19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2004 CUMARTESİ HABERLER DÜNYADABUGUN ALİ StRMEN Polonya'dan Ağn Yanan Avrupa... Yirmibeşli AB parlamento seçimlerini tamamla- dıktan sonra, önündeki soru nları çözmek için toplan- dı. 732 üyeli AB Parlamentosu'nda, Halkçı Partiler ile Muhafazakâr Demokratların oluşturduğu 272 kişilik grup en büyükağırlığı oluşturuyor. Bunlaraegemen- likçi muhafazakâriar ve Eurosecpitique diye tanım- lanan öbür tutucular da katılınca, yeni pariamento- da tutucu kanadın ağıriık kazandığı görülüyor. Bununla biriikte Fransız Bayroux'nun; Italyanlar- la birlıkte oluşturmaya başladığı yeni çekirdek "Av- rupa Demokratlan"r\m özel likle Liberaller'in de des- teğiyle, diyaloğa açık olacağını ilan etmesi, müzake- relerin çözümle sonuçlanması için önemli bir avan- taj sağlıyor. Bir önceki parlamentoda çoğunluğu Yeşiller ile bir- lıkte sağlayan Sosyalistler ise bu parlamentoda 201' de kalmış durumdalar, bun lara 42 sandalyelik Yeşil- ler ile 36 üyeli Avrupa Birlikçi Sol'u (komünistler de bunun içinde) ekleyince, soldaki çekirdek de ortaya çıkıyor. Yeni parlamentoda 66 sandalyeli überallerin önem- li bir ağırlıkları olacağını, anlaşmazlıklann çözümün- de hakem rolünü üstleneceğini söylemek yanlış ol- masa gerek. Bruksel'de bir araya gelmiş olan AB temsilcileri- nin önündeki önemli iki sorun, Romano Prodi'nin aynlmasıyla boşalmış olan AB Komisyonu Başkanı'nı seçmek ve Anayasa Taslağı'na son şeklini vermek. ••*-• Prodi'nin yerine seçiiecek kişi için iki patron Alman- ya ile Fransa'nın adayları Belçika Başbakanı Guy Venhofstadt. Ne var ki, Avrupalı Halkçılar ve Muhafazakârlardan oluşan grup ile Blair Ingilteresi bu adayı destekle- miyor. Halkçılar'ın adayı ise Lüksemburg Başbaka- nı Jean Claude Juncker. Ancak o da seçimler sı- rasında halkına vaat ettıği gibi, Başkanlık'tan aynl- mayacağını ve komisyon başkanlığına aday olma- dığını, olmayacağını açıklamış bulunuyor. Son anda ortaya atılan isimlerden, Avusturya Baş- bakanı Votfgang Schussel ise, kimsenin kendisini aday göstermesinin alışkanlık olmadığını söylerken açık kapı bırakıyor. Son anda ortaya atılan isimlerden biri ise Porte- kizli Avrupa komiserierinden Antanonio Vrttorino. Sizler bu satırları okurken, gelecekte yetkileri Pro- di'ninki kadar geniş olmayacak olan, yeni Avrupa Komisyonu Başkanfnın adı belli olacaktır. Ikinci önemli konu ise, Avrupa Anayasası. Dönem Başkanı Irlanda'nın nazırladığı taslakta, iki önemli konu oybirliği ve Hınstiyan değeriere atrfalan- larında, çözümler öneriliyor. • • • Bilindiği gibi, şu anda AB'de karar mekanizması- nın işleyebilmesi için oybirliği zorunlu. Bu da karar alınmasını güçleştiren bir etken. Fransa'dayapılan bir kamuoyu araştırması, halkın çoğunluğunun terör, işsizlikle mücadele ve çevre ko- nularında, oyçokluğunu öngören bir anayasal çö- zümden yana olduğunu gösteriyor. Dönem Başkanı Irianda'nın bu konudaki önerisi ise, ülkelerin yüzde 55'i, nüfusun ise yüzde 65'ini tem- sil eden bir çogunluğun karar almak için yeterti ol- ması. Irlanda, Avrupa Anayasası'nda, Hınstiyan değer- iere herhangi bir atıfta bulunmayı da düsünmemiş. Dönem Başkanı'nın sunacağı öneri bu. Ama bilindiği gibi, Avrupa'daki kimi tutucu çevre- ler bu konuda ısrarlı, Italya ise ülke olarak bu görü- şü destekliyor. Tabii bu güçler içinde önde gelen ise, kuruluşun taze üyesi Polonya. Polonya AB'ye tam üye olmadan önce bile kuru- luşun baş derdi olmayı başardı. Irak konusunda ABD'ye destek ve koalisyona ka- tılmakla yetinmedi, güvenliğini AB'de değil, ABD'de aradığını açıkladı. Son seçimlere katılmama oranı ise bu ülkede yüz- de 80'e ulaştı. Seçilip gidenler ise, daha çok Avru- pa sorunlanyla değil, Polonya'daki çiftçileri koruma kaygısıyla hareket eden kişiler. Kısacası Polonya örneğinde görülen gerçek, ge- nişleyen AB'nin genişledikçe daha sorunlu hale gel- diğidir. Avrupa'nın 25 üyeye çıkmasından önce de, bu gerçek görülmüyor değildi. Bundan sonra, Avrupa'nın yeni karşılacağı sorun- lar göz önünde bulundurulursa, salt bu nedenle ye- ni üyelere karşı, çok daha çekingen, kuşkucu hatta olumsuz davranması şaşırtıcı olmayacaktır. Lafın kısası, "Polonya'dan ağzı yanan AB, yeni adaylıklan, iyice üfleyerek kabul etmeye" yatkın ol- mayacak mıdır? Sorunun Türkiye'yi neden ilgitendirdiğini uzun uzun anlatmaya gerek yok sanınm. 9 polis yargılanıyor Deterjanh suyla işkence iddiası ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Atılım ga- zetesi muhabiri Şenol Gürkan'a gözaltında 'iş- kence" yaptıklan iddi- asıyla, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mü- cadele Şubesi'nde görev yapan 9 polis memuru hakkında açılan davaya devam edildi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşma- sına, sanıklardan komiser MuratDedeoğtuve polis memuru Recep Comart ile avukatlan katıldı. Du- ruşmada. müşteki Gür- kan ve avukatlan da ha- zır bulundu. Şenol Gür- kan ifadesinde, 6 Haziran 2001 tarihinde gözaltına alındığını ve TEM'e gö- türüldüğünü söyledi. Ye- raek, su gibi temel ge- reksinimlerinin 2 gün bo- yunca karşüanmadığını öne süren Gürkan, sorgu sırasında, kendisine tek- me atıldığını, kafasuıın duvara vurulduğunu söy- ledi. Gürkan, kendisine deterjanlı su verildiğini kaydetti. "Deterjanh su yeni bir yöntem herhalde'' diyen Mahkeme Başkanı Mus- tafaDantşman, duruşma- daki sanıklann işkence yapanlar arasında olup olmadığını sordu. Dede- oğlu ve Comart'ın işken- ce yapanlar arasında ol- madığını söyleyen Gür- kan, teşhis sırasında De- deoğlu diye başka bir po- lis memurunun kendisi- ne gösterildiğini anlattı. Mahkeme Başkanı Da- ruşman duruşmayı erte- ledi. AKP'nin kuruma kendi yandaşlarını atama planma CHP ve sivil toplum örgütlerinden tepki ' Sayıştay siyasallaşır' Kemal Kıtaçdaroğhı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP iktidannın Sayıştay "a partiye ya- kın isimleri genrmek içinplanladığı ya- sa değişikliği, CHP ve sivil toplum örgütlerinin sert tepkisine neden oldu. CHP Grup Başkanvekıli Kemal Ana- dol, "Sayıştay, AKP'nin arka bahçesi olur" değerlendirmesini yaparken; CHP'li Kemal Kıhçdaroğlu, "Sayış- tay'agölge düşeceğive toplum nezdin- detigüvenininzedeieneceğr uyansın- da bulundu. Sayıştay Genel Kurulu'nun 8 boş üyelik için seçtiğı lısteyi beğenmeyen AKP iktidannın, partiye yakın isim- leri getirmek için Sayıştay üyelerinin TBMM Genel Kurulu'nca belirlen- mesi yönündeki yasa değişikliği pla- nı, tepkiyle karşılandı. CHP Grup Baş- kanvekili Kemal Anadol, böyle bir dü- zenlemenin Sayıştay'ı AKP'nin "ar- ka bahçesi" durumuna getireceğini belirterek "Bu, AKP'nin çağdaşlaş- Gümrükte yolsuzluk Hüsnü Güler 'yalandan' açığa alındı İLHANTAŞCI ANKARA - Gebze'deki akaryakıt kaçakçıhğına ilişkin hakkındaki ıddialan gündeme getiren Cumhuriyet'i yalan haber yapmakla suçlayan Gümrük Müsteşar Yardımcısı Hüsnü Güler, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığf nın hazırladığı fezledeke, "kaçakçıhk, rüşvet almak ve çete kurmakla" suçlandı ve açığa • CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, düzenlemenin Sayıştay'ı AKP'nin 'arka bahçesi' durumuna getireceğini belirterek, 'Bu plan AKP'nin partizan kadrolarla tarafsız olması gereken önemli kurumlan ele geçirmeye çalıştığmı gösteriyor' dedi. DENETDE Genel Başkanı Ergüven de hükümetin öngördüğü değişikliğin Sayıştay'ın politize edilmesine neden olacağına dikkat çekti. Aülay Ergüven ma, AB normlarma uygun otaıa yo- lundaki iddialannın gerçek dışı oldu- ğunu, tam tersine her yerde partizan kadrolarla tarafsız olması gereken önemli kurumlan eJe geçirmeye çahş- nğını gösteriyor" dedi. CHP'li Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Kemal Kıhçdaroğlu, hükümetin Sayıştay Yasası'nca hızh bir seçim sü- recine bağlanan üyelik seçiminin TBMM'de aylarca sürüncemede bıra- kılmasının ahlaki olmadığını söyledi. Üye seçiminde Sayıştay'ın devre dışı bırakılmasının Sayıştay'a gölge düşü- receğini ve toplum nezdindeki güve- nilirliğini sarsacağını anlatan Kıhçda- roğlu, şu görüşleri dıle getirdi: "Sayıştay, siyasallaşünlnuş bir oto- rite olarak ortaya çıkar. Açıkca Sayış- tay'ı AKP'lileştirmeyi amaçlryoıİar. Böyle bir düzenleme, Sayıştay dene- timlerinin objektif ve bağunsK \ apü- madığL srvasal iktidann nabzına göre rapor düzenkneceği gibi bir durum ortaya çıkanr." Sayıştay Başkanı MehmetDamar'ın bu aşamada sessiz kahnasının çok an- lamlı olduğuna işaret eden Kıhçda- roğlu, Damar'ın iktidann uygulama- sıru onayladığını söyledi. TBMM Baş- kanı Bülent Annç'ın Sayıştay Genel Kurulu'nun aday hstesini 4 gün için- de Plan ve Bütçe Komisyonu 'na ulaş- tırdığına dikkat çeken Kıhçdaroğlu, "Ancak 6 aydır komisyonda seçim ya- pdmıyor. Sayın Annç, içtüzükten kay- nakbnan yetkisini kuUanarak komis- yonu derhal göreve çağmnaüdu-" di- ye konuştu. DENETDE Genel Başkanı Aülay Ergüven, hükümetin öngördüğü de- ğişikliğin Sayıştay' ın politize edilme- sine neden olacağına dikkat çekerek denetim organlannın bağımsız ve şef- faf olması gerektiğini, ancak siyasal- laşmasuıın yolunun açıldığına dikkat çekti. Ergüven, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı ile denetimin Sayıştay te- keüne verildiğini, bu durumun kuvvet- ler aynlığı ilkesine aykın olduğunu söyledi. Ergüven, "Yüriitmenin için- deki denetim Sayıştay'a dev redilmiş durumda. Dolayıst>1ayasama, yürüt- me ve yargı arasmdaki denge de v^sa- ma adına bozuluyor. Sa\ışta>'ın si\u- sallaşmasınuı yolunu acacak bir deği- şiklik planıdır. Türkiyenin kendine has si>-asal yapısı, istikrarsızağı düşü- nüldüğünde mahzuriu olabilir. TBMM'deki shasi kapışmalaryüksek mahkemelere de sirayet edebitir endi- şesini taşıyoruz" dedi. • Gebze'deki trilyonluk akaryakıt kaçakçıhğuıa ilişkin haberin gerçek olmadığını ileri süren Müsteşar Yardımcısı Hüsnü Güler, savcılık fezlekesinde çetenin kamu ayağındaki isimler arasmda sayıldı ve ardmdan da açığa alındı. alındı. Cumhuriyefin Gebze'deki akaryakıt kaçakçüığını "Bürokrat desteldi kaçakçılık" başlıklı haberle duyurmasının ardından, haberde ismi geçen Gümrük Müsteşar Yardımcısı Hüsnü Güler, gazetemızi yalan haber yapmakla suçlamıştı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olaya ilişkin fezlekesinde, sanıklar arasında, Cumhuriyet'i yalan haber ^""~~"^""^™~"~^~ — yapmakla suçlayan Hüsnü Güler de yer aldı. Fezlekede, akaryakıt kaçakçıhğı yapüğı belirtilen teşekkülün, Gümrük Müsteşar Yardımcısı Güler, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kemal Albayrak, Gümrükler Genel Müdürü Sezai Uçarmak'ın da aralannda bulunduğu kamu görevlilerinı menfaat karşıhğında organizasyona dahil ederek, devleti vergi kaybına uğrattığına işaret edildi. Güler telefona taküdı Teşekkül lideri İbrahim Bflgenan Taşdelenın, Hüsnü Güler ile yaptığı telefon konuşmasmda, müsteşar yardımcısının çocuğuna Peugeot 307 marka otomobil ahnayı teklıf ettiği savlanan fezlekede, "Hüsnü Gİiler'in ise teklifı kabul etme eğilimi içinde bulunduğu anlaşüdı" denildi. Fezlekede, "örgütün kamu ayağı'' ohnakla suçlanan Hüsnü Güler, Ulaştırma Bakanhğı Müsteşar Yardımcısı Kemal Albayrak ve Gümrükler Genel Müdürü Sezai Uçarmak'ın da aralannda bulunduğu kamu görevlileri hakkında, "toplu kaçakçılık, çıkar amaçh suç örgütü kurmak, rüş\et almak ve resmi e\Takta sahtecüik'' suçundan dava açılması ıstendi. Gümrüklerden Sorumlu De\ let Bakanı Kürşad Tüzmen de, fezlekede adı geçen gümrük bürokratlan Hüsnü Güler ile Sezai Uçarmak'ın 15 Haziran itibanyla soruşturulması için izin verdi. Güler ve Uçarmak, soruşturma sonuçlanana kadar açığa alındı. tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN IÇ POLITIKA. DIŞ POLITIKA Maksut Karal, işkence iddialannın merkezindeki isim çıktı Erdoğan'm koruma tercîhi! ALPERTURGUT Başbakan RecepTayyipErdoğan'ın Hollanda geasi sırasında koruma ami- ri Maksut Karal'ı kendisine işkence yapmakla suçlayan Erdal Gökoğlu, "Karal, Ankara'da Derinlemesine AraşOnnalarLabaratuvan'nda (DAL) işkeoceyapöranw infezemir- leriniverentirninşefi>dl An- kara,TokatvelçAnadohı'nun çeşitlikentkrindeişkencegö- ren herinsan, yakışıkh' kod admı kuBanan Maksut Ka- ral'ıvakmdantanır!. llucan- larolaylan sırasında cezae\i icerisinde geztn birkaç srvilden biri oJan Karal beni ölümle tehdit etmiş- ti* dedi. Gökoğlu, Ulucanlar Cezaevi olaylanndan yarah kurtuhnuş, ölüm orucu eylemi yaparken Wernicke Kor- sakoff hastahğına yakalandıgı için serbest bırakılmıştı. Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) üyesi Erdal Gökoğlu, Erdo- ğan'ın Hollanda gezısinde koruma amiri Karal'ı göstererek "Yamnız- daki işkenceci bana işkence yap&" di- ye bağırdı. Gökoğlu, Ankara Emni- yet Müdürlüğü'nde 1990'lıyülarda gö- rev alan ve hakkında 2000 yılında iş- kence davası açılan Karal'ı, Erdo- • Erdoğan'ın Hollanda gezisi srrasuıda Erdal Gökoğlu tarafından protesto edilen koruma amiri Maksut Karal'tn Ankara DALMa işkence yaptıran ve infaz emirlerini veren timin şefi olduğu ileri sürüldü. ğan'ın yanında görür görmez tanıdı- ğını söyledi. Maksut Karal'ın DAL eki- bı içinde işkence emirlerini verdiği- ni ve birçok "yargısE infaz" olayına katıldığını öne süren Gökoğlu şöyle konuştu: "İşkence>apanpoisler,Prens, Pisbıyık, Minik, Ârap ve Yakışıkh gi- bi kod adlannı kuDannth. Yakışddı denflen Karal ile ilk karşılaşmam gö- zalüna alındığını 1993 yıhnda oldu. KaraJwekibininağD-işkeııcekrİDenıa- ruz kakum. UlucanlarCezaevi'nin ka- pısında,>inea\Tucezae\iiHİekiola>iar sonrasmda ve hastanede kendishie karşüaşûm." Cezaevınin hamamında yaralı hal- deyken dahi işkence gördük- lerini ifade eden Gökoğlu. "Bir insan kendisine işken- ce yapan simayı hiçbir za- man unutmaz. Obtylarda varalandığım için bistane- ye kaldınldım ve Karal ya- nuna gelip, beni ölümle teh- dit etti" diye konuştu. Gökoğlu dışında 1990 yıhnda gö- zaltma alınan GülnihalYümazvets- tanbul'da yakalanıp Ankara'ya götü- rülen Fehim Horasan'da Erdoğan'ın koruma amiri Artvin doğumlu Mak- sut Karal tarafından kendilerini iş- kence yapıldığını iddia ettiler. CHP'li Kart Aksu 'ya kaçak polis sorusu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Kon- ya Milletvekili Atilla Kart, hakkında çek-se- net tahsih, hırsızlık, kun- daklama gibi ağır suçla- malar bulunan ve başba- kanhk koruma kadrosun- da şoför olarak görev ya- pan polis memuru Erol Aksu ile ilgili sa\ lan bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Ak- su'nun 8-9 aydır ifadesi- nin ahnmadığına dikkat çeken Kart, "Himayemı görüyor" diye sordu. Kart, Abd'ülkadirGü- ney adlı yurttaş tarafin- dan ulaştınlan bilgi ve belgelere göre hakkrnda çeşitli suçlamalar bulu- nan Erol Aksu ile ilgili hazırlık tahkikatının sü- rüncemede bırakıldığı ve savsaklandığı yönünde cıddi kuşkular doğduğu- nu vurguladı. Kart, tçişleri Bakanı AbdülkatMrAksu'nun ya- nıtlaması istemiyle ver- diği soru önergesinde "PoBs memuru Erol Ak- su'nun bugüne kadar ne- den ifadesiahnmamışar? Halen nerede görev yap- maktadır? Neden yargı- lamamerciihuzurunage- tirflememektedir? Bir po- lis memurunun 15 yıîhk süre içinde izinli ve> a ra- porlu olarak görev yap- ması söz konusu olabilir mi? 45'er günlük rapor- lar gönderdiğiifade edilen polis memurunun adres bflgilerine nasü ve neden ulaşuamamaktadır? Ted- bir mahi>etinde görevden geçici uzaJdaşürmaişktn- leri neden bugüne kadar uygulanmannşnr" soru- lanm vöneltti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Deniz Baykal, Ahmet Piristina'nın cenazesinde anlamlı bir konuşmayap- tı. Baykal, Piriştina için şunları söylü- yordu: "Her görüşten her eğilimden insan tarafından seviliyor. Herkes onu çok seviyor." Piristina'nın durumu gerçekten sos- yal demokratlaraçısından inanılmaz bir siyasi başarıyı gösteriyor. Tutarlı bir solcu olan Piriştina ilkelerinden ödün vermeden herkesin sevgisini, saygısı- nı nasıl kazanabilmişti? 3 Temmuz'da Baykal, parti içinden gelen muhalefet hareketiyle bir erken hesaplaşma yapabilmek amacıyla ku- rultay topluyor. Bu kurultay bir baskın kurultayı özelliği mi taşıyor? Muhalif- ler, tüzük değişikliğini önlerine hedef olarak koymuşlardı ve bu amaçlarına ulaşmak için de yeter sayıda imzaya ulaşmışlardı. CHP de Baykal'a başkaldıranlar ara- sında çok sayıda eski "Baykalcı" mil- letvekili ve parti yöneticisi de bulunu- yor. tstanbul milletvekili ve Parti Mec- lisi Üyesi Hasan Aydın da Baykal'ın yakınlarındandı. Zarnan bu dostluğu Hasan Aydm'ın Mektubu ve beraberiiği bozdu, bir ayrılığa dö- nüştürdü. Hasan Aydın benim de eski arkada- şım. Aynı siyasi gelenekten geliyoruz. 0, zarnan içinde CHP'de politika yap- mayı tercih etti. Geçenlerde telefon etti ve parti içinde yürüttükleri demok- rasi mücadelesine yeterince ilgi gös- terilmediğinden yakındı. Yaşadıklannı bana bir mektupla da yolladı. "CHP' de ne oluyor" sorusuna bir de onla- nn gözüyle bakmamızı istedi. Hasan Aydm'ın mektubunu kısalta- rak yayımlıyorum: "Geçtiğimiz kurul- tayda delegelerin tek tek ismi okuna- rak açık oylama yoluyla bazı tüzük maddeleh değiştirildi. Genel merkez tarafından önerilen bu değişikliklere; belediye meclisi ve belediye başkan- lığı beklentisi içinde olan arkadaşla- nn nasıl oy kullanacaklannı tahmin et- mek zor değil. Biz 30 milletvekili, yerel seçimler- de gördüğümüz manzara üzerine ha- rekete geçmeyi CHP ve ülkemiz açı- sından acilbir görev ve sorumluluk ola- rak kabul ettik. Bu tavnmız Genel Baş- kanımız Sayın Baykal tarafından eleş- tirildi. önce Parti Meclisi toplandı. Genel Başkan 'a destek karan çıkanl- dı. Biz eleştirilehmizi sürdürünce bu sefer parlamento grubunu topladı. Bir destekkaran da oradan gkardı. Biz- lere yürüyüşümüzün, duruşumuzun yanlış olduğu şeklinde telkinde bulu- nuldu. Arkasından ll başkanlannı top- ladı. Sonuçyineaynıydı. Tüzükkurul- tayı ve seçimli kurultay için imza top- lamaya başladık. İmza sayısının hızla yükseldiği görülünce 3 Temmuz'da bizim istemimizle ilgisi olmayan ken- dilerine yönelik güven oylaması gün- demli kurultay çağnsı yapıldı. Kurultay gündeminin 5. maddesın- de aynen şunlar söyleniyor 'Bazı mil- letvekillerinin yerel yönetim seçimleri ön- cesinden başlayarak, ısrarla sürdür- dükleri parti bütünlüğünü zedeleyen, parti çalışmalanna zarar veren, Türki- ye'nin gündemini saptıran faaliyetleri- nin değerlendirilmesi ve bu konuda kurultay iradesinin açıklanması'. Şahsen bu iddialan şiddetle redde- diyorum. Büyükbirüzüntü içindeyim. Sayın Baykalile tam 20 yıl siyaset yap- mış ve asla ekip dahil ayn düşmemiş bir arkadaşının bir anda hain ilan edil- mesini kabul edemem. Sayın Baykal'dan farklı düşünmüş ol- manın cezası bu o/amaz. Daha birbu- çuk yıl önce bizleri sıfır kilometre mil- letvekilleri olarak kamuoyuna lanse eden Genel Başkanımızın bugün üs- telik de ilan vererek bu denli ağır, bu denli haksız, bu denli delegeyi yönlen- dirmeye yönelik suçlamalannı büyük birtalihsizlik, abartılı duygusal bir tep- ki, partinin geleceğini hesaba katma- yan birçıkıs olarak değehendihyorum. Böyle bir yasal, tüzüksel, insansal hakkı kullanmak, nasıl olur da partiye zarar veren, bütünlüğü zedeleyen, ül- ke gündemini saptıran derecede ağır suçlamaya muhatap olabilir. Tüzüğü- müzün 54. maddesinden kaynakla- nan hakkımız ki daha önce bunu de- falarca kendisikullanmıştı. Nasıl böy- le değerlendirilebilir? Kuruttay ilanının verileceğini duyun- ca tüzük için topladığımız imzalanmızı daha 4 gün zamanımız varken durdur- duk. 3 Temmuz kurultayına yetişsin, orada gündem maddesi olsun düşün- cesiyle bir gün öncesinden genel mer- kezimize teslim ettik. Ama nafıle bu is- temimiz dikkate bile alınmadı. Avrupa ülkelehndeki sosyal demok- rat partilerden de esinlenerek birtüzük değişikliği önerisi yaptık. Bunlardan bazılan şunlar; a- Yeni üyeler 6 aydal önce oy kullanamazlar. b- Partinin bir önceki seçime göre oylannın düşmesi halinde, genel başkanın görevi sona erer ve bir daha aday olamaz. c- Par- tinin Hazine'den aldığı yardımlann yüzde 30 'u örgütlere en geç biray için- de gönderilir". Baykal, acaba 'oy kaybettiren gene, başkan gider' maddesine mi kızdı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle