Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2004 PAZARTESİ
HABERLER
Gaziler
fidan dikti
• ANKARA (Cumhuriye*)
- Türk Silahlı Kuwetlerı
fTSKl Rehabilitasyon
Merkezı'nde bulunan
gazıler. bırlikiennde görevJi
personelın özürlü çocuklan
ve onlann aileleri, 4.
Kolordu Komutanlığı
General Eşref Akıncı
Kışlası'nda gerçekleştirileaı
törenle fidan dıktıler
Törende konuşan 4
Kolordu Komutanı
Korgeneral Ömer
Keçecıgil, fidan dikme
törenine Gölbaşı Zıhınsel
Engellıler Eğıtım
Merkezı'ndeki zihinsel
engellilerle subay, astsubay
ve uzman erbaşlann özürlü
çocuklannın katıldığını
bildirdi
Danıştay'da yeni
başkan seçinti
• ANKARA (Cumhuriye*
Birosu)- Nuri Alan'ın yaş
haddmden emekliye
aynlması nedeniyle boşalaaı
Danıştay Başkanlığı için
bugün seçim yapılacak.
Seçimlerde. Danıştay
Başsavcısı Harun
Çetintemel, 4. Daire
Başkanı Sumru Çörtoğlu
ıle 5. Daıre Başkanı Ender
Çetinkaya yanşacak.
Danıştay Genel Kurulu'nda
87 üyenin katılımıyla
yapılacak seçimlerde
başkan seçilebilmek içın
salt çoğunluğun oyunu
almak gerekiyor
Köy Enstitüleri
paneli
• ANTALYA (AA) - Köy
Enstitülerinin
kuruluşunun 64.
yıldönümü nedeniyle
Eğitim-Sen Antalya
Şubesi tarafından
düzenlenen "Köy
Enstitülerinin
hayatımızdakı yeri"
konulu panel, Antalya
Büyükşehir Belediyesi
Kültür Salonu'nda
yapıldı. Panelde konuşan
eski Eğıtım-Iş Genel
Başkanı Dr. Nıyazi
Altunya, "Bugün,
okullanmızda ezberci
sistem uygulanıyor. Köy
Enstıtülerinde deneycilik
vardı. Öğrencilerin
ezberlemeleri değil,
öğrenmelen
sağlanıyordu" dedi.
Avustralya'dan
Gelibolu yasağı
• S\DNEY(ANKA)-
Avustralya, terör tehdidini
öne sürerek görevli
olanlann dışında silahlı
kuvvetler mensuplannın
"Anzak Günü"
etkinliklerine karılmak
üzere üzere Türkiye'ye
seyahat etmelerini
yasakladı. Avustralya
Dışişleri Bakanhğı,
Türkiye'de
gerçekleştirilen terörist
saldınlan dikkate alarak
vatandaşlarını Türkiye'ye
sehayat etme konusunda
uyardı.
Eğitim-Sen Başkanı Dinçer, AKP'nin ekonomik bağımlılık politikası uyguladığını söyledi:
Ek tazminatçözümdeğiltstanbul HaberSenisi-Eği-
tim-Sen Genel Başkanı Alaad-
din Dinçer, AKP ıktıdannın
toplumu örgütsüzleştirmeyi
hedefledığini belirterek "Tek
başına iktidar olan AKP, 28
Mart rüzgânnı da arkasma
alarak daha pervasız saldınla-
ra gjdecektir" dedi.
Dinçer, dün Eğitim-Sen 3
No'lu Şube yöneticileriyle bir-
likte Şişli Belediyesi Konferans
Salonu'nda düzenlediği basın
toplantısında eğitim ve çalışan-
lannın sorunlannı dile getirdi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Din-
çer, 28 Mart sonrası AKP'nin
güçlenerek çıkışına karşı daha
güçlü durulması gerektiğini söy-
leyerek "Ezilenler olarakörgüt-
lü mücadele yürütüyoruz. An-
cak egemenlerveülkedesiyaset
vapanlar, baskıa programlan-
• AKP'nin seçimlerden güçlenerek çıkışına karşı daha güçlü durulması
gerektiğini söyleyen Dinçer, "Ezinlenler olarak örgütlü mücadele yürütüyoruz.
Ancak egemenler ve ülkede siyaset yapanlar, baskıcı programlannı yaşama
geçirme noktasında çok ısrarcılar" diye konuşru.
nı yaşama geçirme noktasında
çok ısrarcılar" diye konuştu.
Dinçer, hükümetin Kamu Yö-
netimi Yasa Tasansı, Yerel Yö-
netim Kanunu, doğrudan eğiti-
me yönelik düzenlemelerle bi-
limi "İslamileştirmek" çaba-
sında olduğunu ifade etti.
AKP hükümetinin "12 >ilhk
eğitim" tamşmalannı imam ha-
tip liselennın önünü açmak için
yaptığını sa\-unan Dinçer, "Bu
sanal tarüşmalar eğitimin var
olan sorunlannı çözmeyecek-
tir" dedi. Dinçer, üniversiteler-
deki YÖK tartışmalannı özgür-
lükten uzak hegemonya tartış-
malan olarak tanımlayarak "Bu
tartişmalaria YÖK üyeleri hâ-
kimiyetlerini sürdürmek,AKP
ise hâkimiyet kurmak istiyor.
ÜnKersite bileşenleriniyoksay-
dığı halde kendilerini katıhm-
cılığa" açık gibi gösteren tutu-
mun karşısındayız" dedi.
Dinçer, iktidann sendikalı-
sendikasız aynmı yaparak taz-
minat ödemelerinde farkiı uy-
gulamalara gittiğini vurgulaya-
rak şunlan söyledi: "Yapılan
düzenlemelerle tüm çahşanla-
nn sorunlan çözülmüyor. Çah-
şanlann bazılanna tazminatve-
rilerek elma şekeri' politika-
srçlasindirilmesi hedeflenhor.b>
sanlarda ekonomik bağunhhk
yaranlarak sendikasıztaşorıh-
yor."
Kamu çalışanlannın "Kamu
Yönetimi Temel Yasa Tasan-
sı"nı protesto etmek için 6
Mart'ta Ankara'da düzenledik-
len mitingi anımsatan Dinçer,
iktidann getirmeye çalıştığı ya-
salardan mağdur olan tüm ke-
simlerle yeniden alanlara çıka-
caklannı söyledi.
Türkiye'nin 36 ilinde görev
yapan öğretmenlere ödenmesi
düşünülen ek tazminatın kalıcı
ve adil bir çözüm olmadığını
anlatan Dinçer, "Ek tazminat,
yalmzca o bölgelerdeki öğret-
menlerin mağdurivetini önleye-
cektir. Ancak kimse büyük şe-
hirlerde görevyapan öğretmen-
lerin durunılannın h/i olduğu-
nu söyleyemez" diye konuşru.
"Bir iyileşme olacaksa bu. tüm
çalışanlan kapsamalı" diyen
Dinçer, öğretmenlerin kalıcı çö-
züm talebıyle imzaladıklan di-
lekçeleri 15 Nisan'daMüli Eği-
tim Bakanlığı'na götürecekJe-
rini söyledi.
Toplantının basına kapalı ger-
çekleşen bölümünde, önümüz-
deki aylarda Türkiye'de gerçek-
leşecek NATO Zirvesi için ör-
gütsel duruş ve eylem planlan-
nı tartışacaklannı anlatan Din-
çer, "ABD Türkiye'yi 'Büyük
Ortadoğu Projesi'ne dahil et-
meyi planlryor. Bu amaçla ülke-
mizde düzenlenen zirveyi tüm
platformlar olarak protesto et-
metiviz" dedi.
MÜ Hukuk Fakültesi
Afişyanında
oturmak da
soruşturmalık
• Marmara Üniversitesi'nde 12öğrenci
hakkında, kimin tarafından asıldığı belli
olmayan. afişler yüzünden soruşturma
açıldı. Öğrencilere göre polis ve özel
güvenlik baskısı nedeniyle okula gelen
öğrenci sayısı her geçen gün düşüyor.
ALPERTURGUT
Marmara Üniversite-
si(MÜ) Hukuk Fakülte-
si koridorlannda oturan
öğrenciler, duvardaki
"afişler" nedeniyle bir ay
önce sivil polisler ve özel
güvenlik birimi (ÖGB)
üyeleri tarafından ka-
meraya alındılar. Kimin
astığı belli olmayan afiş-
ler, 12 kişi hakkında so-
ruşturma açılmasına ne-
den olurken öğrenciler,
üst aramasından polisle-
rin koridorlarda dolaş-
masına dek artan baskı-
lann okula gelenlerin
sayısını azalttığını be-
lirttiler.
Üniversite öğrencile-
ri, Haydarpaşa'daki MÜ
Hukuk Fakültesi kori-
dorlannda güvenlik ka-
meralan olmasına karşın
sivil polisler ve ÖGB
üyelerinin, 1 Mart 20O4
günü kameralaria çekim
yapmaya geldiğini be-
lirttiler. Görevlilerin,
"Afîşleri indireceğiz. Ba-
kahm siz bize müdaha-
leedecekmisiniz?" diye-
rek kendilerini tahrik et-
meye çalıştığını vurgu-
layan öğrenciler, tartış-
manın büyümesi üzeri-
ne 150 çevik kuwet po-
lisinin fakülteye girdi-
ğini ifade ettiler. Polis-
lerin duvarlardaki afiş-
leri yırttığını, güvenlik
güçlerinin müdahalesin-
den kaçmak isteyen öğ-
rencilerin ise amfiye sı-
ğındığını behrten öğren-
ciler şunlan söyledi:
"Fakülteye gelenlerin
sayısı artan baskılar ne-
deniyle 4 Mart günün-
den itibaren azalmava
başladL Fakültede daha
önce de bir öğrenciye 9
ayn soruşturma açdmıs-
D. Mezun olan ve halen
cezaevinde bulunan
Meryem Kavak adb ar-
kadaşmuza soruşturma
açdması ise trajikomik
bir öraektir."
Fakültede yaşanan
olaylann ardından ÖGB
üyelerini tartaklamak,
hakaret etmek, eğitim
hakkını engellemek suç-
lamasıyla öğrenciler Fat-
ma Eh/eren, Tolgay Gü-
vercin, Sevgi Kalan, Bu-
rak Kıdık, Resul Tamur,
FatinaGörür,GhanÖz-
güneş, Songül Yaman,
Gökmen\eşiLSedaAhr-
satar, Tülay Bingül ve
CansuKaya ya okul yö-
netimi tarafından soruş-
turma açıldı. Haklann-
da soruşturma açılan öğ-
rencilerin bugün savun-
malannı verecekleri be-
lirtildi.
Kaftancıoğlu türkülerle anıldı
7 Nisan 1980 tarihinde tstanbuTdaki evinin
önünde uğradığı süahh saldm sonucu vaşamııu
yitiren TRT Istanbul Radyosu program yapuncısı,
gazeteci, yazar l mit Kartancıoğlu, kadediUşinin
24. yıhnda Zincuükınıı'daki mezan başinda
türküler \t şiirlerle anıldı. Kaftancıoğhı'nun kö\ü
olan Ardahan'ın Hanak üçesine bağh Koyunpmar
Köyü Derneği ve \ ön FM Radyosu'nun işbirliğivie
düzenlenen anmada, Kaftanaoğhı'nun oğhı Naki
Kaftancıoğlu, "Babanun kavgtsı sanat, saygmhk,
para ve benzeri değikii. Ureten, emekçi halkı
eyİeme geçirmek, devindirmek için sanat >apü,
uğraşü. Kahpeük, dört kişinin 16 kurşunu fle
arkadan vurârak ancak susturabildi bu ezgili
kocaman yüreğL." dhe konuştu. Yön FM program
yapımcısı Recep ErgüJ türküJerini söylerken şair
Oztürk Tatar, Kaftancıoğlu anısına yazdığı "Bin
Selam" adb şnrini okudu. Anma>a
Kaftancıoğhı'nun kardeşleri Ferman. Rıza, Binali,
tonınlan Çağun Işık, Çağla Kaftancıoğhı ile
dostlan kaüklı. Ardahan'da 1934 yüında doğan
Kaftancıoğlu, Cüavuz ve Necatibe> Eğitim
Ensthüsü'nü bitirdi. Öğretmenliğin ardından
gmüği TRT tstanbul Radyosu'nda halk
edebh-aünı ve kültürünü mikrofonuna taşıdı.
ÇeşitB gazete ve dergflerde politik yazılar ile
öyküler yazan Kaftancıoğlu, "E\Teşe YoDan Dar"
ve "Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasmlar"
gibi türküleri de derlemişti. Kaftancıoğlu, bir
programında dinleyenlerine şöyle seslenmişti:
"Ölüm hiç önemli değil, yaşam var dağ gibu yaşam
var gökyüzü, deniz^" (Fotoğraf: EVRJM KAYA)
Prof. Saylan, 72 sivil toplum örgütü ile birlikte çalışma yaptıklannı söyledi
ÇYDD^den insan haklan kampanyası
ANTALYA (Cumhurijet Bü-
rosu) - Çağdaş Yaşamı Destek-
leme Derneği (ÇYDD) Genel
Başkanı Prof. Dr. Türkan Sa>-
lan, Avrupa Birliği'ne (AB) gir-
me sürecinde insan haklan ko-
nusunun yeniden önem kazan-
dığmı \^ırguladı.
ÇYDD'nın 15. kuruluş yıldö-
nümü nedeniyle Antalya Şube-
si tarafından "Laiklik ve İnsan
Haklan Toplandsı" düzenlendi.
Derneğin 90 şubesinin üyelen-
nin katıldığı toplantıda Saylan,
• ÇYDD tarafından Antalya'da düzenlenen 'Laiklik ve
İnsan Haklan' konulu toplantıda konuşan Türkan
Saylan. AB'ye girme sürecinde insan haklannın yeniden
önem kazandığını vurguladı.
ÇYDD'nin amacının, Atatürk il-
kelennı korumak ve geliştirmek
olduğunu \iırguladı. Saylan, "Bu-
nun içine insan haklan ve evren-
sel değerlerdegirmektedir. Tüm
insanlann haklannın korunma-
sı bizün çahşmalanmızm içeri-
sindedir. AB'ye gjnne aşanıasın-
da olduğumuz şu günlerde insan
haklan yeniden önem kazandı.
Bunu hepimiz görmekteyiz" di-
ye konuştu.
İnsan haklan konusunda top-
lumu bilinçlendirici çalışmalar
yaptıklannı, bu kapsamda hazır-
lanan broşürlerin toplumun her
kesimine ulaştınlmaya çahşıldı-
ğını anlatan Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği (ÇYDD) Genel
Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan,
çalışmalan 76 sivil toplum örgü-
tüyle birlikte sürdürdüklerini be-
hrtti. Başbakanhk nezdinde de gi-
rişimlerde bulunduklannı ifade
eden Türkan Saylan, "Ayrıca
Türkiye'nin tanıtınu açısında da
bflim adanılannın önemi büvük.
Türkive'deki insan haklarn la İJ-
gih' gelişmeleri yurtdışuıda en iyi
bilim adamlan anlatabilir. Bu
gerçek, her kesim tarafindan iyi
anlaşümah" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coş-
kun, selülit kremi ilanındaki çıplak ka-
dın resminı bir basın toplantısıyla pro-
testo etmişti. Acaba bunu neden yap-
mıştı? Milliyet gazetesinden Elif Ko-
rap'la konuşmasında neden böyle dav-
randığını kendınce açıklamış.
Elıf Korap, Ali Coşkun'a, "Neden bu
ilan özellikle sizin ilginizi çekti? Mese-
la pek çok erkek bu reklamı görmüş-
tür, ama algılamamıştır. Çünkü biliyor-
sunuz erkekler selülit olmuyor..." Ali
Coşkun'un bu soruya verdiği cevap,
dikkatleyorumlanmayamuhtaç: "Sen
bana diyorsun ki: Erkeklik hormonun
mu fazla senin?" Sanayi Bakanı Coş-
kun demek istiyor ki bu resmi görüp
de tepkı göstermeyen erkeklerin er-
keklik hormonları tartışmagötürürdu-
njmda. Hakiki erkek olabilmek için bir
çıplak kadın fotoğrafı gördüğünüz za-
man elinize alıp bunları sallamanız ge-
rekiyor.
• • •
Peki, Ali Coşkun selülit tedavisine kar-
'Sonuçta Erkeğim' Diyen Ali Coşkun
şı mıydı? Şöyle cevap venyor: "Nasıl
karşı olurum? Ben bir erkeğim sonuç-
ta. "Ali Coşkun'un açıklamalarını izler-
ken derin düşüncelere daldım. Rek-
lamda kadının istismanna karşı oldu-
ğunu söylüyor Coşkun. Hele bunun
çıplak kadın şeklinde gündeme geti-
rilmesine daha fazia karşı olduğunu, ba-
sın toplantısında protesto ederek gös-
terebıliyor.
Ali Coşkun, gerçekten kadın bede-
ninin bir reklam aracı olarak kullanılma-
sına mı karşı? Eğer böyleyse kendisıy-
le aynı düşüncede olduğumuzu söy-
leyebilirim. Çünkü medyada, reklam-
da kadın istismar ediliyor. Kadın, cin-
selliğin birobjesi olarak kullanılıyor. Ali
Coşkun acaba bu nedenle mı karşı çı-
kıyor, yoksa inançlan nedeniyle mı?
Türkiye'de "Kadın örtünmeiidir" di-
yen ciddi bir siyası akım olduğunu bı-
lıyoruz. Tam onlar "Kadın örtünmeiidir"
derken, eşlerinin ve çevrelennın kapa-
lı olmalannı sağlarken, bu yönde pro-
paganda yaparken, böyle bir çıplaklı-
ğa tepki göstermelerini bu anlayışları-
nın bir parçası olarak kabul etmek da-
ha doğru olmaz mı? Ali Coşkun, "Ben
de bir erkeğim sonuçta " diyor.
Yine bu ülkedeki erkek kültürüne gö-
re "erkek adam" ne düşündüğünü açık-
ça söylemekten de çekinmez. Ne di-
yor Coşkun bu reklama karşı çıkarken:
"Bir, reklamdaki cazibe unsuru nedir?
Ikincisi de empoze edilen fikir. Büyük
puntolaha yağlan erittiğini filan anla-
tıyor. Kadın 15 günde huri oluyor! Ya-
zı öyle. Fakat altında küçücük birya-
zı var. 60 kadın üzerinde denendi ve
kadınlar mutlu oldu. Işeyaradı da de-
ğil. Şimdi o kınşıklıklan alma bakımın-
dan doktorun yazacağı bir ilaç değil.
Yani vatandaşı aldatıcı nitelikte. Bir
kere bunu tedavi gibi değil, kozmetik
madde olarak sunmalan gerek. Fo-
toğraf da kadını meta olarak kullanma-
malı."
Bütün bu uzun açıklamaları okur-
ken Ali Coşkun'un gerçek niyetlerini giz-
lediği gibi bir duyguya kapılmamak
mümkün mü? Eğer Ali Coşkun kadı-
nın gerçekten sömürülmesine karşıy-
sa ilk yapması gereken şeylerden bi-
risi, AKP'nin belediye başkanlığı seçim-
lerinde neden hıç kadın aday göster-
mediğini sorup buna karşı bir müca-
dele yürütmesi değil miydi? Ali Coş-
kun kadının istismar edılmesine karşı
mı? O zaman evlilikten sonra edinilen
mallann paylaşımında ortak paylaşım
için acaba nasıl bir oy kullanmıştı, me-
rak edıyorum.
Kadının istismanna karşı çıkmak,
kendı ıçinde bir tutarlılık gerektirir. Er-
kek egemen söyleme hiçbir itirazda
bulunmayıp, hatta onları destekleyip
sonra bir reklamdaki çıplak kadın fo-
toğrafına karşı çıkarken birtakım ilke-
lere dayanmaya çalışacaksın. Bu be-
nim açımdan inandırıcı gelmiyor.
Çünkü kadının açık gezmesıne kar-
şı çıkan, onun kapanmasını isteyenler
de "çıplaklığa" karşı çıkabiliyorlar. Sa-
nayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun aca-
ba gerçekten kadınlann özgürîüğünden
yana mı? Onların, yaşamın her alanın-
da erkeklerle eşit haklardan yararlan-
masını mı savunuyor? örneğin, Sana-
yi ve Ticaret Bakanlığı'na, kendısi ba-
kan olduktan sonra ne kadar üst dü-
zey kadın atadı? Belediye başkan aday-
ları, belediye meclıs üyeleri saptanır-
ken kendisi kaç kadını AKP'den yöne-
time aday olarak önerdi?
Bunları merak ediyorum. Bu konu-
larda benim sorulanma inandıncı bir ce-
vap verirse çok memnun olurum. Bek-
liyorum.
2000
9
Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Dayanıklılık ye
Koruyucu Kültür...
'Dayanıklıhk' konusundaki yazımız geniş yankılar
yaptı. Günümüz çocuklarının 'neden karşılaştıklan
olaylara dayanamadığı' konusu anne babaların, öğ-
retmenlerin ve gençlerin de dikkatinden kaçmadı.
Neden dürtülerimizi kontrol edemiyoruz?
Neden bu denli çabuk etkileniyoruz?
Söylenenlere neden hemen inanıyoruz?
Ya da neden her şeyden önyargılı bir kuşku duyu-
yoruz?
Kendimize güvenli görüntümüzün arkasında neden
derin bir özgüven eksikliği var?
Neden her şeyi başkasından bekliyoruz?
Çocuklanmız anne babadan bekliyor, gençlerimiz
kimden ne bekleyeceklerini bilmeden bekliyor, eriş-
kinlerimız devletten, Tann'dan, şirketten bekliyor.
Ama neden hep başkalanndan birşey bekliyoruz?
Neden hep 'korunmaya muhtaç çocuklar'g\b\ dav-
ranıyoruz?
Bu nedenlerin başında 'aşın konjmacı kültürümüz'
gejiyor.
Üzerinde çok az durulan bu 'aşın korumacı kültür',
bebeklerin yaşamıyla başlıyor, çocukluğun bütün dö-
nemlerinde sürüyor, gençlik ve erişkinlik dönemlerin-
de de sürüp gidiyor.
Çocuklarımızı -artık onlann kendilerini beslemeyi
öğrenmesi gereken yaşlarında bile- biz büyükleri bes-
liyoruz. Sonra da her şeylerini, eksik kalıp içlenme-
sin diye, arkadaşlarından geri kalmasın diye, bizim
çocuğumuzdur elbette yapacağız diye, biz çocukla-
rımız için yaşıyoruz diye, biz büyükleri sağlıyoruz.
Sonra ne mi oluyor?
Bakın sonra neler oluyor?
Çocuklarımız bu 'aşın korumacı tutum altında',
her şeyı onun için büyüklerinin yapmasına alışıyor.
Yemeklerini onlar hazırlayıp yediriyor.
önce oyuncaklarını, sonra odalarını onlar topluyor.
Okulla ilgili bütün kararları onlar venyor, sorunlan
onlar çözüyor.
Çocuğun bütün beklentilerini anne babası üstleni-
yor.
Onun yerine düşünüyor, onun yerine kaygılanıyor.
Çocuğun bütün sorumluluğu anne baba tarafından
üstleniliyor.
Çocuğa da kendisine sunulan olanaklardan yarar-
lanmak kalıyor.
Çocuk bu olanaklardan yararlanıyor ama değerini
bilemiyor
Çocuk her şeyi kolayca bulduğu için doyumsuz olu-
yor.
Çocuk hiçbir sorununu çözme becerisini kazana-
mıyor.
O, artık her şeyi başkalarından bekleyen birisidir.
Bekliyor ve olmayan her şeyı için başkalannı suç-
luyor.
Istediği bir şeyin olmamasına dayanamıyor.
Istediği bir şey için çaba harcamaya katlanamıyor.
Istediği bir şeyin olmaması onu çileden çıkanyor.
0, artık her şeyi başkalanndan bekleyen, bulama-
dığı zaman suçlayan ve saldıran birisi olmuştur.
Anne baba artık ne yapacaklarını bilemez duruma
gelmiştir.
Doğumunda kendi payları olan sorunun nasıl çö-
züleceğini bilememektedirler.
Bu süreç bir 'dayanıksızlık modeli'rim oluş öykü-
südür.
'Aşın koruyucu kültür', dayanıksız insanları böyle
yaratmaktadır.
Sonra, gene aynı insanlar bu sonuçtan yakınmak-
ta, ama asla bu duruma ilişkin kendi paylarını düşün-
memektedirler.
Burada suçlanan çocuğun arkadaşları, toplum,
okul, öğretmenler vb. olmaktadır.
Oysa, o arkadaşlar da, o toplum da, o okul da, o
öğretmeler de gene bu kültürün içindedir, bu toplu-
mun işlevlerini üstlenmişlerdir.
Yanlışlıklan korumak sadece yanlışları büyütür ve
pekiştirir.
Bir yanlış bir başka yanlışla doğru olmaz, iki yan-
lış olur.
Bu 'aşın koruyucu kültür' sürüp gittiği sürece top-
lumumuz 'dayanıksız insanlar" yetiştirmeyi de sürdü-
recektir.
Hiç değilse bunu kabul edelim.
Ve bundan sonra ne yapabileceğimize bakalım...
e-mail: erdalatak . superonline.com
Faks:0212-5139098
Banka içinde banka kurmuş
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Oy akbank
Köroğlu Şubesı'nde Bireysel Pazarlama Servis
Yetkıli Yardımcısı olarak çalışan Tuğba Tannkulu
hakkında, müşterilenn hesaplanndaki paralan zım-
metıne geçırdiği iddiası ile yapılan suç duyurusu
üzenne başlatılan soruşturma tamamlandı. Iddiana-
mede, Tannkulu'nun müşterilerin hesaplsınndan
4.5 tnlyon liranın üzerinde parayı zimmetine geçir-
diği. bu paralann bir kısmını başvuruda bulunanla-
ra kredi olarak kullandırdığı ve anaparayı faiziyle
birlikte hesabına geçırdiği beürtüdi. Tannkulu ile
bu suça ortak ıştirak eden 5 kişi hakkında, 18 yıla
kadar hapıs istemıyle dava açıldı.
Patlama işçileri zehirledi
• ALİAĞA (Cumhurivet) - Rusya'dan tzmir'in
Aliağa ilçesıne, Ege Çelik Fabrikası'nde ışlenmek
üzere hurda getiren 2 bin tonluk Sormavosky-17
adlı gemınin joikleri boşaltılırken patlama oldu.
Patlamanm, hurdalar arasında bulunan 50 kilog-
ramlık. içı klor dolu bir tüpün delinmesi sonucu
meydana geldiğı bildirildi. Patlama sonucu çevreye
ya>ılan gazdan 73 ışçı zehırlendı. İşçılerden 44"ü
îzmir"dekı çeşıtlı hastanelere sevk edıldı.
TUS'ta ikinci basamak yapıldı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 2004 Nısan
Dönemi Tıpta Uzmanlık Eğıtımi Giriş Sınavı'nın
(TUS) ıkıncı basamağını oluşturan bilim sınavı dün
yapıldı. Ankara'da düzenlenen sınava, 14 bin 535
adây katıldı. Sına^'da ada\lara, "temel tıp bilımle-
ri" \e "klinik bilımleri" alanlannda test usulü so-
rular yöneltıldi. Sınav sonuçlannın, 2 hafta sonra
açıklanması planlanıyor.
Finike'de 1öre
r
cinayeti
• FtNİKE (AA) - Antalya'nın Finike ilçesinde bir
kişi, kız kardeşinı kaçıran kişinin erkek kardeşi
H.T'yı bıçaklayarak öldürdü. Kimligi açıklanmayan
kişinin, saldın öncesi H.T'ye "Senin ağabeyin benım
kız kardeşımı kaçırdı. Sen bizim törelerimizi bilmez-
sin Bunun cezası büyüktur" dedıği öğrenildi.