23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3MTFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2004 SALI HABERLER ÜCYILOA ÜÇ LİDER DSP-MHP-ANAP hükümeti ekonomik krizle boğuşurken Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, ABD'den Türkiye'ye çağnldı. Çağn sahibi, daha sonralan "Derviş en büyük hatam" dryecek olan dönemin başbakanı Bülent Ecevit'ti. Koalisyonun sonunu getiren süreçte ortaya konan "yeni senaryo"da etkin rolü bulunan Derviş, daha sonra YTP'lileri yan yolda bırakarak "troyka" düşünün sonunu getirdi. Derviş, seçimler öncesinde "CHP'yi" seçti, ancak 2 yıl geçmeden bu kez CHP'yi kanştırdı. (Fotoğraflar: CUMHURİYET ARŞİVİ) SolukanştıranadamKemal Derviş; 'DSP-MHP-ANAP' koalisyon hükümetinin son günlerinde kabiıeye girdi, DSP'yi böldü, YTP'lileri yan yolda bıraktı, CHP'de kriz yarattı TÜREY KOSE L - Kemal Derviş. "ekonomiyi kur- tarrnası için .^BD'den Türkıye'ye çağnldı- ğından bi yana syasetin en önernlı aktörleri ara- sında ye-aîdı. DSP-MHP-ANAP koalisyon hü- kümetinn sonuıu getiren süreçte ortaya konan "yeni sefaryo"da etkin rolü bulunan Dervış, da- ha sonraYTP'lilen yan yolda bırakarak "troy- ka" düşmün sonunu getirdi. Derviş. seçımler öncesıme "CHP'yT seçti. ancak 2 yıl geçme- den bu k:z CHP'yi kanştırdı. CHPyönetimı di- siplin süecini çahştu-arak ihraç etmek yerine, kendisin istifaya zorluyor. Deniş ise, "kesin- likle istifı etmeyeceği, gönişlerini söylemeye de- vam ede-eği"*' mesajıru veriyor. ERKEN SECIME CIDI$... DSP-PIHP-AVAP koalisyonu ekonorruk krizle bcğuşurken Dünva Bankası Başkan Yardımcısı Deniş, Türkiye'ye çağnldı. Çağnyı apan, daha sonralan "Derviş en büyük hjtam" dıyecek olan dönemin baş- bakanıBilent Ecevit'ti. 1 Mart2001'deTür- kıye"ye jelen Derviş'e Merkez Bankası başkanliâ önenldi, ancak ekonomiden sorumlubakaniık ıstedi. Kabırtye giren Derviş, bir yandan ekonomı\'le ilgılenırken diğer yandan siyasete ie çabui ısındı. Ecevit'in sağ- lık somnany la boğuşruğu dönemde ha- zırlanan *yeni seBaryo"rıun etkin isim- leri içince yer aJdı. Hükümet sal.anırken 1 Temmuz 20O2'de }apılan lıierlerzirvesinden "Se- çim yok, hükümct devam ediyor" kara- n çıktı. /jıcak, bu açıklamanın pek sag- lam dayanaklan olmadığı bırkaç gün içinde ortaya çılcı. Üç gün sonra topla- nan ekonomi zin. ;sinde Dervış. "Yeni bir senaryo bzun" dedi. Bu. koalisyon orta- ğı Dev1etBahçefi"aın erken seçim içın düğ- meye basmasınaneden oldu. P KAYNADI DSP kaynama>a başladı. DSP Grup Baş- kanvekil. Emrehan Hahcı, Ecevit'ın sağ kolu HüsamettinÖzkan'ı istifaya çağırdı. Bahçelı, 3 Kasur'da seçım istedı. Özkan ıstifa etti, DSP'den kopmalar başla- dı. SeçuTi karan alınırken "yeni senaryo"nun ana hatlan şekilbniyordu. Ancak, Dervış hâ- lâhükümetteydi.5 Âğustosgünü. Hahcı. Der- \iş'i istifaya çağrdı. Ertesı gün de. Başbakan EceMt, "Derviş tarar vennelL DSP'nin sabrı kalmadı" dedı. Deniş 10 Ağustos'ta kabıne- den ıstifa etti. DSP'den istifaedip "VTP'vi kuran ekip ıçın- de "bmaflCem-FüsametünOdian-Kemal Der- viş troykası" ıle ıkîıdar planJan yapılıyordu. Cem'in başbakaı olacağı ve ANAP desteğiy- le AB hükümeti lcurulacağı hesaplan ayrıntı- landınlıyordu. -Derviş VTP'ye geldi, gelecek* açıklamalan yaptırken o gün hiç gelmedı. Der- viş, çeşitlı görüşnelerin ardından 21 Ağustos günü "CHP'B" odu... 'ATATÜRKÇÜ-ÇACDAŞ SOSYAL DEMOKRATSENTEZ' Deniş. seçim cıcesinde CHP "vitrin"inin en güçlü isirnleri arcında yer aldı. Genel başkan yardımcısı oldu. \ncak, parti platformlannda pek konuşmadı. }aha çok, çeşitli toplanrılar- da, verdiği bazı -öportajlarda ilginç çıkışlan oldu. Sorı olaraibu yıl Yiısuf Işık'la birlikte hazırladıfı "Çagiaş Sosyal Demokrasi ve Tür- Idye" rapDru ile artışma yarattı. Bu raporda "Başarmnıyotu; -Aatürkçü-çağdaş sosyaldemok- rat sentez" basltâyla şu görüşlere yer verildi: RAPOR "Tarihsel gefişneyi bugünün koşuflannda et- kili bir siirece döıüştürecek yeterince kapsa>> a bir yakfaşmıın :000'H yüiarda CHP'nin çau- sı alanda bclirj^iılcştirilip benimsenmesi bu- günkü iktıdara v eerince güçlü ve sağbkh bir al- ternatif olusfur»ıamızj sağlayacak ve Türki- ye'nin siyasalyapwını sağtamlaşöracakür. Ozün- Kemal Derviş, Türkiye'ye geldiğinden bu yana partiler arasında paylaşılamayan isim oldu. ANAP, DSP ve CHP kendisine sürekli sıcak mesajlar gönderirken Derviş siyasal kimliği konusunda çelişkili mesajlar verdi. "Sosyal demokrat", "demokratik solcu" olduğunu söyledi, bazen bu iki sözcüğü birlikte kullandı. hip çıküğunız, benimsediğimiz ulusal Atarürk- çü geleneğunizle Avrupa türii çağdaş bir sosyal demokrasiyi bir arava getiren bir sentezin oluş- turulmasnla gerçekleşririlebilir. Bu gerekli sen- tezin temelde otuşturulabilecek olnıasının nede- nl iki olgunun bağdaşmaz olmayıpTürkhe" nin ihtiyaçlan açısından tamamlayicı olmalandır. (._)İ920'Bve30'hı>Tllardakiırvgulamalan>iası- nırlanmış bir Atatürkçülüğü tek siyasi kavııa- ğımız olarak tanımlayan bir yaklaşım CHP'nin yapısı. genel konumu ve temel poütikalar çerçe- vesi ile çelişmektedir.(...) Atatûrkçülüğe en çok yer veren, Atatatürk- çülüğu en çok benimseyen parti CHP'dir ve bu DERVİŞ'İN KİMLİK' ARAYISI emal Derviş, Türkiye'ye geldiğinden bu yana partiler arasında paylaşılamayan isim oldu. ANAP, DSP ve CHP kendisine sürekli sıcak mesajlar « gönderirken Derviş siyasal kimliği t konusunda çelişkili mesajlar verdi. "Sosyal demokrat", "demokratik solcu" olduğunu söyledi, bazen bu iki sözcüğü birlikte kullandı. Almanya'da yayımlanan Die Zeıt gazetesine verdiği bir demeçte ise şunlan söylüyordu: "Tabii ki Başbakan Ecevit'e birbağfahk hissediyorum. Bu, dostluk ve saygıyla ilgilL Ben liberal sosyal demokraüm, bu yüzden Ecevit'in partisi dünya görüşü olarak da bana en yakuı olan. Ama umudum yeni bir orta sol ittifakta vaüyor." Derviş, daha sonra da •"sosyal liberal sentez" sözlerini kullandı. Son olarak da, ekonomik raporlannda sert eleştırilere hedef olduğu ^sosyal demokrat" bir partide karar kıldı. en önemli ayırt edki özelliklerinden biri Atata- türkçülükle çağdaş sosv al demokrasinin sente- n olmabdır. Ancak, bu henüz başanlmtş değfl- dir. Atatürkçü-sosyal demokrat senteze oluş- muş, tamamlanmışgibi bakmak, sorunu><>ksav- mak son derece yanhş, gerekçekri \ ansıtnıayan bir rutum oluşturur. Diğer taraftan söz konusu iki eğüunin bir araya gelmemeleri ya da birbir- lerine uzak kalmalan, hatta birbirlerine kuşkuy- la bakmalan durunıunda solda gerekli sinerji- \i yaratmalan da nıümkün ohnaz." 'DERVİS NEO-LIBERAL, SIĞ1 CHP lideri Deniz BavkaL bu rapora "CHP'nin DMA'lamia ojnatmam" sözleriyle tepki gös- terdı. Çok sayıda partüi de, sert eleştiriler yö- neltti. Gaziantep Millerveküi Abdülkadir Ateş. "Neo-Bberal öğretinin, ideolojinin araçlan ve argümanlanyla 'sol\ sosyal demokrat' siya- set yapmaya çahşmaktadır. Teorisi sığdır. Oldu- ğu kadanyla da, neo-liberal öğretinin yinelen- mesidirr dedı. Ateş. rapora şu eleştirileri yöneltti: "İddiasının aksine, Avrupa sosyal demokra- sisindeki sağa savrulmanın eseri olan görüşle- rin ithali dışında. yurtdısında süren altenıatif te- orik açılınılara yabancıdu*. ÖzeUikle yeni sosyal demokrat politikalann, vani refah devletinin odağına oturttuğu sürdürulebilir kalkmma mo- deBnin içi boştur. dohı olduğu kadanyla da stan- dart neo-liberal modeDe doludur. Daha da önem- lisL rapor sosval demokrat hareketin yeniden ya- püandınlması tarnşmasmı ideolojik alanla sınır- Türban açıklamalan Bardağı taşıran son damla CHP yönetimi disiplin sürecini çalıştırarak ihraç etmek yerine, Kemal Derviş'i istifaya zorluyor. Derviş ise, "kesinlikle istifa etmeyeceği, görüşlerini söylemeye devam edeceği" mesajını veriyor. Derviş, CHP içindeki muhalif odaklarla ilişkisini hep sürdürdü. Kurultayda da CHP Genel Başkam Deniz Baykal'a güvenoyu vermedi. Oylamaya geçildiğinde toplantıyı terk etti. CHP lideri Baykal, seçimlerden bu yana Derviş'i hedef alan birçok eleştiri karşısında kendisine destek \ermişti. Ancak, son tartışmalardan sonra yollan aynlma noktasına geldı. Dervış"ın geçen hafta türban konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hak \eren açıklamalar yaptığı haberleri bardağı taşırdı. CHP yönetiminden tepkiler yükselırken bu kez "Başbuğ partisi olmamahjTz" sözleri gerilimi yükseltti. Genel başkan yardımcılan Eşref Erdem \e Cevdet Sehi, "Haddini bil, gideceksen git açıklamalan yaptı. Kurultayda CHP Genel Başkam Deniz Baykal'a güvenoyu vermeyen Derviş, oylamaya geçildiğinde toplantıyı terk etti. İSTİFA ETMEYECEK -:_ ..«..ı- j« TBMM grubu içinde Kemal Derviş'e yakın milletvekilleri olarak Fikret Ürîlü, Zevnep Damla GüreL, Memduh Hacıoğlu biliniyor. Bu milletvekilleri, Derviş'i hedef alan açıklamalara tepki gösterdi. Yapılan değerlenduTnelerde, "Birçok söz yanlış aktanldı. Derviş, Baykal'ı kastederek 'Başbuğ' denıedi. Iakım çataşmasuım önemine vurgu yapü. BaykaL parti içindeki muhaüfleri etkisizleştirdikten sonra, kendisi için asıl büyük tehlike olarak gördüğü Derviş'i tasfiye etmek istiyor" görüşü dile geririldi. Genel merkez "ihraç" yerine "istifa baskısı r 'm yeğlerken Derviş 'in kesinlikle istifa etmeyeceği, görüşlerini anlatmaya SALI l ORHAN BURSALI Salamın İri Dilimi AKP'nin, türbanı devlet politikasına dönüştüre- rek resmileştirmek çabasının arkasında geniş bir "liberal" ve/ veya "liberalleşmiş" bir çevre duru- yor. Bunlar açıkça, AKP iktidarının türban politika- sından yanalar. Onlara göre türban, "takanı" ilgilendiren, birey- sel özgürlüklerleralanı ile ilgilidir. Bunun "feon'"si- ni savunanların bir kısmı, gerçekten türbanı birey- sel özgürlüklerle ilişkili görüyor. "Tannemri" olduğu için kadınlanntürbanlanma- sı gerektiğini savunanlan bir kenara bırakacak olur- sak, siyasal olarak AKP'ye destek veren liberal ki- şiler de türbanı bıreysel özgürlük alanı olarak gö- rüyor. überaller arasında sayılabilecek bazıları da, Ke- malizmte örtüştürdüğü Cumhuriyete, devlete ve po- litikalanna toptan karşı olduğu için, Cumhuriyetin artık olmazsa olmazı olmuş ve bir arada yaşama- yı garantileyen bütün ilkelerine de karşı. Laiklik mi, at çöpe.. Ordu mu, bugün de kaka.. Atatürk bir faşist vediktatör!... Bu düşünce, aynlıkçılarla ayrılıkçı, dincilerle ise dinci, Avrupahlarla Avrupalı... Bir kesimde ulusal belkemikler tamamen kırıl- mış. Dik durrnak; her şeyi, her olayı bağımsız ele almak, değerlendirmek ve sonuçlar-politikalar çı- karmak-üretmek mümkün değil. • • • Bütün bunlann dışında, liberal, eski solcu ve saf demokrat çevrede esas ilgimi çekenler, türbanla AKP'nin siyasal-ideolojik tutumu ve politikalan arasında bir ilişki görmeyenler veya kuramayan- lar. Türban, var.. bu sosyal bir gerçek... Bu realite- den kaçamayız.. başımızı kuma mı gömelim... Koskoca Başbakan'ın kansı türbanlı (sadece o ol- sa, hepsi türbanlı!), şimdi onu davetlere çağırma- mak kadar büyük ayıp olur mu?.. Cumhurbaşka- nı halt ediyor. Kemalist kalıntılar.. Çöken bir tutu- mu ayakta tutmaya çalışıyor. Dünya nereye, biz nereye... Ne zaman adam olacak, liberalleşecek, gerçekleri kabul edeceğiz.. kamusal alan diyetut- turmuşlar. Halktan kopuklar.. devletle halk arası- naduvarörüyorlar... Çankayakapadı kapılannı bu millete.. falan filan. özetle: Yeter söz milletın! O ne isterse o olur! (Türbansa türban, şeriatsa şeriat!) • • • Burada dikkatimı çeken iki nokta var. Birincisi, iktidarın gücüne boyun eğmek. Bunun arkasındaki görüş şu: Adamlariktidaryahu! Millet onlan oraya getirdiğine göre, tabii ki kendi politi- kalarını gerçekleştırmek isteyecekler. Ayrıca bu onların hakkı! Ikıncisi, türbanın artık devleti temsil eder niteli- ğe bürünmesinde ve büründürülmesinde, • yarınlar için hiçbir tehlike, •Türkiye'nin modernleşme çizgizıyle hiç bir çe- lişki, •kadınların ülkemizdeki durumuyla hiç birbağ- lantı, •ülkemizin yoksulluğu ve kadın, çoluk çocukla arasında hiçbir dinı ve ideolojik sömürü ilişkisi, •Avrupa'daki uygarlığın gelişmesiyle hiç biraca- iplik, •Islamın Ortdoğu ülkelerinin içinde bulunduğu durumla hiçbir teması, •Türkiye'nin Ortadoğulaşmış yönü ve toplum- sal yapısıyla hiçbir ilişki kurmamaları, görmeme- lerı veya görseler bile böyle bir ilişkinin umuriann- da olmaması. • • • AKP'nin kamusal alanı kendi çıkarlarına, istek- lerine ve durumuna göre yorumladığını dile getir- miyor. R.T. Erdoğan, Beledrye Başkam iken, beledi- yeye ait "kamusalalanlann hepsinde içkiyi yasak- lamadı mı? Ve bu yasak hâlâ sürmüyor mu? (Şim- di kaldırılsa bile sıfır önemi var! Çünkü türbanı dev- letin tepesine çekebilmek için bu "özverTyi gös- terebilirler!) Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu kesitinde orta- ya çıkan türbanın resmen kabulünün arkasının gel- mesi kaçınılmazdır. Bunun salam taktiği olduğunu görmemeyi ney- le ilışkilendirmek gerek, bilmiyorum. Salamı dilim dilim keserek yemek, dünya politikasına girmiş bir deyımdir. Türban, dinsel politikalann sanki en masumuy- muş gıbi sunuluyor. Ama bu Macar salamının en iri dilimlerinden biridir. Devletin tepesinde türban, hukuken de, devle- tin tarafsızlığını yok eden, büyük bir tercih konu- su ve millet üzerinde büyük bir baskı aracıdır. Türbanla ılgili AİHM kararının özünde bu çok açıktır. Bu saf gerçek de mi görülmüyor!.. f obursali@ cumhuriyet.com.tr JTANTİK CAFE & BAR RESTAURANT HER SALI fZCİNIN QÜNLÜQÜ VE HER AKŞAM CANLI HALK MÜZİĞİ 1STİKLAL CAD. BALO SOK. N f t l KATJ BEYOCLU Rezenasyon: 0 212 293 65 15 / 0 212 215 11 97 /info^otantikbar.com GRAFİKER Photoshop, Freehand, QuarkXpres programlann] bilen grafıker aranıyor. E-posta: ekk(S Cumhuriyet.com.tr Türkjye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük fi/://;/cazeteÜlke soaınlanna ilışkin raporianyla, araştırmalanyia, köşe yazılanyla, tarafsız habertefiyte sivil toplumlann gazetesi. Düzenfı okumak içir abone olun. Tel: 0^1Z 51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle