Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2005 PERŞEMBE
14 kultur(«cumhuriyet.com.tr
Bedri Baykam ve arkadaşları farklı çalışmalanyla önemli bir kavramı sorguluyorlar
Küratörnerede durmalı?SELCEN AKSEL
'Resim Öldü'... Öldü mü,
yoksa özellikle 10 yılda bir or-
taya atılan bir laf mı bu? Genç
sanatçı neyi bekliyor? Nedir
'caiz' olan? Bedri Baykam,
Denizhan Özer, Bülent Bakan,
MuratÇelik'in 'Küratöryel Şi-
zofreni' adlı sergileriyle gün-
demde. Sergide, yerleştirme,
video, tuval üzerine çalışmalar
gibi teknik ve disiplin olarak
farklı örnekler yer alıyor, bü-
tünü ise oldukça ilgi çekici. Bu
doğrudan yaklaşım, açık bir
söylemin ve karşı duruşun ifa-
desi. Küratörliik olgusununya-
nı sıra sanat piyasası ve orta-
mıyla ilgili başka konularda
da eleştirel göndermeler içeren
işler de yer alıyor bu sergide...
Geçmişi daha öncesine daya-
nan bu karşı duruş ve bu sergi
üzerine konuştuk Baykam'la...
Eleştirl deyince...
- Küratör kavramı ve sanat
ortamına göndermelerde bu-
lunuyorsunuz. Sanat tarihi
içinde nasıl değerlendiriyor-
sunuz eleştirdiğiniz bu du-
rumu?
BEDRÎ BAYKAM -Sanatçı-
nın, sanat dünyasının galeriler- •
le başlayan, sanat tarihçileri ve
eleştirmenlerle devam eden se-
rüveni, adım adım müzecilerin
küratörlerinden bağımsız küra- \
törlere geçti. Eleştiri, yerini da-
ha çok halkla ilişkiler şirketleri-
nin basınla yaptığı çalışmalara bı-
raktı. Gazetelerin her şeyi beğen-
meyen eleştirmenleri yok, onun ye-
rine halkla ilişkilerin basına ve dola-
yısıyla topluma sunduğu isimler var.
Bunu da sizin sorgulayacak haliniz
yok. Bir serginin küratörünün kim ol-
duğu, o kişinin geçmişi sunuluyor.
Kendisiyle röportaj yapabilirsiniz ya
da hazır metni aynen koyabilirsiniz
gibi... Sanatçılar çok önemli değildir,
bu kavramları taşıyan illüstratörler gi-
bidirler gibi... Bu sergi yalnız Türki-
ye'deki küratörlerle ilgili değil, tabii
ki dünyadaki bu sorun hakkında. Na-
sıl dünyada modern sanat tarihinin
"Batı'mn oldu bittisi" şeklinde üre-
tilmesine karşı çıktıysam, bu sergiyi
de o görüşle hazırladım.
- Sanatçı oldukça önemli bir söz-
cüktür... Virtüöz değildir...
BAYKAM - Bir kere küratristliği
üratörlere gerek var ama sanatçıyı denetlemek için
değil. Eserler nasıl sergilenir, o sanatçımn işi kendi
tarihinde, ulusal tarihte, uluslararası tarihte nereye oturuyor,
o sergi nasıl daha geliştirilebilir, insanın beynine girip
beraber bir sinerji çıkarabilir miyiz.. Bunlan çözmek için'.
hızla kabullenen ve küratrist olmak-
tan mutlu olan, kendi geleceğini ve ka-
derini küratöre severek veren sanat-
çılarvar. Halbuki ben size sorsam, 15
yıl önce İstanbul Bienali'nde gördük-
lerinizden hatırladığınız kim var: Ro-
za Martinez, Don Cameron, Paulo
Colombo ve tenıalan.
tşlerin yüzde 90'ı önünüzde koca
birbuluthaline gelir. Küratörün ege-
menliğini tehdit etmeyecek, onun
öne çıkışını gölgelemeyecek küçük
işler... Üç beş yıl sonra yeni kuşak
genç sanatçılar dolaşıma giriyor. Es-
kiler adı hatırlanmadan, hatırlana-
cak kalıcı işler yapamadan devre dı-
şı kalıyorlar. Sanatçımn ismininanıl-
ması için birçok kişisel sergi açma-
sı, tırnaklarıyla toprağı kazması la-
zım. En içsel savaşları ve dış savaş-
ları vererek... Sponsor, bienal ve kü-
ratör çarkına kendini üç yıl kaptırıp
çok güzel seyahat edebilirsin iki üç
okyanusta. Sonra bir bakarsın ge-
min bile batmamış, çünkü zaten sen
sal üzerindeymişsin, ordan oraya çe-
kilmişsin. Sanat dünyasına soruyo-
rum. Bu insanlara ne kadar kalıcı bir
iş yapma olanağı tanınabildi...
Küratörler genellikle olgun sanat-
çıyla çalışmayı sevmiyorlar, çünkü
olgun sanatçı kolay kullanılamaz; ken-
di fikirleri vardır, kendi geçmişi var-
dır, kendi iddialan vardır. Küratörler
ise "one man show" peşinde artık.
- Sanatçı nereye konulmalı peki?
BAYKAM - Şimdi şu gerçek var:
Küratör ve müze olmadan sanatçı yi-
ne var. Ama sanatçı olmadan ne kü-
ratör, ne de müze... Sanatçılann çok,
küratör ve müzelerin az olması, sanat-
çılann elenebilir olabilmesi gerçeği-
ni doğurmaz. Biz bu işin hammade-
siyiz, dolaşan kanıyız bu işin, bunu top-
lum ve dünya biraz unutma yoluna
gitti. Bağımsız sanatçıyla küratrist ay-
nşmasınm artık çok önemli olduğu-
na inanıyorum.
- Sizce sınırlar hangi noktada
karışıyor?
BAYKAM - Küratöre ihtiyaç var,
ama nerde duracağını bilenine...
Evet yurtdışında da bu sorun var, fa-
kat büyük sanat geçmişi olan ülke-
lerde yüzlerce müze, yüzlerce sanat
merkezi, yüzlerce koleksiyoner de...
Öyle bir ortamda tabii ki hiçbir kü-
ratörün tekel bir güç oluşturma, genç
sanatçılara, "Dur bir dakika, ön-
ce işini bana kabul etirmen lazım.
Senin özgürlüğün benle kısıtlı"
gibi bir duvar oluşturma imkânı yok.
Türkiye'de üç beş büyük banka ve
sanatın önemli olduğuna
inanmış iki üç büyük hol-
ding, bu küratörlere en-
deksli bir sanat hayatı baş-
latınca, birden genç sa-
natçı ve hatta orta kuşak
sanatçı, bütün yaratıcı-
hklarını küratör sansü-
ründen ve hatta filtresin-
den ve kabulünden geçir-
meye mecbur bir setle
karşı karşıya kalıyor.
Küratörün görevi
- Bu aşamada küratö-
rün görevi sizce tam ola-
rak nedir?
BAYKAM-Küratörle-
re gerek var, ama sanatçı-
yı denetlemek için değil.
Eserler nasıl sergilenir, o
sanatçımn işi kendi tari-
hinde, ulusal tarihte, ulus-
lararası tarihte nereye otu-
ruyor, en iyi yaratıcı fikir
ahşverişiyle o sergi nasıl
daha geliştirilebilir, insa-
nın beynine girip beraber
bir sinerji çıkarabilir mi-
yiz... Budurküratörünyap-
ması gereken şey.
Nasıl demokrasi uğru-
na hükümetleri sorguluyo-
ruz, sanat ortamının da sor-
gulanmasında bir sakınca
yok. Ama Vasıf Kortun kal-
kıp, isim vererek konuşmam
lazım, 10 yıl önce güncel sa-
nat kavramını ben getirdim
dediği zaman, bunun anlamı
şu: 1) Zaten Türk sanat tari-
hini bilmiyor, çağdaş sanat tarihini de
bilmiyor ya da görmezden geliyor.
Çünkü eleştiri yok. Kendisiyle ko-
nuşabilecek ciddi merciler operas-
yonel değil. Ne büyük gazetelerin
büyük tanınmış eleştirmenleri var
bunu suratına vurabilecek ne de bir-
biriyle rekabet halinde beş büyük
müze... Zaten mit yaratmaya uygun
bir ülkeyiz. Kendisi sanatçı değil,
herhangi bir iş üretmedi. Güncel sa-
nat kavramını ben getirdim demek,
o sanatçılara o kavramı ve bu dayat-
mayı, bu siparişi ben verdim demek.
Mesela şunu deseydi, benim ortaya
çıkardığım ve savunduğum sanatçı-
lar esas Türkiye'de güncel sanat kav-
ramını ortaya çıkardılar deseydi, eleş-
tirilerimin birbölümü geçerli olurdu.
Türk sanat ortamında bizim dayanış-
maya ihtiyacımız var aslında.
Devlet Tiyatroları'nın 11 bölgedeki 23 sahnesinde 28 oyun 64 kez sahnelenecek
Bayramda bir gününüzü tiyatroya ayırın
Bursa Devlet Tiyatrosu'nda Ayşe Enıel Mesci'nin yönettiği Arthur
Miller'in 'Orkestra' oyunundan bir sahnc.
Kültür Servisi - Devlet Tiyatrola-
n bayramda da açık! 21,22,23 Ocak
günleri 11 bölgedeki 23 sahnede 28
değişik oyun 64 kez sanatseverlerle
buluşacak.
Ankara Devlet Tiyatrosu; Bü-
yük Tiyatro'da yarın Orhan Ase-
na'nın 'Sığıntı'; Küçük Tiyatro'da
21-22 Ocak'ta Reşat Nuri Günte-
kin'in 'Yeşil Gece'; 23 Ocak Pazar
günü Ayla Çınaroğlu'nun 'Miğ-
fer'; Şinasi Sahnesi'nde 21,22,23
Ocak'ta Özen Yula'nın 'Aşk Ev-
lerden Uzak'; Akün Sahnesi'nde
21, 22, 23 Ocak'ta Erhan Gökgü-
cü'nünyazıp yönettiği 'Ramazan'la
Cülide'; Yeni Sahnede 21, 22, 23
Ocak'ta Savaş Dinçel'in 'Uçurt-
manınKuyruğu'; Altındağ Tiyat-
rosu'nda 21, 22, 23 Ocak'ta Eph-
raim Klshon'un 'Karımla Evleni-
yorum'; Oda Tiyatrosu'nda 21,
22 Ocak'da Franca Ranıe - Dario
Fo'nun 'Sıradan Bir Gün'; İrfan
Şahinbaş Atölyesi Sahnesi'nde ise
22 Ocak'ta Vasıf Öngören'in 'Oyun
Nasıl Oynanmah' adlı oyunlannı sa-
natseverlerle huluşturacak.
İzmir Devlet Tiyatrosu; Konak
Sahnesi'nde 21,22 Ocak'ta Aziz Ne-
sin'in 'Hadi Öldürsene Canikom ;
Karşıyaka Ragıp Haykır Sahne-
si'nde 21,22,23 Ocak'ta Musahip-
zade Celal'in 'Fermanlı Deli Haz-
retleri' adlı oyunlarını; 23 Ocak Pa-
zar günü ise M. Gündüz Badak'ın
'Sihirli Kaval' adlı çocuk oyununu
sunacak.
İstanbul da çok Yaşa Komedl'
tstanbul Devlet Tiyatrosu; Tak-
sim Sahnesi'nde; 21,22 Ocak'ta An-
ton Çehov'un 'Çok Yaşa Komedi';
23 Ocak Pazar günü Aleksander Be-
rovski'nin 'Altın Kız'; AKM Oda
Tiyatrosu'nda 21, 22, 23 Ocak'ta
Berkun Oya'nın yazıp yönettiği'Yan-
gın Duası'; AKM Aziz Nesin Sah-
nesi'nde 21,22,23 Ocak'ta Maksim
Gorki'nin 'Ayaktakınıı Arasında';
AKM Büyük Salon'da 23 Ocak Pa-
zar günü Vern Sneider'in 'Çayhane'
adlı oyunlan izlenebilecek.
Bursa Devlet Tiyatrosu; Ahmet
Vefikpaşa Sahnesi'nde 21,22 Ocak'ta
Arthur Miller'in yazdığı, Ayşe Emel
Mesci'nin yönettiği 'Orkestra'; 23
Ocak Pazar günü Özer Tunca'nın
yazıp yönettiği 'Otobüs Durağında
LJç Bencü"; Oda Tiyatrosu'nda 21,
22 Ocak'ta Ferenc Karinthy'in yaz-
dığı, İpek Bilgin'in yönettiği 'Pey-
nirli Yumurta' adlı oyunlan sahne-
leyecek.
Adana Devlet Tiyatrosu; H.Ö.
Sabancı Kültür Merkezi Sahne-
si'nde 21, 22 Ocak'ta Dinçer Sü-
mer'in'AH Ayşe'yi Seviyo' adlı oyu-
nu izlenebilecek.
Van'da 'Sevgl çemberi'
Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda
'Benim Güzel Pabuçlarım' 23 Ocak
Pazar günü izlenebilecek. 21,22 Ocak
tarihlerinde ise 'Lyle Kessler'in yaz-
dığı, Hakan Çimenser'in yönettiği
'Çıkmaz Sokak Çocukları' oyna-
nacak.
Konya Devlet Tiyatrosu'nda 21,
22 Ocak'ta Christian Giudicelli'nin
yazdığı, Maral Üner'in yönettiği 'llk
Gençlik' adlı oyun izlenebilecek.
Sıvas Devlet Tiyatrosu'nda W.
Shakespeare'in Romeo ve Juliet'
adlı oyunu var.
Van Devlet Tiyatrosu'nda 21 Ocak
Cuma günü ilk gösterimi yapılacak
olan Tankred Drost'un Dönemeç'
adlı oyunu 22 OcakCumartesi de oy-
nanacak. 23 Ocak Pazar günü ise Yrd.
Doç. Dr. Hasan Erkek'in 'Sevgi
Çemberi' adlı oyunu sanatseverler-
le buluşacak.
Trabzon Devlet Tiyatrosu; Ata-
park Haluk Ongan Sahnesi'nde 21,
22, 23 Ocak'ta W. Shakespeare'in
yazdığı, Işıl Kasapoğlu'nun yönet-
tiği 'OnikinciGece'yi sergileyecek.
Erzurum Devlet Tiyatrosu'nda ise
W. Shakespeare'in yazdığı, Zurab
Sikhaluridze'in yönettiği 'Beğendi-
ğiniz Gibi' adlı oyun izlenebilecek.
(0 312 311 95 19)
Sabahat Akkiraz
türkülerle geldi
Kültür Servisi -
Nâzım Hiknıel
Kültür Merkezi
Konferans
Salonu'nda 22
Ocak Cumartesi
17.00'de 'Ayın
Konserleri'nde,
Sabahat
Akkiraz
türküleriyle
sanatseverlerle
olacak. 1955'te
Sıvas'ta doğan
sanatçı, 13
yaşında ilk 45'lik
plağını yaptı.
Aynı yıl ailesiyle birlikte
Almanya'ya yerleşti. Orta ve
lise eğitimini bu ülkede
tamamlayan Akkiraz, bu
süreçte müzikten hiç kopmadı.
Ustalarım dediği; Feyzullah
Çınar, Âşık Daimi, Davut
Sulari ve Muhlis Akarsu ile
tanıştı ve desteğini gördü.
Bir dünya sanatçısı
1983 yılında ilk profesyonel
albümü 'Şafak Söktü'yü
Musa Eroğlu ile yaptı. 1985
yılında tstanbul'a taşındı ve
aynı yıl Arif Sağ ile
çalışmaya başladı. Şimdiye
kadar 15 albüm yaptı. 1996
yılında Londra Jazz
Festivaline davet edildi. 1999
yılında Queen Elizabeth
Hall'de 'Womens of
Tradition' çahşmasında
Türkiye'yi
temsil etti.
Aynı yıl
"Echoes from
Anatolia"
konserleri
Redgold
Music
tarafından
kaydedildi ve
tüm dünyada
satışa sunuldu.
2000'in Şubat
ayında Fransız
Kültür
Bakanlığı
tarafından
Fransa'ya davet edildi.
Paris, St. Claude ve
Dieppe'de 3 konser verdi.
Belgesell çeklldl
Aynı yılın haziranında Lyon da
"Doğu Festivali" çağrıldı.
Kasım 2000'de etnık müziğin
mabedi kabul edilen "Theatre
de le viüV'de konser verdi.
Fransa'da 'etnik' müzik
açısından yılın en başarıh
sanatçısı seçildi. Fransız-
Belçika ortak yapımı olarak
hayatı ve çahşmaları belgesel
yapıldı. 2001 Şubatı'nda
Hollandalı ünlü şanson
şarkıcısı Jasperina De Jong ile
5 konserlik Hollanda turnesi
yaptı. 31 Mart-1 Nisan 2001
tarihlerinde Brezilya'nın Sao
Paulo kentinde iki konser
verdi. (0 216 414 22 39)
İstanbul Caz Festivali yönetmeni Opcin
• Kültür Servisi - İstanbul Kültür ve Sanat
Vakfı'nda Uluslararası İstanbul Caz Festivali
yönetmenliğine Pelin Opcin getirildi.
Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin danışma
kunılu ise Ali Sönmez, Cüneyt Cebenoyan,
Derya Bengi, Faruk Eczacıbaşı, Hakan Atala,
Hülya Tunçağ, Naciye Günal ve Yavuz
Baydar'dan oluşuyor. Boğaziçi Üniversitesi
mezunu olan Pelin Opcin, 1999'dan bu yana
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nda önce caz
festivali yönetmeni, geçen yıldan beri de genel
müdür olan Görgün Taner'in yardımcısı olarak
görev yapıyordu.
Başol'a Bulgaristan'da birincilik
• Kültür Servisi - Bulgaristan Posta ve
Telekom kurumunun başkent Sofya'da
düzenlediği International Mail Art Cartoon
Festival Uluslarrası Karikatür Yarışması'nda
Türk karikatürcü Erdoğan Başol birincilik
ödülünü kazandı. Festival çerçevesinde beş
değişik dalda yapılan yarışmada
'Telekomünikasyon' konusunda Başol'un
karikatürleri birinciliğe değer görüldü.
Sofya'da 7 Ocak'ta açılan sergide yer alan
yapıtlar daha sonra Bulgaristan'ın değişik
kentlerinde de sergilenecek.
Karikatürcüler'de görev dağılımı
• Kültür Servisi - Karikatürcüler Derneği'nin
31. Olağan Genel Kurulu aralık ayında
gerçekleştirildi. Yeni yönetim kuruluna seçilen
üyeler ve görev dağılımı şöyle: Metin Peker
(Başkan), D. Neşe Binark (Genel Sekreter),
Kemal Ozyurt (Sayman), Kadir Doğruer (üye),
Tayfun Akgül (üye). Denetleme kurulu
üyeliklerine ise Akdağ Saydut, Ergül Aktaş ve
Refik Tiniş seçildi Bu arada, Beşiktaş
Belediyesi ile birlikte düzenlenen 10. Nehar
Tüblek Karikatür Yarışması'na son katılım
tarihi 10 Şubat 2005 olarak belirlendi. Konusu
serbest olan yarışmanın seçici kurulu; lsmail
Ünal, Kemal Çiloğlu, Ercan Akyol, Güngör
Kabakçıoğlu, Musa Kart, Orhan Doğu ve
Tonguç Yaşar'dan oluşuyor. Yarışma sonunda
birinciye 1.750, ikinciye 1.150, üçüncüye 750
YTL ödül verilecek. Üç özendirme ödülü ise
500'er YTL olarak belirlenmiş.
(0 212 521 12 64)
İlk kez birlikte güldüler
• Kültür Servisi - Ikinci Dünya Savaşı'nda
Yahudilerin yaşadıklarına mizahi bir yaklaşım
getiren, Almanya'da yaşayan Yahudileri ti'ye
alan ilk film çekildi. Dani Levy'nin yönettiği
'Alles auf Zucker'de (Şekerdeki Her Şey)
Henry Hübchen ve Hannelore Elsner başrolde.
Yahudi liderler filmden övgüyle söz edip
tabuları devirdiğini belirtiyor. Alman gazetesi
Morgenpost, filmin savaş sonrası çekilen bu
tarz ilk film olduğunu yazdı. Almanya'daki
Yahudi Merkez Konseyi Başkanı Paul Spiegel
ise 'İlk kez Yahudiler ve Almanlar aynı şeye
gülmeyi başardılar' diyor.
99 soruda Hititler kitabı
• ÇORUM (AA) - Çorum Sanayici ve
Işadamları Derneği (ÇORUMSİAD)
tarafından Hititler'in daha iyi tanıtılabilmesi
için hazırlanan '99 Soruda Hititler' kitabının
ilk baskısı çıktı. ÇORUMSİAD Başkanı
Erdem Çenesiz, 'Kitapta Hititler ile ilgili
birçok sorunun yanıtının yer aldığını,
okuyucuların bu ugarlığı yakından tanıma
fırsatı bulacağını söyledi. Dernek olarak geçen
yıl olduğu gibi bu yıl da Hititlerin tanıtımına
ağırlık vereceklerini belirten Çenesiz, 'Çorum-
Ankara karayolundan Koparan mevkiine kadar
olan bölgeye 10 Hitit figürünün yer aldığı
tabelalar yerleştirdik. şimdi de kitabı
sunuyoruz. Bu kitabı Türkiye genelinde
dağıtacağız' dedi. Çenesiz, yeterli altyapı ve
tanıtımla Çorum'un da Kapadokya gibi bir
turizm kenti haline gelebileceğini sözlerine
ekledi.
'Hırsız Varl'ın müzîk albümü hazır
• Kültür Servisi - 'Hırsız Var!' füminin
soundtrack albümünde; sözü Esra Gülümser'e,
müziği lskender Paydaş'a ait olan ve Ayça'nın
seslendirdiği 'Çekicek Kulaklarımı', söz ve
müziği Özdemir Erdoğan'a ait olan, yeniden
düzenlemesini lskender Paydaş'ın yaptığı,
Göksel'in seslendirdiği 'Paranın Ne Onemi
Var' ve lskender Paydaş'ın film için özel
hazırladığı enstrümantal besteler yer alıyor.
Ayça'nın seslendirdiği 'Çekicek Kulaklarımı'
parçasına geçen hafta içinde yönetmen Devrim
Yalçın tarafından çekilen klip de filmin
gösterime giriş tarihi olan 21 Ocak'tan itibaren
televizyon kanallannda yayımlanmaya
başlayacak. Dokuz Sekiz Müzik (DSM) ve
Sony Müzik işbirliğiyle hazırlanan filmin
Sound Track albümü, ay sonunda müzik
marketlerde yerini alacak.