19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 2004 ÇARŞAMBA HABERLER Şeyh Halid'in, Istanbul'da El Kaide'nin düzenlediği saldınlarla ilgili bilgi verdiği ileri sürüldü 'CIA biliyordu' kuşkusuANKARA (Cumhııriyet Bfirosu) - ABD Haber AJma Teşkiîatı 'nın (CIA) Istanbul'da 5 gün arayla gerçekleştiri- len ikiz saldınlan bildiği kuşkusu, Türk EI Kaide üyelerinin ifadeleriyle güç- lendi. El Kaide'nin Türkiye oluşumu- nun yurtdışı bağlantılannı sağlayan Adnan Ersöz, ikiz saldıniar için gerek- li para transferini bilen Şeyh Halid'in CIA tarafindan yakalandığını söyledi. CIA, tstanbul saldınlanndan birkaç gün önce Emniyet Genel Müdürlü- ğü'ne gönderdiği yazıyla "bombalı araçla saldın" yapılacağı uyansında bulunmuştu. Yakalanan Halid'in CIA'ya saldın hakkında bilgi verdiği ve bunun üzerine teşkılatın Türkiye'yi uyardığı belirtiliyor. 15-20 Kasım 2003 tarihJerinde Istan- bul'da, El Kaide'nin Türkiye oluşu- munca gerçekJeştirilen saldınlarla il- gili 69 sanığın yargılandığı davada, ör- gütün yurtdışı bağlantılannı sağlayan • CIA, İstanbul saldınlanndan birkaç gün önce Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıyla 'bombalı araçla saldm' yapılacağı uyansında bulunmuştu. Türk El Kaide üyelerinden Adnan Ersöz'ün mahkemedeki savunması, saldmlardan CIA'nm haberi olduğu kuşkusunu güçlendirdi. Adnan Ersöz"ün mahkemedeki savun- ması, saldmlardan CIA'nın haberi ol- duğu kuşkusunu güçlendirdi. Orgütün yurtdışı bağlantısını kuran Adnan Ersöz, örgüt yöneticilerinden Ebu Hafs ile görüştüğünü ve bu göriiş- mede Habib Akdaş'a 150 bin dolar gönderildığini anlattı. Ersöz, Türkiye saldınlan için para transferi konusun- da bilgisi olan Şeyh Halid'in CIA ta- rafindan yakalandığını söyledi. CIA tarafından yakalanan Şeyh Ha- lid'in "çözüldüğü" ve örgütün faaliyet- leri konusunda bılgı verdiği görüşü öne çıkıyor. Halid'in anlattıklanndan hareketle CIA, 15-20 Kasım'dan bir- kaç gün önce Türkiye'ye gönderdiği ya- zıyla "bombalı araçlarlasaJdın" yapı- lacağı uyansında bulunmuştu. CIA'nın saldından kısa bir süre önce bomba yüklü araçla saldın yapılacağı bilgisi- ni, yakalanan Şeyh Halid'den almış olabıleceğine işaret ediliyor. Ancak CIA'nın Türkıye'ye neyı ne kadar söy- lediği, "sakhnlan CIA binyordu"kuş.- kusunda yanıtı aranan sorulann başın- da geliyor. CLVnın uyansında, genel bir ıstihbari bilgi mi, yoksa daha so- mut bilgilere mi yer verildiği bu nok- tada önem kazanıyor. Hablb Akdas şüphesl Tel Afer'e yönelik saldınlara başlan- dığı gün, istanbul eylemJerinin plan- layıcısı Habib Akdaş'ın öldürüldüğü- ne ilişkin görüntünün yayımlanması da kuşkulara neden oldu. ABD'nin, Türkmenlere yönelik operasyona kar- şı Türkiye'nin göstereceğı tepkiyi dik- kate alarak, Akdaş'ın öldürüldüğüne ilişkin görüntüleri dağıtmış olabilece- gi de değerlendiriliyor. Kaynaklar, Ak- daş'ın öldürüldüğüne ilişkin görüntü- lerin "pâkolojikpropagandanın" par- çası olabileceğini vurgularken "Türk hükümetine resmi yoldan bile durum bMrilmiyor.Medya merkezü bir pom- palamagibigörünüyor. Normalde, Tiir- krve'ye bUdirilmesi ve uzmanlar gön- derilerek incdeme yapro kimlik tespi- ti istenebilirdL Bu yapümryor ve Tür- kiye, dunımu basın aracüıgryla öğre- niyor. Bu kuşkulu bir durum" değer- lendirmesini yaptılar. Emniyet Genel Müdürlüğü de CIA'dan önce il emniyet müdürlükle- rine, El Kaide örgütünün eylem hazır- lığmı tamamlamak üzere olduğu, terö- nstlerin çok geniş ve kapsamlı bir sal- dın potansiyeline sahıp olduklan uya- nsında bulunmuştu. Tüm bunlara kar- şın arka arkaya iki büyük saldınrun yaşanması, ıstihbarat zafiyetini degöz- ler önüne sermişti. Hollanda Cenelkurmay Başkam. 'Savunma bütçesi Meclis'ten geçmelT ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hollanda Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanlığı Müsteşan Dick Berlijn. Türkiye"de Genelkurmay'ın alt kademeye yerleştirihnesi ve savunma bütçesini Meclis'in yönetmesi gerektiğını söyledi. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) tarafindan düzenlenen "Türkiye'nin AB Beklentisi-Silahfa Kuvvederin RoJü" başlıkh konferans dün gerçekJeştirildi. Konferansa AB Dönem Başkanı Hollanda Hükümeti'ni temsilen katılan Berlijn, silahlı kuvvetlerin demokrarik yoidan seçilmiş liderlere bağlı tutulması gerektığim savundu. Berlijn. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Türkiye'nin kuruluşundaki önemli rolüne de dikkat çekti. Berlijn, "Bu özd konumu da göz önünde buiundururiar. AB, Türk ordusunun siyasette arnk farkh bir konuma hazırlanmak zorunda olduğunu düşünüyor" diye konuştu. 'Daha yapacak çok is var' Berlijn, bu kapsamda Genelkurmay Başkam'nın konumunun daha alt düzeylere yerleştirilmesi ve savunma bütçesi üzerinde Meclis'in kontrolünün olması gerektiğin dile getirdi. Berlijn, reformlarm uygulanması açısından "daha yapacak çok iş olduğunu" da yineleyerek bu değişikJıklerin bir kısmının "acı vermeden gerçekkşemeyeceğini" dile getirdi. Eskı AB Türkiye Temsilcisi Michad Lake, laik demokrasinin AB'ye giriş koşullanndan olduğunu belirterek "Bu özeiük müzakereler sırasında ortadan kalkarsa müzakereler kesilir, daha sonra kalkarsa Türkiye biriik anlaşmasuu ihlal etmiş olur, AB dışında kahr" diye konuştu. Emekli Orgeneral Edip Başer ise "askerin konumu"nun AB sürecinde ele alınması gereken "acil konu" ohnadığım dile getirdi. Diğer konuşmacılar tarafindan "TSK'nin güvenBkgerekçelerini'' tekrarlayan Başer, bu konuda yaşanacak sorunun daha sonra kim tarafından üstlenileceğini de sordu. EI Kaide'nin Türkiye yapılanması tarafindan gerçekkştirflen bonıbah sakbnlaria ilgili davanın ikinci orurumu dün yapıkb. (Fotoğraf: AA) Satuklarbu kezterörühmcîlcdi El Kaide 'nin Istanbul'dayaptığı saldın davasının ikinci gününde ifade veren sanıklar, ilkgünkü zanlıların aksine eylemi hnadıklarını söylediler İstanbulHaberSmisi-Istanbul'da 15-20 Ka- sım 2003 tanhlenndekı bombalı saldınlarla ilgili davanın ikinci oturumunda ifade veren sa- nıklar, önceki gün dinlenen terör örgütünün önemli isimlerinin aksine, "eylemi kınadıkla- ruu ve terörü lanedediklerini" söylediler. îstanbuFdakJ saldınlarla ilgili 39"u tutuldu 69 sanığın yargılanmasına dün devam edildi. istanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki du- ruşmaya, tutuklu sanıklardan lsmail Duru, Mehmet Hdvaa Mustafa Atiıhan. Şükrü Ha- kan \lgit, Halil Ökçe. Ahmet Demir, Ramazan Tahta, Nurettin Gündüz, Servet Özean, Hüse- yin Suat Öz ve Abdühnenaf Dağaç katıldı. Silahları kâr amaçlı almış! Duruşmada ifade veren sanıklardan Şükrü Hakan Yiğıt, Seyit Ertul'un evınde bulunan 5 Kalaşnikof ve 1100 merminin kendisine ait olduğunu kabul ettı. Ancak, silahlan 2003 yı- Iında 2 bin 500 Euro karşılığında satın aldığı- nı ve amacının yeniden satıp kâr etmek oldu- ğunu savundu. Sanık Ismail Duru, "cannbom- balardan" Feridun Uğurhı ile dini bir seminer- de "Yaar" olarak tanıştığını belirttı. Patlama- lardan 1 ay önce de Uğurlu'nun baldızı Zeh- ra Mallı ile evlendiğini ve Uğurlu'nun düğün- lerine gelmediğini ifade eden Duru, Uğurlu'yu en son patlamalardan bir gün önce yanlannda kalan eşi Ayşe.Malh ve çocuklannı almaya gel- diğinde gördüğünü söyledi. Uğurlu ile örgüt- sel bir bağlantısı olmadığını savunan Duru, "Eylemleri sizler gibi ben de televizyonlardan ögrendinT dedi. Orgüte maddi yardunda bu- lunmakla suçlanan Mehmet Helvacı da hak- kındaki iddialan reddetti. Helvacı, "Süleyman Uğurlu zor durumda olduğu için 500 mark borç verdim. Paramı vermek için Süleyman Uğurlu beni Feridun Uğurlu'nun düğününe davetetti.Ancak,buradada paramıalamadım" diye konuştu. Şükrü Hakan Yığıt de. Çeçen- lere yardım etmek için savaşa katılmaya karar verdiğini, ancak bu sırada ateşkes sağlanması nedeniyle gidemedığini söyledi. Daha sonra eği- tim kampına katılmak için Afganistan'a girti- ğini belirten Yiğit, şöyle devam etti: "Dahason- ra Türldye'ye döndüm. Afganistan'da tanışo- ğını Salih Turan ile Türkiye'de de görüştüm. Salih bana. 'Bu kamptara referanssızgidflemez. Gitmek isteyenler varsa ben referans olurum" demişti Bendegftmekisteyenlerebunuüettim." Dudayevi tanıyan İlk Türk' Sanıklardan Hüseyin Suat Öz de Ceçen asıl- lı olduğunu belirterek yıllarca Kafkas dernek- lerinde yönetim kurulu üyeliklerin de bulun- duğunu ifade etti. Öz, "Çeçenistan'a >'ardun için Konya'da etkinlikler düzenledik. Bu y^ar- dımlan da Çeçenistan'daki üst düzey görev- lüere tesüm ettim. Dudayev ile tanışan ilk Türk benim" dedi. 7 sanık, Topluma KazanduTna Yasası'ndan yararlanmak istediğini belirtirken sanıklann tahliye talepleri reddedildi. Abdullah Öcalan, Leyla Zana'nın Avrupa Parlamentosu'nun verdiği banş ödülüne layık görülmesine sitem etti Imralı-Brüksel hattında ödül kavgası\urtHaberteriServisi-PKK/KONG- RA GEL iç savaşa doğru giden bir bö- lünme yaşarken, örgüt AbdullahOca- lan ile LeylaZana arasırıda yeni bir tar- nşmanın dönemecine giriyor. Zana'nın Öcalan'ın aksi karanna karşın Avru- pa Parlamentosu'nun Shakarov Insan Haklan Ödülü'nü alacağını açıkla- ması "Yeni bir böiünme mi" sorusu- nu akla getiriyor. Avrupa Parlamentosu'nun (AP) in- san haklan ve demokrasi alanında fa- ah'yet yürüten kişilere verdiği ve Ley- la Zana'ya 1995 'te layık görülen Sha- karov Insan Haklan Ödülü, AvTupa'da yaşayan kocası Mehdi Zana'da bulu- nuyor. O dönemde cezaevinde olduğu için ödülü almaya gidemeyen Zana, ikinci kez AP tarafindan ödüllendiri- lecek olmanın heyecanını yaşıyor. AP, Zana'yı 13-14 Ekim tarihleri arasında ödülü almak için bekliyor. Güneydoğuda eski DEP'lilere yakın kaynaklann derlediği bilgilere göre Zana, eski milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Setim Sadak'la bir- Abdullah Öcalan • Avrupa Parlamentosu, Leyla Zana'yı 1995 'te yerdikleri Shakarov însan Haklan Ödülü'nü alması için 13-14 Ekim'de Brüksel'e bekliyor. Ancak Abdullah Öcalan aylar önce avukatlarıyla yaptığı görüşmede, ödülün Zana'yı kullanma amacı taşıdığını, bu nedenle eski DEP milletvekilinin bunu reddetmesi gerektiğini söylüyor. LevlaZana likte ödülü ahnayı düşünüyor. Ancak Zana'yı ürküten bu^ sorun bulunuyor. Abdullah Öcalan aylar önce avukatla- nyla yaptığı görüşmede, ödülün Zana'yı kullanma amacı taşıdığını, bu neden- le eski DEP milletvekilinin bunu red- detmesi gerektiğini söylüyor. Öcalan'ın, cezaevinden çıkmadan önce Zana'nın konumuyla ilgili gö- rüşleri biliniyor. Öcalan. Zana'yı Av- rupa da Brüksel nezdinde bir temsilci gibi görevlendirmeyi istiyor. Bu konu- daki göriişterini avukatlan aracıhğıy- la KONGRA GEL yönetıcılerine du- yuran Öcalan, Zana'dan Avrupa'daki fa- aliyetleri konusunda çok şey bekledi- ğini de vurguluyor. Öcalan, avukatla- ra sık sık, "Le>1a görevlerine sahip çık- sm" uyansı yapıyor. Konu, Zana'ya verilmesi düşünülen ödüle gelince Öcalan bunu Nobel Ba- nş Ödülü olarak niteliyor. Aslında Za- na, Shakarov Ödülü'nü almayı bekli- yor. Konu Imrah'da gündeme geldi- ğinde Öcalan geçmiş aylarda "bir kah- ramanve >iğitkadın" olarak gösterdi- ği Zana için şöyle bir değerlendirme yapıyor: "Cezaevlerinde sadece Leyla değiL binlerce mahkûmumuz var. Ay- nca hepsi de suçsuz... Onun derdi fark- h. Le\1a'\ı bunun için isthorlar. Leyla dürüsttür. Doğru bildiği yolda gider. Ama kültürü zayıf, dUedikleri gibi kul- lannıak isterler." Öcalan'ın sözleri, onun aslında çok öne çıkardığı Zana'mn popülaritesin- den giderek rahatsız olduğunu da dı- şa vuruyor. Öcalan avukatlanna ken- disi dururken Zana'ya ödül verümek istenmesine şu sözlerle sitem ediyor: "Leyla'ya Nobel Banş Ödülü'nü ver- mek istiyorlar... Banş mücadelesini en çok benim \ıirütmeme ragmen neden bana bir şey demiyorlar?.. Leyla'yı KüıUere h'der yapmak isti>orlar. Bu yüzden beni öldürtmek istiyorlar." Öcalan avukatlan aracığıyla Za- na'mn bu ödülü reddetmesini ve Av- rupa'da örgüt üzerinde oynanan oyu- nu bozmasını istiyor!.. PKKJXONGRA GEL üzenndeki hâkimiyetini elden bırakmak isteme- yen Öcalan'ın bu sözleri Zana'ya bir uyan niteliği de taşıyor. Leyla Zana cezaevı arkadaşlanyla birlikte bu ödü- lü almaya giderse PKK KONGRA GEL içinde yeni bir tartışma yaşana- cağı görülüyor. ABD'nin PKK'yi si- yasal yollarla bölmeye ve zayıflatma- ya çahştığı bir dönemde, Kürt örgüt- leri içinde öne çıkmaya çalışan Za- na'mn Avrupa'dan banş ödülüyle dön- mesi, KONGRA GEL içinde yeni bir savaşın habercisi olacağı anlamına da geliyor. AVRUPA'DAIV GÜRAY ÖZ Tarihin En Büyük Komplosu Tarih komplolarla gelişmiyor. Büyük liderler de belirlemiyor tarihi. Bazen gelişmeyi hızlandırabili- yor, rotasını değiştirebiliyor, yol açabiliyorlar. Ba- zen de küçük liderleri öne süren çeteler tehlikeli bir şeklide etkin olabiliyorlar. Dünyamızın bugün- kü haline bakınca onlann daha ağır bastığını bile söyleyebiliriz. Uygun zamanları, uygun adımlarla, uygun adamlarla kullanabiliyor, tarihin hızlanma- sına acımasız cinayetlerle vesile olabiliyorlar. Tarih hızlanıyor ve milyonlarca insan bu hızın al- tında kalıyor. Onlan yakalamak ve tarihin kitabına yazmak zor- dur. Parçaları birleştirmek, bir dedektif gibi iz sür- mek gerekiyor. O kanlı iz bir süre sonra orada bu- rada kendini gösteriyor, mozaik tamamlanıyor, yap-bozda çirkin bir surat beliriyor. Geç kalmamak, izleri soğutmamak, komployu zamanında deşifre etmek kolay iş değildir. Kanlı izin sahipleri oıialığı hızla toplarlar. Deliller karar- tılır. Bir bakarsınız ünlü "Carly Groub"ur\ internet- teki sayfası, ikiz kuleler yerie bir olur olmaz yok olu- vermiştir. Kalabalık Bin Ladin ailesi, yasaklanmış uçuşlara rağmen özel ızınle ABD sınıriarı dışına çı- kartılmıştır. Üniü Bush ailesi ile ünlü Bin Ladin ai- lesinin ortaklığının izleri böylece "silinmiş", geriye doğru bir temizliğe girişilmiştir. • • • Ama pislik her zaman iz bırakır. Her şeyi nasıl gizleyeceksin? O kadar çok pis iş yapmışsın ki, birini temizlesen öteki bir başka kö- şeden kendini gösteriyor. 11 Eylül'ün yıldönümünde bir başka iz Bosna'da boy gösterdi. Daha doğrusu gazete sayfalannda, araştırma raporlannda öyle duruyordu da, inatla araştıran bir gazeteci, parçalan birieştiriverdi. Jürgen Elsaes- ser, aynntılara düşkün ve inatçı bir gazeteci. Ona yön veren ise neyi aradığını biliyor olması. • • • Bin Ladin ailesinin Bush ailesi ve neocon'laria "eskimiş" ticari ortaklığı artık gizlenemiyor. Gizle- nen bu ortaklığın ne kadar sürdüğü ve neden, eğer bozulmuşsa, bozulduğudur. Yeni belgeler işbirii- ğinin çok ama çok uzun sürdüğünü gösteriyor. Belgeler, Usame bin Ladin'in 1993'te Bosna'da ABD ile işbırliği yaptığını. Aliya Izzet Begoviç'le görüştüğünü göstenyor. Belgeler, ikiz kuleleri vu- ranlann stajlarını Afganistan'da ve Bosna'da yap- tıklannı kanıtlıyor. Belgeler ikiz kulelere saldınyı planlayan en önemli iki kişinin, Şeyh Muhammed ile Bin el Shib'in, ölü ya da diri, ABD'nin elinde ol- duğunu ve herkeslerden saklandığını gösteriyor. El Kaide, Bosna ilişkisinin neden ısrarla gizlendi- ği de saklanabilir bir şey olmaktan çıktı. Çünkü Bos- na'daki işbirliği, El Kaide ile ABD'nin inkâredilme- si mümkün olmayan ortaklıklanndan biridir. Daha sonrası ortak değilse. Şimdi soru, ikiz kulelere saldınya kadar CIA ve FBI'ın kontrolünde olduklan kanıtlanan teröristle- rin bu büyük işi nasıl yapabildikleridir. Herkesin merak ettiği isimlerden ikisi Bin el Shib ile Halid Şeyh Muhammed'dir. 80'li yıllarda Afga- nistan'da Sovyet biriiklerine karşı savaşıyorlar. Si- lahlar ve eğitim ABD'den geliyor. Şeyh 1983'ten 1986'ya kadar ABD'de eğitim görüyor. 1993'te Dünya Ticaret Merkezi'ne ilk saldın denemesine kadar El Kaide ile bir bağlantısı olmadığını ABD kay- naklan açıklıyor. llişki bundan sonradır. Şeyh özen- diriyor, eğitiyor ve Bush ailesinin eski ortağı Usa- me ile bağ kuruyor. Bütün bunlar ABD belgelerin- de yer alıyor. Şeyh ve Bin el Shib, 11 Eylül'den sonra Kara- çi'de tutuklanıyorlar. Şu anda ABD'nin elinde ve sağ olduklan varsayılıyor. Ama ABD bu önemli ta- nıklan hiç kimseye göstermiyor. Almanya'datutuk- lanan, El Kaide bağlantısı olduğu öne sürülen ve yeterii kanıt bulunamadığı için mahkûm edileme- yen Mutasaddık'ın davasında sorguya çekilme- lerine izin verilmiyor. Alman yargıç bir hayalet olduklannı düşünüyor Bin el Shib ile Şeyh'in. Şimdi sıra bildiğimiz gerçeğin kanıtlanmasına gelmiştir. ABD'nin anlı şanlı istihbarat örgütü CIA, 11 Eylül teröristlerini sonuna kadar izlemiştir. Izle- mekle kalmamış büyük bir ihtimalle aralanna ken- di adamlannı da sokmuş, onlardan kimilerini ka- zanmıştır. Cevabı bilinmeyen soru, CIA'nın neden saldınyı önleyemediğidir. Sır buradadır? Peki bu, "Allah'ın bildiğinikuldan saklamak" ol- muyormu? Böylesıriara "herkesin bildiği sır" de- miyortar mı? e-posta: guray.oz " cumhuriyetcom.tr Muş'ta 6 yük vagonu zarar gördü Demiryoluna bombalı saldın MUŞ (AA) - Muş'ta demiryoluna yerieştiri- len bombanm patlama- sı sonucu askeri malze- me taşıyan trenin 6 yük vagonu zarar gördü. Edinilen bilgiye gö- re, Muş'a 30 kilomet- re uzaklıktaki Kurt ile Kale istasyonlan ara- smda raylara yerleşti- rilen bomba, Elaağ'dan Tatvan'a gitmekte olan 52862 sefer sayılı yük ve yolcu treni geçerken patladı. Patlamada, yol- cu vagonlannda her- hangi bir hasar meyda- na gelmediği, ancak sonraki 7 yük vagonun- dan 6'sımn zarar gör- düğü öğrenildi. Demir- yollan Genel Müdür- lüğü'nden yapılan ya- zılı açıklamada, Ela- zığ-Muş arasmda çalı- şan karma treninin Kurt ile Kale istasyonlan ara- sında 230. kilometre- de raylara yerleştirilen bombamn patlaması so- nucu 6 vagonunun ray- dan çıktığı belirtildi. Askeri malzeme tasınıyordu Olayda ölen veya ya- ralanan obnadığı, ray- dan çıkarak zarar gö- ren 6 vagonda ise aske- ri malzemenin taşındığı kaydedildi. Kalblnizi Koruyun TÜRK KALP 19 Mayıs Cad. No: 8 Şjşli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks:(212)212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle