13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-4 MART 2004 PERŞEMB E CUMHURİYET SAYFA J\_ \j J_j J_ U J \ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Milas Ticaret Odası'nın 'mesleki' dergisi, kentin tarihsel belleği gibi yayımlanıyor... 'Mylasalı tüccar' olabilmekUygarlık tarihının "yerleş- •ne"yle başladığı kabul esdılse bile, insan topluluklan arasındıaki ilk uy- garca ılışkılerin de "ürümlerin ta- kas edilmesiyle" serpilip gelişme- y e başladığı inkâr edilemıez... Bu nedenle. yerleşmerLİn yarattı- £Î\ "mimarhk" tarihıyle takasm yarattığı "ticaret" tarihinin hangi- s i içın "en eski" denebileceği. tar- tışma konusu... Ne var ki bu dennlik, her ıki mes- leğın aslında birer "küKür" ola- rak insanlık tanhinin var olmasın- dan bu yana dünyayı v e yaşamı "birlikte" şekillendirdiğinin de kanıtı... Nitekım. antik kentlerin hemen tümündeki "agora"larla_ yakmta- rihlenn dokulannı banndıran yer- leşmelerimizdekı "haralar" ve "arastalar", yine günürnüz kent- lerine egemen olan "ça«*şı, alışveriş ve iş merkezleriy- le" aynı zaman tüneh ıçrin- de düşünüldüğünde. denebı- lir ki "mimarlık ve ticare- tin" tarih ıçındekı berab>er- likleri, geleceğe doğru da aynı yaşam bağları içınde sürüp gidıyor... Tarlhlerlne yakışmayanlar Ne var ki yine özellikle mimarlık mirasının korvın- masında, işte böylesi bir ta- rihsel yakınlık içınde en du- yarlı kesım olması gereken günümüz "ticaret" dünya- sındaki kimi kesimlenn, tam tersine aynı değerlere karşı duyarsız ve hatta "yok edi- ci" tutumlar içınde olduğu da bir gerçek... Örneğın; eski evleri yıkıp yerine apartman dikerek daire daire pazar- lamada dünyanın en "ehil" tüccar- lan halıne gelen müteaahhitlerimiz; yine eski evlerden sökülen özgün miman parçalan "sosyeteye" de- korasyon malzemesı olarak sat- makta dünyanın en "entel" tüccar- ları halıne gelen antikacılanmız ve daha nicelen, insanoğlunun en es- ki iki yaşama kültürü olan mimar- lıkla ticaret arasmdaki tarihsel be- KENTtN TÜMÜYLE YOK OLAN ŞAHESERİ - Asıl adı Bahattin Ağa Konağı olan ünlü "Aslanlı Ev", bu adı cumbasındaki çifte aslan resminden alırdı... Artık sadece temel kalıntıları bulunan bu mimarlık şaheserinin deseni Olcay Akdeniz'e ait... KONAKLARI YADİGÂR KALAN AĞALAR - Milas'taki tarihi kent dokusu içinde özel bir ün yapan konaklardan "İzzet Ağa Evleri", işte bu ailenin armağanıydı... İzzet Ağa'yı oğulları ve torunlarıyla gösteren bu eski fotoğraf da MTO bültenindeki amlar savfalarında... raberliğe de bir anlamda vefasızlık yapmıyorlar mı?.. Geçmlşe saygının örneğl İşte bu durumun aslında ticaret tarihine ve tüccarlık geleneklerine de aykırı olduğunu "fark eden" ve mesleki çalışma hedefleri arasına "kültürel mirasın korunması" kavramını da alan Milas Ticaret Odası (MTO). kentin antik geçmı- şinden yakın zamanlara kadar he- men tüm "uygarlık ve yaşam" de- ğerlerinı kucaklayan bir yayını yıl- lardır kesintisiz sürdürüyor. Binlerce yıl öncenin "Mylasalı tacirlerine" yakışır bir kentsel so- rumluluk içinde, günümüzün "Mi- lash tüccarlarına" aynı kentin geçmişine saygılı bir ticaret kültü- rünü de kazandırmayı hedefleyen MTO bülteninde, yörenin duyarlı gazetecisi Olcay Akdeniz her sayı farklı bir tarih hazinesini ele alan özel sayfalar düzenliyor. Enver Tuna başlattı Böylece, Mılas'ın tarihi çarşısın- da, arastasında, hanlannda ve hatta modern işyerlerinde, bürolannda ve iş merkezlerinde, MTO'nın her ay çıkan yayını ile birlikte geçmışin uy- garlık değerleri de sohbetlerin. gö- rüşmelerin konusu oluyor... Türkiye'nin diğer ticaret odalan- na da "örnek" olması gereken bu kültür eylemi, Enver Tu- na'nın MTO başkanı olduğu 1990'larla birlikte başlamışh... Dahası. aynı dönemde kentin tarihsel dokusunu çahşarak mimarlık \e şehircilik eğitım- lenni Anadolu gerçeğiyle zen- ginleştiren öğrenci gruplanna da yine MTO "ev sahipliği" yapmış ve ulaşımdan konakla- maya tüm gıderlerini de karşı- lamıştı.. Enver Tuna'nın ardından aynı göreve seçilen başkanlar ve yöneticiler de bu "Myla- sa" sorumluluğunu sürdürün- ce, bugun orta yere Milas'ın zengın anılannı her yönüyle belgeleyen bir yayın arşivi de çıkmış oldu... Olcay Akdeniz'in öteden beri zaten bu kente olan gönül bağ- lanyla hazırlanan sayfalarda, örne- ğin "Mylasalı gladyatörler'Men tutun, Milaslı ünlü ağalann evleri- ne, kentin efsanevi anıtsal yapısı Aslanlı Ev'in tüm eski belgelerin- den Gümüşkesen Mabedi'nin ve antik kral yollannın yine tüm giz- lerine kadar, bu tarih kentini yara- tan ve yaşatan her birikim, her anı ve her bellek değeri aynntılanyla tanıtılıyor... Bunlann yanı sıra, özellikle tarih içindeki "ünlü tüccarların" yaşa- dıklan eski evler, o evleri yaratan kent kültürü ile sahiplerinde gözle- nen gelenekler, hatta kimi "büyük aşkların" duygulu anılanna tanık- lık etmış mekânların öyküleriyle birlikte kentteki arkeolojik araştır- malardan elde edilen en son bilgi- ler bile artık Milas tüccarlannın "okuduklan" arasındalar... Umanm, aynı tüccarlar yaklaşan yerel seçimlerde de aynı uygarlık bilinci içinde hareket ederler ve be- lediye başkanı adaylan arasında "i- mar ticaretine" ya da "ranta da- yab kazanca" meraklı olanlan de- ğil. kendi meslek geçmişlerinin de anılanna saygı için; "kentin tari- hi ve kültürel dokusuna en du- yarlı adaylan" seçerler... Hatta, onlann "seçilmeleri" için de etkın çahşmalar yaparlar... Fransızlar, sinemamızın sonyıllarda öne çıkan yapımlarıyla tanışıyor Türkfîlmleri Paris'te DEFNE GÜRSOY PARİS - '2. Türk Sinenıa Günleri" dün Ömer Kavur'un 'Karşılaşma' fil- mıyle açıldı. 16 Mart'a kadar Pansli si- nemaseverlerle buluşacak olan ızlence, L'ACORT-L'Assemblee Citoyenne des Originaires de Turquie (Türkiye Yurttaş- lar Meclisı), Strasbourg'daki Türk Sine- masının On Beş Günü'ne imza atan Odyssee Sineması ve Paris'te 'TürkMa- haUesi' diye tanınan 10. bölgede bulunan L'Archipel Sineması'nın ortak katkılany- la gerçekleştiriliyor. UArchipel Sineması'nda, şubatayında gösterime giren Yılmaz Erdoğanın 'Vi- zontele Tuuba" adlı fılmıne gösterilen büyük ılgının etkileri bitmeden, Türk si- nemasının 9 adet uzun metrajlı ve 3 adet kısa film ile yenıden yoğun ilgi odağı ol- ması bekleniyor. Bu yılki afişini Selçuk Demirerin ha- zırladığı festivalde 'Karşılaşma'nın ya- nı sıra Nuri Bilge Ceylanın 'Uzak', Zi- ya Öztan'ın 'Abdülhamit Düşerken\ Yusuf Kurçenli nın 'Gönderilmemiş Mektuplar', Reis Çelik'ın 'Inat Hikâ- yeleri', Mustafa Altıokların 'O Şimdi Asker', Zeki Ökten'in 'Gülüm". Zeki Alasya'nın 'RusGelin', Can Dündar ın 'Nâzım Hikmet Belgeseli' filmleri gös- tenlecek. Festıvalin dün Ömer Kavur'un katıldı- ğı özel gösterimlennde 6 Marfta Can Dündar. 13 Marfta ıse Ziya Öztan Paris- li Türk sineması meraklılarına filmlerini sunacaklar. Aynca 14 Mart günü 'Gü- lüm' adlı film kadın izleyicilere ücretsiz göstenlecek. îlk kez düzenlenen kısa film gösterisin- de ıse Devrim Alpögenin 'Ve Beden Ya- ratıldı' (3 dak.), Güldem Durmaz'ın •Koro' (13 dak.) veElif Ergezenin'Şu- ursuzca' (21 dak.) adlı yapıtlan sunula- cak. Etkinliktc 'Abdülhamit Düşerken' filmi de göstenlecek. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL 'Kimliksiz1 Kişilerle liyatro Yapmanın Dayanılmaz Halitliği (2) Geçen haftaki yazımı, "Batı tiyatrosunun on dokuzuncu yüzyılın sonundan günümüze ka- dar uzanan süreç içersinde odak noktası nite- liğindeki çabalanndan biri, kimlik yitimine uğ- ramış kişinin kimliğini tiyatronun araçlarıyla betimlemektir..." saptamasıyla noktalamıştım. Burada sözü edilen 'kimlik yitimi', toplum içersinde kişinin birey olmasını sağlayan, ayırt edici özelliklerin yitirilmesidir. Toplum-birey ilişkisi ve gerilimi içersinde birey, toplumu bi- çimlendiren konumlar, kurumlar ve kurallar karşısında kendine özgü bir kimlik alanını oluşturmayı bir gereksinim sayan, böyle bir alanın korunmaması ve kendini ağırlıklı olarak toplumun akışına bırakma durumunda kendi- sinin kendi olmaktan çıkacağının bilincine va- ran kişi anlamını taşır. Batı tiyatrosu, Büchner'den Beckett'e uza- nan geniş bir yelpaze içersinde 'kimlik yitimi- ne uğramış kişi' temasını işlemiştir. Bizim ko- nuyu burada ele alış biçimimiz açısından önem taşıyan nokta ise, bu kimlik yitimine uğ- rama konumunun sahneye nasıl getirilecegi- dir. Böyle bir kimlik yitimine uğramış, başka deyişle, kendine özgü kimlik alanını geliştir- mekte yetersiz kalmış kişi, sahneye bütünüy- le kimliksiz olarak mı getiriiecektir, yoksa sah- nede bir kimlik yitimine uğramış kişi kimliği mi oluşturulacaktır? Birinci şıkta, yani kimlik yitimini canlandır- mak için sahnedeki kişinin bütünüyle herhan- gi bir kimlikten yoksun ve bu haliyle kendini toplumun akışına bırakmış bir insan olarak sergilenmesi durumunda, ortada yaşamın gerçekliğine aykırı bir durum vardır; çünkü, kendine özgü bir kimliği geliştirememiş olan- lar da dahil, her insan bir kimliğin taşıyıcısıdır. Dolayısıyla bu durumda yapılması gereken, sahnede yukarıdaki anlamda kimlik yitimine uğramış bir insanın kimliğini karakterler veya tipler temelinde canlandırmaktır. Kimlik yitimi- ne uğramış kişi, aslında bir kimlik çatışması- nın odak noktasında yer alan kişidir; bu çatış- ma, toplumun tüm kurum ve kuralları aracılı- ğıyla kişiyi biçimlendirme eylemleri ile o kişi- nin kendi -olası- özbenliği arasında gerçekle- şir; kimlik yitiminde zafer, toplumdadır. Bu nokta göz önünde tutulduğunda, sahneye böyle bir çatışma temelinden yoksun bir kim- lik yitiminin getirilmesi, doğuştan ahmak biri- ni canlandırma çabasından farksızdır. Oysa kimlik yitimine uğrayan kişi doğuştan ahmak olan değil, sözünü ettiğimiz çatışmada yenik düşen taraf kimliğinin taşıyıcısı olan kişidir. Bu bağlamda çok önem taşıyan bir başka nokta, kimlik yitiminin nedenidir. Geçen haf- taki yazımdaşöylebirsaptama vardı: "...Böy- lece kimlik bağlamında ortaya, daha sonra, yirminci yüzyılda çok daha yoğunlaşacak olan birsorun, başka deyişle insanın toplumsal ko- şullar nedeniyle kimlik yitimine uğraması so- runu çıkar..." İşte bu toplumsal koşullar her topluma göre farklı olacağı için, bu gerçeği umursamayıp bizim tiyatromuzun sahnesine bizim kalemlerimizden çıkma, fakat başka toplumların koşullan nedeniyle kimlik yitimine uğramış kişileri getirmek, seyirciyi kendi tiyat- romuza yabancilaştırmaktan başka bir sonuç doğurmaz; çünkü böyle bir durumda bu coğ- rafyanın seyircisi, kendi yaşamadığı koşullar- dan ötürü kimlik yitimine uğramış kişileri en iyi olasılıkla nedeni belli olmayan zavallılıklann- dan ötürü gülünç olan kişiler sayacaktır. O halde bu bağlamda yapılması gereken, Türk toplumunun koşullan somutundan yola çıkılarak sahnedeki soyutlamaya, yani bura- nın kimlik yitimine ulaşmış kişisinin kimliğine ulaşmaktır. Böyle bir somutu çıkış noktası al- mamanın gerekçesi, hiçbir zaman sahnede bir simge veya kavram olarak kimlik yitimine uğramış kişiyi canlandırma gibi bir amaç ola- maz. Çünkü tiyatronun sahnesinde kavramlar değil, ama sadece karakterler ve tipler can- landırılabilir. Ne var ki, araştırmacı tiyatro anlayışından genelinde henüz çok uzak ve tartışma özürlü olan tiyatromuzun sahnelerinde köklerini ken- di kültürel kimliğimizde bulan kimlik yitimleri- nin sergilenebileceğini düşünmek, şimdilik ancak bir ütopya olabilir. e-posta: ahmetcemal'j superonline.com acem20(fl hotmail.com Başkent cazla renklenecek 8 Mart 'ta başlayacak 'martfestodtü' ünlü müzisyenleri ağırlıyor BUGÜIN Sabina Hank ve topluluğu 27 Mart'ta sahneye çıkacak. Kültür Servisi - LEO Organizasyon tarafından düzenlenen 'martfestodtü / marchfestmetu', 8-27 Mart tarihle- ri arasında Ankaralı cazseverlerle bu- luşacak. ODTÜ'nün ev sahipliği yaptığı et- kinlik, Ankara Caz Derneği, Avustur- ya Kültür Ofisi, Italyan Kültür Heye- ti, Hypo-Verein Bank ve Sheraton Ho- tels and Tovvers- Ankara desteklenyle Radyo ODTÜ ve Ankara Magazin'in basm sponsorluğunda gerçekleştirili- yor. Festival, 8 Marfta ODTÜ Kongre Kültür Merkezınde Önder Focan ve David Freisen'in vereceğı konserle başlayacak. Konser, ikilinin geçen yıl New York'ta gerçekleştirdiklen ve çok yankı uyandıran Reminisce albümü- nün tanıtım turnesinin Ankara ayağı. Festivalin 9 Mart'taki konuğu, bes- telerinde ve müziğe yaklaşımında caz- dan elektronık müziğe, serbest doğaç- lamadan makamsal müziğe, sokak mü- ziğinden çağdaş klasik müziğe uzanan renkler yararmayı amaçlayan 'Çağla- yan Y'ıldız Quartet' olacak. Topluluk akustik ve elektrik gitarda Çağlayan Yıldız, da\-ulda Cengiz Baysal, klari- nette Oğuz Büyükberber ve elektrik basda Demirhan Baylan'dan oluşu- yor. 10 Marfta ise Cengiz Baysal ve top- luluğu Ankaralı sanatseverlerle bulu- şacak. Vokalde Sibel Gürsoy. piyano- da Serkan Özyılmaz, bas gitarda İl- ker Özalp, gitarda Ercüment Ateş ve davulda Cengiz Baysal dan oluşan top- luluk, 'Yıldızlann Üstünde' adlı al- bümünden parçalar çalacak. Festivalin Italyan konuklan ise Les Italiens topluluğu. Özgün kompozis- yonlan, popüler müziğin yeniden ifa- de edilmesiyle alışılmadık bir şekılde birleştirmeyi başaran 10 kişilik orkest- ra, 26 Marfta Italyan Kültür Merke- zi'nin desteğiyle sahneye çıkacak. Grup. perküsyonda Alessandro Di Puccio, bateride Alessandro Fabbri, elektrobas ve vokalde Francesca Ta- ranto, kla\-yede Stefano Onorati, akustik gitarda Luca Gelli. kemanda Manu Parrini, trombonda Luca Ma- rianini, klarnette Nico Gori, alto sak- sofonda Simone Santini, tenor sakso- fonda Marco Bini'den oluşuyor. 27 Mart'ta ise tzmir Caz Festiva- li'nden gelip etkinliğe Avusturya Kül- tür Ofisi'nin katkılan ile katılacak olan Sabina Hank Trio yer alıyor. Zaman- sızlığın çınlayan sesini kuran usta bir mimar olarak tanınan Sabina ve toplu- luğu Ankaralılara caz dolu bir gün ya- şatacak. (0 312 44627 33) U CEMAL REŞİT REY KONSER SALO>fU'nda 20.00'de Önder Focan & David Friesen Duo konseri. (0 212 232 98 30) • ENKA ODİTORYUML nda 20.00'de Glinka Yaylı Sazlar Dörtlüsü konseri. (0 212 276 22 14) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZt'nde 20.00'de Viladimir Ovchinnikov (piyano) resitali. (0 212 252 35 00) • MİLLİ REASÜRANS'ta 19.00'da Milli Reasürans Oda Orkestrası konseri. (0 212 232 54 64) • AVUSTURYA KÜLTÜR OFİSİ'nde 20.00'de VVolfgang Holzmair (bariton) ve Ryan Russel (piyano) konseri. (0 212 223 78 43) • NARDİS JAZZ CLUB'da 21 30da Sanbornesque konseri. (0 212 244 63 27) • tFSAK'ta 20.00'de 'Mimari Fotoğraf konulu 'ayın yarışması-saydam'. Seçici: Sabit Kaİfagil. (0 212 292 42 01) • ROXY'de 21.00'de YTÜ Sanat ve Tasanm Fakültesi Temel Sanat Atölyesi'nin 'multimedya sunumu' (0 212 245 65 39) • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ nde 15.30 ve 19.00 da Kumun Altmda' adlı fılmin gösterimi. (0 212 251 56 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle