıl Oynanmah' adlı oyunlannı sa- natseverlerle huluşturacak. İzmir Devlet Tiyatrosu; Konak Sahnesi'nde 21,22 Ocak'ta Aziz Ne- sin'in 'Hadi Öldürsene Canikom ; Karşıyaka Ragıp Haykır Sahne- si'nde 21,22,23 Ocak'ta Musahip- zade Celal'in 'Fermanlı Deli Haz- retleri' adlı oyunlarını; 23 Ocak Pa- zar günü ise M. Gündüz Badak'ın 'Sihirli Kaval' adlı çocuk oyununu sunacak. İstanbul da çok Yaşa Komedl' tstanbul Devlet Tiyatrosu; Tak- sim Sahnesi'nde; 21,22 Ocak'ta An- ton Çehov'un 'Çok Yaşa Komedi'; 23 Ocak Pazar günü Aleksander Be- rovski'nin 'Altın Kız'; AKM Oda Tiyatrosu'nda 21, 22, 23 Ocak'ta Berkun Oya'nın yazıp yönettiği'Yan- gın Duası'; AKM Aziz Nesin Sah- nesi'nde 21,22,23 Ocak'ta Maksim Gorki'nin 'Ayaktakınıı Arasında'; AKM Büyük Salon'da 23 Ocak Pa- zar günü Vern Sneider'in 'Çayhane' adlı oyunlan izlenebilecek. Bursa Devlet Tiyatrosu; Ahmet Vefikpaşa Sahnesi'nde 21,22 Ocak'ta Arthur Miller'in yazdığı, Ayşe Emel Mesci'nin yönettiği 'Orkestra'; 23 Ocak Pazar günü Özer Tunca'nın yazıp yönettiği 'Otobüs Durağında LJç Bencü"; Oda Tiyatrosu'nda 21, 22 Ocak'ta Ferenc Karinthy'in yaz- dığı, İpek Bilgin'in yönettiği 'Pey- nirli Yumurta' adlı oyunlan sahne- leyecek. Adana Devlet Tiyatrosu; H.Ö. Sabancı Kültür Merkezi Sahne- si'nde 21, 22 Ocak'ta Dinçer Sü- mer'in'AH Ayşe'yi Seviyo' adlı oyu- nu izlenebilecek. Van'da 'Sevgl çemberi' Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda 'Benim Güzel Pabuçlarım' 23 Ocak Pazar günü izlenebilecek. 21,22 Ocak tarihlerinde ise 'Lyle Kessler'in yaz- dığı, Hakan Çimenser'in yönettiği 'Çıkmaz Sokak Çocukları' oyna- nacak. Konya Devlet Tiyatrosu'nda 21, 22 Ocak'ta Christian Giudicelli'nin yazdığı, Maral Üner'in yönettiği 'llk Gençlik' adlı oyun izlenebilecek. Sıvas Devlet Tiyatrosu'nda W. Shakespeare'in Romeo ve Juliet' adlı oyunu var. Van Devlet Tiyatrosu'nda 21 Ocak Cuma günü ilk gösterimi yapılacak olan Tankred Drost'un Dönemeç' adlı oyunu 22 OcakCumartesi de oy- nanacak. 23 Ocak Pazar günü ise Yrd. Doç. Dr. Hasan Erkek'in 'Sevgi Çemberi' adlı oyunu sanatseverler- le buluşacak. Trabzon Devlet Tiyatrosu; Ata- park Haluk Ongan Sahnesi'nde 21, 22, 23 Ocak'ta W. Shakespeare'in yazdığı, Işıl Kasapoğlu'nun yönet- tiği 'OnikinciGece'yi sergileyecek. Erzurum Devlet Tiyatrosu'nda ise W. Shakespeare'in yazdığı, Zurab Sikhaluridze'in yönettiği 'Beğendi- ğiniz Gibi' adlı oyun izlenebilecek. (0 312 311 95 19) Sabahat Akkiraz türkülerle geldi Kültür Servisi - Nâzım Hiknıel Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda 22 Ocak Cumartesi 17.00'de 'Ayın Konserleri'nde, Sabahat Akkiraz türküleriyle sanatseverlerle olacak. 1955'te Sıvas'ta doğan sanatçı, 13 yaşında ilk 45'lik plağını yaptı. Aynı yıl ailesiyle birlikte Almanya'ya yerleşti. Orta ve lise eğitimini bu ülkede tamamlayan Akkiraz, bu süreçte müzikten hiç kopmadı. Ustalarım dediği; Feyzullah Çınar, Âşık Daimi, Davut Sulari ve Muhlis Akarsu ile tanıştı ve desteğini gördü. Bir dünya sanatçısı 1983 yılında ilk profesyonel albümü 'Şafak Söktü'yü Musa Eroğlu ile yaptı. 1985 yılında tstanbul'a taşındı ve aynı yıl Arif Sağ ile çalışmaya başladı. Şimdiye kadar 15 albüm yaptı. 1996 yılında Londra Jazz Festivaline davet edildi. 1999 yılında Queen Elizabeth Hall'de 'Womens of Tradition' çahşmasında Türkiye'yi temsil etti. Aynı yıl "Echoes from Anatolia" konserleri Redgold Music tarafından kaydedildi ve tüm dünyada satışa sunuldu. 2000'in Şubat ayında Fransız Kültür Bakanlığı tarafından Fransa'ya davet edildi. Paris, St. Claude ve Dieppe'de 3 konser verdi. Belgesell çeklldl Aynı yılın haziranında Lyon da "Doğu Festivali" çağrıldı. Kasım 2000'de etnık müziğin mabedi kabul edilen "Theatre de le viüV'de konser verdi. Fransa'da 'etnik' müzik açısından yılın en başarıh sanatçısı seçildi. Fransız- Belçika ortak yapımı olarak hayatı ve çahşmaları belgesel yapıldı. 2001 Şubatı'nda Hollandalı ünlü şanson şarkıcısı Jasperina De Jong ile 5 konserlik Hollanda turnesi yaptı. 31 Mart-1 Nisan 2001 tarihlerinde Brezilya'nın Sao Paulo kentinde iki konser verdi. (0 216 414 22 39) İstanbul Caz Festivali yönetmeni Opcin • Kültür Servisi - İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nda Uluslararası İstanbul Caz Festivali yönetmenliğine Pelin Opcin getirildi. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin danışma kunılu ise Ali Sönmez, Cüneyt Cebenoyan, Derya Bengi, Faruk Eczacıbaşı, Hakan Atala, Hülya Tunçağ, Naciye Günal ve Yavuz Baydar'dan oluşuyor. Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Pelin Opcin, 1999'dan bu yana İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nda önce caz festivali yönetmeni, geçen yıldan beri de genel müdür olan Görgün Taner'in yardımcısı olarak görev yapıyordu. Başol'a Bulgaristan'da birincilik • Kültür Servisi - Bulgaristan Posta ve Telekom kurumunun başkent Sofya'da düzenlediği International Mail Art Cartoon Festival Uluslarrası Karikatür Yarışması'nda Türk karikatürcü Erdoğan Başol birincilik ödülünü kazandı. Festival çerçevesinde beş değişik dalda yapılan yarışmada 'Telekomünikasyon' konusunda Başol'un karikatürleri birinciliğe değer görüldü. Sofya'da 7 Ocak'ta açılan sergide yer alan yapıtlar daha sonra Bulgaristan'ın değişik kentlerinde de sergilenecek. Karikatürcüler'de görev dağılımı • Kültür Servisi - Karikatürcüler Derneği'nin 31. Olağan Genel Kurulu aralık ayında gerçekleştirildi. Yeni yönetim kuruluna seçilen üyeler ve görev dağılımı şöyle: Metin Peker (Başkan), D. Neşe Binark (Genel Sekreter), Kemal Ozyurt (Sayman), Kadir Doğruer (üye), Tayfun Akgül (üye). Denetleme kurulu üyeliklerine ise Akdağ Saydut, Ergül Aktaş ve Refik Tiniş seçildi Bu arada, Beşiktaş Belediyesi ile birlikte düzenlenen 10. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması'na son katılım tarihi 10 Şubat 2005 olarak belirlendi. Konusu serbest olan yarışmanın seçici kurulu; lsmail Ünal, Kemal Çiloğlu, Ercan Akyol, Güngör Kabakçıoğlu, Musa Kart, Orhan Doğu ve Tonguç Yaşar'dan oluşuyor. Yarışma sonunda birinciye 1.750, ikinciye 1.150, üçüncüye 750 YTL ödül verilecek. Üç özendirme ödülü ise 500'er YTL olarak belirlenmiş. (0 212 521 12 64) İlk kez birlikte güldüler • Kültür Servisi - Ikinci Dünya Savaşı'nda Yahudilerin yaşadıklarına mizahi bir yaklaşım getiren, Almanya'da yaşayan Yahudileri ti'ye alan ilk film çekildi. Dani Levy'nin yönettiği 'Alles auf Zucker'de (Şekerdeki Her Şey) Henry Hübchen ve Hannelore Elsner başrolde. Yahudi liderler filmden övgüyle söz edip tabuları devirdiğini belirtiyor. Alman gazetesi Morgenpost, filmin savaş sonrası çekilen bu tarz ilk film olduğunu yazdı. Almanya'daki Yahudi Merkez Konseyi Başkanı Paul Spiegel ise 'İlk kez Yahudiler ve Almanlar aynı şeye gülmeyi başardılar' diyor. 99 soruda Hititler kitabı • ÇORUM (AA) - Çorum Sanayici ve Işadamları Derneği (ÇORUMSİAD) tarafından Hititler'in daha iyi tanıtılabilmesi için hazırlanan '99 Soruda Hititler' kitabının ilk baskısı çıktı. ÇORUMSİAD Başkanı Erdem Çenesiz, 'Kitapta Hititler ile ilgili birçok sorunun yanıtının yer aldığını, okuyucuların bu ugarlığı yakından tanıma fırsatı bulacağını söyledi. Dernek olarak geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Hititlerin tanıtımına ağırlık vereceklerini belirten Çenesiz, 'Çorum- Ankara karayolundan Koparan mevkiine kadar olan bölgeye 10 Hitit figürünün yer aldığı tabelalar yerleştirdik. şimdi de kitabı sunuyoruz. Bu kitabı Türkiye genelinde dağıtacağız' dedi. Çenesiz, yeterli altyapı ve tanıtımla Çorum'un da Kapadokya gibi bir turizm kenti haline gelebileceğini sözlerine ekledi. 'Hırsız Varl'ın müzîk albümü hazır • Kültür Servisi - 'Hırsız Var!' füminin soundtrack albümünde; sözü Esra Gülümser'e, müziği lskender Paydaş'a ait olan ve Ayça'nın seslendirdiği 'Çekicek Kulaklarımı', söz ve müziği Özdemir Erdoğan'a ait olan, yeniden düzenlemesini lskender Paydaş'ın yaptığı, Göksel'in seslendirdiği 'Paranın Ne Onemi Var' ve lskender Paydaş'ın film için özel hazırladığı enstrümantal besteler yer alıyor. Ayça'nın seslendirdiği 'Çekicek Kulaklarımı' parçasına geçen hafta içinde yönetmen Devrim Yalçın tarafından çekilen klip de filmin gösterime giriş tarihi olan 21 Ocak'tan itibaren televizyon kanallannda yayımlanmaya başlayacak. Dokuz Sekiz Müzik (DSM) ve Sony Müzik işbirliğiyle hazırlanan filmin Sound Track albümü, ay sonunda müzik marketlerde yerini alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle