Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2004 SALI
2 OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
TatsızTuzsuzBipÇonba!
Bugün canım yazmak istemiyor, desem ne dersi-
nz? Böyle bir yazı yazmıştım eski günlerde de Sev-
gi ı Metin Toker telefonu açmış: "Öyleyse yazma,
yzzmazsan cezası mı var" diye uyarmıştı... Yazmak,
yaşamaktır, demiştim. Kimi zaman insan yaşamakda
istemez. öyle anlar olur ki bıkmışsındır, tüm kapıla-
rm, pencerelerin üstüne kapandığını duymuşsundur.
Yine de yazacaksın, yine de yaşayacaksın, yine de
en küçük bir umuda sanlacaksın, olmazsa yarata-
caksın o umut kınntısını... Yazmak yaşamaktırdemiş-
sirı bir kez! Zaman seni ezmeye kalkışsa da, yıllann
birikimi bir çığ olup tepene yıkılsa da!..
Bu dert hepimizin. Bu sıkıntı hepimizin. Bu bıkkın-
lık hepimizin. Duyan, anlayan, düşünen hepimizin.
H&pimız diyorum, ama pek de öyle değıl, çoğumuz
her şeyın uzağında, kendi bıreysel dünyasında. Yet-
mış miiyon insanız. Gazetelerimizin tüm satışı ne ka-
dar, birkaç miiyon... Kitaplanmızın satışı ne? Kim ül-
ke sorunlannı düşünüp bir yargıya varıyor kendince?
Günübırlıkyaşamak, kamını doyurmak, sırtınabirşey
alrnak, ailesinin yakınmalanna kulağını tıkamak... He-
pirniz bir çıkmaz sokaktayız. Oscar VVilde'in sözünü
anımsıyorum: "Hepimiz birbatak içindeyiz, amaba-
zılanmız gökyüzündeki yıldızlara bakıyor."
Birkaç kışi yıldızlara bakar, kendi dışında bir şeyler
arar. Behçet Necatigil '"Yıldızlara Baktın mı?" diye
sorardı bızlere!.. Oscar Wilde gibi yaşamın bir anlamı
olduğunu duyurmak isterdi. Birden, yüz kişilik bir lis-
te gözüme ilişti. Milli Eğıtim Bakanlığı'nın yüz edebi-
yatçısı listesi! Baktım Necatigil yok! Cahit Külebi de
yok! Melih Cevdet, Oktay Rifat da... Yaşadığımız dö-
nemın dort büyük şairi!.. Kim unutmuş, nasıl unutmuş,
kime sormalı ki? Yaşamda olmayanlar, klasik sayılmış!
Ama yaşayanlar, bir Fazıl Hüsnü Dağlarca, bir llhan
Berkunutulmuş... Suçlan ölmemek, yaşamakmı?Türk
edebiyatını yüzlük bir listede toplamak kimin aklıdır,
kimın düşüncesıdir? Koskoca Türk edebiyatı yüzlük,
iki yüzlük listelerde özetlenebilir mı?
Gazeteleri okuyorum, TV'yı izliyorum. Maliye Baka-
nı Unakıtan bizleri suçluyor. Bizleri, yurt topraklannın
yabancılara satılmasına karşı çıkanlan!.. Bilmem ne ka-
dar dolarkazanmışız, daha da kazanacakmışız! Ne olur-
muş kı, "Kimse villalan topraklan sırtına alıp götürme-
yeceft"miş... "Gelip bizi işgal mi edecekler. Memle-
ketin menfaatı nerede onu iyi bilelim, ona göre he-
sap yapalım" diyor. Yetmiyor, karşı çıkanlan "çağdı-
şı" sayıyor!.. AKP'nin, her işte olduğu gibi. ülke top-
raklannı yabancılara satmasını da bir para kazanmak,
kâr etmek işi saydığını gösteren bir olay daha...
Avrupa Birliği'ne girmek amacıyla yasalar değışti-
rildi. AKP ıstediği her şeyi bu bahaneyle gerçekleştir-
meye çalıştı. Hep biliyorduk AKP'nin AB ıle bir işi ol-
madığını, hep kendi çıkannı düşündüğünü, AB'ye gi-
rip girmemenin umurunda olmadığını! İşte son söz-
leri. "Biz Türküz, Türkiyeliyiz, içişlerimize kimse kan-
şamaz. AB olmazsa olmaz değil!"
Türkiye'de işler tam bir çorbaya dönüyor! Karma-
kanşık, tatsız tuzsuz bir çorba! Kanştırdıkça daha be-
ter, daha çirkin, daha acı, daha mide bulandıncı bir
çorba!..
Bizler bu köşelerde ne yazarsak yazalım, kördüğüm
gün geçtikçe daha çözülmez hale geliyor. Bilmem
hangi dev kılıç bir vuruşta bu karanlığa son verecek...
Masallardaki gibi!.
Temel Yasaların Değiştirilmesi...
Ömer Fanik EMİNAĞAOĞLU Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
T
emel yasalann değişmesi zorunJu
mudur? Bımu yanıtlamaya çalışabm:
Cumhurıyetin ilk yıllannda hukuk
devTimj kapsamında >'ürürlıiğe ko-
nulan temel yasalarımız, günümüz
gereksınimlerine yanıt vermedıkJen gerekçesıy-
le değiştırilmektedır. Değışıklik gerekçesine
kimse karşı çıkmamakta, aynca bu değişiklık-
lerle asıl nelerin amaçlandığı da fazla tartışıl-
mamaktadır.
Bılindıgı gibi bu yolda ılk adım, 17.02.1926
tarih ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi yü-
rürlükten kaldırılıp, yerine 22.11.2001 tarih ve
4721 sayıh yeni Türk Medeni Yasasfnın yüriir-
lüğe konulmasıyla atılmıştır. Türk Ceza Kanu-
nu (TCK), Ceza Muhakemelen Usul Kanunu
(CMUK), Hukuk Muhakemelen Usul Kanunu
(HMUK) gıbı yasa tasanlan \e çahşmalan sı-
rada beklemektedır.
Bu temel yasalann yürürlüğe konuldugu dö-
nemdeki toplumsal yapı ve gereksinim ile gü-
nümüzün toplumsal gereksinmeleri arasında
ılenye doğru ve daha dinamik farkhlıklann
doğduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle kamu düze-
nınin sağlanması ıçın belırli toplumsal dönem
ve tarihsel süreçlerde çıkanlan yasalar arasın-
da farklılıklar olacağı tartışmasızdır. Üzennde
durulması gereken sorun şudur: Yeni gereksi-
nimler, eski yasalann tümüyle ortadan kaldın-
lıp yerlenne yeni yasalann konması ıle mı, yok-
sa mevcut yasalarda günün gereksuıımlerine
uygun olarak kısmı değışıklik yapılması ile mi
giderilebilır?
Anayasa, iç hukuk yönünden kurallann aşa-
ma düzenınin (normlar hıyerarşısinın) en üstün-
de yer alır. Anayasalar, dev letın temel yapısını
ve genel hukuk kurallannı beürleyen, bu neden-
le çok kapsamlı olmayan metuılerdir. Huku-
lcun dinamik bir kavram olduğu düşüncesin-
den hareketle, anayasa koruması altındakı "ge-
nd ilketer", değişen zamana ve değışen koşul-
lara göre yonımlanarak dinamik bır hukuk ya-
pısı yaşama geçinlmelıdır. Böylece doğabıle-
cek her sorunda dogmatık bir anlayışla anaya-
sa değişıkliğine gereksinim de duyulmayacak-
tır.
Anayasalar, devletin temel yapısını ve hu-
kuk anlayışını ortaya koyan, kural olarak soyut
metinlerdir. Temel yasalar ıse anayasaya ege-
men olan hukuksal bakış ıle ortaya konulan, top-
lumsal gereksuıımlere de cevap vererek kamu
düzemnı kuran, koruyan metınlerdn". Temel ya-
salar anayasalardan farklı olarak. daha somuta
yönelerek sorunlan çözen ve kurallar koyan
kapsamlı metinlerdir. Temel yasalann kapsam-
lı metinler olması nedenıyle, bu yasalarda de-
ğişiklik yapılırken bünyenın ve örülen dokunun
bozulmamasına, halkalann kopartılmamasına,
maddeler arasında kapsam sorunu yaratümama-
sına, silsilenin yok edilmemesüıe özen göste-
nlmelıdır. Ülke hukuk düzenınin özünü, siya-
sı düzen ile devletin temel yapısmı ortaya ko-
yan anayasalara göre devletin temel düzeninı
oluşturan bu yasalann, daha az dokunulan me-
tinler olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Temel yasalann kamu düzenı yönünden öne-
mi kuşkusuz buinci derecededir. Bu kapsamlı
metinler arasındaki uyum, hiyerarşi ve sürek-
lilık, uygulayıcılar yönünden de birinci derece-
de önemli olup, düzenlemelerin uygulayıcıla-
nn belleğine yerleşmesi ve kazmması yönün-
den de ayn bır önemi bulunmaktadır. Tüm te-
mel yasalann sistematığıni bilen bir uygulayı-
cı kitlesi, sıstemın sağlıklı ışlemesi ıçın zorun-
lu öğedir. Temel yasalar değiştırildığınde, bu ka-
dar kapsamlı metinlerin uygulayıcılann hafiza-
suıda bir kenara bırakılarak yeni metinlerin dev-
reye girmesınin, bir boşluk, tereddüt ve yasa-
lar çatışması yaratacağı tartışmasızdır Bellek-
lere yeni metınlenn kazınması ve uygulamada
birliğin sağlanması da önemli bir zamanı ve
çabayı gerektirecektir. Cumhuriyetle özdeş hu-
kuk devTİrninin kazanımı olan bu temel yasa-
lar haklonda, 80 yıllık süreçte bu temel yasala-
nn mutlak şekılde oturamamasından kaynak-
lanan sorunlar yaşanırken bu yasalarda günün
gereksinimlerinı karşılayacak kısmi değişiklık-
lere gidilmeden tamamının değışnrilmesirun, ûe-
riye yönelik olarak toplumun hukuk yaşamının
kaç yılını ıpotek altuıa alacağı gözden kaçınl-
maktadır. Kaldı ki mesleginin ancak belirli aşa-
masında temel yasalan adeta hafızaya alarak o
yasalara vâkıf olan bir hukuk camiasını düşü-
nüp, yeni yasalar için de bu durumun zorunlu
olarak yerleşmesini beklediğinizde, bir döne-
min heba olacağı tartışmasızdır. Geniş kapsam-
lı olan bu temel yasalardaki sistematiğin ve
madde numaralarının da bütünüyle değişmesi,
uygulayıcılar yönünden aynca bir zihin bula-
nıklığına neden olacaktır. Yeni yasa ve eski ya-
sa karşılaştınlmalan yapüarak lehe yasarnn uy-
gulanması sorunu ise ayn bir çatışma ve tartış-
ma yaratacaktır.
Sosyal, sıyasal ve hukuksal gelişmeler, ya-
salarda da bu değışıklıği zorunlu kılabilir. Te-
mel yasalar da değışmez metınler değildır. An-
cak bu yasalann bütünüyle değiştirilme zama-
nı; madde kapsamlannın yepyeni ıçeriklerle or-
taya konulma zorunluluğunun doğduğu, yasa-
ya da egemen olan ruhun bütünüyle değiştiril-
mesinin gerektiği zamandır. Aksi halde, mad-
delenn bir bölümünün kısım ve fasıllannın de-
ğıştinldiğı, bır kısmındaki sözcüklenn (keli-
melenn) Türkçeleştınldığı, bazı maddelerde
kısmı değişiklikler yapma zorunluluğunun doğ-
duğu durumlarda, temel yasalar bütünüyle de-
ğiştırihnemeli; gereksinim, maddelerde yapıla-
cak \ e madde numaralan arasındakı silsileye do-
kunuhnadan gerçekleştirilecek değişikliklerle
giderilmelıdır.
Mutlak zorunluluğun yaşanmadığı dönemler-
de, "temel yasalan değiştirme çekicüiğine" ka-
pılarak ortaya çıkmak, bu yasalann bir dönem
içın yaratacağı belirsizlik nedenıyle. kamu dü-
zenınin yasalar elıyle o süreçte bozulmasına
neden olacaktır. Iş yükünün altında ezılen yar-
gı için ise, bır dosya ıçin avnlan zamanın art-
masına ve ışgücü kaybına neden olunacak, da-
%alann uzaması sorunu gıderek büyüyecektır.
Bazılan bır hukuk anıtı olan ve Cumhuriye-
tm kazanımlan niteliğindeki bu temel yasala-
nn ortadan kaldınlması, temel yasalar yönün-
den Cumhuriyet dönemine yapılan atıilan da
ortadan kaldu-acakür. Cumhuriyet Devrimi'nin
hukukı altyapısı bır yana itılerek, yeni yasalar
toplumun gereksınimıne uygun çağdaş metin-
lerdiye sunulacaktır. Hukuksal ve sosyal zorun-
luluk olmamasına karşılık yapılacak bu topye-
kûn değişikliklerle, günümüz Türkiyesi 'nin ya-
kın geçmış ve Cumhunyet Devrimi ile hukuk-
sal bağlan kopanılacaktır.
O halde yanıtlanması gereken sonı, bu yasa-
lann tamamının değiştirilmesinın mutlak bır
zorunluluk olup ohnadığıdu1
? Yasalar üzennde
(geniş kapsamlı da olsa) yapılacak çahşma ile
zorunluluk gösteren konularda kısmi degışik-
lığe gıdilmesi sorunu çözemez mi? Atılan adım-
larla amaçlanan gerçekten toplumun hukuk ala-
nındaki gereksuumlerine vanıt vermek mıdır?
Yoksa Cumhuriyetı ve Cumhuriyetın hukuk
de\Tİmini, o dönemle olan bağlan keserek ıkın-
ci cumhuriyet heveslileriyle ortak paydada bu-
luşup kolaycı bir yöntemle tasfıye etmek mi-
dir? Temel yasalann değıştırilmesı, mutlak zo-
runluluktan mı, yoksa Cumhunyete yönelik bi-
linçli bir koşullanmadan mı ka\Tiaklanmakta-
dır?
Türk Medeni Yasası ıle yapüanlar ortadadır.
Bu yeni yasa ıle her şeyden önce Cumhuriye-
tın Devrimcı Adalet Baİcanı Mahmut EsatBoz-
kurt'un kaleme aldığı her hukukçunun belle-
gıne kazınması gereken ve Türk Hukuk Devn-
mi'nin anıtı nıtelığindeb önsözü ortadan kal-
duıhnıştrr. Yine bu yeni yasa ile öncekı yasa-
da yer alan birçok maddeye aynen yer verihniş,
bir kısım maddelerde değişikliğe gidihniş, ba-
zı maddeler ise yeni yasa ile konulmuşrur. Ama
geniş açıyla bakıldığında, bu yasannı tamamı
üzerinde yapılacak çahşma sonucunda. esb \a-
sa yürürlükten kaldınhnadan da zorunlu deği-
şikliklerin yapılabileceği anJaşılmıştu". Bu ne-
denle sosyal zorunluluk olmaması durumunda
öbür temel yasalan da değiştirme kahramanlı-
ğının gereksizliğı kanıtlanmıştır. Kamu düze-
ni açısından temel yasalann anayasalar kadar
önemli olduğu ve gereksinim olmadan yapıla-
cak topyekûn degişikliklerin sorunlan çözmek
yenne, yeni sorunlann dogmasma neden ola-
bileceği gözden uzak tutulmamalıdır.
PENCERE
PsikopatolojikSiyaset...
Avrupa Birliği ile Türkiye arasına girmiş gibi gö-
rünen 'zina' eninde sonunda kadın ıle erkek ara-
sındaki 'mahrem' bir sorundur; devlet işi değildir...
Ancak bugüne dek gelişimiyle ilgınç bir 'uygar-
lıkprojesı' sayılan AB'ye Türkiye 'zina' yüzünden
katılamazsa, Tarih Baba ellerını göbeğinin üzerin-
de kavuşturup katıla katıla gülecek:
- Kah.. kah.. kah..
Uçkurla apış arasına kilrtlenmiş dinci kafanın ka-
dınadönük bakışındaki çarpıklık 'taifei n/sa'yı gü-
nahla kanşık bir konu saymasından türüyor; köke-
ninde 'Havva cinsi' maldır, can'yedir, tesertür altın-
da yaşamalıdır; erkeğe helal olan kadına yasaktır;
bu inanç ruhsal hastalığa dönük bır psikolojiyi to-
humiar.
•
Prof. Dr. Neda Armaner'den bir mektup aldım,
bu köşede çıkan "Fikir, Zikır, Bikir" başlıklı yazıdan
söz açarak dıyor kı:
"Bu yazınız benim anormat dindarlığın bilimsel
çalışması olarakyayımladığım kitabımın eski bir de-
yimle adeta 'netice-ı kelamı' gibidir. Taşkın dinsel
duygu, düşünce ve aksiyon çeşitleri sonuçta or-
taya bir tablo koyar: 'Idee mystıque' ve 'Idee ero-
tique' arasında bocalayanlar, heralanda, sözleya
da tutum ve davranışlanyla kişilik bozukluklannı or-
taya dökerler."
Profesör Armaner'in "Psikopatoloji'de DinîBe-
lırtiler" adlı kitabından bir küçük alıntı:
"Demek oluyor ki, gerek normal gerekse anor-
mal şahsiyetin (kişiliğin) ıkiyapıcısı, biyolojik tabi-
atlı olan beden ile sosyal tabiatlı olan çevrenin et-
kisi, her ferde göre derecelenir ve tartışması ya-
pılabilir. Bunlararasında dıkkate değersosyo-kül- \,
türel bir etmen olarak din eğitimı de vardır. Bu «
eğitimın olumlu olduğu hallerde kişiye güç veren
din, kişıyle bir çatışma, niza halindeyse, tühüolum-
suz durumlarla ortaya çıkar."
•k
AKP'Iİ yöneticilere bir göz atalım, dinsel dışavu-
rum gibi görünen sıyasetlerinin altında hangi 'psi-
kopatolojik' itiler yatıyor?..
Yoksa koskoca devlet politikasında uçkurla apış
arasına sıkışan hastalıklı ruhsal güdülenme egemen-
leşebılir mıydi!..
Açık söylemek gerekirse, kadın ve erkek kap-
samında psikopatolojik yaklaşımın ilk ve açık gös-
tergesi, ikisi arasında giyim farklılaşmasını yaratan
kurallaria ortaya çıkıyor...
Bu alanda en yalın soru şudur:
- Kadın niçın örtünsün?..
Sorunun karşılığını insan mantığında verebile-
cek bır babayiğit yoktur; ama, dinsel buyruk ne-
denıyle kadını tesettüre mahkûm eden zihniyetin
kıskançlıkla aşılanmış psikopatolojisini ancak bi-
lim açıklayabilir.
•
Aldatılma ürküsüyle ve günah korkusuyla yetiş-
tirilmiş dincilerin psikopatolojik ruh güdülenmesiy-
le devleti yönetmeleri, laik bir Cumhuriyette görül-
müş, işitilmiş değildir.
Beko bilgisayarlar şimdi
' 999 miiyon TL'den başlayan fiyatlarla
HEMENTESÜM 1.S^WK(Î*5) 2.SEÇINBCfM}
JRLN MODE. PES\
D
ES \i~ 5TAKS" 'Z-J.V
:
Eİ V" STAKSıT ~Z~M.' I
: S2445 ıntet Ceıeron 2 4 Gtiz _ ^«.^«.^»«s. , 999.000,177.900 177.900 1067.400,126.400 126.400 1.137.600 »
°C 9226 Intel P4 2 26 GHz ~" ~" ; 1157 000 206 000 206 000 1 236 000 ; U6 300 146 300 1316.700}
9247 Intel P4 2.4 GHz Prescotte _ "" ^ | 1.210.000 215.400 215,400 1292.400 = 153 000 153.000 1.377.000 j
I S
C 9289 CD Wrıter Intel P4 2 8 GH2 t 1 356 000 , 241 400 241400 1 448 400 ; 1 71 500 171500 1 543 500 \
| PC 9290 FLATCD VVriter Intel P42.8 GHz* 1.456.000 * 259.200 259200 1.555.200 184200 184.200 1.657.800 j
PC 9305 FLATInte' P4 3 0 GHz 800 MHz HyperThreadng* 1690 000 300 900 300 900 1805 400 213 700 213 700 1923 300
I PC 9320 LCO Intet P4 3 2 800 FSB* 2.540.000,452.200 452.200 2 713.200 s 321 200 321.200 2.890.800 i
I PC 9327 MCE LCD Intel P4 3 2 800 FSB* j 3 325 000 s 591 900 591900 3 551 400 =
420 500 420 500 3 784.500?
PEŞİNAT
94.300
109 300
114.300
128000
137.500
159 600
239,800
313 900
12 TAKSİT
94.300
109 300
114.300
128000
137.500
1
59 600
239.800
313 900
TOPLAM
1.225.900
1420 900
1.485.900
1664 000
1787.500
2 074 800
3.117.400
4.080 700
DIZUSTU B1LGISAYARLAR
| BNB 2426 Notebook Intel P4 2.26 GHz ; 2.155.000 } 383.600 383.600 2 301 600 :
272.500
B'.B2517NoteoookmtelP4 2 8GHz ^2.225 000 396 100 396 100 2 376 500 281400
BNB 362C Intel Centrîno P M 1.5 GHz Kırmızı Renkli | 2.350.000 t 418.300 418.300 2.509.800 297.200
B'.B 361C Intel Centrtno P M 1 5 GHz Mavı Renk.li I 2 350 000 | 418 300 418.300 2 509 800 ! 297 200
| BNB 377C inteiCentrino PM 1.6<5Hz j 2.810.000 f 500.200 500.200 3.001.200 " 355 400
BF.B T201C Intel Centrıno P M 1 5 GHz Tablet PC ! 3 157 000 ~ 562 000 562 000 3 372 000 " 399 200
I BNB T203C Intel Centnoo P M 1 7 GHz Tablet PC 3 597 000 640 300 64C 300 3 841 8CC 454 900
Beko Microsoft® VVindovvs® XP ürününü önerir.
272.SE» - 2.452.500 : 203.400 203.400 2.644.200
281400 2 532 600; 210 100 210 100 2 731300
297.200 2.674.800 1221.900 221.900 2.884.700
297 200 2 674 800^ 221900 22' 900 2 884 700
355.400 3.198.600 s 265.300 265.300 3.448.900
399 200 3 592 800 * 298 000 298 000 3 874 000
454 900 4 094 100 339 600 339 600 4 414 800
Fiyatiar, okuma kofaylığı için (000) atılarak veriimijtir.
BEKO
Dahii,
video
kamera
-00 saatier ar
sîz «?p,-->s .* V.u
servss ağ«
Monitör Fiyat Farklan
17-CRT 40 miiyon TL :
I 17* Pure Flat 60 mılyon TL
15"TFTLCD 440 miiyon TL;
T :
T ' / n
595 mılyon TL
Microsoft
elekt'on k
Bekor .T eîmerkezi Kuuu ,\v.v beko com tr