19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• 5 EYLÜL 2004 ÇARŞAMBA CUMHL/R/YET SAYFA KANLI DARBENIN YILDONUMU İşkence mağduru Hüseyin Özlütaş, 23 yıl öncesiriin izlerini hâlâ taşıyor, cuntacılardan hesap sorulmasını istiyor Onunyaşamınıçaldılar~T~ Tzerinde yaklaşık 50 işkence # / metodu denenen Hüseyin \*y Özlütaş felç oldu. Baston yardımıyla yürüyen, refakatçisi olmadan dışan çıkamayan, konuşmakta güçlük çeken Özlütaş yaşam mücadelesinden hiç vazgeçmedi. Hüseyin Özlütaş, gözaltını ve işkenceyi anlattığı "Felç" ve cezaevi koşullanyla dışardaki yaşamının bir bölümünü aktardığı "Onca Işkenceden Sonra" isirtıli iki kitap yazdı. ALPERTURGUT ~M ^ " a d e n Mühendısi Hüseyin Özlütaş /\/g bugün 58 yaşında ve hâlâ 23 yıl _Z V J. önce gördüğü ağır işkencenin izlerini taşıyor. Tarih 22 Nisan 1981... Ertesi gün "Çocuk Bayramır 'ydı ve Özlütaş'ın oğlu da kutlamalara katılacaktı. Özlütaş ailesı, asken darbenin yeni kurbanlar aradığından habersiz, büyük bir coşkuyla erkenden yattılar, baskına uykuda yakalandılar. Sevdiİdennın kollanndan kopartılan evin babası Hüseyin Özlütaş, bir mevsım boyunca gözaltında kaldı. İşkence tezgâhlannda felç olan Özlütaş, başına gelenler karşısında asla pes etmedi. Yaşama daha bir sıkı bağlandı, bir çocuğu daha oldu, mücadelesini sürdürdü, kitaplar yazdı. Özlütaş'ın işkence mağduru olaraJk tek bir isteği var: Cuntacılardan hesap sorulması... 12 Eylül karanlığıyla tanıştığında bir holdingde maden mühendısi olarak çalışıyordu Hüseyin Özlütaş, evli ve bir çocuk babasıydı. Gayrettepe'deki polis merkezinde 90 gün tutuldu. Ağır işkence gördü Hüseyin Özlütaş, kaba dayak, falaka, filistinaskısı, sonra elektrik... Üzerinde yaklaşık 50 işkence metodu denendi, felç kaldı: "Günlerce kan işedim. Ağzundan ve kulağundan kan geldi. İzerime kaynar su dökülerek haşlandun. Tam üç kez öldü diye bırakOJar. Doktoriara göre işkence sonucu boyunda bir daralma olmuş. Sağ kolum ondan sonra tutmadı." Gayrettepe'den sonraki durak Selimiye Kışlası'sıydı. Kışlanın "at ahırlan"nda geçen 15 günün ardmdan 20 ay da Sultanahmet Cezaevi'nde yattı. SıkıyÖnetim Mahkemesi'nde TDKP üyesi olduğu gerekçesiyle yargılanan Özlütaş'ın suçsuz olduğuna karar verildi. Mücadeleye devam Cezaevinden çıktıktan sonra işkencenin yaralarını sarmak için yurtdışına gitti. Kalma ızni verilmesine ve yüksek maaş önerilmesine karşın mücadele etmek için Türkiye'ye döndü. Yaşamaktan vazgeçmedi. bir çocuğu daha oldu. Kendi söylemıyle "Gönüllü sürgünlüğüne" evınde devam etti. Gözaltını ve işkenceyi anlattığı "Fekj" adlı kitabından sonra cezaevi koşullanyla dışardaki yaşamının bir bölümünü aktardığı "Onca tşkenceden Sonra" isimli kitabı Evrensel Basım Yayım'dan çıktı. Baston yardımıyla yüreyen, refakatçisi olmadan dışan çıkamayan, konuşmakta güçlük çeken Özlütaş bugün 58 yaşında... "12 Eylül topiumsal bir tahribat yapü, kapanmaz derin yaralar açü" diye konuşuyor Özlütaş ve ekliyor. "O gün doğanlar bugün 24 yaşında. Hükünıetler geldi geçtL. hiç künse hesap soramadı. Cuntanın yasalan hep geçerli oldu. Toplum ise 12 EylüTü hiç unutamadı. Dilerim ki halkuiuz ŞiM halkını örnek abr da euntadan hesap sorar." Sosyalist devrim isteğine ve özgürlük mücadelesine hâlâ sıkı sıkıya bağlı olan işkence mağduru Hüseyin Özlütaş şunlan söylüyor: "Yaşam avanta bir şey değüdir. Yaşam uğruna çaba gerekH bedel ödemek ve bedel ödemeyi göze almak gereklL Fransız devrimini düşünün, Paris komünarlannı düşünün.. üzerinden o kadar yıl geçtiği halde, insanhk onlann yaratüğı değerierden yararlanmayı sürdürüyor." Köse yazarlıflı da yaptı Hüseyin Özlütaş, 1946 yılında Tunceli'nin Mazgirt ilçesine bağlı Muhundu-Fakirler köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Şeker Fabrikası'ndan aldığı bursla Elazığ'da okudu. Yüksek öğrenimini Istanbul 'da yaparak 1969 yılında maden mühendısi oldu. 1973-1978 yıllan arasında TMMOB Maden Mühendısleri Odası'nın temsilcıliğini üstlenen, Istanbul Şubesi'nin açılışında katkısı bulunan Özlütaş, birkaç arkadaşıyla birlikte TMMOB Istanbul Koordinasyon Kurulu'nu kurdu. Mühendıs gazetesi "Ölçü", ilk onun döneminde çıktı. Bir dönem günlük bir gazetede köşe yazarlıgı yaptı ve köşesine, Ölçü adını verdi. Özlütaş aynca Kartal Işçiler Derneği'ni (K.İ.D) kurarak, yaklaşık iki yıl başkanlığında bulundu. NÎMET TANRDCULU YAŞADIKLARİNI UNUTAMADI 12 Eylülkorku toplumuyarattı 12 Eylül döneminde işkenceden 171 kişi öldü. 1982-1988 arasında 9 bin 962 işkence soruşturması ve davası açıldL EBRU ERDOĞAN "Biz, silah zoruyla sistemi değtştirmek suçuyla işkence gördük, Oysa silah zoruyla darbe yapanlardan kimse hesap sormadL" Bu sözler Nimet Tannkulu'na ait. 12 Eylül 1980'de üniversite öğrencisi olan Tannkulu'nun işkence nedeniyle kolunda kısmi felce dayalı güç kaybı bulunuyor. Ağır işkence nedeniyle çıkan çenesi ve yakalandığı bronşit, o günleri anımsatırcasına hâlâ sağlık sorununa neden oluyor. Tannkulu, 1960 yılında Tunceli'de doğmuş. Kendi tabiriyle "TunceüK olmak" nedeniyle yaşamış ışkencelenn en ağınnı. "Darbe olacağuu Kenan Evren'in 30 Ağustos'ta yapoğı konuşmasuıdan anlamışûk" dıyor ve devam ediyor: "12EyHİl'de arkadaşlanmın bir ktsmınm gözaltına aundığun, bir kısmııun da arandığını öğrendim. Çok geçmedi ki benim de arananlar arasında olduğum söylendi. 8 ay kadar arkadaşlanmda, akrabalanmda kaknnı. Pasaportum haar olduğu halde yurtdışına çıknıayıhic düşünmedim. Başka yeıierde kahp saklanmak artık zor gelmişü. Bu nedenle 4 Mavts'ta eve döndünı ve gözalona alınarak Gayrettepe'ye götürüldüm." İşkence günleri Tannkulu'nun az çok bıldıgı ama bu kadannı tahmin etmediği işkence günleri burada başlıyor. tlk gününde fılistinaskısına alınarak, vücudunun her yerine elektrik veriliyor. "Seni kısa sürede bırakacağız" dıyen işkenceciler, kimınle nerede randevusunun olduğunu soruyorlar sık sık. "Yok" diye yanıtlıyor Tannkulu tüm sorulan. "Marksist Leninist SUahb Propaganda Nimet Tannkulu BirtiğTne kuryelik yapmak" suçuyla yargılanan ve 4 ay gözaltında kalan Tannkulu'na sabahın 4'ünde Gayrettepe'ye götürülürken, daha arabada vıırmaya başlayanlardan biri, eylemde tanıdıgı bir arkadaşı(!) imiş "İşkencenin ne kadar kötü olduğunu bilhordum. Ama bu kadar sistematik olduğunu ancak yaşayınca öğrendimr> diyen Tannkulu, yoğun işkence nedeniyle ayakta duramayıp bayılınca işkenceciler "rol yapoğını'' ileri sürmüşler. Ayaklanndan rutup trabzanlardan aşağı sarkıtmaktan, kamyon tekerleğine koyup yuvarlamaya kadar pek çok işkenceye maruz kalmış Tannkulu. 35 gün durmaksızın işkence gören Tannkulu'nun sonunda vücudu pes etmiş ve askeri hastaneye gönderilmiş. "İşkence o kadar yoğundu ki bazen işkence vapümak üzere odaya aluıanlar, bize yapüan işkence bitene kadar bekfiyorlardT diyor Tannkulu. Tannkulu, 12 Eylül darbesinde, kayıplara da tanık olmuş: "Bir gün yine ağır bir ışkenceden sonra askerlerin konuşmalannı duydum. Birisi diğerine 'Ne yaptınız' diye bağınyordu. Sonra işkence gören birini battaniyeye sanp götürdüler. Götürülen, Nurettin Yedigöldü." Tannkulu, 12 Eylül'ün kendüerine hak arama mücadelesini öğrettiğini ifade ediyor ve şunlan söylüyor: "Bir kadın görevti, benim olmayan bir ifadeyi zorla imzalatmak için ağzuna silah soktu. Müitarizmin kaduu erkeği yok. Yaşadığun onca şeyden sonra bu sisteme asla güvenmedim ve bu sistemle banşık olamadun. 12 Eylül bir korku toplumu yaratü. İnsanlar aç, ama korkudan seslerini çıkaramıyoıiar. Ben bunun bir gün mutiaka değişeceğine inanıyorum. Hiçbir şey bövle devam edemez." DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 12 Eylül darbesinin incelenmesi gerektiğini söyledi Sorumlıüar ortaya çıkanlmalıCENGİZ YHJDIRIM -4- İSK Genel Başkanı SüleymanÇekbi, 12 Eylül asken darbesinde ışçi hareketi- nin yaşadığı süreci gazetemize anlattı. -12 Eylül'egiden vetophundan gerçekneden- ieri saklanan süreç sizce yeteri kadar aydınlana- bildimi? ÇELEBİ: 12 Eylül karanlık bir dönemdir, ama onun kadar 12 Eylül'e giden ve darbecile- rin darbe gerekçelerinin de iyi incelenmesi ge- rekmektedir. Yalnızca Uğur Mumcu'nun yüzler- ce sayfalık eserlerinde ortaya koyduğu sorulara verilecek yanıtlar bile demokrasi yolunda çok önemli mesafeler sağlayacaktır. Bu dönemin ay- dınlahlmaya, sorumlulann ortaya çıkanlmasına ihtiyaç vardır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde meydana gelen 197O'lı yülarda yaşanmış hemen tüm darbeler mahkemelere taşınmış ve sorumlulan adalete he- sap vermiştir. Türkiye adaleti, demokrasisi 12 Eylül ayıbından, utancından kurtulmak için dar- becılerini yargılamalıdır. İşte bu nedenle biz anayasanın 90. maddesinde yapılan değişiklik- le, geçici 15. maddeye karşın 12 Eylül darbeci- leri hakkında işledikleri ınsanlık suçlan nede- niyle suç duyurusunda bulunuyoruz. - AB'ye üyeük sürecinde shasi iktidar bir dizi vasal değişiklikler yapu. Bu yasal düzenlemeler emekçiler için yeterli mi? ÇELEBİ: Ulkemizde anayasada, yasalarda birçok değişiklik yapılmış, ancak iş emekçile- rin hak ve özgürlüklerine gelince kımsenin eli 2821 ve 2822 sayılı yasalara gitmemiştir. Işçı sı- nıfının elleri, kollan noter harçlanyla, yetki ba- rajlanyla, grev yasaklanyla bağlanmıştır. îşçi- lerkendi örgütlerinin tüzüklerini bile özgürce ya- pamaz durumdadır. 12 Eylül darbecılennin yap- DİSK Genel BaşkanıÇelebi. İstanbul Haber ServisişefimizCengiz V üdınm'uı sorularını yanıtladL tığı ve dönemin Uluslararası Çalışma Örgütü (HO) raporlannda "deü gömleği'' olarak tanım- lanan 2821 ve 2822 sayılı yasalar değiştirilme- dikçe işçı sınıfinın hak ve özgürluklerini geliş- tirmesi, ıçine ıtıldiği yoksulluk ve işsizlik gir- dabından kurtulması mümkün değildir. İktidar, temel sorunlan çözmek yerine serma- yenin isteklen doğrultusunda yasa düzenleme- lerine gitmektedir. İş yasası, sosyal güvenlik dü- zenlemeleri bunun somut örnekleridir. Ne ya- zık ki DİSK, işçi sınıfirun tümünü ilgilendiren bu düzenlemeler konusunda hep tek başına bı- rakılan örgüt olmuştur. Birlik için athğımız on- ca adıma karşın yan yolda bırakılmış ve emek- çilerin haklannın yok edilmesine tanık olun- muştur. Şimdı yine benzeri sorunlar karşımız- dadır. İktidar, bulduğu her olanağı elimizdeki hak- lan almak için değerlendirme peşindedir. Bunun son adımı uzun yıllar sonra ilk kez toplanacak olan çalışma Meclisi'nde gerçekleştirilmek ıs- tenmektedir. Ülkenin en temel sorunlan olarak duran yoksulluk. kayıt dışı ekonomiyle müca- dele ve istihdam konulannın arasına kıdem taz- minatı fonu yasa taslağı atılmaktadır. Ashnda bu toplantının ana gündemi bu yasa taslağının meş- rulaşnnlmasıdır. Crev hakkı Istlyoruz' Diğer konular toplantının cilasıdır. İktidar. toplumun sorunlannı çözmek yerine, çözüm üretmek yerine işverenlerin sonmlannı çözme- yı tercih etmektedir. Bunun hemen ardından gündeme sosyal güvenlik sistemi gehrilecektir. Burada da amaç sistemin sorununa sosyal deviet ilkesi çerçevesinde bir çözüm getirmek değildir. IMF ve Dünya Bankası'nın tahmatla- nna, sermayenin beklentilerine uygun olarak sosyal devletin tasfryesi hedeflenmektedir. Emek- lı ücretlerinin azaltılması, sağlığın ücretli hale getirilmesi, emeklilik koşullannın ağırlaştınlma- sı ve özel emeklilik sistemine yönlendirilmesi yeni taslağın ana hatlandır. Tüm bunlan aylar öncesinden görerek bir hazırlık yürüttük. Hede- fımizi açıkça ortaya koyduk, iktidann sermaye- nin çıkarlan doğrultusunda belirlemeye çahştı- ğı gündeme karşı biz kendi gündemimizle alan- lara çıkacağız dedik. İşte "12 Eylül Zincirierini Kırahm!"' kampanyamızın ardında yatan görüş buydu. Neyi istiyoruz, özgürbir ülke, özgür sen- dika, özgürtoplusözleşme, özgür grev hakta. Bu- nun için öncelikle 2821 ve 2822 sayılı yasalar en azından ILO ve Avrupa Sosyal Şartı düze- yinde değiştiriknesinin zorunlu olduğuna inanı- yoruz. Bu değişiklikleryapılmaz ise anayasal hak- kımızı kullanarak, yasalarla uyuşmadığı her nok- tada Meclis tarafindan onaylanmış uluslararası sözleşme hükümlerine göre mücadelemizi yürüteceğiz. -Tüm bu sorunlanemekörgüderiolaraknasıl çöznıevi düşünüyorsunuz? ÇELEBİ: İşçi sınıfirun örgütlenmesi, demok- rasinin ve özgürlüklerin de önünü açacaktır. Bu noktada ilkelı, kararh bir birliğin zorunlu ol- duğunu düşünüyoruz. Gerçekten demokrasi, öz- gürlük, banş talebiyle yola çıkmaya hazır olan- larla ilkeli bir birliktelikten yanayız. Samimi olanlarla, sınıfın çıkarlannı gündelik çıkarlann üstünde gören; iktidarlarla, sermaye ile iliş- kilerinde tutarh olanve sınıfgözlüğüyle bakabilen- lerle sonuna kadar yürümeye hazınz. İşçi sınıfinın örgütlülüğü geliştikçe Türkiye'nin siyasi tab- losu da şekil değiştirecektir. Orgütsüz, susturul- muş, lider sultasına bırakılmış, siyasetten uzak- laştınlmış toplum sesini yükseltecektir. DÎSKbu mücadelenin örgütüdür. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle