19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NİSAN 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA JV LJ LJ J. LJ M\ [email protected] 19 Festivalden gösterime çıkan ilk örnek Bellocchio'mm 'Günaydın Gece'si bugün başlıyor Aldo Moro olayınabakışSon yıllarda alışıldığı gibi. Istan- bul Film Festivali'nden piyasaya düşecek filmlerin ilki olarak bugün festival daha sona ermeden, sıcağı sıcağına gösterime giren Günay- dın Gece, vaktiyle Sinematek'te görüp hayran kaldığımız I Pugni in tasca - Cepteki Yumruklar'la (1965) Cina e vicina - Çin Yakın- dır'ın (1967) yaratıcısı ve ılkgenç- liğimızin gözdelerinden Marco Bellocchio'nun son eseri. Nel nomme del Padre-Baba Adına, Boşluğa Atlayış, 4.Henri, İçimizdeki Şeytan, La Vision del Sabba gibi 1970 ve 80'li yıllarda yaptığı sonraki filmleri, her ne ka- dar Cepteki Yumruklar başyapıtı- nın görkemini pek yansıtmasa da bizce o hak ettiği ilgiyi pek göreme- miş. Ömeğin kuşakdaşı Bernardo Bertolucci kadar öne çıkarılma- mış. Oysa îtalyan sinemasuıın son 40 yılına damgasını vurmuş, önem- li yönetmenlerinden biri kuşkusuz. 40 yılda 13 film yaptığına göre az (ama öz) çalışan Bellocchio, son Venedik Festivali'nde uluslararası sinema yazarlannın ödülünü alan Günaydın Gece'de, îtalya'nın ya- kın tarihinde tüm ülkeyi derinleme- sine sarsmış, sallamış trajik bir ola- yı ele alarak Hıristiyan Demokrat- lann lideri Aldo Moro'nun, döne- min namh devrimci örgütü Kızıl Tugaylar tarafından (16 Mart 1978'de) kaçınlmasmı, bir eve ka- patılmasmı ve iki ay sonra (9 Ma- yıs 1978'de) katledilmesini anlatı- yor. Markslst-Leninlst bir örgüt Günümüzden 26 yıl önce cere- yan etmiş, o tarihte Italya'yı büyük bir şoka sokmasının yanı stra etki- leri tüm dünyaya da sıçramış bir te- rör eylemine, 65 yaşmın olgunluğu ve duyarhhğıyla yaklaşan Bellocc- hio'nun gerçekten yaşanmış olay- lardan yola çıkıp her zamanki gibi senaryosunu yazarak yönettiği bu fibn, bir apartman dairesine tıkılan genç kahramanlanyla, Bertoluc- Buongiorno. Notte / Yönetmen, senaryo: Marco Bellocchio / Kamera: Pasquale Mari / Müzik: Ricardo Ciagni / Oyuncular: Maya Sansa, Luigi Lo Cascio, Giovanni Calcagno, Pier Giorgio Bellocchio, Roberto Herlitzka, Paolo Briguglia / italya 2003 (Belge Film) Filmde Kızıl Tugaylar'ı Pier Giorgio Bellocchio, Luigi Lo Cascio, Giovanni Calcagno ve Maya Sansa oynuyor. ci'nin bir ay kadar önce Düşler, Tutkular ve Suçlar adıyla gösten- me giren The Dreamers'ını çağrış- tınyor ilk elde. 68 Mayısı fonunda geçen Berto- lucci yapımı The Dreamers'ın, ken- dılerini devnm coşkusunun kapla- dığı sokaklardan ayınp eve kapa- tan, sinema kuşu, hedonist kahra- manlarının tersine. Bellocchio'nun karakterleri, Kızıl Tugaylar üyesı, 4 yalın, düz, ıdealist genç. 1970'te Marksist - Leninist bir örgüt olarak kurulmuş, üniversite ve fabrikalar- da yayıhnış, işçı hareketlerini des- teklemiş, ideolojik çalışmalarını önceleri silahsız yürütmüş ama 1974'ten itibaren canlı hedeflere yönelerek masumiyetinı yitirmiş, Brigate Rosse-Kızıl Tugaylar'ın kelleyi koltuğa abnış, komün yaşa- mı sürdüren bu şehir gerillası gru- bunun, bize çok tanıdık gelen bir ev kiralama sahnesiyle açılıyor fılm. İnsancıl ve duyarlı anlatım Başbakanlıktan sonra İtalya cum- hurbaşkanlığına seçilip göreve baş- layacağı gün Kızıl Tugaylar'ca, ko- rumasıyla şoförü öldürülerek kaçı- nlan ve 55 gün sonra Roma'da bir arabanın bagajında cesedi bulunan Moro'nun (Roberto Herlitzka çok iyi oynuyor), küçücük bir sandık odasındaki hapis günleri yakınlan- na, Papa'ya fılan mektup yazmak- la geçiyor. Kızıl Tugaycı gençlerin saygıda kusur etmediği, özellikle genç kadının (Maya Sansa) öldü- rülmesine karşı çıktığı deneyımli siyasetçi, aslında bu çıkmazdan sağ kurtulamayacağının farkında. Gru- bun katı öndenyle yumuşak yumu- şak tartıştıkça önceden bu kızıl gençlenn çok da önemsenmemesi gerektiğini söylediğine bin pışman olan Moro'nun aslında o dönemde italya'da hükümet eden ufuksuz, vizyonsuz yönetıcilerin basiretsiz- liğine kurban edıldiğinı, Papa'nın dahi bu trajediyi önleyemediğinı vurgulayan ve tüm olan bıtenden belli belirsiz sıstemi sorumlu tutan Bellocchio'nun Kızıl Tugaycı gençlere bakışı, genelde insancıl ve ılunlı. B. Almanya'daki Kızıl Ordu Fraksiyonu, Fransa'daki Doğru- dan Eylem gibi dönemin aşın sol örgütlenyle de sıkı fıkı olan Kızıl Tugaylar'a halkın duyduğu sempa- tıyi ortadan kaldıran Moro cinaye- tı üstüne, gerçeklerle kurmacayı harmanlayarak kotanlmış bu poli- tık film baştan sona ilgiyle izleni- yor. Hapistekı üye sayısı 1980'lerde 1500'e yaklaşan ve Moro'dan baş- ka birçok suıkast, bombalama, ban- ka soygunu vb. olayların da failı olan Kızıl Tugaylar gerçeğıne ıliş- kin bu düşündürücü ve güçlü film, teröristlerin insancıl ilışkilere de y- er veren gündelik yaşamını olanca çelışkilen, doğrulan ve yanlışlany- la gözler önüne seren yoğun insan- cıllığı ve duygusalhğıyla akılda ka- larak iz bırakan, ibret verici, görül- meye değer bir film. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BA$LAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR. Depardieu ile Reno 'Dost musun Düşman mı?' filminin soyguncu ikilisi. DOST MUSUN DÜŞMAN MI? / TalS - TOİ Bugün gösterime giren Francis Veber'in yönettiği 'Dost musun Düşman mı?' ıki usta oyuncuyu, Gerard Depardieu ve Jean Reno'yu birlikte ızleme fırsatını veriyor. Filmde kibar, saf, beceriksiz, en büyük düşü bir cafe açmak olan Quentin (Depardieu) dünyanın en başansız soyguncusudur. Sürekli yakalanıp hapsi boylamakta üstüne yoktur. Hapishanede tanıştığı ve gangster çevrelerinde namı olan Ruby (Reno) ise tam tersine kaba, sert ve acımasızdır. Sevdiği kadını öldüren Vogel'den intikam almak için de hapisten kaçmayı planlamaktadır. Quentın başlarda kendisinden zerre kadar hazzetmeyen, sonrasında ise sıcak bir dostluk kuran Ruby'nin peşine takılarak hapisten kaçar. Kontrol dışı, dur durak bilmeyen bu kaçıp kovalamacaya polısin yanı sıra Vogel'in adamlan da kanşınca ortalık epeyce hareketlenir... Andre Dussolier, Richard Berry, Leonor Varela, Jean-Pierre Malo, Jean-Michael Noirey, Laurent Gamelon, Aurelien Recoing ve Vincent Moscato filmde Depardieu ve Reno'nun dışında yer alan diğer oyuncular. PETER PAN Bugün başlayan bir başka film de, P. J. Hogan imzalı Peter Pan. Filmde Edward dönemı Londra'sında serin bir gecede Wendy Darling'in (Rachel Hurd-Wood) erkek kardeşleri, kılıçlann konuşruğu, hızlı maceralarla süslü ve hiçbir şeyden korkmayan efsanevi korsan Kaptan Hook öyküleriyle kendilerinden geçmektedirler. Ama Wendy için de büyük günler yakındır. Babası Bay Darlıng onun büyüme zamanının geldığını düşünmektedır. Bu geceden sonra artık öykü anlatmak yoktur. Disiplinli Mülicent Teyze tarafından kadınlığa ve evhliğe hazırlanmalıdır. Oysa Darling ailesınin bılmediği bir şey vardır: Peter Pan de Wendy'nin öykülerine bayılmaktadır ve onlan dınleyebümek ıçın çok uzaklardan gelmektedir. O gece çocuklann odasında küçük kıskanç peri Tınkerbell'le birlikte kendisini göstermesı, Wendy ve erkek kardeşlen için Neverland'e doğru olağanüstü bir maceranın başlamasına neden olur. İZLEYİCİ CÖZÜYLE. ERDAL ATABEK Amerikan dış politikasının 45 yılıRobert McNamara. Öğrencilik yıllannda genç bir yetenek. Zeki, yetenekli, hırslı. disiplin- li, çahşkan. Başanlı olmak için gereken beş önemli niteliğe sahip. Başanlı da oluyor. Berke- ley'de burslu öğrencilik. Sonra hep planlama, ıs- tatistik, araştırma ile uğraşıyor. Bu alanda çalış- ması da gösteriyor ki önemli bir analist. Ford şirketinin değişim sürecinde orada görev alıyor. Araba kazalannın analizini yapıyor. bü- yük ölçüde sürücünün korunmadığını saptıyor. "Emniyet kemeri", onun ekibinin buluşu. ilk zamanlarda büyük eleştinlerle karşılaşıyor, bu- gün kullanılması zorunlu. Ford şirketinde baş- kanhğa yükseliyor ve üç ay sonra J. F. Ken- nedy'den bakanlık önerisi alıyor. Artık Amen- ka'nın dışişleri bakanıdır. Küba krizini, Vietnam Savaşı'nı bu görevle yönetiyor. Daha önce de 2. Dünya Savaşı'nda "Askeri tstatistik Grubu" başkanıdır. McNamara şimdi 85 yaşındadır. Yaşamının önemli dönemeçlerini ve politik kararlannın eleştirisini yapıyor ve 11 sonuç çıkanyor. 'Yüz- yılın İtiraflan' bu serüvenin belgeseli. Kennedy, Kruşçev, Johnson ile yaşadığı olay- lan anlatıyor. Kennedy, onun sevdiği ve güven- diği başkan. Ölümünü büyük bir acıyla anımsı- yor. Johnson'ı birçok karannda onaylamıyor. O- nun döneminde de görevinden aynlıyor. Sonra Dünya Bankasf nın başkanlığı var. Dünya poli- tikasında büyük roller oynamış bir politıkacı. Bu fihnle çok önemli olayların nasıl oluştuğu- nu da görüyoruz. Örneğin, Tokyo'nun yangın bombalan ile bombardımanında 100 bin kişinin öldüğünü öğrenıyoruz. Ama McNamara, "lyilik için kötülük yapmakgerekebilir" diyor. Kuzey Vietnam'ın bir deniz saldınsının raporlan sonra- dan asılsız çıkıyor, ama bu rapora dayanılarak yapılan Amerikan bombardımanlan gerçek. McNamara. "tnandıklarınız ve gördükleriniz yanlış olabilir" diyor. "Muhakemenizi yeni- den gözden geçirmeye hazır olun" gibi, "Asla asla demeyin" gibi bilgece sözler de onun. Bir poHtik belgesel başyaprtı Fılmı görürken Al Pacino ile Keanu Re- eves'in oynadığı 'Şeytanın A\Tikatı'nı yeniden görür gibi oldum. Genç ve yetenekli bir avukat görkemlı bir şirket tarafından ışe alınıyordu, a- ma işe alındığı yer mafyanın bürosuydu. Robert McNamara da dünyada haydut rolü oynamayı seçmiş Amerika'nın bütün tezlennı hazırlıyor, onlan savaşlann kıhfi yapıyordu. Küba krizi, Vi etnam Savaşı, 2. Dünya Savaşı sırasında- ki kentlerin yok edilmesi ve sivıl- lerin kitle halinde öldürülmesi "doğru amaçlar için yapılma- sı gereken zorunlu yanlışlar- dı". Bütün güçlü haksızlann yaptıklan savunmalar "inanı- larak öne sürülüyordu". Michael Moore'un "Bowling for Columbine"ı gibi açık eleştiriler yoksa da izleyici- nin açık gözleri olup biten- leri görebiliyordu. Filmin Istanbul Fılm Festivali sırasında göste- rime gırmesi talihsizlik sayılabilir. Ancak po- litik filmler arasında görülmesi gereken önemli bır belgesel olarak yönetmen Errol Morris'in hesabına olumlu bir not olarak geçe- cektir. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Gayri Resmi Hurrem'den Gayri Resmi 'Mundiara Farklı alanlardan sanatçılar son bir hafta içinde sanat ortamımıza damgasını vurdu. Çok sevdiğim bir sanatçının, heykeltıraş Gürdal Duyar'ı kaybet- memiz, haftanın en üzücü olayı idi hiç kuşkusuz. Gürdal, tüm yaşamını sanatına adamış bir yaratıcı olmanın yanı sıra, sağlam politik duruşunu hiç yi- tirmemiş, sanat ortamının kısır çatışmalarının uza- ğında kalmayı seçerek mütevazı kişiliği ile herke- sin saygısını, sevgisini kazanmış birinsandı. Çalış- maları arasında Nâzım'dan Sait Faik'e ülkemizin pek çok değerli sanatçısının büstleri, heykelleri var- dı. Umarım, onun sanatçılara gösterdiği saygıyı ve özeni, biz de onun geride bıraktığı yapıtlara göste- ririz. Son günlerde bir başka büyük heykeltıraşı daha andık. Kuzgun Acar'ın pek çok yapıtını Kibele Sa- nat Galerisı'nde bir araya getiren Iş Bankası'na ve sergide büyük emeğı geçen Kuzgun'un sevgili eşi Fersa'ya ne kadar teşekkür etsek az. Söz plastık sanatlardan açılmışken, son günle- rin önemli sergılerinden birkaçına değinmek istiyo- rum. Tıpkı Gürdal gibi, Kuzgun gibi yaşamını sana- ta dönüştürmüş bir dostun, Orhan Taylan'ın As- malımescit'teki atölyesinde açtığı sergiyi, grafik sa- nat alanında dünya çapındaki bir yaratıcımızın, Bü- lent Erkmen'in Garanti Galeri'de sergılediği 'Son Işler'ını, Selma Gürbüz'ün Galeri Apel'deki 'Cin- ler ve Periler'ıni izlemek başlı başına bir keyifti. Türkiye sanat ortamının bereketini vurgulayan günler art arda geldi son haftalarda. önce, Afîfe (Jale) Tiyatro Ödülleri, ardından Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği'nin (ÇASOD) ödülleri. Yann akşam da 23. Istanbul Film Festivali nin ödül tö- reni var. Bakalım, ÇASOD ödüllerini kazanan Mel- tem Cumbul, Şevket Çoruh, Rojda Demirer, Is- mail Hacıoğlu gıbı genç oyuncuların yanına han- gi ısımler eklenecek. ödüller çoğunlukla gençlere gidiyor ama ustalar da unutulmuyor. ÇASOD jüri- sınin özel ödülünü kazanan Tunçel Kurtiz'i ve yı- lın 'Emek ödülü'nün sahibi Fikret Hakan'ı nasıl unuturuz... Oyunculuk açısından inanılmaz bir zenginliğe sa- hip bir ülke Türkiye. Bu yılın Afife ödüllerini kaza- nan sanatçılar bunun en güzel kanıtı. Istanbul Şe- hir Tiyatroları'nın 'Gayri Resmi Hurrem'ındeki mükemmel performanslarıyla ızleyıcıyı buyuleyen Rozet Hubeş ve Şebnem Köstem ile Tiyatro Ka- re'nın 'Salı Ziyaretleri'nın oyunculan Erol Keskin ve Yıldıray Şahinler'i kutluyorum. Hepsi de, Muh- sin Hoca'nın deyimiyle birer 'sahne hayvanı'. Erol Keskin gibi bir ustayı seyretmek heyecan veriyor insana. Tıpkı Uzun Donlu Kişot'ta Erol Günaydın'ı izlemek gibi. Istanbul'un sanat ortamı doludizgin. Festivaller, galalar, konserler bırbirinı izliyor (Yapımcılarından biri olduğum 'Üç Kadın'ı yazmak bana düşmez. Bu yüzden Sumru'ya, Yasemin'e, Yeninur'a haksız- lık edeceğim, ne yazık kı). Şu günlerde gerçekleş- mesi gereken 'Strictly Mundial' adlı uluslararası müzik şenlığı/fuarı ise son anda ıptal edildı. Şimdi- lık, bir noktayı belirtmekle yetineyim. Etkinlik iptal oldu ama, pek çok yabancı grup Türkiye ziyaretle- rini iptal etmedi. Istanbul sahnelerinde ve kulüple- rinde 'gayri resmi' bır S. Mundial sürüyor... vecdisayar t yahoo.com Yîne kitap toplatma • tstanbul Haber Servisi - Murat Kürüz'ün Bılge Yayınevı tarafından yayımlanan 'Kadın Erkek Faalıyet Raporu' kitabı halkın ar ve haya duygularmı mcittıği gerekçesiyle toplatıldı. Çızgi-mizah tarzında yayımlanan kıtapta, cinsellikle ılgili yanlış bilgiler karikatürler eşlığinde anlatılıyor. Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetün Kurulu Ba^kanı Çetin Tüzüner, AB uyum yasalan çerçevesinde yapılan değışıklıklenn hayata geçırilemediğini belırterek insanlann düşüncelerinden dolayı yargılanmadıklan bır ülkede yaşama isteklerini bır kez daha yineledıklennı kaydetti. ISTANBUL FILM FESTIVAÜNDE BUGÜN • EMEK SİNEMASI'nda 11.00'de 'Genç Tannlar', 13.30'da 'O Gün', 16.00'da 'Tulse Luper'in Çantaları', 19.00'da 'Günaydın Gece', 21.30'da 'Kasım'. (0 212 293 84 39) • ATLAS SİNEMASI'nda 11.00'de 'Kardeş'. 13.30'da 'Kör Kuyu', 16.00'da ' 'Otar Gittiğinden Beri', 19.00'da 'Sıradan Deulik Öyküleri', 21.30'da 'Gözümdeki Kum\ (0 212 252 85 76) ^ M StNEPOP StNEMASI'nda 11 .OO'de 'Tenten ve Ben', 13.30'da 'Alila', 16.00'da 'Gecenin Gözleri', 19.00'da 'Beton Âşıklar', 21.30'da 'Kaçak'. (0212 251 11 76) • BEYOĞLU StNEMASI'nda 11 OO'de 'Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak', 13.30'da 'Gizli Yüz', 16.00'da 'Marsh Mercano'. 19.00'da 'tnsan Nedir ki...', 21.30'da 'Vızontele Tuuba'. (0 212 251 32 40) • ATLAS 2de 11.00'de 'Toprak Adamı', 13.30'da 'Vampir Nosferatu', 16.00'da 'Açüış Gecesi', 19.00'da 'Gelecek Düşleri', 21.30'da 'Oyunun Kurah'. (0 212 252 85 76) • REXX'te 11.00'de 'Bir Şarkı Yetmez', 13.30'da 'Sıkı Çabş, İyi Eğlen', 16.00'da 'Tahta Kamera', 19.00'da 'Mango Sarısı', 21.30'da 'tlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış...'. (0 216 336 01 12) BUGÜN • AKM'de 11.00'de tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın '23 Nisan Çocuk Konseri'. • Şef: Darion Ionescu-Galati. Solistler: Hülya- Sevinç Keser (piyano ikilisi). (0 212 251 56 00) • PARKORMAN'da 14.00'te Borusan Çocuk Korosu'nun '23 Nisan Konseri' Şef: Gülsen Yavuzkal. (0 212 292 06 55) • NARDİS'te 22.30'da Ercüment Vural- Önder Focan Project, '23 Nisan Özel' konseri. (0 212 244 63 27)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle