Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 HAZİRAN 2004 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA
ALLEGRO
••
1 l<4/^ l-« -* rm
*iâ-***jJL
J v U l ^ J . U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr
•
EVtN İLYASOĞLU
, ,1 3J^
15
GÜZELtN ARDEVDA
BERTAN ONARAN
'Tnoya'
Ünlü şaıkıcılarİstanbul'da• Bu hafta Istanbul
Festivali'nin konuklan
arasında Farinelli'nin
sesi olan Derek Lee
Ragin'den gerçek bir
diva olan Barbara
Bonney'e, sesi
olduğu kadar
araştırmacılığı
da hayranlık uyandıran
Monserrat Figueras 'tan
soprano Simone
Kermes'edeğişik
renklerde ve çok
ünlü şancılar var.
Istanbul Festivali 'nin konuklan
arasında bu hafta değişik renkler-
de ve çok ünlü şancılar var. Her bi-
ri dünyanın büyük opera sahnele-
rinde aranan sanatçılar. Program-
lan ise Barok öncesinden Barok
sonrasına kadar uzanıyor.
Bilet satışlanndan anlaşıldığına
göre bunlann arasında en büyük il-
giyi kontrtenor Derek Lee Ragin
görmüş. Onu Farinelli'nin sesi ola-
rak tanıdık. Kendisi, çağlar önce-
sinin kastratına yapılan bu gön-
dermeden ne denli mutludur bile-
meyız. Ancak gerçek kastrat sesi-
nin eşsiz güzellikte olduğu söyle-
negeldiğinden ses rengi benzet-
mesiyle övünüyor olmalıdır.
18. yüzyıla kadar kadınlann sah-
neye çıkması yasaklandığından ka-
dın rolleri ıçin sesi çatlamadan kü-
çük yaşta hadım edilen erkeklerin
sesındenyararlanılırmış. Kastrat-
lann yaşam boyu çektikleri acıla-
ra karşın o saf sesi koruduklan,
böylece cennete ait bir özellik ta-
şıdıklan inancı vardır. Bu gelenek
19. yüzyıldan sonra ortadan kalk-
mış.
Barok ve klasik çağda, hatta er-
ken romantilderde bile pek çok
opera bestecisi, özel bir kastrato-
nun sesini düşünerek roller yaz-
mıştır. Örneğin Handel ve Mozart
gibi. Son kastrat sesi olarak Mo-
reschi'nin 1922'de, ölmedenönce
ahnan kaydı vardır.
Farinelli ise 18. yüzyılda yaşa-
1. Monserrat Figueras, 2. Derek Lee Ragin, 3. Barbara Bonney, 4. Simone Kermes.
mış. tarihin önemli kastratlarından
biridir. Onu konu alan filmdeki
büyülü ses işte kontrtenor Derek
Lee Ragin'e ait. Kontrtenor, en in-
ce erkek sesidir. Yirminci yüzyıl-
da bu sesin dikkat çekmesi ünlü în-
giliz kontrtenor Alfred Deller sa-
yesinde olmuştur.
Derek Lee Ragin, doğal ki bu
ses rengi özelliğiyle dünyanın en
büyük sahnelerinde aranan bir sa-
natçı. 17 Haziran'da Ashley Solo-
raon yönetimindekı Florilegium
adlı Ingiliz topluluğuyla Handel
ve Telemann'dan kantat ve aryalar
söyleyecek.
Soprano Barbara Bonney'yi ge-
çen yıllarda Iş Sanat'ta, Schumann
liedleriyle tanımıştık. Ne yazık ki
lied konserlerine pek rağbet olma-
dıgından Istanbullu dinleyiciler
gözünde onun üstün değeri pek
anlaşılamamıştı. Ses renginin gü-
zelliği kadar bilge şancılığı dikka-
timizi çekmişti.
Giovanni Antonini yönetimin-
deki Basel Oda Orkestrası'nın eş-
liğinde 19 Haziran akşamı Joseph
Haydn'ın 'Berenice' operasından
ve Mozart'tn 'Figaro'nun Düğû-
nü'nden aryalar söyleyecek. Ame-
rika'da doğan, eğitimini ve kariye-
rini Almanya'da yapan Barbara
Bonney, gerçek bir diva.
Covent Garden Kraliyet Opera-
sı'nda, La Scala'da, Metropolitan
Operasf nda, San Francisco Ope-
rası'nda, Salzburg Festivali'nde
yer alan, operacıhğı kadar konfe-
ranslan ve resitalleriyle de ünlü
bir sanatçı.
Hesperion'dan Yltik
Cennet'in seslerl
Yıllardır sesine olduğu kadar
araştırmacılığına hayran olduğum
Monserrat Figueras ın tstanbul
Festivali'ne gelişi benim için en
büyük armağanlardan birisi oldu.
Onun özellikle 17. yüzyıl Iberya
Yarımadası'nda 'Tonos Huma-
nos'u, yani zamanuı katı dinsel or-
tamı arasından sızan dünyasal dans
ve şarkılan derlediği CD'leri ha-
rikadır. Zamanın çokkültürlülüğü-
ne bağlı kalarak, metnin şiirsel bo-
yutunu göz ardı etmeksizin söy-
lenmiş ezgilerdir bunlar.
Bu Barselonalı sanatçılar gru-
bunu Jordi SavalL, viyolada gam-
basıyla yönetecek. Erken müziğin
en önemli yorumculanndan biri
olarak kabul edilen Savall, 'Dün-
yanın Tüm Sabahlan' filminin mü-
ziğiyle ün kazanmışh. Bugün 100'ü
aşkın CD'siyle birçok ödülün sa-
hibi.
Programlannda kadın trubadur-
lann dünyasal şarkılan kadar Ba-
kire Meryem'e ağıt gibi dinsel ez-
giler, Endülüs-Arap danslan, ro-
manslar, diaspora şarkılan, Sefa-
rat romanslan ve Balkanlar'dan
Akdeniz kıyılanna kadar, geniş bir
coğrafyaya yayılan etnik ezgiler
var.
'Yitik Cennet' başlığını taşıyan
bir dizge. Bir daha çok kolay ele
geçemeyecek bir topluluk. Ve de
Monserrat Figueras'ın kendine öz-
gü ağulu, coşkulu, kınlgan, yine de
atak sesi... 21 Haziran'da Aya tri-
ni'ye en yakışacak dinleti olacak.
Alman sanatçı Simone Kermes,
24 Haziran'da, Barok müziğin Ve-
nedikli ustalanyla birlikte Vhal-
di'nin 'Sum in medio tempesta-
tum' başlıkJı motetini seslendire-
cek. Vivaldi'yi genellikle çalgı mü-
ziği, özellikle konçertolanyla tanı-
nz. Sayısı elliye varan operalan ve
ses için yazdığı pek çok dinsel içe-
rikli yapıt daha az seslendirilir.
Bestecinın kendi kenti Vene-
dik'ten gelen, Barok topluluğuyla
Simone Kermes gibi kariyerini Ba-
rok dönem üstüne yoğunlaştırmış
bir sopranonun söyleyeceği bu mo-
tet, özgünlük açısından önem ta-
şıyor. Sanatçı bundan sonra aynı
toplulukla New York ve Paris'te
Handel'in Siroe operasında Laodi-
ce rolünü seslendirecek.
Bu hafta mutlaka tstanbul Fes-
tivali'nde birinden birini yakalayıp
bu ses sanatçılannı dinlemek ge-
rek.
www.evinilyasoglu.com
Timuçin
Şahin
Akbank'ta
Kültür Servisi - Türk caz
müzığınin önemli temsilcı-
lerinden Timuçin Şahin ve
üçlüsü, 'Timuçin Şahin Trio'
bugün 20.30'da Akbank
Költür Sanat Merkea nde
seyircisiyle buluşacak. Ti-
muçin Şahin'in elektrik ve
perdesiz gitariar ile elektro-
niklerde yer aldığı toplulu-
ğun diğer üyeleri Owen
Hart Jr. (davul) ve Udo Pan-
nekeet (bas gitar).
Modern cazdan çağdaş mü-
ziğe geniş bir repertuvara
sahip olan üçlü. sahnedeki
ıletişim ve çalgılannın sınır-
lannı zorlayan yaklaşımla-
nyla müzikseverlere keyifli
saatler yaşatacak.
Şahin müzik çalışmalannı
1992 yılından bu yana Ams-
terdam ve New York'ta sür-
dürüyor. 2001 yılında
Dutch Jazz Competition"
yanşmasında topluluğu 'On
The Line'la Hollanda birin-
ciliğı kazandı. 2002 yılında
çağdaş müzik yanşması
•Jur Naessens Müziek
; Prijs'de 'Occult' adlı yapı-
J nyla ikinci olan sanatçı, Ro-
I bin Eubanks, Hein vd Geyn,
! Mike Mainieri Kai Eck-
5 hardt,ObedCalvairegibi
? caz ve çağdaş müziğin
9 ânemli isimleriyle ortak ta-
l sanlardayeraldı. Sanatçının
« "Yeni Müzikte Çağdaş Ar-
» moni ve Ritm Konseptleri'
lconulu bir araştırma ve
lcuram çalışması, Hollanda
ıe Belçika'daki enstitülerde
aıasterclass olarak okutul-
makta. Şahin, yann
[8.30'da Akbank Kültür Sa-
ıat Merkezi'nde bir de
»orkshop çalışması gerçek-
lestirecek.ri9212 252 35 00)
Birçok başyapıta imza atan ünlü müzik adamının bu yıl 100. doğum yıldönümü kutlanıyor
Rey y
in düşündürdükleriONDER KUTAHYALI
Değerli besteci Cemal Reşit Rey'i
100. doğum yılında anıyoruz. Evin fr-
yasoğnı'nun güzeller güzeli kitabı "Mö-
zikten tbaret Bir Dünyada Gezuıtiler".
herkesi onunla buluşturmaktadır. Yapı-
tın bizi sürüklediği düşüncelerse heye-
can vericidir. Genç kuşaklar tarih ör-
neklerine kızıyor; ama müzik sorunla-
nmızın karmakanşık olduğu bir dö-
nemde Rey ile arkadaşlannın çalışma-
lan üzerinde kafa yormaya gereksinme
duyuyoruz. Böylece işlerin düzelmesi-
ne önderlik edecek kişileri belki orta-
ya çıkarabiliriz.
Cumhuriyet Türkiyesi "nin ilk beste-
ci kuşağında yer alan C. R. Rey ve dört
meslektaşı, birden fazla misyonu üst-
lenirler. Bunun nedeni, Büyük Ata-
türk'ün topluma çağdaşlaşma coşku-
sunu aşılaması ve müziği onun temel
öğelerinden biri olarak göstermesıdir.
Durumu Rey ile somutlaştıralım:
Rey, iyi bir orkestra şefidir. Kurucu-
su olduğu Istanbul Şehir Orkestrası ile,
CSO'yla ve Avrupa orkestralanyla bin-
Ierce dinleti verir. IZDSO'nun hizme-
te girmesinden sonra kentimize bile
gelmiştir.
Rey başanh bir piyanisttir. 1950'li yıl-
larda Istanbul Radyosu'nda sunduğu
izlenceler belleklerdedir. 1955 'te ünlü
viyolonselci P. Fournier ile Saray Si-
neması 'nda verdikleri resital, onun ay-
nı zamanda iyi bir oda müzikçisi oldu-
ğunu kanıtlar.
Sanatçımız güçlü bir öğretnıendir.
Piyano ve bestecilik dallanndaki ders-
lerini, aydınlaücı çözümlemelere dayan-
dırmıştır. BulentTattan'ın yazdığına gö-
re çağdaş müzıkle ılgılı çözümlemele-
ri özellikle etkili olmuştur.
Rey bir müzik yazandır. Orkestra
dergisi başta gelmek üzere çeşitli ya-
yın organlannda çıkan yazılannda, yo-
ğunluğu azaltılmış, incelikli bir Os-
manlıca ile karşılaşınz. Çevirileri de
vardır.
Hiç kuşkusuz bestecilik, onun kari-
yerindeki en belirleyici ve kalıcı öğe-
dir. Yukanda özetlediğimiz çalışmala-
n gibi yaratıcıhğı da çok yönlüdür. Bı-
raktıklan arasında operalar, senfoniler,
KÜLTÜII • SANAT (0212) 293 «9 7«
yarın
VVorkshop
>TimuçinŞahin Trio
Elektrik & perdesiz gttarlar &
elektronikler: Tımuçın Şahin
Oavul: Owen Hart Jr.
Bas gitar: Udo Pannekeet
EubanKs. Hein
iawıshcr»g gtoi dünya casrtn onoe
biri:
kte pök ve konser ça!
tşrratar<
dşar* caz^îaristi Şahn. «ortefMfj'a
i,atıtacak.
18.30
AKBANK
AKBANK
SUNAR
KULTÜR
SANAT
MERKEZ!
20 Mayıs • 15 ^iaziran
2004
ÇSU'B'KJSİ
Cumhuriyn Cad. !}(ispet Sofi. 9{p:4
"LCmadağ Takjim / Istanbul
Iti: 0 212 224 74 31 faiç 0 212 224 74 17
info@antikjanat.com
Yoğun ilgi üzerine
sergi tarihimiz 2 1 HaZİ
kadar uzatıImıştır
konçertolar, oda müziği ve piyano ya-
pıtlan, 1930'lardatoplumunyaraniçin
kaleme aldığı operet ve rövüler bulun-
maktadır. "Onuncu Yıl" ve "YedekSu-
ba>" marşlan ise yaşanhmızın aynl-
maz parçalandır. Acaba yaratmadaki bu
yoğunluk nasıl açıklanabilır?
^ 1958'de Ankara Milli Kütüphane'de
Âşık Veysel ile tanışmıştım. 0 günler-
de kendisinin bir hekimden gelen göz
ameliyatı önerisini geri çevirdiğini duy-
mustuk. Yedi yaşında yitirdiği görme
yetisini yeniden kazanma olasılığmı
elinin tersiyle itmişti. Söyleşi sırasın-
da Veysel'e bu olay soruldu. Büyük
ozan amelıyat olmayı gerçekten isteme-
miş; hekime, "Benim dürrvam banaye-
ter" nakaratlı şiirle yanıt vermişti; an-
cak öyküyü bağladığı
şu tümce düşündürü-
cüdür: "Bu şürleri ya-
zamam di>e korktum."
Hocaların
Izlnden gltmefc
Inanılır gibi değil,
ama sanatçı böyledir.
Doğada gördüğü güzel-
likleriyenidenyaratarak
insanoğluna sunmak
onun tutkusudur. Gü-
nün birinde yeteneğini
yitirmekse en büyük fe-
İakettir.
Rey'in ve aynı kuşak-
taki öbür bestecilerimi-
zin durmadan yazma-
lan, Veysel'in duyum-
sadığı yitim kaygısıyla
açıklanabilir. Sanatın
gereksiz görüldüğü şu
günlerde hem besteciler,
hem de yorumcular ho-
calanmızın izinden git-
meli, var olanı yitirme-
mek için sürekli çalış-
malıdırlar. Bunu bize
telkin eden Rey'i ve
öbür bestecilerimizi
saygıylâ anıyoruz.
Müzikle, bilimleyakından ilgilenenfer kuşkusuz tanı-
yorlardır Haluk Tarcan'ı: ünlü besteamiz Bülent Tar-
can'ın Fransa'da Bilimsel Araştırmalar Merkezi'nde
çalışan, piyanist, etnolog kardeşi; özellikle Ön-Türkler'in
geçmişleri ve dillerine eğilen değerli dünya yurttaşı.
Atomun gizlerini çözdükten sonra bombayapılıp insan-
lann tepesine atılmasına, bir saniyede milyonlarca ki-
şirjin buhara dönüştürülmesine ses çıkarmayanlardan
değil anlayacağınız: Dirimin değerini bilen, canlı can-
sız bütün varlıklanyla Mavi Gezegeni acunsal ömrü bo-
yunca elde tutmaya uğraşanlardan.
Geçen gün ondan yeni bir ileti aldım; bu ara ünlü kı-
yım-kınm filmi dolayısıyla Troya yeniden gündemde
ya; o konuda birtakım somut katkılarda bulunmak is-
temiş ve üzerinde çalıştığı Evrensel Uygarlıklann Dip
Kültürü Ön-Türk Uygarlığı adlı yapıttan kimi bilgileri ak-
tanyordu iletisinde.
Küresel yağmanın, acımasız ve amansız anamalcı-
sömürücü saldınsının tozu dumana kattığı şu günler-
de, Voltaire'in safoğlanı gibi, gelin bu bilgi bahçesini
çapalamayı sürdürelim.
"Troya konusunda fikiryürûtebilmek için, kökeni ke-
sin olarak bir türlü saptanamamış Hititlerden önceki
Anadolu'yu keşfetmeye çabalamak gerekir." Sayın
Prof. Dr. Afif Erzen ve arkadaşlan, Ön-Türklerin, On-
atalanmızın birbölümunün (ö 13.000'lerdeOrtaAsya'dan
Doğu Anadolu'ya göç etmiş olduklannı ortaya çıkar-
mışlardır. (Doğu Anadolu ve Urartular, TTK, 1984. Ank.)
Ote yandan başka bir bölük Ön-Türk Istanbul yöre-
sine, Kemerburgaz mağarasına ve Fikirtepe'ye yerleş-
miştir; toprak kaplar üzerindeki 5500'lerden kaldığı he-
saplanan Ön-Türkçe CX3 ve OZ damgalanndan çıka-
nyoruz bunu. (Alpay Pasinti, Ist. Archeological Muse-
um. A. Turizm, 1995, Ist.^ Daha sonraki dönemlerde,
yaklaşık l.ö. 1980'lerde, İstanbul'da ilk Ön-Türk siya-
sal kuruluşlannı gerçekleştirmişler.
Bu ön bilgilere ek olarak, o dönemle ilgili belgeieri
okuyabilmek için, 41 lehçeden oluşan Türkçenin dışın-
da (Başbakov), Asya lehçelerini de bilmek gerekir. Çün-
kü, yukanda görüldüğü üzere, Anadolu'nun dip kültü-
rü On-Atalanmıza aittir.
Tübingen Üniversrtesi'nde yıllardır Troya Projesi'ni yü-
rüten Sayın Prof. Mandfred Korfmann'ın bu konuda
vardığı sonuçlara kısaca göz atalım; Sayın arkeolog N.
Bayçin'de okuduğumuza göre; evrensel tarih ve kül-
tür açısından çok önemli ilk sonuç şudur Troya, Antik
Yunan kültünlne değil, eski Anadolu kültürüne aittir.
Bu konuda, Sayın Profesör'ün öne sürdüğü fıkirterara-
sındaki beş öğe Ön-Türk kültürünü birinci derecede il-
gılendirmektedir. Doğrudan Troya konusuna gelince:
1 - "Troyalılarölüleriniyakarlar..." Ön-Türk kültürünün
başlıca niteliklerinden biri olan Ateş Kültü'nü Troya'da
görüyoruz. Ön-Atalanmız, halkına iyi hizmeteden BUĞ'u
ödüllendinnek (Bey-Han-Kağan) üzere, bedenini ate-
şe verir; Can'ı Tann'ya uçar, külleri yeryüzünde kalır.
2-"... Yunan'akarşı verilensavaşta, kenttenkaçan-
lar arasında TURCl'ler de vardır.." Bu bulgu, Türkle-
rin Anadolu'ya İS 1071 'de değil, binlerce yıl önce gel-
miş olduklannı gösterir.
3-"... Troya'nın asıladı VVlLUŞA'dır..."
Luvi diline ait olduğu sanılan bu ad Ön-Türkçe'dir.
UW-İL-UŞ/A olmalıdır. UW= kutsal; İL= halk; UŞ= yö-
netim; A= son ek'/'... Açılınca, KUTSAL HALK YÖNE-
TİMİ... Bu noktadan yola çıkılınca, Luvi dili adı verilen
dilin, Ön-Türkçe olma olasılığı ortaya çıkıyor.
4~ "...TRO/IA."
(lAjE) son ekleri, Ön-Türkçe'deki İERÜÜ fiilinden
gelmektedir. Bunagöre, TRO-IÂ, Tro'lann ülkesi demek-
tir Arab/ia, Türk/İE, Grek/YA, Mezopotam/lAgibi... Ge-
riye Tro sözcüğünün anlamı kalıyor. Bu da acaba AT-
UR...ONG... lAmıdır?
5-"...ölülerini Küp mezarlara koyahar.."
Ateşe tapınma gereği, Buğ'un yakılan bedeninden
çıkan küller ve kemikleri toprak kaplarda saklanır. Bun-
lardan birinin üstünde Ön-Türkçe bir tümce vardır:
TORT ON (ong) OQ: anlamı, "dört öğede başanyı oku-
mak"tır, başka bir deyişle, dört cihanda, Evrende ba-
şanya ulaşma= ölümsüzlük.
Toprak kabın yukan kıvnlmış kulplan ve yüzünün gö-
rünüşü ona KUŞ biçimi vermektedir. Yukanda gördü-
ğümuz gibi, BUG'un Tann'ya ulaşması için UÇ kavra-
mı kullanılmakta, günahsızlık simgesi olan OQ (uçan
kuş) böylece yansıtılmaktadır.
Bu gagasız toprak kaba lö 4 binlerde Orta Asya'da,
lö 3 binlerdeyse Doğu Anadolu'da KARAZ kaalann-
da rastlanmıştır. Kısacası, Troya'daki dip kültürün bir
Ön-Türk kültürü olduğu ortadadır. Ancak belli bir süre
sonra, bu dip kültür üzerinde yeni bir Anadolu Ön-Türk
Kültürü bileşimi ortaya çıkmış olabilir diye düşünüyo-
ruz. Yeni bulgular sonucu, Troya'nın bütünüyle Ön-
Türk olduğu ortaya çıkabilir...
Görüldüğü gibi, Yunan Ordusu'nu tzmir'de geldiği ge-
milere binmeye zoriayan güzeller güzeli Mustafa Ke-
mal Atatürk: "Troya'nın öcünü aldık" derken epey
haklıymış.
sbonaran " hotmail/yahoo.com
Gravür Bienali
• Kültür Servisi - tspanya'nın Ourense
kentinde, 'Caixonova' tarafindan Kasım-Aralık
2004 tarihlerinde düzenlenecek olan
'Uluslararası Gravür Bienali'ne başvurular
başladı. Hiçbir mekanik basım tekniğinin kabul
edilmeyeceği bienalde katılımcılann en geç 31
Temmuz'a kadar daha önce hiçbir yanşmada
sergilenmemiş, yayımlanmamış ve çerçevesiz
olan en fazla iki özgün yapıtlannı düzenleme
komitesine vermeleri gerekiyor. Etkinlikte seçici
kunılun belirlediği yapıtlar arasından birinciye
altın madalyanın yanı sıra 9000 Euro, ikinciye
gümüş madalya ve 3000 Euro, üçuncüye bronz
madalya ve 1500 Euro verilirken özendirme
ödülü kazananlar ise 600 Euro alacak.
(ourense@ centrosocialcaixanova. com)
BUGUN
• BABYLON'da 21 30da Renzo Spiteri &
Mercan Dede konseri. (0 212 292 73 68)
• AKBANK KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ'nde 16.00'daZeynepTanbay'uı
'Dansa Dair' adlı 'dans atölyesi' ve 20.30'da
Timuçin Şahin IHo konseri. (0 212 252 35 00)
• YAPIKREDİ SERıMET ÇtFTER
SALONU'nda 18.30'da 'Sevim Burak:
Yaşamdan Yaprta' konulu söyleşi. Konuşmacı:
Nilüfer Güngörmüş. (0 212 252 47 00)
• BEYOĞLU SİNEMASI'nda 'Sinema
Yazarlanmn Seçtikleri '04' kapsamında 12.00,
16.00 ve 20.00 de 'Yüzüklerin Efendisi: Krahn
Dönüşû' adlı fılmin gösterimi.
(0 212 25132 40) ''