Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 9 MART 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
ISIK KANSÜ
Biliyoruz ki, ABD'nin geliştirdi-
ği Büyük Ortadoğu Projesi'nde
Türkiye'ye uygun görülen model
"ılırnlı lslamalık"t\r.
Genelkurmay ikınci Başkanı Or-
general llker Başbuğ un akılcı ve
doğruya vurgu yapan sesi, bu ko-
nuda Amerika'dan yankılanmış-
tır "Türkiye Cumhuriyeti, kurul-
duğu tarih olan 1923'ten beri la-
ik, demokratik, sosyal bir hukuk
devleti oidu. İslam devleti mode-
li gföi kavramlar ortaya atılıyor.
Hem laiklik, hem ılımlı İslam dev-
leti birarada olmaz. Ya biriya di-
ğeri olur."
Buna karşılık "Laiklik din değil
Fırtınacıki laiklikle Islamı biz bir araya ge-
tirelim. Ilımlı, ılımsız İslam diye bir
bir saçmalık olmaz. Mûslüman
Müslümandır" gibi kanşıktümce-
lerkuran Recep Tayyip Erdoğan
ise MaJiye Bakanı'nın eşininAme-
rikan bayraklı tişörtle seçim kam-
panyalanna katıldığı birdönemde
kendisinden beklenen çıkışı yap-
mıştır "Türkiye, Büyük Ortadoğu
Projesiiçindebirfigümnolarakde-
ğil, aktör olarakyer alacaktır."
Daha açık bir deyimle Erdoğan,
bu sözleriyle "ılımlı İslam modeH"
senaryosunun çekim aşamasında
başrol oyunculuğuna soyunmuş-
tur. Kendisini solda gören bir ke-
sim, bu gerçegi görmemekte ıs-
rarcıdır. Söz gelimi Radikal gaze-
tesi yazan Hasan Bülent Kahra-
man, AKP'nin "ılımlı İslam görü-
şünü reddederek velaikliğesahip
çıkarakkiUepartisikimliğinipekiş-
tirdiğini" ileri sürmektedir. Aynı Ha-
san Bülent Kahraman, yerel seçjm-
leröncesi partisi için kanş kanş do-
laşacağına lideriik kulisleri yürü-
ten Kemal Derviş'in toplantılan-
na katılıp CHP'nin geieceği üzeri-
ne "beyin fırtınası" yapmaktadır.
AKP'ye rüzgâr ekecek, CHP'ye
de fırtına biçtireceksin! Aziz Ne-
sin'in dediği gibi:
"Ohneâlâ, Muâllâ."
Son ytllarda adetabir 'siviltoplum'
tapıncı yaşıyoruz. Sosyal devletin içi
boşattıtdıkça, ulusdevtetzayrfiatldık-
ça "sivil toplum" vurgusu daha da
biratoartıfıyor.
Kamu Işletmeciliğini Geliştirme
Merkezi Vakfı (KİGEM), geçen yıl dü-
zenlediği bir sempozyumdaki gö-
rûşJeri "LJberalReformiarveDevlet"
adıyia kitaplaştırdı.
Kitapta yer alan ve Yrd. Doç. Dr.
FSiz Çulha Zabçı'nın sempozyu-
ma sunduğu bildirisi de sivil toplum
üzerine. Zabçı, herfırsatta gündeme
getiriten, gözümüze gözürnüze so-
kulan "sivil toplum"temasının üze-
rindeki yaldızın kazınınca, altından
Dünya Bankası'nın çıktığını dile ge-
tirmiş. Zabçı'nın saptamaian dikkat
çekici;
Sivil topluma farklı bir bakış
"1990'larda Dünya Bankası'nın
siviltoplumörgûtlenyle (STÖ) ilişki-
siikiçerçeveiçindegelişmiştir. Yö-
nettşim ve yoksullukla mücadele
programı. Her iki çerçeve için de
banka, toplukıklannrefahınıamrma-
ya ve oniann katılımını hıztardırma-
yayönelikyenipolitikalargeliştirme
iddiasıiçindedir. Veyineherikiçer-
çeve için de Banka, katılım'ay^pf/-
ğı vurguileSTÖ'leri, 'kafgnma'pfDg-
ramına daha fazla katılmaya çağır-
maktadır."
Katthrn ve kalkmma insanın kula-
gına hoş gelen sözcükler... Ama,
Dünya Bankası'nın "sivil toplum"
sövtemindeki kurgulan farklı:
"Dünya Bankası velMF'ninüçün-
cü dünya ülkelerinde uygulamaya
soktuğu yapısal uyum politikalan
yasam standartlannı daha da dû-
şürdüğü için bu ülkelerdeki temsili
demokrasileri meşrulaştırmaktan
çok, tehdit eder bir hale gelmiştir.
Bunedenle, STÖ'leryoksullannacil
gereksinmelerinj karşılayan ve so-
nuçta siyasal istikrann sağlanma-
sında belirgin işlevleri olan örgütier
olarakgörülmeye başjanmıştır. Ye-
niliberalleregöre, STÖ'ler, özeisek-
töriçindeyeralan aktönerdirvedev-
let müdahalesi olmaksızın toplum-
saf enerjileri seferber etme başan-
sını gösterebiliner.
Bumodeliçinde STÖ'ler, sivilkûl-
türün yamtıimasında önemli bir rol
oynamaktadır. STÖ'lerin rolü, iki
amaç ç&rçevesinde çizilmektedir.
Birincisi, kolaylıkia 'aşjnyakaçabite-
cek' kitieseleylemlehn sınırlandınl-
ması; ikincisiiseyoksullannacilge-
reksinmeJerinin en azından bir kıs-
mının sağlanmasıyoluyla siyasalre-
jimlerûzerindekiekonomikbaskla-
nn hafifletilmesi."
Zabçı'ya göre, bu tür bir sivil top-
lum anlayışının çerçevesi çok belli:
"Toplumla ilgilitemelkarahann ulu-
sal ve u/usiararası elitler taraftndan
alındığı, siyasalalanınsınırlannın da-
raltıldığı, taban hareketierininyada
haik örgûtlenmelerinin gelirgetirici
etkinliklerçerçevesinde işlevlerinin
daralbldığı ve örgütseletkinliklerinin
siyasalsisteminsınıhanna hapsedil-
diği birmodel..."
Sıra devrim
yasalarında
CHP'nin kökünü, 10. Yıl Marşı'nı sorgulayan,
"80yıllık karanlıktan kurtulunacağını" söyleyen,
yani Cumhuriyeti reddedenler, şimdi de devrim
yasalannı hedef alıyoriar.
Recep Tayyip Erdoğan, imam hatip liseleri-
nin ismini degiştirip "ilahiyat liseleri" kuracakla-
nnı ifade ediyor. öneri, tıpkı kurmak istedikleri ila-
hiyat liseleri gibi çok amaçlı...
Ardında yatan cin fikir şu: İmam hatip liseleri,
imam hatip yetiştirmek için kurulmuşlardır. Ya-
ni, meslek liseleridir. Kurulması düşünülen "ila-
hiyat //se/en"nin ise "meslek" ile bağlantısı ko-
panlıyor. İlahiyat liseleri, düz liselerin işlevini gö-
recek. Önerinin gösterdiği yön, sonucu açısın-
dan bir devrim yasası olan Tevhidi Tedrisat Ka-
nunu'nun 4. maddesinin değiştirilmesi ya da or-
tadan kaldınlmasına kadar gidiyor. Söz konusu
4. madde şöyle:
"Maarif Vekâleti yûksek diniyat mütehassıs-
lanyetiştirilmeküzere Darülfünunda birİlahiyat
Fakûltesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hide-
matı diniyeninifası vazifesiyle mükellefmemur-
lannyetişmesiiçin deaynımekteplerküşatede-
cektir."
Tevdidi Tedrisat Kanunu, imam hatip okullan-
nı, yalnızca imam hatip yetiştirmekle görevli kı-
lıyor Oysa, AKP iktidannın kurmayı düşündüğü
"ilahiyat liselen"nir\ amacı yalnızca din görevli-
si yetiştirmek değil. Eski Eğitim-lş Başkanı Dr. Ni-
yazi AJtunya'nın yorumuyla vanlmak istenen
hedef, açıkça medreseleri hortlatmak:
"OsmanlıImparatohuğu'nun son döneminde
medrese mezunlan, lise mezunlanndan daha
imtiyazlıydı. Hem din görevıyapabiliyorhem de
tüm kamu görevlerine getirilebiliyohardı, İlahi-
yat lisesikurmak, yeni bir toplumsal formasyon
yaratmanın yoludur. Devlet kademelerine tü-
müyle dinsel formasyondan, tarikat formasyo-
nundan geçmiş insanlan getirmenin yoludur."
AKP, çrtasını giderek yükse/tiyor. Medreseleri
yeniden açarak softalaryetiştirmenin önünü açı-
yor. AKP, "değiştim" aldatmacasının arkasına
Sfğınarak doğrudan devrim yasalanna, dogrudan
Cumhuriyete yöneliyor!
ÇALIŞANLARIN KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak >< turk.net
SORLXAR1/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Sosyal Güvenlik
Reformu"nun 5. Yılı: Devlet
Memurları Enıekli Aylıkları
Kamuoyuna "Sosv-al GüvenliJi Reformu Yasası" olarak tanı-
tılan 4447 sayılı yasa ile 5434 sayıh TC EmekJi Sandığı Yasa-
sı Ek Madde 9'da değiştirilmiş ve TC EmekJi Sandığı'nca
"baglannuş bulunan emekli, adi matullük ve vazife maluUüğü
avhJkkn ile dul ve yetim ayhklarTnın da TÜFE'ye (Tüketici Fi-
yat Endeksi) göre arttınlması kuralı getirilmişti. Ancak TC
Emekli Sandığı Yasası'na göre bağlanan malullük, emeklilik,
dul ve yetim aylıklanndaki artışlann TÜFE'ye bağlanmasının
anayasaya aykın olduğu savıyla açılan dava sonuçlanmış ve
buna ilişkin Anayasa Mahkemesi nin karan 23 Kasım 2001
güxılü Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Anayasa Mahkeme-
si'nin, 23.2.2001 günlü, 1999/43 esas ve 2001/41 sayılı bu ka-
rannda, TC Emekli Sandığı'nca ödenen emekJi, maîul, dul ve
yetim aylüdannın TÜFE'ye göre arttınlması anayasaya aykın
bulunmuştur. Karann gerekçesinde (sayfa 125).
%..) Devlet memuıiannın çataşüklan ve emekli oJdukian dö-
neme ilişkin hak ve vükümlülüKleri yasalarla düzenlenmiştir.
(~)
5434 sa>ıb Yasa'nın Ek 9. maddesinin birincifikrasmmdeği-
şiküginden önce. eski cmcklikıieyeni emekfiler arasında herhan-
gi bir eşitsizfik dogması engeflenmiş iken, yeni düzenJemeyie
emekli aytklanndaki arûşm gösterge ve ek göstergeierdeki arö-
şa göre hesaplanması esasuıdan va/geçiltrek, a>hgın enflasyon
oranındaki aroşa göre hesaplanması kabui edihniş, böyiece çab-
şan memuıiann maaş amşı ile emekli memuriann maaşardşı oi-
duğu gibi daha önce a>iu göre\1erde bulunan eski ve yeni emek-
filerin maaslan arasında da büviik faridann ortay'a çıkmasma
neden oiacak bir sistem getirümiştir.
Bu durum ana\asanuı 10. maddesindeki eşittik ilkesjni zede-
lemektedir" denilmış ve,
"Degişririlen 5434 sajıta kanunun Ek 9. maddesinin birinci
fikrasmm ana\ asaya aykın olduğuna iptal istemininreddineoy-
birfigij'le" karar verilmiştir. (sayfa 143/20)
Anayasa Mahkemesi nin bu karan ile TC Emekli Sandı-
ğı 'nca bağlanan malul, emekli dul ve yetim aylıklan (eski-ye-
ni) yine katsayı ve gösterge sistemine göre hesapîanıp öden-
mektedir.
Katsayı ve gösterge sistemine göre hesaplanan 657 sayılı
Devlet Memurlan Yasası kapsamından emekli olan devlet me-
murlannın en az (alt sınır) ve en çok (üst sınır aylıklan):
HARBf SEMİH POROY semihporoyia yahoo. com
SosyaJ Güvenlik Reformu'nun 5. Yıonda En Az
Memur Emekli Ayhğı
(31 Arahk 1999-31 Arahk 2004 Dönemi) (Bin TL)
5 Yıllık
EmeicJı A\ lıtı
31 Aralık I W
31 ,\ralık2000
31 Aralık2001
31 AralüW2
3î Aralıkütö}
1 Ocak 2004
Katsavılar
Genel Taban
12.000 " 000
16580 106 900
26 420 I"2 150
32 650 313 300
34.30U 395 2?0
36 420 129,250
1 Temıuuz 2ÖO4 3S.610 455. 05ü
31 Ara]i2&M 38 610 455 050
5 Vıllık A.rtıs 26 610 3"§ 050
%80 Toplam
Avlık
KT.872.000
149.542 000
239 596.00*
3"6 638.000
448 461.000
483 836 000
5İ2.920 000
512.920 0)0
405.048 000
•\rtis_
TL
0
41.6
7
0 000
90.054. 000
137 042 000
7
1.823 000
35.375.000
29.084.000
0
405 048. 000
Yıllık*.
•oOOO
"-«38 63
•o6022
"«5"".20
M9.07
°o?.89
0
o6.01
•oOOO
•'«3'5 49
Sosyal Güvenlik Reformu'nun 5. Yıhnda En Çok
Memur Emekü Aynğı
(31 Aralık 1999-31 Arahk 2004 Dönemi) (Bin TL)
5 Yıllıl
Emekli VUıa
31 AralvlW
31 Arali»20üO
31 Aralk20CI
31 AraI>20(C
3İ Ara)îi
.
1
0(3
1 Ocak l'«i
I Temnu 2W4
31.Aralu20C4
5 Vıllık Artış
Katsaular
Genel Taban
12 000 " . 0 0 0
16.580 106 900
26 420 1*2.150
32.650 313 300
34 300 395 250
36 420 429.250
38.610 455.050
38.610 455 050
26.6(0 3"8 05ü
••100 Toplam
Ajlık
605 000
I.168 020
1 441 570
2 402.903
2 590.450
2.760.130
2 926 090
2.926 090
2.321 090
Artıs
TL
0
W 02ıt
2-3.550
961.330
18\550
169 680
165 960
0
2.321.090
Yılhk\
'oO.OO
°-o93 06
U21 42
'066. 69
%".81
•o6.55
'«6.01
%0.00
%383 65
SATILIK
AVTA'da
01 Eylül -15 Eylül dönemi
Tel: 0532 212 03 33
BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇİ bulutbebek o hotmail.com
Baharv
ne
Çvze\
OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc(q yahoo. com
Ihh'jtrç tfljf-
deietfqr\ı;o/)vnhda hv
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Mart tcıcıcnuımtaz-arikan.com
T.
ILK /MG/LTERf ELÇISL.
ISB2 'PE BU6ÜM, /MSiL T~£G£ KRAU.IĞI 'HIN İLK EL-
ÇİSİ İSTANSUL'A ULA$MfŞ77. PAHrt ÖıVCE,
İf J
İL/ŞKİL£RDE BUIUMMUÇ, PuRUMU
EriGMeK içiN KRALİÇB
'TEtJ 8'R- ELÇt GÖNOeeMES'/Ji
Ç . SÖZ. KOMüSU GÖREISLE /£T*N-
SUL 'A GeLenı ı'ui RBSMI ELÇI \A//IU.MM
HAeSOGAJE, PADİŞAH SI. McıfM >* K/eAt-fçe-
N'fJ A&U4SAHLAgrAlt SUNMUfTU. TOf* TOf
KUMAÇO4I2, YALOIZU TXS/1/ZL4/?, tSuMÜfAC4P-
LAg, OESE/eu 8f/Z S4Ar YE SÜC KÖPEKIS&
SUL.K4N/ MEMNUN ETM/Çrt. £LÇI, tei£4 SÛ-
IZEPE, F&4AICA V£ t/EA/EP/K'E YEIŞİLOİeİ GlSİ
TÎC/*Rf~ AYK/OI
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Derogasyonlap....
İki buçuk yıl önce dönem başkanlığı Ispanya'day-
ken, AB bakanı Ramon de Miguel'le "Cumhuriyet"
için uzun birsöyfeşi yapmıştım:
Ispanya'da muhabirlik yaptığım yıllardan tanıdığım
R. de Miguel, Kıbns'ın AB üyefiği için: "Katılım müza-
kereleriadanın iki tarafıyla dayapılabilmeli!" demiş ve
eklemişti:
"Böyle birirade çıkarsa Ispanyol dönem başkanlı-
ğı olabileceken olumlu desteği verecek. Ispanyoldö-
nem başkanlığı Türkiye'nin davasına büyük sempati
besliyorveyardımcı olmakistiyor. Ancakbaşkalannın
yapması gerekenı yapamayız. Ünlü sözdür Tango iki
kişiyle yapılır!"
Ecevft'in o dönemdeki deklarasyonlannı hatırlatın-
ca Ramon de Miguel sözlerine şöyle devam etmişti:
"Evet, Ecevit'in Kuzey Kıbns'ı ilhak deklarasyonla-
nndan haberim var. Ancak bu sözleri ciddiye alama-
yız. Zaman daralıyor. Müzakerelerin sonuna yaklaşı-
yoruz. Masadaanlaşmakkonusunda birişaretalırsak,
katılım anlaşmasında gereken değişiklikleri yapmak-
ta Ispanya dönem başkanlığı herdesteğisağlayacak.
AB için hukuk devleti ilkeleh vazgeçilmezdir. Haklan-
nıhukukdevletigüvencesialtınaalmakaçısındanKu-
zey Kıbns toplumunun önüne yakın tarihte böyle bir
fırsat çıkmadı.. Bize de hiçbir şey bütünleşmiş bir
adayla müzakerelehkapatmaktan büyüktatmin vere-
rnez..."
Ne dediler? ~
Bunlan niye yaayorum? Yumurta kapıya dayanınca
tartışmaya açılan "derogasyon sorunuyla" her karşı-
laşışımda aklıma Rarnon de MigueTin sözleri geliyor
daondan. "Derogasyonlar'içinözetle "Buniangüven-
ce altına alan mekanizmalanmız var..." demişti R. de
Miguel:
"Doğu Avrupa'da karşılaştığımız birsorun bu. Ay-
nı korkuyu Polonya Almanya'ya karşı duyuyor. Avus-
turya'nin benzer kaygılan oldu. Geçiş dönemi meka-
nizmalan var. Çare konuşmak. KuzeyKıbns'ınyapma-
sı gereken sorunlannı bize anlatmaktır. Geçiş dönemi
müzakereye açık... Kuzey Kıbns'ın durumdan fayda-
lanması akı/lılık olur. Türk tarafının taleplerine herza-
mandan daha duyahı ve olumlu yaklaşmak zorunda
AB. Sorunuhalletmekarzusu öylesine güçlü kimüm-
kün olan herkaybı telafi amacıyla tüm formülleri ara-
maya, elimizden gelen herşeyiyapmaya hazınz."
AB bunlan söylerken Ankara kurusıkı: "KKTC'yi il-
hak ederiz!" diyor ve ciddiye alınmadığını bile bile bu
çıkışta ısrar ediyordu. Kopenhag Zirvesi öncesinde
KKTC de müzakere siirecine dahil edilebilseydi, du-
rum çokfarklı olacaktı. Dün Semih Idiz de "Akşam"da
yazdı: "Kurulacakolan ve vanlan Kıbns devletinin 'ka-
tılım anlaşması', o zaman, tüm AB üyesipanamento-
lannca onaylanıp otomatik olarak Birliğin 'Birincil Ya-
sası' olacaktı..."
Şimdi "derogasyonlann" artık "Birincil Yasa" olma-
sına imkân yok. BrükseTden daha geçen hafta dön-
düm. Görüştüğüm tüm AB yetkilileri Bunu unutun!"
diyor. AB hukukçufan AB muktesebatının "iki tarafara-
sında vanlacak anlaşma çerçevesinde" Kuzey'e naal
uygulanacağını inceliyorlarmış.
Ne diyorlar?
Derogasyonlara vurgu yapmak, muhataplannıa da-
raltıyor. Hemen oflayıp, puflamaya başlıyorlar. Konu-
yu açmak dahi AB çevrelerinde stres yaratıyor. "Dero-
gasyonlann birincilyasa olması, yenibirkatılım anlaş-
ması demektirki söz konusu olamaz Ûye pahamen-
tolanna bunu sunmak yeni soru işaretleri açar ve bu
da işi büsbütün içinden çıkılmaz hale getirir..." diyor-
lar. AB'nin resmi pozisyonu, hukuki çerçevenin Güney
Kıbns'la yapılan katılım anlaşmasından ibaret olduğu.
"Annan Planı bir BM anlaşması ve sürecidir, AB sû-
reci değil!" diye ekJiyorlar. Bunun pratikteki anlamı şu:
"Size çağnyaptığımızda katılım müzakerelerine dahil
olsaydınız. Sorumluluk bizden gitti!"
Brüksel bu konudaTürkiye'ye "Yakamdan dûş/'de-
memek için kendini zortutuyoranlayacağınız Bunude-
memesinin tek nedeni van O da bolünmüş bir adayla
baş başa kalmamak. Bu bir kâbus AB için... Türki-
ye'nin "Derogasyonlan bihncil yasa yap!" talebi ne
denli büyük bir kâbussa, sınırlan BM askerleri tarafın-
dan kontrol edilen yanm Kıbns'ı üye almak da o denli
büyük bir kâbus senaryosu Brüksel için...
Bu nedenle şimdi hanl hanl bir formül anyoriar. An-
cak bu saatten sonra "derogasyonlar" için bulunacak
her formül "yama olmaya" mankûm. "KKTC'yi ilhak
projesi" ile gelinen yer bu.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLDANSAĞA:
1/ Osmaniye
ilinde, Ceyhan ^
Irmağı üzerin- 2
de kurulu bir 3
baraj. 2/ Dal-
galı panlhlar
verilmiş olan
bir tür ku- 6
maş... Bir ay- -,
dınlatma ara-
CJ. 3/"îbrahim ^
—".Ressamı- 9
mız. 4/ îlkel
benlik... Bir buluşun
bir kimseye aıt oldu-
ğunugösteren belge.
5/ Bir vidada iki diş 3
arasında kalan çukur 4
bölüm... Yakacak ola-
rak kullanılan kuru-
tulmuş sığır tersi. 6/
Ayla,hale...Birpey- 8
gamber. II Bir soru 9
sözü... "Sabahattin — ": Yazanmız... Kalın bü-
külmüş sicim. 8/Bir salgı bezi dokusunda, o do-
ku aleyhine gelişen tehJikesiz ur. 9/lştahı açmak
için yemekten önce içilen ıçki.
YLTCARIDAIV AŞAGIYA:
1/Ortam, atmosfer, hava. 2/tstanbul'un bir sem-
ti. 3/ "Benim — olmuş dilim /' Ne desem yâr inci-
nir" (Türkü)... Birbağlaç... Birhaber ajansının sim-
gesi. 4/Halk dilinde negatif fotoğrafa verilen ad...
Bir borcun ödenmesi için gösterilen süre. 5/ Suri-
ye ile Arabistan arasında büyük bir krallık kurmuş
olan eski Arap halkı. 6/Dinsel inançlan olmayan
kimse... Kayınbirader. II Hafiza kaybı... "Yitik
adreslere benzer ölüm /' Yanık — kokulan gibi"
(Behçet Aysan). 8/Birgösterme sıfatı... Şiirleri şe-
riata aykın görüldüğu için 1404'te derisi yüzüle-
rek öldürülmüş ünlü tasavvuf şairi. 9/Maden, tah-
ta, taş üzerine delik açmakta kullanıJan aygıt.