Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 HA2İRAN 2004 CUMARTE!
OLAYLAR VEGORUSLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Hoop, Taş Koyalım!
NATO'NUN Istanbul Zirvesi eJbet önemli olay.
Bush başta olmak üzere, tam 46'iBkenin liderle-
riyle genelkurmay başkanlan, dışişleri ve savunma
bakanlan, 3 bin delege ve 3 bin 500 gazeteci ge-
liyormuş. Islam Konferansı örgütü'nünkınden son-
ra en büyük toplantı. Üstelik, önemli: Irak konuşu-
lacak, belki o konuda bir "deklarasyon" yayımla-
nacak; "Büyük Ortadoğu Projesi"ne "peşrev" ol-
mak üzere, NATO'yu bu işe bulaştırmanın yollan tar-
tışılacak; Afganistan'daki NATO gücünün Türki-
ye'ye verilmesinden sözedilecek.
Kısacası, AKP iktidan için en görkemli dış poli-
tika sınavı. özellikle de, AB için "tarih" verecek
olan Avaıpalı "mümeyyizler"\r\ katılacaklan bir sı-
nay.
Ülke açısından da, turizm mevsimi için "güven-
fik" konusunu ilgilendiren, buranın "gidip geline-
bilir" olup olmadığını gösteren. Alınacak önlemle-
rin hem güvenli, hem de "ölçülû" olması gereki-
yor. Tabii, sıkıntıiar da olacak.
Nitekim, NATO'nun Hollandalı Genel Sekreteri
Jaal Hoop Schaffer, dış politika yazariığının
"duayeni" Sami Kohen'le konuşurken "Şimdi-
den, doğabilecek sıkıntıiar için Istanbul halkından
özür dilerim" demiş.
Yalnız, Sayın Genel Sekreter'e sormak gerekir-
di: Kendi ülkesinde bu çeşit önemli toplantılarda
alınmış önlemler hiç bunca "ölçüsüz" olmuş mu-
dur?
Istanbul'un nüfusu Hollanda'nınki kadar değil
ama, yine de onun üçte ikisi kadar. On iki milyon
insanın yaşamını dört gün için felç edecek bir ön-
lem dizisi, kişiler ne denli önemli olursa olsun, öl-
çüyü kaçınmak değildir de nedir?
Bazı önlemleri anlamak mümkün: Toplantlann ya-
pılacağı salonlarta delegelerin kaiacağı otelleri kap-
sayan, Inönü Stadı'ndan Taksim'le Pangaltı'ya uza-
nan "Zirve Vadisi" diye adlandınlmış üçgenin gü-
venlik çemberine alınmasını anlamak kolaydır. Tan-
kerlerin Boğaz'dan geçişini yasaklamayı da. Ama,
Havaalanı'ndan Zirve Vadisi'ni kadarki bütün sahil
yolunu kesmenin, Yenikapı'dan Yalova ve Bandır-
ma feribotseferlerini dört gün için kaldırmanın, Or-
taköy ve Beşiktaş iskelelerini kapatmanın, metro-
yu durdurmanın anlamı var mıdır? Yasaklamalan be-
firti saatlerle sınırlı tutmak da mı becerilemezdi?
Genel Sekreter'in sözJerinden sonra insanın içi-
ne kuşku düşüyor: Bu ülkedeki görevlilerin
"vur deyince öldûr" türünden bir gayretkeşliği mi
söz konusudur? Yoksa, önlemlerin böylesine ölçü-
süzleşmesi dıştan mı istenmıştir? Aşınlık içten gel-
mişse, o zaman şunu söylemek gerekir: önlemle-
rin aşınlığı, halkı tedirgin etmenin ötesinde, herşey-
den önce kendine güvensizliğin bir belirtisidir ve
dıştan bakıldığında ülkenin yabancılar gözündeki
güvensızlığini gereksiz yere arttınr.
Yok, güvenlik konusunda dıştan gaza fazla ba-
sılmak istenmiş ve buna karşı bizimkiler Genel Sek-
reter'e seslenip "Hoop dur, biz taş koyalım!" diye-
memişlerse, o zaman da zilletli dış politikayla yıp-
ratılmış bir Türkiye'nin sözü artık şoför muavinle-
rininki kadar bile dinlenmiyor demektir.
SATILIK BASKI ÖNCESİCİHA2LARI
1 - Kodamatic 720 banyo makinası
(aslen glunz&jensen 720'dir)
Ebat: En 720 mm.
Boy sonsuz.
2- Repromak gün ışığı kontakt makinası
Ebat: En 800 mm.
Boy 600 mm.
3- Repromak gün ışığı kontakt makinası
Ebat: En 700 mm.
Boy 550 mm.
4- Siyah-beyaz çıkış makinası
Tel: 512 05 05/ 409
Ulu Ozan Dağlarca...
Dağlarca, dağlarm dağıdır. Yüreğinde firtınalar kopan bir ozandır. Türkçe
sözcüklerden, ses bayraklan üreten eşsiz bir ustadır. Yayımlanmış ve çoğu
yabancı dillere çevrilmiş 114 yapıtı vardır. Dağlarca, 90 yaşında bir
delikanlıdır. Tensel ve tinsel bir sorunu yoktur. Şiir yazmayı, aralıksız
sürdürmektedir. Ulu ozan Dağlarca, Türk şiirinin bayrağıdır!..
Mahmut YAĞMUR Eğitimci
G
önülden, yürekten, candan
söylüyorum: Fazıl Hüsnü
Dağlarca, benzeri olmayan
bir ozandır. Acunda (dün-
yada), esinlendiği ya da öy-
kündüğü bir ozan yoktur. Şiirlennin iz-
lekleri (temalan) ilginçtir. Yapılan, örgü-
leri özenlidir. îç ve dış bezekleri albeni-
lidir. Biçemleri (üslûplan) akıcı, ateşli,
uyumlu, dizemli (ritmli), ezgilidir. tleti-
Ieri (mesajlan) yalın, tutarlı, çarpıcı, çağ-
cıl, evrenseldir. Betimlemeleri (tasvirle-
ri) abartısız, aynntılı, ussaldır. Sözcük-
leri, güzelduyunun (estetiğın), ince bir
beğeninin (zevkin) sık gözenekli süzge-
cinden geçmiştir. An, duru bir öz Türk-
çedir.
Dağlarca, üstün yetenekli, sıkıdüzenli
(disiplinli), özgüvenli, dirençlidir. Çev-
reni (ufku) çok geniştir. Yaşam biçimi, alış-
kısı (huyu), edimleri (fiilleri) kendine
özgüdür. Kişili, köşeli ve su verilmiş çe-
likgibidir. Duygulan, içgüdüleri dizgin-
lidir. Orun (makam), san, para düşkünü
değildir. Güçlülenn önünde eğilmez, dü-
şüncelerini gizlemez. Özgürlük türküsü-
nü gür sesle söyler.
Erdemli ve insancıldır. Emeği en yüce
bir değer sayar. Emeksız ekmeğe, aşa el
sürmez. Buğdayını, usunun değırmenm-
de övütür. Hamurunu, beynınin tekne-
sinde yoğurur.
Yediği ekmeği, aşı, yüreğinin ateşinde
pişirir. îçtiği suyu, derin kuyulardan çe-
ker. Ardına bakmadan, aktörenin (ahla-
kuı) gösterdiği yolu izler.
Düşçü değil, gerçekçidir. Edilgen de-
ğil, etkendir. llenmez, dövünmez, sin-
mez. Masal anlatmaz, ninni söylemez,
öğüt vermez. Halkına küsmez. Zorlukla-
ra, tek başına göğüs gerer. Kozasını ses-
sizce örer. Aydınlığa, yiğitçe omuz verir.
Güzel günlere, karşıhk beklemeden yol
döşer. "Ulus Bahçea"ne, özekin (kültür)
gülleri diker.
Sancılı ve devingendir. Beyni sürekli
zonklar; yüreği ince ince sızlar. Gün bo-
yunca, soluk soluğa çalışır. Huysuz, mı-
zıkçı sözcüklerle boğuşur. Gökyüzünü
maviye, bozkırlan yeşile boyar. Yabana-
nlannın yuvalanna çomak sokar. Vur-
gunculardan, soygunculardan, hortum-
culardan... hesap sorar. Sürünenlen aya-
ğa kaldınr. Aymazlık uykusunda uyu-
yanları uyandınr. Ağıdan (zehirden) bal,
baldan ağı yapar. Dostluk bayramlan için
taklar kurar.
Dağlarca, yazın acunumuzda çığır açan
bir ozandır. "KızdırmakKıyılan(1950)''
başlıkh şıiri, Anadolu'nun çölleşmesini
anlatan bir başyapıttır. Sözünü ettiğim
şiirin şu dörtlüğü, Anadolu köylüsünün
kara yazgısına yakılmış yanık bir ağıttır:
"_ Parça parçayanlmış öküz ardında.
Parmağı üç tane, tırnağı ak değil.
Utanır elin ayağm,
Korkarsın yakmdan görsen.
EK el değil, ayağı ayak değflL."
Dağlarca, çağcıl bir bilgedir. Dört dört-
lük bir ermiştir. Yaşamı dizgelidir. Sözü,
edimleriyle çelişmez. llkeleri hıç değiş-
mez. Ivecen değildir. Tam bir sabır taşı-
dır. Dıkkatle dinler. Düşünüp taşınıp söy-
ler. Incitmeden eleştirir.
Örselemeden eğitir. Daha güzeli, bilme-
diğini bilir. Bilmediğini öğrenmek için,
derinlemesine irdeler. Bıkıp usanmadan
dener. Istediğini, kafa yorarak ve ter dö-
kerek elde eder.
Bağnazlığı, yobazlığı, gözbağcıhğı,
şarlatanlığı, şaklabanlığı, üçkâğıtçılığı,
korkaklığı, dönekliği, bölücülüğü.. bilgi-
sizliğin ve kişiliksizliğin belirtıleri ola-
rak niteler. "Günaydın!" ya da "Tünay-
dın!" dediği her kişiyi, Mustafa KenıaJ
Atatürk'ün devrimlerini korumak için
savaşım verenlere kahlmaya çağınr. Göz-
leri buğulanarak, "Gazi Mustafa Kemal
Atatürk (1973)" adlı yapıtından dizeler
mınldanır.
Ulu ozan Dağlarca, önceli ı.selefi) ol-
mayan, ardılı da (halefi de) olmayacak bir
şiir yalvacıdır. Şiir yazmayu ertelenme-
yecek bir tapınç (ibadet) sayar Beyninin
ve yüreğinin duyargalarını (antenlerini),
gece gündüz açık tutar. Bebeklerin göz-
lerindeki süt mavısine, istiridyelenn ıç-
lerindekı incilere, gökkuşağındakı renk-
lere, örümcek ağlarındakı ilmeklere,
emekçilerin alınlanndan sızan terlere,
kamu mallannı çalan kirli ellere. çımle-
nen tohumlara, döllenen çiçekJere.. solu-
ğunu keserek bakar. llk çocııklannı do-
ğuran gelinlerin çığlıklannı, Jdmi kimse-
si olmayan yaşhlann ağıtlannı, çanksız
çobanlann bozlaklannı, zorbalann du-
yunçdışı (vıcdandışı) buyruklannı, umar-
sız kalanlann yakanlannı (dualannı) ür-
pererek duyar. Nadasa bırakılan tarlalar-
dan, uğuldayan ormanlardan, kavrulan
başaklardan, sıcak somunlarian, yavşa-
notlanndan, alaz saçan güllerden, lavan-
ta çıçeklerinden.. yayılan kokulan derin
derin koklar. Ateşin yakıcı, suyun akıcı,
taşın katı, balın tatlı, ağının acı olduğu-
nu dokunarak ve tadarak algılar.
Sonra neleryapar? Algıladıklannı har-
manlar. Tümdengelim-tüme^ anm kura-
mını işletir. Kurtla koyunu banştınr. Ak-
la karayı birbirine kanştınr. Doganla ser-
çeyi seviştirir. Buğdayla sevgı>'i, ölümle
düşünceyi özdeşleştırir. Usu ayaklandı-
ran, duyguyu kanatlandıran şıirleryazar.
Aşağıdakı dızelen, savlanmın doğrulu-
ğunu açık seçik anlatmaktadır
".„ Burda, Hindistan'da, AMka'da,
Her şey birbirine benzemekiedir.
Burda, Hindistan'da, Afrika'da,
Buğdaya karşı se\ gi ayıu,
Ölüm önünde düşünce bir.."
Dağlarca, dağların daf ıdu". Yüreğinde
firtınalar kopan bır ozandır. Türkçe söz-
cüklerden, ses bayraklan üreien eşsiz bir
ustadır. Yayımlanmış ve çogu yabancı
dillere çevrilmiş 114 yapıt» vardır.
Dağlarca, 90 yaşında bir delikanlıdır.
Tensel ve tinsel bir sorunu yoktur. Şiir yaz-
mayı, aralıksız sürdürmektedir.
Ulu ozan Dağlarca, Türk şiirinin bay-
rağıdır!..
Müze Yapılsın...
Aİİ KINACI Emekli öğretmen
T
üm Hasanoğlan Köy
Enstitülü îlköğretmen
Okullu, Anadolu öğret-
men liselilere, öbür Enstitülü-
lere, ilgiü ve yetkililere öneri-
yorum:
Bu okulda 12 bine yakın ki-
şi kayıt yaptırmış. Köy Ensti-
tüsü'nden 678, ilköğretmen
okulundan 3267, dışardan 105
kişi mezun vererek toplam 4050
öğretmen mezun olmuştur. Ay-
nca 374 Yüksek Köy Enstitü-
lü ve 774 sağlık kolu mezunu
vermiştir.
Tüm bu kişiler, eğitim tarihi-
mize önemli hızmetler sunmuş-
lardır. Buradapek çoköğretmen
de görev yapmıştır.
Ozeüikle Köy Enstitülü yıl-
lar eğitim tarihimiz açısından
çok önemli olduğu için burada
önemli bir geçmiş vardır. Eği-
tim tarihimizin izi ve kalıntıla-
n halen derme çatma depolar-
da çürümeye terk edilmiş dur-
maktadır. Kütüphanesi olduk-
ça zengindir.
Açıkhava tiyatrosu ve Yük-
sek Köy Enstitüsü bina aslma
uygun tamır edildi. Yüksek
Köy Enstitüsü bınası müze ol-
mayı beklemektedir. Okuldaki,
diğer Ensritülerden de getiri-
len tüm eşyalar, müzedeki ye-
rini almayı beklemekteler.
Siz Hasanoğlan havası almış
tüm güzel insanlanmıza tarih-
sel bir görev düşüyor.
Burasımn müze olması için
her türlü maddi yardım ve des-
teklerinız gerekiyor. Bu konu-
da düşüncelennize de gereksi-
nimimiz var.
Burasını geleceğımıze nasıl
miras bırakabıliriz? Bu konu-
da aşağıdakı telefonlar, Köy
Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim
Vakfı, Yeni Kuşak Köy Ensti-
tüleri Derneği ve kunılan öbür
demekler, Eğit- DER. Eğitim-
Sen gıbi eğitim örgütlerinin de
bu konuda yardım ve destekle-
rini bekliyoruz.
1. Hasanoğlan Atatürk Ana-
dolu Öğretmen Li«si: 0312-
866 10 05/ 1111
2. Hasanoğlan Belediyesi:
0312 866 10 06'1009
3. Hasanoğlan Kıiftür Daya-
nışma ve Çevre Koruma Der-
neği Başkanı Mustafa Poyraz:
0312-866 12 93, Sayman Ali
Kınacı: 0312-866 15 89
145 HP'lik güç, 41 milyar 69O milyona* emrinizde! Yeni Ford Mondeo, guçten, konfordan ve guvenlikten tavız vermemesi, kusursuz ışçılığı, benzj^ i ve
dizel motor seçeneklen ve daha pek çok eşsiz özellığıyle buyuk bır otomobil Kullananlar ıçın de, hayranlıkla bakanlar ıçın de
1
Yeni Ford Mondeo'nun gucuyle sız de
tanışmak ıstiyorsanız, hemen bır Ford Yetkilı Satıcısı'na uğrayıp deneme süruşune çıkın Aynntılı bilgi ıçın, Ford Direkt Hattı 0212 473 3673 ya da www.ford.ccm.tr
•Mondeo Trend 4K 2 Oı mode*, opak renk seçeneğı ıçın tavsıye edıten anahtar tesSm fiyatdr ,
Yeni FordMondeo
Ford Otosan tarafndan ıthal ecttmektedır
Tasarımı yaşamdan, güveni teknolojiden.
PENCERE
BrteşmeyiKımlaklayanı
Adı Nedir?..
Napotyon'un kısa yaşamı insana çılgınlık gibi ge
lir, Avrupa'da savaşmadık ülke, yıkmadık taht, çiğ
nemediktoprak bırakmayan 'imparator'un kafadar
sakat olduğu izlenimini bırakır, kısa sayılacak haya-
tında yaptıklannın dökümünü belleğe yerleştirme*
her yiğidin harcı değildir...
Peki, bunun anlamı nedir?..
Fransa'da 1789 Devrimi gerçekJeşmiş; Avrupa'da
kiliseye dayanan krallar 'Aydınlanma'yi kendi dü-
zenleri için tehdit sayarak beşiğinde boğmak isti-
yorlar; bu çatışma savaşlara dönüşüyor...
1802'de Fransa'da benimsenen Code Civil (Me-
deni Kanun) kilise hukukunu yıkmış, (ki Türkiye'de
de Medeni Kanun 1926'da şeriat hukukunu tarihe
gömdü) kral, papaz, senyör, "nefismüdafaası"için
tüm Avrupa'da Fransa'ya kaı^ elbiriiği etmek zo-
rundalar...
Napolyon harplerinin özünü kavramak isteyen ki-
şi, Fransa'da iktidan ihtilalle ele geçiren burjuva sı-
nrfının, Avrupa'daki kilise egemenliğıni yıkıp soluk
almak için General Bonaparte'ı desteklediğini öğ-
renmek zorunda.
Türkiye'de şeriat hukukunu yıkarak laik hukuku-
hayata geçiren Mustafa Kemal Atatürk karşısın-
da Islam coğrafyasının konuşlanması ne?.. •
Kral, şeyh ya da gücünü şeriat düzeninden alan,
şarklı diktatör, Atatürk'ten, 1923 Devrimi'nden, Tür- -
kiye'nin laik ve demokratik yapısından hoşlanır mı?..
1923 Cumhuriyeti'nin 'laik ve demokratikmode-.*
li' Islamcı devletlerin düşmanı... ;
Peki, Türkiye'yi üs gibi kullanıp Islam coğrafya-
sını su ve petrol için ele geçirmek isteyen emper-4
J
yalist, önce bu modeli değiştirmek istemez mi?..
'llımlı Islam Devleti modeli'nin Türkiye'ye yakış-
tınlması bu gerekçe yüzünden...
•
Napolyon'un yenilgisi Avrupa'daki Hıristiyan şe-
riatçısı devletlerin ittifakıyla gerçekleşti; 1814'te
Fransa işgal edildi, giyotinde başı kesilen 16'ncı Lo-
uis'nin kardeşi 18'inci Louis tahta oturtuldu, kral-
lık ilan edildi...
Tarih tersine mi dönmüştü?..
DönermihiçL
Bugün Irak'taki 'İşgal Koalisyonu' 1923 laik Cum-
huriyeti'ne karşı 'llımlı Islam Devleti modeli'n\ ön-
görüyor; böylece Müslüman coğrafyasında tek olan
Türkiye'yi şeriat rejimlerinin benimseyecekleri bir
renge boyamak hevesi, Amerika'nın desteğiyle,
Anadolu'daki Islamcı, dinci, şeriatçı güçlerin hede-
fine dönüşüyor...
Peki, tarih tersine mi dönecek?..
Dönermihiç!..
•
Istanbul'da İKÖ (Islam Konferansı örgütü) toplan-
dı; katılanlann salt fotoğraflanna ya da televizyon-
daki filmlerine bakmak gerçeği görmek için yeter-
li...
Müslüman coğrafyasındaki kimi ülkeler Hıristi-
yan emperyalizmi tarafından işgal edilmiş, sözüm
ona MüsJümanlar ortak düşmana karşı birteşemi-
yorlar; çünkü hepsinin krallan, şeyhleri, emirlerinin
aklı fikri Islamda değil; tahtlannda, taçlannda, kol--
tuklannda, çıkarlannda...
Türkiye'yi de kendilerine benzetmek için bunla-
nn yapmayacaklan şey yoktur...
•
1923 Aydınlanma devrimiyie kurulmuş laik Tür-
kiye Cumhuriyeti büyük birtehlike içindedir.
Buna nasıl karşı koyabiliriz?..
Savaşmaya da gerek yok..
Birleşelim yeter.
öyleyse birleşmeyi kundaklayanın adı nedir?..
Uygarlık düşmanıdır, vatan hainidir.
Bırtanem
Bılıyorum, sen llhan Selçuk okumadan uyumazsın!
Belkı gozun şoyle aşağfya doğaı kayar, benı de okursun.
BUGÜN SENİN DOĞUM GUNUN.
Ve ben yaşadığım mûddetçe Tarancı'nın bu eşsiz dızelennın tek
harfını dahı eskıtmedefi sana hıssetmeye devam edeceğıme
sonsuza kadar soz venycxum
Desem kı vakıtlerden bır nısan akşamıdır.
Ruzgâıiann en ferahlatıcısı sendefi esıyor,
Sende seyredıyonım denızlenn en mavısını,
Ormanlann en kuytusunu sende gezmekfeyım,
Senden kopardım çıçeklenn en solmazını,
Topraklann en bereketlısını sende sûrdüm,
Sende tattım yemışlenn cümlesını.
Desem kı sen benım ıçın,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gıbı azız bır şeysın;
Nımettensın, nımettensın!
Desem kı.
Inan bana sevgılım ınan,
Evımde şenlıksın, bahçemde bahar,
Ve soframda en eskı şarap.
Ben sende yaşıyorum, Sen bende hukum sunmektesın.
Bırak ben soyleyeyım güzellığını.
Ruzgârlarta, nehırierle, kuşiarla beraber
Gunlefden sonra bır gun,
Şayet sesımı farkedemezsen,
Ruzgârlann, nehırlenn, kuşlann sesınden,
Bıl kı ölmuşum.
Fakat yıne üzülme, müstenh ol;
Kabırde boceklere ezberietınm güzellığını,
Ve neden sonra
tekrar duyduğun gun sesımı gokkubbede,
Hatırla kı mahşer günüdür
Ortalığa duşmüşum senı anyorum.
Cumhuriyet
kitap kulübüp
O K A L I
KARİKATÜR SERGİSİ
YAN ÇİZİYORUZ
AHMETERKANU, AJULVİERSOY, AŞKIN AYRANCIOĞLU, BAYKAL
KARAKAŞ, BÜLEN- KARAKÖSE, CANOL KOCAGÖZ, CEM KOÇ,
CUMHUR GAZİOĞ.U, DİNÇER PİLGİR, ENDER OZKAHRAMAN
ERAY ÖZBEK, ERGN GÜLEN GÜRCAN ÖZKAN, HİCABIDEMİRCİ, I
BULENT ÇELİK, RFAN SAYAR, İSMAİL GÜLGEÇ, KÂMİL
MASARACI, KEMAL GÖNEN, KEMAL URGENÇ, KORAY KURANEL,
LATİF DEMİRCİ, tJERT ÛZÜM, MUHAMMET ŞENGÛZ, MURAT
BAŞOL, MUSTAFA 3İLGİN, NEZİH DANYAL, NURAY ÇİFTÇİ, NURİ
KURTCEBE, PENGJEN DERGİSI, SEFER SELVİ, SEMİH POROY
SEYİT SAATÇİ TAI, ORAL, TAN YÛCEL, TARIK TOLUNAY, TVNÇ
TAYLAN, TURHAf, SELÇUK, YALÇIN ÇEVN, ZAFER TEMOÇIN
AÇIUŞ KOKTEYLİ
19 HAZİRAN 2004 - CUMARTESİ 18.00
IKLAL CAD ZlfABAK SOK. N(~> •> I > 1 .' 1AKSIM ISTA