19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 2004 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MITMTAZ SOYSAL Boyutlar ve Egeınenfik Sorunİan tartşırken geneilJktegözden kaçınlan nokta, boyut konusı^r, Sorunu kendilerine en uygun gelen yönüyle ele alıp öbür boyutlannı bir yana itenler istedikleri sonuca vaımış görünürier ama, inandıncı olmazlar. Onlara karşı, bütün boyutlann farkında olduğunuzu belirtip asıl ağırlık verdiğiniz boyutu vurgulamak, hiç değilse zihinlerdeki den- gesizliği gidermeye yarar. örneğin, "ulusal egemenlik" bayramı olan bu- gün, demokrasiye, seçime ve dolayısıyla konunun "meclis " boyutuna ağırlık verenler çok olacaktır. özel- likle, Meclis'in içinde, orada yapılacak törenlerde, söylenen nutuklarda. Oysa, ulusal egemenlik bun- dan mı ibarettir? Bayram tarihi olarak TBMM'nin açılış gününün seçilmiş olması, bu kavramı Mec- lis'le eşitlendirmek için yeterli midir? Hele, Meclis içinde "ulus" kavramı yerine hâlâ "ümmet" kavramına bağlılık besleyenlerin kalıntı- lan varsa? Yahut, "ilahîtakdir"\ ulus egemenliğinin üstünde görenler? Ya da tam tersine, ulusal egemenlikle ulusal ba- ğımsızlık arasındaki bağlantıyı görmeyip "Artık kar- şılıklı bağımlılıklardünyasındayaşıyoıvz; AB'nin ve IMF'nin her istediğini yapmak çağdaşlık gereği- dir" diye düşünenler? 0 halde, laiklik ve bağımsızlık boyutlannı ekle- meden, ulusal egemenliği "Meclisiradesiulus ira- desi demektir" sloganına bağlayabilir misiniz? Şu dönemin güncel konusu olan Kıbns sorunu da Türkiye ve Türklük açısından, orada yaşa- yan iki yüz bin Türk'le yedi yüz bin Rum'un irade- sine indirgenip "çifte referandumların sonucu her şeyi beliıiemelidir" denebilir mi? Ya, jeopolitik açıdan Türkiye'nin çıkarlan? Dünyanın bu köşesindeki Türk-Yunan dengesi? Hem haklı, hem güçlü durumdayken Kıbrıs'ın başkalannın egemenliğine yeniden bırakılışıyla Ana- dolu toplumunda yaşanacak moral çöküntünün etkisi? Böyle birdavayı bile kaybetmiş Türkiye'nin üze- rine komşularından ve uzaktakilerden yağacak olan başka çullanışlar? Bu boyutlar vurgulanmazsa, içteki ve dışta Ku- zey Kıbrıs'taki olası bir "evef"i öne çıkaranla- nn kendi bencil hesaplannı perdelemeleri çok ko- laylaşır. örneğin, bir Davos görüşmesinde böyle bir sü- reç için yabancılara söz vermiş kişi için, sürecin ada- daki iki "evetle noktalanması yeterlidir ve artık Türkiye'deki Meclis'in önüne gelecek olan garan- ti anlaşmasına da "evef" demek bir formaliteden ibaret olmalıdır. Irak gibi konulann çoğunda âciz ve seyirci kal- mış bir Birleşmiş Milletler için, Filistin'de kan göv- deyi götürürken kılını kıpırdatmayan bir ABD için, eski Yugoslavya'yı yüzüne gözüne bulaştırmış bir AB için de öyle. Kıbns sorununu iki "evetle çözü- vermek onlann işine gelecektir. Ama, Türkiye'nin boyutlanna ancak Türkiye sa- hip çıkabilir. Zaten, ulusal egemenlik, her şeyden önce, kendi boyutlanna sahip çıkmanın adıdır. YEŞİL MUMYA Firavunlann, Ehramlann gizlerini anlatan roman P. HUBERTten çeviren O. AKBAL Yeni çıktı ŞİMŞEK YAYINLARI ATAKULE KITAP FUARI İMZA CÜNLERİ 23 Nisan 2004 Cuma MELTEM ARIKAN "YETER TENİMİ ACITMAYIN" Saat: 15.00-17.00 WEST MÜZİK KİTABEVİ Tel: 4418162 -4411386 23 Nisan: Emperyalist Sistemden Kopuş TBMM'yi kendinden önceki meclislerden ayıran temel özelliği, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik için emperyalizmden esaslı bir kopuşu göze almış olmasıdır. Zeki SARIHAN K urtuluş Savaşı yıllanna kadar Tür- kiye 'nin ılk ulusal bayramı, 1908'de Ddnci Meşnıtiyet'in ilan edildigi gün olan 23 Temmuz'du Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türki- ye yeni büyük sorunlarla karşılaşınca. Türkiye hallanın. sevinçlenni ve umutlannı 23 Temmuz karşılayamaz olmuştur. Mütareke İstanbulu'nda ve Kurtuluş Savaşı Anadolusu'nda 23 Temmuz resmen kutlanıyordu ama Türkiye 'nin geçirmek- te olduğu yeni altüst oluşlan ıfade ıçuı yeru ulu- sal bayramlar gerekliydi. Nıtekım, 23 Nisan 192O'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin açılışı. 1921 'deki birinci yıldönümünde TBMM tarafindan resmi bayram kabul edilmiş, böylece Türkiye'nin tek resmi bayramı değışmiştir. 23 Nisan'ın asıl özelliği nedır. önemi nerede- dir? tçinde bulunduğumuz durum, gelip dayan- dığımız yer, bu konular üzeruıde yeniden dü- şünmemizi zorunlu kılıyor. 23 Nisan, genellikle "millet egemenliğinin" gerçekleşriği gün olarak kabul görmektedir. An- cak o günkü koşullarda bu "mifli hâkimiyet", padişahsız bır yönehmden çok, emperyalist ege- menliği kabul eöneyen bir ulusal bağımsızlık anlamına gelmekteydi. Gerçekten de ulusal ege- menlik. emperyalızmin egemenliği ile çatışır. Erzurum Kongresi kararlannda milli iradenın egemen küınması "yurdun bağımsızbğı vebütün- lüğii" için istenmektedır. Kurtuluş Savaşı yılla- nnın sonuna kadar "miffiirade^e venlen önem. böyle bir nedene bağlanmaktaydı. Damat Fent Hükümetı, mılli iradeyı yansıtmıyordu. çünkü \B- tanı ve milleti satıyordu. TBMM milli iradenın belirdiği yerdi, çünkü vatam ve milleti savunu- yordu. Yanı ulusal irade ve ulusal egemenlik, padışahlık karşıthğından çok emperyalızm kar- şıtlığının ifadesidir. Çünkü emperyalistlerin ıra- desi ile ulusun ıradesi uzlaşamaz. Bir ulus ken- di kendini yönetme iradesı gösteremiyorsa onu dış güçler yönetecektir. Osmanlılar, padışahın yet- kilerinin kısıldığı ve asıl yetkılerin millet tem- silcilennden oluşan Meclis'e venldiğı bir yöne- tıme 1876'da adım attılar. Her ne kadar Bınnci Meşrutiyet çok kısa sürmüş ise de 1908 tkincı Meşrutiyeti ile Türkiye mutlakiyet yönetımınden kurtuldu. 1908 'den sonra Türkiye'yi padışahla- nn değil. Meclis tarafindan oluşturulan hükümet- leruı ve partilerin yönettiği bilinir. 1918 'de Pa- dışah, yetkılenni kullanarak bu meclisi dağıt- mış ise de bu meşrutiyet yönetiminde geçici bir durum olarak algılanmıştı. Nıtekım, 1919 son- bahannda Damat Ferit Hükümeti'nin istifası ve Alı Rıza Paşa Kabinesi'nin işbaşuıa gelmesin- den sonra yeni seçımler yapılmış ve İstanbul'da toplanan son Mebuslar Meclisi, Meşrutiyet yö- netimıni yeniden işler duruma getirmiştı. Bu Meclis, İngılizler tarafindan basılıp dağıtıldı. Güvenlık içinde çalışabıleceği bir zamana kadar kendini feshetti. MustafaKemal Paşa tarafindan yapılan çağn üzerine yeni seçilenlerle birhkte Mec- lis, Ankara'da topland). Bu Meclis. Meşruti- yet'ten Cumhuriyet'e uzanan yolda daha büyük bir adımın ifadesi ise de henüz Cumhuriyet yö- netımıne resmen geçilebilmesi ıçın koşullar ol- gunlaşmış değildi. Padişahın yetkileri de resmen kaldınlma yoluna gıdilmedi. Bu nedenle Mah- murGoloğlu. ilk TBMM'nin içinde olduğu dö- nemi "Üçüncü Meşrutiyet" olarak nitelendıriyor. 23 Nisan'ın asıl anlamı, Türkiye'nin bağım- sızlığını sa\iınan güçlerin bir araya gelmesi mi- dır? Evet, fakat. bundan önceki Meclıslerin de aynı nitelikte olduğu yadstnamaz. Özellikle son Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin yurtsever me- buslardan oluştuğunu, aldığı kararlar da göste- riyor. Bu Meclis, bilındiğı gibi altı maddelik Mi- sakı Milli'yı kabul ve ilan etmiş. Kuvayı Millı- ye taraftan bir politika gütmüş ve bu yüzden In- gilızlerin baskınıyla karşılaşmıştır. Öyleyse 23 Nisan'da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bazı farklan olmasuıa karşın ne millet egemenlığıni gerçekleştırme, ne yurt- severlık açısından kendisinden önceki Meclisler- den bambaşka bir özellik taşıdığını söyleyebili- riz. TBMM'yi kendinden önceki Meclislerden ayıran temel özelliği. ulusal bağunsızhk ve ulu- sal egemenlik için emperyalizmden esaslı bir ko- puşu gözealmışolmasıdır. Türkiye, Birinci Dün- ya Savaşı'nda İtılaf Devietleri'yle savaştığı hal- de. Batı emperyalizmının gerçek özellığıni kav- rayabılrruş değildi. Zaten bu savaşta tngilizlerin başını çektiğı Avrupa kampına karşı, Almanla- nn başını çektiği başka bır emperyalist kampla birlikte hareket etmişti. Avrupa uygarlığının em- peryalist niteliği bilinmiyordu. Bu konudaki ha- talı anlayışlar "Amerikan mandaeıhğT olarak başgösterdiğınde bu anlayışa karşı sert tepkıler gösterilmemiştir. Sıvas Kongresi'ne katılan de- legelenn önemlı bir kısmının mandacı olduğu ön- ceden bilıniyordu. Mandacılığın hararetli savu- nuculan gerçekten de hauı ınsanlar değillerdi ve bunu Türkiye'nin iyiliği için istiyorlardı. He- men hepsinin çok geçmeden kendilerini Milli Mü- cadele içinde bulmalan da bunun kamtıdu". 1919'da Batı uygarlığının gerçek yüzünün )iırtseverler tarafindan yetennce kavranmadığı- nın bir kanıtı da son Mebuslar Meclisi'nin nere- de toplanması gerektiği ile ilgıli tartışmalardu-. Kuvayı Milliye kadrolannın önemli bir bölümü ve yurtsever politıkacılar, bu Meclis'in İstan- bul'da açılmastnda bir sakınca görmemişlerdir. Bu nedenle Mustafa Kemal. Meclis'in Anado- lu'da açılması konusunda diretememiştir. Türkıye. îkinci Dünya Savaşı'nın sonuna ka- dar. Batı sistemınin dışında kalmayı başarabil- diği için tam bağımsızlığını koruyabildi. Kema- lıst devnmlen gerçekleşnrebıldi. 23 Nisan Mec- lisi'nde egemen anlayışı terk edıldiğı için Tür- kiye 1950'den sonra Batı ittifaklan içinde yeral- dı. Kendisini Batı'nin bir parçası sayma anlayı- şı Türk aydınlannda o kadar yaygın bir kanıdır ki 27 Mayıs bile kendisini bir "devrim" olarak ilan etmesıne karşuı Batı ittifaklanna bağlı ol- duğunu belirterek işe başladı. Bu ıtnfaklann için- de de\nm ilerletilemez ve kalıcı olamazdı. Ni- tekim. ülkede yönetım adım adım işbirlıkçilerin eline geçti ve Ikinci Dünya Savaşı sonunda baş- layan ve 27 Mayıs'a kadar sürmüş olan, ülkemi- zi bağımlı duruma düşürme politikalanna devam edıldı. Özetie 23 Nisan. Türkiye'de millet ege- menliğinin ve yurtseverliğin bir ifadesi olmak- la birlikte, bunlardan da önemlı olarak emper- yalist sistemden esaslı bir kopuşun adıdır. Tür- kiye halkı bu kopuşu göze aldığı için bağımsız- lığına kavuşabilmiş ve çağdaş bir devlet kurabil- miştir. 23 Nisan'ın bu özelliğini kavramadığunız ve Batı sistemi içinde kalmak istediğımiz süre- ce Türkiye, emperyalizmin arkasuıdan sürükle- nen, toplumsal olarak bölünmüş, topraklan her an bölünme tehlikesıyle karşı karşıya, Batılıla- nn isteklenni yerine getırmek durumunda bir ülke olarak kalmak zorundadır. Ulusça kurtuluşumuz, 23 Nisan'ın anlamını ye- niden kavTamamıza bağlıdır. "Kuvayı \0Biyed- Bk" de bundan başka bir şey değildir. Emperyalizm Kabuk Değiştiriyor... HaIitÇELENK//«*u*î-M "Yeni Dünya Düzeni", "Küresel- leşme" vb. yaftalannı kullanan, bir zamanlar "geberen kapitalizm" di- ye nitelenen (ama hâlâ gebermeyen) emperyalizm, Büyük Ortadoğu Projesi adı altında yeni saldın, ta- lan ve sömürü planlannı açık seçik ortaya koydu. Yapılan açıklamala- ra göre Kuzey Afrika ülkeleri, Mı- sır, Suudi Arabistan, Türkiye, Iran, Pakistan, Afganistan ve Irak da içinde olmak üzere Çin ve Hint sı- nırlanna değin birçok ülke bu pro- jenin kapsamı içındedir. Yürütül- meye başlandığı ızleniminı aldığı- mız bu projede, kimi ülkelerle uz- laşma (Libya gibi), kimi ülkelere ise işgal ve saldın (Irak ve Afga- nistan gibi) planlandığı görülmek- tedir. Bu projede, görüntüde ileri sü- rülen hedef, Afganistan ve Irak iş- galmde olduğu gibi, bu ülkelere demokrasi ve özgürlük götürmek- tir. Asıl amaç ise ABD emperya- lizminin Sovyetler Birliği'nin var- lığını sürdürdüğü dönemden bu- güne dek tasarla>ıp gelıştırdiği dün- yaya egemen olma, göz dıktıği ül- kelerin petrol gibi yeraltı ve yer üs- tü zenginliklerine el koymaktır. Bi- lindiği gibi emperyalizm, kapitalist sistemin zonınlu bir gelışme aşa- ması ve insanlık düşmanı bir sis- temin adıdır. Temeli baskı ve sömü- rüye dayanır. Dolayısıvla bu pro- jeye Büyük Amerikan İmparator- luğu Projesi de diyebilirsiniz. ABD emperyalızmi dünyanın her yerınde çıkarlan doğrultusun- da amaçlarına ulaşabilmek için iş- gal, saldın, öldürüm, kan dökme yöntemlerine baş\'urmaktan kaçuı- mamaktadır. Birinci Dünya Payla- şun Sa\aşrnı izleyen yıllarda (1914- 1918) emperyalizme (o yıllarda başı Ingiliz emperyalizmi çekmek- teydi) karşı dünyada ilk ulusal kur- tuluş savaşını \eren ve bunu başa- nya ulaştırarak Türkiye'yi bağım- sızlığuıa kavuşturan ve emperya- lizmin yukanda tanımladığımız bu amaç ve yöntemlerini yaşayarak ögrenmiş olan MustafaKemal Ata- türk, 1 Aralık 1921 'de şunlan söy- lüyordu: H O halde söyle>iniz efen- dikT,rKzbuhakkınuBkürumak,ba- gımgzfagımpı gı'İYMi ahmrfa hıılıın- durabflmek için,toptan, miDetçe. bi- zi mahvetmek isteyen emperyaliz- me karşı. bizi vutmakisteyen kapi- tafizme karşı miDetçe savaşma>i u>- gun gören bir doktrini izleyen insan- lanz." Bugün kitle unha silahlanna kar- şı çıktığını söyleyen, bu tür silah- lan bulundurduğu bahanesiyle Irak'ı işgal eden, on binlerce insaru kat- leden ABD empenalizminin, çok da uzak oimayan bir geçmişte, tkin- ci Dünya Savaşı sırasında Hiroşı- ma'da, Nagazaki'de atom bomba- sı kullanarak yaptığı toplu kıyım- lar, Vietnam halkına uygulanan mezalım, Güney Amerika ve dün- yamn başka yörelerindeki dikta- törlük rejunlerinin açık ya da giz- li olarak ABD hükümetleri ve CIA tarafindan desteklenmesi ve Şıli örneğinde olduğu gibi demokratık Bucfün yurdumda şenlîk var. Sen de... Sen de katıl. 26. Uiuslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği Dünyanın dört bir yanından çocuklarla, dünyanın ilk ve tek çocuk bayramı 23 Nisan'ı kutlamak için bugün birlikteyiz... TRT ve Koç Holding'in ortaklaşa düzenlediği TRT 26. Uiuslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği programına sizi de bekliyoruz. yollardan ikndara gelen sosyalıst re- jimlerin, yine bu ülke yönetimlen tarafindan kanlı bir şekılde tarih sahnesinden silinmesi de bellek- lerdedir. Son olarak Afganistan'da, Irak'ta kadın, çocuk, shil demeden on binlerce savunmasız insanuı öl- düruldüğünü, Mezopotamya uy- garhginın, tarihsel yapıtlannın tah- rip edilerek yağmaya terk edildiği- ni görerek yaşadık. fşte BüyükOrtadoğu Projesi bu- dur. Adıl bir toplumsal düzende, ba- nş içinde, kardeşçe yaşamak iste- yen dünya halklannın bu haklı ta- lebıne karşı, kendi iğrenç çıkarla- n uğruna, uygarhğı, bilinıi, sanaü. insanhğın tünı kültürel mirasmı ve ashndainsanhğm kendisinihedefala- rak yok ermeyi göze alan bir sömü- rü projesidir. Yıllardan ben bu pro- jenin taşları döşenmektedir. ABD'nın ve Avrupa Birliği'nin egemenlik kurmak ıçuı bu- harman yerine çe\irdiğiKıbns dakanımız- ca bu taşlardan birisi olacaktır. Bu projenın uygulanabilip uygulana- mayacağuıı, bu coğrafyadakı halk- lann göstermesi olası tepkı- lerin ne olacağım, insanlı- ğı hangi tehlike ve yıkunla- nn bekledığini bugünden aynntılı olarak kestırmek I olanaksızdır. Ancak aluıan haberlere göre şimdiden Mı- sır, Iran ve Suudi Arabistan * yönetimlen ülkelerinin ba- ğımsızlıklannın tehlikeye gırdiğinı söylemişlerdir. Yi- ne Arap ülkelerinde böyle bir projenin "Arap Varb- :: ğı"nın entılmesi sonucunu ^ doğuracağı şeklinde tepkı- lere rastlanmaktadır. Sonuç TRT Çocuk Şenliği Gala Programı Bugün TRT1, TRT-INT, TRT-TÜRK'te Saat 15.30'da. Basına yansıyan haberle- re göre ÂBD, Kuzey Afri- ka'dan Asya ortalanna de- ğin uzanan coğrafyada ya- ratacağı bu kanlı badirede Türkiye'nin de rol almasını istemiş ve ülkemizi yöne- tenler de bu öneriye olum- lu bakmışlardır. Yukanda da belirttiğimiz gibi, ön kes- tinmlerde bulunmanın zor- luğuna karşuı. böylesıne bir baskı ve sömürü projesinin anılan ülkelerde ve ülkemiz- de kanlı badirelere ve tehli- keli gelişmelere yol açabi- leceğını düşünmemek ola- sı değildir. Sonuçta ödenecek bede- lin çok ağır olacağı da orta- dadır. Yöneticilerin bu ko- nuyu yeniden enine boyuna düşünmeleri, halkımızı ola- sı tehlikelere karşı koruma yolunda önlem almalan ge- rektiğine inanıyoruz. Yann gecolabüir. PENCERE Askerin Bu İşlerden Haberi Yok mu?.. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen önemli bir açıklama yaptı. Dedi ki: Anrtan Planı'na göre "Türkiye ile KKTC arasın- daki deniz alanının büyük bölümü Türk gemileri- ne kapatılmış olacak. Türk savaş gemileri bu böl- geye giremeyecek. Türk uzmanlannın böyle bir metni kabul edeceğine inanmıyorum. Aldığım ba- zı bilgilere göre, Türk uzmanlar Birleşmiş Millet- ler'e bu kadar kısa sürede 9 bin sayfalık belgele- ri inceleme olanağı bulamayacaklannı yazılı ola- rak da bildirmişler. Eğer uzmanlann sorumluluk üst- lenmedikleri doğruysa, bunun vebali büyüktür; bunun hesabının sorulacağı yer Yüce Divan'dır." • Türkiye neyi konuşuyor?.. Inanılır gibi değil... Soru: - Peki, Genelkurmay Başkanlığı'nın bu belge- den haberi var mı?.. Onur öymen yanıtlıyor: "- Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök basın top- lantısında bu alanda bir açıklama yapmadı. O sı- rada elinde bu belge bulunsaydı mutlaka değinir- di. Bunu bilip de açıklamaması benlm için şaşır- tıcı olurdu. Takdir hükümetindir' demeye devam eder miydi? Bilemiyorum. Genelkurmay Başkanı bu belgeyi bilseydi, mutlaka açıklardı. Meslekha- yatım boyunca Türk Silahlı Kuvvetleh mensupla- rıyla yakın ılişki içinde oldum. Bunu bilip de açık- lamayacak bir tek subay tanımadım." Türkiye Cumhuriyeti okumadığı ve ne olduğunu bilmediği belgelerle donanmış bir yola mı bağla- nıyor?.. Doğu Akdenız coğrafyasında Ingilizin ada- daki üsleri dururken Kıbrıs ile Türkiye arasındaki deniz bize yasaklanıyor mu?.. • Türkiye Cumhuriyeti bu kadar başıboş, denetim- siz, dikkatsiz ve kim vurduya getirilebilecek bir devlet yönetimine mi sahip?.. CHP ana muhalefet partisidir. Söylediğini yineleyelim: - Kıbns 'ta hükümet okumadığı. bilmediği, de- ğerlendirme olanağı bulamadığı dokuz bin sayfa tutarında bir belgeye imza atıyor... Gerçek mi?.. Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier, bu yıl sonunda AB için Türkiye 'ye müzakere tarihi veril- se bile görüşmelerin enaz10-15yıl süreceğini söy- ledi; Barnier söylemese de Mısır'daki SağırSultan bile bu ötelemeyi artık hem duydu, hem biliyor. Peki, Kıbns için bu acele bu telaş neden?.. Üstelik aceleye getirilen dava Kıbrıs'a ilişkin de- ğil... Türkiye'nin savunmasını yakından ilgilendiren belgelere mi imza atıyoruz?.. • öyle görünüyor ki gündem Türkiye'dir!.. AKP iktidarı sırtını dış güçlere dayamak için tam teslimıyet içinde... Ana muhalefet uyanyor... Ve demek ki 'verkurtul' ile iş bitmiyor, Doğu Ak- deniz'i de Türkiye'ye kapatıyorlar... Bu ülkeyi AKP'ye bedava mı verdiler? Bozdur bozdur harca... CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ NİSAN AYI ETKİNÜKLBti "TBMM'nin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi" Meriç VEÜDEDEOĞLU (23 Nisan 2004 Cuma Saat: 18.00) Yer: Cumhuriyet Kitap KuJübû (Fransız konsoloslugu'nun yanı) istiklaJ Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 BtyoğliLİstanbul Tel: 0212 252 38 81 - 82 Etkinlikkr Koop-C tarafindan düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Kafeteryamız pazar dahıl her gün saat: 10 00 - 21 00 arası açıktır. CUMHURİYET KİTAP KULÜBU NİSAN AYI ETKİNÜKLERİ Cumartesi Söyleşileri "Küreselleşme ve Sosyal Demokrasi" Prof. Dr. Alpaslan IŞIKU (24 Nisan 2004 CumartesiSaat: 1130) Kitap İmzası: Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI Yer: Cumhuriyet Kitap kulübii (Fransız Konsolosluğu'nun yanı) İstikial Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 BeyoğMstanbul, Tel: 0212 252 38 81 - 82 Etkinlikler Koop-C tarafindan düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Kafeteryamız pazar dahıl her gün saat: 10.00 - 2100 arası açıktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle