22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EYLUL2004SALI CUMHURİYET SAYFA 17 «00 Zina tartışmaanda son iddia: Gül, Erdoğan'a ihanet etti! Majestatis Mete Neptun: "Başba- kan 'Bizim için AB, ol- mazsa olmaz değil- dir' buyurmuş. Av- rupalı krallara es- kiden 'pluralis ma- jestatis' yani 'kral çoğu- lu' ile hitap edilirdi. Kral da kendisinden bahse- derken 'biz' derdi. Erdo- ğan 'biz' derken bu kral- lara özeniyor olmalı..." Eektronikpostadenlzsom@cumhMiyetcQm.tr Tel: 021ZS12 05 05 Faks: 0,212.512 44 97 - Yatınm parasının üçte biri rüşvete gidiyormuş... Bu da bir vatınm!" H KÜI Nalan Ekici: "Zon- x. guldak Çatalağzı Ter- mik Santrall'nin her gün denize döktüğü küllerle, Iskenderun Körfezi'nde batan gemideki 'termik santral külü' arasında bir benzerlik var mı?" Mondros Akif Kökçe: "Niğde'yi Italyanlar, Ege'yi Yunan- lılar, AJanya'yı Afmanlar, Oidim'i Ingilizler, Hatay'ı Suriyeliler, Akdeniz'i Hol- landalılar, dağlık bölge- Ç\ leri Israilliler satın alı- m yormuş. Busatırlarta- *J rihkitaplanndaki1918 tarihli Mondros Müta- rekesi'nden değil gazete haberlerindeki yabancı- lara yapılan toprak satı- şından alıntı; şimdilik sa- tılan ise 323 milyon met- rekare vatan toprağı." ızlandınlmış hükümetin toplumun gündemi- ne soktuğu zina gerçekten ilginç bir konu. Evli bir erkek ya da evli bir kadın bir başka- sıyla cinsel ilişkiye girerse bu fiilin adı zina oluyor. Ancak Islam hukukuna göre "zina" diyebilmek için iki tanığın gözü önünde cinsel ilişkinin fiilen ger- çekleşmesi gerekiyor. Görüldüğü gibi en önemli konu tanıklık ama Islam- cılar bu sorunu, bir kadınla bir erkeğin aynı mekân- da yalnız başlanna bulunmasını da zina sayarak çöz- müş bulunuyor. Haremlik selamlık uygulaması işte bu "kuşku"dan geliyor! Tanıklık deyince... Zinanın özü, evli birinin eşini başka birilerinin gözü önünde aldatması. Ancak bir koca, kansını başka bir erkekle aldatırsa zina olmuyor! Aynı durum, toplum- sal sözleşmelerde de geçerli. örneğin bir hükümet; herkesin gözü önünde yurt- Aldatma taşlannı, yabancı devletlerle ya da uluslararası şirket- lerie aldatırsa zinaya girmîyor! Bu bakımdan H. Can Sözer'in söylediği gibi, "Av- rupa'da papanın, Amerika'da evangelistlerin kucağı- na oturup yapılan şeriatçılık ya da CIA'nın kucağına oturup yapılan milliyetçilik ya da 20 yıl önce donsuz gezerken, devletten beslenerek yapılan liberal gaze- tec/lik" zinadan sayılmıyor. Bu tür aldatmalar herkesin göz önünde yaşansa da zina sayılması için illa cinsel ilişki gerekiyor. öte yandan bizim mandacı kalemler, "zina" tartış- maları karşısında fena halde şaşırm/ş bulunuyor... Kendilerini, bel bağlayıp kucağına oturduklan ve birlikte AB'ye gireceklerini sandıklan Islamcı iktidar tarafından aldatılmış hissediyoıiar. Demek kı "balayı" bitiyor... Zamanla alışırlar! Ertan Şahin, mandacılann çabuk alışmalan için bir anımsatma yapıyor... 1914 yılında New York Times'in editörü John Svvinton, Amerikan Basın Biriiği'nin bir yemeğinde şöyle demiş: "Aranızda fikirlerini dürüstçe açıklamaya cesaret edecek bir adam bulunmuyor. New York gazetecile- rinin görevi yalan söylemek, paranın önünde diz çök- mek ve ülkesini, milletini günlük ekmek parası için satmaktır. Bizler sahne gerisindeki zenginlerin maşa- lan ve köleleriyiz. Bizler birer kuklayız. Bu adamlar ip- lerimizi çekiyor, biz de dans ediyonjz. Zamanımız, ye- teneklerimiz, yaşamlanmız ve tüm kapasitemiz bu adamlann mülkü haline gelmiş. Bizler entelektüel fa- hişeleriz." Neyse ki bu tür fahişelik de zinadan sayılmıyor. • Aksini bir düşünsenize! SESSİZ SEDASIZ (t) Tokaftaki bayrak Hüseyin Kalkan Perşembe sabahıydı... Ankara'dan Mustafa Yıldınm dostumuz telefonla aradı; "Tokat'a gelmek üzereyim" dedi. "Hayrola" dedim; "Hüseyin Kalkan'ı yitirdik, cenazesine gidiyorum" dedi. Köy Enstitülü bir eğitimciydi Hüseyin ağabey. 12 Eylül darbesinden sonra emekli edilmişti. Tokat'ta kitabevi açmış ve Cumhuriyet'in muhabiriiğini üstlenmişti. 1995'te de aylık Söylem gazetesini yayımlamaya başlamıştı. Vaziyet'te Mustafa Yıldırım'ın bir görüşüne yer verdiğim bir gün telefon etti; "Kim bu arkadaş; Söylem'e de yazar mı" diye sordu... "Bilmem" dedim... Mustafa Yıldınm'a sordum, "Tabii ki" dedi; Hüseyin Kalkan'ın telefonunu verdim; tanıştılar. Tanışın ötesinde dost oldular. Mustafa Yıldınm'ın Hüseyin Kalkan'ın tardından Tokatlılara bir çift sözü var: "Kimsenin yayın cesaretini göstermediği araştırma özetlerini Hüseyin Kalkan yayımladı. Gerçek bir savaşçıydı. Birlikte savaştık! Yılgınlığı üstümüzden atmamızın tek yolunun savaşımdan geçtiğini biliyorduk. Ben ondan Tokat'ın dertlerini öğrendim, onun aracılığıyla Tokat'ın temiz ve yürekli insanlannı tanıdım. Hüseyin Kalkan siyasal, dinsel ayınm gözetmeden yaşayan, yalnızca yurdunun ve insanlığın esenliğini düşünen bir halk adamıydı. Tokatlılar, onu hiç ama hiç anmayın! Anma toplantılan bir tür yasak savmaya dönüyor! Bağımsızlık, erdemlilik bayrağını birazcık olsun yerden kaldınn yeter. O bayrakta Hüseyin Kalkan'ı göreceksiniz!" Duralım ve Dd Kez Düşünelim... NEŞE DOSTER Bugünlerde üzücü, düşün- dürücü, kaygı verici olaylar- dan geçilmiyor. Birbiri peşi sı- ra gelen tren kazaları, OSS ve LGS sınavlannda sıfır alan 100 bin öğrenci, üniversite sınav- lannda hiçbir yere giremeyen 2 bin 131 lise birincisi, sel bas- kınlan, olası depremin ayak sesleri vb. özetle bugünlerde ülkemi- zin fotoğrafında öfke var, acı var, isyan var, inatlaşma var... Bu görüntüye karşın bugün belleğimizin bir ucunda uzun süredir çakılı kalan bir konuyu işleyeceğiz. Değerli okur, bugünlerde bazı bölgelerimizde de müzik var, festival var, tiyatro göste- rileri var, şenlikler var. Havada sanatsal kaygılar var, siyasal kaygılar var, top- lumsal kaygılar var. Yerel yönetimlerin kısıtlı ola- naklarla yaptığı festivallere ka- tılanlara anlatılan gerçekler, acılar, umutsuzluklar, yanıtı almmayan sorular, sorunlar var. Dünyanın sayılı merkezle- nnde Leyla Gencer'e atılan güller, Idil Biret'i. Fazıl Say'ı ayakta alkışlayan eller, olim- piyatlarda aldığımız altın, gü- müş madalyalar, bayrağımız göndere çekilirken, ulusal marşımız okunurken yaşadı- ğımız duygu seli ve denetleye- mediğimiz gözyaşlan, farklı ortamlarda aynı dili konuşan- ların buluşma noktası değil midir? Aynı ortamlarda farklı dili konuşanlann çokluğu karşı- sında buk aynı zamanda bir çoğalma ve zenginleşme sa- yılamaz mı? Sanatsal kaygı- lan taşıyanlara en güzel yanı- tı bu uluslararası başanlar ver- miyor mu? Anane ve racon söz konu- su olduğunda, akan suların durduğu memleketimizde, hayata gol atanların el üstün- de tutulup, hayattan gol yi- yenlerin dışlandığı ülkemizde, ulusal ve evrensel başanlar, renkli dünyaları olanlara bir şey ifade etmese de, siyah- beyaz yaşam alanları olanlar için bir umut ortamı yaratmı- yor mu? Durup düşünmek ge- rekir... Her dört evden birinde silah olan ülkemizde silah merakı- mız oldukça eskilere dayanır- ken, sanata değer vermemiz küçük bir ihtimaldir. Valilerin tabanca hediye ettiği başba- kanlar, başbakanlann gözde bürokratlanna tabanca verdi- ği geleneksel kültürümüzde, artık Allah ne verdiyse el yapı- mı mı olur, altın kaplama mı olur, otomatik mi olur o şansa kalmış! Haa.' Bu arada aşka gelip silaha sarılan belediye başkanlannı, başkan eşlerini, mertlikle, delikanlılıkla, yiğit- likle özdeşleştirdiğimiz silahı beline takıp göstere göstere sahne alan ünlü türkücüleri- mizi unutmayalım ve bu gös- teriye prim veren halkımızı da fonda tutalım. Tüm bunlan kim ne kadar hatırlar, kim ne kadar fark ed- er veya kimi ne ölçüde ilgilen- dirir bilemem. Bildiğim şu ki: Bizim öyle sanatsal takıntı- larımız pek yok. Varsa yoksa günü kurtaracak söylemlerle, içi boş vaatlerle, temelsiz pro- jelerle ortalarda dolanmak. Haa! Bu arada unutulmaması gereken ve bu işin olmazsa ol- mazı olan bir iki aynntı daha var. Bizde iktidara gelmenin yolu gecekondulardan ve ge- cekondu affından geçtiği için, öncelikle o yörelere abanıp, onlardan biri olduğunuzu is- pat edip, farklı olmadığınızı, ancak fark edilmek istediğini- zi, sık sık yinelemek zorunda- sınız. Arkanızda da attığınız her adımı, konuştuğunuz her sözü avaz avaz, gürül gürül manşetlere taşıyan bir medya gazınız varsa, siz bu işi olmuş bilin... Hayırlı uğuriu olsun... Bu arada ülkeye büyük gel- miş, küçük gelmiş, ülke çok şey yitirmiş ne fark eder? Na- sılsa değişiyor, değiştiriyor, şekil veriyor ve şekilleniyoruz. Kem gözlere gerek yok! Geri- si takdir-i ilahi... ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci a mynet.com HARBI SEMtH POROY semihporoyCdyahoo.com 2AfAfiti AC/tfl? HAYAT EPtK TÎYATROSU MISTAFA BILGIN Ç67J} •• Ojiti PÜMPÜP, ü 'd hayatepikCa mynet.com birçok cete reisi gibi hamit bayram'mda yakalanmasında kadın" etkşnLrol oynadı.. BENIM AGAto ZİNA SUCU KÖTÜDfR HÖKÜMETİMÎZ . HAKLIDİR l.. \ \ \ \ \ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Eylül ıcunc.mıtmtaz-arikan.com BAĞIMS/Z M/4LTA.. 'TE 8U6İMJ,M/)LT7H 77. YÛzrtLlAR SOYU, FrNİK£ÜL£R', 8.OMALILAK, ARAPLAH V£ MALTA Şc*W-Y£L£gW/A/ £G£fa£ LİĞIN0E KALAN MALTA, SON OLARAK CAĞ.0AU (MGİLİZL&K'e G£ÇMrŞTİ. 184O ' Seeı İUGİLJ2 e&LONfSi OLAN AAAUA, K. DÛN- YA S4U4ŞV S/IBAStHD* 4LMAA/ü4£ 7&&4&A/- PAAI AĞIG. BrÇİMDE SOMSALAMU/frT. 1964're 8AĞitoStZUĞtNA KfiVUŞAN ÜUC&, AtU>ENi2'D£f SİCİL YA 'AJ/AJ eÜMBYİNOBId ÜÇ KÜÇÜK ADA - OAN OU/fMAKTHDtG. GENLELUlCLe PÜZ BİR AZAei YAPtSt OLAN APALAZDA NENİR BU- LUNAA/4MAKTAD(&. NÜFUSU 36O BİM, fCENTİ /SE VALE777<} 'D/G'. TC SİVAS İŞ MAHKEMESİ HÂKtMIİĞİ'NDEN Dos>-a No: 2002 386 Esas Davacı Ismail Koçarslan vekili tarafından davalı SSK Genel Mü- dürlüğü, Karayollan Genel Müdürlüğü, Recep Erdem ve 3.8.2004 tanhli dılekçe ile davaya dahil edilen Recep Erdem mırasçılan Şi- rin, Leman, Ipek. Sema ve Uğur Erdem aleyhine açılmış olan tespit davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sırasmda verilen ara karan gereğince, Adres tespıti yapılamadığından duruşma günü tebliğ edilemeyen da%alı Recep Erdem'in davaya dahil edilen mirasçılan Şirin, Le- man, Ipek, Sema ve Uğur Erdem'in Sivas îş Mahkemesı duruşma salonunda yapılacak olan 15.09.2004 günü saat 9.10'daki duru$ma- ya bizzat gelmeleri veya kendilerini bir vekılle temsil ettirmeleri, aksi takdirde yokluklannda yargılama yapılıp hüküm kurulacagı ılanen teblıg ofunur. (HUMK. 213. ve 377. mad.) 26.04. 2004 Basın: 37953 l.Ü. öğrenci kımliğimi ve ÎETT pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. ERKANMACtT Nüfiıs cüzdanımı. sürücü belgemı, okul kimlığimi kaybettim Hükümsüzdür. YAMAN GtDER YAPIM-C KÜLTÜR TURLARI GAP - NEMRUT TURU ANTAKYA - GAZİANTEP - Ş.URFA MARDİN - DİYARBAKIR - ADIYAMAN 28 Eylül - 06 Ekim 2004 6 Gece 8 Gün Kişi Başı 590.000.000-TL Yarım Pansıyon - Ulaşım - ören Yerı Girışı Nemruta çıkış ve rehberlik hızmetlerı dahıldır CUMALI KIZIK ve TRİLYE TURU Mudanya Montania Otel 24 - 26 Eylül 2004 Yarım Pansiyon, Ulaşım Dahil Kişi Başı 210.000.000-TL IrUbat: YAPIM-C A.Ş. BBCfeTTWMB..2M2 Türkocaâı cad. Basın Sarayı No:1 K:4 Cağatoölu-lstanbul Tel: 0212-520 21 91- 92 522 49 25 Fax: 0212-520 50 23 Turiar en az 30 kışilık gruplarta yapılacaktır. Tatjlcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini buluhar... f üto Oıent Antik Çığın adıtet sağfck ve tarış ıçn buluşma rnateı I olan Oren'de deraze •sıhr* bnbır yUet tw taS koyüdüı Homeros'un \ ^ S doğum yen Tş*iar Sslulfmte Dinrfznm almosknrKk otejen oam «i yuksek ia noMasndan biri olan Edremıt Körfezfnde Zeytm RKerssıTidadB Club Orenrte Ege sHnde yaprimı; 62 dubteks yapmn İKr daresı 2-4 »eya 4-6 kişi* afcleı ıçn tasjrtanmış çlennde duş WC ve telefon obn odabrdan ohışuı Tüm kapda.' dev br botari* bühçesme aç*r Bahçe brter mcecık kumlu pbj taştar Ozûiuler ve engettlef «<ı tumüyte (ttzayak. ve)etar>enler ve dDbeöktet ıçm soıunsuz tatıl GMük dddor vcıt CftıllOM fcpbayrP39D0BOOOTL, 0-1!yif OcrttUL (3)-4.-5.,$. kifîkrTZOOOOOeJl Club Oriesl Holiday Resort, Ör«-Bnrh»«ive Td: «.266.416 53 S4-416 34 45 •FM:0-2**.4I6 4«2« ı • •< GORUŞ TURKKAYA ATAOV Annan ve ABD Emperyalizmi KL Annan ABD'nin Irak'ta Birleşmiş Milletler'i bir ya- na iterek kendi başına silahlı eylem yaptığını eleştirici bir dille açıkladı. Günlük işleri arasında kitap okuma- ya vakit bulamadığı anlaşılıyor. New York'ta belli baş- lı kitapçılarla kütüphanelerde şikâyetçi olduğu konu- nun yanıtını içeren yayınlar var. örneğin, iki Harvard profesörünün (H. Hardt ve A Negri) Imparatorluk adlı kitaplannda emperyalizmin, yalnız Amerika değil, tüm dünya için de iyi olduğunu savunuyortar. Hem günümüz yayınlan, hem Ameri- kan tarihi gayri resmi bir imparatorluk yönünde geliş- menin kanıtlannı yeterince veriyor. Bu gelişme çizgisi tekdüze değilse de, temel siyaset aynı. Konu böyle bir bakışla incelenirse ABD'nin, BM gibi uluslararası ör- gütlere, tekelci sermayenin çıkarlan gerektirdiğinde, sırtını döneceği kuşkusuzdur. Annan, özellikle bizim kuşakAmerikan yazariannın "Bu emperyalizmdir" de- diği olaya aynı tanıyı koyabilmeliydi. Annan'ı bile isyan ettiren bugünkü aşamanın nede- ni, "ABD emperyalist değildir* propagandasıdır. öte yandan, konunun adını kimi Amerikalı yazarlann bile daha açık koyabilmelerinin nedeni de bu gelişmenin kökeninin gerilerde yatmasıdır. örneğin, kurucu G. Washingtonbile 1783'te ABD'den "yükselen bir im- paratortuk" diye başka türiü anlaşılmaya yer vermez biçimde söz etmiştir. T. Jefferson da 1809'da "Hiç- bir anayasa Amerikan Anayasası kadar, geniş bir im- paratorluk ve kendi kendiniyönetim için bu denli uy- gun olmamıştır" demişti. Daha sonra olanlar birbirin- den aşama farklıdır. Amerikan karar vericilerinin oluş- turduğu kuramlar ve uygulamalar birbirine tam ben- zemez. ömeğin, 1998'de iki okyanusta Ispanyol sö- mürgelerine sahip çıkmakla 1945'in hemen sonrası ve bugünkü durum farklı olacaktır. Bu nedenle, emperyalizmi açıklama amacında olan Hitferding, Hobson ve Lenin gibi yorumculann ince- lemelerinde, günümüz birikimiyle bakıldığında, eksik- liklergörülecektir. Onlann kuramlan 1870'lerdeki reka- bete, 1914-18çatışmasına, 1929ekonomikbunalımı- na, 1945'i izleyen yıllara, 1970'lerin durgunluğuna, bu- güneve sömürgelerle Üçüncü Dünya'nın tavırlanna tı- patıp uymuyor. Lenin'in "Emperyalistsavaşlarengel- lenemez!" yargısının hangi koşullarda doğru olduğu- nu yansız biçimde anlamâk, emperyalizme daha kap- samlı tanı koyabilmek için gereklidir. Tüm asamalan, kendine özgü çelişileri ve çıkış yollanyla içine alan da- ha bütüncül bir emperyalizm kuramı geliştirilmeJidir. Tüm bu aşamalann özetine bir yazı çerçevesinde şöyle bir değinmek bile olanaksız. Böyie bir değerien- dirme her dönemin özel koşullan, çelişileri ve değişen bağlantılanyla bir kitap konusu olabilir. Günümüzde, Amerika emperyalizmi "Biz emperyalist değiliz" eski savını kullanmaya artık gerek bile duymadan, Ameri- kan tekelci sermayesinin çıkarianndan hafiften aynlan devletlere karşı silah kullanıyor Sorun Bush ya da Kerry seçeneği de değil. BM'yi de açıkça çiğneme- si, bu kez, Genel Sekreter'in sabnnı bile tüketti. 5 Ocak 2003 tarihli The New York Times'in dergi eki- nin kapağında boydan boya şu sözlere dikkatleri çe- kerim. "Amerikan Imparatoriuğu: Alışın." B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Izmir'in Çeşme ilçesi- ne bağh turis- tik bir belde. 2/ Birbirine bağlanmış iki tekneden olu- şan deniz ta- 6 şıtı. 3/ Hava- ya fırlatılan bir plakanın vurulması il- kesine dayalı atıcılıkdaİı.Birno- ta. 4/ Konya ilinde 1 bir baraj... Ince ip. 5/ "Dişotu" da denilen 3 ve kurutulmuş mey- 4 veleri halk hekimli- 5 ğinde kullanılan ot- 6 subirbitki... Herya- nı suyla çevrili kara 8 parçası. 6/ Su geçir- 9 mez kumaştan yapılmış bir tür spor ceket... No- tada durak işareti. 7/Yürürken dayanmak için kul- lanılan kalın sopa... Hayat arkadaşı. 8/Kale hen- deği... PamukJu bir kumaş cinsi. 91 "Sözü pişirip diyenin işini — ede bir söz" (Yunus Emre)... Olü- yü gömme. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Muğla'run Ula ilçesine bağh turistik bir belde... Akıl. IIBir nota... Muğla ilinde antik bir kent. 3/ Antalya kentinin kurucusu olan ünlü Bergama kralı. 4/Rus imparatorlanna verilen san... Uzak. 5/Bartın'ın bir ilçesi... Şöhret. 6/Parah oyunlar- da kâr ve zarar olmadığını anlatmakta kullanılan sözcük... Sürülmemiş tarla. 7/Şarkı, türkü... Kal- siyum elementinin simgesi... Şırası alınmış üzüm fıosası. 8/Un, etvebamya ile yapılan bir yemek... lgi eki. 9/ Insanlann gnıp yaşamına kolayca ve etkin biçimde katılmalarırun sağlanması amacıy- la düzenlenen her çeşit eğlence ve gösteri. 5. Yıl Resim Sergisi 21 Eylül - 21 Ekim 2004 Bedri Baykam Ebulula Mardin Caddesi 12/A 34335 Levent - İSTANBUL Tel: (0212) 351 00 60 www.terakki.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle