14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
WIAYIS 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA J İ ı l V U i N 1_I1VI_1 ekonomi@curnhuriyet.com.tr 13 'Ulusal Girişimcilik Kongresi' işsizliğe çözüm arayışma sahne oldu îş aramayın,işinizi kurun feviziştemeye Bdesteği I VAN(AA)-Van'ın (utak üçesindeki Mirava (rviz Ağacı tşleme Âölyesi. AB destegiyle kpasıtesini arttıracak. >!ölye sahıbi M. Tevfık Srendağlı, bu destekle iünleri kendi ıarkalanyla üreterek pzarlayacaklannı söyledı. bğalgaz ithalatı SBPtestleşiyor 1 AİSKARAJAA)- herji ve Tabii KaynakJar kkanı Hilmi Güler, oğalgazda serbest p/asaya geçişte ithalatın srbest bırakılmasının aha yararlı olacağını, bu knudakj yasa teklıfıni hşbakanlık'a sunduğunu aıkladı. Güler, sanayi aonelerine elektrik trifelerinde indirim cmayacağını söyledi. Mcposoftun jöneticisi gefyor I Ekonomi Servisi - Nicrosoft Icra Kurulu laşkanı Steve Ballmer'in ";irketin yapmayı panladıği eğitim jıtınmlannı görüşmek iıere" Türkiye'ye gleceği duyuruldu. 5 Nayıs 2004'te Izmir'e jslecek Ballmer, Nanisa'daki Vestel City'i zyaret edecek. Itorterm CEO'su irten çıkankh | Ekonomi Servisi - Kanadalı ttmekotnünikasyon edpmanlan üreticisı >ortel Networks'un Icra Kurulu Başkanı Frank Dunn'ın görevine, nuhasebe kayıtlannda nstalanan bazı ısulsüzlükler nedeniyle sm verildi. Dunn'ın yerine 2002'den beri yönerici kadrosunda bulunan Viliam Owens getirildi. NECDETÇAUŞKAN BURSA - Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından "Giri- şjm ve Büyüme'' temasıyla bu yıl ikıncisi düzenlenen "Ulusal Girişimcilik KongresTnde ko- nuşan BTSO Yönetım Kurulu Başkanı Cdal Sönmez, kongre- deki amaçlarının iş dünyasına yeni atılan gençlerin donanım- lannı arttırmak olduğunu söy- leyerek, "Ben nasü iş bulurum kaygısını taşıyan bireye, ben na- sd iş kuranm sorusunu sorma cesaretiniverecek başan öraek- lerini sunmak arzusundayız" diye konuştu. Toplumun en önemh sorunu- nun işsizlik olduğunu belirten Sönmez, "Ne yazık ki bu işsiz- ler ordusunun üçte birini eği- timli işsizJer ohışturuyor. Bu so- runun sağhkh ve kalıcı tek bir çözümü vardır. O da girişimi desteklemek" diye konuştu. Türkiye'nin geleceğinin gi- rişimcilikte olduğunu vurgula- yan Sönmez, "tnanıyorum ki başan guişimcilikle gelecek* dedi. Sönmez, bu kapsamda Türkiye'de bir ilk olarak "En Işşizliğegirişimci çözümü Bursa'da Ddndsi düzen- lenen kongredeşikâyeive önerlerdflegetirfldLZor- hı Holding Başkanı Ah- met Nazif Zorlu'nun iş- siziiktefl yakuKbğı Kong- re'dekonuşanBTSOYö- netim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, "Kaygüj bireye, ben nasd iş kura- nm sorusunu sorma ce- saretiniverecekbaşan ör- neklerini sunmak arzu- sundavız" dedL (AA) lyi Girişim Fikri YanşmasTnı düzenlediklerini ve diğer bir ilk olarak ginşimd güven ve bek- lenti endekslerini içeren "Bur- sa Girişim EndeksT çalışması- nı başlatacaklannı söyledı. Kongreye katılan Türk-Avru- pa Vakfi Yönetim Kurulu Üye- si Can Baydarol da Türkiye'de üniversiteyi bitiren gençlerin yüzde 15'inın işe gırebildiğine dikkat çekerek, "Bu ülkenin en ciddi sorunu sürdürülebilir bû- yümedir. Türkiye'nin ekonomi politikası üretme>e kaynak ak- taramıyor.Bizüretimi değil ran- u teşvik ettik" diye konuştu. Sorun yüksek maliyet Kongreye katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkboğhı da, girişimcılerin sorunlannın te- mel kaynağının yüksek vergi, sosyal güvenlik primleri ve enerjiden kaynaklanan maliyet arhşlan olduğunu belirtti. IMF ile olan ilişkilerin de- vam etmesini herkesin kabul etmesı gerektiğini vurgulayan Sanayi ve Ticaret Bakanı AH Çoşkun, dış ticaret açığında- ki büyümeyle ilgili olarak, "Endişe edecek bir tablo yok- tur. Bizim yapabüeceğimiz tek şey, sanaykiıün rekabetini art- üracak girdi maüyetlerinin düşürülmesidir" diye konuş- tu. Coşkun, küreselleşen dün- yada ayakta kalmanın tek şar- tının rekabet gücünü yüksek tutmak ve AR-GE faaliyetle- rine daha fazla önem vermek olduğunu belirtti. Zorlu: Düşük verlmden utanıyorum Türkiye'nın girişimcilik açı- smdan önündeki üç kaynağı KOBÎ 'ler, genç nüfiıs ve kadın- lar olarak sıralayan Zorlu Hol- dıng Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu da Türki- ye'de nüfusun yüzde 70'inden fazlasmın 35 yaş altında olma- sına karşın, işsizlerin çogunlu- ğunun 30 yaşın altındaki genç- ler olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de her şeyin güllük gülistanhk görülmeye başlan- dığını belirten Zorlu, "Cretim yapmamız lazun tüketim değil. Eğertüketineye devam edersek, sonu hüsran olur" diye konuş- tu. "Verimliliğimîz bana göre yüzde 20 hatta daha düşük ama utanıyorum onu söylemeye" dı- yen Zorlu, bunun için girişim- cıliğin ve üretimın desteklen- mesi gerektiğini savundu. Fona borcu olana müjde Kredi borcuna yüzde 60 indirim Ekonomi Servisi - Tasarruf Mevduatı Si- gorta Fonu'na (TMSF) ve Fon bün- yesindeki Bayındır- bank'a devredilmiş bankalara kredi borcu bulunanlara ödeme kolaylığı sağlandı. Borcunu peşin öde- yenlerin faiz borçlan- nın yüzde 6O'ı ahnma- yacak. TMSF'den yapılan açıklamada, 30 Hazi- ran 2004'e kadar Fon'a başvuran, kredi kartı ve kredili mevdu- atborçlulan ile kefılle- rine faiz oranlannda indirim yapılacağı be- lirtildi. Borcunu peşin ödeyenlere yüzde 60 oranında indirim plan- lanırken taksitler ha- linde ödeyerek kapat- mak için başvuruda bulunanlara ise toplam borç tutan içinde bi- rikmiş faiz toplamı üzerinden yüzde 40 oranında indirim yapı- lacak. Kalan anaparaya fa- iz uygulanmayacağı, bakiye borç tutannın eşit taksitler halinde ve ilk taksit tutan peşin ödenmek kaydıyla, en fazla 9 ay süreli bir ge- ri ödeme sözleşmesi- ne bağlanacağı bildi- rildi. Başvurular TMSF'ye, Bayındır- bank merkez şubeleri- ne. tzmir ve Ankara Bölge Grup Başkan- lıklarına ve Bayındır- bank şubelerine yapı- lacak. Arasıl: Şirketin değerini kaybetmemesi için iş uzamamalı Telsîm hemen satdmab OLCAYBUYUKTAŞ 01.01.2003/31.12.2003 ZEHRA YILDIZ KÜLTÛR SAN A- BRUT GELİPLER 03- Diğer Gelırier Bağışlar Gece Geiırien B- İNDİRİMLER C- NET GEÜRLER E-FAAÜYETGİDERLERİ 1 - Amaca Yönelık Gıderier a) Zehra Yıkta Anma Gıderlen 2- Genel Yönetm GkJerteri a. Ulaştm Gıûerlen b. Posta Kargo Gıderten c. Eğrtime Katkı Paylan d. Kırtasıye G'derien e. Ilan-Reklam Tanrtım Gıderlen f. Noter Gıderleri g. Muşavıriık Giderieri ğ. Tamir Bakım Gtderien h. Teftış Haro ı. Temsıl Ağırtama Gıderien i. Telefon Haberieşme Gıderlen FAALİYETZARARI F- DİĞER FAAÜYETLERDEN OLAĞAN GEÜRLER FazGelırien G- ÖĞER FAAÜYETLERDEN OLAĞAN GİDERLER 1 - Komısyor Gıderlen 2- Kambıyo Zararlan OLAĞAN ZARAR (GİDER FAZLASI) H- OLAGANDIŞI GEÜR VE KÂRLAR I- OLAGANDIŞI GİDER VE ZARARLAR NET DÛNEM GİDER FAZLASI 280.000.000 7.986.973.800 10.763.118.266 714.686.065 94.929.162 31.600.000 15.271.340 230.100.000 71246.460 931.160.000 1.946.808.499 1290.000.000 465.998.000 1.266.600.000 IATVAKFI GELİR TABLOSU 8.266.973.800 10.763.118266 7.058.399.526 (") 4.066.759.611 H 372.374.543 707.683.235 (") H 8.266.973.800 8.266.973.800 17.821.517.792 9.554.543.992 4.066.759.611 1.080.057.778 6.567.842.159 6.567.842.159 01.012003/31.12.2003 ZEHRA YILDIZ KULTUR SANATVAKFI BILANÇOSU AKTİF (VARUKLAR) 1.DÖNEN VARUKLAR A- HAZIR DEĞERLER 1-KASA 3-BANKALAR DONEM VARUKLAR TOPLAMI II DURAN VARUKLAR D-MADDİ DURAN VARUKLAR 6- Demırbaşlar DURAN VARUKLAR TOPLAMI AKTİF (VARUKLAR TOPLAMI) PASJF (KAYNAKLAR) 1 KISA VADEÜ YABANCI KAYNAKLAR B-TİCARİBORÇLAR 1- Satıcılar C-DİĞER BORÇLAR 1- Dğer Çeşıtli BorçSar Yönetrr Kurulu Başk.1 E- ÛDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 1- Ûderecek-Verçı ve c onlar KISAVAOEU YABANCI KAYNAKLARTOPLAMI III ÛZ KAYNAKLAR A- ÖDENMİŞ SERMAYE D- GEÇMİŞ Y1LLAR KÂRLARI E-GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (-) F-DÛNEM NET ZARARI ÖZ KAYNAKLAR TOPLAMI PASİF (KAYNAKLAR TOPLAMI) 85.862.297 11.252.838.396 3.448.572.589 756.100.000 2.737.000.000 537.482.447 11.338.301.321 3.448.572.589 756.100.000 2.765200.000 537.482.447 10.000.000.000 13.083.441.097 -) 5.758.607.473 I-) 6.567.842.159 11.338.301.321 11.338.301.321 3.448.572.589 3.448.572.589 14.786.873.912 4.029.782.447 4.029782.447 10757.091.465 10.757.091.465 14.786.873.912 Telsim'in çok değerli bir şirket oldu- ğunu belirten Telekomünikasyon Kuru- lu Başkanı Ömer Arasıl. Telsim'in yıl sonuna kadar satılacağını söyledi. Şirke- tin gerek dış pazarda gerek iç pazarda değerini yitırmeden satılması istenıyor- sa, sürecin fazla uzamaması gerektiği- nin altını çizen Arasıl, GSM piyasasın- daki rekabet açısından da Telsim'ın ya- şaması gerektiğini vurguladı. Bir yandan tüketicılerin iletişim hizmetlerini kesin- tisiz alması, bir yandan da şirketin diğer yükümlülüklerini yerine getirmesi için çaba içinde olduklannı söyledi. Arasıl, ulusal ve uluslararası şirketler- den bilgilenmek üzere yoğun talep gel- diğini, bilgilenmek isteyenlerin 20 bın dolar ödemek zorunda olduğunu söyle- di. Ulaştırma Bakanı BinaB Yddınm da 20 Mayıs'a kadar bilgilenmenin, 15 Temmuz'a kadar karşıhklı görüşmelerin süreceğinı belirtti. Sosyal boyut önemll Telsim Yönetim Kurulu Başkanı Meb- met Taşalon da Telsim'in 5 miryon abo- nesiyle Türkiye'de 2, dünyada 18. büyük GSM şirketı olduğunu hatırlatarak yeni- den yapılanma sürecinden birkaç ay için- de sonuç alacaklannı belirtti. Türk Telekom'un özelleştirmeye hazır olduğunu söyleyen Ömer Arasıl, süreç içinde TT'nın değer kaybettiğıni \-urgu- layarak "tşn$os\ ı albo>'utuçokönemlL60 binin üzerinde çahşanı var. Çalışanlann özlük haklanm kaybetmemeleri \e mağ- dur ediunemeleri de çok önemli. Bu ko- nuda ilgili kurumlann çözüm önerileri üzerinde çahştığmı büi\t>rum'' dedL Öte yandan Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Akdemir. özel sektörün uluslararası telekom lisanslan- nı almasıyla Telekom'un bu alanda pa- zar yitireceğini savıındu. "AB Yohında TürkTelekomünikasyon Sektörü" pane- linde sorulan yamtlayan Akdemir, Türk Telekom'un 2003 yılında 10 katrilyon brüt, 7 katriryon lira net gelir sağladığı- nı, Türk Telekom'un geçen yıl Hazine'ye doğrudan ve dolaylı 3 milyar dolarhk katkı sağladığım da vurguladı. tstanbul'da düzenlenen toplantıya Bakan Yddırun da katikh. GSMşirketlerinden ortak tavır: Vergiler indirilsin Ekonomi Servisi - Turkcell Genel Müdürü Muzaffer Akpınar. TT&TIM Genel Müdürü Cahh Paksoy ve Telsim Yönetim Kurulu Başkam Mehmet Taşaltm, Telekomünikasyon sektörünün serbestleşmesi ve AB standartlan çerçevesinde büviimesini gerçekleştirmesinin önündeki engellerden birinin yüksek vergi oranı olduğunda birleşerek "VergUeri azaltm" mesajım verdi. Dünya GSM Bırliği Başkanı Robert ConwajT da konuşmasmda, 629 GSM operatörü üyesi bulunan birliğin 1 miryann üzerinde aboneye ulaşmış durumda olduğunu belirtti. "Türkiye'de benzersiz bulduğum nokta özel iletişim \ergisi, hazine pa\laşımı_ Düm-anın hiçbir yerinde Türkiye'deki gibi bu kompozisyonu, bu derecede bir vergilendirmeyi görmedim. Türk mobil endüstrisi 3.1 mfl>^ar Euro gelir elde ediyor" dıyen Convvay'e göre, Türkiye'nin elinde müthiş imkânlar bulunuyor. Toplantıda, Turk Elektronik Sanayicileri Derneği Başkanı Sah Gözüm. Türk bilgi ve iletişim pazannın geçen yıl 10 milyar Euro büyüklüğe eriştiğim, bu yıl da 11.5 milyar Euro'ya ulaşacağının tahmin edildiğrni belirterek AB'ye uyum çalışmalannın hızlandınlması gerektiğinin altını çizdi. îstanbul Hyatt Oteli'nde gerçekleştirilen "A\mpa Birtiği Yolunda Türk Tekkomünikas>on Sektörü" konulu konferansta AB Komisyonu Enformasyon Topluluğu Genel Müdürlüğü Uluslararası Konular Uzmam Rkhard Harrfa ise AB'ye uyum yasalan çıkarmamn değil. uygulamamn önemli olduğuna dikkat çekti. tŞCİNİNEVRENİNDEN ŞÜKRATS SONER Ayna 1976'dan bu yana Türkiye, îstanbul'da yapılan tüm 1 Mayıs etkinliklerini izlemiş biri olarak, gü- nün sorunlarına göre çok farklı önceliklerimin ya- nında altını çızmek gereğini duyduğum ortak pay- dayı bir kez daha sizlerle paylaşmalıyım: 1 Mayıs'lar, kutlanma, hatta kutlanamama biçimleri, gündemleri ile, ülkemizde ve dünya- da hep düzenin emek hareketine yansıması biçimlerinin aynası olmuşlardır. Ülkenin adını vermeden 1 Mayıs etkinliklerinin görüntüleri- ni sessiz verseniz, yanında Türkçe haber ola- rak atılan sloganlar, pankartlarda yazılanlar okunsa, üç aşağı beş yukan ülkesini, doğru- dan adı ile olmasa da siyasal, sosyal, ekono- mik koşullanyla yer aldıgı bloku, yılını bilebili- riz. Her şeyden önce dünya sendikacılık hareketi- nin, dünya emekçileri için o yıl öncelikli olması ge- reken sorunlara ilişkin kimi saptamaları söz konu- sudur. örneğin 120 yıl öncesinin 8 saatlik çalışma hakkı savaşımının gündemden düşmüş olması ge- rekir. Trajikomik bir gerçeklik, küreselleşme olarak bilinen yeni dünya sömürü düzeninin esnekleşme adı altındaki uygulamalarının ardından, öncelikle yoksul ülkelerde kölelik düzenine dönüş boyutun- da çalışma koşullannda geriye gidiş söz konusu olduğundan, başta Türkiye dünyanın pek çok ül- kesinde 8 saatlik çalışma hakkı için yeniden sa- vaşım verilmesi gerekecektir. Sendikacılık hareketlerimiz 1 Mayıs geleneğine uygun olarak işçilerin sorunlannın meydanlarata- şınması gibi bir öncelikle yola çıkmış olsalardı, 1 Mayıs meydanları işçilerie doldurulsaydı, "120 yıl sonra yeniden 8 saatlik çalışma hakkı için sava- şım" esprili pankartlar, sloganlar öne çıkabilirdi. Son yıllann 1 Mayıs'larında örgütlü işçi katılı- mından doğan boşluğun, sol küçük partiler, siya- setler, varoşların semt örgütlenmeleri ağırlıklı dol- durulması nedeniyle, doğal olarak işçi sorunlan gündemi ikinci planda kalsa da Türkiye'ye özgü özelleştirmeler, özelleştirmelerdeki yağmalamalar en güncelleri ile hep gündemde oldular. Elbette en taze iktidar uygulamalarının emek haklarına yan- siyan olumsuz boyutlan öne çıktı. Sendikal hareketin zoraki de olsa Emek Plat- formu çatısı altındaki buluşması bu yıl îstanbul için bozulmuş olsa da Istanbul'da iki ayrı yerde, diğer illerde birlikte yapılacak etkınliklerde, Erdoğan Hü- kümeti'nin ünlü İş Yasası ile gelen esnek çalışma- nın, gelemeyen iş güvencesinin yansıtıldığı espri- li sloganlar ve pankartları görebiliriz. Tabii ki dünyanın ve Türkiye'nin emek hareketi- nin baş gündeminde savaş, giderek insanlığın ya- şamından uzaklaşmış banş özlemi var. Dünyanın her yerinde bu yıl 1 Mayıs alanlarında en çok ABD'nin başta Irak'ı işgali, emperyal saldırılann emek hareketine olumsuz yansımaları sloganlaşa- cak. Bugünün akşam haberlerinde televizyon kanal- ları dünyadaki 1 Mayıs etkinliklerine anlamh yer ve- rirlerse herhalde en çok Bush'u protesto eden, Amerikan emperyalizmini karikatürize eden pan- kartlara, gösterilere tanıklık edeceğiz. Tabii bizim ülkemizde de haziran gündemli NATO toplantısı bağlantılı "Bush gelme" içerikli sloganlar, pan- kartlar öne çıkacak. Kehanet değil; bu yıl 1 Mayıs alanlan ABD, AB ülkeleri dahil dünyada çok daha büyük kalabalık- ları toplayabilir. Refah toplumlarının göstergesi şenlik ağırlıklı 1 Mayıs etkinliklerinin yerini de kü- reselleşme, savaş karşıtı protestolar alabilir. Ne- denleri çok yalın, çıplak gerçekler, yaşamın acılı dayatması. Ozellikle 1980'li yıllarsonrası yaşanan gelişme- lerde, en zengin ülkelerden en yoksullara doğru katlanan boyutlarda artışla, işsizlik, çalışanlar için ise çalışma koşullannda bozulma, yoksullaşma ve yoksunluk söz konusu. ILO'nun yılık istatistik- leri, gündemi, demokrasiler dahil bütün ülkelerde sendikal haklann gelişmesini değil, geriye gidişi- ni ortaya koyuyor. Hiç de medyatik yönlendirme- lerde söylendiği gibi, bireyin kurtuluşu, bilimsel teknolojik devrimlerin ürünü klasik sendikal örgüt- lenmeleregereksinimkalmaması ile ilgili bir durum da değil. Küreselleşen dünyada, 1980'ler sonrası geçiş sürecinde gerçekten küreselleşen tek güç serma- ye oldu. Üstelik üretim eksenli bile değil. Paranın dinı imanı olmayan kuralları içinde, kutsanan tek değer serbest piyasa ekonomisi. Evrensel örgüt- lerin gelişenlerinin, güçlenenlerinin tümü de bu çı- karlan gözetenleri. Insandan, insan haklanndan yana güçlenen, küreselleşebilen güçler şimdilik ortalıkta görünmediğinden, paranın, dünya tekel- lerinin çıkartan adına giderek vahşileşen emper- yalizm, kuralsız düzeni yaygınlaştırdı. Kuralsız dü- zenin, kuralsız savaşları dünyamızı kasıp kavuru- yor. Dünya işçi sınrfı, emek hareketleri, her yerde, her koşulda en ağır bedeli ödeyenler olarak, her za- mankinden daha çok barışa özlem duyarak, sa- vaş karşıtlığında, dayanışma içinde yerlerini al- mak noktasında bulunuyorlar. soner@cumhuriyet.com.tr ÖRÜŞ /AYGÜL ÖZK4RAGÖZ (Finans Uzmam) Bankalarda Sermaye Yetepliliği, Yabancı Sermaye ve Biiyüme Nobel ödüllü iktisatçı Stiglitz Istan- bul'da verdiği konferansta, bankalan krize karşı korumak için kullanılan ser- maye yeterliliği rasyosu ve yabancı ser- maye arttınmının ekonomide büyüme yerine küçülmeye yol açabilecek silah- lar olduğunu belirtti. Bu konuyu açmak için BDDK'nin bankaların batmasının neden olacağı fi- nansal krizleri önlemek için gözetimde tuttuğu sermaye yeterliliği rasyosuna bir göz atmamız gerekiyor. Sermaye ye- terliliği rasyosu, banka sermayesinin risk ağırlıklı varlıklanna bölünmesinden elde edilmektedir. Krediler riskli, devlet tahvilleri ise risksız varlıklar sayıldıkları için banka, daha az maliyetli olan kre- dileri azaltarak bu rasyoyu tutturmayı tercih edecektir. Ancak Türkiye'de uygulamada BDDK, bu rasyonun tutturulması için sermaye arttırımında ısrarcı olmakta ve yabancı ortak alınmasını dayatmaktadır. Hatta 2001 yılında toplam banka varlık- lan içinde yabancı payı yüzde 4 dola- yında iken 2004 yılının ilk çeyreğinde bu oran yüzde 16'yı bulmuştur. Buna sermayesinin yüzde 50'si yabancı orta- ğa ait olan Koçbank'ın varlıklan dahil değildir. Demek ki toplam aktiflerdeki yabancı payı gerçek- te daha da yüksektir. Stiglitz'e bankalarda yabancı sermaye artı- rarak sermaye yeter- liliği rasyosunu tuttur- manın Türk bankacılık sistemini krizlerden koruyup koruyama- yacağını sordum. Stiglitz konuyagiriş olarak 19. yüzyılda ABD'de tüm bankala- nn New York, Chicago gibi büyük fi- nans merkezlerinin tekeline girmesini engellemek için eyalet sınırı ötesinde banka şubesi açmalanna karşı yasa çı- karıldığını belirtti. Bu büyük finans mer- kezlerinin dışında yaşayan Amerikalılar bankalann daha geri bölgelere ve küçük Nobel ödüllü iktisatçı Stiglitz şirketlere kredi açmayacaklanndan ve dengeli kalkınmanın gerçekleşmeyece- ğinden endişe duymaktaymışîar. Günü- müzde bu korkulanın gerçekleştiği ül- kelere örnek olarak IMF reçetelerini canla başla uygula- yan ve sadece bir bankası yerel serma- yeli olarak kalan Mek- sika ile tüm bankalan yabancılann eline geçmiş olan Arjantin'i gösterebiliriz. Stig- litz'e göre bu ülkeler- de ekonominin bir türlü büyüme hızını arrtıramamasının ne- deni yabancı sermaye- li bankalann sadece çokuluslu ve büyük şirketlere kredi açmayı tercih ederek kü- çük ve orta boy şirketleri mağdur etme- leridir. Nobel ödüllü ekonomist aynı duru- mun Türkiye'deki KOBİ'lerin de başına gelebileceğini belirtti. Stiglitz, kriz sıra- sında bankalara sermaye yeterliliği ras- yosunu dayatmanın kredi arzının azal- masına yol açarak işletme sermayesi bulamayan KOBİ'leri iflasa sürükleye- ceği ve bunun da sermaye rasyosunu daha da kötüleştirerek kısır bir döngü- yü harekete geçirebileceğinin altını çiz- di. Zira sermaye yeterliliği rasyosunun ekonomik aktivitenin yavaşladığı sırada uygulatılmasının kredi arzında yarattığı sıkışıklık açısından sıkı para politikasın- dan birfarkı yoktur. Böylece dönüp do- laşıp IMF'nin, günümüzdeki kredi kart- lan gibi yeni finansal araçlar ve alışkan- lıklar dünyasında, artık geçerliliği kal- mamış hazır reçete politikalan her du- rumda dayatmasının ekonomilerde ya- rattığı yıkıma gelmış olduk. Burada bir başka ilginç nokta da Stiglitz'in konuk olduğu paneldeki iktisatçıların bu soru- yu Stiglitz'in verdiği etraflı yanıta karşın tekrarele almayarak krize karşı IMF'nin sunduğu reçetelerin ötesindeki politi- kalan tartışmaya henüz hazır olmadık- lannı göstermeleriydi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle