22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2004 PAZAR 10 DIŞHABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr BizbizeCell Aboneleri! Madem tek numarayla daha çok konuşuyorsunuz, o halde SEÇMECE indirimlerden TEK NUMARA'yı seçin, aylık üyelik ücreti ödeyerek % 50 indirimli konuşun! HA2IRKART0AKJKAUCRETİ TURKCELL DAKIKA ÜCRETİ 4 KerJT 2KONTÖR 119.000 TL Aylık üyelik Hazır Kart ictn 10 kontör. Turkcell icin 3.950.000 TL'dir. Aboneler yalnızca 1 adet indirime kayıt olabitirier. SEÇMECE indirimler kapsamında olmayan konuşmalar. BizbizeCell tarıfesı uzerinden ücrellendirilmeye devam edecektir. (ftyatava KDV daM OfV hanct* lnd»wT** »tefc* w_t gonjvr-'— • - ^ Kampanyaya kısa mesajla kaydolmak için, aralarda boşluk bırakarak ABONETEKNUMARAyazın, ücretsiz ' Oİarak 2710 a yoilayin Sce Hı yak«ı TurkcHIEjrtra yı. Abone Metfcezı f» ya da www.(urkcell.com.ir'yı zıyaret edertk de hayıt yaptırabilırsiniz. ^ ^ f f ^ P 44405324440535 www.turfccell.com.tr TURKCELL Mutfaktaki bilim... F atih Sultan Mehmed'in gemileri denizden yürütmesi değil, bunun arkasındalci düşünce önemlidir derler. Eylemin büyüklüğü ne olursa olsun, vurgunun "nhniyet"e yapılması gerektiğıne işaret eden bir belirlemedir bu. Bir zihniyet sıçraması, ihtiyacın ortaya çıkmasıyla olur öncelikle. Gelişmelerin yolunu, kendini koşullara göre ayarlayabilen bir zihniyet açar. Gerisi "pratik"in işidir. Tarihin motoru "gerekirKliklerdir'' desem yeni bir şey söylemiş olmam. Çünkü bu o kadar eski bir belirlemedir ki, bana sadece bunu yinelemek düşer. Birbirine düşman ilkel kabile üyeleri, kapışma anında işlerine yarayacak "gered" önce zihinlerinde tasarladılar. Ucu sivrilrilmiş odun parçasının silaha dönüşmesi, böyle bir ihtiyacın, üstünlük bilincine de erişmiş kabile savaşçısının zihninde yer etmesiyle mümkün olabildi. Düşman kabile karşısında, o kabile daha iyisini buluncaya kadar, üstünlük sağlamaya yarayacak önemli bir savaş aracıdır o odun parçası. O dönemın tasanmcısı, silah tüccan elindekı malzemeyle ancak bu kadannı yapabildi ama, birbirine düşman ınsan topluluklan, nice can kıyımında epeyce "faydaJandılar" o ilkel silahtan. Savaş tarihine Mızraklı Balta diye geçen savaş gerecı ortaçağ Isviçre askerinin en önemli silahıydı. Düşmanı bir vunışta ortadan kaldıran Mızraklı Balta da, kocaman ateş güllelerini birkaç kilometreye fırlatan mancınıkJar da elbette bir ihtiyacın ortaya çıkardığı, "zihniyet devriminin" üriinleriydiler. Bilim ne zaman ki bu ihtiyacın safında yer aldı, insanlığın dramı katmerleşti. Laboratuvarlarda bir başka insan topluluğuna yönelik can kıyım silahlan üretildi. Bilim bu silahlann üretiminde kendıne yakışan bir titizlik gösterdi. Nötron bombasını yaptı örneğin. Öyle bir bomba kı atıldığı yerde sadece canlılan yok LONDRA MUSTAFA KEMAL ERDEMOL ediyor. Saldırganlann şehırle, taşla, binayla bir hesabı yok çünkü. Onlann hedefi canlılar; insanlar, hayvanlar, bitkiler. Bilim ırka yönelik bıyolojik sılahlar da üretiyor. Bir beyaza zerre kadar zarar vermeyen bir yiyecek maddesi, bir sıyahın toplu iğne başı kadar yemesi halinde öldürücü olabiliyor. Bu bir Türk'e, Kürt'e/Laz"a, Amerikalıya, Aimana uygulanabilir. Her ulus kendine düşman bir başka ulusa göre hazırlanmış böyle bir silah kullanabilir. İçeriğini egemenlerin doldurduğu "ihtiyaç", bilime gerek duyar. Matematik, fizik, kimya, moleküler biyoloji öncelikle savaşın "ihtiyacını" giderirler. Halklaşmış bir bilimın oünası zordur bu yüzden. Laboratuvanndan çok sa\ r unma bakanlığının koridorlannda gezinen bilim insanından halklaşmasını bekleyebilir misiniz? Şımdı ben bilim düşmanı mı oluyorum sizce? EgemenJerin elindekı her olanağa düşman kesilişim ideolojik değil, insani bir tutumdur. Benim karşısında olduğum bilim, insana ilışkın çok da yararlı iş yapmadı. Ruanda'da, Bosna'da, Çeçenistan'da, Irak'ta karşıma çıkan, o bilimin tasarladığı can kıyım araçlanydı. Peki benim inandığım bilim nereye gitti? Bilemem. Ama yeniden nerede karşıma çıktığını söyleyebilirim. Bir grup ingiliz bilımci artık bize gözlerimizı yaşartmayan soğan yedireceklermiş. insanlığın başına ne geldiyse göz yaşartan soğanlardan geldiğine inanan bilim adamlan, yıllarca araştınp deneyler yapmışlar. Soyulduğunda gözlerimizi yaşartmayan bir soğanımız oldu artık. Silah sanayiinin "ihtiyaç dışT saydığı bilim, kendisine ancak mutfakta yer bulabildi. Ruandalılann, Bosnalılann, Çeçenlerin, Liberyalıların, Iraklılann gözleri aydın. Artık soğan doğrarken gözleri hıç yaşarmayacak. Münih'te sokak şenlikleri MÜNİH M ünih'te sokak şenlikJeri başladı. Son yıllarda kentte giderek yayılan bir ortak curcunayı yaşama sevinci demek lazım aslında bu olaya... Temmuzun ilk günJerinde bile yağmurlu havanın yarattığı can sıkıntısını dağıtmanın pratik çözümü de sayılabilir aslında bu olay. Her yönüyle "zoriama" bir eğlence türü olarak sözüm ona sevilen bu sokak şenliklennin her hafta bir başka semtte yapılması da geleneksel hale dönüştügıbi... Cumartesileri saat 14'te başlayıp 02.00'de biten bu toplu sarhoşluk gösterilennden kârlı çıkanlar ise bira satıcılanyla sosisçiler. Sokaklan trafığe kapatıp kulaklan sağır eden elektronik müzikle kafa çeken zıpırlann, punklann, Madonna takılan kızlann kol kola dans ettikleri bu saçma eğlencelerde uyuşturucu tutkunlanyla el ele EROLÖZKAN lezbiyenleri ve eşcinselleri de görebilirsiniz. Her neyse, yaşı geçkin blues şarkıcılannın ve motosikletli hard rockçılann buluşup kafa çektiği bu eğlencelerin aslında ben de meraklı bir takipçisiyım. Bütün bir yaz sürecek olan Münih'e özgü bir curcuna ahşkanlığı bu aslında! Öte yandan günlerdir fütbolla yatıp kalkan Münıhlileri şaşkına çevıren olay ise Yunanistan'ın A\Tupa şampiyonu olmasıydı. Resmen kıskandılar onlan. Gece ellerinde bayraklarla tıpkı bizim çocuklar gibi araba konvoylanyla caddelerde tur atan delikanlılann sevincini izledim. Bu sadece futbol sevinci ortaklığı olsa neyse, geçen hafta "Edebiyat Evi"nde Türk- Yunan edebiyat buluşması yapıldı. Piyanist Ayiin Aykan'ın Yunan yazar Eleni Torossi ile birlikte sunduğu "Sinosis'' adlı çalışma harikaydı. Ve, kitabı bizde de ilgi uyandıran "Arayış" adlı romanın yazan Nikos Temeiis de konuştu. Ayvalık, Izmir ve Manisa'yı anlatan bu romanın konuşulduğu kitap tanıtımından sonra verilen arada Münih'te yaşayan bir avuç Yunan entelektüeli ile bizimkılerin karşılıklı kadeh tokuşturduğu bu toplantıya pek çok Alman edebiyatçı da katıldı... Evet, aynı coğrafyanın yarattığı ınsan davTanışlannın sıcaklığıdır yaşanan belki de. O geceyi Münih'in ünlü tavernası Agora'da sirtaki oynayarak tamamladım. Evet, lamı cimi yok, uzaklara, Ege'yi özleyenlerin adresi tavernalardır kasvetli Almanyalarda. Artık güneşe ve denize gün saydığım şu can sıkıntılı ve yağmurlu günlerde, düşlerime gıren ilham perisıyle Gümüşlük"ün senn sulannda yuzme hayalı ya da Assos'ta deli rüzgârlarda esrikJeşme düşleri bile insani heyecanlandınyor! Almanların saçma sapan, zorlama sokak şenliklerine takılıp caddelerde sirtaki oynayarak kendimizi avutsakda... Kaçın, boğageliyor! İspanya'nın Pamptona kentinde boğalann koşrurulduğu San Fermin FestivalTıün 4. gününde 2 kişi yaralandı. Varalanan 2 kişi bovnuz darbelerine hedef olurken çok sayıda kişi de boğalann önünde koştururken yağmur yiizünden kayıp yerlere düştü. Festivalde, boğalar, binlerce insani önlerine katarak 3 dakika boyunca 825 metre koşuyoriar. Her yıi 7 Temmuz'da başlayan festivalde, her gün birer tane olmak üzere 9 koşu yapdryor. Önceki günkü koşuda da 9 kişi varalanmışn. (AP) 2K0NT0R I 119.000 TL Chirac 'adiller' köyünde C umhurbaşkanı Jacques Chirac geçen perşembe Auvergne bölgesının Chambon- sur- Lignon köyünde Fransızlara yönelik tarihi bir konuşma yapıyordu. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, îsraü'in başlattığı resmi bir paye, "lluslann Adffi" unvanıyla taltif edilen bu köy 1944"te yaklaşık 1000 kişilik bir nüfusa sahipti. Ancak savaş sırasında tüm köy ve çevre saldnlerinin elbirliğiyle, çoğunluğu çocuk, 5000 Yahudi can, Naziler ve işbirlikçisi Vichy rejimi satılmışlannın elinden kurtarılmıştı. Ama Chambon köyünün "AdiHiği 1939-44 arasıyla sınırlı değildi. Tarih sahnesinde ilk izleri 1259'a kadar uzanan, kıraç topraklann cömert insanJan banndırdığı Protestan ağırlıklı yerleşim, önce din savaşlannın kurbanlanm ağırlar. Kraliyet tebaasına özgür ve farklı ıbadet hakkı tanıyan 1598 Nantes Fermanrnı 1685'te bozan Kral 14. Louis'nin gazabından kaçan bazı Protestanlar Chambon'a sığınırlar. Krala başkaldıran bir ekmekçı çırağının başlattığı Camisard isyanlanna (1700 -1710) yataklık eden yöre, 1789 devrimine boyun eğmeyen Protestan rahiplere de sahip çıkar. Gelenek, Almanlann 1870'lerde Alsas-Loren'ı ilhak etmesi üzerine topraklanndan olanlan da bağnna basarak sürer. 1930'larda Chambon ve yakın köylerde çok sayıda Franco'nun zulmünden ^ ^ — kaçan tspanyol cumhuriyetçisinin yanı sıra, MussoHni ve Hhier kaçkını da vardı. Chirac, Fransa'da son yıllarda artan ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğe karşı konuşmak, yeni ve somut bir seferberlik başlatmak ıçin ideal bir yer ve kürsü seçmişti. Cumhurbaşkanına eşlik eden, Fransa'ya aıle planlaması ve kadınlann korunması gibı tarihi yasal haklan kazandıran eski kadın bakanlardan, Anayasa Mahkemesi üyesi Simone Vefl'in de belirttiği gibi, "istisnasız tfim bireylerinin dayanışması'' nedeniyle Avrupa'da tek ve eşsiz olan Chambon ve civar köylerinin Nazi işgalinden kurtuluşunun 60. yıldönümünde. 8 Temmuz sabahı yapılacak konuşma ayn bir önem kazanıyordu. Chambon'a ilk kez gelen bir devlet PARIS UGURHUKUM başkanı. Fransızlan "dirflme" ve * t u>anma"ya çağınp topluma şu gerçekleri hatırlatıyordu: "Kutsal mekânlara düzenknen saldınlar, yûkselen hoşgörüsüzlük, ırkçıhk, anti- semit fıkir ve danramşlar, farkhnğı reddedenler Fransa'yı, onun onurunu khietmektedirler. Çocuklanmza fanatizmin ölümcül tehUkelerini; dışlanıanın. aşınhklar karşısında kayitsızhğın, korkakhgın nelere rnal olduğıuıu anlatahm. Sa>gı. anlaşma ve dirtik içinde bir arada yaşama kararhhğunızı kuv>etle ha> kırahnu. Yaşamak için Fransa'yı seçmiş Müslüman, Muse\i yurttaşlanınıza, inançlaruıa yapdan \ üzkarası saldınlar toplumun tümüne yöneliktir ve insan ruhunun en karanhk \üzûnü yansıör_. Cumhuriyetimizin değerierine sahip çıkahnu. Geçmiş henüz çok yakın. Bu denli yakm bir tarihin verdiği dersleri unutmayalınu«" "Irkçıhkla Mücadek \t Halklann KardeşHği Hareketi" Başkanı Mouloud AouniL "Bu konuşma Devlet Başkaru'ndan uzun zamandır beklediğiıniz bir çağnydı" derken, sol egılımlı "Yahudi Kurumlan TemsiM Konsevi" Başkanı Roger Cukkrman, başkanın konuşmasıru "cesur jest" dıye yorurrüadı ve saldırganlara verilecek cezalann caydıncılığı için yeni yasal düzenlemelere gıdılmesini talep etti. Cukierman, bu ^ " ^ ^ " ~ " konuşmanm, Chirac'ın 16 Temmuz 1995'te "Yahudilerin toplama kamplanna yollanmasında Fransa'nın sorumluluğunu tanımasıvla'" başlattığı toplumun geçmişıyle banşma sürecinde yeni bir adım olduğunu vurguladı... Düşünebilıyor musunuz? Bir gün bir Türkiye Devlet Başkanı oralarda örneğin, Iğdır"a bağlı Karakuyu Köyü'nde veya Kars'ın doğu yakasındaki Kaleköy'de veya Erzincan, Erzurum, Kayseri veya Tokat'ın bir kasabasında bir konuşma yapıp Türkıye'nin, örneğin 6-7 Eylül olaylan veya devamı ohnakla her firsatta ö\Tİnülen Osmanlı Imparatorluğu"nun Ermeni Sorunu'ndaki sorumluluklanna ilişkin bir özür \eya özeleştin yapıyor... Olmaz olmaz demeyin... ugur.hukumfa paris.com Dağlanna turist gelmiş memleketimin! B en de zaten tatil hakkında yazacaktım. Bir gazetemızde, -Turizm padadı. dağ taş turist doldu" haberini görünce yazımın başlığı ortaya çıkü. Türkiye'de turizm sektörü yılın ilk yansını rekor rakamlarla tamamlamış. ilk 6 ayda turist sayısı yüzde 44'lük artışla 6 milyon 700 bini buhnuş. Belçika'da havalann kötüye gitmesi Belçikalılann tatil ülkesı olarak Türkiye gibi güneş gören ülkeleri tercih etmelerine yol açtı. Geçen hafta sonu normalden yüzde 25 daha fazla son dakika rezervasyonu yapılmış. Büyük tur operatörleri bile şaşınyorlar bu duruma. Çok fazla reklam yapılmasuıa karşın her şey geçen haftaya kadar normal gidiyormuş. Kötü havalar ve Belçikalılann kararlannda etkili olmuş. Tur operatörü TUl-Jetair bu ay için Türkiye tatillerini tamamen sattıklannı, Türkiye'ye temmuzda yer bulmanın mucize olduğunu belirtiyor. Belçikalılar son dakika tatilleriyle bir an önce kendilerini güney ülkelerine atmaya çahşıyorlar. Büyük tur operatörlerinden Neckermann, satışlannın yüzde 58'inin son dakika tatili olduğunu belirtiyor. Dexia bankasının yaptığı bir araştumaya göre ise tatil ayı temmuzun bayramlar ayı aralıktan sonra Belçika'da en fazla elektronik ödemenin yapıldığı ikinci ay olduğu saptandı. Araştırma, yazın kredi kartlannın daha fazla kullanıldığını ve banka hesaplan negatif olan ailelerin sayısının her geçen yıl daha da arttığını gösteriyor. Belçikalılann çoğu güneş, deniz ve lezzetli yemeklerden yararlanmak istiyor. Ortalama Belçikalı, bu isteklenne kavuşabilmek için çoğu zaman banka hesabının eksiye inmesine razı oluyor. 1 Temmuz'dan itibaren gızli banka hesabı açmanın zorlaştınlmasından 10 yıllığına bedava mezar yeri venlmesine, elektrik fiyatlannın ucuzlamasından aydınlatma malzemelerine ek çevre BRÜKSEL vergisi gelmesine, yeni yapılan ya da tamır edilen evlerin su ağına bağlantı kurmasıyla ilgili kontrol zorunluluğundan, sanatçıların gelirlennın belli kısmının vergiden muaf tutulmasına kadar birçok alanda yeni yasal düzenlemeler uygulanmaya başlandı. Yeni tatil seçeneklerine doğru hafif bir yönelım olmasına karşın Belçika'da yaşayan Türklerin çoğu tatilini hâlâ Türkiye'de geçiriyor. Karayoluyla gidenler azımsanamayacak sayıda. Türkiye güzergâhında alınması gereken vize ve verilen rüşvet miktan her geçen gün azalsa da yine de bizimkılerin sloganı "Yoku YÖLliNMADA gerek" olmaya devam ediyor. Kendi anavatanında "yerli turisften bile sayıhnıyor bizim "yerb-yersiz turist" muamelesi gören Belçikalı (Avrupalı) Türkler. "A\Tupa'da >abancı, Tûrkrve'de Alamancı!" gibi davranılıyor onlara... Avrupa'dan Türkiye'ye izne giden Türkler artık suda eriyen aspirin yerine Viagra götürmeye başlamışlar. Türkiye'de sahtelerinin çıkması üzerine A\Tupa'dan gelenlere sipariş edilen Viagra, son zamanlarda Türklerin rağbet ettiği ilaçlar arasına girmiş. Türkler mavi boncuk adını verdikleri Viagra'yı genellikle Türk eczacılardan "Mavi boncuk hediye götüreceğiz T! diye istiyorlarmış. Reçete gerektiren bu tur ilaçlar için yaratıcı yurttaşlanmız uygun çözümleri de mutlaka buluyorlardır. Ağustosta, "adımran nasıi telafnız edildiğinin sorulmadığr ve henüz turistlerin keşfetmediğı bizim diyarlara geliyorum! Daha şimdiden tatil havasına girdim bile. Biletimi henüz almadım (son dakika biletlerini bekliyorum!) ama kredi kartianm hazır. Aman n'olur benden Viagra falan istemeyin. Ben Belçika çikolatası veya bırası getirmeyi tercih ederim. erdincutku@yahoo.com ERDtNÇ UTKL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle