28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 2004 RAZARTESİ CUMHURİYET SAYF Ji/JvUİ. 1 \_JlldJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Hukuka aykın uygulamalarda ısrar eden AKP hükümetinin 16 ihalesi iptal edildi ÖzelleştirmeoyunututmadıHACER BOYACIOĞLU ANKARA - Hiikümetin yaptı- ğı özelleştirmeler; "elinde patfa- yor". Yasalara ve kamu yaran il- kesine aykın uygulamalar nede- niyle hiikümetin bu yıJ 1 6 ihale- si içın yargıdan iptal karan çıktı. f-fükümetin özelleştirme uygu- lamalan: artık yatınmcılar tara- fından da güvenilir bulunmuyor. AKP'mn iktidar olduğu 2002 'nin kasım ayından bu yana; özelleştirme politikalan kapsa- KTHY'de devir Hiikümetin kamu yaran ve yasa tanımayan özeDeştirme uygulamalan, yargıdan dönüyor. Bugüne kadar neredeyse bütün ihalelerine gölge düşen hiikümetin geliri de hedeften uzak. mında attığı adımlar ve bunlann sonuçlan şöyle: t/ Özelleştirme Idaresi "nin ve- rilerine göre, 2003 'te satış ve de- vir işlemi tamamlanan özelleştir- melerden idare kasasına 141 mil- yon 705 bin dolar girdi. 2004'te özelleştirmelerden tahsil edilen tutar ise 468 milyon dolar. i/ TEKEL'in sigara bölümü özelleştirmesi hayal kjnklığıyla sona erdi. TEKEL içın 2003 yıh içinde yapılan ihaleye sadece JTl ve British American Tobacco teklif verdi. En yüksek fiyatı ve- ren JTl'nin teklifinin de 1 mılyar 150 milyon dolarda kalması; hü- kümet ve Özelleştirme Idare- si'nde sıkıntıya neden oldu. JTt yetkilileri; teklif revizyonu iste- minı kabul etmeyince ihale iptal edildi. • Hükümet. PETKİM ihale- sinden de eli boş çıktı. 2003 yılı içinde yapılan ilk ihalede; Uzan Grubu'na ait olan Standart Kim- ya 605 milyon dolarlık teklifiyle ihaleyi kazandı. Ancak aynı dö- nemde, Uzan Grubu'nun işletti- ği ÇEAŞ ve KEPEZ'e el konul- Uçuşhakkı tartışması ANKARA (AA) - Kıbns Türk Hava Yollan'nda (KTHY) bulunan yüzde 50 oranında Özelleştirme Idaresi 'ne ait payın KKTC'ye devri konusundaki çalışmalarda henüz bir sonuca ulaşılamadı. KKTC Maliye Bakanlıgı yetkililennin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bürokratlan ile bir araya gelerek uçuş hakkı ile ilgili konuları ele aldığı belirtilirken. hisselerin KKTC'ye satışı durumunda "uçuş hakta"nin kaybolma riskinin bulunduğu hatırlatılıyor. KTHY nin lstanbul merkezli ve iç hatlarda uçuş hakkına sahip bulunduğuna işaret edilirken, hisselerin tamammın devri halinde bu hakkın devam edip etmeyeceği konusunda bir netlik bulunmadığı, diğer yandan KKTC'nin henüz tanınmaması nedeniyle uluslararası uçuşlarda da sıkıntı çıkabileceği dile getiriliyor. Bu arada, KTHY'nin elindeki 7 uçaktan 6'sına sahip olan leasing firmaları, ÖİB'yi arayarak devir durumunda, riskin çok yükseleceğinı ve bu riskin taşınamayacağını belirterek uçaklan geri alacaklannı ifade ettiler. Işletmede, 195 kişi zorunJu olarak üctvtU ızne aynlarak bankamatik işçisi oldu. TÜMOSAN'ı da kapatülar ERKANT UYSAL KONYA - Motor ve traktör ürerimi yapan, Türk Motor Sanayi AŞ'de (TÜMOSAN) üretım durduruldu.Işçiler üc- retli izne çıkanldı. Türk Metal Sendikası Kon- ya Şube Başkanı CengizAyas, 195 kişinın kapı önüne konul- masıyla birlıkte işsizler ordu- suna yenı ilavelerin yapıldığı- nı ve Konya'dakı sanayi kuru- luşlanna da büyük darbe vu- ruldugunu söyledı. Ayas, TÜMOSAN'ın hıç- bir zaman devletin sırtında kambur olmadığını belirterek "Aksine, sayesinde Konya sa- na>isi teknotoji ve kaliteyi ya- kaiamışür. TÜMOSAS bir marka olmuştur. Şimdi bu marka da yok edilmek isten- mektedir. Çünkü, üretitn ya- pılniayuıca, müşteriler başta Italya olmak üzere Baü ülke- terine gideceklerdir" dedi. Ayas, fabrikayı satın alan ve devir sözleşmesini 28 Hazi- ran'da imzalamaya hazırlanan Albayraklar'a bağlı Alçelik'in bu gelişmeden haberi olup ol- madığını bilmediğini söyledi. ması nedeniyle Uzanlar gerekli teminatı yatırmadı ve ihale iptal edildi. PETKİM içın 2. kez çıkı- lan ihaleye ise teklif gelmedi. • Tartışmah TÜPRAŞ ihalesi de yargı kararıyla durduruldu. Hükümetin 1.3 milyar dolar ge- lir beklediğı TÜPRAŞ ıhalesin- de alıcı firma olan Efremov Ka- utschuk GMBH şirketinin ortak- lık yapısının yeteri kadar "sağ- lam" olmadığı iddialan. önceki gün açıklanan mahkeme karany- la da dogrulanmış oldu. Mahke- menin karannda, ahcı şirketin peşin ödeme yapmayı "TBMM iradesine kadar" uzanan koşulla- ra bağladığı ve ihalenin kamu ya- ranna olmadığı belirtilirken Ef- remov şirketinin ortaklık yapısı hakkında da yeterlı araştırma ya- pılmadığına dikkat çekildi. ÖfB ise karan temyiz için dün mahke- meye başvurdu. îptalardınalptaİ Özelleştirme Idaresi'nin port- fövünde; iptal edilen ihaJelergide- rek artıyor. Idarenin verilerine gö- re, 2004 yılı içerısınde PET- KÎM'in de araiannda bulunduğu toplam 16 ihale iptal edildi. Kayseri Şeker Fabrikası, Sü- mer Holding Manisa Pamuk AŞ, Sümer Holding Bergama Sana- yi AŞ, Sümer Holding Sanka- mış, Tercan ve Van işletmesi'nin özelleştirilmesi; komisyon kara- rıyla Türkiye Denizcilik Işlet- melen'ne ait Ankara Feribotu, Samsun Feribofu. Mavi Marma- ra Gemisi, Tekirdağ Feribotu ve EBÜAŞ Adana Et Kombina- sı'nın ihalesi de 1 teklif gelme- si nedeniyle iptal edildi. Sümer Holding Akdeniz Iş- letmesı, SEKA Akdenız tşlet- mesı ve Taşucu Limanı, Türki- ye Denizcilik Işletmeleri Kara- deniz Gemisi ihalesi de iptal edilen özelleştırmeler içinde yerini aldı. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK BAKIRKÖV 3. İCRA MÜDÜRLÜĞL NDEN GAYTIİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLAM Esas N'o 2003 3733 Satılmasına karar \erilen taşınmazın, cinsi. kıymeti, adedi ve evsafı: Müdürlüğümüzün 2003 3733 E. sayılı dosyası ala- caklısı ve borçlusu aynı olan ve aynı mahıyette alacaklar olduğundan alacaklının talebı ile müdürlüğümüzün 2003 3962 ve 2003 4166 sayılı dosyaları 2003 3733 esas sayılı dosyası ile bırleştınlmiştır. Ve bu üç dosyanın alacağı içın gayn- menkul satışa çıkarılmıştır. fsianbul ılı, Güngören ılçesı, Osmanıye Mahallesi. yenı Londra Asfaltı Kerestecıler Sitesı semlınde, Fatih Caddesi ile bu caddeden ayrılan Akasya Sokak ve Akçay Sofcak'ta kain 69 70 pafta, 959 ada, 2 parsel sayılı 367.98 m2'lık arsa üze- nnde kurulu Fatıh Caddesinden 38 kapı numarası alan kargır ışhanında: - Bodrum katta 44 368 arsa payına tefrıkli 1 bağımsız bölüm no'lu kereste deposunun, - Bodrum katta 44 368 arsa payına tefrikli 2 bağımsız bölüm no'lu kereste deposunun. - Zemın kat 45 368 arsa payına tefrikli 3 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının. - Zemın kat 45 368 arsa payına tefrikli 4 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının, - I. kat 45 368 arsa payına tefrikli 5 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının. - 1. kat 45/368 arsa payına tefrikli 6 bağımsız bölüm no'lu kereste magazasının. - 2 kat 50 368 arsa pa>ma tefrikli 7 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının tamamı satılarak paraya çe\rilecektir. İmar durumu: Güngören ılçesi, Bel. Bşk. fmar Müdürlüöü'nün 11.04.1986 T. tanhli 2003 2303 sayılı imar durumu belgesine göre 1 1000 ölçeklı olup imar durumu dosyadadır. Halihazır durumu: Satışa konu taşınmazlar lstanbul, Güngören ilçesi, Osmanıye Mahallesi, yeni Londra asfaltı mev- kıı. Keresteciler semtinde, Fatih Caddesi ile caddeden ayrılan Akasya Sokak \e Akçay Sokak"ta kain 69 70 pafta, 959 ada, 2 parsel sayılı 367.98 m2'lik arsa üzerinde kurulu, Fatıh Caddesi'nden 38, Akasya Sokak"tan 3 kapı numarası alan kargır ışhanında; - Bodrum katta 44 368 arsa payına tefrikli J bağımsız bölüm no'lu kereste deposunun. - Bodrum katta 44 368 arsa payına tefrikli 2 bağımsız bölüm no'lu kereste deposunun, - Zem/n kat 45 368 arsa payına tefrikli 3 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının. - Zemın kat 45 368 arsa payına tefrikli 4 baf ımsız bölüm no'lu kereste mağazasının. - 1. kaı 45 368 arsa payına tefrıklı 5 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının, - 1. kat 45 368 arsa payına tefrikli 6 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının, - 2. kat 50 368 arsa payına tefnkJi 7 bağımsız bölüm no'lu kereste mağazasının tamamıdır Mezkur bağımsız bölümler bodrum kat - zemin kat - 2 normaJ kat - çatı arası katı görünümlü, betonarme karkas sıs- temde bitişik blok nızamda üçüncü sınıf malzeme ve işçilikle inşa edilmış, yangın merdıvenli, katlannda ikişer bağımsız bölümlü. takrıbı 17 yıllık kargır ışhanında yer almakta atölye olarak kullanılan işyerleri: 1 No'lu işven: bodrum katta Akasya Sokak cephesinde yer almakta, ortalama 8.45 mt. genişlikte. 25.75 mt. derinlıkte ışyeri 5.00 mt. irtıfalı, demir doğramalı, zemıni mermer palladyen döşemeli. elektrik (sanayi cereyanı) tesisatı ve zemın katla arasında vük asansörü mevcut işyerinm net alanı takribı 182.00 m2dir. 2 No'lu işyen; Bodrum katta Akçay Sokak cephesinde yer almakta zemıni mermer palladyen döşemeli, duvarlan ba- danalı. ta\anı 5.00 mt. ırtıfalı, demir doğramalı, elektnk (sanayi cereyanı) tesisatı mevcut. projesinde net aJanı takribi 85 m2 olan ışyen I3.3 7 m2 sahalı yakıt deposu ve42 m2 sahalı sığınakla bırleştirilmiş tek mahal halinde kullanılmaktadır. 3 No'lu ışyen: zemın katta Akasya Sokak cephesinde yer almakta, zemıni dökme mozaık döşemeli. duvarlan badana- lı, demir doğramalı. tavanı 3.50 mt. ırtıfalı. VVC'si mevcut. elektrik (sanayi cereyanı) ve su tesisatı. bodrum katla arasın- da yük asansörü bulunan ışyerinin net alanı takrıbı 168.90 m2 dır. 4 No'lu ışyen; zemın katta Akçay Sokak cephesinde yer almakta, zemıni dökme mozaık döşemeli. duvarlan badanalı. demir doğramalı. tavanı 3.50 mt. irtıfalı. \VC'si mevcut elektnk (sanayi cereyanı) ve su tesisatı bulunan ışyerinin net ala- nı taknbi 126.40 m2"dır 5 No'lu ışyen. 1. normal katta Akasya Sokak cephesinde yer almakta, zemini dökme mozaık döşemeli. duvarlan ba- danalı. peneereleri demir doğramalı. tavanı 3.20 mt. irtıfalı, elektrik (sanayi cereyanı) ve su tesisatı bulunan ışyennın net alanı takribi 1 ^0.60 m2'dır. 6 No'lu ışyen: 1 normal katta Akçay Sokak cephesinde yer almakta. zemini dökme mozaik döşemeli, duvarlan bada- nalı, pencerelen demir doğramalı. tavanı 3.20 mt. ırtıfalı, elektnk (sanayi cereyanı) ve su tesisatı bulunan ışyerinin net alanı takribi 138.00 m2'dır. 7 No'lu ışyen: 2. normal katta Akasya Sokak cephesinde yer almakta, zemini dökme mozaik döşemeli. duvarlan ba- danalı, tavanı 3 20 mî. ırtıfalı. demir doğramalı, elektnk (sanayi cereyanı) ve su tesisatı bulunan \VC"li ışyerinin net ala- nı 170 60 m2 olup, çatı katmda projesinde takribi 53.50 m2 sahalı çatı arası pıyesi bulunan ışyerinin çatı arası pıyesı mahallmde büyütülerek ınşa edilmış, PVC doğramalı çatı arası piyesi takribi %25 eğımlı çatı altına ısabet etmektedir. Gavrimenkulün krtmeti: Bılırkişice bodrum kat 1 No'lu ışyennın 180.000.000.000 -/ TL, bodrum kat 2 No'lu işyen- nın riO.OOO.OOO.OÖO.-TL. zemın kat 3 No'lu ışyerinin 210.000.000.000.-TL. zemın kat 4 No'lu işyerinin 160.000.000.000.-TL, 1. kat 5 No'lu işyennın 140.0Ö0.000.0O0.-TL, 1. kat 6 No'Ju işyerinin 1 İO.OOO.OOO.OOO'-TL, 2. kat 7 No'lu işyennın 190.000.000.000.-TL Saüş şartlan: Satışa konu taşınmazın birinci amırması 26.07.2004 sünü saat 10.00'dan 10 10'a kadar. 10/ 20'den 10.30a kadar. 10/ 40tan 10.50'ye kadar, 11/ 00den 11.10'a kadar. Îl./ 20'den 11.30'a kadar, 11/ 40'tan 11.50'ye kadar, 12/ 00'den 12.10a kadar Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünde yapılacaktır. I- Bu arrtırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 60'ını ve rüçhanİı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış mas- raflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla taşınmazlar 05.08.2004 günü Bakırköy 3. İcra Daıresı Nfüdürlüğü'nde aynı saatler arasında ıkinci arttırmaya çıkanla- caktır. 2- Bu arttırmada da bu mıktar elde edilememışse gavnmenku) en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere art- tırma ılanında göstenlen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar kı arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetının vüzde 40'ını bulması ve satış isteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka para\a çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış ta- lebı düşecektır. Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20sı nıspetınde pe>-akçesı Türk Lırası ve- »a bu mıktar kadar milli bir bankanın kesin \e süresız teminat mektubunu vermelen lazımdır Türk Lırası dışındaki pa- alar ve başkaca teminat kabul edilmez. Satış. peşin para iledir. Alıcı ıstedığınde 10 günü geçmemek üzere mehil verile- ıılir. Gaynmenkulü satın alanlar ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyia ihalenin feshı talep edil- nış olsa bıle satış bedelinı derhal veya venlen 10 gün içinde IİK'nun 130'uncu maddesi gereğince ödemek zorundadır- ar. İhale damga resmi tapu harç ve masraflan alıcıya aittır. Tellaliye ve birikmış vergıler ile satım harcı ihale bedelinden >denir. KDV alıcıva aittır. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla dığer ılgılilerın (ılgilıler tabınne inıfak hakkı sahıplen de dahıl- ır) bu gaynmenkul üzenndekı haklanm hususiyle faız ve masrafa dair olan iddıalarını da\anağı belgeleri ile on beş gün ;mde daıremıze bıldirmelen lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakıla- aklardır 4- İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelinı yatırmamak suretiyle ıhalenm feshıne sebep olan tüm alıcılar ve efillen. teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerriit faizinden ımeselsılen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerriit faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemızce tahsil oluna- ık, bu fark, varsa öncelıkle teminat bedelinden alınacaktır 5- Şartname. ilan tarihınden ıtıbaren herkesm görebılmesi ın daırede açık olup masrafı verildiğı takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderılebılır. 6- Satışa iştirak edenlerin şart- ımeyı gormüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan. başkaca bılgi almak ısteyenlerin 2003/3733 esas sayılı dos- ı numarasıvla müdürlüğümüze başvıırmalan ılan olunur. 31 05.2004 Basın: 25829 Aynı suya farklı fiyat ANKAR.A (A\KA) - Içme su- yu fiyatlan konusunda belediyeler arasında hiçbir fiyat isrikran bu- lunmadığı. belediyelerin suyu farklı fiyatlarla sattığı belirlendi. İller Bankası'nın belediye baş- kanlan arasında yaptığı anketin sonuçlanna göre belediyelerin yüzde 57.8'i bir metreküp suyu 100 bin ile 500 bın lira. yüzde 18.8'i 500 bin lıra ile 1 milvon lı- ra arasında bir fıyattan satıyor. Be- lediyelenn yüzde 5'i de abonele- rine 1 metreküp suyu 1 milyon li- ranın üzerinden fiyatla veriyor. Yapılan değerlendirmede, "Benzerözdfikleresahipbetediye- lerûı su fhatlannı farkb beJirJeme- lerinin \atandasaşirin görünme is- teginden nıi,bilgivematrvet hesap- lanndaki farklılıktan mı ka>- naklandıgı açık değüdir" denıldı. Erdem, Nerdesin? CHP'de 30 milletvekili arkadaşımla biriikte, 18 Mayıs günü "CHP'nin İktidar Yürüyüşü"adıyla bir çağn yaptık. Sonrasında, ba- sın-yayının konuya bakışı, bu konuda yazılanlar, başlı başına, araş- tınlması gereken bir toplumsal örnek olay özelliği kazanıyor. • • • Çağnyı haber yapan gazeteler, Cumhuriyet'in dışında, içeriğini ta- mamıyla bir yana bıraktılar; orada yazılanlarta hiç ama hiç ilgilenme- diler. Gerçekte, bu yaklaşım geneldir; haberi özgeçmişiyle ve derinliği- ne verme yerine, haberolmaktan çıkanp magazinleştirme süreci, ba- sınımızda çok yaygındır. özellikle siyasal konularda, gazete haber- lerinin aşın biçimde yüzeyselleşmesi, olumsuz sonuçlar doğuruyor; her şeyden önce toplumsai belleğin sağlıklı oluşmasını engelliyor. Içeriğe bakmayan yazı ve yorumlar, bir sığlığın habercisidir. Basın- yayın, içerikten çok görüntüye bakıyor; özü yitirerek vitrini görüntü- lüyor. Bu olgu yaln/z haberlerde kalmıyor; köşe yazarlan da, çoğu kez, işin özünü bir yana bırakarak yüzeyselliği öne çıkanyor. Içeriği bir yana bırakma yoluna gidilmesi; büyük bir genel eksik- liktir. Ancak, CHP'nin İktidar Yürüyüşü konusu, bunun çok ötesin- de kişi onurunu hiçe sayan bir yöne götürüldü. Çağnyı yapan mil- letvekillerinin bir bölümü, birtoplantıya, başka görevleri olduğundan katılamadılar. Bunun üzerine, gazetelerde, yakıştırma ya da tama- mıyla uydurma haberler yazıldı. Örneğin, milletvekilleri için, bunlar "hareketten koptular", bir kısmı, "eve dönüş yasasından yarar- lanacaklar"; bir başka bölümü de milletvekilleri dışında "genel baş- kan adayı anyorlar" vb. yakıştırmalan yapıldı. Bu tür haberler, üstelik, milletvekillerinin isimleri yazılarak verildi. İşin çok daha ilginç yönü, haberlerj yazan gazeteciler, çok kolay ula- şabilecekleri milletvekillerine davranışlannı sorma gereği dahi duy- madılar. İlgili kişiye danışmadan, sormadan, doğruluğunu araştırma- dan, o kişi hakkında tamamıyla yaian ve uydurma haber yazılması, nasıl olur? Bu büyük soru işareti boşlukta asılı kalıyor. Bu arada kimi köşelerde yorumlar yapıldı. Birinde, "Bir taraftan bildiriyiyazmakla övünürken, diğer taraftan da 'zoru görünce' ar- kalannabakmadan 'arkadaşlannı'bırakıpkaçtı" denilebildi. Birdi- ğerinde, büyük bir bilimsellikle (!), ".. dûne kadar' el etek' öpenle- rin şimdi.. muhalefet etmesi"n\ gülünç bulduğu yazılabildi. • • • Daha sonra yine akıl almaz bir erdemsizfik ömeği daha sergilen- di. Hafta içinde CHP'nin İktidar Yürüyüşü çağnsını yapanlann hare- ketten kopmadıklan açıklanıncada, bu kez, "koptular; "aynldılar", "eve dönüşten yaraıianıyoriar" türü harjerler yapan gazeteciler, bunu haber yapmadılar; çağn yapanlann biriikte oluşlannın haber de- ğerini yok saydılar. Medyada çok yaygın olan oto sansür ya da ken- dini yasaklama işleminin ilginç bir ömeği daha verildi. Toplumun bilgi edinmesıni sağlamakla görevfi ofan basın, çok ömeği gorüldü- ğü gibi, kendi yanlışını düzeltme gereği bile duymadı; bu kamu gö- revini yerine getirmedi. Bu nasıl olur demeyin, yurdun gözlerden uzak bir köşesinde değil, Ankara'nın ortasında, üstelik Meclis'te böyle bir habercilik komedisi yaşanabiliyor Bu haberci ve yorumculann tutumu, insan onuru ve erdem anla- yışının nasıl ayaklar altında olduğunu kanıtlıyor Yanlış anlaşılmasın; haberlerin birsüzgeçten geçtiği ve birilerinin uygun bulduklannın yayım/andığı bilinen gerçeklerdir. Ancak, yaşa- nan, doğruluktan ve dürüstlükten çok uzak; kişi haklannı ayaklar al- tına alarak hak ve hukuk kavramlannı hiçe sayan, somut bir örnek olaydır. Toplumsal ahlakın en önemli dayanağı, doğaıluk ve dürüstlüğün ortak adı olan erdemdir. Kişiliklere yapılan bu çok ağır saldın, aslın- da, sürekli kanayan bir toplumsal yaranın küçük bir parçasıdır. • • • Eğer kamuoyu oluşturan kişi ve kurumlar, erdem kavramını ayak- lar altına alırsa, özellikle de bunu, demokrasi ve hukuk devletinde, yasama, yargı ve yürütmeye ek, dördüncü erk sayılan basın-yayın yaparsa, zamanla, toplumsal belleğin, birikimli olarak zayıflayacağı açıktır. Birikimli belleksizlikten toplumun geleceği çok zarar görür; düşünce dünyasının daralması ve gerilemesi sonucunu verir. Basın yayın, inandıncılığını yitirir; demokrasi karanlığa kanşır. İnsan onuru- na saygı yok olur. Kaldı ki, kişilerin attıklan imzalan, verdikleri sözle- ri bu kadar kolay ret edecekleri kanısı bu kadar yaygın mıdır? öy- leyse, bu kanı nereden kaynaklanıyor? Bu nasıl kişilik ya da kjşilik- sizlik kavramlaştırmasıdır? Basının bu durumunun nedenleri neler- dir? Araştınlması ve tartışılması gereken çok önemli toplumsal yara- lardan biri basın-yayının durumudur. Çünkü, bir toplum için en bü- yük kayıp, erdem kaybıdır. yakupametu.edu.tr DÜNYA EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU George Bush yaklaşık bir ay sü- recek bir uluslararası toplantılartu- runa başladı: 4-5 Haziran'da Pa- payla buiuştu, 6 Haziran "D-Day" (Noımandiya çıkarması) 60. yıldö- nümü törenleri, 8-10 Haziran G8 zirvesi, 17-18 Haziran, AB-Dublin toplantısı, 25-26 Haziran lstanbul NATO toplantısı. Bush, bu toplan- tılarda ittifaklarıyla arasındaki bağ- lan güçlendirmeye, Irak ve Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP) destek almaya çalışacak. Gözlemciler, Bush'un işmin zor, başan şansının düşük olduğunu düşünüyorlar (ör- neğin, Financial Tîmes, "Evoking the past cannotheal the rift" 05/06) Bu turun duraklanndan biri de, ABD hegemonyasının en önemli kurucu mitosu olan "D-Day" an- ma törenleriydı. Bugünlerde, Irak Savaşı ve Yeni Ortadoğu projesı bağlamındayeniden bıçımlenmek- te olan NATO'nun kuruluşu dahı, ABD önderliğinde bir uluslararası rttifaktarafından gerçekleştirilen bu çıkarmayia ilişkilendırilebilir. Bu yüzden Bush'un özellikle "D- Day"'m imgesel gücünün arkasına sığınma refleksi anlaşılabilir. Ancak hem bu imgenin içi sanıldığı kadar dolu değil, hem de müttefikleri D- Day ile Irak arasında bağlantı kur- maya çalışan bu refleksten hoş- nutsuz. 1944-2004 George Bush'un, geçen hafta, ABD Hava Kuvvetleri Harp Akade- misi mezuniyettörenindeki konuş- masına göre II. Dünya Savaşı da, "Terorizme Karşı Savaş" gıbi ha- bersiz (Gore Vidal ve Robert B. Stinnett gibi yazarların çalışmalan aksini söylüyor) ve haince bir saldı- rıyla, Pearl Harbour baskınıyla başladı; "terorizme karşı savaşla" II. Dünya Savaşı arasında büyük bir benzerlik vardı. Bu akıl yürütmeye gore Radikal Islam, Nazi ideolojisi- ne ve Komünizme eşitti. Büyük Or- tadoğu'nun demokratikleştirilmesi de Avrupa'nm kurtanlarak, Alman- ya'nın yenıden inşa edılmesine benzetilebilırdi. Böylece II. Dünya Savaşıyla, bu gün bızzat Bush'un /fadeieriy'e Usame bin Ladin'e (dağlarda bir yerde saklanan bir D-Day ve Hegemonya adama) karşı savaş, eş değertutu- luyor; Irak'ın işgali de, D-Day gibi bir başlangıç oluyordu. Bush yönetiminın, bu yaklaşım- lan, 11 Eylül'den sonra gündeme geldikleri andan itibaren Avrupalı müttefikleri kadar ABD'deki savaş karşıtlan, hatta Demokrat Parti söz- cüleri tarafından hep eleştirildi, ki- mi zaman da alaya alındı. Ancak ABD basını (New York Times'ın ya- n gönüllü özeleştirisıni saymazsak) genelde Bush çizgisine sadık kal- dı. Geçen hafta boyunca, ABD'nin müttefikleri özellikle Fransızlar, D- Day'ın bu propagandaya alet edil- memesi gerektiğini yenıden vurgu- ladılar. The Guardian'/n bi/dirdiğine gö- re Chirac'a yakın üst düzey görev- lıler, Bush'un D-Day'ı Irak propa- gandas/ için küllanması halinde, bunun geri teperek (REUTERS) Amerikan düşmanlığını arttıracağına dikkat çekti- ler. Chirac'ın partisinin başkanı Fa- bius, Bush'la ilgili, olarak "Amerika'da hayran oldu- ğumuz her şeyin tam aksini temsil ediyor" de- di (2/06/05). Fransa'da yan resmi Uluslararası llişkiler Enstitü- sü'nün üst düzey danışmanlann- dan Dominique Moisi de Finan- cial Times'dakı yazısında, kutla- malar sırasında "Normandiya sa- hillehyle Irak hapishanelerinin kar- şılaştınlmasından çok daha acı ne o/abilir?" dryor, Iraksavaşından "kir- li savaş" olarak söz ediyor, 1944 ile 2004 arasındaki zıtlığın insanın içi- ni daraltacak kadar büyük olduğu- nu vurguluyordu (02/06). Le Mon- de Chirac'ın bir yakınmın, Bush'a göndermeyle "D- Day'de onu kut- lamıyoruz" dediğini, Chirac'ın da aylardır Bush yönetimine "Büyük Ortadoğu diye bir şeyin olmadığı- nı, Islam dininden başka orta yan- lan olmayan birülkejergrvbuna tek bir modeli uygulamaya kalkmanın uygahıklarsavaşını körûklemekol- duğunu anlatmaya çalıştığını" ak- tanyordu (02/06). Ama HarpAkade- misi'ndeki konuşması, Bush'un ABD lideriiğini, ABD-Avrupa ittifakı- nı temsil eden bu mitosu tüketene kadar kullanmaya niyetli olduğunu gösteriyor. Akalann dediği gibi "Tannlar, cezalandıracaklan Insan- lann önce aklını elinden alınvış"... D-Pay mitolojlsi Kfsacası. International Herald Tribune yazan T. Fulter'ın gözle- miyle Avrupa'da iki ABD imajı çar- pışıyor. (04/06). Bunlardan biri Nor- mandiya sahilindeki "kurtancı" di- "ğeri Abu Garib hapishanesindeki "işkenceci". Birincisi içinde gerçek parçaları bulu- nan ama mitos düzeyine yük- seltilmişbirfan- tezi. Ikincisiyse "Gerçek". 60yıldırmed- ya ve Hollywo- od, II. Dünya Savaşı'nın, öz- gürtük, demok- rasi, insan hak- lan için, ırkçılığa karşı "haklı" bir savaş olduğunu anlatarak, hep bu- nun emperyalist karakterini gizle- meye çalıştı. Bu savaşta zafere gi- den en önemli an da bu "anlatıya" göreAvrupa'yı Nazilerden kurtaran Normandiya çıkarmasıydı. En Urun Gün fîlmini görmüş olanlar, ABD önderliğinde, "uluslararası bir ittifakın" harekete geçirdiği muaz- zam bir askeri gücün Normandi- ya'ya çıkarak Alman ortfulannı hız- la imha edip Avrupa'yı faşistlerden kurtanşını betimleyen epik sahnele- ri anımsayacaklardır. Normandiya çıkarmasını sunan anlatı, aslında ABD hegemonyası- nın, "yumuşak" ve "serf gücünü" biriikte dile getiren mükemmel bir anlatıydı aslında.. 1950'lerden bu yana izlediğimiz sayısız Hollyvvood ftlmindeki görüntüler, ABD'nin müt- hiş askeri gücünü, siyasi ve örgüt- sel önderliğini ve ahlakı üstünlüğü- nü seyredenlerin anlağına kazıdı. Ancak, her mitos gibi, D- Day et- rafında inşa edilen mitosun da çok büyük bir kısmı kurguydu. "Press Action''dan Mickey Z'nin önceki hafta anımsattığı gibi, aslında, D- Day sırasında, Alman ordusunun yüzde 80'i Doğu Cephesi'nde, Sovyet ordulannın ileriemesini dur- durmaya çalışıyordu. Gerçekten de, 100 Alman tümeninin saplandı- ğı Stalingrad müdafaasının yanın- da D-Day ufak bir çatışma gibiydi ve savaşın kaderi D-Day'den biryıl önce burada belirienmişti. D-Day mitosunun gerçeklere uymayan başka özellikleri de var. Sözde, Nazi ırkçılığına karşı sava- şan ABD ordusu, aslında siyah ve beyaz aynmcılığı yapıyor. siyahlar, salt siyahlardan oluşan birliklerfe savaşıyordu. Roosevelt yöneti- mi, Japon asıllı 100.000 ABD va- tandaşını, düşman ilan ederek (bu size tanıdık gelmiyor mu?) kamplara doldurmuştu. Hem Churchill hem de Roosevelt soy- kırımın yaşanmakta olduğunu 1941'den itibaren biliyoriardı (ör- neğin: John Keegan, "What the Allies Knew," New York Times, November 25,1996). Ama kamp- lar, fınnlar, Enıgma adlı şifre çözme makinesinin sımnı saklamak için bombalanmadı. Savaştan önce, hatta kimi iddıalara göre savaş sı- rasında bile Ford, General Elect- ric, Standard Oil, Texaco, ITT, IBM ve General Motors gibi ABD şırketlen Nazilerle ış yapmaya de- vam ettiler. General Motorş'un yönetim kurulu başkanı VVilliam Knudsen Nazi Almanyası'nın "20. yüzyılın mucizesi" olduğunu söy- lüyordu. IBM, Nazilere, Yahudileri daha kolay "işleme tabi tutabile- ceklen", veri yönetimi tekniklerini ve araçlannı sunmuştu. Savaştan sonra ABD birçok Nazı bilim ada- mını, gizli servis elemanmı doku- nulmazlık sağlayarak, nükleer bomba yapımmda ve Soğuk Sa- vaş'ta kullanmak üzere kendi hiz- metıne aldı. Unırtanlar hatalarını tekrar ederier. Sakın unut- mayalım!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle