19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÛL 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIZI Ordunun iyi hazırlandığını gören Paşa, memnuniyetini savaş alanında İnönü'ye defalarca yineler Topçu ateşi moral MUCADELE Başkomutan, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'la Eskişehir'de (15 Ocak 1923). ephe Kumandanı Ismet Paşa, Büyük Taarruz'un ilk günlerini şöyle anlatıyor: En heye- canlı günümüz. O güne kadar düşmanın bizden ne kadar bilgi aldığını bil- miyoruz ve yarın ortalık açıldığı zaman her şey meydana çıkacak. Tabii, beklenmesi kumandan için çok heyecanlı olan bir gece. Erkenden tıraş oldum. Şafakla beraber 26 Ağustos'ta muharebe- ye başladık. Aynı saatte bütün cephede, Birinci Ordu, Ikinci Ordu cep- helerinde muharebe oluyor. BATI CEPHESİ KOMUTANI'NIN ESİR DÜSEN CENERAL TRIKOPISLE GÖRÜŞMESİ Iııöııü: îyi savastuıız aıııa talilıiııiz yokmıış 1E y l Ü l ' d e İzzettin Paşanın kolordusu Uşak'ı iş- gal etti. Ertesi gün öğle üzeri biz de Uşak'a geldik. O gece orada kaldık. 3 Eylül günü haüıiadığuna göre sabah saaderinden birinde bir adam, zanne- diyorum bir köy imanu idi, koşa koşa yanımıza geldi. Düş- man getivor, dhe bağınyordu. Hangi düşman. nereden getiyor?Adam, akhnı kaçırmışgibibir tesiryapö bize. Ba- ğırdık, çağuthk. Adamı sustunnaya uğraşıyoruz. Biraz- dan vaziyetanlaşıldL 30 Ağustos Başkumandanlık Muha- rebesimeydanından kurtulabihniş olandöküntüler biryer- de toplanmışlar v e Uşak yakınma kadar geldikleri zaman, bizim o civara sevkedilen 5. ve 23. tümenleretesHm ohnuş- lar. Bakük, hakikaten 3-5 bin kişilik bir düşman kafilesi Uşak'a gebniş. Fakat başlannda bizim bir tümen kuman- danunız \ ar. Onlan Uşak'a getiriyor. Koşa koşagelerek bi- ze verilen haber bu imiş. EsİR KOMUTANLAR... Esirler arasında Yunan Kolordusu Kumandanı General Trikopis, 2. Ko- lordu Kumandanı GeneralDiyenis ile yüksek rütbeli birçok kumandan da varth. Esir kumandan ve subaviann sa- yısıyüzden fazlaydı. Generalleri bana getirdiler. Gayet yorgun bir haldeydi- ler. Dudaklan şişmiş, çay ikranı ettim, beraber çay içetim, dedim. Çay içecek halleri yoktu, içemiyoriardı. Kendile- rine arkadaşça, iyi muameie ettik. Hep beraber oturduk, muharebeden bab- settik. Kendflerinin iyi muharebe ettik- lerini, talihlerinin yaver ohnadığmı söviedim. Arkadaşça konuşahm de- dim. Muharebenin başından beri bu- raya geUnceye kadar. düşmanın muh- temel hareketlerine dair zihnimden geçenleri birer birer Trikopis'e anlat- üm. Trikopis ve Diyenis ile muharebe safahaonı uzun uzadrya konuştuk, mü- nakaşa ettik. Bunlan anlatmadan ön- ce, esir generalleri Başkumandan'a nasıl götürdüğümü hikâye edeceğim. Konuşmalanmız bitincepalaskamı, kılıcımı takünı. Kendilerine. sizi res- mi vaziyetimle Başkumandan'a tak- dim edeceğim, dedim. Onlan aldun, Başkumandan'ın hu- zuruna götürdüm. Atatürk çok âlicenap davTandL Onlar- la konuştu, teseüi etti. Kendileri çok mütehassıs oldular. Lsir generalleri istirahat ettirnıek için. banndırmak için bize emir verdL Biz de gerekeni yaptık, kendUerini münasip bir yere sevk ettik." "General Trikopis ile muharebe hakkuıda konuşmaya ilk günden başladım. Bu konuşmalan aklunda kaldığı ka- dan ile anlatıvonım. Kendisine sordum: - Muharebenin başladıgı ilk günü topçu ateşini niçin ça- buk kestiniz? Biz, günün ortasından itibaren yauuz başı- mıza topçumuzu kullandık. tesir ettik. Biz cephenizi dö- vüyorduk ve siz mukabele etnûyordunuz. HahSuki henüz daha ricata karar vermemiştiniz. Çünkü piyadeniz gayet sert duruyordu. - Ben topçu zabitiyim, dedL Tahkik ettim, siz de topçu zabitiymişsiniz. Bataryalanmızilk saatten sonra ateş ede- mez hale geidiler. -Nasıloldu? 'SüVARİNİZ ARKAMIZA DÜŞTÜ' - Bataryalann tarassut noktalan çok ileride intihap edil- mişti. Tarassut noktalan 3e bataryalar kabio ile birbirine bağh idüer. Oradan kumanda ediliyordu. Sizin topçu ate- şiniz o kadar şiddetü ve muntazam başladı ki, kendi top- lanmızı isabetle kullanahm diye çok ileriye sürdüğümüz tarassut mev küerinin hepsi düştü, tahrip oldu. Toplar.için- de mermi olduğu halde duruyor, fakat kumanda eden adam yok. Tarassut mevkilerindeki subay ve erierin bir kısmı öldü. telefon kablolan koptu ve bu suretie ateş ede- mez hale geldik: General Trikopis'e sordum: Esir alınan Yunan Başkomutan Trikopis ve kurmaylan Ankara'da (24 Eylül 1922). - Pekt bunu anladun, dedim. Biz Akşehir'e yan dönmüş vaziyettetaarruz ediyoruz. NiçinAkşehir istikametine bir taarruz yapmadnuz? Trikopis: - Süvariniz arkamıza düştü, teJaş ettik dedL Böyle hareketlerde Fahrettın Altay'nı müstesna bir kabihyeti vardn*. Hiç tahmin editaneyen dağhk arazide ge- çitlerden süvari firkalannı hiç kimseyeduyunnadan şima- le geçirdi ve düşmanın arkasuıda eirit atmaya başladı. Sa- dece görünüşü, düşman kumandanlannın akhnı da. bü- tün tertiplerini de altüst etti. Nitekim Trikopis, anlatoğı- na göre bizim süvarimizi arkalannda görünce, tertip al- maya teşebbüs bfle edememiş, böyle bir şey e imkân otana- dığı kanaatine vannış.'' "Trikopis'e, ne kadar kuvvetle muharebe ettiğmi, ne kadar tak\iye aldığını, niçin mukavemet edemediğini sor- dum. Bana dedi ki: -Kendi kuvvetlerimle muharebe ettim. Biraztakviw kuv- veti aidun, ama parça parça \e geç geldL İşe yarar bir tak- viye kuvveti alamadım. - Niçin, diye sordum. Yanında duran İhtiyat Kolordu Kumandanı Gene- ral Diyenis'i göstererek: - Buna sorun, arkadaşun bana yardmı etmedi, dedL B E N DE TAARRUZA MARUZ KALDIM* Ben bu defa Diyenis'e dönerek sordum: - Niçin yardnn etmediniz? GeneralDiyenis,kendi zaviyesinden niçinyardnn etme- diğini şöyle anlatü: - Nasıl yardmı edecektim? Ben de taarruza maruz kal- dım. Taarruz benim cephede de aynı şiddede oldu. Bütün mevzuermı düştü. E^^la kendi vazi- yetimi kurtarmay a çalışûm. Benim akhğmı emiroralanmuhafaza etmek- ti. Bu sebeple emrimdeki kuvvetlerie cephemi takvfye ettimve mukabil ta- arrozla sizin kuvvetlerinizi püskürt- tüm, mevTİlerimi geri aküm. General Diyenis'in, emrindeki İh- tiyat Kolordusu ile mukabil taarruza geçip hepsini püskürterek geri atoğı knvvet bizim bir firkamızdL tki gün- Hik muharebe ile geri atüğı bu firka Salıh Paşa'nuıfirkasıdu-.Bu iki gün zarfindaTrikopis'inkrtaaüonungön- derebildiği pek az takviye ku\>etieri ile yabnz başına kahmş ve didinerek erimiştir. Bundan sonra parça parça takviye kdalanda gebniş,fekatgeç kal- dbğı için o kanşiknk içinde gelen kıta- kr arük hiç muharebe}e girememiş, bozulmuş krtaat içinde kanşarak bir fayda sağiamamışür. Biz Diyenis'le konuşurken. Triko- pis söze kanşû, hakiki taarruz benim cephemde oluyor, yanhm ihtiyacmı var. gel dedim, gehnedi diye konuştu. Bu mevzuu burada kestim. Triko- pis'e: - Niçin Eskişehir'e çekUmedin, di- ye sordum. Trikopis bu sualimi şöyle cevaplandırdı: - İzmir'edoğru çekflmek veİzmiristikametini kapamak için emir aldım. Hacı Anestı, bana verdiğı emirde, cephe- de muharebeyikaybettiğinBzanlaşAncakıtaaanı İzmir üze- rine çek. dedi. Sonradan anlaşüdığuıa göre lznıir'de bulunan Yiınan Ordusu Başkumandam'nm, muharebenin cephede kay- bedildiğini haber almas Oe vazi>etin tehfikeye girmesi bir ohnuş. O esnada cephedeki krtaaon hepsinin sevk ve ida- resini General Trikopfe'e vermişler. Yani General Triko- pis Başkumandan gibi emirverecek.Ama Hacı Anesti da- haevveltedbirolarak İzmir üzerineçekilmesini emretmiş. General Trikopis'e bu tedbirin yanhş olduğunu anlatma- ya çahşüm. Muharebe meydanmdayız, nasıl böyle yapar- suuz, dhe sordum. Kesin olarak emir aldım, başka bir şey yapamazdım, dedi ve bu meseleyi kapatük. ir piyade alayının ateş kudretine sahip olan zayıf süvari tümenlerinin müda- faa mevzilerine çatmayarak düşman gerilerine tesir yapmalan gerekirdi. Bu bakımdan kolordu kumandanının düşündüğü gibi, süvarilerimızin yan- larda emniyet km'vetleri bırakarak, topluca kuzeye doğru ilerlemeleri uygıın olurdu. Büyük Taarruz'un ilk gününü Cephe Kumandan- lığı muhabere merkezinde görevli bir assubaydan dinledik. Şimdi de Cephe Kumandanı Ismet Pa- şa'nın ağzından Büyük Taarruz'un ilk günlerini nakledeceğiz: KUMANDAN IÇIN HEYECANLI BIR GECE "En heyecanh günümüz. O güne kadar düşmanın bizden ne kadar bilgi aldığını bilmiyoruz ve >ann ortalık açıldığı zaman her şey me\ dana çıkacak. Tabü. beklenmesi kumandan için çok heyecanh olan bir gece. Erkenden nraş oldum. Şafakla be- raber 26 Ağustos'ta muharebeye başladık. Aynı saatte bütün cephede, Birinci Ordu, Ikinci Ördu cephelerinde muharebe oluyor. Muharebe çok mükenınıel hazuianmış bir topçu ateşi ile başladL Daha topçu ateşi muharebesi zamanında bir taraf- tan da piyade ileri harekete geçti. Topçu ateşi Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'nın çok hoşuna gitmişti Bana, topçunun iyi hazuianmış olduğundan çok memnun kaldığmı muharebe meydanında tekrar tekrar söylemiştir. O gün akşama kadar bizinı taarruzumuz, Afyon'un şimalin- de \e güneyüıde düşmam vakından basla aranda bulundur- makla geçti. Düşman siperler içinde ve kâmilen tel örgü ile çev- rihniş bir halde. Sol cenahınuzı teşkil eden Dumlupınar cephe- sini uzaktan görmoruz. Orada birçok ileri geri hareketier oluyor. Cephe- nin bu ktsmında tzzettin Paşa bu- hınuyordu. Nuretrin Paşa da or- du karargâhı ile orada. tki tarafh olarak tarassut ediyoruz. Topçu ateşini, muharebenin idaresini ve ordu kumandanının tertiplerini yakuıdan görüyor, takip ediyo- ruz. T A A R R U Z U N İLK CÜNU . Topçu ateşinden birkaç saat sonra pi- yadeİerimiz yanaşû. Birinci Ordu cep- hesinde, bizim muharebeyi idare etti- ğimiz ve netice alacagnnız yer- de, topçu ateşi başladıgı za- man Yünan topçusu sus- tu. Düşman topçu ateşi tamamıyla kesUmişti. Bu andan itibaren yalnız biz ateş ediyo- ruz. Düşman si- perlerini dövü- yoruz.Taar- ruzun ilk gü- nü ve ilk saat- leıi Biz mü- temadiyen dövüyonız. düşman topçusu cevap vermiyor. Bir türlü mana veremiy oruz. Düşman topçu ateşinin bö>1esine kesihnesi, biz- de, ricata karar verdiler tesiri yapö. Taarnızun şiddetini arttir- dık, cephevi zoıiadık, fakat son derece mukavemet ediyoriar. Düşman pivadesüıde hiç ricat edecek bü- hal yok. Gayet çetin ve üıatçı olarak sebat ediyor. Bir seneden beri hazırlanmışlar. Tel örguleri var, çeşitii manialar var. Muhtefif yerierde hücum etmek için teşebbüsler yapnk. Hiçbir yerde düşman hatiannı söktüremedik, çözemedik. Topçusu da olnıadığı halde, Yunan cephesini akşam karanhk basıncav a kadar çözemedik. DÜŞMAN HATLARI ÇOZULDÜ O gece biz muharebe meydanmdan Şuhud'a döndük. Gece Nurettin Paşa'dan aldığını raporda, düşmanm ricat etmekte olduğuna dair bilgiler veriliyordu. Heyecanla hatlan çözüldü ve bizimkiler düşman me\ zilerini işgal ettiler, şafakla beraber Afyon'a girilecek ümidine kapıldık. Böyle bir vaziyet hasıl ol- muştu. Gelen raporiar bu havayı veriyordu. Biz .\fyon'a gir- meye kalkük. Taarnızun ilk günü düşman cephesi yaruama- mışü. Bazı tepeleri zapt edebildik, süvari kolordumuz düşman gerilerine sarkü ve asd neticeyi almak 27 Ağustos'a kaku. 27 Ağustos günü Tmaztepe, Çekfltepe şiddetli muharebelerle işgal edildL Yunan ordusunu bozmuştîık. MevTİlerini terk eden Yu- nanhlar Sincanh ovasına düştü. Afyon'u işgal ettik. Süvari ko- lordumuz cephedeki yarma hareketinin muvaffak olduğunu görerek çevirme hareketini genişletti. Biz, Afyon'a girmeden evvel tepelerden muharebenin geBş- mesini takip ediyoruz. Düşman Afyon'un kuzeyindeki tepekre doğru kumandasız vaziyette dağınık olarak çekiliyor. Nihayet Afvon'a girdik. Şimdi zihnimi işgal eden başhca muamma, Af- yvn'dan çekildikten sonra düşmanın nereye gideceği hangi isti- kamete çekileceği meselesiv di Benim kanaatimce düşmanm çekümesi lazun olan istikamet Eskişehir istikameri idi. Afyon cephesinde bozulan Yunan ordusu Eskişehir'e çekümeüydL YUNAN IHTIYAT KOLORDUSUNUN HAREKETI Muharebe başladıktan sonra, bizim bakmumızdan mühim olan bir mesele de, Eskişerıir ile Afyon arasında bulunan Yu- nan ihtiyat kolordusunun hareken'dir. Bu kokırdunun isaberli bir tarzda kullanılması muharebeyi büyük ölçüde etkile\ ebiür- di. Bu kolordunun karşısmda bizim İidnci Ordumuz bulunu- vordu. İkinci Ordunun vazifesi, ehnde çok zayıf krtalar kaldığı halde, Afyon cephesine taarruz yapıldığı zaman, o da Eskişehir - Afyon harona gayet şiddede taarruz ederek düşmana asıl ta- arruz cephesinin orası olduğu kanaatini vermek ve böyiece iki ordu arasında bulunan düşman ihtiyat kolordusunu kendi cephesine çekmekti. Eğer Yunan ordusu bu cephede ciddi bir muharebeye tutuştuğu kanaatini ahr, tahrik olunarak ihtiyat kolordusunu Ikinci Ordumuz cephesinde muharebeye sokar- sa, hareketin yanhşhğı sonradan anlaşılsa bile, oradan sıynhp cenup kolordusuna, yani Afvon cephesine yardım etmesi için çok geç kalnuş olacaktı. Bu takdirde, bizim netice almak istedi- ğimiz Afyon cephesindeki kolorduyu kurtaramazdı. İşte mü- him olan meselelerden biri budur. YARIN: SAVAŞIN SONA ERİŞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle