Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2004 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Takunyadan İskarpine
SAYIN BAŞBAKAN Dublin'e gitmese olmaz
mıydı?
Avrupa Birliği'ne aralarında "Kıbrıs
Cumhuriyeti"ri\n de bulunduğu on yeni devletin
üyelık töreninde Türkiye'nin hükümet başkanı
düzeyinde katılması haylituhaf kaçmıştır. 0 Türkiye
kı, 1960Antlaşmalan'na göre iki anavatanın birlikte
üye olmadıkları bir siyasal kuruluşa Güney'dekı
Rumyönetiminin üyelik başvurusunu bile protesto
etmış, dahasonraki heraşamada, istermüzakereter
sırasında olsun, ister kesin kabul noktasında,
yapılan her hukuksuzluğa daima sert notalarla
itiraz etmiştir.
Şimdi, üstelik "Avrupa soslu " bir Annan Planı'na
"hayır" demiş bir Kıbns'ın üyeliği kesinleşirken ve
bu olay havai fişeklerle, Beethoven müziğiyle,
sevınçgözyaşlanyla kutlanırken Ankara'nın, böyle
bir "gâvur şenliği"r\e katılrnak şöyle dursun,
protestoların en ağırını göndermesi gerekmez
miydi?
Oysa, Sayın Başbakan işi gücü bırakmış, oraya
koşa koşa giderek "arz-ı endam" etmeyi ödev
bilmiştir.
Nıçin?
Avrupa sevdasını bir kez daha ispatlamak için
mi?
Romanya ve Bulgaristan'la yan yana gelip
"hasbahçenin üç gülü"nden biri olduğunu herkese
göstermek için mi?
Onlann müzakereleri tamamlanıp üyeliklerine bir
buçuk yıl kaldığı halde, henüz müzakere tarihi bile
alamamış bir ülkenin başbakanı olarak oralara
gitmesi yakışık almış mıdır?
Karşılıklı bir aldatmaca oytınunun oynandığı
kesın.
Belki, "geçicinişanlılık", hatta "ikili takıyye" de
diyebilirsiniz buna.
AKP tarafı, AB üyesi olmak için can atarmış ve
her şeyı fedaya hazırmış gibi davranmakta, AB'liler
de, biraz uğraştırdıktan sonra onları mutlaka
bağırlarına basacaklarmış gibi yapmaktadırlar.
Bu "mış g/ö/"liklerin nedeni aslında çok basrt: AKR
rejim değişikliği için yapmak istediklerini "AB istiyor"
diye yapma ve yaptırma peşindedir; AB içindeki
birkaç büyük devlet ise Yunanistan'la birlikte,
Anadolu'da, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de yapmak
istediklerine hep karşı çıkagelrniş olan Kemalıst bir
cumhuriyetin son kalıntılannı AKP elıyte temizlemenin
hesabı içındedirler.
Ancak, belli bir noktaya kadar sürecek olan bir
ittifaktır bu. AKP'nin ıstediği rejim değişikliği ve
AB'lilerin hesapladığı temizlik tamamlandıktan
sonra geçici ittifak da sona erecektir. Çünkü, ne
AKP gerçekten Avrupalı olmak istemektedir, ne
de Avrupa kendi içine böyle bir Islamcı rejım almak
niyetindedir. Vaktiyle Devlet Planlama Teşkilatı
içinde takunyalı kardeşlerle başlayan bu karşılıklı
ayak oyunu, sıra iskarpine gelince oynanmaz
olacak.
Sonrasının ne olacağı, bu ülkedeki cumhuriyetçi
güçlerin uyanıklığına ya da aymazlığına bağlıdır.
Uluslararası Terör ve Banş Hukuku...
ABD, en büyük güç olarak tek kutuplu dünyayı yaratmış, kendi
değer sisteminin ve ekonomik ve askeri gücünün kendi çıkarlanna
uygun yeni bir uluslararası düzen kurma çabası içine girmiştir.
Av. KaZim KOLCUOGLU tstanbul Bamsu Başkanı
D
emokrasi
ve insan
hakları ile
terorizmve
savaş ara-
sında kesin bır karşıtlık
vardır. Terörün her tür-
lüsü, yaşamın ve özgür-
lüğün inkân'dır. Terör.
masum ınsanlann yaşa-
mını yok eden insanlık
suçudur. Aynı zamanda
güvenlık ve özgürlük
dengesini güvenlikten ya-
na bozan bir sonucu do-
ğurmaktadır. Diğer bır
ifade ile teröre karşı ön-
lemler de insan haklan-
nın, bılgı edinme hakkı-
nın ve adil yargılanma
hakkının zedelenmesine
asla neden olmamalıdır
İnsan haklan ile ilgilı
uluslararası sözleşmeler,
dünyanın dört bir yanın-
da insan haklan savunu-
culan ve demokrası mü-
cadelesı verilmesine kar-
şın. en büyük insanlık su-
çu olan haksız savaşla-
nn ve terörün önüne ge-
çıldığını söylemek müm-
kün değildır.
insan haklan. bıreyin
ve gruplann temel hak-
lannı temınat altına alan
bir kavram olmanın ya-
nında. bireylerin ve grup-
lann temel güvenlık en-
dişelenni gıderen temel
bir işlev oluşrurmakta-
dır. Başta ülkemız olmak
üzere Amenka'da, Avru-
pa"da. Ortadoğu "da ve As-
ya'da tarihin en büyük te-
rör eylemleri yaşanmış-
tır ve yaşanmaktadır.
Ayrıca binlerce insa-
nın ölümüne neden olan
meşruiyeti olmayan ulus-
lararası hukuka aykırı
Irak işgali vardır. Nere-
den gelirse gelsin, kim
yaparsa yapsın ve gerek-
çesi ne olursa olsun terör
ve haksız savaş bir insan-
lık suçudur. insan hakla-
nnın da en büyük ihlali-
dır.
Uluslararası insan hak-
lan hukuku bireylere ay-
nmsız haklar ve olanak-
lar tanıyan, insanın öz-
gürlüğünü ve onurunu
güvence altına alan ve
kurumsal güvencelerden
yararlandıran uluslarara-
sı hukuk kurallan bütü-
nüdür.
Uluslararası ve ulusal
insan haklan belgelerı,
insan haklannı yaratmaz,
var olan insan haklannı
tanır ve kabul eder. Bu-
nun en önemli örneğı in-
san Haklan E\xensel Bıl-
dirgesının başlangıç kıs-
mında "İnsanhkailesinin
bütün üyelerinin doğuş-
tan sahip okluklan insan-
lık onurunu, eşit ve vaz-
geçilmez haklannı tanı-
mak, yeryüzündeki öz-
gürlük, adalet ve banşm
tenıeliolduğundan" ıba-
resı yer almaktadır. .An-
cak yaptınm içeren hak-
lar 1. kuşak haklarla sı-
nırlı kalmaktadır. 2. ve
3. kuşak haklar tam ola-
rak güvence altına alın-
mamıştır.
Gerçekten, dünyada
800 milyon aç insanın
varhğı, dünyanın en zen-
gin 200 kişisinin sahip
olduklan toplam servet,
yeryüzündeki en yoksul
2.5 milyar insanın top-
lam gelinnden fazla, dün-
yanın en zengin 3 kışisı-
nın (ABD'lı) servetinin
toplamı. en yoksul 48 ül-
kenin gayri safi yurt içi
hasılasından yüksek,
2000 yılında 38 milyon
insan açlıktan veya aç-
lıktan kaynaklanan has-
N0KTA 0KUMAK
AYRICALIKTIR
İşte depremin
asıl gerçeği
Beş yaşında reklam yıldızı,
altısında muteahhıt kurbanı
bir çocuk. Enkaz altından
cansız bedenleri çıkan
binlerce hayattan yalnızca
birı. 'Geride kalanların'
inanması da dayanması da
güç mücadeleleri.
Bilirkişi, sanık şirketin
proje mühendisi çıktı
Yüksel Inşaat'ın yargılandığı
davada hangi bilırkişinin
şirketle ış ilışkisi olduğu anlaşıldı?
Ortaklar konuştu
Mahkemenın suçlu bulduğu
Yüksel İnşaat ortakları ne dedı?
Adli Tıp tarihe geçti
Ölüm orucu eylemcilerine
önce 'iyileşemez' raporu
veren Adli Tıp sonradan
neden iyileşir' dedi?
İstanbul Tabipler Odası'nın
Onur Kurulu'na verdıği
doktorlar Nokta'ya konuştu.
BISHfcAT DOSYASl:
A
Bı#)cuğa
necten öldüğünü
kim anlatacak!
Adli Tıp'ta
tarafsızlık
Bileklerinin hakkı yetmeyince...
Dünya şampiyonluklarına imza atan
kızlı-erkekli bılek güreşçilerini neden
kimse tanımıyor? Şampiyonluk yolunda
yaya kalmamak için 'imaj' mı gerekiyor?
Meğer bir de Maronitler varmış...
'Evet' mi 'Hayır' mı tartışmalarında
esameleri bile okunmadı. Oysa bin
yıldır Kıbrıs'ta yaşıyorlar. Hem Rum
hem Türk Maronitler kim?
• ÇOĞU ESKİ KOMUNİST 10 ÜLKE AB'LI OLDU... • AILE ŞIRKETLERINDE
'BABADAN OĞULA' DONEMİ BITIYOR... • TURK EKONOMISIIMF İLE
BIR YASTIKTA MI KOCAYACAK... • IRAKTA TAŞERONLUK UMAN
İŞADAMLARI NE BULDU... • GRff BİLE KALP KRIZI NEDENÎ...
• TRABZONSPOR TRABZONSPOR OLALI BOYLE ZULUM GORMEDI.
• YENİDEN SEÇILEN MUHTAR ADINI YAZAMAYINCA NE OLDU...
IS
talıklardan öldüğü dünya-
da huzurlu yaşama olana-
ğının olmadığı ve olama-
yacağı da açıktır. Küre-
selleşme adı altında sö-
mürü devam etmekte ve
aradaki uçurum giderek
artmaktadır.
Silah gücüyle...
ABD, en büyük güç
olarak tek kutuplu dün-
yayı yaratmış. kendi de-
ğer sisteminin ve ekono-
mik ve asken gücünün
kendi çıkarlanna uygun
yeni bır uluslararası dü-
zen kurma çabası içine
girmiştir.
Hatta ülkelerin rejim-
lerini düzenleme ginşim-
len yanında ABD Dışiş-
leri Bakam'nın, devrim-
le kurubnuş laik. demok-
ratik cumhuriyetimizj İs-
lam cumhuriyeti gibi gös-
termesi bir sürç-ü Hsan
değil, gerçek niyetlerinin
bir yansımasıdır. Bugün-
kü durumda, uluslarara-
sı sistemin yapısını hu-
kuk normlan değil. ne
yazık ki güç dağılımı
oluşturmaktadır.
Dolayısıyla ülkelerin
ulusal çıkarlarının ve
uluslararası barışın gü-
vencesi hukuktan önce
güçle belirlenmektedir.
Bu durum da, insanlık
suçu olan terörü doğur-
maktadır. Kendıni tek sü-
per güç olarak kabul eden
Amerika, gücün huku-
kunu yaratmıştır. Huku-
kun gücü. demokrasi ve
insan haklannı. gücün
hukuku ise baskıyı. şid-
deti ve terörü yaratır.
BM Anayasası'nın 2/4.
maddesi devletlerin güç
kullanmalannı ya da sa-
vaş tehdidınde bulunma-
lannı yasaklamıştır. Meş-
ru sayılan öz savunma
hakkının kullanılması dı-
şında savaş yasaklanmış-
tır.
BM Anayasasfnın bu
açık ilkesı karşısında,
kendini tek güç olarak
kabul eden ABD ve
onunla birlikte İngiltere,
meşruiyeti olmayan. ulus-
lararası hukuka aykın
olarak Irak'ı işgal etmiş,
binlerce insanın ölümü-
ne neden olmuştur. Öte
yandan ABD'nin de des-
teğini alan İsrail, banşı bir
yana bırakarak kendi si-
lah gücünü Filistin halkı
üzerine yönlendirmiştir.
ABD ve İsrailin bu hak-
sız kuvvet kullanımı da
karşı terörü yaratmıştır.
Artık haksız kuvvet kul-
lanımına ve teröre son
verilerek insanlann öl-
dürülmemesıni. sorunla-
nn banş içinde çözülme-
sini istiyoruz. Uluslara-
rası hukukun yaptınm
gücünü oluşturacak ve
yaşama geçirecek zorla-
yıcı bir organın olmama-
sı, olanın da sadece güç-
süz ülkeler üzennde kul-
lanılması bu sonucu do-
ğurmaktadır.
Sürecin adalete daya-
nan bir hukuku yoktur.
Mevcut hukuk ya da ge-
lişmekte olan hukuk. ge-
lişmış ülkelerin ve onla-
nn büyük şirketlerinin,
mali. ekonomik, teknolo-
jik güçleri sayesinde dün-
yanın fakir ve zayıf ülke-
lerine kabul ettirdikleri,
tek tarafin çıkanna işle-
yen bir hukuktur. Bu ne-
denle küreselleşme süre-
cıni adil kılacak ulusla-
rarası hukuka ıhtiyaç var-
dır.
Terorizm büyük ada-
letsizliklere, baş eğdir-
melere, aşağılanmalara
tepki olarak doğmuş ola-
bılir; diğer bir ifade ile ge-
rekçesi haklı görülebilir,
ancak kullanılan araç
haksızdır. İnsanın en te-
mel hakkı olan yaşam
hakkını ortadan kaldır-
mak. çok büyük kıtlele-
re ve onlann arkasında-
kilere gözdağı vermek
amacıyla hukuku ve in-
san haklannı hiçe say-
mak, asla kabul edıle-
mez. Bu nedenler dev-
letler için de geçerlidir.
Devletlerin silah gücünü
kullanarak insanlan yok
etmeye yönelik şiddet ey-
lemleri de en büyük terö-
rü oluşturur.
1977 tarihli Avrupa Te-
rörü Basürma SözJeşme-
si ya da Terörle Mücade-
le Sözleşmesi ile hangi ey-
lemlerin terörü oluşturdu-
ğu açıklanmıştır. 7. mad-
deye göre. iade edilme-
yen terönstlerin yargı-
lanması zorunluluğu ge-
tınlmektedır. B.madde-
sinde rezervler konmuş.
bu rezervler yüzünden
bu sözleşme uygulana-
mamıştır.
Bir devlet işlenen fi-
ilin siyasi olduğuna ka-
ni ise teröristi iade et-
mekten kaçınabiliyor. Si-
yasi olmanın tanımı da
ülkenin takdirine bırakıl-
mıştır. Diğer bir ifade ile
siyasi amaçla terör olabi-
leceğı zımmen kabui edil-
mıştir. Avrupa bu madde-
yi çok kötü kullanmıştır.
11 Eylül sonrası BM
Güvenlik Konseyi 1373
sayılı bir karar almıştır.
Bu kararla terorizmin ta-
nımını yapmamış, tero-
nzmi fıile indirgemiştir.
Fiılin siyasi amacını na-
zara almamıştır. Terör fi-
ilinin tanımını BM Genel
Kurulu'na bırakmıştır.
Banş hakkı 3. kuşak
haklardandır. BMşarnnm
1 1 maddesinde banşın
ve uluslararası güvenliğin
korunması, ilk amaçlar
arasına alınmamışhr. BM
1978 tanhlı beyanname-
sınde "Bütün miBetierve
bütün insanlar banş için-
de yaşama hakkına sa-
hiptirier" denılmektedir.
Yine BM Genel Kuru-
lu'nun 1984 tarihli
"Halklann banş hakkı-
na dair" beyannamesini
de eklemek gerekir. Yi-
ne 1981 tarihîi Afrika tn-
san ve Halklann Hakla-
n Şarü'nın 23 madde-
sinde "Halklar, hem ulu-
sal hem de uluslararası
düzeyde banş ve güven-
lik hakkına sahiptir. Des-
letlerarası ilişkilerde da-
yanışma ilkesi ve dostane
flişkiler hâkim olmahdır"
ifadesi ile banş hakkını
açıklamakradır. Barış
hakkı çok önemli bir in-
san hakkıdır. Önemli bir
hak olan banş hakkına
her çeşit ve kademede
eğitim programlannda
yer verilmelidir.
Banş hakkı
Barış hakkı yaşama
hakkının bir sonucudur.
Savaş insanı yaşama hak-
kından yoksun bırakan
keyfi bir tavır degil mi-
dir?
Barış hukuku, barış
hakkının önemli bir dü-
zenleyicisi olarak görül-
mektedir. Korku üzenne
kunılmuş bır banş değil.
hukuka dayalı ortak gü-
venliğin üzerine kurul-
muş bır banş gerekir.
Barış hakkı aynı za-
manda silahlardan ann-
mayı talep etme ve sava-
şa karşı çıkma hakkıdır.
BM şarOnın 26. madde-
si ve 1968 tarihli Nükle-
er Silahlann Yajılması-
nı Önleme Antlaşma-
a'nın 6. maddesi sılahsız-
lanmayı öngörmektedir.
Uluslararası Adalet Di-
vanı'nın nükleer silah
kullanılmasının tehdidi-
ne daır 1996 tarihli görü-
şünde
u
Tam bir nükleer
silahsızlanmanın gerçek-
leştirümesine yönelik mü-
zakerelerin hi nh edesür-
dürülüp sonuçlandınl-
masının zorunluluğu nu"
ortaya koymuştur. Banş
hakkı savaşa karşı çıkma
hakkını da içerir. Siyasi
Haklar Paktı'nm 20.
maddesi "Her türlü savaş
propagandası hukuk ta-
raûndan yasaklaıur" de-
mektedir. Savaş suçlan-
na, insanlığa karşı işlen-
mış suçlara, soykınm suç-
lanna karşı çıkmanın her
kurumun ve kişinin hak-
kı ve görevi olduğunu bu-
rada açıkça hatırlatmak
isterim.
Banş için savaşa karşı
koyma hakkı, güvenlik
haİckı. sılahsızlanma hak-
kı, banş eğitimi hakkı,
toplu ımha silahlan ile
ilgili araştırma yapılma-
sına karşı çıkma hakkının
bugünkü dünya koşulla-
n içinde kullanılmasının
zor olduğunu da biliyo-
ruz. Ancak, gelecek ne-
sillerin bizlere "bizim ba-
nş hakkuruz için ne yap-
tınız'' sorusuna ce\ap ve-
rebilmeliyiz.
Banş hakkının sağlan-
ması konusunda önemli
çabalann sürdüğünü de
belirrmek isteriz. Uzun
zamandan beri üzerinde
çalışılan savaş, soykınm
ve insanlığa karşı suçla-
n işleyenleri yargılayıp
cezalandıracak uluslara-
rası bir mahkemenın ku-
rulması sağlanmıştır.
1998 tarihli Roma Sözleş-
mesi ile kurulan Ulusla-
rarası Ceza Mahkemesi
2002 yılında Lahey'de
göreve başlamıştır. Ne
yazık kı. bu mahkeme-
nin görevını henüz 89 ül-
ke kabul etmiştir.
Dünyadaki tüm devlet-
lerin mahkemenın göre-
vini kabul etmesıni dilı-
yoruz. Bız İstanbul Baro-
su olarak meşru bir daya-
nağı bulunmayan ve ulus-
lararası hukuka aykın ola-
rak .ABD ve İngıltere'nin
Irak'ı ışgalinın bır savaş
suçu ve insanlığa karşı
bir suç oluşturduğunu,
bu nedenle mahkemenin
görevini kabul etmiş olan
İngiltere'nin başbakanı.
savunma bakanı hakkın-
da Uluslararası Ceza
Mahkemesi "ne suç du-
yurusunda bulunduk.
Mahkemenin görevini
kabul etmeyen ABD'nin
Başkanı \e öbür yetkili-
lerinin de tanık olarak
dinlenmesıni talep ettik.
İnsan yaşamını yok eden.
banşı ortadan kaldıran
savaş suçlulannın ve in-
sanlığa karşı suç işleyen-
lenn hukuksal yollardan
yargılanıp cezalandınl-
malarını talep etmekle
banş hakkı görevimizı
bir nebze de olsa yerine
getırmiş olduk.
Tüm kunım ve kışile-
nn banş hakkının sağ-
lanması konusunda du-
yarlı davranması gereğı-
ne ınanıyoruz. Savaşsız,
terörsüz, banş içinde, ın-
sanca yaşama koşullan-
nın oluşturulduğu bir
dünyada yaşamak is-
tivoruz.
CUMHURİYET'TEN
OKURLARA
İBRAHtM YILDIZ
Doğruya Doğru...
Kıbrıs üzerine siyasi tartışmaların ölçüsü kaçsa
da bir gerçek var ki altını çızmekte fayda görüyo-
ruz.
Referandum öncesi kopartılan fırtında, kimilerine
göre elde edilecek kazanımların dökümü say say
bitmek bilmez yoğunluktaydı!
Tek gerçek, çıkan sonuçta Kıbrıs Türk kesimi-
nin uzlaşmacı ve barışçı oluşuydu.
Rum kesimi ise. (AB'nin yeni üyesi demek da-
ha doğru olur) adada bir arada yaşamak şöyle dur-
sun, paylaşmaya da karşı olduklarını her fırsatta
dile getirdi.
Medyamızın uzmanla-
nnca yanlış bilgilerle ka-
muoyunu yönlendirme gi-
rişimlerinekarşınCumhu-
m
— '
. _ ,3"
Ankara: Soziertutuisun riyet gazetesi "doğruya
doğru, yanlışa yanlış " di-
yebilme ilkesini sürdürdü.
Referandumun hemen
ardından, 259 milyon Eu-
ro'luk yardım sözünü abar-
tıp, şişırip "Bak biz de-
miştik.." böbürlenmesi
yerine, AB'nin bu yardı-
- —- mının yanı sıra yeni koşul-
larını da yine Cumhuriyet manşetinde duyurdu.
• • •
Cumhuriyet gazetesınin eskı Genel Yayın Mü-
dürü Cevat Fehmi Başkut'un diplomat oğlu Ya-
man Başkırt, anılanndan oluşan bir kitap çıkar-
dı.
Başkut'un "Afferin lyiydin.. "adıylayayımlanan
kitabından kısa bir alıntı yapacağım:
"Bırçok dış polıtika yorumcusuna göre Türki-
ye. önümüzdeki bir buçuk yıl içinde belkı de Cum-
huriyet tarihinin en önemli dış politika dönemle-
rinden birini yaşayacak. Ortadoğu ve ABD ile iliş-
kilerimiz, Kıbrıs ve Ege sorunlan, AB ile ortaklı-
ğımız hep bu dönemde şekillenecek.
Böyle bir ortamın verdiği heyecanla olsa gerek
günümüzde, Türkiye 'de herkes kendini diploma-
sı uzmanı addetmeye ve bol bol ahkâm kesme-
ye başladı. Bunlara göre dış ilişkilerin koşullan de-
ğişti. Artık hızlı haberi medyadan öğrenmek müm-
kün. Teknik konular arttı, diplomat değil teknis-
yen gereklı. önemli konulan ele alanlar da diplo-
matlar değil bakanlar, başbakanlar ve hatta ba-
zen devlet başkanları. Dıplomasi, birözel uzman-
lık dalı olmaktan çıktı. Bu durumda salon adamı,
kıbarlık ustası, sözüne cimri tipteki geleneksel
diplomattan ziyade, bu ışi hükümet üyeleri, par-
lamento mensuplan, teknokratlar, gazeteciler ve
ışadamlan rahatlıkla yaparlar..."
• • •
Sömürünün egemen-
leştiği günümüzde 1 Ma-
yıs Işçi Bayramı bir baş-
ka kutlandı bu kez. Türki-
ye'de ve dünyanın bırçok
kentinde alanları doldu-
ran emekçiler adaletten,
eşitlikten, özgürlükten, ba-
ğımsızlıktan ve en önem-
lisi banştan yana tavır koy-
dular.
Cumhuriyet, 1 Mayıset-
kinliklerini öncesinde ve
sonrasmda sayfalarına
yerleştirirken yine öteki
gazetelerin önüne geçti. Sağdaki soldaki ulusal ya-
yın yapan gazetelerin birıncı sayfalarına baktığı-
mızda 1 Mayıs'ı bulmak çok zordu...
lyi haftalar...
; s r Cumhuriyef
Coşknln bayram l
geçip gitti kirpiklerimin arasından
•AnneöUü.
Sabırdan bir maske vardt yüzünde.
Oonuk bır kış gûğünün altınöa
başlanmızt eğip
ona bır duvak haztriadık pp
ve Adam ının yanına uğurtaddc
Arme'nin omuzlaeına
eğılmtş ağacm çıplak
dalındakı ıkı serçeden biri
havatandt, öteki öpucûkler
gonderü; kopkoyu bır öziemle
Ve şefksüe kapandı toprak. --
Zatnan çızgisrm bır yeriennde
gukjmseyen o çocuk
bu kez ağlıyordu..
Çünkû artık çocuk değüdi.-
KİTAP + CD —
İMZA aÜNLEHİ
6 MAYIS PERŞEMBE
8 MAYIS CUMARTESİ
10 MAYIS PAZARTESİ
13 MAYIS PERŞEMBE
15 MAYIS CUMARTESİ
16 MAYIS PAZAR
17 MAYIS PAZARTESİ
18 MAYIS SALI
19 MAYIS ÇARŞAMBA
: (İSTANBUL) Marmara Ünıversitesi Göziepe Kampjufc. Sİİfc 14.ÖC
: (ELAZIĞ) Fırat Üniversitesi. Saat 14.00
: (MALATYA) İnönO ÜnıvefSitesi, Saat: 14.00
; (BOLU) Abam Izzet Baysal Üniversîtesi. Saat: 13.00
: (İSTANBUL) Beyoğlu Megaviryon. Saat: 14.00
: (İSTANBUL) Nautılus Megavizyon / Kadıköy. Saai: 14 00
: (ANKARA) Gazi ÜnıvefSitesi. Saat: 14.00
: (ANKARA) OOTÜ, Saat: 15.00
: (GAZİANTEP) Aymefkez Spotek Ses, Saat: 14.00
0.212.245 38 05 KIRMIZI