19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2004 PAZARTESİ HABERLER Devlet îstatistik Enstitüsü'nün yapısmı değiştiren tasan 900 kişiye sürgün yolunu açıyor KadrolaşmayaAB kılıfîTUREYKOSE ANKARA-AB'ye uyum kapsamın- da TBMM'ye gönderilen Türkiye îs- tatistik Yasa Tasansı, "AB kılıfi altro- da çahşanlarasürgün ve kıyım,AKP'ye kadroiaşma vasasT olarak nitelendiril- dı Tasannın yasalaşması durumunda; Kınkkale Ünıversıtesi rektörüyken ır- ticai faaliyetleri nedenıyle görevden alınan Devlet Bakanı Reşir Atalay'a bağlı DİE'de merkezde görev yapan 900 kişinin bölgelere gönderileceği, boşalacak yerlerde de AKP kadrolaş- masının gerçekleştırileceği vurgulan- dı. DÎE'nin Türkiye İstatistik Kurumu olarak yeniden kurulmasıru öngören ta- sanda, DÎE Başkanı Ömer Demir ve yardımcılannı "kollayan" düzenleme- lerin de yer aldığına dikkat çekildi. Türkiye istatistik Yasa Tasansı, ge- çen günlerde TBMM Başkanlığı'na göndenldı. Tasanya göre Türkiye is- tatistik Kurumu; tstatistık Konseyı ve Türkiye istatistik Kurumu Başkanlı- ğı'ndan oluşacak. Konsey; bakanlıklar- • AB'ye uyum kapsamında hazırlandığı ileri sürülen DÎE'nin yapısma ilişkin tasan. AKP'ye yeni bir kadrolaşma kapısını daha açıyor. Tasan yasalaştığı takdirde DÎE'de merkezde görev yapan 900 kişinin bölgelere gönderileceği, boşalacak yerlerde de AKP kadrolaşmasının gerçekleştırileceği vurgulanıyor. dan ve DPT, Hazine, Dış Ticaret ve Gümrük Müsteşarlıklan ile Merkez Bankası'ndan en az genel müdür se- viyesinde birer temsilci ıle kurumun gö- rev alanıyla ilgili çalışmalarda bulunan bir YÖK üyesi ve TOBB yönetim ku- rulu üyesi bir temsilciden oluşacak. PİE Başkam'na ayrıcalık Tasannın özellıkJe taşra örgütünün güçlendirilmesiyle ilgili maddesi ku- rum çahşanlannı rahatsız etti. Bölge- ler için 1310 kadro ihdas edilirken, bunlann merkezden karşılanacağı vur- gulandı. Kadrolann bölgelere kaydınl- masından sonra merkezde sadece 300 personel kalacağı ve tasanda öngörül- düğü gibi merkezde 850 personel ih- das edileceğı için kalan 550 kışilik kadronun sıyası amaçlı kullanılacağı vurgulandı. Tasarının DİE Başkanı Ömer Demirın konumu ve görev sü- resını gözeten düzenlemeler de içerdi- ğine dikkat çekildi. Başkanlık için ara- nacak koşullar sıralanırken "başkan- iıkta veya diğer kamu kuruluşlannda kurumun görev alanı ile ilgili konular- da en az daire başkanı ya da öğretim görevtisi olarak çakşmış olmak şartT yer alıyor. Başkanın 5 yıl ıçın seçıldı- ği, süresi dolan başkanın bir kereye mahsus olmak üzere yeniden atanabi- leceği, bu süre içinde görevden alına- mayacağı da hükme bağlanıyor. DÎE Başkanı Demır'in, daha önce Kınkkale Ünıversitesfnde öğretim üyesi olduğu vurgulanarak bu düzen- lemenin kendisı için yapıldığı belirtıldı. Tasanda, başkan yardımcılan ıçın ara- nan koşullar sıralanırken de "en az da- ire başkanı olarak görev yapmış ol- mak, İngilizce, Fransızca,Aİmanca dil- lerinden birinde kamu personeli ya- bancı dil seviye tespit smaMndan en az C düzeyinde belge almak şartı aranır" denıliyor. Ancak bir geçici madde ile şu an görev yapan başkan yardımcı- lannda bu koşullann aranmayacağı hükme bağlanıyor. Kadrolaşma için altvapı DÎE Başkan Yardımcısı Musa Yü- maz'ın beden eğitımi öğretmenı oldu- ğu ve son seçimlerde AKP'nın Mani- sa'dan aday adayı olduğu aktanldı. Yıl- maz"ın TBMM Başkanı BülentAnnç m eski danışmanı olduğuna da dikkat çe- kildi. Tasannın yasalaşması durumun- da, Devlet Bakanı Atalay'ın kadrolaş- ması için altyapı yaratılacağı vurgulan- dı. Atalay'ın DtE'de yürüttüğü kadro- laşmaya dikkat çekılirken; îstanbul Bölge Müdürlüğü'ne ataması yapıl- mayan İsmail Ceritii'nin daire başkan- lığına atandığı, AKP'den belediye baş- kan adayı olan Durmuş AM Şahinin Adana bölge müdürlüğüne getinldıği aktanldı. KamubankaJanndanyatayge- çış alanlann merkezde çalıştınldığı, diğer kurumlardan gelıp sözleşme alan- lann da merkeze atandığı bıldirildi. Subasi: çalısanlar sürülecek KESK"e bağlı Büro Emekçıleri Sen- dikası"nın DtE ışyen temsılcisı Mus- tafa Subaşı, "tasanfle900çahşanm böl- gelere sürüleceğini, boşalan yerlerin- de siyasi kadrolaşma amacıyla kulla- ıulacağuu"söyledı. Subaşı, "Bölgede görevlendirmenin AB uyunıu için ya- pıldıgı söylendiği halde, AB ülkelerin- de bölgelerden doğru bilgi alma ve de- ğerlendirme çalışnıalanndan. sorun- lar çıkması nedeniyie \azgeçilerek mer- kezde bu çalışmalar yapümaya baş- lanmışur" diye konuşru. IŞTEN ÇIKARMALAR AKPbaskısı otellere uzandı • Antalya Tekirova Belediye Başkanı Yusuf Uras'ın ruhsatsız yapımına izin verdiği otelleri, şimdi kendi lehine tehdit unsuru olarak kullanıp istediği kişileri işten attırdığı ileri sürülüyor. GÜRSUKUNT ANTALYA-Antalya'nın rantı yüksek tunzm beldelerinden Tekirova'da önce muhtarlık yapan, ardından ANAP ve son olarak AKP'den belediye başkanı seçilen Yusuf Uras'la ilgili baskı iddialannın arkası kesılmiyor. Son olarak, Club Hotel Phaselıs Rose Hotel'de ışten çıkanlan Songül Eren. Uras'ın otel yönetımine baskı uyguladığını ıddia ederek Kemer Cumhuriyet SavcılığTna suç duyurusunda bulundu. 28 Mart seçimlerinde göreve gelen AKP'liler tarafindan işten atma, evden çıkarma gibi uygulamalarla karşılaşan Tekirovalılar korku içinde. Son olarak, Club Hote) Phaselis Rose Hotel'de housekeeper kat bölümü müdürü olarak çalışan ve geçen günlerde işten çıkanlan Songül Eren de Uras'ın baskılarından yakındı. Uras'ın otel yönetimine baskı uyguladığını iddia eden Eren, "Belediye başkanı tarafindan, işverenlerim sürekli arandı. Beni işten atmamalan durumunda ruhsatsjz olan otel lojmanı ve işletmedeki ruhsatsız yerlerin yıîalacağı söylendi. 28 Mayıs'ta da genel müdür tarafindan. öyle uygun görüldüğü betirtilerek işten çıkarüldurr dıye konuşru. Belde halkı korkuyor' Beldede benzer uygulamalarla karşılaşan pek çok kışi olduğunu ileri süren Eren, "Korkudan seslerini çıkaramıyorlar. Belediye başkanı, ruhsatsız yapımına izin verdiği otelleri, şimdi kendi lehine tehdit unsuru olarak kullanıyor" diye konuşru. Eren, yaklaşık 5 aydır tehdit aldığmı, son 1 ayda da bunlann had safhaya ulaştığını açıkladı. Eren, uğramış olduğu haksızlığı içine sindiremediğüıi ve Uras hakkında davacı olduğunu da vurguladı. Benzer bir uygulamayla karşı karşıya kaldığını söyleyen ve adını belirtmek istemeyen bir yurttaş da, Tekirova'da bir otelin yapımında çalıştığını, ancak seçim öncesinde işten çıkanldığını vurguladı. İşverenlerinin, aynı tehditleri aldığmı anlatan yurttaş, "Sol görüşlü olduğum için işverenlerim üzerinde baskı uygulandı. Beni işten çıkardıklannda, onlara Keşke beni siz atsaydınız' dedim. Karşılığmda aldığmı yanıt, Orasını kanştırma' oldu" diye konuşru. ^KATİL AMERİKA v ORTADOĞU DAN DEFOLl SosyalistDa}TUiışıııaPtatonnu,}Tirttaşta UGUR DEMÎR) Istanbul'da yapılacak zirveye karşı protesto eylemleri sürüyor NATO'ya şarkılı türkülü hayır tstanbul HaberServisi- Sivil toplum örgütlerinin NATO Zirvesi 'ne yönelik tepkileri artarak sürüyor. NATO ve Bush Karşıtı Birlik, NATO Zirvesi'ne sponsor olduğu gerekçe- siyle Doğan Holding'i pro- testo etti. Ödtelli'deki Hür- riyet binası önünde topla- nan birlik üyesi bir gnıp, "NATO'yahayır,üsler ka- paülsm"" "NATO ileişbir- Kği kadiamaonaydır " şek- linde slogan attı. Grup adı- na basm açıklaması yapan Selma Şahin, zirvenin sponsorluğunu yapanlar arasında TurkcelL EfesPil- senİşBankası. PetroJOfi- si, DoguşOtomotiv, Vestd, Ülker. Türkiye Odalar ve BorsalarBirliği'nın bulun- duğunu anımsatarak "Tüm bu çevrelerin ortak noktası. ülke içinde işçi ve emekçilerin sömürülme- sindeki paylandır. Doğan Holding de haJkın tepldsi- ni görmeti'' dedi. Kadıköy Postanesi önünde toplanan TKP II Örgütü ve Işgale Karşı Ko- miteler üyesi yakîaşık 500 kişi, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM'ye NATO karşıtı imzalan gönderdi."KatilABD,İş- bitükçi AKP", "tstanbul NATO'ya kapılannı kapa- tıyor" sloganlannı atan topluluk adına yapılan TO'dan hesap sormak ve emperyalist saldınya kar- şı seslerini yükseltmek" için sokaklara çıkmaya ça- ğırdı. NATO ve Bush Kar- şıtı Birlik tarafindan dü- zenlenen "NATO'ya Kar- şı Notalar" konserinde, ABD Başkanı GeorgeVV. Bush şarkı, türkü ve halay- Iarla protesto edildi. Har- • NATO ve Bush Karşıtı Birlik tarafindan düzenlenen "NATO'ya Karşı Notalar" konse- rinde, ABD Başkanı George W. Bush şarkı, türkü ve halaylarla protesto edildi. açıklamada. "İşgalci güç- lerin kente gelmesi, üısan- hğımızın ve onurumuzun ayaklar altına alınması- dır" denıldı. 'Hesap sorun' Beyoğlu'ndaki Galata- saray Lisesi önünde topla- nan Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) da bütün yurttaşlan, "NA- biye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nda binler- ce kişinin kanlımı ile ya- püan konserde, Tertip Ko- mitesi adına bir konuşma yapan Levent Dokuyucu, Türkiye'nin emperyalist savaş projesinin merkezi- ne itildiğini voırgulayarak "tşgal ve işkencenin so- rumlulanna şu gerçeği bir kez daha anımsatıyoruz; geleceğiniz varsa görece- ğüıizdevar" dedı. Konserde, Aynur Do- ğan, Burhan Berken, Em- re Saltık, Ekrem Ataer, FerhatTunç, Grup \brum, Gökhan Birben, Hasan C i- hat Örter, İsmail Hakkı Demircioğlu, Koma Çiya, Nurettin Güleç. Servet Ko- cakaya, Vaşar Kurt şarkı- lanyla yer aldı. Sıvas'ta gözaltı ANKA'nın haberine gö- re, Sıvas Cumhuriyet Oni- versitesi Öğrenciİeri Ar- kın Hürtaş ve Nurav Ça- vıış. içinde "NATO'yiaHa- w " ve "Bush Getaıe" tnk- lerinin bulunduğu sahip- siz kargolar gerekçe gös- terilerek gözaltına alındı. Hürtaş ve Ça\-uş, "örgüt üyetiğT suçundan rutuk- lanırken e\lerindeki ara- mada LVVaaflestan'in Cto- pistik. SezginKızılçelik'ın "Açüdamah Sosyoloji Söz- Hiğü" gibi ders kitaplanna el konması dikkat çekti. DISK Çelebi yeniden başkan BARIŞ DOSTER DlSK'in 12. Olağan Genel Kurulu'nda. DİSK genel başkanlığına Sü- leyman Çelebi yeniden seçildi. DtSK'ın,GrandCeva- hir Kongre Merkezı'nde 3 gündür süren genel lcu- rulu, seçımlerin ardından sona erdı. 400 delegenin oy kullanma hakkına sa- hıp olduğu genel kurul- da, Çelebı'nın yönetim kurulu listesı, Genel-Iş Sendıkası Genel Başkanı Mahmut Seren, Bırleşik Metal-tş Sendıkası Genel Başkanı Adnan Serdaroğ- hı. Oleyis Genel Başkanı Kamer Aktaş, Gıda-Iş Sendikası Genel Başkanı CelalOvat, Lastik-tş Sen- dıkası Genel Sekreteri Nu- riSerim ve DİSK ın şim- dıki genel sekreteri Mu- sa Çam'dan oluştu. DtSK'in yönerimini ve genel kurul delegelennin tepbsizliğıni eleştıren Al- tan Çankçı tepki olarak genel başkan adayı oldu- ğunu açıklarken, Basın- Iş Sendikası Genel Başka- nıKamil Kartal da yöne- tim kuruluna aday oldu. Geçmiş genel kurullarda aday olan Sosyal-İş Sen- dikası Genel Başkanı Öz- can Kesgeç bu kez aday olmazken, ilk kez bu ka- dar çok sendika başkanı- nın, konfederasyonun yö- netiminde görev aldığına dikkat çekildi. Genel kurula teşekkür eden Süleyman Çelebi, "Sorumluhığumuzun art- tığının farkmdavını. Bize verdiğiniz desteğe, göster- diğiniz güvene layık ola- cağız" dedi. FIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ne zaman milliyetçi ya da Islam- c\ gazetelerin birisini açsam şuna benzer bir başlıkla karşılaşıyorum: "Misyonerlerin Hedefi Türkiye." Ye- ni Şafak gazetesinin dün birinci say- fadan verdiği haberin başlığı da ay- nen böyleydi. Ankara Ticaret Oda- sınca hazırlanan "Misyonerfik Ra- poru"na göre, bu faaliyetler "Türki- ye'nin üniter devlet yapısmı hedef alıyor"du. Yeni Şafak gazetesinin ciddiye ala- rak birinci saytadan haber yaptığı rapor bazı yargılaria başlıyor. Bu ra- porun iddiasına göre: Misyonerlik faaliyetleri başlangıçta Hıristiyanlığı yayma amacıyla harekete geçiyor, as- lında etnik ve dini aynmcılığı körük- leyerek devletin üniter yapısmı he- def alıyor. Rapora göre 2003'te 190 misyonerlik faaliyeti belirlenmiş. Yine bu rapora göre en çok mis- yonerlik faaliyeti Istanbul'da yoğun- laşıyor. Istanbul'da 126 kilise, 4 der- gi, 1 kafe, 36 dernek, 7 gazete, 12 internetsitesi, 1 müze, 1 otel, 44 va- 'Misyonerlerin Hedefi kıf ve 2 yayınevi faaliyet gösteriyor. Film gösterileri yapılıyor. Onu 8 ce- maat ya da toplulukla Izmir ili izliyor. • • * Türkiye'de ve dünyanın birçokye- rinde gericiliğin, ırkçılığın, kökten- dinciliğin en önemli beslenme kay- naklarından birisi "öteki" üzerinden yaratılan korku ve düşmanlıktır. Tür- kiye'de azınlıklar her dönemde bu akımlann hedefi haline gelmiştir. Son günlerde yeniden ısıtılıp piyasaya sürülen "Sabetaycılık"tartışması da bu alışkanlığın birdevamıdır. Malze- mesini de zaten eski düşmanlıklar- dan almaktadır. Istanbul'da misyonerlik faaliyeti diye sözü edilen nedir diye merak et- tiniz mi? 126 kilise faaliyet gösteri- yor deniyor. Istanbul'da binlerce ca- mi de faaliyet gösteriyor. Bu ibadet yerlerine gidenlerin tamamına yakı- nı bu ülkenin yurttaşlan. Türkiye'de toplam 100 bin civarında Hıristiyan, 25 bin civarında da Musevi yaşıyor. Bunlann hepsi bu ülkede doğmuş, bu ülkede büyümüş, atalan bu ülke- de ölmüş insanlar. Onlar kendi iba- det yerlerine gidince acaba bu na- sıl "devletin üniteryapısı"n\ hedef alı- yor? Böyleyayınlarlaonlan korkutup, kendi kiliselerine bile gitmelerini is- temiyor muyuz? Yayın ne demek, vakıf ne demek? Bu gazete ve dergilerin birçoğu ne- redeyse 100 yıldıryayımlanıyor. Gay- rimüslim vakıflannın zaten mallan el- lerinden alınmış durumda. Bunlann da mı kapatılması isteniyor? îstanbul dışında, Anadolu'da Müs- lüman olmayan topluluk neredeyse hiç kalrnamış durumda. Hiç kalma- yan insanların kiliseleri nasıl "etnik ve dini aynmcılığı" körükleyebilir? Türkiye büyük bir olasılıkla aralık ayında Avrupa Birliği'nden müzake- T""1 •• 1 * 5 gazetesinin ciddiye alıp birinci say- J^ U.rJ\J. y e fasınataşımasıdır. Bir ülkede "öteki"ne J düşmanlık edilerek demokrasi kuru- re tarihi alacak. O zaman milyonlar- lamaz, demokrasi savunulamaz. Bu ca Hıristiyanla aynı siyasi birliğin için- ülkenin yurttaşı olan, vergi veren, as- de yer alacağız. Bu paranoyayı sür- kere giden 100 bin Hıristiyanın ve 25 dürerek, böyle bir birliğin içinde na- bin Musevinin ibadetini "bölücülük" sıl yaşayabiliriz? olarak damgalayan biranlayışlane uz- Zaten, "Misyonerlik Raporu "nu laşma küttürü geliştirilebilir ne de çok- yazan Ankara Ticaret Odası'nın Baş- seslilik yaratılabilir. kanı, Avrupa Biriiği'ni, Türkiye için teh- Yeni Şafak yöneticisi meslektaş- dit olarak görenanlayışlarasahip.O larım bunun eğer bir haber değeri nedenle bu tavn normal diyenler çı- olduğunu söylüyorlarsa, onun da kabilir. Ben yine de 70 milyonluk bir ciddiye alınacak bir yanı olduğunu ülkede yaşayan 100 bin Hıristiyan'ı sanmıyorum. En azından bu kadar tehdit olarak gören anlayışı anla- dışlayıcı bir rapor, bu kadar tarafsız makta güçlük çekiyorum. O zaman ve önemsenerek sunulmaz. Almanlar ne yapsın, orada 3 milyon ATO Raporu, aslında bu ülkede Türk yaşıyor ve 1000'den fazla ca- statükoculuğun geldiği yeri göster- mi faaliyet gösteriyor. Buralarda Türk mesi açısından ibret vericidir. Diğer devleti tarafindan gönderilen görev- ibret verici olan ise bazı Islamcı çev- liler her gün beş vakit Islamiyet pro- relerin içine işlemiş olan farklı din- pagandası yapıyorlar. lere düşmanlıktır. Bunlan aşabilmek, * * • "ben demokratım" demekle olmu- Burada acı olan bir başka gerçek yor. Ciddi bir anlayış değişikliği ge- ıse bu tür şoven tavırlan Yeni Şafak rektiriyor. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Stres; Gücümüz mü? Engelimiz mi?.. Stres denince gözümüzün önüne sıkıntılı bir yüz, zor- lanmış bir insanın acı dolu ifadeleri gelir. Stres sözcü- ğüne olumsuz bir anlam yüklenmiştir. Bu nedenle de "sfres/yen/77e/c"ten, "sfresafma/("tan, "stresten kur- tulmak"Xan söz edilir. Uzun ve sağlıklı bir yaşam da "stressiz yaşam" olarak sunulur. Oysa, stressiz bir yaşam olamaz, "stresiyenmek" de "stresten kurtul- mak" da yaşam gerçeği ile bağdaşmamaktadır. Yaşamın gerçeğini bize evrim kuramını bulan Char- les Darwin öğretti: "Türünü sürdüren canlılar, en güçlüler değil, koşullara en iyi uyum sağlayanlardır." Yıl 1871. Yaşamda yeni bir denge gerektiren her değişiklik bir strestir. Bütün canlılar ve elbette insanlar, bu de- ğişikliklere (streslere) uyum sağlayarak yaşam dene- yimi kazanırlar ve sonraki değişikliklerde (streslerde) daha başanlı uyum sağlamayı öğrenirier. Ama bizi streslerie karşılaştığımızda "güçlü" ya da "engelli" yapan etkenler neler? 1) Bizi "zorlayan o/gu"yayüklediğimizbeklenti, an- lam ve değerler. 2) Bu beklenti, anlam ve değerlere karşılık bulma zorunda kalmak. 3) Bu karşılığı bulamayacağı korkusunu büyüterek yaşamak. 4) Bu korkuyla karşılaşılan "zorlayan olgu "nun hac- mini ve profılini büyütmek. 5) Böylece "yaratılan korku" ile paniğe uğramak. Kısaca stresten paniğe uzanan yolun süreci böyle oluşur. Bu süreç nasıl değiştirilir? Gene aynı yoldan gidersek: 6) Bizi "zortayan olgu "ya sahip olmadığı beklenti- leri, anlamlan, değerleri yüklemekten vazgeçmek. Üniversite giriş sınavı, öğrencinin kişilik testı değil- dir. Zekâsını, karakterini, başan gücünü, yaşamda ne olup olmayacağını belirteyen bir ölçüt değildir. Üniversite giriş sınavı, bir ailenin onur, gurur ölçü- tü de değildir. Aileye, akrabalara, eşe dosta gösteril- mesi gereken bir aile arması da değildir. Bu yanlış beklentilerden, gereksiz anlamlardan ve yanlış değerlerden anndınlmış bir bakış açısının ka- zanılması gereklidir. 7) Sınava girecek öğrenci, bu beklenti, anlam ve de- ğerlere karşılık bulma yükümlülüğünden kurtanlmalı- dır. Bu yanlış bir yükümlülüktür ve öğrencinin yükünü çok arttırmaktadır. 8) öğrenci sınav sonucuna korkuyla bakmamayı öğ- renmelidir. Yaşamda çok sınav geçirilmiştir, daha da geçirilecektir. öğrencinin odaklanması gereken nok- ta, elindeki bütün birikimi sınavda yararlı biçimde kul- lanabilmek olmalıdır. Bu da soğukkanlılıkla, acele et- meyen bir hızla, dikkatini dağıtmadan sorulan anla- yabilmekle olacaktır. Sonuç ne olursa olsun öğrenci hiçbir değerini kaybetmeyecektir. 9) öğrenci sınav baskısını azaltabildiği ölçüde ba- şan oranını arttıracaktır. Onun için de elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıdır. Şimdiki görevi budur. Başanyı arttıracak en önemli anahtariar; umut, ka- rarlılık, iyimseriik, azimlilik, sebatlı olmaktır. Umutsuz- luğa kapılmak, kararsızlık, kötümserlik, yılgınlık veya- nda bırakma her zaman başannın önündeki engeller- dir. 10) Geleceği planlamak her zaman kendine yeni ka- pılar açmak demektir. Kazanınca üniversite eğitimini nasıl yararlı biçimde sürdüreceğini planlamak, eğer ba- şaramazsa hemen sonraki sınavı planlamak başan için en önemli ruhsal donanımlardır. Kendini motive edebilen (istekle yöneltebilen) azim- li kişiler, geleceğe ilişkin plan ve projelerle hem ken- dilerini hem de geleceklerini hazırlartar. Yaşamda başan kazananlann en etkin araçlan bun- lar olmuştur Akılcı tutum, stresi gücümüz yapmaktır. Eğer ister- sek bunu yapabiliriz. Ailelerin de çocuklannı destek- lerken bilmeleri gerekenleri haftaya görelim... e-mail: erdalatak < superonline.com Faks:0212-5129098 SODEV solun geleceğini tartıştı I îstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrasi Vak- fi (SODEV) Balıkesır İI Temsılcıliği'nce düzenle- nen "Türkiye'de sosyal demokrasi ve solun gelece- ği" konulu panel Bandırma'da yapıldı. Yaklaşık bin kişinin izlediği panelde konuşan eski Gazıan- tep Belediye Başkanı Celal Doğan. CHP'nın geç- mişinin bugünkünden daha demokrat ve ilerici ol- duğunu belirtti. Eski ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras da solun, 3 yıl sonra yapılacak olan seçimler için şimdiden egzersiz yapmak zorunda olduğunu \-urguladi. SODEV Başkanı Ercan Karakaş ise "Sol, lider sorununu aşmak zorunda" dedi. 'TÜPkiye'nin temel sorunu irtica' • ANKARA (ANKA) - CHP'nin resmi internet si- tesinde yapılan bir ankette katılımcılara "Sizce Türkiye'nin temel sorunu nedir" sorusu yöneltildi. Katılımcılann yüzde 30.4'ü irticayı öncelikli sorun olarak görürken bunu işsizlik ve yolsuzluk izledi. Erbakan'm TV'si Erdoğan'a takıldı • ANK\R\ (ANKA) - SP'nın yasaklı lıderi Nec- mettin Erbakan'ın kanalı TV 5, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan onay vermediği için kablolu yayı- na geçemedi. Erbakan'ın talimatıyla geçen yıl sa- tın alınan TV 5, uydudan süren yayınlann belli bölgelerde izlenememesi nedeniyle kablolu yayına geçmek için Ulaştırma Bakanlığı'na başvurmuştu. Öcalan davası çarşamba günü • STRASBOURG (ANKA) - Avrupa Insan Hakia- n Mahkemesi (AÎHM), Öcalan davasını yeniden ele alacak. Mart 2003'te AİHM'de karara baglanan Öcalan davası, Öcalan'ın avukatlannın ve Türk hü- kümetirun itirazlan üzerine çarşamba günü AÎHM'nin büyük dairesi'nde görülecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle