19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2004 SALI HABERLER Uzun süredir hükümetin gündeminde bulunan Basın Yasa Tasansı, TBMM'ye sunuldu Dava haberlerine sansürANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin uzun süredir gündeminde bulunan Basın Yasa Tasansı, TBMM'ye göndenldi. Tasanyla görülmekte olan bir dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar, bu dava ile ilgilı savcı, hâkim ve- ya mahkeme işlemleri hakkında mü- talaayayımlanaaıkişilerhakkında ce- za uygulanacak. Bakanlar Kurulu tarafından TBMM'ye gönderilen Basın Yasa Ta- sansı'nda şu düzenlemelere yer veri- liyor: • Basın özgürlüğü, başkalarının şöhret ve haklanmn, toplum sağlığının ve ahlakının, mi lli güvenlık. kamu dü- zeni, kamu güvenliğı ve toprak bütün- lüğünün korunması, devlet sırlannın açıklanmasının veya suç işlenmesının • TBMM'ye gönderilen tasanya göre, hazırlık soruşturmasının başlamasından takipsizlik karan verilmesine veya kamu davasmın açılmasına kadar geçen süre içerisinde cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma ile ilgili diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse, 2 milyar liradan 50 milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandınlacak. önlenmesi, yargı gücünün otorite ve ta- rafsızlığının sağlanması amacıyla sı- nırlandınlabılecek. */ Süreli yayın sahibi, sorumlu mü- dür, müdür yardımcısı \ e eser sahibi, haber kaynaklannı açıklamaya zorla- namayacak. ^ Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi za- rarlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsil- cisi, süresız yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmama- sı halinde ise basımcı sorumlu olacak. %/ Süreli yayınlarda kişilerin şerefve haysiyetini ihlal edici veya kişilerce ilgili gerçeğe aykın yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay için- de göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncükişilerin hukuken korunan men- faatlanna aykın olmayan düzeltme ve cevap yazısı hiçbir düzeltme ve ekle- me yapmaksızın, günlük süreli yayın- larda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç 3 gün içinde diğer süreli yayınlar- da yazıyı aldığı tarihten itibaren 3 gün- den sonrakı ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda aynı pun- tolarla ve aynı şekilde yayımlanacak. • Düzeltme ve cevabın yayımlan- masına ilişkin kesinleşmış hâkim ka- rarlanna uymayan sorumlu müdür ve- ya yardımcısı 150 milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandınlacak. • Düzeltme ve cevap yazısınınya- yımlanmaması ya da şartlara uyulmak- sızın yayımlanması halinde hâkim, masraflar yayın sahibi tarafindan kar- şılanmak üzere bu yazının en yüksek tirajlı iki gazetede ilan şeklinde ya- yımlanmasına da karar verebilecek. • Hazırhk soruşturmasının başlama- sından takipsizlik karan verilmesıne ve- ya kamu davasının açılmasına kadar ge- çen süre içerisinde. cumhuriyet savcı- sı, hâkim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma ile ilgili diğer belgele- rin içeriğini yayımlayan kimse, 2 mil- yar liradan 50 milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandınlacak. Gö- rülmekte olan dava kesin kararla sonuç- lanıncaya kadar, dava ile ilgili savcı, hâkim veya mahkeme işlemleri hakkın- da mütalaa yayımlayan kişiler hakkın- da da aynı ceza uygulanacak. • Cinsel saldın, cinayet ve intihar fiillerini özendirebilecek nitelikte ya- zı ve resim yayımlayanlar 1 milyar li- radan 20 milyar liraya kadar para ce- zasıvla cezalandınlacaklar. BDDK rapor hazırladı Medyaya AB'dede bankayasak HACER BOYACIOGLU AÎVKARA - Bankacılık alanında yaşama geçirilmesı öngörülen "medya, vakıf ve derneklere bankacılık yasağT; birçok bankada değişikliğı zorunlu kılacak. BDDK yetkilileri, AB ülkelennin de medya, vakıf ve derneklere banka kurma izni vermedığini ve bu nedenle gen adım aulmayacagını vurgularken BDDK Başkanı Tevfik Bilgin konuyla ilgili olarak 12 Nisan'da bır açıklama yapacak. Bankacılık alanında yaşama geçirilmesi öngörülen düzenlemelerde herhangi bir geri adım olmaması durumunda; Garanti ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ _ _ Bankası. • Bankacılık alanında yaşama geçirilmesi öngörülen düzenlemelerde geri adım olmaması durumunda birçok bankanın ortaklık yapısında değişiklik gündeme gelecek. Dışbank, MNG Bank. Yapı Kredi Bankası ve Iş Bankası'nın ortaklık yapısında değişiklik gündeme gelecek. Garanti Bankası, Dışbank, MNG Bank ve Yapı Kredı Bankası'nın medya alanında da faaliyet gösteren sahipleri; bankacılık veya medya alanında bir tercih yapmak zorunda olacak. fş Bankası da, yeni düzenlemelerden etkilenecek. Halen, Iş Bankası'nın yüzde 43.5'i Emekli Munzam Sandık Vakfı'mn, yüzde 28.l'i CHP'nin elinde bulunurken yüzde 28.4'ü de halka açık. BDDK'nin planladığı düzenleme ise. vakıflann, derneklerin ve emekli sandıklannın banka kurmasını yasaklıyor. 300 sayfalık rapor haarlandı BDDK'nin. yenı düzenlemelerde temel alacağı Basel Kriterleri'yle ilgili 300 sayfalık bir rapor hazırladığı da öğrenildi. Yetkililer, raporda Basel Kriterleri'nin AB ülkelerindeki uygulamalannın da yer aldığına dikkat çekerek; "AB ülkelerinin büyük bir çoğunluğunda, vakıf-dernek ve medyada faaliyet gösterenlere bankacılık yasağı var" görüşünü dıle getirdi. Reklamınadıvarkendi yok Coşkun'un selülit kremi ilanını 'ahlaksız' bulması, yetkili fınna ve reklamcılar tarafindan tepkiyle karşılandı. Ancak ilanın basında eskisi kadar sık yer almaması dikkat çekiyor • Reklam Yaratıcılan Demeği Başkanı Metin Karaşahin, Bakan Ali Coşkun'un söz konusu reklama olan tepkisini gaf olarak nitelendirdi. Clarins firması için söz konusu reklamı hazırlayan Atölye Reklam yöneticileri ise Coşkun'dan başka kimseden tepki almadıklannı belirterek "Reklamımız yayımlanmaya devam edecek" dediler. GÖKÇEUYGUN Sanayi ve Ticaret Bakanı AMCoş- kun tarafindan "ahlaksız" olarak değerlendirilen Clarins adlı firma- nın selülit önleyici krem reklamı bu kez de basrndan çekildi-çekilme- di tartışmalanna konu oldu. Kadın- lann kalça ve bacak bölgelerine hi- tap eden krem ilanlannda dikkat çekicı bır azalma olurken Clarins'in Türkiye temsilciliğini yapan Guel- len Kozmetik'in sahibi Mtısa Yab- ya kampanyanın aynı şekilde sürdü- riileceğını söyledi. Açıkhava Reklamcılan Derneği Genel Sekreteri İbrahim Demirse- ren, AB'ye gırmek isteyen Türki- ye'nin bu standartlara uymasını ve normal karşılanmasını istedi. Cla- rins firması için söz konusu rekla- mı hazırlayan Atölye Reklam yö- neticileri. yayınlannın sürdüğünü belirterek, "Reklamımız geçen haf- ta cumartesi bazı gazetelerde yer al- dı. Bundan sonra da yayımlannıa- ya devam edecek" dediler. Karaşahin: Bia bağlamaz Reklam Yaratıcılan Derneği Baş- kanı Metin Karaşahin. Coşkun'un söz konusu reklama olan tepkisini gaf olarak tanımlayarak. "Yasalan- lamda bütün izinİeri ahnmış olan söz konusu reklamın tüketiciyi ya- nılttjğı \ önündeki ifadesi Bakan Coş- kun'un gafjdır. Coşkun bu söz ile kcndisini zor dununda bırakmışür. Bundan sonra bu konu gündeme geldikçe biz reklamcılar değil ken- disi zor durumda kaiacak" dıye ko- nuştu. Bakan Coşkun'un sözlerin- den sonra bu reklamın daha da ba- Bakan Coşkun'un toplumsal değeriere uymadığı gerekçesiyle eleştirdiği krem ilanı gazete ve dergi sayfa- lannda artık daha az yer alıvor. Finna yetkilileri ise kampanyanın aynı şekilde devam cttiğini savunuyor. şanlı olduğunu anlatan Karaşahin şöyle konuştu: "Zaten bütün reldam- lar ile ilgili değerlendirme önceden yapıhyor. Tüketichi yanırücı bir biJ- gi obaydı zaten yayımlanmazdı. Ka- dnuara yönelikbir reklamda bir ka- dımn yer alması çok normaL" Coş- kun'un tepkisini öznel olarak ta- nımlayan Karaşahin, bu sözlerin kitlesel bir tepki olmadığı için ken- dilennı "bağlamayacağınr söyledi. Reklam Yaratıcılar Derneği Genel Sekreten Bülent Fidan da reklamcı- lann zaten özdenetimleri olduğunu vurgulayarak aynca bir kısıtlama ve sansüre gerek olmadığını dile getir- di. Reklam Özdenetım Kurulu Ra- portörii Müge Tanığ, selülit kremle- n ve duşjellenyle ılişkılı olarak ha- zırlanan reklarnlann ahlaki kuralla- ra aykınlık göstennediğini söyledi. Bu reklamlara karşı yurttaşlardan tepki gelmediğini vurgulayan Ta- mğ. Coşkun'unkine benzertepkıle- nn zaman zaman geldiğini ancak değerlendirmenin objektif olarak yapılması gerektığıni söyledi. Yahya: Tepki çok komik Clanns'in Türkiye temsilciliği- ni yapan Guellen Kozmetik'in sa- hibi Musa Yahya, Coşkun'un tep- kisının komik olduğunu söyledi. "Böyle bir tepki beklemiyorduk. Sanırun kendisi ki Avrupa'daki ya- ymlara hiç bakmamış. Bu reklam bütün Avrupa ülkelerinde bu şe- kilde yayımlandı" dıyen Yahya, kampanyaya aynı şekilde devam edeceklerini de sözlerine ekledi. Atatürk Havaalanf ndaki mayo reklamı ile tepkilere maruz kalan Ze- kı Tnko'nun Reklam ve Halkla tliş- kiler Müdürü Müge Onan da rek- lamlann gen çekilmesınin nedeni- nin Coşkun'un tepkisinden kaynak- lanmadığını belirterek "Firma rek- lam stratejisini o dönem için belir- lemişti. Şimdi ise böyle bir sürece gi- rildi. Reklamlann daha az görül- mesinin nedeninin bir geri çekilnıe olduğunu zannetmhorum" dedi. Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un tep- kisini de manasız olarak değerlen- dıren Onan şöyle konuştu: "Coş- kun zaten hukuki olarak da bir şey ekle edemedi. Ürünün hHapettiğj böl- ge bacak ve kalça. Reklamda da bu- na uygun görsellerin kullanılması kadar doğal bir şey olamaz." SALI ORHAN BURSALI Iktidar Savaşları Kıbrıs'ın bizi zorlayan en zor yönü nedir? Bence "ekonomikgeriliği"... Güneyin gücü kar- şısında "erimek"ten korkuyoruz. Hiç de yanlış bir korku değil. Çünkü insanların her şeyden ön- ce temel dürtüsü "yaşamak", "yaşayabilmek", biyolojik gereksinimlerini yeterince ve mutlu edici düzeyde karşılayabilmektir. "Ihtiyaç", zamana göre müthiş göreceli bir içe- rik taşır. Toplumsal refah endeksleri bu görece- liğin ortalamalarını belirler. Insan, yapısı gereği, eninde sonunda çıtanın yüksek olduğu yerler- deki hayat düzeylerine gözünü diker. Tabii, ekonomik konular mutlaktır demek is- temiyorum. Insanları insan yapan, ekonomik zenginliklerden daha başka ve farklı şeylerdir; insanın, ruhsal ve düşünsel dünyası ve bu dün- yaya ait kavramlar, yüksek bir örgütlenme dü- zeyinde birinci öncelikleridir. Ama, bu "şey/er"le ekonomik gerçeklikler, uzun erimde bütünleşmezse "sihir" bozulur. Göreliliğin, komşunun ve dünyanın ekonomik refahının yasalan işlemeye başlar. Bu açıdan eko- nomi, belki de ortalama çoğunluklar için "mut- lak gerçeklik" taşır. örneğin, bir Afrika ülkesi halkına, bir Avrupa ülkesinin bütün kapıları açılsa ne olur dersiniz? Türkiye'nin önemli birnüfusu, kendilerine ta- nınacak çok daha iyi olanakların peşinden git- mez ve köyleri, kasabaları, ilçeleri, illeri boşalt- maz mı? Bugün Türkiye'den 5 milyon insan gücü ta- lep edilse, 10 milyon kişi sıraya girmez mi? Biz de onların hepsini göndermez miyiz?! Bu iş, bileşik kaplara benzer. Küreselleşme ile bileşik kapların işlerliği artmıştır. • • • Kıbrıs'ta ekonomik başarısızlık, bugün, bir kı- sım siyasi korkuların temelini oluşturuyor. (Ta- bii, Türkiye'ye toprak katmayı, davanın temeli- ne oturtanlar da var.) Ekonomik başarısızlığı, satt ambargoya ve tanınmamışlığa bağlamak hiç de gerçekçi değil. özel koşulların (Kıbrıs dava- sında güçlü olmak isteği), özel durumlar ve ye- tenekler isteyeceği de açık değil miydi? Yaratamamak, yoktan var edememek, refah düzeyini arrtıramamak, ülkemizde bütün sağ- cı-liberal iktidarların karakteri oldu. Onlar, Cumhuriyetin var oluş ve yükseliş sırrını anla- yabilecek bir düşünce ve ruhsal yetiye hiçbir za- man sahip olamadılar. Dolayısıyla Türkiye'de neyseler, Kıbrıs'ta da aynısı oldular. Rumlar karşısında "yok olma" korkusu ile politika yapılıyor ve iktidar olmak is- teniyor şimdi. Annan anlaşması gibi çok karmaşık, problem- li, ama Türklere siyasi olarak var olma konusun- da önemli ve ileri özerklikler getiren bir çözü- me de bu korku ile karşı çıkılıyor. AmaTürklerin Kıbrıs'ın bütünü üzerindesöz sahibi olacakları gerçeği de var öte yanda! Şüphesiz daha iyisi olabilirdi. Bugünkü kon- jonktürün dayattığı koşullarda (AB üyelikleri, çatışma yerine işbirliği ile yeni olanaklar yarat- mak ve ön açmak vb..) daha iyisinin olabilirliği, çok tartışmalıdır. öne sürülen seçenek ise "konjonktürü" red- dederek diretmektir. • • • Diretmek, bazen tamamen politika yapma- mak anlamına gelir. "Politika" yapmazsanız, hesap kitap yaparsınız. Türkiye ve Kıbrıs'ta ço- ğu kimsenin hesabı kitabı, politika yapılmadığı takdirde eksilerin büyük ağırlık kazanacağını yönünde. Kıbrıs'ta bugün "politikalar" çarpışıyor. Yani politik iktidar odakları işin içinde. Bu açıdan Kıbrıs "davası", "ulusal" olmak- tan giderek kopuyor. Çeşitli çoğunluk ve azın- lıkların politik iktidar mücadelelerinin aracı ha- line dönüşüyor. Hatta artık dönüşmüştür bile di- yebiliriz... Bu durum karşısında, ülkenin genel ve gefe- cek çıkarlarını ön plana almak gibi, faydacı gö- rüşlerin ağırlık kazanması çok doğal değil mi? Kıbrıs'ta çözüm, Türkler açısından bir "mey- dan okuma"6\r. Bunu kabul edemezsek, zaten yapacak hiç- bir şeyimiz yok demektir... obursali(g cumhuriyet.com.tr Cumhurbaşkanı Sezer, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle mesaj yayımladı: 6 Savunnıa hakkmdan va^eçilemez' Haber Merkezi - Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer. de- mokratik haklar içinde \azge- çilmez olan sa\ouıma hakkmın, adaletin sağlanmasının öncelik- li koşulu olduğunu belirtti. Se- zer, barolann ve avukatların dı- le getirilen sorunlannm çözüme kavuşturulmasına yönelik dü- zenlemelere önem \ erihnesi ge- rektiğine işaret etti. TBMM Baş- kanı Bülent Annç, avukatların, hâkim ve savcılarla bırlıkte her geçen gün daha da karmaşık ha- le gelen toplumsal ilişkilerde karşılaşılan sorunlann gıderil- mesinde büj-ük çaba harcadık- lannı söyledi. Cumhurbaşkanı Sezer, A\u- katlar Günü nedeniyle yayımla- dığı mesajda, ülkenin her yanın- da özveriyle çalışan \e adaletin sağlanmasına katkıda bulunan avukatlann Avukatlar Günü'nü kutladıgını belirtti. Sezer, hukuk devletinın, yurttaşlann hukuk- sal güvenlik içinde bulundukla- n, devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallanna bağlı olduğu bir sistemi anlattığını vurguladı. Sezer, hukuk devletınin, çağdaş güriüğünden yarariandığı, yar- gı organlannın bağımsız oldu- ğu demokratik bir hukuk dev- leti içinde olanakhdır. Hak ara- ma özgüriüğü, yargı organlan önünde herkesüı davacı ya da davalı olarak sav ve savunma • Sezer. hukuk devleti ilkesinin egemen kılınması, yargı bagımsızhğının güçlendirihnesi ve adalet düzeneğinin hrzlı işlemesi amacıyla gerekli adımlar atıhrken barolann ve avukatlann sorunlannm çözümüne yönelik düzenlemelere de önem verilmesi gerektiğini vurguladı. uygarlığın ulaştığı en önemli aşa- ma olduğuna işaret ederek şun- lan kaydetti: "Yurttaşlann devlete güven duymalan ve kendi kişiliklerini korkusuzca geüştirebilmeleri, bi- reylere hukuk güvenliğinin sağ- landığı, herkesin hak arama öz- hakkmı kııllanabilmesini öngör- mektedir. Demokratik haklar içinde vazgeçümez olan savunma hakkı, adaletin sağlanmasının öncelikli koşuludur." Hukuk devleti ilkesinin ege- men kılınması, yargı bagımsızh- ğının güçlendirilmesı ve adalet dü- zeneğinin hızlı işlemesi amacıy- la gerekli adımlar atıhrken baro- lann ve avukatlann dile getirilen sorunlannm çözüme ka\ıışturul- masına yönelik düzenlemelere de önem verilmesi gerektiğıne işaret eden Sezer, "Bu adımlar sav, savunma ve karar düzenekleriy- le hukuk sistemini daha etkin ya- pıja kavTişturacaktır'' dedi. TBMM Başkanı Annç, çağ- daş hukuk sisteminin en önemli unsurunun savunma hakkı oldu- ğunu belirterek "Savunma hak- kını kuDanan aMikatiannnzın da- ha ryi çahşma koşullan içinde gö- re\'yapmalannı sağJavacakçaba- lara her zaman destek olduğu- mu belirtmek isterim" dedi. Annç, aNiıkatlann kutsal savun- ma haklannı kullanmada karşı- laşabilecekleri yeni sorunlann giderilmesinde de Meclis'in üze- rine düşeni yapacağını kaydetti. VEFAT Zühtü ve meıtıum Türkan Gönenç'in kızları; meıtıum Melahat ve Asım Ruacan'ın gelinleri; Ruacan, İldam, Erdoğan, Akba, Senger ailelerinin değerli yakını; Neşe Akba'nın kardeşi; İpek ve Çağla - Barış Ruacan'ın anneleri; Prof. Dr. Şevket Ruacan'ın hayat arkadaşı AYŞEN RUACAN5 Nisan 2004 Pazartesi günü vefat etmiştir. Cenazesi 7 Nisan 2004 Çarşamba günü Ankara Maltepe Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra İstanbul Küçükyalı Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ Not: Çiçek gönderilmemesi, arzu edenlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmalan rica olunur. I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle