19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2004 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Gelirken ve Giderken "Devlet adamları fakir ölmelidir- lerki, idare ettikleri milletler zengin ve mesut olsunlar. Devlet adamları cep doldurmaya kalkarlarsa millet fa- kir ve Dahtsız olur, dava da yenilir çü- rür. Çünkü milletin kazanması ve da- vasının muzaffer olması imkânı kal- maz. Fakirlik içinde ölmek devlet adamlannın, hele, ihtilal şeflerinin süsüdür. İhtilal şefleri, devlet adam- lan fakiriikle taçlanırlar." Böyle birini tanıyor musunuz? Bir sağa sola bakın, bir geçmişe, sonra bugüne gelin.. Ölümünden sonra ardında köşkler, yalılar, türtü zenginlıkler bırakmamış bir devlet adamı anımsayabiliyor musunuz? Yazımın başına aldığım satırlar, eski Adalet Bakanı, Medeni Kanun 'un yaratıcısı, Prof. Mahmut Esat Boz- kurt'undur. "Atatürklhtilali" adlı ki- tabından biralıntı... Insan bir göreve gelir, getirilir, ya da seçilır. Yaşamı süresince iyi kötü işler yapar. Topluma bir şeyler kazan- dınr. Onur verid davranışlar, kazanım- lar... Mılletvekilidir, bakandır, başba- kandır, cumhurbaşkanıdır. Belirli bir ücret almıştır, çalışmasının karşılığı ona ödenmiştir. Daha önce iş ada- mı ise, birtüccar, birsanayici ise, ken- diliğinden, ya da zorla uzaklaşmış- tır o alandan.. Devletin ödediğiyle geçinmiştir. Geçende Türkiye Başbakanı açık- ça yakındı, derdini döktü. Bana ve- rilen altı yedi milyaria geçinemıyorum, çaresiz özel işlerden, şirketlerden, hatta yeni kurulan bir şırketin ortak- lığından gelen paraylageçiniyorum!.. Derken, bir de baktık, yeni seçilen belediye başkanlarına tam ters bir öğüt verdi: Aman başka işyapma- yın, başka yerden kazanç bekleme- yin!.," Kime yetiyor ki? Memur, emekli, işçi, hizmetli, doktor, avukat, mü- hendis, yazar, çizer, gazetecı zor- luklar içinde yaşam sürdürüyor. Tür- kiye'de iki milyann altında kazanan- lar bile yoksul sayılıyor, daha alrta- kiler ise açlık sınırında sürünüyor. Böyle bir ülkede önemli görevlere se- çilmiş bir kışinin ardında büyük ser- vetlerbırakması, çolukçocuğun "pa- şazade "ler gibi bir yaşantıya kavuş- turulması!.. "Bal tutan parmak yalar" derier- di. Bir atasözüymüş! Ben böyle bir sözün atalarımızdan geldiğini hiç sanmıyorum. Devlet sırtından zen- gin olmanın yolunu bulmuş bıri uy- durmuştur. Büyük babam, kı o da bir devlet görevlısiydi, son yıllarında de- ğerli eşyalannı satarak yaşamak zo- runda kalmıştı. En çok da bu söze kızardı, "Bal tutan niye parmak ya- lasın, gitsin elini yıkasın, ne iğrenç bir şey yalamak" derdi. Hem başbakan ol, bilmem ne ba- kanı ol, sonra "geçinemiyorum" di- ye ticaret işlerine ortak olmaktan çe- kinme. Sonra da böyle bir yol tutma- maları gerektığini yandaşlarına söy- lemeye kalkış!.. Mahmut Esat Bozkurt bakanlıklar yaptı, uzun yıllar mılletvekıliydi, öldü- ğünde arkasında ne bıraktı? Bunu ya- şamda olan yakınlarına sorun, o ka- darzordeğil... Ben oldukça yoksul bir kişı olarak dünyadan ayrılan insanla- n tanıyorum. Sayılan öyle çok değıl ama dün de vardı onlar, bugün de var... Devlet yıllarca hizmet vermiş insan- larına emekliliklerınde yeterii parayı verir, onların yoksulluğa düşmesini önler. Ama sen, daha üstün, daha zengin bir yaşam istersen, gizlı açık yollardan zengınlikler, servetler ka- zanıp, miras olarak bırakırsan!.. Iş- te o zaman, ış çığırından çıkar... Milletvekillerinden, bakanlardan, başbakanlardan, cumhurbaşkanla- rından daha ışin başında mal beya- nı istenir. Geçen gün Fikri Sağlar, "Görevden aynlırken yeni bir mal beyanı alınmah" diyordu. Geldiğin- de nesi vardı, gıderken nesi var, ne- leri var!. Islam devletine Gidiş!.. Prof. Dr. Cevat GERAY Bagımsı: Cumhurh et Partısı MYK Üyesi B aşbakanJık müsteşarlığı jörevındekı Prof. Dr. OmerDinçer. sıyasal ık- tıdarca ivedilikle çıkanl- ması ıçin uğraş verilen Kamu Yönetimi Temel Yasası tasarı- sının miman olarak tanınmaktadır. Uzmanlar ve sıyasetçıler, 1995 'te ya- yımJanan bir yazısındaki görüşleri, bu gorüs.lere bugün de sahip çıkması nedenıyle yasa tasanlanna bu kışinin damgasını basmasına karşı çıkmakta, hatta başbakanlık müsteşarlığı maka- mından aJınmasnı hâlâ ıstemektedır- ler. Onu, bu oruna getınp oturtan si- yasal iktidar, konulara müsteşarınkın- den farkJı yaklaşmamaktadır. Artık değıştiklerinı. "mifligörüş" kisvesini attıklannı sık sık belırten Başbakan ve AKP sözcülen, Türkıye Cumhunye- tı'nın temel anayasal ilkelerine aykın göriişlerini bUe bile onu bu makama getırmıştır. Üstelık, onun görüşlenne sahip çıkmaktalar. Konuya ilışkın görüşlenmı 26 Ara- lık 2003 günü Cumhunyefte yaytm- laııan "Yönetimde Yeniden Yapdanma ve Anayasa" başlıklı yazımla açıkla- mıştım. Başta Ankara üniversitesi ol- mak üzere üniversıteler yasaya karşı görüşlennı belirten açıklamalar yap- tılar. 18-19 Aralık 2003 günlerinde Malatya'dan bir ses yükselmiş, Inönü Üniversıtesfnce düzenlenen Kamu Yönetimi Kurultayı'nın sonuç bıldır- gesı ile tasanya karşı çıkılmıştır. AÜ EğıtımBılımlert Fakültesı'ndegeçen- lerde düzenlenen bir toplantıda eğıtim sorunlan açısından kamu yönetımıy- le ilgılı yasa tasanlan masaya yatınl- mış, olumsuzlukJan ortaya konmuş- tur. Ömer Dınçer'ın "Bilgi ve Hikmet" adlı derginin güz 1995 yılında (12. sayısında) yayımlanan "21. \'üz>ila Girerken Dünya veTürkiyeGündemin- delslam" başlıklı yazısında savundu- ğu görüşleri onun ve ışbaşındaki ık- KOrtt^Atİl A* Atceu'E VB YLOOOO T t tidann temel yaklaşımını yansıtması açısından ilgı çekıcıdır. Başbakanlık müsteşan, sekız yıl önce yayımlanan bu bıldırısıyle tasanlarda, küreselleş- menın, onun uygulama araçlannın ar- kasına sığınarak, laik, demokrarik, sosyal hukukdevtetio&n TürkryeCum- huriyeti'nibirİslam Devletfnedönüş- tüımenin yolunu açmak nıyetıni ser- gilemıştı. Siyasal Islam hareketinin. devietyö- netimini ve karar merkezini ele geçi- rerek, toplumda değişikliği sağlama- va yönetik hareketolduğunu söyleyen Dınçer. bunun karar gücünü elınde bulundurmakla gerçekleştirüebilece- ğinı belırtmektedır. 3 Kasım seçımle- rıyle sıyasal tslamın Meclıs çoğunlu- ğunu ele geçırmış olmasının bu açı- dan kaçınlmayacak bir fırsat olduğu anlaşılıyor. Dinçer, sosyal refah de\- letinın küçülmesi, özelleştırme. ye- relleşme, katılımcı yönetıme (yönetı- şım) geçilmesı, uluslararası ekono- mık rekabetın önündekı engellerin kaldınlması. neo-lıberahzm gıbı kü- reselkşmenin öngördüğü temelyakia- şunlann, tslamın siyasal erki ele ge- çirmesine. devietyönetimini ve toplu- munİslamlaşünlınasınaeKtrişlibiror- tam yarattığını belirtmektedir. Dın- çer, "Cumhuriyetkavramınınashnda artıkbizim için çok fazla bir mana ifa- de etmediğinj sö>lemenıiz mümkün- dür" demektedır. Dınçer, küreselleşmenın ulus dev- let"lenn gücünü zayıtlattığını, devle- tin yönetım anlayışını ve u\gulama- larını degışmeye zorlamakta olduğu- nu belrtmekte; bunu demokratik. la- ık, toplumsal hukuk de\letı olan Tür- kıye Cumhurıyetf nin bir îslam De\- letı'ne dönüşmesı ıçın elvenşh bir kı- rılma noktası gıbı degerlendırmek ıs- teyenlerle a\Tiı çızgıde bırleşmektedır. Küreselleşmemn dayattığı evrensel ekın ve yaşam biçıminın yerel ekinin ortaya çıkmasına \xA açdğmı açıklayan AYi^ELL arıa TT&TİM markaları GSnTTIBDD • Hem hem Arö'&n Aycelfe 120.000 TL'den k»nuş. • AranBatarfe ile TurKcell, Telsim ve 5 5 kontör www.arja.com.tr Bu kampanya 1 Ağustos 2004 tarihine kadar geçerlidir. Tüm faîuraiı hjjtterda £fele-j<ampanyaş» aynen devam ediyor.^b«(?el^r'ayd2û»et25 miiyon TL'ye varan fatura ^, jndirimmden ve hem Aria hem de Aycell'e doğru okan aramafarmda 12Ö.000 TUdk. ffyatından yararlanacaklar. 120.000Tt/djJ. f^atma KDV dâhiî. ÖlVhariçtir.Faturalı hatlarda-. •^iura- indirimt sadece yurtiçi kuüanımla/ için geçerltdif. TT&TtM li^tiştm f^zrıjetleH A.Ş. fiyatiarı günceltöme hakkına sahtptif. ^'ayferı 55S AriaMerkezden ögrpnphiür^miz Dinçer, ülkemizde bu yerel ekinin Is- lam olduğunu söylemekte, küresel- leşmene denli artarsa, İslamJaşmanın da ay ni öiçüde artacagı görüşûnü öne sürnıektedir. amcı de\ le^ Liusçuluk ilkesinin ülkemizde de za>ıfladığı, anlamını da yitirdiği görü- şünde olan Dınçer, Türkiye Cumhu- nyeti'nin öngördüğü ulusal devlet ya da "ulusçuluk" ilkesine dayalı devlet anlayışı yerine, uluslararası ışbirliği yapan ve işbiriiğiyapüğı ülkelerle bel- ki de siyasalolarakbütünieşen bir dev- let anlavışından söz etmektedır. Dın- çer, Türkiye'de Cumhuriyet ilkesinin yerini "katılımcı biryönetıme de\Tet- mesı gerektığı ve laiklık ılkesirun ye- rınin Islamla bütünleşmesinin gerek- tığı" kanısında olduğunu açıklıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin başlan- gıçta ortaya koyduğu ulusçuluk, laik- lik ve cumhuriyetçilik gibi temel ilke- lerin yerini daha çok katıümcu daha "adem-ı merkeziyetçi", "daha Müs- lüman" bir yapıya devTermesinin zo- runlu olduğunu söyleyerek bakJayı ağzından çıkarmaktadır. Iktıdara gel- menın yolun sonu olmadığını belirten Dınçer, bıldırisının sonunda ıktidara gelınce. rtinı dünya Müslüman olsa da. düşmanlara karşı üstünlük sağla- sada.Müslümanlannkavgasının mün- kire, harama ve kötüye karşı sürece- ğini vurgulamaktadır. Bu, herkesı Is- lamlaştırma anlamına gelmez mı° Bu, demokrasiyi kötüye kullanmak değıl mıdır'7 Sorun, Dınçer'ın kışılığıyle ılgıli olmaktan çıkmış. ıktıdann tutumu du- rumuna gırmıştır. tslamı haketler, ıs- ter ekınsel, ısterse sıyasal olsun, tsla- mın siyasal erki ele geçırmesi. kamu yönetımıne egemen olması ereğıne yönelmelıdır. Küreselleşmenın dayat- tığı yerelleşme, özelleştırme yakla- şımlan ıle yönetım modelı yerel eki- nin gelışmesıne yol açmaktadır. Ülke- mizde yerel ekın olan *lslam"ın gi- derek güçlenmesı ıçin, kü- reselleşmenın sıyasal İs- lamın "ekmeğine tereya- ğı" süreceğı ıçın tasanlar küreselleşmenin isterlen- nı yansıtmaktadır. Atatürk Cumhunyeti'ni Islam Devletı'ne dönüş- türmek amacını gerçekleş- tirmek için, iktidar; küre- selleşmeyı, özelleştırme- yı, yerelleştırmeyı. neo-lı- beral yönetım modelını araç olarak kullanmak ıs- temektedır. Kamu yöneti- mi yasası ıle anayasaya ay- b n olarak, küreselleşme- nin gereğını yerine getır- mek bahanesiyle, özerk- sel yönetımın bellı başlı kamu işgörülennin, taşra- dakı örgütlennın yerele, bırleşık (federal) de\let ya- pıJanmasına yol açacak bı- çımde, özellikle ü özel yö- netimlerine aktarılması, gerçekte yöneam yapısının Islamlaştınlmasını amaç- lamaktadır. Kamu işlerinin yerele, buradan da özele, (dolay- lı olarak cemaat ya da ta- rikat örgütlerine) bırakıl- ması, Islamın yereldekı egemenliğine yarayacaknr. Üst ve orta düzey yönetı- cilerin bu görüşlerle do- natılmış (Başbakanın be- den dilinden anlayan) kı- şelerden atanması yoluy- la ginşilen yoğun kadrolaş- ma eğilımı. imam-hatıpli- lerın önünün açılması, YÖK'ün,TLT BlX\K'ın sı- yasal erkin buyruğuna so- kulması. dokunulmazhkla- rın sınırlandınlması vaat- lerinin ötelenmesi \e daha pek çok girişim Islam Dev- letı'ne dönüştürme ereğı- ne gıdişi yansıtan göster- gelerdır. Tüm kahcı mad- delennın Meclıs Genel Ku- rulu'nda benimsenmesıne karşın. yürürlükle ılgıli maddelennin askıya alın- masından, büyük bir ola- sılıkla. yerel seçımler ba- hane edılerek anayasa ıle aykınlıklannı gıdermek üzere, anayasa değışıklığı sonrasına bırakıldığı anla- şılıyor. Seçmenlerın dört- te üçünün oy kullandığı bir seçımde, geçerlı oylann üçte bınyle Meclıs'te üç- te ıkı çoğunluğu elde eden bir sıyasal iktidann. Tür- kiye Cumhuriyeti'nin te- mel ılkelennı değiştırme- ye kalkıştığmda ikidann "meşruluğu" tartışılmaya açdacaktır. Meclis içinde- kı dışındakı muhalefet par- tılenne düşen önemli bir görev de konuyu günde- me getırmektu-. 3 Kasım seçimlennde iktidar par- tısı, anayasayı rafa kaldır- ma, değıştırme yetkısını almış değildır. PENCERE Suphi Karaman İçin... Suphi Karaman sizlere ömür... : Karaman'ın ölüm haberi Cumhuriyet'ten baş- ka bir gazetede birinci sayfadan verilmedi, kıyı- lara köşelere atıldı, görmezlikten gelindi... Ancak bizim basınımızda artık hiçbir ciddi öl- çü, tarihsel tartı, duyarlı yaklaşım ve etik kalma- dığı ıçin bu olguyu doğal saymak gerekiyor. ; Şimdi birisi kalkıp diyebilir ki: - Karaman ne yaptı ki?.. Cuntacı ya da dar- beci bir askerden gayrı nedir ki?.. Tarih bilmeyenlerin ya da karşıdevrimcilerin böyle düşünmeleri dogaldır. • Türkiye'de demokrasi tarihi, ülkenin özel coğ- rafyasında ister istemez devrim-karşıdevrim ça- tışmasma oturdu; bu nedenle aşağıdan gelen her tepkiyi demokratik, üstten gelen her eylemi de antıdemokratik diye nitelemek doğru değil- dir, terse düşebilir. 27 Mayıs 1960 bir devrimdir. Niçin?.. Bu köşede birkaç kez yazdığım gibi, bellekle- re iyice kazınması için, 1961 Anayasası'nın Tür- kiye'ye getirdiği çağdaş demokratik kurumların bir ikisıni yine alt alta sıralayayım; bunlann en ba- şında ne var?.. Sosyal devlet. Sonra?.. Sendikal haklar. Anayasa Mahkemesi.. Radyo ve televizyon bağımsızlığı.. Yargı bağımsızlığı.. Grev hakkı.. Yüksek Hâkimler Kurulu.. Üniversite özerkliği.. İdare işlemlerine yargı yolunun açılması.. Sosyal güvenlik hakkı.. Pekı, bu demokratik ve sosyal kurumları ne- den sıviller getirmediler?.. Türkiye tarihinin özel sorusu bu... • Bir soru daha: 1923'te kurulan Cumhunyefte 'öğretim Bir- liği Yasası've 'Beş YıllıkZorunluEğitim' vardı... 1950'den sonra başlayan çok partili rejimde, bunca iktidar değışmesine karşın, nıçin eğitim zo- runluğu sekız yıla çıkarılmadı?.. Neden bu iş için 28 Şubat'a dek beklendi?.. • Suphi Karaman'ı yakından tanımak mutluluğu- nu hep gönlümde taşıdım; yüreklı, kültüriü, efen- di, daha özel deyişıyle 'müeddep' bir insandı; la- ik Cumhuriyet'in çağdaşlık bayrağı herdavranı- şında dalgalanan bir saygıdeğer kişi... Devrim ıçin kellesini bu nanköryolagözünü kırp- madan koymuş... Ama ıçı titrememiş.. Alçakgönüllü.. Son soluğuna dek, hiçbir gocunma duymadan, özel koşullar koymadan, kendisine yüklenen gö- revleri yürütmek için varını yoğunu ortaya koy- muş pırıl pırıl bir insandı Karaman... • Hocam Profesör Htfzı Veldet Velidedeoğlu bir yazısında demişti ki: "Fransızların şöyle birsözü vardır: ölümyaş- lıların kapısında bekler.. Gençlere ise pusu kurar." Suphi Karaman, yaşını başını almış bir bilinç- li devrimciydi.. Ama, gözleri açık mı gitti?.. T.C. İSTANBUL ÛNİVERSİTESİREKTÖRLÜĞÜ AVDINLANMASÖYLEŞİLERİ2003-2004DÖNEMİ NO.7 Konu DEMOKRASİNİN GEÜŞİMİ VE DÜNYADAKİ UYGULAMASI Sunuş ve Yönetim Doç. Dr. Tonguç GÖRKER Konuşmacı: Dr.ALEVCOŞKUN Yazar ve Sıyaset Bılımı Uzmanı Gun 21 Ntsan 2004 Çarşamba Saat : 14.30 Yer • 10 Fen Fakuttesı fVeznecıler) Ord Prof. Dr Cemıl BILSEL Konferans Salonu Aydınhk yanniar özlemi içindeki tüm yurttaşlanmız davetlidir. Giriş ücretsizdir. ı J Sasırhatela,','ŞKter c erdeAwn. TttOMMOOOD Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı IRAK BATAKLIĞINDA TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİ Mustafa Balbay an ılışkılerını derınlemesıne ıncele'/en uzur y'illann ınış çıkışların kıtaplaş'ırar pek çok tarıhçımız araşfırmocımız, /azanmız var Ben ık ulke 11ışkfler,nı uzun zaman dılimınde ırdeienek ,enne sadece Tak olay çer çevesınde ve bır V I ık zaman dılimınde ,'aşananları konü ettım Türkotağı C»d. No:39/41 anbul Tel:(0212) 514 01 96 Faks:|0212) 514 01 f 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle