Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 NLART 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JV U l_j JL LJ M\ kultur(« cumhuriyet.com.tr 15
HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ
Sartre'la hiçkopmadan...Düşüncelerindekı gözüpeklikle
tanışmam. Sartre'a doğru yürüyü-
şümikn de başlangıcıdır. Bu da. 7O'H
yıllariJi başına denk gelir.
Diyebilirim ki, Fransız edebıya-
tının fcir başka boyutunu onunla
kavradım. 'Bunaltı'nın elimden
düşmediği mevsimse, olaylı yıllara
denk gelir.
'Özgürlük Yollan' üçlemesi eli-
min altında okumayı bekliyordu he-
nüz... Inadına Marksizm, inadına
varoluşçuluk tartışmalanyla gece-
lerimizi sabaha erdiriyorduk.
Her gün yeni bir devrim düşünce-
si filLz venyordu hayatımızda. Kı-
ran kırana bır savaşım vardı dışan-
da. '6*8 Kuşağı' kıyılanna çekilmiş,
ama Sartre aramızda dofaşıyordu...
Varoluşun anlamı, sorgulayıcı bir
bakışın yol açıcı düşüncesiydi as-
lında. Oradan hareketle birçok ger-
çekliğin diJini yakalamaya çalışı-
yordunuz.
Defîterimin alınlığına şu tümcesı-
nı yazmıştım: "Çünkü yaşam ar-
tık eskisi gibi değildir; bu acı va-
rolmuştur."
Sartre'la adım adım yüriimefc
Kavrayış bilinci kadar, yurt/u-
lus benlik düşüncelerinin de sınır-
lannı genişletmişti, bizler için Sart-
re. Yeni ve farklı bir sesin algılayı-
şı, onunla adım adım yürüyüşün cı-
vıltısuıı yaşıyorduk.
O ilk gençlik ateşinin bentlerin-
de gezinirken Sankamış Su Işleri
Şantiyesi'nin dar uzun koridorun-
da, Sartre'la söyleşime durduğumu
anımsarım.
Elirnde 'Sözcükler'in Türkçede-
kı ilk basımı
Bir yazın'düşün insanının kendi-
ne, hayata, yetişme koşullanna da-
ir söylediklerinin etkileyici hava-
sındayım.
Yazmak ve yaşamak duygusunun
kaynağını gösteren bir bakışı alttan
alta geliştiren Sartre, kendi yaşam
bilgisinden yola çıkarak okuru/nu
dönüşümcü bir çizgiye getirir. Bel-
ki de. her yazdığı bu nedenle etki-
leyici . düşündürücü, yolyön açıcı-
dır.
O. bize, yazmak bilincinin önce-
sinde düşünce dünyasımn haritası-
nı gösterdı. Yaşadığımız çağın du-
yuş diişünüş bilgisini damıtarak
• Yazmak ve yaşamak duygusunun kaynağını
gösteren bir bakışı alttan alta geliştiren Sartre,
kendi yaşam bilgisinden yola çıkarak
okunı/nu dönüşümcü bir çizgiye getirir.
Belki de, her yazdığı bu nedenle etkileyici,
düşündürücü, yol/yön açıcıdır. O, bize. yazmak
bilincinin öncesinde düşünce dünyasımn
haritasım gösterdi. Yaşadığımız çağın
duyuş / düşünüş bilgisini damıtarak sundu.
sundu.
Işte o bilgi/bilinçlılik duygusuy-
la olsa gerek, yüzümü Sartre 'ın
yazdddanna her dönüşümde, onun-
la yolculuğumun anlamını da sor-
gularım.
Geçenlerde, yolum Paris'e düş-
müşken gidip onun Montparnas-
se'da mekân tuttuğu Cafe Le Selec-
te'te oturdum. Baudelaire üzerine
yazdıkJarıyla uzunca bir süre geçir-
dim.
Edebiyat düşüncesinin labirent-
lerinde yeni bir yolculuğa çıktım
Sartre'la. Başlayan ve süren yol ar-
kadaşhğımızı dile getiren, yazmak-
ta olduğum 'Sartre'la Hiç Kop-
madan Yürümek' kitabıma yeni
bir bölüm daha ekledim.
Yazmak duygusu, okumak duy-
gusuyla gelişen, bırbinnin labirent-
lerinde gezinerek oluşan bir giri-
şimdir ashnda. Bunu uğraş edinme
biçimi/yordamı için yol göstencı
hayatlann deneyımlerine yüzümü-
zü dönmemız zengınleştirici bir ça-
ba. Daha da ötesı, yazıyı ve hayatı
yeniden yenıden kurmanın en
önemli yolu.
Bu Pans yolculugumda beni hiç
yalnız bırakmayan Sartre ıle birçok
yazara sanatçıya döndüm yüzümü.
Balzacı, Rodin'ı gıdip müzeye
dönüştürülen evlennde ziyaret et-
tim. Andre Gide. Henri \lichaux.
Gilles Deleuze, François Trufifa-
ÖKUMA ÖNERİLERİ
* Jean-Paul Sartre: Edebiyat
Nedir?, Çev.: Bertan Onaran,
PayelYay, 1995, 124 s.;
Aydınlar Üzerine, Çev.: Aysel
Bora, Can Yay., 1997, 98s.,
Baudelaire, Çe\~: Alp
Tünertekin, Ithaki Yay.. 2003,
163 s.; Bunaltı, Çev:
Selahattin Hilav, Can Ya\\,
1981 224s.: Sözcükler, Çev.:
Bertan Onaran, Pavel Yay..
1989, 198 s.
* Iris Murdoch: Sartre 'ın
Yazarlığı ve Felsefesi, Çev:
Selahattin Hilav, Yazko Yav..
1983, 140 s.
* Charles Moeller: Jean-
Paul Sartre ve Tabiatüstünün
Bilinmemesi, Çev: Mehmet
Toprak, Remzi Kitabevi, 1969,
341s.
BELLEK KUTUSU
"Biz edebiyat işçileri, ama
sadece katıksız edebiyat
işçileri, kesin olmalıyız, hep
mutlak deyimi bulmahyız ya
da elimize kalem almaktan
vazgeçmeli ve sıradan işçiJer
olarak sürdürmeliyiz
hayatımızu Arayalım,
durmadan arayalım hep!
Gereken terim var olmasa
bile, icat ederiz; ama önce
bakalım bir, var mı, yok mul
Bunu söyler söylemez, sıkıca
yakaladığım dilimizin
sözlüklerini araştırır,
kanştırır, yoklardım,
kudurmuşçasına, aşkla..."
Sartre
ut, Marguerite Yourcenar, oku-
mayazma yolculuğumun yanı ba-
şındaydılar.
Adonis le buluşup uzun uzun
edebiyattan. şiirden, dünya halin-
den söz ettık.
Kentlerin dılini kuran bilincin ka-
pılarında dolaştık Sartre'la. O hiç
kopmadan yürüyüşün anlamını
paylaştığım yazarlardan, Paris'ten
de size söz edeceğim sevgili oku-
rum.
Yenilikçi Türk şiirinin üç öncüsünden biri tlhamiBekir Tez'i 20 yıl önce bugün yitirmiştik
Beş kıışağm4
her dem genç' şairi
AYDIN HATİPOĞLU
Cumhunyet dönerru Türk şiirinin ilk yeni-
likçi abmını oluşturanlar. 1920'lerde Rus-
ya'dan dönen Nâzım Hikmet. Almanya'da ti-
yatro eğitıminden dönen Ercüment Behzat
Lav ve Cumhuriyetin ilk öğrermenlennden İl-
hami Bekir Tez olmuştur.
Demem o ki, kimi edebiyat eleştirmenleri-
nin ya da edebiyat tarihçilerinin yenilikçilik
hareketlenne verdiği numaralar doğru değil-
dir. Eğer ille numaralamak gerekıyorsa, birin-
ci yeni Nâzım Hikmet, llhami Bekir, Ercü-
ment Behzat; ikinci yeni 1940 kuşağı ve Ga-
ripçıler: üçüncü yenı Cemal Süreya ve arka-
iaşlan olmalıdır.
Ben llhami Bekir Tez'i 1960'larda tanıdım.
Beyazıt Meydanı'nda Türldye Işçi Partisı'nin
bir mitıngi vardı. O günlerin yıldızı Çetin Al-
tan. üniversitenın kapısı önündeki kürsüde
•conuşuyordu. Şimdi ne dediğini anımsamıyo-
rum ama alandakı büyük kalabalığın içinde,
jsmer. kıvırcık saçlı, hırpani giyimli bir ihti-
yar. bukonuşmaya isyan etti. "Yaaa, öyleyse
ben gidiyorum!" dedi ve kalabalığı yara ya-
ra çekt gitri.
O gün gördüğüm ihtiyann llhami Bekir Tez
Dİduğınu daha sonra öğrendim.
çocuksu bir yaşam anlayışı vardı
Kadıköy'de Panorama Kıraathanesi'ni ka-
rargâh aıtan, postanenin arkasuıdaki sokakta
-şimdi olmayan- bir otelde yatıp kalkan llha-
mi Bebr'in kahvedeki masasının çevresinde
gittikçe genişleyen bir sevgi halesi oluşmuş-
tu.
Era) Canberk, Necati Tosuner, Osman
Serhai Erkekli, Cemal Süreya, Ercüment
l çarı. Refik Durbaş, Osman Şahin, Nurul-
lah Caı, Süreyya Berfe, Ali Özgentürk, Ha-
san Akarsu, bazen Mahmut Makal ve Meh-
med Kemal, ilkokuldan ögrencisi olan Me-
met Ftat, Osman Saffet Arolat, Arif Da-
mar, Sıbahattin Kudret Aksal, Afşar Ti-
muçin.Alpay Kabacalı...
Dağıaık, düzensiz, hayata metelik verme-
yen, çceuksu bir yaşam anlayışı vardı.
192"de yayımlanan çocuk şiirleri, zaman
içinde adeta kamuya mal olmuş, bir kısmı ço-
cuk şaıkısı olarak bestelenmişti. Ama bu şiir-
lhami Bekir
Tez, kendisini
hor görmüş bir
rinddi. Refik
Durbaş'ın 1997'de
yayımlanan
'Mektup Var
îlhami Bekir'den'
adlı çalışmasının
da ışığında,
edebiyat
tarihçilerimizin
onu gerçek
değeriyle yerine
oturtması için,
her gün biraz daha
geç kalındığmı
düşünüyorum.
lerin kime ait olduğu unutulmuş, sanki anonim
sayılmıştı. Oysa bunun hiç sözünü bile etmez-
di. Bunu bir gün kahvenin TV'sinden duydu-
ğumuz bir çocuk şarkısının kendine ait oldu-
ğunu söylediğinde anladım.
Nâzım. llhami Bekir ve Ercüment Behzat'tn
şiirimizde yarattıklan devrim, Atatürk'ün
sağlığında başlar. llhami Bekir Tez'in 'Altın
Destan - M. Kemal Atatürk'ü, ilk kez
1927'de fasiküller halinde Yeni Türk dergisi-
nin eki olarak yayımlanır. Bu şıirler 1933'te
Cumhuriyetin 10. yılı dolayısıyla ve 40 yıl
sonra 1973 'te Cumhuriyetin 50. yılı dolayısıy-
la kıtaplaştınlır.
Nâzım'ın 'Kurtuluş Savaşı Destanı' da an-
cak 27 Mayıs 1960'tan sonra Türkiye'de ya-
yımlanır. 1929'da llhami Bekir, '24 Saat'i ya-
yımlar. Nâzım Hikmet '835 Satır'ı, ardından
o, 'A-Birinci Forma'yı yayımlar, Nâzım da
'Jakond ile Si Ya U'yu. 1931'de llhami Be-
kir 'Hfrhangi Bir Şiir Kitabıdır'ı çıkanr,
Nâzım da birbiri ardından 'Varan 3*ü. 'Bir
Artı Bir'i, derken Ercüment Behzat katılır on-
lara 'S.O.S' ve 'Kaos' adlı kitaplanyla Cemal
Süreya'nın Afrika Aslanı diye adlandırdığı İl-
hami Bekir, Altın Destan'ın arka kapağında
kendisini şöyle anlatıyor: "'1906'da frab-
lus'ta doğdum. 1911'de pek sevdiğim an-
nem öldü. Aynı yıl, Osmanlı ordusu suba>ı
olan dayımın yedeğinde İstanbul'a geldim.
Kocamustafapaşa Mahalle Mektebi'nde
okudum. 1915'te iki daymı ve Ahmet dayı-
mın kayınbiraderi Teğmen Mehmet Efendi
Çanakkale'de şehit oldular. Sultanselim'de-
ki 62 No'lu evimizde anneannemle Kadnye
yengenı kahırlanndan öldüler. On bir kişi-
lik evimizde dört kişi kaldı. Çekilmez bir
çocuktum. Beni öksüzler okuluna verdiler.
Türkçe ve yabancı dillerde adım sevgiyle
anıldı. Bazı yazarlarca göğe çıkarıldım. A-
ma hiç böbürlennıedim. Ne var ki, şair Ha-
san Hüseyin'in bir dergide beni pek övmüş
olan yazısını duygulanarak, Vasfi Mahır'in
bir kitabında, Nurullah Ataç'ın 43 yıl önce-
ki Milliyefte benim için yazdıklarını ise gü-
lerek okudum."'
îlhami Bekir, 1935'te 'Olduğu Gibi' adlı şı-
ır kıtabından sonra, 1944'te 'Taşlı Tarladaki
Ev' romanını yayımlar. 'Hürriyete Kaside"
1945, 'Birinci Seans' 1959, 'En Güzel Şar-
kı' 1960'ta yayımlanan şiir kitaplandır. Bun-
lan 1965 te 'Herhangi Bir Roman Kitabı-
dır' adlı ilginç romanı izler.
Bu yıllarda, uzun süre, canı istedikçe çıkan
SEK (Sanat El Kitaplan) adlı bir dergiyi tek
başına yayımladı.
1971 "de son şiirleri "El Yazılarıyla' dizisi
yapan, ne yazık ki Sıvas kıyımında yitirdiği-
miz Uğur Kaynar tarafından yayımJandı.
Oturmu; ölümü bekllyorlar'
îlhami Bekir, Kadıköy'deki oteli yıkıldıktan
sonra karşı yakada bir vaşlılar yurduna yerleş-
ti. Ziyaretine gittiğim bir gün: "Hocam nasıl,
memnun musun buradan" diye sorunca,
"Yahu her şey iyi de burada hep ihtiyarlar
var be! Oturmuş ölümü bekliyorlar" de-
mışti.
Ölümünden sonra, Doğan Hızlan aradı,
onunla ilgili bir yazı yazmak için, benden ki-
taplannı istedi. Ben de hemen llhami Bekir'in
tümü imzalı olan kitaplannı götürdüm, fakat
bir daha geri alamadım.
Cenazesini güzel bir bahar günü, Zincirliku-
yu'ya götürmüştük. O gün unutamadığım bir
an da, ozan Hüsevin Haydar'ın, çiçekler aç-
mış bir bahar dalını mezanna atması olmuştu.
llhami Bekir Tez. kendisini hor görmüş bir
nnddi. Refik Cjurbaş'ın 1997'de yayımlanan
'Mektup Var İlhami Bekir'den' adlı çalış-
masının da ışığında, edebiyat tarihçilerimizin
onu gerçek değeriyle yerine oturtması için,
her gün biraz daha geç kalındığmı düşünüyo-
rum.
Türkiye Yazarlar Sendikasf nın Yıldız Sara-
yı'ndaki Edebiyat Müzesi ve Belgeliği'nde
Eray Canberk'in armağanı olan el yazılan-
nın arasında 'Hatipoğlu'na Mektup' adlı şi-
irin bulunması ise benım için bir övünç kay-
nağı oldu.
Işıklar içinde yatsın.
David Beckham'a fifm önerisi
• Kültür Servisi
- îngiltere Milli
Takım Kaptanı
David Beckham'a,
ünlü oyuncu
Peter Sellers ile
özdeşleşen 'Pembe
Panter' filminin
yeni çevriminde
konuk oyuncu
olması için öneri
götürüldü.
Ulkemizde büyük
beğeniyle izlenen
'Hayatımın
Çalımı' fibninde,
başrol oyuncusu genç kızın idolü olarak
karşımıza çıkan Beckham, rolü kabul ederse,
çekimlerine mayıs ayında başlanacak olan
filmde, Hollywood'un ünlü komedi oyuncusu
Steve Martin ile birlikte rol alacak.
Gümüşsuyu Papatyalap'
• Kültür Servisi - Atilla Birkiye'nin yazıp
yönettiği, Evrim Solmaz'm rol aldığı
'Gümüşsuyu Papatyalar' adlı tek kişilik
oyunun ilk gösterimi bugün saat 20.00'de Jazz
Cafe'de yapılacak. Freudyen göndermelerle
günümüzün erkek egemen toplumundaki
başansız bir sanatçının parçalanmış yaşamını
şiirsel bir dille ele alan oyun 3. 10, 17, 19, 26
ve 30 Nisan günlerinde tekrar sahnelenecek.
(0 212 245 05 16)
Sahnede Hırsız' var!
• ANKARA (AA) - "Hırsız" adlı oyun.
yönetmen Bozkurt Kuruç'un yönetiminde
sahneleniyor. Eric Chappell'in yazdığı bulvar
komedisi, yann Yeni Sahne'de seyirciyle
buluşacak. Dekorunu Güven Öktem'in,
kostümlerinı Gül Emre'nin, ışık tasanmını
Zeynel Işık'ın hazırladığı oyunda, Ünsal
Coşar, Pelin Dikmenoğlu, Tayfun Erarslan,
Özlem Sönmez ve Münir Canar rol ahyor.
Oyunda, hu-sızlık ekseninde liberal sistemin
komik ama düşündürücü eleştirisi ve
toplumdaki tahribatı bıreysel ilişkiler
düzleminde ele ahnıyor.
Istanbul'da 'Akordeon Güırieri'
• Kültür Senisi - 'Akordeon Günleri'
etkinliği yann saat 21.30'da Muammer
Ketencoğlu ile Manfred Leuchter &
Nomaden'in Babylon'da vereceği konserle
başlayacak. 31 Mart günü saat 19.30'da Goethe
Enstitüsü'nde Stefan Schwietert'in 'El
Acordeon Del Diablo' adlı fılmı
Kolombiya'nın Karaip sahillerine, büyük
şarkıcı ve besteci Pacho Rada'nın memleketine
yolculuğa çıkaracak seyirciyi. Aym akşam
Babylon'da saat 21.30'da Otto Lechner ve New
Tango Orquesta bir konser verecek. 1 Nisan
günü saat 19.30'da ise Teutonia'da akordeon
ustası Edward Aris bir atölye çalışması ve
performans gerçekleştirecek. Etkinlik,aym
akşam saat 21.30'daki Riccardo Tesi &
Banditaliana ve Yarinistan & Friends
konseriyle sona erecek. (0 212 663 86 84)
Paha biçilmez bir koleksiyon
• VİYANA (AA) - Dünyanın en önemli ve
kapsamlı özel sanat koleksiyonuna ev sahipliği
yapan Viyana'daki Liechtenstein Müzesi, hafta
sonu düzenlenen galanm ardından halka açıldı.
Müzenin açılışmda konuşan Liechtenstein
Prensi II. Hans-Adam, 1807'den bu yana
ailesinin kır sarayında sergilenen sanat
koleksiyonunun, Naziler tarafindan el konulan
birkısmının, 1944-45 yıllannda insanlann
yaşamlannı riske atarak kurtanldığını söyledi.
Aralannda Rubens'in paha biçilmez
resimlerinin de bulunduğu çok sayıda yapıttan
oluşan koleksiyonun sanat yönetmeni Johann
Kraftner, dünyanın en nitelikli ve önemli
koleksiyonunun, yeni eklenen yapıtlarla
geliştirildiğinı kaydetti.
'Ezop'un Özgürlügü' Adana'da
• Kültür Servisi - Umut Sahnesi oyunculan
bugün saat 20.00'de Adana Büyükşehir
Belediyesi Tiyatro Salonu'nda Guilherme
Figueiredo'nun Aisopos adlı yapıtmı 'Ezop'un
Özgürlügü' adıyla sahneleyecekler. Antik
çağdaki toplumsal ilişkileri irdeleyen yapıt,
yaşamla bağıntılı masallar uydurup anlatan köle
Aisopos ile çevresindeki insanlann iç
hesaplaşmalan, acı, sevinç ve üzüntülerinı
mizahi bir dille ele ahyor. Oyunun sonunda ise
izleyiciyi bir sürpriz bekliyor. Şahin Kelleci'nin
yönettiği oyunda, Onur Dilber, Emine Soncu,
Şahin Kelleci. Serap Bilgiçoğlu, Halit Gökmen
ve Yusuf Özdemir rol ahyor.
40. Kütüphane Haftası etkkılikleri
• Kültür Servisi - Istanbul Bilgi Üniversitesi,
'40. Kütüphane Haftası' dolayısıyla iki
etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Cniversitenin
Dolapdere Kampusu'nda yann saat 10.30'da
"Kütüphane Kaynak ve Hızmetlerinin
Tanıtılmasf konulu sempozyuma, Prof. Dr.
Aysel Yontar, Serdar Katipoğlu, Ayhan
Kaygusuz, Yrd. Doç. Dr. Cmit Konya, Yrd.
Doç. Dr. Serdar Pirtini, Aslı Davaz Mardin,
Meral Kırkalı, Nuray Korkmaz ve Margaret
Melun konuşmacı olarak katılacaklar. 2 Nisan
günü saat 10.30'da yapılacak 'Bilgi
Endüstrisine Doğru' konulu konferansın
konuşmacılan ise Serdar Katipoğlu, Aykut
Ankan ve S.^da Domaniç. (0 212-311 50 00)