18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2004 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER ÂÇI HUMTAZ SOYSAL leori ve Pratik ÇUKLJROVA Üniversitesı'nın "kampus'u Türkıye'nin e büyuçju. 22 bın dönümlük yeşil alan. Seyhan baraj g»lü kıyısında spor ve dimenme tesıslen, öğrenım yapı- Irı, hastaneler, yurtlar, Adana betonluğu ıçindeki bu "a/ıa"ds kızlı erkeklı yaşayan. öğrenen ve şu sıra "Ba- hvr ŞenlJğfnöe eğlenen 30 bın genç. Büyük: anfde onlara seslenırken düşünüyorsunuz: M.lnız te-k bırkentın betonlan ortasında değıl, ufku ka- rrmakta olan bütün bir ülkenın kötümseriıkortamında içaçıcı b>ır umut vahası. Yalnız o gençlenn aydınlık yüz- leidir inaana lyimseriık veren. Kimsenin bu umudu. YÖK rrörmu v e halk isteği gıbi lâf kalabalıklan gerisinde çağ- dşı bir ırnam-hatip saplantısıyla karartmaya hakkı olma- rralı. Sayın Başbakan dünkügruptoplantısındaestı köpür- dü. Ağzından '•ulusal egemenlik" sözünü düşürmeden. "Iktıdav"' kavramıyla "egemenlik" kavramını birbirine kınştırarak. O konuşurken, ıster istemez, doğru dürüst bir sosyal bı im ve felsefe öğrenımının ülke yonetecek ınsanlara ne kıdaryararlı olabıleceğım düşünüyorsunuz. Nerdeyse, "Uozofkcralla^ sozü eden eskılere ınanırcasına Ama lconuyu o raddeye vardırmadan da, Türkıye'de ikıdarolanlann en azından cumhunyetın ılkanayasala- nile 19S1'den sonra yapılanlar arasındakı kuramsal taşkalığı bılmelenni beklemez mısıniz? Egemenliğin ulu- SÎ aıt olırşu, ulusun seçımlerie ışbaşına getırdıği kişıler- Cb oluşturulmuş bir çoğunluğun, ne denli büyük olursa osun, eçşemenlığın tek sahıbı ve tek kullananı olması de- rrek değjıl kı. Anayasa'nın yetkilı kıldığı başka organlar da, yıne Anayasa'ca konan esaslara göre egemenlığı ulus adına kullanıriar. öyle olmasaydı, cumhurbaşkanı par- lanentonun yaptığı yasalan geri çevırebilir, hattâ belirli koşullarda anayasa değışıklıklerini bıle halkoyiamasına gdtürebıl ir mıydı? Anayasa Mahkemesi Anayasa'ya ay- kn bulduğu yasalann durduaılmasına ve ıptaline gide- bıir mıydi? Ulusal egemenlık, iktıdarsarhoşluğuyla "Biztoplum- sil mutabakatız" diyerek rastgele kullanılabilecek ucuz br kavram değil. Kullanılışı, toplumsal oydaşmanın te- rrel sözleşmesı sayılan anayasal ilkelere uygun olmalı- dr. Bu bakımdan, imam-hatıp lıselen gıbi özde dın gö- revtisi yetiştirmesı gereken bir öğretım sistemını bütün rresleklerin fidanlığı durumuna getınp cumhunyetın lâ- ikik ılkesini tehlikeye atmak, ulusal egemenliğin doğru kullanılışı sayılamaz. Politika pratıği içındekı ınsanlann böylesine kuram- sal ınceliklerle haşır neşır olması elbet beklenemez. A-na son gerilime yol açmış olan Sayın Başbakan ve çev- resindekilenn bu konulan ryi bilmesi ve kendılennı uyar- ması gereken danışmanlan vardır heıtıalde. Belkı de, asıl şımdıkı iktıdar sahiplenne "Danışman- lannızı değiştirin!" demenın sırası gelmıştir. Laik Cumhuriyetimize Yönelik... Üniversiteler ve eğitimciler, katsayı değişikliğine şiddetle karşı olduklannı haklı gerekçelerle dile getirdikleri halde AKP iktidan, eğitsel kaygılarla değil de salt siyasal nedenlerle bu konuya odaklanmayı ısrarla sürdürüyor. Prof. Dr. NeCİa ARAT/L v A:a^« Sorunlan Merkezi Müdürü A KP ıktıdan, kimi medya organla- mun desteğıyle başanlı gibı gös- terme\ı başardığı başansız Kıbns polıtikasının neden olduğu toz du- mandan yararlanarak Türkıye Cum- huriyetı'nın temellerini sarsacak girişimlerıni yürutüp olgunlaştırdı. Bütün gizleme çabalanna karşın. ordu ıle yar- gı ve üıuversiteler ile, yanı ulkenin henuz sağ- lıklı laik kurumlan ıle ilışkılen ıyice gergınleş- miş olduğu içın. onlan hizaya getırmek(') üze- re. sözde hızlı bir reform programıru uygulama- ya koyuldu Ilk adtm. "Avrupa Birliği böyle ol- masını istiyor" maskelemesi altında Türk Silah- lı Kuvvetlen'nden 28 Şubat 1997'nın rovanşını alma konusunda atıldı. Hazırlanan Anayasa De- ğışıklığı Paketinde. Avrupa Birlıği Uyum Yasa- lan çerçevesınde önerilen. Asken harcamalann Sayıştay tarafindan denetlenmesı. Yüksek Öğre- tim Kunımu'nda Genelkurmay temsilcisinin yer almaması: devlet gü\ enlık mahkemelennın kal- drnlması (daha önce de Millı Güvenlik Kurulu'nun bir daruşma kunılu düzeyıne ındirgenmesı) hep bu amaçla planlandı. Laik Cumhunyet ünıversıtelerinden alınacak rövanş için ıse Mıllı Eğitim Bakanlığı'nm hazır- ladığı YÖKyasatasansı kullanılmakta.. Millı Eğı- tinı Bakanı'nın -Bu tasan meslek lisesi mezun- lan ik genel Bse mezunlanna üniversiteye girişte eşit katsayı uygulaması jçeriyor" savına karşın bu tasan, gerçekte ımam-hatıp lisesi mezunlanna öğ- reruminı gördüklen meslek dalının dışında. ör- neğin hukuk. siyasal bilgiler. iktisat. eğitım vb. alanlarda. ünıversıteye devam etme ayncalığını sağlıyor Üniversiteler ve eğitimciler. katsayı de- ğişikliğine şiddetle karşı oldukJannı hakJı ge- rekçelerle dile getirdikleri halde AKP iktidan. eğit- sel kaygılarla değil de salt siyasal nedenlerle bu konuya odaklanmayı ısrarla sürdürüyor. Yargı konusundaki kritik değişıklık ise kamu- oyunda ve hukukçular arasında hemen hemen hıç tartışılmadan. uluslararası anlaşmalann iç hu- kukun ustünde yer almasını öngönıyor. Böyle- ce yargı bağımsızüğırruza gölge düşerken AKP'nın gerçek yüzünü gösteren kimi çelişkiler de göz- ler önüne seriliyor. Çünkü, bütün bu öneriler sa- yısal yeterliliğı DYP'nin katkısı ile tamamlanan iktıdara anayasayı jet hızı ile değiştirme olana- ğını veriyor, ama Müslüman - demokrat(') AKP mıllervekilleri değişıklık tasansındakı. ımzala- mış bulunduğumuz uluslararası sözleşmelerin gereği olan. kadınlardan yana olumlu aynmcı- lık maddesini paketten çıkanveriyorlar Yani, or- duya. laik ünıversitelere, yargıya sözde demok- rası adına tırpan atılırken gerçek demokrasinin temellerini oluşturacak olan kadın-erkek eşitli- ğinı güvence altına alan olumlu aynmcılık yön- temi de tırpanlanıyor. Demokrasinin en temel il- ke ve yöntemlerinden bırinı böylesine çelişkili bir bilınçsızlikle yadsıyan bir siyasal iktıdara de- mokrat adı verilebilir mı° AKP ıktidannı Müs- luman demokrat di\ e adlandınp ağız dolusu pro- pagandalannı yapanlar ve de bu ülkenin kadın seçmenleri bir kez daha düşünsünler. Bütün bu olup bitenler beklerunedik ve şaşır- tıcı girişımler mi? Kuşkusuz. hayır... Çünkü AKP iktidan doğasının gereğini yerine getiriyor. Za- ten kafalannın ıçlen ya da dışlan "türbanh" olanlar ile onlan destekleyen "uzlaşmaa postmo- dernistler"den oluşan bir koalisyon. son on beş yıldır bu yollann taşlannı teker teker döşeyip durmakta idi Kısacası. AB'ye uyum çerçevesi altında yapı- lan anayasa değişiklikleri ve laik eğitim sıstemi- ne seçenek olarak getinlen imam hariplerin kat- sayı meselesi, olumlu aynmcılık karşıtlığı ve benzeri olaylar, bize gidişin laik Cumhum etten neoemperyalıstlerin idealı olan "Ihmh İslam Cumhuriyetine" doğru oldugunu gösteriyor. Ay- nca son on beş yıldır tehlike çanlannın giderek daha hızlı çaldığını dile getırdiğimiz "Türbanb Demokrasinin"(') adım adım yaklaştığını haber veriyor. Ne var kı bu, yalnızca iktidann sayısal çoğun- Iuğuna dayanarak çıkartacağı ya da değıştirece- ği yasalarla sağlanamayacağından 20O0'lı yıl- larda topluma egemen olması düşlenen ve hedef- lenen bır zihniyetin taşıyıcılarmı ve militanlan- nı da yetiştırmek gerekiyor. Bunun için tüm la- ik ve ulusal değerlerin sarsıhnası ve yok edilme- si. Atatürk ilke ve devrimlerinin insan haklanna aykın olduğunun şu anda 8-17 yaş arasındakı genç kuşağa ögretilmesi de planlaruyor. Bu amaç doğ- rultusunda yerli ve yabancı vakfilann ışbırliği ile bütün ders kıtaplannın hızla tarandığını ve ge- reken elemenin yapılmakta oldugunu biliyoruz Kanımızca bu girişim, değişnrilecek >-asalann öte- sinde tehlikeler içerdiği için aydın kamuoyu. ül- kenin geleceğini belirleyecek olan bu konuda da daha duyarlı ve uyanık olmak ve demokratik tepkisını daha net bir bıçımde ortaya kojTnak %-ükümlülüğünü taşımaktadır. (Buyazı 6 Mayıs tarihinde yazılmıştır). w w Universiteden Medreseye... SEYAHATACENTA9 K I U HOl JM VARŞOVA-KRAKOVİ 18 Hadran - 23 Hazlran / 6 ODn 5* OMIard*, OK Konaldaıra, Şahlr Turtan, AUSCHWİTS- İIRKENAUyeTUZ MADENLERI Turu DAHIL Hiç tuzdan yapılmış heykeller gördûnûz tnû? 90Ü€ 02 / 13 Haziran (11 Gün) 1 F r , . . . ) TURLJUt OAhriL (EKSTDA TUR YOK) 4* otefler Tm ftrmtfon Kuııdıliıa rter«R«hbeftikDAHİL 1890$ İFIyat I t n m ızı IMK MNK CMM|M M. İKİS rniUİNl (ZMH kHhMçkfe I T»l: (0212) 219 tZ _ Blkırköy :(02t2)S4l 4117* 3llmumcıı Atrıum :(c2 1 2)««1 »3 »İ • Su«dıy« ı.-.ı.hnroız: O 2 » ) I 1 T 4 1 71» ANKARA , :(C242]ZX1 I I 10* İZMİR 3URSA : 0224 211 10 12* ADANA v a r g l l c r l d a h l l d » J M d l r Lurıtırlııı.ciB 240 60 I I0212)1*7 «• 31 02-6)41» 31 91 0312}4tl II 71 0232)441 2« •• 0322)414 14 14 Alpaslan BERKTAY S on YOK tartışmaları. beni, 2. Dün\a Savaşı yıllarındaki ögrencılık günlerime götürdü. Istanbul Cnıversıtesı Tıp Fakül- tesi'ndeki hocalanmızın önemli bir bölümü. Hitler'den kaçıp gelen, dünya çapında ünlü, değerlı bılım adamlanvdı Hıtlerkaranlığından. "HavBtta en hakiki mürşit ilimdir" diyen Atatürk'ün bılım aydınlığı- na gelmişlerdı. Orneğin. yabancı yayırdarda "bü- v ı ükfiz\ok>g'" olarak adı geçen. "So- lunumdaki Reaksiyon Teorisi" ile Hans VVinterstein.. Miyoglobini bulan bıyokımyacı Felis Houre- witz.. Diyabete karşı Synthalin'ı bulan EricFrank... Yetişkin tüber- külozunda lenfadenobronkojen olay teorisiylepatolog PhilipSchwartz... Hücrenın içını incele>en mıkroma- nipülatörü bulan Tiber Peterfi... Kendi teonlennden söz ederken ço- cuk gibı kızanp "Zamanımızda ba- n kimsder bövie düşünü\ i Drsa da da- ha belli değfl'" dı\ en, bılımlenne de kişilıklerine de savgı duyulacak, gerçekbüimadamlan.. Öbürtakül- telerde de durum farklı değildi. Yi- nelersek. bunlar Atatürk'ün kişili- ğine güvenerek gelmişlerdi. Çün- kü Atatürk, medreseleri kapatmış, çağdaş. bilımi tek rehber alan birüni- versite açmıştı. Geldikleri Atatürk ile kaçtıklan Hıtler. ak ıle kara ka- dar bırbınne taban tabana tersti. Zaten bu bılım adamlannı tanıyın- ca, onlan kaçırtan Hitler hakkında yeterince bilgi sahibi olabıliyor. "Düşmanlanm ryi seçmişler!" di- yebiliyordunuz. Türk hocalanmız- dan Hulûsi Behçet MazharOsmaa Âkil Muhtar, TevfîkSağJam... Bugün Başbakanlık koltuğunda oturan kışi. bır imamdır. tmam ki- şıliği değişmez, çocuklukta neyse o... "Ağaç yaşken eğüir" dıyerek çocuklara küçük yaştan el atmala- n. imam okullanna, Kuran kursla- nna, hacı-hoca takımının eline bı- rakmalan da bundan... Geçen yıl Kayseri'de 23 Nisan törenlerinde parmak kadar çocuğu imam giysi- leriyle geçırdikleri gibi... Bilimsel şüphecilik olmadan bılım olmaz. Şüphecilıği küfür, imansızlık sa- yan kafalarla da bilim yapılmaz. Şu mübarek kafa ise salİamak de- ğil, düşünmek içindir. BaşbakanJık koltuğundaki kişinin eğitimi, kafa yapısı farklı mı? imam okulundan çüian imam kafalı olur. imam ka- fasıyla namaz kıldınlır. imam ka- fasıyla devlet yönetilmez. Ama -İmam biküğini okur, ben yöneti- rim" deyüıce, neye el atarsanız, yü- zünüze gözünüze bulaştınrsınız. Kişi kendını bilmek gibi irfan ol- maz. "Ben kim, büime, bilim yuva- sına yön vermek Idm" demek var. TÜBlTAK'a el atıp "bir defa- hk" ) önetım kurulu üyelerini atıyor! Ozal'ın. "Anayasa bir kez deünsene olur" dediğı gibi.. Medrese kültü- rüyle çağdaş bilim üretilmez. St. John Kilisesi'nin ünıversıtesinde "hukukdoktoru" cüppesi giyip -ne- reden nereye- bır muhterem pede- nn oku\ r up üflemesiyle de üniver- site adamı olunmaz. Kafadan geçenlerbelli: "tmam- dan bakan. başbakan ohır da neden des lct kadrolan imamlarla doldu- rulmasın?" Ünıversiteyi medrese- ye çevirecekler, imam okullanna tam hız verip devlet kadrolannı se- ri halinde imal edilmiş. düşünme- yen, sadece sallanan kafalarla dol- duracaklar! Akılla, bilrmle, Atatürk'le inat- laşan korkusuz şövalye, hayvana ters binmiş. dörtnala sürüyor orta- çağa. "tlk hedefıniz imam cumhu- rrveti!" Şaşkın ördek arkadan dalar. Akıl- sız iktidar da akılla, bilimle dalaşır. Hitler de Menderes de bunu dene- diler, üstelık onlar da oyçokluğuy- la geldiler. Ama bu. onlara ıyi gel- medi. Büime karşı bu cüret nereden? Bush söylüyor, o yapıyor. BOP'nin (Büyük Ortadoğu Projesı) verdığı görev bu "Ihmh İslam!" "Nasüsa arkamda Bush var!" Bush ve ortaklan adamı yan yolda bırakıvenrler. örnekleri pek çok Bir yanda da Kopenhag knterle- rini. bu bağlamda "demokrasi"yi sa- vunuyorlar! 3 Kasım seçımlerinin hemen ertesi günü. Recep Ta\-\ip, Wolfowitz'e mektup yazıp Cumhu- riyetin güvencesı Türk ordusuna karşı desteğini istiyor! Laik, bilim- sel. çağdaş eğitimden geçmiş, Ata- türkçü asker. "Recep Tayyip'in de- mokrasisi" yolunda engel, ortaçağ temsilcileri ise "demokrat"! Kretcb- ner'in söylediğı de şu: "Hangi Ba- öülkesinde askereğitimleuğraşır?"* Başa geçer geçmez, Karamanlis'ın de Kopenhag "dakilenn de söyle- dikleri bu. Ya hangi Ban ülkesinde papazdan başbakan vardır, devle- tin içi papaziarla nka basadokhmıl- muştur? Ban, a>dınhk bir Türkiy e istemiyor. Burada da bize biçtiği "Inmta tslam"ı uygulayacak fıgü- ranlar buluyor. "Ben değiştim''sö- zü, büyük takıyye! Nereniz değış- ti? 40 yıllık Kâni, olur mu Yani 0 Kıbns'ı verenlerin. bunu örtmek için laikliğe saldıracaklan belliydı. "Gaflet, dalalet, hatta hryaneL_" Yelpazenin neresindesiniz? Adım- zı kendınız koyun! KADİR ÇOPDEMİR İLE BİR ÇEŞİT HABER PROGRAM gerçegin . - - • • * • Kadir Çöpdemir 'yüksek' gündem ile halkın gündemi arasındaki kayıp bağlantıyı buluyor. Olaylara hayatın tam ortasından bakıyor, gelişmeleri vatandaşlarla değerlendiriyor. SALI'DAN CUMA 7 YA HAFTA İÇİ 17:00 PENCERE Eniştem Beni Neye Öptii?.. Kimi zaman insan uyanıkken rüya görür, kendi- sine birçimdikatar... Düş mü görüyoruz?.. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan eşiy- le birlikte Atina'ya gitti... Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis, konuk- lannı uğurlarken, Recep Tayyip Bey'ın eşi Emine Hanım'a sarılarak yanaklanndan öptü... Kıyamet koptu... Başbakanlık Basın Müşaviri Tezcan, telaşa dü- şerek en başta devletin resmi televizyonu olmak üzere sağa sola başvurup öpüş sahnesinin yayım- lanmasını yasaklamaya çalıştı... Ama sansür girişimi tutmadı... Yunan televizyonu olayı yansıttı, bizim gazeteler konuyu -ya da sorunu- ele aldılar... Uyanıkken korkulu rüya diye işte buna derfer, ko- lumuza bir çimdik atalım. • "Mahrem" bir anlamda "yasak" karşılığıdır: Ah- met Muhip Dıranas'ın ünlü şiiri nasıl başlar: "Bugün bayram.. Bayram bize mahrem.. Sultanım biçarem.. Doldur içelim.." Kuran'ın 'Nisa' suresinin 23'üncü ayetinde mah- rem olanlar tek tek sayılır; bu arada söylemeye ge- rek yok ki Yunan Başbakanı Karamanlis, Başba- kan Recep Tayyip'in eşi Emine Hanım için namah- remdır. Pekı, komşumuz Yunanistan devletinde proto- kol müdürü filan yok muydu?.. Karamanlis'i uyarmadılar mı: - Sayın Başbakan Karamanlis, aman dikkatedin, Türkiye'de birkarşıdevhmyaşanıyor, tesettürar- tık devlette geçerlı oldu, (slamcılıkla şartlanmış Başbakan'ın eşine uzak durunuz, sakın yakınlık gösterip samimı pozlarda kucaklaşıp öpmeye kal- kışmayınız, konuklanmızı güç durumda bırakırsı- nız!.. Yoksa Kostas Karamanlis, her şeyi biliyordu da, özellikle mi bu ışı yaptı?.. Yunanlının mayasında palıkaryalık az ya da çok tohumlanmıştır, Kostas belki de Türkiye'de gürül- tü patırtı çıksın diye Emine Hanım'ı öptü... Hiç belli olmaz!.. • Belli olan ne?.. Avrupa Birliği'ne hazırlanan Türkiye'de bu ilginç manzara neyi vurguluyor?.. Tesettür.. Namahrem.. Mahrem.. Nisa.. Evet, Islamdaki şeriat ahkâmından kaynaklanan kadın koşullannı devletin başındaki protokole oturt- makçabası, nereden nereye geldiğimizinresmidir... Ya da şıpşak fotoğrafıdır... • Ya bu şipşak fotoğrafı Türkiye'de yasaklatmaya çalışmak neyin resmi oluyor?.. Demokrasinin mi?.. Ne demiş baldız: - Bugün bayram değil, seyran değil, eniştem be- ni neye öptü?.. Yoksa Kostas Karamanlis Türkiye'nin eniştesi mi oluyor?.. VEFAT Merhum Faaık Şükrü ve Firdevs Yersel'in kızJan, Darüşşafakalı merhum Şahap Marmara'nın eşi, Metin Yersel'in halas) ve Yersel ailesinin büyüğü, Iş Bankası emekli müdürierinden PEHLANE MARMARAvefat etmiştir. Cenazesi 12.05.2004 (Bugün) Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip, Feriköy'deki aile mezarlığına defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. AİLESİ www.ntvmsnbc.com TÜRKİYE ESNAF VE SANATKÂRLARI KONFEDERASYONITNOAN Konfederasyonumuzun 2004 yılı Başkanlar Kuru- lu Toplantısı, 507 sayılı Kanun'un 98'inci maddesi uyarınca, 26 Mayıs 2004 Çarşamba günü saat 11.00'de, Çukurca Birlik Mah. 69. Sokak, No: 10 Çankaya - ANKARA adresindeki TESK HOTEL'de yapılacaktır. Yasal çoğunluk sağlanamadığı takdirde, toplantı, 27 MAYIS 2004 PERŞEMBE GÜNÜ AYNIYERDE VE SAATJE AŞAĞIDA BELİRTİLEN GÜNDEMİ GÖRÜŞMEK ÜZERE YAPIU\CAKTIR. DUYURULUR. GÜNDEM: 1. Açılış ve Başkanlık Divanı'nın teşkili, 2. Genel Başka'nın sunuş konuşması, 3. Yönetim ve Denetim Kurulu raporlannın okunması ve muzakeresi, 4. Kesin hesaplann muzakeresi ve kabulü, 5. Yonetim ve Denetim Kurulu'nun ayn ayn ibralan, 6. Bütçe ve Çalışma Programrnın muzakeresi ve kabulü, 7. Dilek ve temenniler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle