Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 NİSAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
I İ j J v U i ı U İ T j J . ekonomi(2 cumhurryet.com.tr 13
17 yıldır özelleştirme kapsamında olan Sümer Holding'in geçen yılki zaran 226 trilyon lira
ÖÖzelleştirme değil,batırmaEkonomi Servisi - Arapsaçuıa dö-
nen ve kamu yarannın unutulduğu
özelleştirme polıtikalannın yuttuğu
Sümer Holding'in özelleştirme kap-
samında kaldıkça zaran katlandı. 17
yıldır özelleştirme kapsamında olan
holdıngın ışletme faaliyetleri dur-
duruldu. Işletme faaliyetlerinden
gelın olmayan holdıngın 2002'de
195.8 trilyon lira olan zaran, geçen
yıl 226 trilyon liraya yükseldi.
Sümer Holding'in zarannın, özel-
leştirme kapsamında bu kuruluşa
devredilen Türkiye Zirai Donatım
Kurumu ve TURBAN nedeniyle
• Işletme faaliyetleri durdurulan Sümer Holding'in tek gel
stoklarındaki ürünlerin satışından sağlanan para. Holding, geçen
İdaresi'nden 200 trilyon liraya yakın borç
arttığı belirtiliyor. Işletme faaliyet-
lerinin durdurulması nedeniyle gay-
rimenkul ve stoklarındaki ürünlerin
satışından sağlanan gelır dışında ge-
liri bulunmayan Sümer Holding'in.
tüm giderini. personele ödenen üc-
retler. emekli olan işçilere ödenen
tazmınatlar. vergi, SSK pnmi öde-
melen oluşturuyor. Bu ödemeler
için gerekli kaynak da Özelleştirme
İdaresi'nden borç ahnıyor.
Holdingde özelleştirme kapsa-
mında devredilen TÜMOSAN'dakı
3 bin 160 işçı hariç. halen 353 me-
mur, 1100 işçı kaldı. Eleman tasfı-
yesı nedeniyle, holdıngın aylık gıde-
rinin 4 tnlyon lirası personel gideri
olmak üzere 16 trilyon liraya geri-
lediğı belirtiliyor.
Halen faal olan 4 mağazasından
ayda ortalama 600-800 milyar lira
satış geliri sağlayan holdıngin. üc-
ir kaynağı gayrimenkul ve
yıl faiz gideri için Özelleştirme
kullandı.
ret dışındaki diğer giderlerini, ver-
gi. SSK primi borç ve gecikme fa-
izı ödemeleri oluşturuyor.
42 bin çalışanı vardı
Geçen yıl 27 trilyon lira faiz gide-
ri olan Sümer Holding, geçen yıl bu
kapsamda 200 trilyon liraya yakın
borç kullandı. Bunun için de yıllık
yüzde 43 faiz uygulandığı belirtildi.
Gayrimenkul ve ıştırak satışlan
nedeniyle geçen yıl 20 trilyon lira
gelir sağlanırken bu yılın ilk 3 ayın-
da, yaklaşık 3.4 trilyon liralık ihale
sonuçlandınldı. Yaklaşık 2 trilyon li-
ralık gayrimenkul ve iştirak satışı da
Özelleştirme Yüksek Kurulu onayı-
na sunuldu.
Sümer Holding'in, özelleştirme
kapsamına alındığında, Türkiye ge-
nelinde 13 milyon metrekare arazi-
si, fabrika arazileri hariç 360 parça
tapusu, 40 fabrikası, 468 mağazası,
binlerce bayisı, bir bankası ve 47
banka şubesi. 42 bin civannda da
çalışanı bulunuyordu.
TZD Genel Başkanı Yetkin, düzenlediği toplanbda
aracılann kaldınlmasuu istedL (Fotoğraf: AA)
TZD: Yüzde 30 daha pahalı
Sebze 'aracı'
kârıyüzünden
ucuzlayamadı
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Sebze
ve meyve fiyatlannın
hâlâ mevsim normal-
lerinin üzerinde sey-
retmesı nedeniyle Hal-
ler Yasası eleştiriliyor.
Türkiye Ziraatçiler
Derneğı (TZD) Baş-
kanı İbrahim Yetkin.
dün düzenlediği basın
toplantısında, aracıla-
nn olmaması duru-
munda. sebze ve mey-
venin yüzde 30 ucuza
yeneceğini belırtti.
Hükümete çağnda
bulunan Yetkin,
TBMM'de bekleyen
Üretıcı Bırlıklen Yasa-
sfna eklenecek bir
maddeyle üretici bırlik-
lennin devreye gırebi-
leceğinı belırtti. Yetkin,
bu sayede mevye-seb-
zede aracısız dönemin
başlayabıleceğine dik-
kat çekti. Mevcut sis-
tem nedeniyle üretim
planlaması yapılamadı-
ğını da anlatan Yetkin,
bazı dönemlerde ürün
fazlası nedeniyle bazı
meyve-sebzelenn deni-
ze döküldüğünü anım-
sattı. "Buyü200binton
patates fazlası var, tar-
lada hayvanlar yem ola-
rak yiyor. Ama biz kilo-
sunu 300 bin liraya alı-
yoruz. Soğanın fıyatı
500-600 bin lira, biz 1
milyon 100 bin liraya \>
yoruz" dıyen Yetkin
şöyle devam ettı:
"Ankara Hali'ne ge-
len her araçtan kapı gi-
rişi adı altında 3-6 mil-
yon, 9 milyon 300 bin li-
ra tarü parasıahnır. Bu-
nun üstüne hamaliye,
rüsum, komisyon ve
KDV eklenir. Sonuç ola-
rak 500 bin liralık ürün-
de, salt bu giris-cıkışlar-
dan dolayı 400 bin lira-
lık arüş olur. KDV'yle
birtikte markette, 1. suuf
domatesüı fiyaü 1 mil-
yon 290 bin liraya çıkar"
ATO: 20 milyon kredi kartı sahibinin bankalara olan borcu 15.6 katrilyon liraya çıktı
'Geleceğe ipotek koydurmayın'
• Dolardaki düşüşle "sahte
cennet" yaratıldığmı belirten
ATO, yurttaşa "sanal bir refah
artışı"na yönelmemesi
uyansmı yaptı.
Ekonomi Servisi - Ankara Ticaret Oda-
sı (ATO) Başkanı Sinan Aygûn, tüketici
kredısi cari faizlerindeki hızlı düşüşle
yurttaşların, aslında gelirinde önemli bir
artış olmamasına karşın ve ödeme gücü-
nün çok üzerinde borç alarak yoğun bi-
çimde tüketime yönelmesinin, ''sanal bir
refah arüşı" ve tehlikeli bir süreç olduğu
uyarısında bulundu.
Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, 2003
yılı itibariyle yurttaşlann bankalara olan
borç bakiyesinin 8.3 katrilyon lira olduğu-
na işaret etti. Aygün, cari faiz oranlannın es-
kı dönemle karşılaştınlarak düşük sanılma-
sının çok tehlikeli olduğunu belirterek, enf-
lasyonun yüzde 10'un altına düşmesıne kar-
şın, can kredi faızlennın bunun çok üzenn-
de seyrettiğini, diğer bir deyışle reel faizle-
rin hâlâ çok yüksek olduğunu vurguladı.
500 bin kişi kara listede
Aygün, 20 mib/on kredi kartı sahibinin
bankalara olan borcunun da 15.6 katrilyon li-
raya; kart borcunu zamanında ödeyemedıği
için kara lısteye alınanlann sayısının da 500
bıne ulaştığına dıkkat çektı.
Aygün, enflasyon. ihracat gibi bazı göster-
gelerdeki iyileşmeye karşın, borçlanma, it-
halat artışı, faiz ve işsizlık gibi temel göster-
gelenn hâlâ alarm verdiğini, bu gerçekler
ışığında halkın kendı geçim gerçeğini de göz
önünde tutarak "ayağını yorganuıa göre uzat-
ması" gerektığinı vurguladı. Dolardaki dü-
şüş nedeniyle Türkiye "nin tam bir ithalat
cenneti halıne geldiğine işaret eden Aygün.
"Bu cennet sahte cennet Bu cennetin nasıl bir
cehenneme dönüştüğünü yakın geçnüşte gör-
dük" dedi.
Aygün şöyle dedı: "San ışığı görüp geçme-
ye kalkarsak, kavşağın ortasında kırmizıya
yakalanınz. Bu da kaza demek. arabayı de-
virnıek dcnıcktir. Türk halkı borsada yükse-
lişe bakarak komşusunun arabayı değiştir-
mesine özenerek, işi olduğuna güvenerek ge-
leceğine ipotek koymamahdır.
n
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar: Öngörülen 'açık arttırma' usulü işlemiyor
Yasa tütün üreticisini korumaktan uzak
Ekonomi Servisi - Türkiye Zi-
raat Odalan Bırliğı (TZOB) Baş-
kanı Şemsi Bayraktar. tütün üre-
ticisinin zor günler yaşadığını be-
lirterek. buna neden olan Tütün
Yasasf nın bir an önce revize edil-
mesıni istedi.
Bayraktar, pazarlamada sorun-
lar yaşandığını ve bunun teme-
lınde üretıcinin ekonomık anlam-
da bir örgüte sahıp olmamasının
yattığına işaret ederek. üretıcıle-
rın kooperatif bünyesinde örgüt-
lenmesının sağlanması gerektiği-
ni belirtti
Tütün üretıcilerinin. koopera-
tıf kurarak üye olmalannın zo-
runlu hale getirilmesı gerektığı-
ni \iirgulayan Bayraktar. üreti-
ci kooperatiflerinin ıtırazlarda
ve fıyat belirlemede üretıcıyı
temsilen taraf olabileceğini be-
lirtti. Bayraktar. üreticilerin ko-
operatif bazında örgütlenmele-
ri ve sözleşmeleri bu kooperatıf
aracılığıyla yapmasında Zıraat
Odalan ve Tekel'in de önderlik
yapabileceğini kaydetti.
Yasadakı tütün satış yöntemle-
rinden birisi olan "açıkartnrma"
usulünün işlemediğini de söyle-
yen Bayraktar, "2003 yitanda üre-
ticilerimiz sözteşmeli üretim yap-
manıışlardır. SözkşmeK üretimin
supabı olarakyasadayer alan açık
artürmayöntemi işler halegetiril-
mefidir"" dedi.
Öte yandan, Türkiye Tanm
Kredi Kooperatifieri Merkez Bir-
lıği (TTKMB) Yönetım Kurulu
Başkanı İlhami Teke. elektrik
başta olmak üzere önemli girdi-
lerdekı KDV oranlannın kaldınl-
masını ıstedı.
DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ / ERGlN YILDIZOĞLU LONDRA
Geçen hafta başlayan halk ayaklan-
ması, "iyiyle kötü", "onuhuylaonursuz",
arasındaki çizgınin bugün Irak'tan, hat-
ta Felluce'den geçtiğini gösteriyor.
Irak'ta işgalcinin yüzündeki tüm maske-
ler düştü, sömürgecinin 500 yıllık iğrenç
suratı ortaya çıktı. Ne Irak'ta ne de dün-
yada orta yol kalmadı! Artık herkes, kü-
reselleşme hülyasından uyanıp, emper-
yalizm çağında yaşadığımızın ayırdına
varıp tarafını seçmek zorunda...
Blrleşen halk yenllmez
Bugün, Bağdat'ın "düşmesinin" bi-
rinci yıldönümünde işgalciler, bir yıl ön-
cesinin sahte kutlamalannı bile tezgâh-
lamaktan acızler. Tek yapabıldikleri, bir
zamanlar Saddam'ın heykelinin durdu-
ğu meydana giriş- çıkışlan yasaklamak
(CNN); direniş liderlerinin, Saddam'ın
heykelinin yerine dikilen o neofaşist ka-
zuratın üzerine asılan posterleri topla-
mayaçalışmak. işgalciler, tüm ateş güç-
lerine, teknolojık üstünlüklerine, propa-
ganda kapasitelerine rağmen eninde so-
nunda gelip tarihin onlarca kez kanıtlan-
mış bir gerçeğine kafalarını vurdular:
"Birleşen halk yenilmez!"
Dün Saddam iktidardayken Sünniler
ve Şiiler birbirlerini yiyordu. Bugün mo-
dern Irak'ın tarihinde görülmemiş bir du-
rum var! Sünniler Felluce'de, ABD güç-
lerine karşı bir direniş destanı yazarken,
Şiler kendi bölgelerinde salt ayaklan-
makla kalmadılar, Sünnilerin yardımına
koştular. Geçen hafta, erzak dolu kam-
yonların yanı sıra, Şii savaşçılar da Fel-
luce'ye sızıyor (VVashington Post,
03/04), direnişe katıiıyor, geniş halk kit-
leleri de hem de ölümü göze alarak Fel-
luce'ye yürüyordu. ABD ise tek taraflı
ateşkes ılan ettikten sonra pazarlık yap-
nanın yollarını aramak zorunda kalıyor-
cu. Felluce'dekı tek basın organı El Ce-
âre-'yi susturmak istemesiyse (Isla-
Emperyalistler ve Biz
(AP)
mOnline.net, 09/04) esas niyetini göz-
ler önüne seriyordu.
Artık karşımızda yeni bir Irak var.
Şiilerin ayaklanmaya katılmasıyla birlık-
te, Irak halkı, dini, etnik farklılıkları aşa-
rak yeni bir kimliği benımsemeye başla-
dı. Dün Saddam yönetimi altında sava-
şamayan Irak halkının, emperyalist ışga-
le karşı başlayan savaşı, gelecekte olu-
şacak Irak yurttaşlığına temel teşkil
edecek bir modern ulus kimliğinin te-
mellerini atmaya başladı.
Irak direnişi, Saddam döneminde, et-
nik ve dini grupların birbirine düşürül-
mesiyle yanda kesilen uluslaş-
masürecini yeniden başlattı. Bu
da tarihin bir başka dersidir.
uluslaşma, bağımsızlık, nihayet
burjuva demokrasisı bile ancak
savaşarak kazanılabilir, teslim
olarak değil. Ulus devlet somut
(yerel, dini, etnik vb.) evrensellik-
lerin sonucu alt kimlikleri soyut
bir evrenselliğin ürünü olan bir
üst kimlikte, yurttaşlık kimliğinde
(crtoyen) biüeştiren bir savaşla
kurulur; sömürgecilerve emper-
yalistler tarafından değil.
Irak direnişi, ABD ve Avrupa
tarafından 20 yıldır dayatılan kü-
reselleşme içinde, dünyanın bir-
çok yerinde ulusal bağımsızlıklannı, de-
mokratik hak ve özgürtüklerini, yurttaş-
lık kimliği için gerekli maddi zeminı kay-
betmeye başlayan ülkelerin halklarına
yol gösteriyor. özgürlüğe, eşitliğe ve de-
mokrasiye giden yol, etnik, dınsel karşıt-
lıklardan, alt kimliklerden, parçalı müca-
delelerden değil, post-modernizmin
savlannın aksine, insanlann bireysel var-
lıklanna anlam kazandıran "büyük söy-
lemlerin" olanaklı kıldığı dayanışmadan,
eşitlikçi birlikteliklerinden, baskıya ve so-
mürüye karşı direnişten geçiyor.
Savaşan onurunu Kazanır
Bugün Irak'taki Kürtlerin deTürkmen-
lerin de tarihin getirdiği bu fırsata dört el-
le sarılması, işgalcilerden kopmaya ve
etnik ayrılıklar dünyasının dar ufkunu
aşarak Iraklı olmaya başlaması gereki-
yor, yeniden bölgede yainız kalmamak,
tarihe emperyalistlerin ortağı halklar ola-
rak geçmemek, gelecekteki özgür de-
mokratik bir Irak'ın önce inşasına, son-
ra da yurttaşlan arasına katılabilmek için.
Türkiye'ye gelince, bu savaş öncesin-
deTürkiye'de kimi çevrelerde ve maale-
sef medyanın hemen tümünde egemen
olan "ABD'ye karşı durulamaz, mut-
laka bu işin içinde olmak, asker gön-
dermek, onun yanında yer almak ge-
rekir", "ABD bölgeyi yeniden düzen-
leyecek biz de payımızı alalım", "Tür-
kiye Büyük Ortadoğu fantezisinden
(pardon projesinden diyecektim) pa-
yını almalıdır" cinsinden leş kargası ru-
hundan ya da son Kıbrıs görüşmeleri sı-
rasında medyada egemen olan "Biri bi-
zi destekliyor" sevincinde açığa çıkan
onursuz teslimıyetçilikten kurtulmak,
Irak direnişine destek olmanın yolannı
aramak, en azından bastınlmasınaortak
olmamakgerekiyor. En önemlisi çaresiz-
lik duygusundan kurtulmak...
onursuzluğa çökii;
Gittikçe artan sayıda gözlemci, emek-
li generaller (ABCnevvs, 7/04), Irak'laVI-
etnam arasında bir paralellik
kurarken, Boston Üniversrte-
si Uluslararası llişkiler bölü-
münden, Berlin American
Academy üyesi Prof. Andrevv
Basevich yankı uyandıran bir
yorumunda, Irak'ın ABD'nin
Cezayir'i oiacağını savundu
(Los Angeles Tımes, 08/04).
Basevich, işgal güçlerinin is-
yanı bastırırken Cezayir'deki
Fransız sömürge yönetimi gibi,
giderek daha çok işkence, te-
rör, yargısız infaz, sivillere yö-
nelik katliam gibi insan onuruy-
la bağdaşmayan yöntemlere
başvurduklarını, böylece kısa
dönemde isyanı bastırsalar bile uzun dö-
nemde, herhangı bir kalıcı zaferin tüm si-
yasi psikolojik koşullarını ortadan kaldı-
racaklarını savundu. Basevich'e göre
"bu sürecin sonunda salt yenilgi de-
ğil aynı zamanda onurunu kaybet-
mek var".
Gerçekten, Ingittere Dışişleri Baka-
m'nın, "bu kadarını beklemiyorduk"
sözlerine, ABD'nin bölgedeki en yakın
müttefiklerinden Ürdün'de üst düzey bir
erginy(â tr.net
görevlinin Sydney Morning Herald'a
"ABD'nin Irak'ta bataklıkîa batmaya
başladığı anlaşılıyor. Bunun bölgedeki
etkilerini düşünmek bile istemiyorum"
demesine bakarak sürecin hızla Base-
vich'in işaret ettiği yönde ilerlediği söy-
lenebilir. Işgalci kampta giderek yaygın-
laşan kargaşa, çaresizlık ve çözümsüz-
lük de bunun göstergesi. Daily Teleg-
raph'ın bildirdiğine göre, Cent Com'un
komutanı General Abizaid, Rums-
feld'in aksine, Irak'a yeni asker gönde-
rilmesi gerektığinı savunuyor, aksi halde
başansızlığın sorumluluğunu üstlenme-
yeceğini vurguluyormuş.
ABD yanlısı Telegraph'ın yazan, Pen-
tagonda askerierle sivil liderler arasın-
da tarihte eşi görülmemiş bir uyumsuz-
luk oluştuğunu vurguluyor (09/04). Bu
arada Irak Geçici Kuklalan (pardon kon-
seyi üyeleri diyecektim) teker teker ısti-
fa etmeye, ABD'yi "yasadışı ve tümüy-
le kabul edilemez düzeyde güç kullan-
makla" suçlamaya başladılar (The Tı-
mes, 10/04).
"Nasıl biryanlış yaptık" diye soranlar,
sorunu işgalin taktiklerinde arayanlar da
giderek artıyor, ama, London Metropo-
litan Üniversitesi'nden öğretim görevli-
si, Iraklı Sami Ramadani çok haklı, bir
yanlış söz konusu değil: "Medyanın ya-
rattığt mitolojinin aksine Iraklılann büyük
çoğunluğu başından ben işgale karşıy-
dı." Gelişmelerin bu noktaya gelmesi ka-
çınılmazdı (The Guardian, 09/04). Ro-
bert Fisk'e göre de "illüzyonlar üzeri-
ne kurulu bu savaşın tek bir gerçeği
var, Iraklılar blzi istem'ıyor" (The Inde-
pendent. 09/04). ABD Büyük Ortado-
ğu Projesi fantezisi, demokratikleştirme
adı altında bölgede bir seri rejim deği-
şikliğini içeriyordu. Ama, tam tersi oldu.
Bugün, bölgede ulusal demokratik ya-
pılan korumanın ve yenilerini oluşturma-
nın tek yolu ABD'nin bu projesine diren-
mekten geçiyor. Diyalektik işte...
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Belediye Hizmeti
Belediye hizmetlerinin içeriği ve çerçevesi, doğal ola-
rak günlük yaşamımızın tüm yönlerini kapsıyor. Gıda-
dan bannmaya, trafikten çöpe hemen her alanda be-
lediye hizmeti alıyoruz; doğrusu almalıyız.
Ülkemizin 3 bin 225 belediye biriminın kapsadığı nü-
fus, DİE-Devlet Istatistik Enstrtüsü'nün verilerıne göre
(Haber Bültenı, 17.02.2004), toplam nüfusun yalnızca
yüzde 78.7'sidır. Bir başka anlatımla toplam nüfusun
beşte dördünden daha az bir bölümü belediye nüfu-
sudur.
• • •
Belediye hizmetlerinin niteliği ve düzeyi bir kentten
diğerine çok büyük farklılıklar gösteriyor. Bununla bır-
likte, kimi olmazsa olmaz belediye hızmetlennin bile ve-
rilmediği görülüyor. ömeğin, kentlenn en önemli eksık-
lerinden bıri olan yaya yolu sorununa, çoğu belediye
çözüm bulamıyor. Esas olarak yayalardan başka her-
kesın yasadışı işgali altında bulunan yaya yollan, ne-
redeysetamamıylaotomobıllenn parkyen; büyük kent-
lerde hemen her şeyin satıldığı pazar ya da satış yen
ve kimi yerierde ınşaat alanı olarak kullanılıyor. Yaya yol-
lannın bu durumu, siyaseti insan eksenli yaptıklannı, ın-
sanaönemverdiklerinidillerindendüşürmeyen beledi-
ye başkanlannın kentlerinde de özellikle görülüyor.
• • •
Ülke kentlen, az bir yağmur yağdığında bile büyük
bir sel baskınına uğramış gıbı can ve mal kaybına uğ-
ruyor; halk penşan oluyor. On yıllardır bu birincil so-
run, yanı kanalızasyon sorunu çözüm beklıyor.
En önemli belediye hızmetlennden bin olan kanalı-
zasyon hizmeti gerçekte, başta çevre olmak üzere her
yönüyte sağlık diyebileceğimiz çok yönlü bir özellık ta-
şır. Sağlığın ana altyapısını oluşturur. Beledıyelenn ka-
nalızasyon durumu hıç de sağlıklı değıldır. Beledıyele-
rın yalnızca 1879'unun kanalızasyon şebekesı vardır ve
bu olanaktan yararianan belediye nüfusu oranı da ol-
dukça sınırlıdır, toplam belediye nüfusunun yüzde
75.3'ü düzeyinde kalmaktadır. Bir başka anlatımla top-
lam 53.4 milyon olan belediye kapsamındakı nüfusun
yaklaşık 42 mılyonu kanalızasyon şebekesı bulunan
beledıyelerdeoturuyor. Kanalizasyon şebekesı kullana-
bilen nüfus oranı, örneğın Istanbul'da yuzde 84 dola-
yındadın Hakkân'de yüzde 27.4'te kalıyor.
Çevre sağlığının durumu açısından önemli bir gös-
terge daha vardır. Kanalızasyon şebekelennden çıkan
atıksuyun, yüzde 44'ü denızlere, yüzde 4O'ı da akarsu-
lara, yüzde 3'ü barajlara ve yüzde 2'sı de göllere bo-
şaltılıyor. Beledıyeler esas olarak ülkenın denız ve su
variığını kirietıyor. Hükümete ve yeni seçılen belediye
yöneticilenne düşen ılk ış öncelıkle bu soruna çözüm
bulmak olmalıdır.
• • •
Sağlık açısından çok önemli konulardan bin de gı-
da sağlığıdır. Belediye, halkın satın aldığı gıda mad-
delerinin sağlıklı olmasından, bu konuda da bir yetkı
kargaşası bulunmakla bıriikte sorumludur. Elımızde be-
lediyelerin gıda denetımı konusundaki görevlennı ne öl-
çüde yaptıklarının sayısal venlerı yok. Ancak geçen
hafta Ankara Borsa Başkanı Faik Yavuz, bu kentte ye-
nilen etin yansının kayıt ya da denetım dışı kesıldığını,
yanı kaçak olduğunu açıkladı. Türk Vetenner Bırliğı Baş-
kanı Yasin Demirkan da, denetım yapılamadığını be-
lirtiyor ve çalıştığı kentte belediye başkanının deneti-
me karşı çıktığını, "denetlersen oyum azalır" kaygısıy-
la davrandığını vurguluyor (Hümyet, 8 ve 9 Nısan).
Toplamı 3 bin 225 olan beledıyelenn yalnızca 17O'ı
atıksu antmatesisınden yararlanıyor. DİE venlenne gö-
re, toplam 81 il belediyesının 39'u hıçbır atıksu arıtma
hizmeti veremıyor. Atıksu arıtma olanağından yararla-
nan illerde de, nüfusun yararlanma oranı pek çok dal-
galı, yüzde bir ile yüzde 87 arasında değışıyor. Sonuç-
ta, atıksu antma tesislerının hızmet ettığı nüfus topla-
mı da dokuz milyonun altında ve toplam belediye nü-
fusunun yalnızca yüzde 16.8'ı kadardır. Buna hızmet
denmez, yainız, ülke için tam bir hezımet denebılır.
• • •
Belediyelerin çoğu aşın derecede borçludur kaynak
yetersızlikleri büyüktün yıne çoğu, rüşvet ve yolsuzluk
ağına düşmüştür ve çalışma olanaklan da sınırlıdır. An-
cak, bir an önce gıderilmesı gereken bu eksıklık ve ye-
tersızlıkler en binncil hızmetlerın, özellikle de yaya yol-
lannın halkın kullanımına açılması ve gıda denetımi gi-
bi ek parasal kaynak gerektırmeyen ışlerin etkin ve ve-
nmli bıçimde yapılmasma engel değıldır.
Ülkemızde, kurulmakta olan 12 yeni belediye de sa-
yılırsa, en son verılere göre toplam belediye sayısı 3 bin
225'tır. Bunlann dağılımı şöyledır:
Büyükşehir. 16
tl 65
Büyükşehir ilçe 58
Büyükşehire bağlı 31
İlçe beledıyesı 792
Kasaba beledıyesı 2251
Içişleri Bakanlığı, 19Mart2004.
• • •
Sanayileşmeyı kültür, sanat ve bılımle bütünleştıren
bir simge olan Sakıp Sabancı'nın yıtırılmesı nedeniy-
le aılesıne.Sabancıtopluluğu'nunçalışanlannave tüm
sevenlenne başsağlığı dılıyorum.
yakup@metu.edu.tr
Bazı tesisler kapatıldı
İSDEMİR'de
'istihdam
fazlası' kapıda
İSKENDERUN
(Cumhuriyet) - Devir
modeli ile özelleştirılen
ÎSDEMİR, üretim dışı
bıraktığı orta ve hafif
profıl haddehanelen ile
sürekli kütük döküm te-
sislerinin de\Teye gir-
mesi üzerine kütük had-
dehanesi ve blum dö-
küm tesislerinin kapatıl-
ması üzerine 'istihdam
fazlası' haline gelen
1170 çalışandan
288'inin emekli edıldi-
ğini, 706'sının da başka
şirketlere nakil edildıği-
nı bildirdı.
288 emeklıden
176'sımn kendi isteği
ile emekli edildiği, di-
ğerlerinin de zorunlu
emekliye sevk edildiği
belirtildi.
tSDEMÎRAŞ'denya-
pılan açıklamada, şu ifa-
delere yer verildı:
"Biündiği gibi, İSDE-
MlR'de desir tarihinden
itibarenteknolojiyenüeş-
tirmevesüreç iyileştiıme
çauşmalanna büyük bir
hızla devam ediünekte-
dir. Oluşturulan organi-
zasyonel yapüanma ile
katma değer yaratama-
\an işyerlerimizin faali-
yetierine son verilmekte-
dir... Bunun sonucunda
1170 çalışanımız istih-
dam fazlası haline gel-
miştir. İş Kanunu'nun il-
gili hükünüeri. buna ola-
nak tanımaktadır... Bu
kişilerin bugün yeniden
emekliüği sırasında tüm
kanuni alacaklaruun da
ödeneceğjaşikârdır.'"