19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EYLÜL2004CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞHABERLER [email protected] 11 Pinochet tedavi altma alındı • SANTİAGO(AA)- Eski Şili diktatörü General Augusto Pinochet, akut solunum sorunlan nedeniyle hastaneye kaldınldı. Sanriago Askeri Hastanesi, 88 yaşındaki eski diktatörün solunum sorunlan ve şeker hastalığı nedeniyle hastaneye getirildiğini, solunum problemi çözülünceye kadar da hastanede kalacağını açıkladı. Yüzlerce kez hastaneye yatınlan Pinochet'nin sağlık sorunlan, 1973-1990 arasındakı diktatörlük döneminde işlenen suçlarla ilgili yüzlerce davadan kurrulmasını sağlamıştı. Karzai suikasttan kurfiNu • Dış Haberier Servisi - Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin helikopterine, dün roketle suikast girişiminde bulunuldu. Yetkililer, 9 Ekım'deki başkanlık seçimleri kampanyası için güneydoğudaİd Gardez kentine giden Karzai'nin inişe geçen helikopterine bir roket atıldığını, bunun üzerine helikopterin hemen Kâbil'e geri döndüğünü söyledi. Olayda yaralanan ohnadı. K. İrlanda barışı rçinyenhlen • LONDR\(AA)- Kuzey îrlanda'da kalıcı banşm sağlanması ve 2002'de askıya alınan demokratik yapılanmanın devamı için planlanan banş görüşmeleri başladı. Ingiltere'nin Kent bölgesinde dûn başlayan görüşmelerin, 1998'de banş anlaşmasınm imzalanmasından bu yana yapılan en önemli görüşmeler olduğu belirtiliyor. Yoğun güvenlik önlemleri altmda başlayan görüşmelerde, tngiltere Başbakanı Tony Blair ve trlanda Başbakanı Bertie Ahern de katıldı. Rlistin'de general kaçırıldı • GAZZE(AA)- Gazze Şendi'nde, Filistin güvenlik güçlerinden üst düzey bir yetkilinin kaçınldığı bildirildi. Görgü tanıklan, Filistin güvenlik güçleri mali teftiş dairesi başkanı Tuğgeneral Muhammed El Betravi'nin aracmın bazı saldırganlarca kuşatüdığun ve generalin kaçınldığını ifade etti. Güney Afrika'da devgrev • JOHANNESBURG (AA) - Güney Afrika'da kamu sektöründe çalışan yüz binlerce işçi, daha fazla ücret ve sosyal hak isteğiyle dün bir günlük grev yaptı. Grev nedeniyle birçok kentte on binlerce işçinin katıldığı yürüyüşler olaysız geçti. 8 kamu sektörü sendikasınnı liderleri, yüzde 7'lik ücret artışı isteklerinin karşılanmaması durumunda, gelecek hafta 800 bin işçinin daha greve katılacağı tehdidinde bulundu. Hükümet ise yüzde 6 ücret artışı ve yüzde 1 'lik performans primi ödemeyi teklif ediyor. BM Genel Sekreteri Annan, ABD ve yandaşlarının Irak'a saldınsını eleştirdi 'Savaş yasadışı 9 • Silah denetçileriyle işbirliği yapmaktan vazgeçen Irak'a savaş açma karannın, tek taraflı değil, Güvenlik Konseyi tarafından alınmış olması gerektiğini vurgulayan Annan, "Umannı uzun bir süre böyle bir operasyon görmeyiz" dedi. Dış HaberierServisi-Birleşmiş Mil- letler Genel Sekreteri Kofi Annan, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin onayı olmaksızın Irak'ı işgal etmesi- nin "yasadışı" olduğunu söyledi. ABD'nin müttefikleri Ingiltere ve Avustralya ise bu sert çıkışa tepki gös- terdi. Genel Sekreter Annan, tngiliz BBC televizyonuna verdiği demeçte, Irak'ta savaşa gitme karannın, "tektaraflı" bir şekilde değil, Güvenlik Konseyi tara- fından alınmış olması gerektiğini söy- ledi. Irak'ın silah denetçileriyle işbir- liği yapmaktan vazgeçtiği o dönemde, yeni bir BM karannın olması gerek- tiğini dile getiren Kofi Annan, a Uma- nm, BM'nin onayı ve uluslararasıtop- lumun daha geniş desteği olmaksızın Irak benzeri bir operasyonu uzun sü- re görmeyiz" dedi. BM lideri, söyleşide, "Irak'ınişga- Bni yasadışı görüpgörmediğine" iliş- kin bir soruya ise "Evet Bizim görü- şümüze göre BM Tûzüğü'ne aykın- dır; tüzüğe göreyse yasadışıdır" ya- nıtını verdi. 'ABD ve BM birçok ders akb' Annan, ocak aymda yapılması plan- lanan seçimlere de değinerek hüküm süren şiddetin seçimlere gölge düşü- rebileceğine ilişkin endişelerini yine- ledi. "Güvenlik durumu şu anki gibi obnaya devam ederse seçimler giiveni- lir ohnayabüır'' diyen Annan şöyle de- vam etti: "Irak'taki savaştan hem Avustralva'nın Perth kentinde bir genç kız, kırmızj boyayla yapüğı yara görünümüyle savaşı protesto ediyor. (AFP) ABD'nin hem de BM'nin akbğı birçok ders var. Sonuç olarak bence herkes şu- nu gördü ki; bu gibi konularda yapı- lacak en iyi şey, mürtefıklerimizle bir- Bkte ve BM yoluyla çalışmaktır.'" Ingiltere ise Annan'a tepkı göstere- rek "savaşm hem yasal hem de gerek- B" olduğunu iddia etti. Ticaret ve Sanayi Bakanı Patricia Hewitt, BBC radyosuna yaptığı açık- lamada. "Bizo dönemde, BMonayuu abnakiçin, Iraksavaşmın gerekliliği ve yasalhğuıa ilişkin tüm nedenlerimizi açıklamıştik. Saym Annan'uı görüşle- rine saygılıyım, ancak bu konuda ayn düşrüğümüz için de üzgünüm" şek- linde konuştu. 'İşgaJde yasadışı bir şey yok' Avustralya Başbakanı John Howard da bir radyoya verdiği demeçte, 14 ABD'nin Irak'ı işgafinde yasadışı bir şey yok. Işgafin yasal olduğunu söyle- yen bir dizi BM Güvenlik Konseyi ka- ran ve tavsiye vardı" dedi. Annan'ın demecini okumadığını belirten Ho- vvard, "Bizeverikn yasal tavsiye, ki ben o tavsiyeyi o zaman MecKs'e sunmuş- rum, hareketin uluslararası hukuk ba- knnından tamamen geçerfi oiduğu şek- Bndeydi" dıye konuştu. Savaşa başından beri karşı çıkan Fransa ise tartışmalara girmekten ka- çındı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Her- ve Ladsous, Annan'ın sözleri hakkın- da ne düşündüğünün sorulması üze- rine. "Konumumuzubüiyorsunuz.Za- manında kendimizi ifade etnıe olana- ğını bulmuştuk" dedi. 'ABD kontrolü kaybetti' Irak'ta son durumu değerlendiren Ortadoğu ve Irak uzmanı Dr. Nihat Ali Ozcan, çatışmaların Kuzey Irak'a sıçramayacağının garantisinin olmadığını belirtti Dışişleri Bakanı. nüfus hareketlerine dikkat çekti Gül'denKürtlere uyarı • Tel Afer'e yann yardım gideceğini belirten Gül, irtibat timleriyle doktorların şu anda bölgede olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Dışişleri Bakanı ve Baş- bakan Yardımcısı Abdullah Gül, Irak'ta çeşitli nüflıs ha- reketlerinin olduğunu, bunla- nn köklü demografik degi- şikliklere yol açmaması ge- rektiğini kaydetti. Irak'ın ba- nş, birlik ve beraberlik için- de ohnasuıın en büyük arzu- lan olduğunu ifade eden Gül, "Oraiardaki zorlamalann bu- nu tehhkeye dönüştürecegi*' uyansında bulundu. Dışişleri Bakanı Gül, Slo- vakya Başbakan Yardımcısı Pal Czsaky ile görüşmesinin arduıdan düzenlenen ortak ba- sın toplantısmda sorulan ya- nıtladı. 'Herkes dikkatli olmaJı' Kerkük'e yoğun Kürt göçü olduğuna ilişkin haberlerin sorulması üzerine de Gül, Irak'ta çeşitli nüfus hareket- lerinin olduğunu, bunlann köklü demografik değişiklik- lere yol açmaması gerektiği- ni kaydetti. Irak'ın banş, bir- lik ve beraberlik içüıde olma- sının en büyük arzulan oldu- ğunu ifade eden Gül, "ora- lardakizorlamalann bunuteh- likeye dönüştürecegi'' uyan- sında bulundu. Dışişleri Ba- kanı, "Herkesin dikkatü ol- ması gerektiğini'' vurguladı. Tel Afer sorununa da deği- BinlerceTürkmenTelAferkuyruğunda.CFotoğraf: REUTERS) nen Gül, Türk irtibat timleri- nin şu an bölgede olduğunu, bazı doktorlann da bölgeye gittiğini, yann da Türkiye'den çıkan yardımlann gideceğini söyledi. Zarartespiti Şu anda oradaki zararlann tespit edildiğini belirten Gül, "Bir an önce ümit ediyoruz ki sadece Tel Afer'de değil, tüm Irak'ta huzur, güvenlik sağla- mr,ocaktaseçimleryapdır,ön- görülen takvim en iyi şekilde işler ve seçimle işbaşma gel- miş gerçek temsilcikr görev ahrlar" dedi. Terör örgütü elebaşının pos- terlerinin Türkiye 'nin Bağdat Büyükelçiliği'nin duvarlan- na yapıştınldıgı haberlerinin anımsatılması üzerine Gül, "Terörle mücadelemizi her- kes biBr. Taviz vermeyeceği- nıizi de herkes bilir, nerede olursa olsun terörie mücade- le ederiz" diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'nin Irak'ta Türkmen kenti Tel Afer'i bombalamasının ardından çatışmalar, bugüne kadar sa- kin göriinen Irak'ın kuzeyi- ne de sıçramış oldu. Ortado- ğu ve Irak'taki gelişmelen yakından izleyen Dr. Nihat Ali Özcan, ABD'nin Irak halkı üzerindeki kontrolü yitirdiğine dikkat çekerek u Yeni hayarta kalnıa mode- ünde ABD yanhsı olmak bu- lunmuyor. Irak'ta şu anda- ki tek hedef Başkan Bush'u en az zaiyatla seçime götür- mek" diye ko- nuştu. Irak'ın diğer ülkelerle olan sınırlanndagü- venliğin kal- madığını belir- ten Özcan, "ABD halkın kontrolünü kaybetmiş du- rumda-Çıplak, yalın bir aske- ri güç olarak duruyor. Halk hem ABD'nin başansızhğm- *™~~ " dan hem de hayatiannı ko- laylaşüracak elektrik, su gi- bi altyapıyı çözememesin- den şikâyet ediyor. ABD'nin yanında yer ahnası duru- munda eylemcilerin şiddet ve terörünün kendisine de yöneleceğiıu düşünüyor. Ay- nca ABD, şiddete karşıhk vernıek amacrvia yine halka yönehyor. Bu nedenle ilişki- ler kopmuş durumda" de- ğerlendirmesini yaptı. Hayatta kalma modeli Irak'taki durumun sade- ce şiddet boyutunun yoğun olarak tartışıldığını ve gün- demde tutulduğunu anlatan Özcan, "Sorundahaçokpo- ütik, psikolojik veekonomik- • Bush'un artık seçimlere kadar fazla kayıp vermeme derdine düştüğünü belirten Özcan, şiddetin artık kendi 'ekosistemini' oluşturduğunu vurguladı. tir. Irak'ta şiddeti önlemek için ne ABD'nin yeteıü gü- cü var ne de kendisi> le iş- biriiğini sonuna kadar ya- pacak kesim var. Kısa vade- de ABD'nin kontrolü sağla- ması mümkün değil" dedi. Şiddetin zamanla kendi içinde bir "ekosistemi oluş- tuğunu" belirten Özcan, " Yeni ha>atta kalma mode- li geüşi>or. Bu modehn için- de ABD yoktur. Hayatta kal- marun en kola> yolu ABD ve onunla işbirtiği yapanlar- dan uzak durmakbr" diye konuştu. Kürt grupla- nn hâkim oldu- ğu Irak'ın ku- zeyinde görece- li bir güvenlik- ten söz edilebi- leceğini anlatan Özcan, "Geç- miştengelents- lami gruplar var. Şiddetin Kürderarasm- dataraftarbul- mayacağı ga- rantisi de yok. Tümlraktaey- lemiçintümak- ~ ~ yapı oluşmuş durumda. Suıûiar kontrol edilemiyor. Bu bölgede sal- dınlar oldu ve yapanlar da bu bölgenin insanlarrv dı" dedi. Irak'ta seçim ve sayım yapılacağma dikkat çeken Özcan, her grubun pastadan bir pay kapmak, konum edinmek için şiddete baş- vurduğunu kaydetti. Politik tartışmalar arttık- ça şiddetin de artabileceği- ne dikkat çeken Özcan, "ABD'Hler gü\ enli bölgeler- de oturmaya başladılar. Bu seçimlere kadar ABD'yeza- man kazandınr. Bu model- le güvenliği sağlayamazsm. Bush'u azzaiyatla seçimegö- türme taktiğidir. Direnişçi- ler bu zaafi görüyor" dedi. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI AB ile İlişkilerde Demokrasi ye Sömürgecilik Üzerine Demokrasinin esasını bireysel, toplumsal ve sı- nıfsal haklar ve özgürlükler meydana getirir. özeJlikle "katılım ve paylaşım" konulannda bu kat- manlann etkileşimini ortaya koymak gerekir. Aksi halde demokrasi diye yürütmeye çalıştığımız me- kanizmalar, bireysel ve toplumsal haklar ve özgür- lükler yerine, örtülü birfaşizmi ve dış güçlerin ege- menliğini getirir. Hem de emperyalizmin emrinde ve onun bir maşası olarak. Birülkede demokrasinin işleyebilmesi için sınıf- sal çıkarlann ve paylaşımın siyasi ve iktisadi sis- tem içinde yerli yerine oturması gerekir. Işçiler, köy- lüler, memurlar, küçükesnaf, KOBl'leri ve işveren- ler gibi çıkar gruplannın (ve sınıflann) hem iktisadi, hem de siyasi sistemin içinde "belirieyici" olarak yer almalan zorunludur. - Kendi siyasi partileriyle ve kendilerine yakın si- yasi partilerle "parlamentonun içinde dengeli bir biçimde" bulunmalan gerekir. - İşçi, memur, köylü sendikalarının işverenler gi- bi örgütlenerek (Avrupa'da olduğu gibi) siyasi sis- tem içinde bulunmalan zorunludur. - Ve bu yapılanmanın "ulusal, iktisadi, siyasi, kültürel, askeri" bir şemsiye altmda örgütlenmesi gerekir. Bunun adı "ulusalpolitika"d\r. - Eğer ulus devlet şemsiyesi (ve politikası) altm- da bütünleşme olmaz ise o ülkenin tarımı, sanayi- si, ticareti ve iç pazan diğer güçlü ülkelerin "ulu- salcı politikalan sonucu" ezilmiş, geriletilmiş ve bağımlı hale getirilmiş olur. - Avrupa Biriiği'nin 2004 ticaret politikasını (prog- ramını) açıp okuduğumuz zaman şu ifadenin yer aldığı görülür; "AB'nin 2004 yılındaki dış ticaret po- litikalan AB'nin sanayiini koruyacak, güçlendire- cek ve geliştirecek bir doğrultuda uygulanacak- tır". Bu ifade "küresel değil, ulusalcı bir politika- dır". Avrupa'da demokrasinin işlemesi işçi sınıfı- nın, köylünün, memurun, işverenin gelirinin arttınl- masına bağlıdır. Ulusal şemsiye olmazsa oimaz Türkiye-AB ilişkilerinde meselelere AB'nin bak- tığı gibi ulusal bakamazsak "biçimsel olarak de- mokratikleşirken, özde sömürgeleşmeye doğru yol alınz". Şu andaki gidiş budur. - AB ile ilişkilerde iktisadi çıkariann korunabilme- si için ulusal iktisadi politikamızın olması gerekir. - Ulusal sanayinin korunup geliştirilmesi için "u/u- sa/sanay/po//f/7(aAr);z"bulunmalıdır. İşçinin korun- ması da buna bağlıdır. Çalışan sınıflann korunması ulusal sosyal politi- kalann oluşturulmasına bağlıdır. Bu ise ulusal ta- nm, sanayi ve ticaret politikalannın sonucu ortaya çıkar. Bizde bugün sosyal politika deyince iş, "Sos- yal sigortalara indirgenmiş" bulunuyor. Oysa bu bir sonuçtur. - Aynen AB'de olduğu gibi Türkiye'de de ulusal iç ve dış ticaret politikasının bulunması gerekir. AB, "çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde ", yine de bu- nun içinden ayıklamalar yaparak, "örtülü ulusal AB politikasını fiilen yürütmektedir." Dünya üzerinde- ki kazanımlannı bu ulusalcı (AB'ci) politikalarla sağ- lıyor. - Ulusal tarım politikamız olmadan tarımımızı, sübvansiyonla AB ürünlerine karşı koruyamayız. Ya- ni köylümüz korunmamış olur. - Memurun korunması, AB'de olduğu gibi me- murun da grev hakkı elde ederek demokratik sis- tem içinde gerçekten yeralmasına bağlıdır. Aksi hal- de memurlar, "Siyasi iktidarlann vereceği pay ile yetinen köleler" durumunda kalırtar. AB ile "gerçek uyum yasaları" onlar gibi "kendi halkını koruyan" uyum yasaları olmalıdır. Gümrük biriiği başta olmak üzere "Türkiye ile AB arasında uydurulmakta olan yasalar" Türk halkınm aleyhi- nedir. Sıralayalım; - Köylü, AB'nin sübvansiyonlu ürünleri karşısın- da gerilemekte, ezilmektedir. Bu kapıdan AB dışı ülkelerde giriyoriar. Tütünde, pamukta, pancarda, çayda, fmdıkta, meyvede yaşanan gerileme bun- dandır. - İç ve dış ticarette ithalatı özendiren ve çoku- luslu şirketlerin iç pazardaki tekelini genişleten uy- gulamalar, AB ile uyum ilişkilerinin bir parçası ha- line gelmiştir. Yerli sanayi bugün de çöküşünü sür- dürmektedir. - Hükümet ve devlet politikalannın ulusal kimlik- ten kopanlarak "gayrimilli" konuma getirilmesin- de Islamcı siyaset ile bazı dış güçler tam bir işbir- liği içinde bulunuyoriar. Bu gayri milli çevreler iktidara geldiklerinde "ulusal politika yürütme" gücüne ve misyonuna sahip olamıyorlar. Çünkü işin özünde kendi insanlannın değil, emperyalist güçlerin yanında yer alıyorlar. Çünkü onlardan icazet alarak iktidar oluyorlar. Tür- kiye AB ile diğer ülkelerden farklı bir biçimde bütünleşecektir".. yani, içeri alınmadan himaye al- tma alınacaktır. Halen yürütülmekte olan "Uyum işlemleri, bu özel statünün ve sömürgeleşmenin" alryapısını hazırtayan koşullardır. AB'nin Türkiye'de üç gayri milli dayanak noktası bulunmaktadır. Gayri milli sermaye, gayri milli dinci siyasiler ve bölücüler. Verheugen de son gelişinde bu çevreleri esas alarak temaslannı sürdürmedi mi? Türkiye göz göre göre demokratikleşme adı al- tmda sömürgeleştiriliyor. Karen Fogg'ları ve Ver- heugen'leri izleyin, Türkiye'nin nereye götürül- düğünü açık olarak görürsünüz. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali 3 kamyon şoforii öldürüldü • Dış Haberier Servisi - Irak'ın güneyinde üç kamyon şoförünün daha kaçınlıp öldürüldüğü bildirüdi. Ensar-ül Sünnet adlı grubun bir internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, şoförlerine 13 Eylül'de kaçınldığı beurtildi. Açıklamada, öldürülen kamyonculann adlan Abbas Müslüm Nuri, Halil Kazım ve Sabbar Ehman olarak verildi, ancak milliyetleri belirtümedi. Örgütün, internet sitesine gönderdiği video görüntülerinde şoförlerin öldürülüşüne yer verildi. Şoförlerin Ürdünlü ya da Iraklı olduğu sanılıyor. Bağdat'ta dün iki Amerikah ve bir Inginzin kaçınldığı öğrenıldi. Halen Irak'ta, 2 Italyan yardım görevlisi, 2 Fransız gazeteci ve Amerikalı bir işadamı olmak üzere 5 Batüının rehin tutulduğu büiniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle