Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C-MAYIS 2O04 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
H i J V U İ 1 tJİVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
feelleştipmeye
kırşı açbk grevi
• ;ELAZIĞ(AA)-
^'aden-İş Sendikası
Eazığ Şube Başkanı
Vihdettin Demirtaş.
öslleşrinlmesi ıçın ihale
açlan Elazığ"ın
Krvancılarılçesındekı Eti
Kom AŞ'\e bağlı Ferro
Kom Fabnkası'nda. 124
mlyon dolar değerınde
ce.'her ve paıa olduğunu
beirterek, fabrikayi alan
şircetin bu cevher ve
ürine de sahıp olacağını
sö.iedı. Demırtaş,
fabrikada çalışan 446
işçınin 23 Nisan'dan
itibaren fabrikada çıkan
yerneği yemedikleruu, 5
işçınin ıse 27 Nisan
tarhınde açlık grevine
baîladığını ve bu grevının
de^am ettığıni belirtti.
Kredi kartı
kuflaramına dikkat
• GAZİANTEP (AA) -
Alışveriş yaparken kredı
kartlannın satış noktası
tenninallerinden (POST)
faridı bir cihaza okutulup
okutulmadığına dikkat
edilmesi gerektiği
bildirildi. Emniyet Genel
Müdürlüğü'nce
yayımlanan duyuruda,
kişılerin kredi kartı alır
almaz şıfresını
değiştirmesi ve yeni
şifrelerinin aritmetik
olarak artan veya aynı
sayılardan oluşan
rakamlar yerine, kredi
kartı sahıbinın kolayca
hatırlayabileceği bır
numaradan seçılmesı
gerektiği kaydedildı.
Mısır için
Iaydalı böcek
• ADANA (AA) - Adana
Zirai Mücadele Araştırma
Enstitüsü'nce rrusırda
biyolojik mücadele
çahşmalan kapsamında,
"faydalı böcek" üretimı
yapıldığı bildirildi.
Enstitüde üretılen 51
milyon böcekten. 18
milyon 375 adeti
çiftçilerce satın alındı.
Biyolojik Mücadele Şube
Şe'fi Dr. Sevcan Öztemiz,
enstitünün turunçgılde
1970 yılında başlattıgı
biyolojik mücadele
çalışmalannın. mısır
üretimıne yönelık olarak
da yaygın bir şekilde
uygulamaya başladığını
sovledı.
Almanya'da üretici ve tüketicilerin baskısıyla yapılan denetimlerde 6 firmaya ceza kesildi
Şimdi debaldailaçEkonomi Servisi - Yeşil biberde ya-
şanan, ılaç kalıntısı nedeniyle ihraca-
tın durmasından ders alınmaması, bu-
günlerde bal sektörünün başını ağn-
tıyor. Kalıntı sorununun çözülmesı
için çalışmalar sürüyor, ancak Al-
manya'da yapay (sahte) bal yakalan-
ması Türkıye'nin ihracatını durma
noktasına getirdi.
Glikoz ve fruktoz kanştınlarak el-
de edilen yapay ballann ihracatını en-
gellemek amacıyla geçen yıldan iti-
baren zorunlu hale getirilen C13 ana-
lizıyle sorun engellenmeye çalışüıyor-
du. Ancak Almanya'da Türk market-
lerinde yapılan denetimlerde sahte
ballara rastlandı. Türk malı ballarda
şimdiye kadar 6 sahtecilik olayına
rastlandığı, bunun 10'u bulması ha-
lındeyse AB"de uygulanan "Hızb
Alarm Sistetni'' çerçevesinde Türki-
yeden ithalatın otomatik olarak dur-
durulacağı bildirildi.
Iç piyasada denetim yok
AA'ya açıklama yapan Ege Canlı
Hayvan, Su Ürünleri ve Mamulleri th-
racatçılan Bırlığı Başkanı Enver Öz-
soy, Almanya'dakı bal üreticıleri ve
tüketicı dernekJerinin baskısıyla ya-
Pamuk
caûbesini
yitirince...
Mersin'in Tarsus ilçesin-
de, 1970-1980 yıllannda
kazancı nedenrv le tercih
edilen ve ekim alanı 650
bin dekara kadar çıkan
pamuk, girdüerdeki ar-
üş sonucu cazibesini yi-
tirdL 80 olan çırçır fab-
rikası sayısı da 3'e düştü.
Çırçır fabrikası sahibi
Abdurrahim Kcsmen.
ekim alanının düşmesi-
nin sıkınü yarattığını be-
hrterek "Ğeçmişte yıhn
6 ayı tam kapasite ile ça-
hşırdık. ŞimdL sadece se-
zonda bir ay süreyle tesis
açık kahyor" dedi. (AA)
• Almanya'da Türk
marketlerinde yapılan
denetimlerde sahte ballara
rastlandı. Birçok şirket. bal
ihracatını durdururken Ege
Canlı Hayvan, Su Ürünleri ve
Mamulleri İhracatçılan Birliği
Başkanı Özsoy, antibiyotik
kalıntısı analizinden
geçemeyen ürünlerin iç
piyasaya süriilmüş
olabileceğini kaydetti.
pılan denetimlerde bulunan sahte bal-
lann, C13 analizi zorunluluğu uygu-
lamasından önce ihraç edildiğini be-
lirttı. Yapılan uygulamayla karbon
analizinden geçer not alamayan ürün-
lerin ihracatının yapılamadığını belır-
ten Özsoy," Yakalanan son ballann ih-
racaö geçen yıllarda yapümış. Konuy-
la UgiB 6 firma rapor edildi. Bu fîrma-
lann bal aldığı 2 fırmayı tespit ettik.
Birtikyönetim kunılu oiarak bu firma-
lara gereken ceza verilecektir" dedi
İç piyasada satılan ballann ise çok
büyük çoğunluğunun sahte olduğunu
ileri süren Özsoy, antibiyotik kalmtı-
sı analizinden geçemeyen iirünlenn
de iç piyasaya sürülmüş olabileceği-
ni kaydetti.
Özsoy, baldaki antibiyotik kalıntısı
probleminin ise gıderek büyüdüğüne
dikkat çekrı. Özsoy. "İhracatçı, kahn-
nsı obnayan bal bulmakta zorlanıyor.
Laboratuvar kapasitesini arrönp, ge-
rekli yasaklamalan getirerek en geç 2
yıl içinde bu sorunu da çözmeyi hedef-
İryoruz* dedi.
Öte yandan bazı dış ticaret şirketle-
ri bal ihracatının "riskli hale gekfiğT
gerekçesiyle ihracatlannı bir süre dur-
durduklan ifade edildi.
Deprem konutlannın TOKl'ce pahalıya ihale edildiği öne sürüldü
Tophı konutta trflyonhık zarar
Ekonomi Servisi - CHP tstanbul
Milletvekili Kemal Kıbçdaroğlu,
Bingöl'de yaptınlan deprem
konutlannın, TOKİ tarafmdan
pahalıya ihale edilerek Bingöl
halkının 12 trilyon lira zarara
uğratıldığını öne sürdü.
Konunun TBMM'de
araştınlması için önerge veren
Kılıçdaroğlu. 1 Mayıs2003'te
Bingöl ve ilçelerinde meydana
gelen deprem sonrasında
yurttaşlara depreme dayanıklı
konutlar yapmak için Toplu Konut
Idaresi'nin (TOKİ) toplam 2 bın
16 konutun inşaatı için davetiye
usulüyle yaptığını ıhalede konut
başına 38 milyar lira malıyet
oluşruğunu belirtti. Kılıçdaroğlu
şöyle konuştu: "Aynı alanda 480
konut yapmak için TOBB'nin
açtığı ihalede ise aynı projeler için
konut başına 30 milyar lira maliyet
beiiriendi TOKI'nin yaptığı ihale
nedeniyle 12 triryon lira zarar
oluştu. Konutlann bedelini halk
ödeyeceği için, bu para Bingöllü
depremzededen çıkacak."
TOKİ Başkanvekili Erdoğan
Bavraktar ıse bölgenin inşaat için
hazır olmaması nedeniyle ilk
ihalede maliyetlerin yüksek
olduğunu. ancak inşaat için
şartlann oluşturulmasından sonra
yapılan ıhalelerde metrekare
maliyetlennın düştüğünü söyledi.
ATO'DAN
AB'YE VİZE
DAVASI
1
Ekonomi Servisi - Ankara Ticaret
Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün.
Türk ışadamlannın. Avrupa Birliği
(AB) ülkelenne vızesiz gırmelerinin
anlaşmalara dayanan kazanılmış bir
hak olduğu gerekçesiyle Avrupa
Adalet Divanı'na dava açacağını
bildirdi. Aygün, yaptığı yazılı
açıklamada. 1973 yılında AB ile bir
katma protokol ımzalandığını ve bu
protokolde aralannda Türkiye'nin de
dahil olduğu ülkelere yeni kısıtlama
getirilemeyeceği hükmü bulunduğunu
arumsatrı. Buna göre, Türk
işadamlannın, üye ülkelerle iş yapma
hakkını vizesiz. üye ülkelerin birinde
vatandaşlık hakkını elde etmiş kişilerin
ise eşlerinı yine vizesiz yaşadıklan
ülkelere götürme hakkını elde ettiğini
belirten Aygün, kazanılmış bu hakkın
uygulanmadığına dikkat çekti.
Istanbul Ticaret Odası (ÎTO) Yönetim
Kunılu Başkanı Mehmet Yıldmm da
"Rum yönetimi uzlaşmaz tavruıı
devam ettirir, AB de KKTC'nin iyi
niyetinin karşıhğuu vermede nazlı
dâvranırsa, Türk iş âJenıi olarak
i boykot çağnsında bulunabinnz" dedi.
TEKEL, KAÇAK
VE SAHTEYLE
BOĞUŞUYOR
ANKARA (.4.4) - Türkiye'de sigara
üretimı 2003 "te önceki yıla göre yüzde
14.8 oranında azalırken, üretim rakamı
131.3 bintondan 111.8 bın tona
geriledi. Devlet tstatistik Enstitüsü
(DtE) verilerine göre 1999'da 119.2
bin ton olan sigara üretimi. 2OO0'de
122.9 bın tona, 2001 'de de 126 bin tona
çıktı. 2002"de 131.3 bın ton
seviyesinde bulunan ürerim rakamı
geçen yıl ise 111.8 bın tona düştü. Bu
da üretimin yüzde 14.8 azalması
detnek. Sektöryetkililerine göre.
üretim düşüşünde en büyük rolü, kaçak
ve sahte sigara oynuyor. Türkiye'de
geçen yıl, bir önceki yıla göre sigarayı
I bırakanlar olabileceğini, ancak bunun
! bu ölçüde dramatik bir düşüşe yol
i açmayacağını belirten yetkililer, İcaçak
1
ve sahte sigaranın sektördeki payının
yüzde 5'leri bulduğunu ifade ediyor.
Ciddi oranda vergi kaybı da yaşanacak.
Kaçak sigara ile başanh bir mücadele
yapılamadığının altı çizilirken, deniz
ve karayolu ile çok sayıda kaçak ve
sahte sigaranın Türkiye'ye
girdiği ifade ediliyor.
DÜNYA EKONOMtSlNE BAKIŞ / ERGtN YILDIZOĞLU LONDRA
'Büyük Ortadoğu' ve Tiıtku'ABD-lsrail ilişkileri, Amerikan yöne-
tcı sınıflannın "organik entelijansiyası"
için kamuoyu önünde tartışılan konu-
lardan biri değildir. Bu durvım geçen
eyiarda iki farklı nedenle, değişmeye
başladı.
Biri, Irak'ta, Reagan döneminde
Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) di-
raktörtüğünü yapmış, emekli General
E. Odom'un Wall Street Journal'a
\erdiği demeçte "başansız olduk" de-
nesine neden olan gelişmelerle ABD
tiış politikasında oluşmaya başlayan
istkrarsızlık. Diğeri, Mel Gibson'un et-
Hleyici fllmi Tutku ile ilgili tartışmalar.
türesel Balkanlar
Zbignievv Brzezinski, geçen aralık
jynda The National Interest'te ya-
ynlanan "Hegemonyanın Kaygan
KLmlan" başlıklı denemesinde, "Av-
msya'yla Uzakdoğu arasında kalan
tc'ge, dünyayı bir kaosa sürükleye-
ce< özelliklere sahiptir"? "Nüfusunun
tzci çoğunluğu Müslüman olan bu
cremli alt-bölgeye yeni 'Küresel Bal-
tanlar" diyebiliriz. Burada ABD Islam-
ö bir çatışmaya girebilir, Amerika ile
Miıpa arasında bölgeye ilişkin politi-
ta farklılıklan, Atlantik ittifakını parça-
H)abilir. Bu iki olasılıkABD'nin küresel
tegemonyasınt tehlikeye bile atabilir"
chordu. Brzezinski'ye göre ABD'nin,
bcgede, Israil'inkilerle uyuşmayan öz-
çin çıkarian var ABD'nin ulusal (ve he-
«enonyacı) çıkarlan Arap ülkeleriyle iyi
»ş<iler içinde olmasmı gerektiriyor.
fcezinskı'nin çözümlemesi, Ortado-
tvsoz konusu olduğunda ABD'nin Is-
aı ile değil, Avrupa'yia olan ilişkilerine
crcelik vermesi yönünde. Brzezins-
lîVe göre "ABD dış politikası şu anda
p)etimdeki dogmatik teorisyenlerin
speden ınmeci demokratikleştirme
le/ecanının cazibesine kapılmamalı"',
Avrupa ile işbiriiği yaparak Rlistin so-
rununu 1967 öncesi sınırtar üzerinden
bir çözüme kavuşturmalı.
Kissinger'in vakfında, ABD dış po-
litikası uzmanı, Council On Foreign
Relations (CFR) üyesi The Econo-
mist'in VVashington büro şefi Walter
Russel Mead'in geçenlerde yayımla-
nan kitabı (Power, Teror, Peace and
War: America's Grand strategy in
World at Risk) ABD'nin dış politika
stratejisinin birbaşarısızlıkriskiylekar-
şı karşıya olduğunu, Bush'un dış po-
litikasında, özellikle Ortado-
ğu'da yaşama geçirilen uygula-
maların genel siyasi stratejiyi
tehlikeye attığını savunuyordu.
Mead, CFR'de yaptığı birsöyle-
şide Filistinliler tarafından kabul
edilebilecek adaletli bir çözü-
mün ABD'nin bölgedeki konu-
munun iyileşmesine Irak'taki bir
çözümden daha çok katkıda
bulunacağını savundu (19/04).
1990'ların başında "Tarihin •"
Sonu ve Son Adam" kitabıyla
meşhur olan, Bush yönetiminin büyük
mali destek verdiği yan resmi The Na-
tional Endowement For Democ-
racy'nin Ortadoğu programlarından
sonjmlu yönetim kurulu üyesi, Francis
Fukuyama da Mısır'da çıkan, haftalık
AIHaram dergisiyle, geçen hafta yap-
tığı birsöyteşide, Bush yönetiminin Or-
tadoğu politikalannı eleştirdi. Irak'ın bir
hata olduğunu, bölgedeki ABD düş-
manlığının, ABD'nin Filistin sorununa
yaklaşımından kaynaklandığını...
ABD'nin bölgede inanılıriığını yeniden
kazanabilmek için önce Filistin soru-
nundaki tutumunu değiştirmesi gerek-
tiğini söyledi. Söyleşiden, Fukuya-
ma'nın, Şaron'un yükselmesinin
ABD'nin bölgedeki konumunu aşındır-
dıöını düşündüğü sonucu da çıkıyor.
Ozetle, ABD'de muhafazakâr kanat-
ta, dış politika çevrelerinde çok etkili
uzman ve yazarlar, aralanndaki belli
farklara karşın Amerikan dış politikası-
nın Ortadoğu'da karşılaştığı zorfukla-
nn nedenlerinin başında, Irak'ta yaşa-
nanlar değil, Filistin sorununun, israil'e
verilen desteğin biçiminin geldiğinde
birleşiyorlar. Bağımsız stratejik analiz
sitesi Power and Interest Repor-
ting'de yayımlanan Erich Marquart
imzalı yazıdaysa sorun tüm açıklığıyla
ortaya konuyordu: "Bush yönetiminin
dış politikalan Ortadoğu da ABD çı-
kahannı tehlikeye atıyor", "VVashing-
ton'un İsrail'e verdiği tarihsel destek,
ABD 'nin bölge halklannca olumlu açı-
dan görûlmesini" engelledi.
(29/04/04).
'Soğuk savaş kadar önemll'
ABD, Israil ilişkilerini sorgulayan tar-
tışmalar yavaş ışınırken, mülti-milyon
dolarlık bir sanat yaprtı, Mel Gibson'un
yönettiği, isa'nın son gününü anlatan
, Tutku (Passion) bu tartışmalan Hıris-
tiyan-Yahudi çelişkisiyle ilişkilendire-
rek, çok daha derinden, estetik-meta-
fizik bir düzeyde, etkileyecek biçimde
düştü. Gallup'a göre filmi 30 milyon-
dan fazla Amerikalı izlemiş, nüfusun
üçte ikisi de izlemeyi amaçladığını söy-
lemiş. İsa'nın, şeytanla karşılaştıktan
sonra bir ihanet sonucunda yakalan-
ması, Yahudi din adamlarının, çarmı-
ha gerilmesı için Romalı valiye yaptık-
lan baskıyı, valinin, sorumluluğu alma-
yıp elini yıkamasını, çarmıhtayken Isa
ile alay etmelerini, Meryem'in şeytan-
la mücadelesini, vb? Papa'nın sözle-
riyle "olduğu gibi" anlatan film,
ABD'de Israil yanlısı yazarlar ta-
rafından büyük bir tepkiyle kar-
şılandı. Leo VVeisefter, New Re-
public'de, filmi, "klasik Yahudi
düşmanı imajlarla dolu sado-
mazoşist bir fantezi" olarak ni-
teledi. David Danby, New Yor-
ker'da "Hastalıklı bir çalışma"
olduğunu yazdı. Boston Glo-
:
- be'dan James Carrol'a göre
: e
4 "Yahudilere karşı bir kan dava-
"~ sıydı" film. New York Times'da
Wîlliam Saphire. filmın Yahudileri he-
def gösterdiğini savundu.. Soy kınm-
da Katolik kilisesinin rolü üzerine bir
yapıtı olan Daniel Goldgagen'e göre
film "Yahudileri, sadomazoşist, adeta
bir orgiyi andıran imajlarla mahkûm
ediyor? Hıristiyan kültürünün kanlı
ölüm kültürünü yeniliyordu". Filmi Ya-
hudilere karşı bir haçlı seferi olarak yo-
rumlayıp faşizmle özdeşleştiren yazar-
lar da var. Washgington Post'ta, Kra-
uthammer'in vurguladığı gibi "Soykı-
nmda bütün kurbanlar Yahudi, bütün
katiller Hıristiyan değil miydi?". Belli ki
film çok hassas bir noktaya dokunmuş,
Bush yönetiminin Ortadoğu politikala-
rının temelindeki Evanjelik-Sryonist
erginy@tr.net
ittifaka popüler ve mitolojik düzlemde
büyük bir saldın olarak algılanmış. Bu
itttfak Israil'in kurulmasıyla, tüm top-
raklannı elde ettikten sonra, Mescidi
Aksa'yı yıkarak yerine 'III. Tapınağı'
kurmasıyla, İsa'nın geri gelişi arasında
bir bağ kuran 19 yüzyılda üretilmiş bir
Hıristiyan fantezisine dayanıyor.
Amerikan Hıristiyan/Katolik sağının
ağır toplarından, eski başkan adayı,
Pat Buchanan, The American Con-
servative'de yayımladığı bir cevapta,
eleştirilerin Mel Gibson'un filmine yö-
nefik gibi görtinmekle biriikte, aslında
Hıristiyanlığın temellerine bir saldın,
esas muhataplarının da film değil dört
Gospel olduğunu vurgulayarak tartış-
manın gerçek boyutlannı, derinliğini
ortaya koydu. Başından beri Irak sa-
vaşına da karşı çıkmış olan, Bucha-
nan'a göre bu tartışma, "Amerika'nın
ruhu üzerinde süren bir dini savaşın
parçasıydı. Bu kültürel savaş, birgûn
Soğuk Savaş kadar önemli olabilirdi".
Buchanan'a göre Tutku'ya karşı akrtı-
lan zehir, İsa'nın, "Dünya benden nef-
ret etti, sizden de nefret edecektir"
sözlerinin ne kadar haklı olduğunu
gösteriyordu. Besbelli ki Yahudi aydın-
lar Irvin Kristol'un yjllar önce yaptığı
uyanyı dinlemeyip, kendi ayrı kimlikle-
rini koruma çabalannı, ülkenin Hıristi-
yan kimliğini aşındırma noktasına ta-
şımaya başlamışlardı (26/04).
Hem bu tartışmanın şiddeti, hem de
Bush yönetiminin "Israil'in politikalan
bütün bölge için zehirdir" olduğunu,
neoconların adamı Celabi'den iğren-
diğini açıkça söyleyen (Inter Press
Service, 01/05), BM temsilcisi Brahi-
mi'ye katlanmaya devam etmesi, Ne-
ocon-ükud, ABD-lsrail ilişkilerinin
ABD dış politika çevrelerinde olduğu
kadar popüler kültür düzeyinde de ma-
saya yatınlmaya başlandığını düşün-
dürüyor
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
PES, Pes Etmiyor!
Bu yıhn çok önemli siyasal gelişmelerinden biri de,
küreselleşme sürecinin uluslararası düzlemde sor-
gulanmasıdır. Bu doğrultudaki çalışmalardan ikisi, iki
önemli örgütten geldi: PES-Avrupa Sosyalistleri Par-
tisi ve ILO-Uluslararası Çalışma Orgütü. Çalışmaların,
ortak noktası, küreselleşmenin, değeriendirilmesinın
gerekliliği ve bu konuda neler yapılabileceğidir. ILO
çalışmasını birbaşkayazıyabırakalım, aşağıdaPES'in
görüşleri özetleniyor.
Avrupa ülkelerinin ulusal düzeyde, adları sosyalist,
sosyal demokrat ya da işçi ya da bunların değişik bi-
leşımi olan partilerinin temsilcilerinin Avrupa Parlamen-
tosu'ndaki ortak adları, Avrupa Sosyalistleri Partisi'dir
(PES). PES, 626 üyeli AB Parfamentosu'nun 175 üye-
siyle, tutuculardan sonra ikıncı büyük grubudur.
PES, şubat başlannda, Küreselleşme Üzerine Siya-
sal Bildiri yayımladı. "Avrupa 2004, Geleceği Değiş-
tirmek" alt başlığıyla yayımlanan bildiri, esas olarak, kü-
reselleşme sürecinin sol gözlükle irdelenmesıne daya-
nıyor.
Sol'un ortak değerieri, eşitlik, özgürlük, banş, insan
haklanna ve onuruna saygı, kadın-erkek eşitliği, de-
mokrasi, sosyal adalet, dayanışma olarak sıralanıyor.
Bu değerlerin dünyada egemen kılınmasınınzorun-
lu olduğu vurgulanıyor.
Bu amaca AB'de ulaşılması için, daha çok ve iyi iş
alanı yaratılması; özellikle kadınlar için iş bulma oranı-
nın arttınlması isteniyor. Kamu hizmetlerinde etkinlik
sağlanmasının ve sosyal güvenliğin ekonomiye yük
olmadığı tam tersıne rekabet gücünü arttırdığı gerçe-
ğinden hareketle, AB üyeleri arasında makro ekono-
mik politikalann eşgüdümünün önemi özenle vurgula-
nıyor. Bu bağlamda, bilgi toplumuna geçiş, araştırma-
geliştirme ve yenilik politikalarına önem verilmesi; ge-
lişmenin sosyal yönünün çok daha fazla güçlendiriime-
si isteniyor.
Bu noktalar uluslararası düzleme taşınıyor. Azgeliş-
miş ülkelere ekonomik yardım ve onlann ekonomik
gelişmesınin gereği üzerinde duruluyor. Küreselleşme-
nin her yerde işçUeri ezmesinin, ILO'nun sosyal ölçüt-
lerinin, özellikle çalışma koşullarına ilışkın sözleşmele-
rinin uygulanmasıyla, önlenmesi; çokuluslu şirketlerin,
son yıllarda geliştirilen şirket sosyal sorumluluğunun
dünyada göz önünde tutulmalannın sağlanması gere-
ği üzerinde duruluyor. Bu genel çerçeve içinde ilk öz-
nel amaç olarak, her ülkede daha çok ve daha iyi iş
alanlannın yaratılması özenle seçıliyor ve öne çıkanlı-
yor.
PES, ikinci amaç olarak. çevrenin korunması ve
sürdürülebilir gelişmeyi vurguluyor. Sürdurülebilir
büyüme yerine sürdürülebilırgefişmedenilmesi, büyü-
menin, çevre ve doğal kaynaklan koruyan, hakça ge-
lir dağılımı sağlayan bır nitelik taşımasının, istikrariı ge-
lişmenin önkoşulu olmasından kaynaklanıyor
Üçüncü amaç, yeni saldınlar karşısında dünya ba-
nşının güçlendirilmesi, terör, kimyasal, biyolojik ve
nükleer silahlann yayılmasının önlenmesi; uluslararası
suçlann cezalandınlması alanında kurumlaşma ve ba-
nşı tehdit eden etmenlerin nedenlennin incelenmesi ve
gerekli önlemlerin alınması ve bu konunun Birieşmış
Milletler'in yeniden yapılanmasıyla çözümü; bu amaç-
la, Güvenlik Konseyi'nin üye sayısının arttınlması, ve-
to yetkisinin sınırtandınlması ve banş gücünün etkin-
leştırilmesi, vurgulanıyor.
Dördüncü amaç, dünyada göçmen sorununun iyi
yönetilmesi; siyasal sığınma hakkının korunması; göç-
menlerin, katıldıklan toplumlarda ekonomik, sosyal ve
kültürel kaynaşmalannın sağlanması; göçmenler ko-
nusunun yönetiminde de insan haklan, kadın-erkek
eşrUiği ve sekülarizm gibi evrensel değerlerin kollan-
ması ve yasadışı ve kaçak göçün önlenmesi sayılıyor.
Beşincisi, herdüzeyde, yerel. ulusal, Avrupa ve dün-
ya düzleminde, demokrasinin güçlendirilmesi ve
dünyanın tümüyle bu süreçlere katılmasının sağlanma-
sı işleniyor.
Bu amaçlara ulaşılması ve küreselleşmenin yarattı-
ğı zararlan azaltmanın ve getırilerinden tüm insanlığın
yararianmasının yolu olarak bır uluslararası ortak yö-
netim düzeninin oluşturulması gerektiği vurgulanı-
yor. Bir ilk adım olarak, BM-Birieşmiş Milletler'in güç-
lendirilmesi ve demokratık bir BM Parlamentosu'nun
oluşturulması; BM'nin, yalnız banş ve güvenlik alanın-
da değil, ekonomik, sosyal ve çevresel konularda
küresel düzenlemeler yapabilmesi için yeterii ve yet-
kili kılınması ve bu amaçla bir Gelişme Konseyi oluş-
turulması isteniyor.
Aynca, ILO ile biriikte yeni kurulacak bir Dünya Çev-
re Örgütü'nin sosyal ve çevresel sorunlara çözüm üret-
mesi öneriliyor. PES bu yeniden yapılanmaların katı-
lımcı ve demokratik olmasını da sağlamak amacıyla,
2005'te, uluslararası BM Reformu Kurultayı toplanma-
sını öneriyor.
Bu beş amaç, birbirini tamamlıyor. özetle PES, kü-
reselleşme karşısında pes etmiyor; küreselleşmeye
soldan yaklaşımın ilk adımlannı atıyor Kuşkusuz, bu
adımlar tartışılmalı, geliştirilmeli ve egemen kılınmalı-
dır. Ancak PES, sosyalizmin değerlerinin Avrupa'da
yaşayabilmesi için tüm dünyada geçerli kılınması ge-
rektiği bilinciyle, üye partileri 13 Haziran seçimterine ha-
zıriıyor.
yakup@metu.edu.tr
Kredi kartı borcluları ilk sırada
30 bin Mşidaha
'kara liste'yegirdi
ANKARA (ANKA)-
Bankalann "kara Hste-
si''ne yılın ilk üç ayın-
da 30 bine yakın kişi
alındı. Bunlann büyük
bölümünü kredi kartı
borçlulan oluşturdu.
Listedekilerin toplam
sayısı ise 461 bin olarak
gerçekleşti.
Edinilen bilgilere gö-
re, bankalann Merkez
Bankası'na, Merkez
Bankasf nın da rüm ban-
kalara bildirdiği negatif
nitelikli tüketici kredisi
ve kredi kartı adetlerine
ilişkin listeye ocak ayın-
da 8 bin 428, şubatta 9
bin 419, martta 10 bin
925 kişi alındı. ilk üç ay-
da listeye girenlerin top-
lam sayısı 28 bin 772 ol-
du. Ocak-mart dönemin-
de listeye alınanlann 24
bin 705'le en büyük bö-
lümünü kredi kartı borç-
lulan oluşturdu. Üç ayda
kredi kartı borcunu öde-
meyenlerin sayısı 23 bin
68, gecikmeli olarak
ödeyenlerin sayısı 1637
oldu. Bunda bankalann
kredı kartı faizlerinin
hâlâ yüksek düzeylerde
bulunması önemli birrol
oynadı.
"Kara liste"dekilerin
toplam sayısı, yeni giriş-
lere rağrnen mart ayı so-
nunda 460 bin 868'e in-
di. Bu düşüşte, listede
geriye dönük olarak ya-
pılan düzeltmeler etkili
oldu. Listedekilerin 362
bin 712'yle en büyük
bölümünü kredi kartı
borçlulan oluşturdu.