19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
f 2 N İSAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JV LJ l_j J. U J \ kultur(§ cumhuriyet.com.tr 15 HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ Dindirilmiş duygular...Yoic, hayır! Bu sevinç değildi sev- gâli okurum. Bir çığlığın tanıklığı! Varenne Sokağı'na girdiğimde, daıraJ-ayıp bu köşebaşını tutan mekâ- nan duvanna dokundum ilkten... Ta- şa n, mermenn, tuncun dilinden an- layan adamın gelip buradan geçışi- ni, sonra bu duvann ötesinde yarat- tığı dünyayı düşündüm... Adamladım yolu. Gelip şu köşe- deki cafe'de oturup bu sokağı din- lemeyı düşündüm. Elden geçıyordu bina... 'Kapalıdır,' dedım içımden. Öyle ya, bızde bu tür mekânlar ba- kıma alındığında aylarca içeri sok- mazlar kimseyi. Ötede olanlann şamatasından ha- bersizcesıne bir bakış aldı beni ıçe- riye. Sonra gülümseyen bir başka göz, işaret etti: "Hangi dilde din- l e m e k istersiniz?!" "Bahçe ve duvarlar acının, yal- nızlığın diliyle örülmüş," dedim ıç/imden. îşte, karşımdaydı Rodin... Gıdip dokundum, onun ellerinın izini ararcasına, acıdan acı bakan keder- li gözlere takıldı bakışlanm. Ellenmın izi kalsın istedim. Ba- kışlarunız buluştu Camille Claudel ile... Bir azap şenliği gibi duran. daha ılk adımda Cehennem, Araf ve Cen- net irngesini anımsatan 'kapı'mn önünde duraladım. Sırça fanusu andıran cam bölme- nin önünde ışığın diliyle söze dur- dum adeta... Bahçeye serpiştirilmiş Rodin heykellennın bırbirgölgesinde du- rup onun ellerinin hünerine baktım. •Yaratıcı bir deha' Havuzun çevresinden geçıp bına önüne geldığımde; Balzac'ın, 'Dü- şiinen Adam'ın bendekı imgesini pekiştiren, yeni bir dünyaya adım atacağımı gösteren seyrin yolcusu kesildim uzunca bir süre. Öyle di- yorum, çünkü. Rodın'ın bahçede gördüğümüz yapıtlannın arka pla- nını sıze gösteren bir mekândaki se- yirden kopmanız mümkün değil. Gelip bu mekâna baktığımda Ril- ke'nin Rodin üzerine yazdıklannı anımsıyordum bir bir. Yazar-heykeltıraş buluşmasının en derin anlamı, onun yazıp ortaya koyduğu metinde yatıyordu. Ç AJ aşırtıcı bir birikim, enerji. Dokunduğu her şeyi yaratıcılığının imbiğinden geçirerek yeni bir dil kuran bir büyücü, Rodin. Taşın, mermerin, tuncun dilinden anlayan bu ustanın ellerini düşündüm, tıpkı Rilke gibi. Sonra, onları sıkı sıkı tutarcasına, "Anlat bana usta, bu hünerin dilini" dercesine dokundum mermere, taşa tunca... îşte o buluşma mekânındaydım. Rılke, diyordu ki bana: "Onunki hiçbir şeyin kaybolmadığı ve unu- tulmadığı bir hayattır. Geçip git- tikçe içinde biri ken bir hayat." "Yaratıcı bir deha" dıyordum ıçimden; "ancak zamanın en kü- çük bir an'ını bile değerlendiren- dir... Rodin, burada bunu anlatı- yor bize biraz da." Şaşırtıcı bir birikim, enerji. Do- kunduğu her şeyı yaratıcılığının im- biğinden geçirerek yeni bir dil ku- ran bir büyücü, Rodin. Taşın, mer- merin, tuncun dilinden anlayan bu ustanın ellerini düşündüm. tıpkı Rilke gibi. ÖKUMA IİZLEME ÖNERİLERİ * R. M.Rilke: Rodin, Çev.: Esat Mermi, Yankı Yay., 1968, 134 s. * Anne Delbee: Bir Kadm: Camille Claudel, Çev.: Ayşe Kurşunlu Ortaç, Everest Yay., 2002, 436 s. * John Berger: Zamanımızm Bir Ressamı, Çev.: Abbas Örmen, Adam Yay, 2000, 213 s. * Jean Genet: Giacometti nin Atölyesi, Çev.: Hür Yumer, Metis Yay., 1999, 81 s. * DVD: Camille Claudel, Yönetmen: Bruno Nuytten, Başrol ov.: Isabelle Adjani- Gerard Depardieu, Studio Canal. BELLEK KUTUSU "Rodin 'de konu hiçbir zaman ağaca bağlanmış hayvan gibi bir sanat objesine bağlanmamıştır. Konu objenin yantnda bir yerde yaşar, tıpkı bir koleksiyon bekçisi gibL Ona başvurulursa bau şeyler öğrenilebilir. Ama insan onsuz yürümesini bilirse daha kendi kendine kalır, rahatsız edilmez ve daha çok şey öğrenir." Rilke Sonra. onlan sıkı sıkı tutarcasına, "Anlat bana usta, bu hünerin di- lini," dercesine dokundum merme- re. taşa, tunca... Işığına baktım onun. Gözünün ça- lımından mermere izdüşüren bakı- şına. Camille Claudel'le yan yana aynksı duruşuna. Acıdan acı bır duruşun dili vardı onda da. Mermer, aralanndaki saf- lığın, aşkınlığın aklığını ışık huz- mesiyle çağlardan çağlara taşıyor- du. Yüzümü bahçeye döndüm. îkin- cı katın açık duran penceresinden haMiza baktım. Tam önümde duran, yüreğı avuçlannda bır adamın ba- kışlanyla biçimlenen genç birkadın bedeninin ışıkla buluşmasına tanık oldum... "İçte ve dıştaki zamanın anlamı bu olmalı," dedim ıçimden. Yeni bir çağın sesl glbl... Rilke'yi, onun sözlerini anımsa- dım birden: "Sanatının biçimlen- diği ve hazırlandığı, öğrenmekte olduğu havatın adsız ve anlamsız olduğu bu dönemde, Rodin'in dü- şünceleri şairlerin kitapları için- de dolaşıyor ve oradan kendine bir geçmiş çıkarıyordu." Onun yaratıcılığının ürünlerini görmek, ona dair okumak, yaşadı- ğı mekânları adımlamak da bir okur yazar içın bir geçmiş değil mi- dir. sevgıli okurum? Rodin "ın getirdiği biçim, heykel sanatına yansıttığı kattığı formdakı duyguyu anlamak, yeni bir çağın se- si gibi geldi bana. Sokağa çıktım. Amerikah, Japon turistlenn yabansı telaşına sırt çe- virdim. Karşılıklı fotoğraflanmızı çektığımız tspanyol çıftle merhaba- laştım, gelip cafe'de oturdum. Ril- ke'nin Rodin'i görmeye giderken şu kaldınmdan geçtığini, bir de din- dirilmiş duygulann mekânında ya- pıtlanyla yaşayan Rodin'in ellerini düşündüm. Küçük bir açıklama Sartre üzerineDEMİR ÖZLL Cumhuriyet'ın Kültür sayfasında 29 Mart Pazartesi günü yayınlanan Feridun Andaç'ın "Sartre'la Hiç Kopmadan..." başlıklı yazısında benim ıçin de, genel kültür açısından da kolayca hoşgörülemeyecek yanlışlıklar var. Yazının ikınci paragrafında J- P. Sartre"ın ilk romanı La Nausee, Bunaltı olarak çevrilmiş. Bu yanlışlık 'Okuma Onerileri' başlıklı özel sütunda da yineleniyor. Değerli Selâhattin Hilâv'ın La Nausee çevırisı de Bunaltı olarak takdim ediliyor. Selâhattin Hilâv'ın bu romanı çevirisi. doğnı olarak Bulantı başlığını taşımaktadır. Nausee de gerçekten 'bulantı' demektir. Hatta mide bulantısı ka\Tamı için de kullanılır. Bunaltı sözcüğü ise Fransız dilinde belki '•angoisse", Almanca'dan geçen bir sözcükle de "angst" diye karşılanabilir. Benim 1958 yılında yayınladığım ilk Litabıma isim yaptığım 'bunaltı' sözcüğü de bu anlamlara yakmdır. Zaten günlük dilin ötesinde varoluş felsefelerinde de çok geçen felsefi bır tavram olarak kullanılmıştır. Sözcüklerin >azılışı Türkçe'de birbirine yakındır. Anlam farklan da birbirinden çok uzak. Sartre'ın romanını 'bunaltı' diye (evirmek, Sartre'ın edebiyatına yapılmış Hiyük bir yanlışlık olduğu gibi, benim de ik kitabımın adını Sartre'ın bir apıtından almış olduğum yanlış kanısını ioğuracağından benı de küçültebilir. Vynı yazıda daha eğlenceli başka rir yanlışlık daha var. Andaç Paris'te »artre'ın kahvesi olarak 4ontparnasse"daki Select kahvesinde »turduğunu not etmektedir ki, Sartre'ın cahvesi bu büyük yazann dünyaca ünlü ııldığı Saint-Germain'deki Flore .ahvesidir. Bu yüzden bugün Flore ajj\ esinde fiyatlar çok yüksektir. Festivalde ustaların günüKültür Servisi - 23. İstanbul Film Festi- vali kapsamında göstenlecek günün filmle- rinden ilki 'Bir Ustanın Seçtikleri: Theo Angelopoulos' bölümünde yer alan Felli- ni'nin 'Sonsuz Sokaklar'ı. 20. yüzyıl sine- macılığının başyapıtlanndan bırı sayılan ve ruhun kalp ile zihin arasındaki ebedi çelişkı- sini işleyen film, saat 11.00'de Kadıköy Rexx'te izlenebilir. Fellini'nin ilk dönem filmlerinden La Strada-SonsuzSokakların(1954)odağın- da. annesince panayırlarda güç gösterisi ya- pan, kaba saba Anthony Quinn'e satılmış, saf bır genç kız olan Giulietta Masina var. Bir sirke katıldıklannda, Masina Quinn'in tam tersi karakterde bir ip cambazı olan Ric- hard Basehart a âşık olur... Yeni gerçekçi tarzda başlayıp romantizme dümen kıran. ka- ramsarhk ve duygusallıkla yüklü filmde Ma- sina masumiyeti. Quinn güç ve iktidan, Ba- sehart sanatı, sîrk ve yolculuksa Fellini'nin hayata alaycı yaklaşımını temsil ediyor. Bü- tün zorluğuna ve acımasızlığına karşın hayat- ta herkesin bir yeri ve amacı olduğunun vur- gulandığı. aynca Masina-Quinn-Basehart üçlüsünün harika oynadığı La Strada, üslu- bu, aynntılan ve hüzünlü, dokunaklı havasıy- la çok etkileyici bir klasik. Ken Russell'ın yönettiğı ve 'Lstalara Saygı' bölümünde yer alan 'Âşık Kadınlar' ise saat 13.30'daBeyoğluSineması'ndagös- terilecek. 1920'lerde geçen ve cınselliğin, aş- """•' 23. UIUSIARARMSI H "îî!, İSTANBUL vuii FİLM FESTIVALI kın, arkadaşlığın karmaşık taraflannı ele alan D.H. Lawrence romanının açık sözlü bir uyarlaması olan film, hem sanatsal hem de ticari acıdan büyük bir başanya sahip. Ken Russell'ın önde gelen film yönetmenlerin- den biri olarak kabul edilmesini sağlayan film. ıki kız kardeş ile dostluklan eskiye da- yanan iki erkeğin ilişkisini anlatıyor. Yönetmen VVerner Herzog ve Klaus estivalin bugünkü programında üç önemli film öne çıkıyor: Fellini'nin 'Sonsuz Sokaklar'ı, Ken Russell'ın 'Âşık Kadınlar'ı ve Werner Herzog'un 'Vampir Nosferatu'su. Kinski'nin bir araya geldiği fihnlerden biri olan 'Vampir Nosferatu' ise bugün saat 21.30'da Atlas Sineması'nda izleyiciyle bu- luşacak. Murnau'nun sessiz klasiğine bir saygı sunumu olan. en ünlü vampir öyküsü- nün düşündürücü uyarlaması, Herzog'un de- yişiyle başka bir gerçeklik düzlemini ortaya çıkanrken Kont Dracula'nın asırlık hikâye- sine modern bir mistisizm katıyor. Devlet Devrim Öztaş'ın resitali yarın İtalyan Kültür Merkezi'nde 6 Mavi Anadolu'da gezinti Öztaş'ın konseri saat 19.00'da. Kültür Servisi - Borusan Kültür ve Sanat Merkezi etkin- likleri kapsamında Devlet Dev- rim Öztaş, yann saat 19.00'da italyan Kültür Merkezi'nde bir piyano resitali verecek. Özellıkle Bach, Beethoven, Brahms, Chopin ve Schu- mann'ın yapıtlanndakı özgün yorumuyla dıkkat çeken sanat- çı. konserde İ. Baran'ın 'Ma- vi Anadolu' adlı yapıtının ya- nı sıra Schumann ın Kreisle- riana op. 16 ve Chopin in So- nat Nr. 3, si minör, op. 58 ad- lı yapıtlanını şunacak. Hacettepe Üniversitesi An- kara Devlet Konservatuva- rı'nda Prof. Güherdal Ça- kır'ın smıfına iki yıl devam e- den Devlet Devrim Öztaş, ar- dından Mımar Sinan Cnı\ ersi- tesi Devlet Konservatuvan'nda Prof. Hülva Tarcan'ın sınıfın- da çahşmalannı sürdürdü. Yi- ne aynı üniversitenin sanatta yeterlilik doktora eğitimini ta- mamladıktan sonra Franz Lizst Müzik Akademisi'nde doktora sonrası piyano ustalık eğitimi- ni sürdürdü. Yurtiçınde ve yurt- dışında konserler veren sanatçı halen Trakya Cniversitesi Edir- ne Devlet Konservatuvan'nda Yrd. Doçent olarak görev yapı- yor. (0 212 292 06 55) Rkret Kızılok, yeniden... • Kültür Servisi - Fikret Kızılok'un oğlu Yağmur Kızılok'un Rh Pozitif Publishıng ile yaptığı sözleşme ile Fikret Kızılok yapıtlan yeniden soluk almaya başlayacak. Müziğe ilk başladığı dönemlerde Kızılok'un "1960-70'li yıllar bizler için, dünyayı değiştirebiliriz umutlanyla geçen gençlik yıllanydı. Kendimizi ifade etmemızın de dışavurumu, şarkılanmız, türkülerimiz, öykülenmizdi. tlericiydik, haklıydık, aceleciydik..." diyerek tanımladığı şarkılan 2000'li yıllarda yeni öykülerle birleşecek. Tenten'e Norveç'ten ödül • Kültür Servisi - 'Tenten ve Ben' adlı belgesel film Norveç'te ödül aldı. istanbul Film Festivali'nın programında da bulunan, yönetmenliğini Danimarkalı Anders Ostergard'ın yaptığı 'Tenten ve Ben' Oslo'da yapılan Avrupa Belgesel Filmleri Festıvali'nde 'EuroDoc' ödülüne değer görüldü. Belgesel, 75 yaşındaki ünlü çızgı roman karakteri Tenten ile onun yaratıcısı Herge'nin ortak yönlerini ele alıyor. Film, çok sevilen ve bir o kadar da tartışılan Tenten'in, yaratıcısının yaşamını nasıl değıştirdiğini söyleşilerle ortaya koyarken Tenten ile Herge arasındaki ideolojik ilişkinin merak edilen noktalanna da değiniyor. Miize için belgesel film • EDİRNE (AA) - Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Inci, Avrupa Müze Ödülü'nü kazanan 'II. Bayezıd Külliyesi' ve Edirne'nin tanıtımı için belgesel film çekimi yapıldığını belirtti. Edirne Valiliği, TU Vakfı ve ÇEKÜL Vakfı'nın işbırlığıyle gerçekleştirilen film, 27 Nisan'da Strasbourg'da yapılacak Avrupa Müze Ödülü töreninde. daha sonra da 5 Mayıs'ta Atina'da düzenlenecek Avrupa Müzeler Forumu'nda göstenlecek. Çekimlerine geçen hafta başlanan filmın toplam 7 ile 10 dakika olması ve filmin 3-4 dakikasında Edirne'nin. kalan 5 dakikalık bölümünde ise ödüllü müze 'II. Bayezıd Külliyesi'nin tanıtılması tasarlanıyor. Mimarlar buluşuyor • Kültür Servisi - 1. Uluslararası Rorterdam Mımarlık Bienali Küratörü Francine Houben Istanbul'da mimarlarla buluşacak. Mecanoo mimarlık ofisi kurucu ortaklanndan Francine Houben, "Çağdaş Hollanda Mimarlığf başlıklı konferans dizisının üçüncü konuğu olarak yann saat 19.00'da Harbiye Asken Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda olacak. Francine Houben, Delft Teknik Üniversitesi"nin ilk kadın profesörü olma özelliğini de taşıyor. Projelerinde teknik, insani ve coşkulu yönlerin tek bir çözümle bir araya geldiği katmanlaşmalardan etkilenen Houben, mimarlığın duyulara hitap etmesine önem veriyor. (0 216 355 07 22) İSTANBUL FİLM FESTİVALİ'NDE BUGUN • EMEK SİNEMASInda 11.00'de 'Büyük Tıkınma'. 13.30'da 'Kim Bu Alejandro Chomski?', 'Bugün ve Yann', 16 OO'da 'Canhlar Arasında Bir Yer'. 19.00'da 'Konuşmalı Bir Film', 21.30'da 'Asılsız Haber'. (0 212 293 84 39) • ATLAS SÎNEMASI'nda 11.00'de 'O Gün', 13.30'da 'Kanka'. 16.00'da 'Öğleden Sonra Beşte', 19.00'da 'N'ine', 21.30'da 'Vampir Nosferatu'. (0 212 252 85 76) • SİNEPOP SİNEMASI'nda 11.00'de 'Yeraltı Hücresi', 13.30'da 'Mor Kelebek', 16.00'da 'Kamçatka', 19.00'da 'Niki ve Flo', 21.30'da 'Sanki Yuvama Dönüyorum (Bluesl)'. (0 212 251 11 76) • BEYOĞLU SİNEMASInda 11.00'de 'Gündüz Saatleri', 13.30 da 'Âşık Kadınlar', 16.00'da 'Son Mektup', 19.00'da 'Tuz', 21.30'da 'Kaçış (Üçleme I)'. (0 212 251 32 40) • ATLAS ta 11.00'de 'Hayatın Taklitleri', 13.30'da 'Kandahar'a Dönüş'. 16.00'da 'Gölgeler', 19.00'da 'Kafkas Mahkûmlan', 'Teröristim', 21.30'da 'Aynı Göğün Altında.' (0 212 252 85 76) • REXX StNEMASI'nda 11.00'de 'Sonsuz Sokaklar'. 13.30'da 'Uçuşan Manzara', 16.00'da 'Sürüklenenler', 19.00'da 'tlk Gece', 21.30'da 'Kahve ve Sigara'. (0 216 336 01 12)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle