17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11TEMMUZ2004PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK İSTAN3Ü A3Dr JLCA.N3AZ' HAPİKÜ1AD3 ?... HerderdedevatürkülerYenî albümü 'Derdimin Dermanı Türküler'de Delilo'yu 'Kardeşlik Halayı' olarak okuyan Emre Saltık, dünyanın tüm dillerinde halaylar söylensin istiyor HATİCE TUNCER mre Salük, türküyü yaşayan, türküyü yüregınde hissedip dınleyicısinin gözüne bakan bır sanatçıdır. Yarayı kanatıp ıyıleştiren türküleri yorumlarken yeni eserlerin peşındedir. Halk müzığine gönül vermiş gençlerin eğitımi içın 25 yıldır hızmet veren Emre Saltık. kendi kültürüne sahip çıkanlann yannlan olabileceğinı düşiinüyor. Aslen Hozat'ın Karaca Köyü'nden olan Emre Saltık, ilk ve ortaokulu babasının öğretmenlık görevi nedenıyle bulunduklan Ovacık'ta tamamladı. Lıseyi Tunceli'de bitiren Saltık, Diyarbakır Eğitim Enstitüsü, Mimar Sinan Üniversitesi tç Mimari Bölümü'nde okuma denemelerinden sonra 1980 yılında Istanbul Teknık Üniversıesı Devlet Türk Musıkisi Konservatuvan'na girdı: "Biz AJevi inançlaruu yayan büyüklerimizden SansaltıkJar'uı Dersim ocağından geüyoruz. Alevi-Bektasi geleneği ile büyüdüm. Çocukluk yıllanmda biziın evde toplanılıp muhabbet edihrdi. Anadolu'da 'Alevı-Bektaşi geleneğının yoğun olduğu yerlerde bağlama çalmayanı döverler' diye bir espri yapıhr. Bağlamayta o kültür iç içe girmiştir. 12 yaşuıda babanu kaybetmiştim. 13 yaşımda bana bir saz akiılar, dünyalar benim oldu. Pülümürlü Ali Usta'nm sazrydı. Sabaha kadar uyuyamadım, kucağıma alıp vatmıştım."" • "Hep dertli türküler okuyorsun, ağlıyoruz" diyenlere derman olarak türküleri sunduğunu söyleyen Saltık nedenini şöyle açıklıyor: "Gurbete giderken bile türküleri cebimize koyup çıkmadık mı? Bence insanlar ağlamalı, çünkü ağlamak, gülmek kadar çok insanca. Yaralar, ağlamayınca, kanamayınca iyileşmiyor. Türkülerin iyileştirici bir yanı var. Derdinizi deşiyorsa iki damla gözyaşı dökebilirsiniz. Rahatlatır, derdinize derman olur..." Eğitimci Saltık V/ZGÜN MÜZİK ÇALIŞMALARI Konservatuvan bıtırdikten sonra çeşıtlı sanatçılann kasetlennde yönetmenlik, müzısyenhk yapan Saltık, ılk albümü "Selam Sana Filistin"i 1988 de çıkardı. "Beton GüKT, "Bu Üçüncü ÖlmenT, "Sicilim Var" adında "özgün-protest" tarz olarak adlandınlan albümlerle çalışmalannı sürdürdü. Bu arada sanatçı arkadaşlarıyla 4 albümden oluşan "Türkülü Yürekler" serisinı çıkardı. Beşınci albümü "Türkülerden Kaçamazdım"la türkülere ve türkü formundakı bestelere yönelen Emre Saltık "DardayınT, "Yıkılsın Sebebim", "Dağ Gûlüm" albümlerinde müzikteki çizgısini gıderek belırginleştırdi. YENİ YENİ TÜRKÜLER Son albümü "Derdimin Dermanı Türküter"ı sahibı olduğu Ema Müzik'ten çıkaran Saltık, geleneksel formda on beste yorumluyor: "16. yüzyıhn Pir Sultan Abdal'ııu okuyorum, ama 20O0"li yıllardald müzikal anlayışım, birikimimk söylüyorum. Türkü, kendi coğrafyasında kendi zamanına tanıklık eden, belgelendiren ve sonraki kuşaklara aktaran bir kültürdür. Hep anonim. geçmişe dair türküler okursak bu dönemdeki insanlan nasü anlatacağım? Ben her albünıde bir iki anonim türkü dışında geleneksel formdaki yeni eserleri söylüyorum. Türldye'den ve dünyanın birçok ülkesindeki insanlanmızdan yeni yeni türküler topluyorum." REPERTUVAR HAZIRLIĞI Pir Sultan, Daimi, Nesimi, Kul Himmet, Şah Hatayi'den semahlar ve deyişlere ılgisiyle bılinen Saltık, albümlennı en az iki yıl boyunca çahşarak çıkanyor. Türkülerin kendıni derinliğine hisset- tirmesi için beklerken repertuvar hazırlıyor: "Halk her dönenı kendi türkülerini jaraür. Ama şimdilerde popülizm uğruna türkülerin hoyratça kullanıldıgı kesin. Türkülü Yürekler serisinde Türkülere kıymayın efendiler" diye bir sloganımız vardı. Türkülerin sahibi halk, türkülerini erozyona uğratanlann karşısmda durnıalı. Ben hiç türkü barlarda söylemedim ve çıkmadım, ama türkü barlara karşı değilim. Türkü bariar, türkü dinleme özlemindeki insanlarm takbinden doğdu. Ama işletnıenin sahibi ses düzeninden yorumcu>a kadar kaüteye önem vermeli. Türküler oda müziğidir. Türkü söyleyen, dinkyenin gözüne bakar. Gözüne bakmadan türkü söyleyemezsin. Ben senden pozitif enerji almalryım, sen de beni dinlerken gözümdeki o aşkı görmehsin. Yoksa türkü olmaz. Söyleyen yüreğinde yaşamah ki dinleyen de türküdeki duyguyu alabilsin." Emre Saltık: "Türkü söyleyen, dinleyenin gözüne bakar. Gözüne bakmadan türkü söyleye- mezsin. Ben senden pozitif enerji almahyım, sen de beni dinlerken gözümdeki o aşkı görmelisin. Yoksa türkü olmaz. Söyleyen yüreğinde yaşamah ki dinleyen de türküdeki duyguyu alabilsin." vardır. Derdinizi deşiyorsa iki damla gözyaşı dökebilirsiniz. Rahatlatır, derdinize derman olur." "T Bayrak gençlere teslim... altık. kendi müzik çalışmalannın dışında eğitimci yanıyla da halk muzıgıne hizmet ediyor. 1981 yılında Istanbul'da Aksaray'da kurulan Anf Sağ Müzik Okulu"nda eğitimci olarak görev alan Saltık 1985'te kurumun ortağı oldu. 1990 yıhndan beri Anf Sağ Müzik Okulu'nun sahibi ve yönetıcısi olan Emre Saltık. halk müzıgı eğıtımının gelışiminı de gözlemleme olanağı bulmuş. 'OzAN BOZANDIR' AcLAMAK RAHATLATIR' Saltık'ın albümüne verdiğı "Derdimin Dermanı Türküler" ısmınden türkülere yaklaşımı bır kez daha ortaya çıkıyor. "Hep dertli türküler okuyorsun, ağtayoruz" diyenlere derman olarak türkülen sunuyor: "Biz gurbete giderken bile türküleri cebimize koyup çıkmadık mı? Bence insanlar ağlamalı, çünkü ağlamak, gülmek kadar çok insanca bir tepld. Yaralar, ağlamayınca, kanamayınca hileşmiyor. Türkülerin iyüeştirici bir yanı ÜM SAZLAR BENİM' Emre Saltık, türkülennde bağlama, ney. kaval, bendir gibi geleneksel sazlann yanı sıra Batı sazlannı da kullanıyor: "Türküler hâlâ tek bağlamayla da çahnıp söyleniyor ama bu çağı yansıtan yorumlar da yapılabilmeli. Bu konuda hiç tutucu olmadım. Biz halkların kardeşliğini savunan inanç ve sosyalist düşüncenin insanlanyız. Hangi ülkenin sazı olursa olsun çalabüiyorsam benim sazımdır. Bu albünıde Delılo'yu 'Kardeşlık Halayı' yapük. Zazaca, Kirmançi ve Türkçe okuduk. Bir başkası da Ingilizce, Fransızca, Almanca, dünyanın çeşitli diDerinden söylemeli ve dünya kardeşiiğine bir selam voDamah." îlk yıllardaki öğrencılenn eğitim düzeyı gıderek yükselmış. Halk müziğı eğitımi almak ısteyen üniversıte öğrencılen ve mezunlannın ılgısı gıderek artmış: "Bu bayrağı teslim ettiğimiz donammh gençlerin daha i>i şeyler yapacağuıa inanıyorum. Türküler kanayan yaraya parmak basar, sorgulayan yanı vardır. tşte o sorgulama yanı Idmilerini korkutur. Çünkü ozan, bozandır. Kötü giden şeyteri bozup yerine doğruyu koyan insandır. İçinde mesajı oJmayan, boş laflarla dolu tarzlan yaratan bir devlet potitikası oldukça biz zorfanacağız. Donammh salonlar yerine spor salonlannda konser versek de türküleri söyleyenler de dinleyenler de çoğalacak. Türküler bizinı yaşanumızdır. Türkü gibi yaşamayan, türküyü yüreğinde hissetmeyenin türkü söylemesi yapmacık olur. Yapmacık olanı da halk soyuduyor. Ben gençlerden uzun soluklu obnalan için çahşmalannı istiyorum. Türkülerine sahip çıkanlar yaruüanna da sahip çıknuş olurlar." GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP Aldatmak! Geçen hafta Nevvsvveek dergisi, "Aldatan Kadın- lar"\ kapak konusu yapmış. "Aldatan Erkeklerl yap- sa idi şaşardım zaten. Onlar için aldatmak zaten do- ğal. Nasıl haber değeri olsun ki? Ama söz konusu ka- dın olunca tabıi kı haber değen de olur, kapak konu- su olabilecek önemi de. Efendim, derginin araştırmasına göre; ABD'de de giderek daha fazla kadın, mutluluğu bır başka erke- ğin kollannda anyormuş. Neredeyse aldatan kadın- ların oranı aldatan erkeklerin oranına yaklaşmış. Bu şekıldekı anketlere; kadınlann bu konuda ağızları sı- kı, erkeklerin ise abartılı olmasından, genelde doğru yanıtlar alınamıyormuş. Bu bakımdan da net bır sayı elde edilemiyormuş, ama evlilik terapistlerine göre aldatan kadınlann oranı yüzde elliye yaklaşıyormuş. Evli kadınlarençokinternette 'sea/rh'yaparakya- hut da ışyerierinde, evlilik dışı seks yapacak sevgilı buluyoriarmış. Şimdi bu durum sadece ABD'de de mi? Hiç sanmıyorum. Dünyanın heryerinde öyledir. biz de dahil. Bizde de bir anket yapılsa sonuçlar aşa- ğı yukan bu olur. Üstelık bizde, erkeklerin eşleri ile il- gili o derece güçlü güvenleri vardır ki, eşlennden o ka- dar emındırier ki, kadınlar için bu, teşvik edici elvenş- li bir ortam da yaratır. Aldatma elbette bugunün olayı değil. Insan varlı- ğından bu yana var olan bir olgu. Bugün gündeme gelmesı, aldatan kadınlann sayısının giderek artma- sı ve erkeklerle neredeyse eşit hale gelmesı. Bu da, ne oluyoruz sorusunu sorduruyor. Erkekler elbette aldatır. Ama ya kadınlar? Onlara da ne oluyor?.. • • • Geçen pazar, Mehmet Aftan'ın bıryazısı vardı 'Sa- bah'ta. Yazının başlığı: "Cinsellikateş, aşk, alev mi- dir?" Mehmet Altan bu yazısında Nobel ödüllü ünlü yazar Octavia Paz'ın "Çifte Alev" isımlı kıtabını an- latmış. Yazarın 79 yaşında ıken yazdığı aşk ve ero- tızm üzerine kitabında, asıl ateşin cinsellik olduğu, bu- nun erotizm ateşinı püskürttüğü, onun da yukselıp aşk ateşıni besledığı anlatılıyor. Yazara göre cinsellik, aşk ve erotizm, yaşamın görunümlerıdir. Erotizm ise cın- sellığın toplumsallaştınlmış, değişime uğramış halidir. Farkları ise erotizm kalıplarının sonsuz çeşitliliğıdir. • * • Yaşamın görünümleri olan cinselik, erotizm ve aşk sadece erkeklere has bir hak değil herhalde. Hatta bun- lar kadınlara daha da çok bir hak. Çünkü kadına ya- şamında güç veren biricik kuvvetin aşk olduğunu bil- meyen mı var? Aşk ve kadın.. bir bütünün aynlmaz parçalan değil midir? Evet öyledir de.. bugüne değın birçok toplumda ve özellikle bizım toplumumuzda bu bütün birbirinden kopanlmıştır. Erkek egemen toplum- lann kültüründe kadının bırey olarak değeri yoktur. Sa- dece cinsel obje olarak önemlidir. Böyle oluncada sa- dece cinsellik yaşanmış, aşk da erotizm de ıskalan- mıştır. • • • 'Insan Haklan' kavramı varken birde 'Kadın Hak- ları' kavramının var olmasının nedeni de bu değil mi- dir? Sosyal, ekonomik, siyasal ve teknolojık değişım- ler 'Kadın Haklan 'nı yaratmamış mıdır? Kadının da bir 'bırey' olarak ortaya çıkması, kadın-erkek eşıtliği ar- tık tartışılamaz nrteliğe de ulaşmıştır. (Geçenlerde ya- pılan anayasa değişikliklerinde siyasal ıktıdanmız bu eşıtlıkte kadına olumlu bir ayncalığı da ne yazık kı ka- bullenememıştır! Bu da ayn bir konu.) • • • Şimdi kadınlar niye aldatıyor diye sormaya da ge- rek kalmıyor. Toplumun bır parçası erkek ise dığer par- çası kadındır. Cinsellik, aşk ve erotizm yaşamın gö- rünümleri ise, ki öyledir de, o zaman kadınlar da bu görünümlen yaşamlannda yaşayacaklardır. Erkek al- datıyorsa kadın da aldatacaktır ve bu da eşyanın do- ğasına uygundur. Erkek, eşinin kendisini aldatması- nı istemiyorsa o da aldatmayacaktır. Bu da yetmez. Kadınına gerekli ılgiyi de sevgiyi de şefkatı de esirge- meyecektir. Kadın sadece mutlu etmeyecektir. Mut- lu da olacaktır. Bu mutluluğu eşinin kollannda bula- mazsa bır başka erkeğin kollannda arayacaktır. Çün- kü artık toplumlar, toplumumuz değişti. Erkek ege- menliği tarihe kanştı veya kanşmak üzere. Üstelik ka- dın ıçın bugün internette 'search', cep telefonları gı- bı geniş ıletışım olanakları da vardır. Aldatmak artık sadece Ahmet Altan'ın romanının adı değıldirve yaşamın bır gerçeğıdir. "Ben neyapar- sam yapayım, benım kanm aldatmaz" demek fazla iyimserlık olur. Bakın oranlara! Fifry fifty! scakiralp " mynetcom 13 türkülük müzik ziyafeti Leyla Yılmaz'dan 4 yâre sitem' tstanbul Haber Servisi - Istanbul Buyükşehır Bele- diyesi"nde müfettışlik ya- pan Leyta Yümaz'ın "Yâre Türküler" adlı albümü, Seyhan Müzik'ten çıktı. Tamamına yakını otantik 13 türkünün yer aldığı al- büm. dinleyenlere müzik ziyafeti sunuyor. Pir Sultan'ın. Âşık Vey- sel'ın yetiştiği Sıvas'ta. "ustalar"ın ezgileriyle bü- yüyen ve beslenen Yılmaz, Yâre Türküler'i, "yâre sftem" olarak değerlendıri- yor "Herkesin bir yâri olduğu gibi, yâre türküsü' de vanhr. Yâr bazen bir sevgtti, bazen sıla. bazen uzaktaki dostunuzdur. Yâre Türküler'de \ ârimize sitemimiz, özkmimiz ve küskünlüğümüz yorumla- nıj'or" diyen Yılmaz, albümunde herkesin kendın- den bir şeyler bulabileceğini ıfade ediyor. Yılmaz, çocukluğunun anılan arasında babasına söylediği "Bana yıkhzlan topla" cümlesının albü- münde yaşam bulduğunu anlatan Yılmaz, "Yıldız- lar, türkülerdi ve yüreğüne serpiünişjenlL Yâre Türküler'e de bu yüdızian koydum" diye konuşu- yor. Leyla Yılmaz, üniversite öğrenım yıllannda, TRT Müzik Eğitim Merkezleri'ne, Belediye Kon- servatuvan'na, Istanbul Üniversitesi Halk Müziğı Korosu'na, ASM Müzik Merkezı'ne, Kemal Kap- lan ve Tuğrul Şan Müzik Merkezleri'ne ve Ruhı Su Vakfi'na devam etti. Yılmaz, ailesi ve toplum- sal çevresiyle, türkülere olan eğilimini, eğıtimı ile daha da pekıştırdı. tletışım için e-mail:huıver@ınynetcom
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle