18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
£3 AĞUSTOS 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK AHÜICAN2AZ' Iff Bodnm'dabugün topruğa verilecek Gekndost yaşama vedaetti BODRUM (Cumhııri- yet) - Çevrecı eylemle- riyle tanınan ve 2003 Martı'nda hayatını kay- beden Saynur Geleo- dost'un eşi olan Bod- rum GönüUûlen Der- neği Başkanı Yüksek Mühendis Can Geten- dost (78), tedavi gör- düğü Bodrum Devlet Hastanesi'nde yaşamı- nı yitirdi. Ören Lima- nı'nda yandaki tekneye geçerken düşerek yara- lanan Can Gekndost, bir süredir Bodrum Devlet Hastanesi'nde tedavi görüyordu. Saynur Gelendostun esl Can Gelendost, ABD'de elektronik mü- hendisliği ve ekonomi eğitimini yaptıktan son- ra bazı uluslararası fir- malarda yönetici olarak çahştı. Can Gelendost, daha sonra sanatçı - çevîeci Saynur Gelen- dost ıle evlenerek Bod- rum'da yaşamaya başla- mış, eşinin ölûmünden sonra Bodrum Gönül- lüler Derneği'nin baş- kanlığuu üstlenmişti. Gelendost'un cenazesi bugûn Bodrum'da top- rağa verilecek. Bir kişi öldü, dörtkişikayboldu Kaçak taşyan tekne batti BAUKEStR(Cnm- huriyet) - Edremit'e bağlı Altınoluk belde- si açıklannda, Afgan uyruklu kaçaklan ta- şryan bir teknenin batması sonucu bir ki- şinin öldüğü, dört ki- şinin de kaybolduğu bildirildi. Alınan bil- giye göre, kaçaklan taşıyan bir tekne, ön- ceki gece Altınoluk açıklannda battı. 15 kl;l kurtarıldı Balıkçdann durumu haber vermesi ûzerine olay yerine gelen Altı- noluk jandarması ve Sahil Güvenlik Bölge Komutalığı'na bağh ekipler, batan teknede- ki 15 kaçağı kurtardı. Bir kaçağuı cesedi ba- hkçılar tarafrndan bu- lundu. Kaybolan 4 ki- şinin arandığı ifade edildi. Altuıoluk Jan- darma Komutanlığı'na götürülen kaçaklann tamamının erkek ve Afgan uyruklu olduğu belirlendi. Kaçaklann jandarmaya verdikleri ifadede, tekne kap- tanının başka bir tek- neyle kaçtığını söy- ledikleri bildirildi. şenlikler, insanın doğaya bir teşekkürü, belki de unutmamanın en güzel anlatımı Yaylalarda şenlik varHAYRİ ARSLAN Y1LDIRIM BORAN U çsuz bucaksız ormanlar, yem- yeşil vadiler, gürül gürül akan turkuaz renkh akarsular, yay- lalar ve şenlikler. Karadeniz'i tanımla- yan en güzel sözcükler belkı de bunlar Karadenız'i görmeden ölmek, hiç yaşa- mamışlıkla eşdeğer bir yerde. Yaz aylan, bahann canlandırdığı Ka- radenız'in şenlıklerle renklendiğı bir dönemdir. Şenlikler, insanın doğanın güzelliklerine bır katkısıdır. Belkı de yalruzca, insanın doğaya bir teşekkürü- dür, unutmamanın, "Biz memleketimiz- den kopamayrz"ın en açık ve dobra an- latunıdır Büyük şehirlere göç etmekzorundaka- lan Karadenizlinin bıtmek tükenmek bilmeyen özlemidir hep, yeşillikler, ır- maklar, yaylalar, ormanlar, bınbır çeşıt ve renkteki çiçekler. Bütün bır yıl bu- mın özlemiyle yanıp tutuşur Karadenız- li, kentın o ınsanı kahreden boğuculu- ğundan böyle sıynlabilrr, böyle kendi- si olmaya çalışır. Ve belki de sırf bu öz- lemle ayakta kalabılır Karadeniz ınsa- nı. Şenük, adı üstünde, şenliklidır, renk- lidir, ömre ömür katandır. Buluşmanın, yeniden bır araya gelmenrn coşkusudur. Doğayla kucaklaşmanın bir aracıdu". Bu nedenle buüerce Karaderuzlı çoluk ço- cuk, yaz aylannda yaylalara akrn eder. Şenliklerde eğlenir, coşar, bağınr çağı- nr, güler, ağlar, sevmır, zıplar, oynar, hasret giderir, özgürce dolaşır, krmi kez birbahaneyle düşûpyerlerde yuvarlanır. Kısaca çocuklaşrr, özüne döner. Şehirde yaşayamadvklannı, hiçbu- za- man da yaşayamayacağı şeyleri burada gerçekleştirir Karadenızlı. Belkı de hep bu nedenle coşkulu olur şenlikler. tki şenlikten söz edeceğiz şimdi siz- lere. Kaüldığunız ve çok da keyif aldı- ğunız ikı şenlikten; Pınarbası ve Azda- vay'da gerçekleştinlen şenliklerden. Pınarbası ve Azdavay, Kastamonu'nun hem mesafe hem de gönül olarak birbi- nne çok yakın iki Uçesi. Önce Pınarbaşı. Bu ilçede alh yıldır yöredekı 30 köyün yurttaşlannın ve ü- çe belediyesınin kat- kısıyla bir şenlik gerçekleştiriliyor. Adı, Suğla Yayla Şenlikleri ve Gele- neksel Doğa Turu. Büyük kentlerde ya- şayan yüzlerce Pı- narbaşılı bu şenliği olsa gerek, şenlikten haftalar önce bu şi- rin ilçe, yurttaşlanyla dolup taşıyor. Şen- liği anJatmak öyle zor ki, yaşamak ge- rek. Öylesine renkli, öylesine coşkulu ve canh. Şenlığvnyapıldığı Suğla Yaylası, sabahuı erken saatlerinde bınlerce insan tarafuıdan doldurulmuş. Herkes neşelı, mutlu Ağaç altlan kapılmış, kilimler serilmış, piknik tüpleri ve mangallar ha- zrr, çocuklar ıçın salıncaklar kunılmuş, gençler top oynayıp ıp atlıyor, sohbet- ler koyulaşmış, hasret gıderihyor. Şenlikbaşlıyor. Önce Belediye Başkanı HalflSanmeşe kürsüye gelıyor, ardından milletvekilleri ve bürokratlar birer konuşmayapıyor. Genç kızlar aylarca ça- lıştıklan halkoyunlannı sergiliyor. Hep- sı yöresel kıyafetler içinde. Bir renk cümbüşüdür almış başını gidıyor. Yö- reye özgü el emegı ürünlenn satüdığı ahş- veriş standlan tıklım tıklım dolu Müzık tnsanın ıçıni kıpır kıpır eden oyun havalan ardı ardına yaylanın dört bıryanında yankılanıyor. Pınarbaşılı da- yanamıyor, fırlıyor ortaya. Göbekler atı- lıyor, çıftetelli oynanıyor. Veköçekler Şenlığuı vazgeçihnezle- n. Herkes suspus olmuş onlan ızlıyor Ayaklanndaki ıskarpınlerle yaylanın ye- şil çimenlen üzennde muzığuı ntmıne uyarak genç bır kız edasıyla gerdan kı- Binlerce Karade- nizli çoluk çocuk, yaz aylannda yaylalara akın eder. Şenliklerde eğlenir, coşar, bağınr çağınr, güler, ağlar, se- vinir, zıplar, oynar, has- ret giderir, özgürce do- laşır. Kısaca çocuklaşır, kendi özüne döner. Kastamonu'nun Pınarbası ve Azdavay ilçelerinde yaşayan bayanlar yaz kış yöreye özgü kıyafetler içinde dolaşıyor. Giyimleri sanki folklor ekibini andınyor. Bir renk cümbüşüdür almış başını gidiyor. Genç kızlar aylarca çahştıklan halkoyunlannı sergiliyor. np oynuyorlar. Dönüyorlar. Döndükçe rengârenk etekleri havalanıyor. Sıyah renkh pantolonlan ve beyaz çoraplan gö- rünüyor. Alkışlar... Ardından yeni eğlenceler. Halat çekme ve sandalye kapma yanş- malanvs. Pınarbaşı'nagittiğinizdeşen- ükle yetineceğinizı sanıyorsaruz aldanı- yorsunuz. Daha göreceğiniz çok şey var. Dünyanın dördüncübüyük kanyonu ola- rakbılınen Valla Kanyonu, Ilıca Şelale- si, Hormo Kanyonu ve göz alabıldiğın- ce uzayıp gıden ormanlar, yeşil vadiler. Gruplar halinde ve rehberler eşlığın- de bu doğa harikalanna gezı düzenlenı- yor Yalnız gezmekle de kalmıyorsunuz Gezı sırasındayıne köçeklerve davul zur- na size eşlikedıyor. Hem eğleniyor, hem gezıyorsunuz. Azdavay. Bu yıl birincisi düzenlenen Bal ve Dılamur Festivali, binlerce Kas- tamonulunun katılımıyla coşku içinde gerçekleştı. Festivale ılgı büyüktü. Ilk kez düzenleniyor olmasına karşın yine günler öncesinden, aynen Pınarba- sı'nda olduğu gibi yurttaşlar ılçeye akın etmişti. Bal ve ıhlamur. ılçe halkının medan ıftıhan. Karadenız'ın uçsuz bu- caksız ormanlannın, bınbır çeşıt çıçe- ğuı özü bal. Yüzlerce an kovanından sü- zülüp gelen bir doğa harikası, bır besm. en önemhsı de sağlık ka\-nağı tlçe halkı ballannın kalıtesrnden şüp- he etmedıklenru, hatta birçok yörede üre- tılen ballardan daha güzel olduğunu söylüyor Ancak yeterlı tanıtım olma- dığı ıçın ballannı pazarlamakta zorlan- dıklannı ıfade edıyorlar. Belkı de bu nedenle duzenlendı bu festıval. Çıçeğı burnunda Belediye Baş- kanı Osman Nuri Ch-elek'ın öncülüğün- de gerçekleşhnlen festıval, yörenın en önemlı ikı urunünün; yanı bal ve ıhla- murun tanıtımını amaçlıyor Festival öncesı kendisını makamuıda zıyaret ettığımız Belediye Başkanı Os- man Nun Cıvelek, bıze bu festıvalden söz ettığınde fazla da umutlu görünmü- yordu. Ancak festıval sırasında ılgının çok olması yenı başkanı çok duygulan- dırmış olmalıydı kı, gelenleri karşılar- ken gözlerımn ıçı gülüyordu Suğla Yaylasf nda gerçekleştinlen fes- tivalde Nuray Ha- fıftaş,Hatice,Orhan Canav'akın. Musta- fa Ince ve Duy- gu'nun verdığı kon- serlerhalkı coşturdu. Festıvalde bu- de güzellık yanşması ya- pıldı. Adına, "Bal Güzeti" denilen ya- nşmada genç kızlar vejüri üyelen ter dök- tüler Yanşma sonucu açıklandığında tüm yaylayı önce bır sessızlık doldurdu. Ancak jun dereceye gırenlenn isim- lenni ardı ardına sıraladığında bu ses- sızhğuı yennı sevınç haykınşlan ve al- kışlaraldı YanşmanınbınncılığınıKad- riye Civelek, ıkincılığını Meral Yana- şık, üçüncülüğünü ıse Sema Kurtçu ka- zandı. En ıyı bal yetıştuıcısının de se- çildiği festıval, her şenlıkte olduğu gibi yanşmalarla devam ettı. Festıvalde Azerbaycan Halk Dansla- n Topluluğu"nun göstensı Azdavaylı- lar taranndan buyük ılgıyle rzlendı. Yüz- lece Azdavayh, pıknık alanlannı terk edıp suf bu topluluğu ızlemek ıçin mey- danı doldurdu. Evet, Pınarbası ve Azdavay, bu iki il- çeyı şenlik ve festıvallenyle sıze tanıt- maya çalıştık ama güzellıklen bu ka- darla sınu-lı değıl. Bır kere her iki ilçe de doğa sporla- nyla uğraşanlar ıçın bır cennet Şehnn bunaltıcı ortamından uzaklaşmak ıste- yenler için bir sığınak, bir huzur buüna yen. Tarihi sevenler içuı bulunmaz bir yer. Roma ve Bizans dönemlennde yer- leşun yeri olarak da kullanılan bu iki il- çede o döneme aıt kahntılara da rast- lamanız mümkün Kısaca ne ararsanız var. Görmeruzi tavsiye edenz. Osman N. Civelek. GEÇMİŞTEN ORHAN ERİNÇ Yazarımız kent dışında bulunduğundan bugünkü yazısını yayımlayamıyoruz. Koya Köy'ün imarplanı yok Kaçak yapılaşma tehlikesi LEYTATAVŞANOĞLU Dünyanın ikinci büyük kanyonu olarak bilinen Valla Kan- yonu, Ilıca Şelalesi, Hormo Kanyonu ve göz alabildiğin- ce uzayıp giden ormanlar, yeşil vadiler. (Alahartin ADAK) FETHtYE - Fethıye'ye beş kilometre uzaklık- takı Kaya Köy'deyim. Ya da Rumca adıyla Le- vızzı'de... 1922'deki büyük mübadelede, Batı Trakyalı Türkler karşılığında Rum halkının tü- rnüyle Yunanistan'a gönderildiği köy. Cumhuri- yet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi'nın doğup büyüdüğü memleketi... Fethiye ve Kaya Köy'e gönül veren bir Istan- bulluyla, Naci Dinçer'le birlikteyim. Buralılann ona taktıklan adla Dayı, Istanbul Teknik Üniver- sıtesı'ni (ÎTÜ) metalurji mühendisı olarak bitir- mesıne karşrn ülkesel profesyonel turist rehber- lığı ve Delıght Travel adlı turizm kuruluşunun müdürlüğünü yapıyor. DoSTLUK VE BARIŞ KÖYÜ 0nun ıçın varsa yoksa Likya uygarlığı ve kül- türü... Bana Kaya Köy bağlamında başlatılan, ama şimdiki halde yarun kalan projeleri anlatı- yor " 1988'de Tüıidye Mimariar Odaa, Ka>^ Köy için bir banş kö\ü projesi hazırlanmasuu gündeme getirdL Düşünce de şu: Terk edilmiş ev- ler restore edüebüir, bazı yapıbr yeniden değer- lendirUebilir, hatta köy uhısîararası bir dosttuk ve banş köyü haline getirüebUir. Bununla UgiB birkaç forum, geniş kapsamh tarüşmalar \ apıldL Fakat sonuçta bir dosthık ve banş köyü projesi ortaya çıkmadı. 1999'da Turizm Bakanhğı'nın ikinci bin>il için bizlere önerdiği ortak bir çahşma vardL Ben o dönem Fethiye'de TÜRSAB'ın bölge komitesinde göre\ yapıyor- dum. Fethiye ve Kaya Köy'e gönül veren Naci Dinçer, beldede pek çok evin tahrip olduğuna dikkat çekerek "En büyük eksiklik, Kaya Köy'ün bir imarplanının olmaması" diyor. Köy'dekiiki kilisenin resto- re edHerek bunlardanen azbirisinin dinselamaçü olarak hizme- te açılması ön- görülüyordu. İkinci bin\ıl- daözeflikle din amaçh ola- rak Anado- lu'yu ziyarete gelecekİerin burayabüyük ilgi duyabile- cekleri konu- şuldu. Sonra bu,küçükbir projeve dönüş- tü. Belki dedk somut proje bu oWu." Böylece Ka- ya Köy Kilise- len Restoras- yon Projesi hazırlanmış. Türkıye Mimariar Odası ve TÜRSAB birlikte bu iki kilıseyi restore etme projesini başlatmış- lar. Bu arada Selçuk'taki Meryem Ana Evi'yle Antalya Demre'deki Noel Baba Kılısesı'nin, ikinci bin yılda Anadolu'ya hac turizmine gele- cek Hıristiyan turistler ıçin vazgeçilmez ikı du- rak olduğunu ve bu insanlann arada mola ver- mek ısteyecekleri de hesaba katıbnış. Selçuk ve Demre'nin tam ortasmda da Kaya Köy olduğu- na göre, proje daha bır önem kazanmış. Bu lo- komotıf proje olacakmış. Arkasından da Kaya Köy'ün dostluk ve banş köyü haline getirilrnesi- nin bunun arkasmdan çok rahat gelebileceğini düşünmüşler. PROJELER YARIM KALDI... - Pekt sonra nekr oklu? "Buradaki iki numarah kurula dos>a\ı tesHm ettik, 2001 Temmuzu"nda ona> landL Ama orada bir ükanıkhk söz konusu oldu. tki kilisenin resto- rasyonuna gerekü olan parayı TÜRSAB sağja- makta biraz zorlandL O proje şündihk yarun haliyle duruyor. Finan- sal bir güç bulunabflirse o iki kilisenin restorasyo- nu gerçekleşebitir. 2000 yıhnda Uginç bir gelişme oldu. KiBsekr projesine parasal destek aradığı- nıız dönemde Patnk Bartholomeos'u buraya da- vet etmiştik. Patriğin gekceğini duyan Yunanis- tan'daki Oniki Adalar'ın vaüsi Dr. Sawas Kara- yannis de gelmek istedl O sırada burada temas kuracak resmi bir kişi bulunamadL" Zaman ıçmde evler pek çok nedenden tahnp ohnuş. Ama neyse ki geçen yıl ilk kez Kültür Bakanhğı kendi uzmanlannı buraya göndererek evlerle ılgili bır envanter çalışması yapmış. Ama ne yazık ki Kaya Köy'ün ova bölgesinde kımle- nn cesaretlendirdiği hâlâ anlaşılamayan kaçak bır yapılaşma var. Naci Dayı bundan yakınıyor: "\abancdara konut satma hevesiyle ova bölgesin- de böyle bir faaüyet başladL En büyük eksiklik de Kaya Köy'ün bir imar planınıc olmamasL"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle