19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÛL 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK DÜRÜSİ TA3IATLT İSTA.V3ÜL A3DCILCA5BAZ' HAHÎKJıAD2 KACSRALAHI KISIM TESMİIİ BÎHDSN* Hizan'da trafik faciası: 9 ölü • BİTLİS(AA)-Bıtlıs'ın Hızan ilçesınde meydana gelen trafik kazasında 9 kişi öldü Alınan bilgiye göre, Akbıyık köyü yalönlannda Sıddık Korkmaz yönetimındeki minibüs uçuruma vuvarlandı Ilk belirlemelere göre, minibüste bulunan 9 kişinın öldüğü, çok sayıda kişinın yaralandığı belirtildi. 3 bin 500 vekif imam atandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 3 bin 500 vekiİ imamın ataması, Diyanet Işleri Başkanı Ali Bardakoğlu ıle Başkan Yardımcısı Mehmet Şevki Aydın ve daire başkanlannın katılımıyla Diyanet Işleri Başkanlığı Toplantı Salonu'nda yapıldı. Bardakoğlu. diyanet içinde her işın adaletli olması gerektiğini belirtti Bombalı gece • Haber Merkezi - Izmir'in Alsancak semtmdeki HSBC Bank şubesine konulan ses bombasınm patlaması sonucu güvenlık görevlisi yaralandı. Ankara'da Türk- Amenkan Derneğı binası ile Tanm ve Köyişleri Bakanlığı Teşkılatlandırma ve DestekJeme Genel Müdürlüğıi 'nün bulundugu bina arasına konan ses bombasının patlaması sonucu maddi hasar meydana geldi. İstanbul'da Çamlıca ve Göztepe'deki bır bankanın yakınlanna konan ses bombası patladı. Umaç düğün için evden ayrılmış • Haber Merkezi- Çeçerustan'da Rus güçleri tarafından öldürülen 5 Çeçen direruşçıden bıri olduğu ıddıa edılen Malarvalı Hasan Umaç"ın babası Halıs Umaç, oğlunun Gazı Üniversitesi'nden mezun olduğunu ve 25 gün önce bır düğüne gitmek ıçin evden a)nldığını arüattı. Umaç. "Oğlumun öldürüldüğünü televizyondan duyduk" dedı Hasan Umaç'ın Malatya Emniyet Müdürlüğü'nden aldığı pasaportunun süresini geçen yıl uzattığı öğrenildi. Bu gece Berat Kandili • ANKARA (AA)- "Ramazan ayırun habercısi" Berat Kandili. bu gece kutlanacak. Diyanet Işleri Başkanı Ali Bardakoğlu, yayımladığı mesajda. "sağliklı bir toplum olabılmek için kişısel çıkarlan bır kenara bırakjp karşılıklı ilişkılerde doğruluk, adalet ve samimiyetin esas ahnması, anlaşmazlıkların çatışmaya gıtmeden çözülmesi, yapılan bıreysel hatalann da afFedılmesi" gerektiğini belirtti. CHP'nin asırlık çınan Necdet Uğur son yolculuğuna bugün uğurlanıyor Solun 'sağduyu'suyctuMtYASEİLKMJR Türk siyaset tarihinin duayenJerinden Necdet Uğur (81), Teşvikiye Camiinde kılınacak öğle namazıyla büiikte son yolcuJuğuna uğurlanıyor. Uğur'u bir cümle ile tanımlamak ge- rekirse. *siyasetteetiği,zerafetivesağdu- yuyu temsÛ eden nadir poiitikacüardan biriydi" denebilir. Ancak Necdet Ugur'u tarnma bahtına erişmış olanlar için bu ta- nrmlama elbette yetersiz kalacakür. Zi- ra Necdet Uğur, sahıp olduğu sağduyu, zarafet ve ınceliğinin yanı sıra ülke so- runlanna ciddıyetle kafa yoran, siyaseten geldiği görevlerde partizanca davran- maktan özenle kaçınan, sıyaset adamı olmaktan çok devlet adamı olmaya özen gösteren biri olarak tanındı. 1980 sonrasında kendini emekliye ayı- ran Necdet Uğur, siyaset yapmanın bir partide görev almaktan ibaret olmadığı- nınbilincıylehareketetti. Olağanüstü dö- nemlerde önemli mevkilerde görev alan ve görevleri sırasuıda üzeruıe leke sıç- ratmamış bıri olarak siyasete gırdi. 6 -7 Eylül olaylannda Istanbul Emni- yet Müdürü olan Necdet Uğur, Yassıada dunışmalannın en önemli tanıkJanndan biriydi. 61 ihtilalı sonrasında 8 ay süre ile Istanbul Beledıye Başkanlığı görevi- ni sürdürdü. CHP'nin etkili olduğu o günlerde, partiye şirin görünme çabası içinde olmadı. Belediye seçimlerinde görevinı Haşim tşcan a devrederek özel sektöre geçtı. Unılever'in genel müdür- lüğünü yapan Necdet Uğur, CHP'den ge- len il başkanlığı teklifinı kabul ederek aktif politıkaya atıldı. Uğur'un bu gö- revi kabul ediş öyküsünü Orhan Birgit, şöyle anlatıyor: *Ali Sohtonk'intstifosryiaboşalanflbaş- kanlığı görevine Necdet Uğur'u düşün- duk.Bununaltyapısınıda hazniadık. Nec- det Uğur'a öneriyi ben götürdüm. O sı- rada Unilever'in genel müdürlüğünü ya- pan Uğur, doğrusu iyi kazanıyordu. İl başkanhğı teklifini ilettikten sonra eşine seslenerek "Ferhunde Hanım biraz gelir Necdet Uğur (en solda), tsmet İnönü'ye en yakın isünlerden biriydi Yassıada duruşmalaruıda 6-7 Eylül olaylannı anlatö. misiniz?' dedi. Oğretmen emeklisi olan FerhundeHanımgehp yanmuza oturdu. Uğur kansına dönerek, Bak Ferhunde, il başkanlığı görevını kabul edersem ikimizin emekJi maaşıyla geçinmek zo- runda kalacağız. OğJumuz Aydın, artık eti haftada bir yiyebilecek. Sen anne ola- rak buna razı mısın?' diye sordu. Fer- hunde Hanım karan kendisüıe bırakü. Özel sektörde kalsavdı belki servet sahi- bi olacakken, siyasete girerek her zaman maaşıvla geçinen biri oldu." 1969 seçimlerinde milJetvekili ola- rak parlamentoya giren Uğur, tsmettnö- nü'ye en yakın birkaç isımden biri oldu. 1963 'ten itibaren CHP içinde ayak ses- leri duyulmaya başlayan Bülent Ecevitve arkadaşlanna karşı İsmet Paşa'run tav- nnı sertleştirmesi ve parti içı hukuk ku- rallanrun çiğnenmesı karşısmda tavır al- Yakın dosttı Ahmet isvan, uğur'u anlatıyor CHP içinde en yakın dostlanndan biri olan eski Istanbul Belediye Başkani Ahmet İsvan, Necdet Uğur'u şu duygularla anıyor: "Sryasette tanıdığmı en onurlu ve en yetenekli isünlerden biriydL Siyasette auşüagelmiş kaypaklık ve ciddivetsizlikten uzakû. Siyaseti gerektiği kadar ciddiye alır ve geregini onuria yerine getirirdi Çevresinde bulunan herkese önem verir ve sadık bir dost olarak katkıda bulunurdu. Belediye başkanı olduğum andan itibaren bütün bilgisini birikimini ve kisisd veteneklerini unutamayacağun kadar dostça hi/metime sunmuştu. tsmet Paşa ile olan olağanüstü ilişkisinde hem o büyük insana saygıh hem de partinin alttan gelen ivmesine sadık kalnuş, bu iUşküıin CHP'nin ve ülkenin yaranna hizmet etmesine neden olmuştur." maktan kaçınmadı. 12Mart'tansonraBülentEcevit'in is- tifası ile boşalan genel sekterlik koltuğu için yapılan seçimde ŞerefBakşık a kar- şı Ismet Paşa'mn adayı olarak yanştı. Bu seçimi kaybeden Uğur, 'Ismet Pa- şa'ya " Ecevit geliyor, arük bunu kabul et" demesine karşın kurultayda Inönü'ye oy vererek siyaset etiğine ihanet etme- di.O yüzden Ecevit, uzun süre Uğur'a mesafeli davrandı. Necdet Uğur'un en önemli özelliklerinden binsi de gençle- re verdiği önemdı. CHP Gençlik Kolla- n'na özel bir önem verir, CHP içindeki kimi arkada^lan gibi gençlik kollan üye- lerini parti içi yanşta kullanmak yerine onlara sommluJuklarvererek partinin ve ülkenin yaranna çahşmaya teşvik eder- di. Siyasetten emekli olduktan sonra bi- le artık orta yaşı bulmuş gençlik kolJan üyeleri ile evinde toplantılar yapar, on- larla ülke ve parti sorunlannı tartışır, bir konu ortaya atarak onlan konuşturur ve kendisı dinlemeyi yeğlerdi. Meclis'te kabul edilen tasan, töre cinayetlerine yaptınmlar konusunda açmazlar içeriyor Feodalite ceza yasasını zorluyor• Töre cinayetlerinin 'kasten adam öldürme' suçu kapsamına alınması Doğu'nun gerçeklerini değiştirmeyecek. Aile meclisleri yasayı delmek için artık çok daha küçük çocuklan infaz amacıyla görevlendirecek, töre dışına çıkan kadın intihara zorlanacak. MEHMET FARAÇ TBMM'de kabul edilen ve kasten adam öldürenlere ağırlaş- tınlmış müebbet hapis uygula- nacağına ilişkin yeni Türk Ce- za Yasasf nın töre ile ilgili bö- lümlen aşiret gerçekleri ve ka- nunlanna uzak kalıyor... Feodal yapılarda namus uğruna kan akı- tanlar ne kadar hapıs cezası ala- caklanm hesaplamıyor... Onlar. hem toplumda hem de cezaev- lerinde onurlu bir eylemin cel- latlan olarak amlacakJanru bi- liyor, aşiret kızlan tarafından koca olarak tercih edilecekleri- Mehmet Tamer, Sevda Gök'ü l rfada SüJe> manive Meydanı'nda herkesin gözü önünde öldürmüstü. nin övüncünü de yaşıyor... Ya- sanın, töre meclislerini dağıta- bileceği beklenrisi ise aşiret bas- kısını yırtmaya çalışan kadınlar için bir umut olarak öne çıkıyor... Töre olgusu, Güneydoğu'da kadm cinayetlerınde vahşi yön- temler uygulanmasıyla bırlikte son yıllarda gündemden düş- müyor... Kadın örgütlerinin ça- balanyla namus cinayeti ışle- yenlere artık ağırlaştınlmış mü- ebbet hapis verileceğine ilışbn tasannrn TBMM'den geçmesi ilk görüşte bir kazanım olarak düşünülüyor... Oysa feodahtenin canü tuttuğu aşiret yasalan, Türk Ceza Yasasf ndan çok daha ka- rı ve keskin uygulanıyor... Bu uygulamalar sırasında ne kurba- na ne de tetikçiye kimse acıyor... Her töre cinayetinin gerisinde canı alınmış bir kadın ve sorum- luluk yüklenmış bır erkek duru- yor... Yeni yasada aşiret yaşamının dayattığı gerçeklergöz ardı edı- liyor... Töre uğruna cinayet ış- lemeyi göze alan hıçbir feodal erkeğin cezae\inde ne kadar ya- tabıleceği konusunda ciddi en- dişeler yaşamadığı unutuluyor... Oysa genellikle aşiret meclisle- rince yönlendirilen bu insanlar, feodalitenin kanlı filmlerinde soylu bir geleneğin kötü adamı olarak görevlendirildiklerini bi- liyor... Ellenne silah verildiğin- de, namuslanm temizleyecek- lerinin getirdiği onuria hareket ediyor, aşiret içinde ona şöhret getirecek kanh gömleği gıymek- ten çekinmiyor... Bu insanJariçin 5 yıl hapis ya da müebbet ceza almak çok fark etmiyor... Onlar cezaevlennde ayncalıkJı suçlular olarak el üs- tünde tutuluyor. Olayın çarpık yanı bu insanJar birer katil ol- maktan çok ağır ve soylu bir yü- kümlülüğü taşıyan bireyler ola- raktoplumda da saygı görüyor... Törenin çarpıklığı bu tablo içinde kadını da içine çekiyor... Töre uğruna cinayet işleyenler kimi zaman aşiretlerin en güzel kızlannı kendilerine eş olarak alabiliyor... Töre cinayetlerinde küçük ço- cuklann görev lendiriliyor olma- sı ise yeni yasada uygulanacak yaptrrîmlar açısından bir açmaz olarak duruyor. Yasaya göre 12 yaşını doldurmamış çocuklann cezai sorumluluğu bulunmuyor. Yasa, 15 yaşını doldurmamış, işlediği fiili algılama yeteneği olanlan, suç ağırlaştrnlmış mü- ebbet hapis gerektirdiğinde 9 yıldan 12 yıla kadar, 15 yaşrm doldurmuş, 18 yaşını doldur- mamış olanlan ise 14 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandır- mayı öngörüyor... Kadınlann kaza süsü verile- rekya da intihara zorlanarak öl- dürülmesi ise yasanın etkin uy- gulanması konusunda sıknıtılar içeriyor. Gende töre cinayetle- ri konusunda kararlar alan aşi- ret meclislennin bu yasadan na- sıl etkileneceğı kalıyor... Yeni TCY, çocuklan ya da gençleri tö- re cinayetlerine teşvik eden aşi- ret meclislerinı pasifize edebi- leceği, harta dağıtabileceği ko- nusunda umutlar içeriyor. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Çelişkiler İçinde... Kızılcahamam toplantısı iki Tayyip Erdoğan'la karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyuyor. AKP milletvekillerinin doğrultusundan bakarsanız, on- lar da iki ayn Erdoğan ile yaşamak zorundalar. Bi- rinci Erdoğan, kürsüye elinde ya da önündeki ya- zılı metinle çıkan genel başkandır. Çoğunlukla ön- ceden okuduğunu hıfzetmiş olduğu anlaşılır bir rahatlıkla, ya kendisinin ya da danışmanlannın yaz- dıklarını yüksek sesle yineleyen hatip. Vurgularına da dikkat ederek konuşuyor. örneğin Kızılcahamam toplantıs/nı açarken yap- tığı konuşmada, "Demokrasiden kastımız, top- lumun belti aralıklarla sandık başına gittiği bir düzen değildir. Demokrasi, kamu yarannın yu- kandan dayatmalannın söz konusu olmadığı bir rejimdir" diyor Sayın Başbakan. O konuşmasında başka konulara da değıniyor. Elindeki T cetveli ile toplumu şekillendiren, bu- yurgan, halktan kopuk bir yönetim anlayışına yer kalmadığını söylüyor. "Demokrasi özgür tartışmayı esas alan bir düzendir" diyor. Oteki Erdoğan'ı da tanıyorsunuz. Bedenlerinin kendile- rine ait olduğunu söyleyerek zina tartışmasında AKP iktidannı eleştiren kadınlan haşlayan, işçilerin, me- murlann geçinmek ıçin istedikleri ücret artışlanna buyurgan yanıtlar veren de aynı kişi değil mi? Yukarıdan dayatmalann demokrasiyle bağ- daşmayacağı gibi bırdoğruyu söyleyen de o. Brük- sel dönüşünde Meclis'in ikinci çalışma dönemi için başkanlığına Bülent Arınç'ı empoze eden de yine o. TBMM başkanlannın, özellikle 1961 Anayasa- sı'ndan sonra, elbette çoğunluk partisi milletvekil- lerinden birisi olması gibi bir gelenek bizim paria- mento yaşamımıza yerleşmiştir. Ama "başkan"\n , çoğunluk partisi grubunun adayı olarak empoze edilmesinden özenle kaçınılmıştır. Oysa Sayın Er- doğan, çoğunluk partisinin grup başkanıdır. Bu şapkayı başında taşıdığı sürece açık açık kendi ada- yının Bülent Arınç olduğunu söylemesi yakışık al- mayan bir dayatma olarak siyasal tarihimizdeki kötü örnekler arasında yer alacaktır. Kızılcaha- mam toplantısının, milletvekillerinin yeni çalışma dönemi için özellikle TBMM ve grup yönetimlerin- de kimleri görmek istediklerinin belirienme ama- cıyla düzenlendiği bildirilmişti... Fırçalı demokrasi! Toplantıda bu amaca ters yönlendirme yapılma- sından şikâyetlerini sıralayan ve kendisi de TBMM Başkanlığı için adaylığı söz konusu edilen isimler- den birisi olan Ertugrul Yalçınbayır, "Meclis baş- kan adayının Bülent Annç olarak deklare edil- mesinin içtüzük ve demokrasiyle bağdaşmadı- ğını" söylüyor. Erdoğan'ın buyurgan tutumundan şikâyet ediyor. Yalçınbayır, demokrasi havariliğine soyunan genel başkana "Biz özgürce fikirlerimi- zi söylediğimiz zaman siz fırça atryorsunuz" de- diği için, Adana Milletvekili Abdullah Torun'un ay- nlıkçılık ve bölücülük suçlamalan ile karşılaşıyor. Yalçınbayır bunun üzerine kendisini savunmak is- tiyor. Ama, demokrasinin en basit kurallanndan bi- risini, savunma hakkını kullanmasına Erdoğan ta- rafından yeşil ışık yakılmıyor. tlginçtir, AKP'nin ilk ge- nel sekreterine bu hakkı tanımayan genel başkan, içindeki "ukde"y\ de çıkartıyor. "Siz liderinize ha- karet eden konuşmalar yaptınız. Ben size mü- dahale etmedim. Oturun dinleyin. Sizinle ayn- ca konuşacağım" diye adeta azarlıyor eski baş- bakan yardımcısını. Psikanalistlerin uzmanlık ala- nına girdiğimi bilerek yine de söylemeliyim. Bir ki- şinin kendisini, liderolarak tanıtması sadece demok- rasi ile bağdaşmamakla kalmaz. Kişilik sorununun da yaşandığını açığa vurur. Adeta devlet benim der gibi... Ansiklopediler, lider sözcüğünün "kararyetkisi- ni elinde bulunduran, emir veren, yönlendiren ki- şi" anlamında kullanıldığını yazarlar. Bir toplumda elbette bu kimlikle seslenilen kişiler vardır. Ama dik- kat edıniz. Hiçbir sağduyu sahibi kişi, şayet anla- mını iyi biliyorsa, ben liderinizjm diye ortaya çık- maz. Hele demokrasi konusunda elindeki yazılı metinden onca tümceyi ardı ardına sıralamış ise. Sayın Erdoğan'ın, eski başbakan yardımcısı ile tam bir yol ayırımına geldiğini ortaya koyan o söz- leri ani bir çıkışla söylediği görülüyor. Ama bilinç altında yatan "lideriniz benim" der- ken Recep Tayyip Erdoğan, iktidar partisinde ka- rar yetkisinin tabanda değil, kendisinde olduğunu söylemektedir. Emirleri ben veririm. Ben yönlen- diririm demektedir. Adeta, devlet benim diyen Fransa Kralı 16. Lui'yi çağrıştırmaktadır. AB kapı- sında bir Türkiye'nin başbakanının demokrasiyi hangi ölçüfer ve ölçütlerde içine sindirdiğini Kızıl- cahamam toplantıları bir kez daha tarihin belge- leri arasına geçirecek. Necdet Uğur için Eski yol arkadaşlan birer, ikişer göçüyor. Sevgi- li Necdet Uğur, o yol arkadaşlan içinde kişiliği ve engin birikimi ile öne çıkan az rastlanır siyaset ve devlet adamları arasındaydı. ÇaJkantılı birdönemin Millı Eğitim Bakanlığı'nı ba- şarıylayaptı. CHP içinde il başkanı, milletvekili, par- ti grup başkanvekili olarak hep toparlayıcı oldu. Her bakımdan açıkalınlıydı. Kendisini politikaya iteleyen- ler arasında olmanın mutluluğunu bugün daha yakın- dan özümsüyorum. Tann'nın rahmeti onunla olsun. Faks: 0 216 3028208 obirgitfae-kolay.net insan Hakları Derneği Başbakan^ın zina sözlerîne tepki Istanbul Haber Servi- si - ÎHD Istanbul Şube- si üyelen. Başbakan Ta>- yip Erdoğan'ın zina tar- ûşmalan sırasında taşınan bazı pankartlann üzerin- deki ifadeleri 'ahlaksız" olarak nitelemesine tep- ki gösterdiler. Galatasaray Postane- si'nden Erdoğan'a bir mektup gönderen IHD Istanbul Şube Başkanı Eren Keskin, "Pankart- lardaki yazılan ahlaksız olarak nitelendirmeniz, erkek egemen sisteme karşı tavruu açıklayan- lan marjinal gruplarola- rak betirtmeniz, tüm ka- dmlarayöndikhakaretv« yok sayma düşüncesini içermektedir" dedi. Kadmlar daha sonra ellerindekı mektupları "Deviet eBni bedenimiz- den çek" sloganlanyla Erdoğan'a postaladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle