25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SMAYIS 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA |V 1 ) I j | U 1 \ kulturfacumhuriyet.com.tr 15 Can Giray, 'Bor Büyüsü' adlı romanmda Türkiye üzerinde oynanan dev kumara dikkat çekiyor Karanlık güçlerin oyunlarıCAMZE AKDEMİR Bır gün gelır de Amerika, önem-. L bır enerjı kaynağı olan bor made- nyle ilgılenmeye başlarsa hatta sa- rip olan ülkenın haklannı ezıp ge- erek madene sahıp olmaya çalışır- a ne olur° Peki bu kaynağın öne- ainin farkında olmayan ülke Tür- üye olursa ne olur? Can Giray'ın Kelebek Yayınla- r 'ndan çıkan romanı k Bor Büyüsü' hı sorulara aşk ve macera öyküsü eşliğınde kurgusal bir yanıt niteli- dni taşıyor. Yazım aşamasında öncelikle üni- ^ersıtelerin kütüphanelerinden fay- calanan yazar, ızleğinde tercıhinı tor madenıyle ilgıh olarak "Cö- nert Anadolumuzun bize sundu- ju ama değerini bir türlü bileme- diğimiz bir madenimiz var" diye- hlmek amacıyla teknık detaylara \e anlatımlara girmemek yönünde kullanmış. Olaylar gerçeklere dayair - Derin devlet oyunlarımn. güçlü lobilerin yarattığı pek bi- Unmedik güç dengeleri çerçeve- ande polisiye bir tat izleğinde ev- rilen ve dokunduğu bam telleri bağlamında gerçekçilik taşıyan romansı bir komplo teorisi diye- bilir miyiz Bor Büyüsü' için? GİRAY - Tanımlamanız çok hoş, ancak 'Bor Büyüsü'nü komplo te- orisi olarak nıtelemek ıstemem. Çünkü. 'polisiye kurgusu' dışın- da, anlatmaya çahştıklanm teoriden öte. bütünüyle gerçeklere dayalıdır. Elımden geldiğince sade dılle. karmaşık teorilere ve teknik detay- lara boğulmadan, heyecanlı bır po- lisiye kurgunun eşhğinde. borla il- gili bir şeyler duymuş ama tam ola- rak ne olduğuyla bugüne kadar il- gilenmemış kışilerin ılgısıni çek- meye çalıştım. iray'ın Kelebek Yayınlan'ndan çıkan 'polisiye-kurgu' türündeki romanı, aşk ve macera öyküsü eşliğinde, Türkiye'deki bor madenleri üzerinde dönen dolaplan işliyor. Aslında, günümüzde hepımızın hissedebıldiğı ama ne boyutlarda olduğunu tam olarak kestiremedıği- miz karanlık güçler, kutsal lobiler \ e tankatlarsa zaten teon olamaya- cak kadar gerçek değıller mı? - Siyasi göndermeleriyle hükü- metleri açıkça eleştiren. özellikle rüşvet alan milletvekillerini vur- gulayan satırlarınızda bir süre sonra adeta bir düşe dokunarak kusursuz. başarılı, tam destekli bir Türk hükümetini ve onun sos- yal demokrat liderini başkan ya- pıyor, yerinde kararlar aldırtıyor, desteğini aldığı askerle tam bir iş- birliği içinde çalıştırıyor, Ameri- ka'yı dize getiriyorsunuz. Neden böyle bir gelişimi tercih ettiniz? Mutlu son, anlamlı göndermeler. gerçeğe odaktan bir dokunuş... GİRAY - Bu oluşuma. hepimiz için geçerli olduğunu düşündüğüm, kişisel bir özlem dıyebilirsiniz. Atatürk'ün ölümünden sonra hız- la yozlaşan sıyasetten bahsetmenı de, Türk siyasetinın neden yozlaş- tığı, bugünkü parlamenter sıstemın nasıl ışledığınl ışlemedığinı konuş- mak da zaten gereksiz. Halkımızın, yapay yöntemlerle uzun zamandır uyutulmakta olduğu denn komadan hızla uyanıp gerçek- leri görebılmesı, toplumsal banşı sağlayabılmesı ve dürüst bır sıyası yapıyı oluşturarak güzel günlere ulaşabılmesi bu kadar imkânsızsa. evet hakhsmız bu bır 'mutlu son'. Ancak ben bu kadar ümıtsız de- ğilim. Defalarca kendısinı yoktan var edebilmiş bır millet olarak Ata- türk'ün açtığı yoldan giderek güzel günlere ulaşacağımıza eminim. Bu nedenle, kurgumdaki Türk başkanı, Amerika'ya, Batılı ülkelere dırayet- le karşı çıkıp ülkesınin çıkarlarını koruyabıliyor. 'Tatsız bir oyun bu' - Bor madeninin dünyada tüke- nen mevcut enerji kaynaklarına oluşturduğu alternatifin öncelik- li ulusal çıkarlar bağlamında ül- kelerin geleceğin efendisi olma yarışında gelebildikleri nokta- ya/noktalara bir maden kisvesin- de göndermesi mi Bor Büyüsü'? GİRAY - Günümüzde bırçok arabanın bor hibrit teknolojısi kul- lanılarak test edildiği otomotıv fir- malannca resmen açıklanıyor. Bor füzyonuyla temiz ve ucuz nükleer enerji elde edilebileceğı söylentile- ri de ilgıh çevTelerce konuşulmak- ta. Bunu düş dıye niteleyenler de var ancak kısa süre içinde gerçekleri hep birlıkte öğreneceğiz. Gelişün- len teknolojılen, art arda yapılan patent başvurulannı yok saysak bı- le, bor kullanılarak üretılen. çoğu alternatıfsiz olan pek çok uç ürün olduğu yadsınamaz. Sıradan mutfak tabaklanndan uzay mekiğının ısıya dayanıklı dış kaplamalanna kadar geniş bir yel- pazede kullanılan bu madenın en büyük deposunun Türkiye olduğu da bilinen bir gerçek. Buna karşın, teknolojık yetersiz- liklerimız nedenıyle, ham cevher olarak neredeyse bedavaya satıp, onlarca mısh malıyetlere katlanıp işlenrruş bor ürünlerini geri alıyo- ruz. Üstehk uluslararası ticaretin komık bir kuralı gereğı de, toprak- tan çıkardığımız ham cevher üreti- mini arttmrsak piyasadaki değeri hızla düşüyor. Tek çaremız, ham cevheri yok pa- hasına satmaktansa işleyebilecek teknolojiye bir an önce sahıp olma- mız. Gelişmış ülkeler doğal olarak bu teknolojıyı bize vermeyecek, çı- karlan kendı gelıştirdıklen teknolo- jiyı bize transfer etmek değil, rezer- vimizı en ucuz maliyetle ele geçir- mek olacaktır. Aynca bu durum sadece borla sı- nırlı degıl. Osmanlf nın son yıllan- nı ıncelersek yıllardır nasıl bır oyu- nun döndüğü rahatlıkla gözler önü- ne senlebıhyor. Sadece Atatürk bu sömürüye en- gel olmuş ama ne yazık kı sonra ay- nı oyun yınelenmeye başlamış. Umanm kısa sürede bu tatsız oyun- dan sıkıhp kendi senaryolanmızı üretebılıriz. 'Karagöz ve Hacivat'la Cumhuriyet'e Yolculuk' Mersin'de sahneleniyor Türkiye'nin ilkçocuk operası Gülce Çelik'in yönettiği opera yarın saat 11.00'de. Kültür Servisi - Mersin Devlet Opera ve Balesi, Türkiye'nin ılk çocuk operası olan 'Karagöz ve Hacivat'la Cumhuriyet'e Yolculuk'u yann saat 11 .OO'de Mersin Kültür Merkezı'nde sahneleyecek. İlk göstenmı 29 Nisan'da gerçekleştirilen yapıt, müzikal açıdan çocuklara çekıci gelecek, akılda kalıcı ve çocuk şarkısı formunda melodilerle bezeli. Geleneksel müziğımızden motıflerin kullanıldığı, 'Karagöz ve Hacivat'la Cumhuriyet'e Yolculuk'un dramatik kurgusu da geleneksel sanatlanmızdan olan 'gölge tiyatrosu'yla bağlantılı. Yapıtın müziği, aynı zamanda şeflığini de yapan Mustafa Erdoğan'a, librettosu ise yapıtın yönetmenliğini üstlenen Gülce Çelik'e ait. Dekor tasanmını Seyhan Atamer'ın, kostüm tasanmını Alev Tol'un, ışık tasanmını Vehbi Pala'nın yaptığı operamn koreografı Levent Güngör, çocuk korosunun şefi ise Reyhan Bezdüz. Yapıtta başlıca rollerı Korhan Dinçer, Engin Suna, Orhan Yıldız, Mustafa Özer, Onur Polat. Hicran Evşen Tartancı, Neslihan Llaş, Hasan Berk ve Tolga Erden paylaşıyor. (0 324 238 37 52) ARİFDAMAR 2004 Nisan ayı dergilerin- den Adam Sanat, Akatalpa, Aykınsanat, Berfin Bahar, Di- ze, E, Evrensel Kültür, Hay- van, Islık. kitap-lık, Öteki-siz, 3 Nokta, Tavır, Türk Dili Der- gisi, Varlık. Yaba Edebiyat, Yasakmeyve'deki şıirleri oku- dum, inceledün. Yasakmeyve (mart-nisan) dergısindeki Hil- mi Yavuz'un şiinni konu bü- tünlüğünden dolayı tek şiir gi- bı düşünüp ayın şiiri olarak değerlendirdim ve yayımlan- mak üzere ikincı ve üçüncü şi- irleri seçtım. Hilmi Yavuz'un "Bakış Kuşu" adlı ilk kitabıru göre- memiş, okuyamamıştım. Bel- ki de okudum ama bende bir iz bırakmadığı için okuma- mıştım diyorum. Ama 1975'te kitap haline getirdiği "Bed- rettin Üzerine Şürler"ı der- gilerde çıkmaya başlayınca il- gi ve hayranlıkla izledim. Bu şürler kitaplaşınca çok sevile- ceğini, beğenileceğini A. Ka- dir le ilgili bir toplantıda ken- disıne söyledım Düşündü- ğüm gibi oldu. Bılındiği gibi Nâzım Hikmet ın Bedrettin konusunda bir "destan"ı var- dı. Yanılmıyorsam 1936 yılın- da çıktı. Ama aradan bunca yıl geçmesine karşın "şairane" kimi dizeleri dayanıksız olsa da bugün bıle okuyanı derin- den etkiler. Aslında bu kitap- la Nâzım büyük şairliğe adı- mını atmıştır bana göre. İşte ortada Nâzım'ın "Bedret- tin "i var. Aradan kırk yıl ge- çince Hihnı Yavıoz aynı konu- yu ele alıp şiirleştiriyor. Çok ORTRE/ HİLMİ YAVLZ 1936 Istanbul doğumlu şair- yazar Hilmi Yavuz. Istanbul Universitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenimini yanda bırakarak Ingıltere'ye gitti. 1969"da Londra Universitesi Felsefe Bölümü'nü bitiren Yavuz, 1989'da Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanhğı'nın kültür-sanat danışmanı oldu. İlk şiirleri 1952'de Dönem dergisinde çıkan Yavuz, 'Doğu Şiirleri' kitabıyla 1978 Yeditepe Şiir Ödülü'nü, 'Zaman Şiirleri' ile 1987 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü, 'Modernleşme, Oryantalizm. İslam' adlı yapıtıyla da 1999 yılı Türkiye Yazarlar Birlıği Fikır Ödülü'nü aldı. Şiir: Bakış Kuşu (1969), Bedrettin Üzerine Şiirler (1975), Doğu Şiirleri (1977), Yaz Şiirleri (1981), Gizemli Şiirler (1984), Zaman Şiirleri (1987), Söylem Şiirleri (1989), Hüzün ki En Çok Yakışandır Bize (1989), Ayna Şiirleri (1992), Gülün Ustası Yoktûr (Toplu Şıirlen 1, 1993), Erguvan Sözler (Toplu Şıirlen 2, 1993), Çöl Şiirleri (1996). Akşanı Şiirleri (1998). zor bır iş. Ama Hilmi Ya\aız o zorluğu aşıyor. çok özgül ve çoközgün bir kitabı yaratıyor. Hilmi şıır yazılmaz. yapılır der; bu karuyı ben de paylaşı- yorum. Bu kıtabında Ya- vuz'un sosyalist gerçekçi bir anlayışla yazdığı söyleniyor. Ben hiç öyle düşünmüyonım. Konusundan ötürü böyle dü- şünüyorlar. Hilmi Ya\ıız sonralan Doğu Şürleri'nı ve Mustafa Suphi Destanı'nı yazdı. Sonralan şi- irini değiştirdi. Düşüncesinde de, kesin söyleyemesem de bir değişim olduğunu sanıyorum. Zaman gazetesinde yazı yaz- ması beni ve çoklannı çok şa- şırttı. Tamam. çok usta, çok bilgıü bır arkadaşımız. Üstelik felsefecı yanı da var. Anladı- ğıma göre herkes, her anlayış- taki insan tarafından sevil- mek, beğenilmek istıyor. Bir sanatçının, bir şairin sevme- yenJeri. düşmanlan da ohnalı- dır. Çok söyledım. bir de bu- rada yineleyeyim: Dünyayı değıştiren sanıklardır. Ama suçlu değildirler. Suçlu olan. egemen sınıf ve onlann ıde- olojileridir. Bu düşüncem bi- lim konusunda da böyledır. Galile'yi anımsayahm. Papa- lık tam üç yüz yıl sonra onu bağışladı. Büyük Fransız dev- rimcilen de önce krallığın sa- nığıydılar. Suçlu olan kral ve kralîıktı. Uzattık. Hilmi Yavoız bu şiirlerinde de ustahğuıı bır kez daha kanıthyor. "...gele- nekle modern, geçmişle bu- gün arasında köprü olmuş" yargısına katıhyorum. Nâzım Hikmet'ten savrulan yeni bir Yahya Kemal! harfler ve yunanlı lirik duruşlu kadın! bacaklarını aşklara doğru büküyon L a m d a! bulur beni o, yalnızlık harfleriyle benimle tenhalaşan odamda... biri daima önde, biri daima yavaş; giderler elif'le birlikte dağa; bir ah olmak için; -iki arkadaş, giderler, Akhilleus ve kaplumbağa... gibidirler, yunanlı, alfa, beta ne kadardtysalar o kadar vardı; biri yazlara para, biri kışlara meta; bilmezsiniz, eskiden, keder, sokaklardı. harfler ve atlar uzunca bir zamandır atların hayale iyi geldiği bilinir; göğü kanat çırpa çırpa büyütür, bir büyüdür Pegasos ya da iki harfli 'at'... ve her harf kendinde bir tat! sözün köze döndüğü düğüm; ve koparzincirini; -gördüğüm 'o' aşktır ve o yasemin renkli saat! bir söz ötekine gömülür... ya ben? var'ımdaki çöl, yok'umdaki kum... mum da kalmadıydı, yandı kokum, karanfil ve atları yazarken o hattat... HİLMİ YAVUZ Beplin Tebeşir Dairesi' • Kültür Servisi - Afıfe Jale Sahnesi, 8 Mayıs günü 20.30'da 'Berlin Tebeşir Dairesi' adlı oyuna ev sahipliği yapacak. Özgün adı Full Circle olan 'Berlin Tebeşir Dairesi', Amerikalı yazar Charles L. Mee'nin diğer o>Tinlan gibi, onlarca metınden ve yazardan alıntılar yapılarak oluşturuhnuş. 'Yeniden-yapım' adrnı verdiği projesiyle klasik oyunlan tekrar yazan Mee, bu yapıtında Lı Qianfu'nun 14. yüzyılda "Tebeşır Dairesi' adı ile yazdığı oyunu temel alıyor. Başak Yeşıl'ın çevirdiği oyunu, Abdullah Cabaluz yönetiyor. Dekor tasanmı Aziz Togay Kılıçoğlu'na, ışık ve ses tasanmı Onur Yıldmm'a ait olan oyunda başlıca rolleri Ali Yiğıt Susmuş. Aybeniz Ece Cınlalıç, Aykut Engin ve Azız Togay Kıhçoğlu paylaşıyor. Nânm Kültürevi taşımyor • Kültür Servisi - 1997 yılından bu yana çalışmalannı üç ayn yerde sürdüren tstanbul Nâzım Kültürevi, önümüzdekı dönem çalışmalannı yeni bir adresten yürütecek. Kültürevinı kültür merkezine dönüştürmeyi amaçlayan yetkililer. yeni dönemde içerik ve biçim açısından da değişıklikler yapacaklar. 1 Eylül'den başlayarak yeni yerinde hizmet verecek olan Nâzım Kültürevi, bu tarihe kadar Istiklal Caddesi'ndeki 'Başka Kültür Merkezi'nı geçici ıletişım bürosu olarak kullanacak. Şu an devam eden atölye çahşmalanyla yeni dönem için yapılan hazırhklann koordınasyonu da 1 Eylül'e kadar buradan sürdürüİecek. (Başka Kültür Merkezi: 0 212 249 12 84) Kısa metrajlı senaryo yarışmaa • Kültür Sersisi - 'Kodak-Antrakt Sinema Dergisi 2. Kısa Metrajlı Fılm Senaryosu Yanşması' sonuçlandı. Sinema sektörüne yeni senaryolar ve senaristler kazandrrmak amacıyla iki yılda bir düzenlenen yanşmada Semir Aslanyürek, Sema Fener, Tuna Erdem. Zeynep Özbatur, Yelda Kaymakçı Reynaud, Ozgür Şeyben ve Deniz Yavuz'dan oluşan seçıcı kurul. Belma Baş'ın 'Poyraz' adlı senaryosunu bırincıliğe değer gördü. Ön elemeyi geçen yapıtlar arasından Yılmaz Biçer'in "Torba" adlı senaryosuna ise yanşmanın düzenleyici firması Kodak tarafından özel ödül verildi. Geopge Michael'ın yeni albümü • Kültür Servisi - 801i yıllardaki topluluğu Whamile 'Careless VVhispers' ve 'Wake Me Up Before You Go Go' gibi parçalarla gençliği fetheden şarkıcı George Michael, lOyıllık hasreti, yeni albümü '"Patience" ile gideriyor. Sony etiketiyle ülkemizde yayımlanan albümün ilk single'ı 'Amazing' ise şimdiden tüm radyolann favonsi. Parçanın klibi ünlü yönetmen Matthew Rolston tarafından çekilmiş. Sanatçının yapuncılığım da üstlendiği albümde birbirinden iddialı 13 şarkı bulunuyor. Bu listeye, George Michael'ın daha önceden sadece GD single olarak yayımlanan ve video kliplenyle büyük ses getiren Freeek!' ve 'Shoot The Dog' da dahil. Atlas'04 Festivali başlıyor • Kültür Senisi - Oz Prodüksiyon'un düzenlediğr'Atlas"04 Festival"i yann başlıyor. 8 Mayıs'a dek Beşiktaş Kültür Merkezı'nde yapılacak festıvalde Urma-Ensemble, Mafalda Arnauth, Aynur Doğan, tkiz Caz Dörtlüsü, Joe Gaeta Caz Dörtlüsü, Cengiz Yaltkaya-Eldad Tarmu Caz Üçlüsü, Elliott Caine Caz Beşlisi, Ayşegül Yeşihıil Caz Beşlisı. Nikos Papazoğlu, Ali Rıza Albayrak- Hüseyin Alba\Tak, Muharrem Temiz, Okan Murat Öztürk-Nida Ateş-Hasan Yükselir, Erkan Oğur-İsmaıl H. Demircioğlu ve Lo'Jo sanatseverlerle buluşacak. Aynca 6 Mayıs'ta Kay Erickson, Istanbul Fotoğraf Merkezi'nde "Elle Siyah - Beyaz Fotoğraflan Renklendırme' başhklı bir vvorkshop düzenleyecek. (0 216 454 15 55) 'Hasta adam' tartışılacak • Kültür Servisi - Boğaziçi Cniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof Dr. Huricihan Islamoğlu, 5 Mayıs Çarşamba günü saat 18.30'da Osmanlı Bankası Müzesi'nde 'Osmanlı Modern De\leti. Özel Mülkiyet ve Hukuk' konulu bir konferans verecek. Voyvoda Caddesi İktisat Tarihi Toplantılan'nın mayıs ayı konuğu tslamoğlu. Osmanlı'nın 19. yüzyıl tarihinin, iddia edildiği gibi kendini Avrupa'ya beğendirmeye çalışan 'hasta adam'ın tarihi olmaktan çok, modem dönüşümün sancılannı çeken bir bölgenin tarihi olduğuna değinecek. (0 212 292 76 05)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle