Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK
DÜ3JST
TA3İA-H
İSTAN3ÜL
A3DÜLCAN3AZ'
• IX
HAHÎKÜLAD3
MAÇ2RALAHI
3TEKMÎLİ
BÎPJSN
KISIM
Kemerburgaz'daki kampta buluşan gençler, 'NATO'ya hayır' mesajı verdi
Bu dagençlerindoruğu
uluslararası Gençlik
Kampı'nın,
dünyadaki halklar
arasındaki dayanışmanın
en güzel örneklerinden
olduğunu belirten
gençler, kamp sayesinde,
NATO'ya karşı
savaşımda gençliğin
gücünün de olduğunu
ve birleştiğini
kanıtladıklarını söylüyor.
GÖKÇE UYGUN
HÜSEYtNARSLAN
KEMERBURGAZ - "tstanbul
NATO'ya kapılannı kapatiyor"
sloganı ile yola çıkan emperyalizm
karşıtı gençler, düzenledıkleri
uluslararası kamp ile "NATO'ya
hayır" mesajı verdiier. Kampa
katılan yabancı ülke gençleri,
kampın NATO'yla mücadelede
başanlı olduğunu belirttiler.
Türkiye Komünist Partilı (TKP)
öğrencilerin girişimiyle, Dünya
Demokratik Gençlik Federasyo-
nu'nun (WFDY) desteğiyle ger-
çekleştirilen "NATO'ya Karşı
Uluslararası Gençlik Kampı" so-
na erdi. Kemerburgaz'daki Meh-
met Akif Ersoy Piknik Alanı'nda
28 Haziran-1 Temmuz tarihleri
arasında süren kampa yaklaşık
bin 500 kişi katıldı.
KoNSER VE PANELLER
Kamp süresince yapılan çok sa-
yıda söyleşi,tiyatrogösterisi, kon-
ser, spor tumuvası, panel ile em-
peryalizm ve NATO karşıtlığı bir
kez daha vurgulandı.
Tekstil işçıleri, DİSK Genel
Sekreteri Musa Çam ve Örgütlen-
me Sekreteri Metin Sönmez'in de
ziyaret ettiğı kampta Banş Der-
neği de stand açtı. Kampm son
konser gecesinde ise Onur Akın
ve Kızıhrmak'ın da aralannda
bulunduğu çok sayıda sanatçı ve
grup konser verdi.
Kamp etkinJikleri kapsamında
düzenlenen söyleşide konuşan
TKP Genel Başkanı AydemirGü-
ler, Türkiye'deki gençlik hareke-
tinin tarihsel gelişimini ve bu-
günkü durumu anlattı. Güler, "Sol,
gayri ciddi bir hale dönüştü. Oy-
sa solun, toplumsal rolünün kat-
lanarak artması gerek" dedi.
NATO'YA KARŞI TEK Y Ü R E K 28 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasın-
daki kampa yaklaşık bin 500 kişi katıldı. Kamp süresince yapıian çok sayıda
söyleşi, tiyatro gösterisi, konser, spor turnuvası, panel ile emperyalizm ve NA-
TO karşıtlığı bir kez daha vurgulandı. Gençler, mücadelenin basanya ulaşma-
sı için bu tür etkinliklerin sayısının daha fazla olması gerektiğine dikkat çekti.
Kadınlardan polise suç duyurusu
ÖDP'H kadınlar, Özgür ^ ^ ^ \
Kadın ve Feminist Kadın ^^^^^Hf >
Çevresi'nin de Jf^^^^^Bf u
aralannda ^jj^^^^Bk \
bulunduğu kadın ^ K S ^ ^ ^ H f
kunıhışlan, ^ • H ^ ^ ^ ^ H |
KESK'in29 • B ^ ^ W B Ş
Haaran'da w H | ' W 9 ^
dûzenlediğiNATO ^ « L t a . v
. Ö
karşıü eylemden sonra ^ H B f ^ ^ H ^ I
polisin, Emekçi Hareket ^ ^ ^ w B ^ •
Partisi(EHP)üyesiC.K'ye ^ ^ * w *
tacizde bulunduğu iddiasryla suç
duyurusunda buhuıdular. Suç
duyunısundan sonra tstanbul Adliyesi'nin
önünde basın açıklaması yapan kadınlar,
polisin NATO doruğu boyunca düzenlenen
protesto eylemlerine vahşke müdahale
• • j ^ ^ ^ . ertiğini anımsatülar. Polis
H ^ ^ ^ ^ ^ ^ şiddednin amacının
^ i m ^ ^ kadınlanpolitikadan
% smgjğ^^^R uzaklaşürmak olduğu
^ 3 I ^ B % s^vunulan
^şjfeJ^B M açıklamada,
\ . uK "KESK'in
^m*~E''^^m düzenlediğibasın
^dBHteg&aı^p açıklamasuıdan sonra
^ H B l l p r ÇevikKuvvet'tegörevli
^ ^ ^ P " bir poüsEHP üyesi CK'yi
••*— bir apartmanın gjrişine sokarak
elle ve sözle cinsel tacizde bulunmuşrur. Bu
polisin bolumnasuu istivoruz. Polisin,
kocalann ve babalann dönmemizi istediği
evierimize dönmeyeeeğiz. Siyasal
fîkiıierimizi savunmava devam edecegiz"
denildi (Fotoğraf: ALEV TUNÇEL)
Başarı için
birlikte
hareket sart
Kamptaki Türk ve yabancı katılımcılann gö-
rüş ve izlenimJeri ise şöyle:
FUİpe Ferreİra (WFDY'nin dönem baş-
kanlığını yapan Portekiz Komünist Gençli-
ği 'nin temsilcisi): Büyük mitinge katıldım.
Miting oldukça coşkuluydu.. ama polisin bu
kadar yoğun önlem alması beni şaşırttı. Çünkü
Portekiz'de eylem yapmak daha rahat. Bu
kamp ise farklı ülkelerden gelen insanlann
duygu ve düşüncelerinin paylaşılması açısın-
dan önemli bir deneyim. Burada olabilmek bile
NATO'nun aldığı bir yenilgidir.
ThodorOS HİOIIİS (Yunanistan Komünist
Partisi Gençlik Örgütü üyesi): Istanbul'da ya-
pılan NATO karşıtı gösteriler ve bu kamp, em-
peryalizmle uluslararası mücadeleye örnek ol-
ması açısından çok önemli. Yunanistan'dan bu-
raya gelmiş olmamız ise Türk ve Yunan halkla-
nnın ortak dayanışmasını gösterdi.
ThanasİS BİZaİnteS (Yunanistan Komü-
nist Partisi Gençlik Örgütü üyesi): Bu kamp,
dünyadaki halklar arasındaki dayanışmanın en
güzel örneklerinden. Buradaki gençlerle tanış-
ma ve bir şeyleri paylaşma imkânımız oldu.
Dolayısıyla kamp sonunda, katılan herkesin
elde ettiği deneyimler, emperyalizme karşı
mücadelede yardımcı olacak.
Jamâl Fugfaa (Ürdün Komünist Partisi
Demokratik Gençlik Birliği temsilcisi):
Öncelikle Türk gençlerini çok sıcakkanlı
bulduğumu söylemek isterim. Burada dünya
halklanndan izler gördüm. Mitingler ve bu
gibi kamplann, mücadelemiz başanyla
sonuçlanıncaya dek sürmesi gerek.
AtiUa KÖSeoğlU (Mimar Sinan Üniver-
sitesi öğrencisi): Tabii ki burada bir arada
olmak çok önemli. Ancak daha gerçekçi bir
ortam olmalıydı. NATO'yu kovduk diyoruz
ama onlar gelip burada zirvelerini topladılar
zaten. Yapılan mitingler de yeterince ses
getirmedi bence. Çünkü Türkiye "de solda
yeterince birlik yok.
Fatma Aslan (Izmir Dokuz Eylül
Üniversitesi): Kamp, coşkulu ve verimli
geçti. Sanat, spor ve siyasi alanda çok sayıda
etkinlik yapılrnası da çok güzel. NATO'ya
karşı mücadele sürecimizde, diğer
ülkelerden gelen gençlerin de bize destek
olması bize umut oldu. Geçen pazarki
miting ve bu kamp, NATO'ya karşı bir
şeyler yapılabileceğini gösterdi.
Özgür PİŞİdn (Ankara Hacettepe
Üniversitesi): Bu kamp, NATO'ya karşı
mücadelede gençliğin gücünün olduğunu ve
birleştiğini gösterdi.
DUZYAZI
ORHAN BİRGtT
Parti İçi Demokrasi
12 Eylül darbesi, 1946'dan sonra 0 dönemin par-
tilerinde boy atmaya başlayan "demokratikyöntem-
ler ile yönetilme geleneği"n\n yerini, asker disiplini
ile hareket etme alışkanlığına döndürdü. Var olan
partilerin kapatılması, yerlerine icazetli kuruluşların
getirilmesinin belki de doğal sonucu olarak, aday
belirlemede örgütün yetkisinden başlayarak en kü-
çük aktivitelere vanncaya kadar her şey "genel mer-
kez"\n iradesi ile belirlenince, lider sultası denilen
patronajlık kurumu, partilerin en üst katını adeta iş-
gal etti. Yönetim kurumlan, çoğu ticaret kuruluşla-
rında olduğu gibi toplanmadan karaıiar alınmış gös-
terildi. Parlamento grup toplantılan genel başkanla-
rın sunuşlannı dinlemek ve daha sonra dağılmak gi-
bi birotomatik mekanizmaya bağlanmış, milletvekil-
leri için haftada bir kez televizyonlanndan seçmen-
lerine görüntü verme mekânı olarak algılandı. üder
oligarşisi denilen kurum, yarın Cumhuriyet Halk Par-
tisi'nde olduğu gibi, isterse kimi delegelerin olağa-
nüstü kurultay taleplerini hukuk açısından geçersiz
kılmak için, politik baypas yöntemleriyle dinleyilere
ve üstelik basına da kapalı olarak gerçekleştirecek
kadar kendisini yurttaşlara da medyaya da kafa tu-
tacak gücün sahibi olarak gördü. Dahası, partililerin
kazara toplantının yapıldığı salonun önünde birik-
mesi gibi bir harekete cüret etmeye kalkışmalarının,
yapanların yanına kâr kalmayacağını da partinin "2"
numaralı yetkilisi genel sekreterin ağzından ilan etti-
rebildi. CHP'nin Esenboğa Havaalanfna yakın bir
mekânda Büyük Anadolu Oteli'nde toplanacağı bil-
dirilen kurultaydan 22 gün sonra DSP'liler de bu ote-
lin hemen yanı başında bulunan ve sanınm Türkiye-
nin en büyük kapalı salonlanndan birisi olan Musta-
fa özbek Kongre Salonu'nda delegelerinin yanı sıra
basına ve dileyen yurttaşlara da açık bir kurultay ya-
pacaklar Bülent Ecevrt in genel başkanlığı bıraka-
cağını açıklaması, 25 Temmuz toplantısına sadece
DSP için değil; elbette Türk solu için de yaşamsal bir
boyut getiriyor. Ben daha aylarca önce bu kurultay-
da birtam günün "Çalışma Bakanlığı'ndan başlaya-
rak ortanın solu hareketinde siyasal boyutunu bu-
lan, daha sonra demokratik sol düşünceyi partileş-
tirmekle de kalmayarak iktidara taşıyan Ecevit için
bir türjübile olmasını önermiştim. Bugünkü kuşak-
lann Bülent Bey'in 1970'li yıllarda verdiği savaşımı
da, yerieştirmek istedigi ilkeleri deyeterince tanıma-
dığını bilenlerdenim, Bugünkü tanıtım vepropagan-
da yöntemleri ile başı hoş olmadığını gördüğüm Sa-
yın Genel Başkan, öyle anlaşılıyor ki bu öneriye sı-
cak bakmamış.
Anlamam mümkün değil
Onun yerine öyle anlaşılıyor ki, delegeler üzerin-
deki sevgi ve saygıya dayanan ağıriığını, Zeki Sezer'in
adayhğını sandıklarda oy pusulasına döndürecek bir
konuşmanın temeli yapmayı yeğleyecek. Sezer, şa-
yet kendisine rakip olarak çıkarak sadece demokra-
tik haklarını değil, vatandaşlık görevlerini de kullan-
mak isteyecek rakıp ya da rakipler karşısında Rah-
şan Ecevtt'lı bir parti meclisi aday listesini yaşama
geçirmek ıçın uğraş verecek. Sıradan bir ülkede, yi-
ne sıradan bir parti ya da dernek kongresinde olabi-
lecek bu tür bir çekişmeyi, daha şimdiden Sayın Ece-
vit'in "iç kökenli biroyun olarak" değerlendirmesini,
hele, bundan iki yıl önce, Demokratik Sol Parti'nin,
daha çok dış kökenli bir oyuna geldiğini anımsata-
rak, benım önceki günkü yazımın başlığı ile birleştir-
mek istemesini anlamam mümkün değil. 0 tür baş-
kaldınlarda, isterpolitikayaptığımdönemlerde, ister-
se gazetecilik uğraşım sırasında aklımı hep Bülent
Bey'in başansı için seferber ettim. Sözünü ettiği iki
yıl önceki dış kökenli oyun karşısında da gazeteci ola-
rak sorumluluk bilincimin bana yapmamı öğütledik-
lerini uygularken, omuzlanma Afyon'da fiilen aday-
lık görevini üstlenmem gibi, çoktan aklımdan çıkart-
tığım bir sorumluluk yüklenince hayır demeyi zül say-
dım. Beni tanıyanlar, elli yıllık politik yaşamımda hiç
kimseye kıl kuyrukluk yapmadan Bülent Ecevit'in bu
ülkeye yerieştirmek istedigi politik çizgide. en yakı-
nında uğraş verdiğimi bilirier. Kendisinden bu kurul-
tayda demokratik bir tavır almasını beklediğimi söy-
lemem karşısında, beni bir oyunun sözcüsü olarak
göstermek, Sayın Ecevit'e yakışmıyor. Sayın Ecevit
genel başkanlıktan aynlma düşüncsini 25 Temmuz'da
yaşama geçirmek istemeseydi; sanınm karşısına bir
başka DSP'Iİ aday çıkmayacaktı. Dahası Sayın Ge-
nel Başkan'la birlikte Rahşan Hanım da, aynı görevi
taşımak ısteseydi, örgüt bu alışkanhğı da taşımaya
hayır demeyecekti. Bugün tartışılmakta olan, Ecevit'in
genel başkanlıktan aynlmasına karşın sayın eşinin -
bir süre daha örgüt işlerinden sorumlu olma düşün-
cesiyle yeni parti meclisinde de yer alacağını söyle-
mesinin olası gelişmeleridir. Yakın bir arkadaşı, Zeki
Sezer'e, "Genel başkan seçilirsen, örgütle ilgili so-
runlarda karar mekanizması bugükünkü gibi mi de-
vam edecek" sorusunu yöneltmiş. Ama doyurucu ya-
nıt alamamış. Aynı arkadaşı, "Parti meclisi listende
kaç kişi için tek basına hareket edebileceksin?" de-
miş. Yanıt, yine tatmin edici olmamış. llla başkaldı-
n sözcüğünden olmayan anlamı çıkartmak istiyen
varsa, bu sorulann yanrtını vermeli. ll başkanlannın
genel merkez kapısında bekletilmesinden sorumlu gö-
revliler sisteminin 26 Temmuz günü sona ereceğini
söylemeli. DSP'ye Ecevit'in getirdiği politik çizginin
bugün her zamandan çok bu ülkenin geleceği açı-
sından gerekli olduğunu usanmadan yazıp söyle-
yenler, tarihten alacaklan "notlayetinmesini bilecek
kimselerdir.
Faks: 0212- 677 07 62 [email protected]
Bağımsız Türkiye
Partisi Genel Baş-
kanı Haydar Baş, "AKP,
içerinin çıkarlannı dışa-
nya karşı
koruyan
değil, dışa-
nnın hesap-
lannı içeri-
ye karşı ve
hazmettir-
mekle so-
rumlu ikti-
dar olarak düşünüldü"
diye konuştu. Baş ayn-
ca, dinler arası diyalo-
ğun modern misyonerlik
olduğunu belirtti.
Haber Merkezi - Bağımsız Türkiye Par-
tisi Genel Başkanı Prof. Haydar Baş, Büyük
Ortadoğu Projesi 'ni, Türkiye'nin iç ve dış si-
yasetini değerlendirdi.
- Bağımsız Türkrve Partisi (BTP), hangi gereksinim-
den doğdu?
HAYDAR BAŞ - Doğu blokunun çökmesi ile ide-
olojik çatışmalar, büyük ölçüde ortadan kalktı, ancak
ekonomik çıkar çatışmalan, bütün dünyayı içine ala-
cak şekilde genişledi. Dinsel ve etnik çatışmalar kes-
kınleşri. Türkiye; ekonomik çıkar çatışmalannın sınır
ülkesi, ideolojik çatışmalann tampon bölgesi, Doğu-
Batı kültürlerinin fay hattı üzerinde bir kınlma nokta-
sındadır. Bu bağlamda, Türkiye için en başta gelen teh-
like, milli bütünlüğümüze yönelik olandır. Çünkü bu-
gün, milli irade kalmamış, dış polıtikamız ABD gü-
dümünde; ıç politikamız, AB uyum yasalan istikâme-
tinde, ekonomimiz, IMF denetiminde yürütülmekte-
dir. BTP, ikincı bir Kuvay-i Milliye hareketinin gerek-
liliğinden doğmuştur.
- Türkiye'de bir yönetim boşluğu var mıdır?
BAŞ - Demokratik idarelerde. miilet egemenliği
esastır. Devlet iradesi, bu istikâmette şekillenmelidır.
Bugün ise devlet iradesinin yansıması olan yaşama, yü-
Baş: AKP sanal nizgâı-la üretildi
rütme ve yargı erkleri milletin iradesinden ve istekle-
rinden çok uzak icraata imza atmaktadır. Yaşama, ya-
ni TBMM, miilet isteklerine cevap verecek düzenle-
meleri hayata geçirmek yerine, AB müktesabahna
uyum yasalan çıkarmakla meşguldür. Tüm bunlann
yanında, ekonomik bağımsızlığın devletlerin hayatın-
daki yeri bilinen birgerçektir. Bugün Türkiye, IMF prog-
ramlan ile ekonomisini yalnızca birkaç sermayedara
emanet etmiş durumdadır.
'A B D N I N HEDEFİ ANADOLU'
- ABD, Irak'ta ne yapmak istiyor?
BAŞ-ABD, yalnız ^ak'ta değil, genel itibanyla bu
coğraryanın tamamında ne yapmak istiyor. Amerika;
Afganistan, Gürcistan (Acaristan), Irak üçgeni ile bu
coğrafyayı kuşatma alhna aldı. Niyeti, buralan istila
etmek, Israil merkezli Büyük Ortadoğu Projesi'ni
(BOP) hayata geçirmektir.
ABD'nin nihai hedefı, Anadolu cografyasıdır. Türk-
leri; geldikleri Orta Asya'ya yollamak ve Anadolu
topraklannı ele geçirmeyi hedef almış Şark projesi, ha-
fizalardan silinmemiştir. Bu nedenle Türkiye, suıır
ötesindeki ateş çemberinin aslında ortasmdadır.
DINLER ARASI DIYALOC
-Dinlerarasıdn^log hakkında ne düşünüyorsunuz?
BAŞ - Dinler arası dıyalog, Papa n. Jean-Paulun
ifadesi ile "Papahkmis\x>nunun bir parcasıdn:" Bu, be-
nim düşüncem değil, Vatikan'ın resmi ıfadesidir. Ya-
nı, dinler arası diyalog, modern misyonernktir.
Dinler arası diyalog çalışmalan çerçevesinde yürü-
tülen misyonerlik faaliyetleri, hangi coğrafyaya girdi
ise 0 bölge insanını toprağından etmiştır. Bir Afrikalı
aydının ifade ettiği gibi, "Hıristivanlar ülkemize gel-
diğinde bizim toprağınuz, onlann ise tncfl'i vann. Bi-
ze, gözkrinta yumun ve dua edin dcdiler. Gözlerimizi
açügımızda bizim etimizde İncii onlann elinde ise top-
raklannuz vanu."
- AKP, naal iktidara gddi?
BAŞ -Sovyetler Birliğı'nin dağılmasının ardından
Türkiye için bekletilen Sevr koşullan, yeni-
den hayata geçirilmek üzere servise konuldu.
Bu yeni dönem için, çeşitli gerekçeler üretil-
di. Amerika'nın üstünlüğünü tek süpergüç ola-
rak devam ettirmesi, kitle imha silahlan, demokratik-
leşme, ama işin esasında Amerika'nın Ortadoğu hâ-
kimiyeti ve bunun önünde engel olan tek ülke, Türki-
ye vardı. Türkiye'nin tarihsel, 70 milyonluk nüfusu,
güçlü ordusu, bu hedefm önünde engellerdi. 0 neden-
le ülkemizin içeriden ikna edilmesi, evet diyecek nok-
taya getirilmesi gerekiyordu. Bunun sonucunda Tür-
kiye, birtakım süreçlerden geçirilerek temel kurumlar
arasında gerilim, düşmanlık, aynlıklar üretildi ve bu
sonuçla sanal rüzgârlarla AKP ıktidan üretildi. Kör dö-
vüşünü andıran gerginlik ve sürtüşmelere, yolsuz bir
iktidar, yapay bir ekonomik kriz ekleyerek vatandaş
bir adrese yönlendinldi. Kısaca, AKP, içerinin çıkar-
lanru dışanya karşı koruyan değil, dışannın hesapla-
nnı içeriye karşı ve hazmettirmekle sorumlu iktidarola-
rak düşünüldü. Nitekim, AKP Genel Başkan Yardım-
CJSI Abduflah Gül, bunu şöyle itiraf ediyor. "AKP, 11
EylüTün çocuğudur."
Özetle, .\KP'nin nasıl iktidar olduğu sorusu, Gül'ün
bu itirafinda gizlidir.