27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 2004 CUMA 16 'Istanbul HABERLERtN DEVAMI TIPRKIYE fEdıme _B T7 Sincxp Y 14 Adana B 21 B 16 Sam-sun Y 19 •Kocaelı B 16 Trab>:zon Y 17 tÇanakkele PB 26 Gıresun üzmir Y 17 A n k s r a Y 17 B 17 iManısa Vtydın Y 17 Eskigehir B 16 B 14Y 18 Konya Oenizli Y 15 Sıvas B 16 ^onguldak Y 14 AntaJya B 20 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van Y Y B Y B B B 18 21 23 20 20 13 14 ŞUrfa tai>a N-^ .AdanaS _ • Butun bolgelenmız parçalı bulutlu ve ya- ğışlıgeçecek Yağışlar Batı Karadenız, Iç Ege, Akdenız, Iç Anado- lu'nun güneydoğusu ıle Doğu Anadolu'nun batısında yer yer etkılı olacak. Hava sıcaklığı yurdun balı kesımle- nnde azalacak. Dığer yerlerde bıraz artacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn PB Y Y Y Y Y PB PB 14 12 16 14 18 20 22 14 Berlın PB 20 Moskova PB 15 Budapeşte Y 20 Aşkabat Y 17 Madrid Y 22 Astana PB 11 Viyana PB 19 Belgrad Y 17 Sofya PB 11 Roma PB 20 Atına Y 19 Münıh PB 20 Zürih PB 21 Şam Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y B PB Y PB 2b 18 22 7 28 PB 30 P a f ? a l ' : Sıslı ^ \ BuMfu t Çok bulutlu ı Yağmuriu Sulukar > Gök gürultülü * * CrtJN C E L CCNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Kıbrıs'tan hayır çıkması ol.asılığına dayanarak baş- larında Türkiye'yi anavatan saymayan, "planın iş- leriik kazanması Kuzey Kıt»ns 'ın tanınmasından da- ha önemlidir" diyen MA Talat ve gibileri ikinci bir referancuma hazırlanıyorlar. Referandumda ister evet, ister hayır çıksın; RTE'nin izlediği Kıbrıs politikası ile kimi kurumla- rın davranışını derinden sarsacak içerik ve nitelik- teki tartışmalar, eleştiriler •yeni bir kimlik kazanıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ön- ceki gün basın toplantısında (aynı gece Genel Baş- kan Baykal da bir TV'de) Türkiye açısından kabul edilemez -sayısı belirsiz- belgelerden birini gün ışı- ğına çıkardılar. Sözünü etti kleri belge; Temel Anlaş- ma Annex-3 Ek 11, Kanun 47, madde 4. öymen, bu yasayla adanın uç noktalarından 12 millik deniz çizgisi çizilince Türkiye ile Kıbrıs ara- sındaki deniz alanının büyük bir bölümünün Türk gemilerine kapatılmış olacağını söylüyor. öymen'inaçıklamalarıncia üzerinde dikkatledu- rulması zorunlu olan iki önemli öğe var. "Eğer bi- ze gelen bilgiler doğruysa "diyor; "bizim uzmanla- rımız Isviçre'deki görüşm&lerde BMyetkililerine bu kadar darzamanda 9 bin sayfalık kapsamlı belge- leri incelemelerinin mümkün olmadığını, üstelikya- zıyla bildirmişler" bu, bir. İkinci önemli nokta; CHP adına Onur öymen, doğrudan bir ifadeyle olrnaşa bile söylemleriyle Genelkurmay Başkanı Ong. Özkök'ü açıklamaya çağırıyor. "Türk deniz kuvvetlerinin ve Türkiye'nin Akde- niz'deki hareket serbestisJni bu kadar açık bir şe- kilde kısıtlayan bir belgecJen" haberi olsaydı Ge- nelkurmay Başkanı'nın, "ttöyie bir belgenin varlı- ğını bilmesine karşın 'Takdir hükümetindir, evet de diyebiliriz hayır da diyebiliriz, tavır almak istemi- yoruz demeye devam edebilir miydi"' diye soru- yor. Bu bile, açıklığa çağrı değil mi? • • * İkinci çağrı Kuzey Kıbrıs'ta bulunan MHP lideri Devlet Bahçeli'den geldi. Kıbnslı Türklerin Org. özkök'ün 13 Nisan'daki açıklamalarından "çoket- kilenmiş olduklannı" söyledi. özkök'ün referandumdan önce "yeni biraçıkla- ma yaparak halkı aydınlatmasını" istiyor. Kuzey Kıbrıs'ta yaptığımız görüşmeler, Bahçe- li'nin saptamalarını doğruluyor. Hayır'dan evet'e dönenler, "karar değiştirmelerinde daha çok Ge- nelkurmay Başkanı'nın 13 Nisan'daki açıklamala- rından etkilendiklerini" söylüyorlar. • • - * Bu, siyasal gelişmelerin adaya yansıyan yüzü. Ne ki, Türkiye'de hükümetin yanı sıra Org. öz- kök'ün açıklamaları üzerinde hem bünyesel hem de -AKP dışındaki- kimi siyasal odaklarda tartış- malann ardı arkası kesileceğe benzemiyor. Söyleşilerdeki, hatta yazıyla bildirilen kimi eleş- tirilerin özünde, örneğin; Org. özkök'ün "13 Nisan tarihli basın toplantısında yer alan ve ortadan da- ha Annan'cı biryerde duran ifadelermi TSKgörü- şûnü yansıtıyor, yoksa 5 Nisan MGK toplantısında karargâhın sunduğu birifing mi" sorusu yer alıyor. Ve... (bu son açıklamalar) "karargâhın ve bütün komuta heyetinin bilgisi dahilinde mi, yoksa onlar için de sürpriz oldu mu? Bu hususlann, kararlaş- tırdıktan sonra veya açıklama öncesinde karargâh ile paylaşıp paylaşılmadığı" gibi -sadece Kıbrıs'la değil, Irak sorunuyla da ilgili- sorular yazıyla veya sözlü olarak irdeleniyor, söyleniyor. Birmektupta "Genelkurmay Başkanı millibirda- vada taraftır, tarafolmakzorundadır" yargısı altı çi- zilerek yazıldığı gibi; "Cumhurbaşkanı'nın planın olumsuz taraflannı açık bir şekilde ortaya koyma- sına karşılık, taraf tutuyor eleştirisi almadığına" da dikkat çekiliyor ve eleştiriler şöyle özetleniyor: "Irak'ta gelinen nokta maJum; tribünlerdeyiz. Kıb- ns'ta noter satış işlemleri tamamlanmak üzere. Ege'nin ihale işlemleri devam ediyor. Sonrasını dü- şünmek istemiyoruz". Çağrıları ve eleştirileri karşılayacak bir açıklama gerekmiyor mu? Ne dersiniz? CHP'den 'gençlik' önergesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'li bir grup milletvekili. ekonornik sıkıntı ve zararlı madde kullanımı nedeniyle suça itilen gençlerin durumunu ele almak ve sokak terörü boyutuna ulaşan sorunu onleyici tedbırlen belirlemek amacıyla TBMM Baş- kanlığı'na genel görüşme açılması için önerge verdi Onergenin gerekçesinde, büyük iller başta olmak ûzere hırsızlık olaylannın arttığı, vatandaşın can ve •nal güvenliğinin kalmadıgı kaydedildi. KAüTden çocuklara katkı • İstanbul Haber Servisi - Kalıteli Ahşveriş Nok- ası ProgTamı (KAN), ılk yılında Sosyal Hizmetler yocuk Esirgeme Kurumu bünyesindeki 20 bin çocu- |a 3 adet İpana marka diş macunu ve bir adet diş ftr- ;ası hediye etti. Türk Diş Hekimleri Birliği Başkanı Celal Korkut Yıldınm, "Türkjye'de nüfusun yüzde Wi diş ve diş eti hastalıklanyla karşı karşıya" dedi. Bar cinayetinde 2 tutuklama • İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda bir barda jldürülen Eren Pak cinayetine ilişkin gözaltına alı- nan 6 kişiden 2'si tutuklandı. Polisteki sorgusunun ırdından Beyoğlu Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edılen sanıklardan Kenan Adıgüzel ve Salman Yildınm tutuklanarak cezaevine gönderildi. Açiklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Fransanın Türkiye Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, ga- zetemizde dün yayımlanan ve Fransa Cumhurbaşka- oı Jacques Chırac'ın. "Türkiye'nin Müslüman kim- liğinin AB üyeliğine engel olduğu" yönündeki sözle- rinin gerçeği yansıtmadığı bildirildi. Açıklamada. "Chirac, tüm açıklamalannda, Türkiye'nin AB sürecini desteklediğini kuvvetle vurgulamıştır. Son olarak 9 Nisan 2004 günü Fransa Cumhurbaşkanlığı, AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerirun açılması için AB Komisyonu'nun Aralık ayındaki karannın beklendiğini bildirmiştir" denıldi. Cumhurbaşkanı Sezer, 23 Nisan'ın simgesel değerlerine sahip çıkılmasını istedi: Çağdaşhk içinçalışabmANKARA/tSTANBUL (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, uygar top- lum-çağdaş devlet-güçlü ülke or- tak hedefine ulaşmak yolunda gereksinim duyulan adımlann toplumsal uzlaşma sağlanarak atılmasını istedi. TBMM'nin, geçmişte olduğu gibi bu süreçte de kararlanyla öncü rol üstlene- ceğine inandığını anlatan Sezer, 23 Nisan'ın taşıdığı simgesel de- ğer ve anlamlara sahip çıkılma- sı, TBMM'yi ve Cumhuriyeti kuranlann ülkülerini yaşama ge- çirmek için herkesin var gücüy- le çalışması gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Sezer, 23 Ni- san Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, TBMM'nin demokra- tik rejimin temel kurumu oldu- ğunu belirtti. Sezer şu görüşleri dile getirdi: "Çağdaşlaşma sü- recinde, Atatürkün öncülü- ğünde atılan tüm adımlar, Türk ulusunun ortak istenci- nin yansımasıdır. Cumhuriye- tin temeline ulusal egemenlik ve laiklik ilkelerini yerleştiren Atatürk, toplumun barış, hu- zur ve güvenlik içinde yaşama- sı, gelişmesi, çağdaşlaşması ve demokratikJeşmesi için gerek- li ortamı oluştururken toplu- mu ümmet anlayışından kur- tararak ulus olma bilincine ka- vuşturmuştur. Türk insanı, Cumhuriyetle yurttaş konu- muna yükselmiş, demokratik bir ortamda hak ve özgürlük- lerini kullanmanın ayrıcahğı- nı yaşamış, devletinin gerçek sahibi olmuştur." Sezer: Toplumsal uziasma sağlamalıyız Türkiye'nin Cumhuriyetle de- mokrasi, çağdaşlaşma ve aydın- lanma yolunu seçtiğini anlatan Sezer, ülkeyi çağdaş, demokra- tik, laik, bilgi çağım yakalamış, mutlu ve gönençfi bir ülke ola- rak gelecek kuşaklara bırakma- nın en önemli sorumluluklan ol- duğunu kaydeti. Sezer, "Uygar toplum-çağdaş devlet-güçlü ülke ortak hedefine, ulaşmak yolunda gereksinim duyulan adımları, toplumsal uzlaşma sağlanarak atmalıyız. TBM- M'nin, geçmişte olduğu gibi bu süreçte de kararlanyla öncü rol üstleneceğine, ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyine çı- karmak yönündeki özverili ça- lışmalarını sürdüreceğine ina- nıyoruz" dedi. Sezer, çocuklara "Ulusun en değerli varlıkları, banşın, sev- ginin, umudun ve kardeşliğin temsilcileri. aydınlık yannla- rın güvenceleri" diye seslendi. Cocuklarm olumsuzlukJardan etkilenmeden mutlu bir yaşam sürmeleri için toplumun tüm ke- simlerinin çaba harcaması ge- rektiğini anlatan Sezer, çocukla- ra şöyle seslendi: "Unutmama- lısınız ki eğer bugün geleceğe güvenle bakabiliyorsak bu, yü- ce Atatürk ve kurduğu Cum- huriyet sayesindedir. Sizlerin, tarihin akışını değiştiren yüce Türk ulusunun mensubu ol- manın verdiği gurur ve güven- le, Cumhurivetin korunması ve yaşatılması, ülkemizin her alanda gelişmesi çabalarına öncülük edeceğinize inancımız sonsuzdur. Kendinizi her ko- nuda geliştirmeli, bilgiye, öğ- renmeye, yeniliklere açık ol- malı, araştırmalı. sorgulamalı, aklın ve bilimin yol göstericili- ğinden aynlmamalısmız." Erdoğan: Çocuklar temel güç kaynağımız Başbakan Recep Taj'jip Er- doğan mesajmda, yannlann güçlü \e müreffehTürkiyesi'nin genç mimarlannın, aydınlık yüz- leriyle çocuklar olacağını bildir- di. Demokrasinin çağdaş ve ev- rensel değerlerini sa\Tjnmaya devam ederekTürkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyinin üsrüne çıkar- taviz vermeden ülkemizi çağ- daş uygarlık düzeyinin üzeri- ne çıkaracak olan sizlersini/" diye konuştu. Ecevlt: KKTC'nln de egemenliği korunmalı DSP liden Bülent Ecevit, me- sajında. "Ulusal Egemenlik Bayramımızı kutlarken KK- TC'nin de egemenliğini koru- manın bizim için bir ulusal gö- rev olduğunu hatınmızda tut- malıyız. Tüm çocuklanmızın laik, demokratik bir ortamda huzur içinde yetişmelerini di- lerim" dedi. 23 Nisan kutlamalan kapsa- nunda, sivil toplum örgütleri ya- yımladıklan bildirilerle günün anlam ve önemine dikkat çekti- bağımsızhk ve ulusal egemenlik olduğunu anımsatarak günümüz- de bu temel esaslann zorlandığı- na dikkat çekti. Baran, "Ülke- miz, ABD veAB'nin yönlendir- diği çokuluslu şirketlerin güdü- münde, ılımlı tslam. ver-kur- tulculuk, küreselleşme, yeni Osmanhlık gibi dayatmalarla savrulmaktadır. TBMM'ji, Atatürk'ün Meclisi olmaya ça- ğınyoruz" diye konuştu. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de açıklama- sında, 23 Nisan'm bagımsızhğı ifade ettiğini belirterek " Bugün egemenlik vatandaşlann değil, uluslararası sermaye çevrele- rinin inisiyatifındedir" dedi. Umut Vakfı Koordinatörü Tanzer G«zer çocuklann şiddet- Çocuk dayanışması sergioldu ABD'nin değişik eyaletlerindeki 364 ilkokul öğrencisinin 15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde tstanbulda gerçekleşen bombalı saldınların ardından Türk öğrencilere gönderdikleri mektup ve kartların yer aldığı sergi dün Darüşşafaka Lisesi'nde açıldı. ABD'Ii çocuklann gönderdiği kart ve mektuplarda, "Terör olayları nedeniyle çok üzgünüz", "Terör karşısında güçlü kalın", "Teröre karşı birleşelim" mesajları yer alıyor. Serginin açılışında konuşan ABD'nin tstanbul Başkonsolos Yardımcısı Bennett Lowenthal, "dünyada sadece Türk çocuklannın özel bir günü" olduğunu anımsatarak "Atatürk'ün bu günü çocuklara armağan etmesi çok güzel" dedi. Darüşşafaka Eğitim Kurumlan Genel Müdürii Azmi Özkardeş de "Çocuklar politikacılann yerine geçip kararlar verse dünyada hiç savaş ve terör olmazdı" diye konuştu. Sergi bir hafta süreyle açık kalacak. (Fotograf: AA) maları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, çocuklara "Sizler, ül- kemizin yarınları, milli ege- menliğiniizi sonsuza kadar ko- ruyacak ve taşıyacak güç kay- nağımızsınız" diye seslendi. çellk: ulusal egemenlik sonsuza dek yasayacak Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikyayımladığı mesajda, Tür- kiye Cumhunyetf nin ve ulusça içinde bulunulan banş ve güven ortamımn değerinin bilinmesi gerektiğini belirtti. Ulusal ege- menlik ilkesini sonsuza kadar ta- şıyacak ve yaşatacak temel güç kaynağının çocuklar olduğunu vTirgulayan Çelik, "Atatürk'ün izinde, onun çizdiği aydınlık yolda, ilke ve inkılaplanndan ler. Ankara Barosu Başkanlı- ğı'ndan yapılan açıklamada, kü- reselleşmenin yogun baskısı, ABD ve AB dayatmalan karşı- sında ulusal bağımsızlığın ko- runmasının bir onur ve var olma mücadelesi olduğu kaydedildi. Baronun, 23 Nisan'ı bu yıldan itibaren "Ulusal Çocuk Hakla- n Etkinliği" olarak kutlamayı kararlaştırdığı belirtilen açıkla- mada, "Bu bağlamda 30 Nisan günü, çocuklarımızın önemli bir yasal sorunu olan nesep so- rununu tartışıyoruz" denildi. 'Türkiye savruluyor Mustafa Kemal Derneği Baş- kanı Kamran Baran da yaptığı yazılı açıklamada, Atatürk ün en ödünsüz olduğu konunun, tam ten uzak, hukukun üstünlüğüne inanan bireyler olarak yetiştiril- mesi gerektiğini vurguladı. çocuklar için harekete... Çocuk Haklan için Yurttaş Hareketi Başkanı Prof. Oğuz Polat da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kunımu'nun kapasitesinm korunmaya muh- taç çocukJann tümüne hizmet vermekten uzak olduğuna dik- kat çekerek "Çocuklar bekle- mez. Hemen, şimdi bir şeyler yapmak gerekir" dedi. AKVÎL Vakri ve Atatürk Çiz- gisi Platformu Başkanı Metin Genç ise yaptığı açıklamada, Kemalizmin halkın vazgeçeme- yeceği bir yaşam biçimi olduğu- nu belirtti. • Baştarafı Arka Sayfada boşaltmıştı; sadece gitmeleri im- kânsız, bazı Fransız turistler kal- mış, aralannda Türklerin başarısız olmalarına dua ediyor; bizimle konuştular mı, suret-i haktan gö- rünüyorlar: bilinen Batılı riyakâr- lığı! O gece, -galiba mehtap vardı, körfezin üzerinde cıva parıltıları, ince mavi bir sis - tek başıma kumsalda gezinirken, birden ne- yi düşündüm, bilin bakalım! II. Vi- yana Muhasarasf ndan bu yana, sürekli gerileyen Batı Türkleri, - 'BüyükTaarruz'dan (1922) sonra, -ilk defa bir 'huruç hareketi'ne kalkışmışlardı; hem de en zoru olan, 'çıkartma'ya\ Bu harekâttü- ründe, yeryüzünde başarılı olabi- len Silahlı Kuvvetler'in sayısı sınır- lıdır; umduğumuz gibi, Türk Si- lahlı Kuvvetleri başarılı oldu, adı- nı onların arasına yazdırdı; iyi de, niçin? Günün birinde, Ingilte- re/Amerika, Avrupa Birliği, -kı- sacası, o malûm ve mâhût Em- peryalizm- oradan çıkın deyin- SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN '...Tarih Tanıktır ki../ ce, kös kös çekilip gitmek için mi? 'öbürtaraf'ta, şehitlerimizin yü- züne nasıl bakacaklar?) 'Yazık ki simdl düşmanız...' örgü Tanığı, Savaş Mu- habiri Ergin Konukse- ır/1. "...Mersin'de, Çıkartma Alay Komutanı Neşet Ikiz Albay'ın, amfıbi birliğine katıldım. Girne Yavuz Plajı'na çıktık. llerde te- pede bir eve girdik. Mutfağın- da, ocakta tencere, tencerede yumurtalar vardı: birkaç dakika önce terketmişler. Neşet Al- bay'la birlikte birer yumurta ye- dik. Ben İkinci Harekât'ın ikin- ci günü, Mağosa yakınlannda- ki Kaymaklı'da yaralandım.." "Kuşatma altındaki bir Türk köyüne geldik. Tankın arkasına bir battaniye yaydım, içeri gir- medim, çünkü fotograf çekme imkânım olmazdı. Üstümde çe- lik yelek yok, ince bir gömlek var, bir de migfer. Ama ben ku- lenin arkasındayım, kuleye mermiler geliyor, vurup dönü- yor. Köye geldik, köylüler bizim tankı görünce kaçmaya başla- dı. Bir tepenin arkasmdan beş kişi çıktı geldi, teslim oldular. Üsteğmenin elini öpüyorlar, o hepsine birer sigara verdi, hat- ta sigaralannı yaktı.." "...fotoğraflan basın helikop- terine yetiştirmek için, köyün yolunu tuttuk. Hâmile bir kadın var, bir de yaralı binbaşı vardı. (...) Yanlış yoldayız, ama inatçı şoföre anlatamıyorum. Maki- neli tüfek ateşine yakalandık. Yattığım yerden, şoförün ağzı- nın içine, merminin girdiğini gördüm. Beyaz bayrağımız yok, fotograf makinesini çam- dan çıkardım. Ateş kesildi, dı- şan çıktım; tam o sırada bir mermi de bana geldi, omzum- dan girdi çıktı. Müfreze Komu- tanı, uzun boylu sarışın bir Rum; 'Ne iş yapıyorsun?' diye sordu, 'Gazeteciyim!' dedim; acıyla güldü, 'Ben de gazeteci- yim ama, yazık ki şimdi düşma- nız' dedi. Çıkanp havlu verdi, yarama bastirmam için. Bizi zırhlı bir araca koyup hastane- ye götürdüler..." (Akşam, 3 Mart 2003). O zaman soru şu: Ingiltere'nin (Amerika'nın ya da AB'nin) yu- kardaki çıkar hesapları olmasa, bu iki gazeteci elde silah savaşa- caklar mıydı; yoksa, asırlar bo- yunca yaşadıkları gibi, banş için- de mi olacaklardı? GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Egemenliğin sözlük anlamı şu: "Ulusun ve onun tüzelkişiliği olan devletin yet- kilehnin tümü." Güncel konulara bu pencereden bakıp sütuna yatıralım... Ekonomiyi IMF'ye emanet eden hükümet, IMF programına hiç dokunmama ve dışına çıkmama başarısını göstererek yoluna devam ediyor. Prog- rama göre Türkiye borçlarını ödedikçe borcu ar- tıyor. Bunu her ülkenin başarması zor. Yine IMF programı uyarınca kaygı verici biryatırımsızlık dö- nemi yaşıyoruz. Hükümet bu gidişle "yatırım" sözcüğünden "yatır-ım" anlayacak, "Memleketin her tarafında yatır var, ha senin yatınn ha benim yatırım" diyecek! Diş politikayı kimlere emanet ettiğimiz Kıbns'ta- ki gidişten belli. Annan Planı'nın tümünü okuma- dığını övünerek anlatan hükümet üyeleri, referan- dum sürecine girildikten sonra da devam eden Rum diplomatik ataklarını dürbünle seyrediyor- lar... Rumlar, BM'nin yeni bir karar almasını istiyor. Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül yorumluyor: "Olabilir, bizim için fark etmez..." Karar Rusya'nın vetosuyla alınamıyor. Gül, yo- rumluyor: "Bu da fark etmez..." Annan Planı'nın yasalar bölümünde kaç yasanın olduğu hâlâ bilinmiyor. Kimine göre 120 kadar, kimine göre 150'yi bulu- yor. Konuyla doğrudan ilgilenenler planın açıklan- mayan ayrıntılarını gözler önüne serince bunu te- mizlemek de Dışişleri'ne düşüyor, "Saptama doğ- ruama, Rumlar çok istedi, engelleyemedik" türün- den açıklamalar yapılıyor. Hani kurum olarak Dı- şişleri'ne saygımız olmasa, başlığa şunu çıkara- cağız: Düşişleri Bakanlığı! Tabii "düş" sözcüğü akla ne getirirse! Düş gör, oraya buraya düş, başkasının ocağına düş, armut gibi yere düş, düşkün duruma düş... VVashington'dan laiklik tarifleri Fethullah Gülen'in şemsiyesi altında kurulan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın geleneksel hale getirdiği Abant toplantıları VVashington'a taşındı. Bu toplantıların Ulusal Egemenlik Haftası döne- minde olması ve ABD Dışişleri Bakanı Colin Po- vvell'ın, "Türkiye birislam Cumhuriyetidir" tanım- lamasının ardından yapılması rastlantı olsagerek! Bu toplantı Fethullah Gülen'in ABD'de kendisi- ni evinde gibi hissettiğini bir kez daha ortaya koy- du! Toplantının ev sahipleri ustaca bir plan yapmış- lar; laikliğe saldın işini i-kinci cumhuriyetçilere bı- rakmışlar, kendılerini de "Bu durumda ne yapmak gerekir" sorusuna yanıt vermekle görevlendir- mişler... Ekonomi ve diş politikadan sonra laik rejim de dışarıda biçimlendirilmek mi isteniyor? Gelelim son günlerin en hassas yargı konusu- na. DEP davası bir kez daha sonuçlandı. Mahke- me heyeti kararında direndi. DEP'li milletvekille- rinin 1991 'de Meclis'e girişini ve devamını yakın- dan izlemiş bir gazeteci olarak, o dönemin Türki- ye'nin iç barışı anlamında iyi değertendirilemedi- ğini düşünüyorum. Keşke, DEP'li milletvekilleri daha büyük düşünseydi, "TBMM'nin üyesi" ola- rak kalabilseydi... Bu ayn konu... DEP'li milletve- killerinin infaz sisteminden yararianmada karşılaş- tıkları sorunlar da hukukçuların yanıtlaması gere- ken tartışmalı bir durum... Ancak AB'nin "DEP'li milletvekilleri serbest bırakılırsa Türkiye hukuk dev- leti, bırakılmazsa faşist devlet ilan edilecek" biçi- minde özetleyebileceğimiz tavrı kabul edilemez. Adliyeleri silkeleseniz, DEP davasından daha tartışmalı yüzlerce dosya çıkar... 23 Nisan'lan çocuk sevinciyle kutlayabileceği- miz, ulusal egemenliğimize çocuğumuza sarılır gibi sahip çıkabileceğimiz günlere... ankcum / cumhuriyet.com.tr 14 yaşındaki Sıhı toprağa verildi 23 Nisan provasında arkadaşını vurdu YOZGAT (AA) - Yozgat'ın Sankaya il- çesine bağlı Yukansa- nkaya beldesinde, 23 Nisan Ulusal Egemen- lik ve Çocuk Bayramı için prova yapan ço- cuklardan biri oyuncak tüfek yerine babasına ait av tüfeğini kullanın- ca arkadaşının ölümü- ne neden oldu. Yukarısankaya tl- köğretim Okulu idare- si, 23 Nisan provalan için öğrencilerden ev- lerinde bulunan oyun- cak tabanca ve tüfekle- ri getirmelerini istedi. 5. sınıf öğrencisi O. M. (12), oyuncak tüfek ye- rine babasına ait eski, namlusu kesik av tüfe- ğini getirdi. Topluca yapılan provalardan sonra öğle tatilinde kendi aralannda çalış- malara devam eden O.M. boş olduğunu dü- şündüğü av tüfeğini 7. sınıf öğrencisi Şıhı Ca- ner"e (14) yönelterek tetiği çekti. Tüfekten çıkan saçmalar Şıhı Çaner'e isabet ederek ağır yaralanmasına ne- den oldu. Hastaneye kaldınlan Çaner, tüm müdahalelere karşın kurtanlamadı. Sankaya Kaymaka- mı Levent Kılınç, öğ- rencilerin öğretmenle- ri gözetiminde hazır- landığını belirterek "Ancak bn öğrencUe- rimiz öğretmenleri- nin gözetimi dışında kendi aralannda pro- va yaparken bu olay cereyan etmiştir. Ola- ya neden olan öğrenci jandarma tarafından gözetim altına alın- mıştır" dedi. Arkadaşı tarafından vurulan Şıhı Çaner,Yu- kansankaya beldesin- de ikindi namazından sonra toprağa verildi. Marmara Ünıversitesi tletişim Fakültesi Radyo TV ve Sinema Bölümü 2000-2001 yılı geçici mezunıyet belgemi kaybettim. Hükümsüdür. DÎDEMŞAHÎN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle