Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 MAfTT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
şiRKETLER Hakem heyetlerinde görüşülen şikâyetlerin yüzde 86'sı tüketici lehine sonuçlandı
HakkınıarayankazanıyorSPORTirsG SHOP, spor
giyim ürünkn ıle kayak
malzemelenndekı
indirimleıinin yanı sıra 9
taksit imkâru sunuyor.
Montlar 154. pantolonlar
117,ayalckabılar97
milyon liradan satıhyor.
VTVTDENT çocuklara
özel ürünü Vivident Xylit
Junior"ı piyasaya sürdü.
Şekersiz tatlandıncılı
çiklet içeriğindeki ksilitol
sayesınde yemek sonrası
ağızda oluşan asitlen
engellemeye yardımcı
oluvor.
HOTİÇ ın 2004 Ilkbahar-
Yaz Koleksıyonu'nda
pastel tonlarda süet
deriler, canlı renklerde
neşeli modeller yer
ahrken koleksiyon 6O'h
yıllann izlerinı taşıyor.
GLOBAL KARGO,
kurumsal müşterilerine
gönderilerin idme. hangi
saatte teslim edileceğini
belirleme imkânı
sunuyor. 24 saat önceden
göndericinin yazılı
bildirimi ile
gerçekleştirilen uygulama
için ekstra ücret talep
edilmiyor.
PABETLAM), ılkbahar
koleksiyonunda şeker
pembesi. çağla yeşili ve
süt beyazı renklerini
sofralara taşıyor.
GİMA. Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı Tüketicinin ve
Rekabetın Korunması
Genel Müdürlüğü
tarafindan verilen
"Tüketici Memnuniyetini
tlke Edınen Firma"
ödülünü kazandı.
• Taksitli
kampanyalı, kapıdan
satışlann hâlâ
şikâyetlerin başını
çekmesi sözleşmelerin
yeni Tüketici Yasası'na
uyarlanmadığını
gösterdi.
FATMA KOŞAR
Tüketici Yasasfnın değişti-
rilerek hakJan genişlettiği 2003
yılıııda, Tüketici Sorunlan Ha-
kem Heyetleri'nde görüşülen
şikâyetlenn yüzde 86'sı tüketi-
ci lehine sonuçlandı.
Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'nuı bu ay yayımladığı veri-
ler, hakkını arayan mağdurla-
rın olumlu sonuç alabildiğini
ortaya koyarken taksitli kam-
panyalı, kapıdan satışlann hâ-
lâ şikâyetlerin başını çekmesi
sözleşmelerin yeni Tüketici
Yasası'na uyarlanmadığını
gösterdi.
Sözteştneye dlHtat
Buna göre, 2003 "te Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı ve Tüketici
Sorunlan Hakem Heyetlerine
ulaşan tüketici şikâyetlerinin
konulanna göre dağıhmında
MPBAH SAT1ŞURDA:
• Sözteşme tarihini
mutiaka el yazısıyla
vazuuz.
• Akhğuuz mah 7
gün icerisinde kabıü
veya gerekçesiz
reddetme
hakkına sahipsiniz.
Çevre Temizlik Vergisi'nin
su rükerimi üzerinden
alınması faturalan
şişiriyor. Hükümetin bu
yılın başında yürürlüğe
soktuğu uygulama, su
tüketimi belli bir ölçüde
olan yurttaşlann vergiyi
geçen yıla göre
yüzde 100 zamlı
ödemesine
yüzde 61 ile taksitli, kampan-
yalı kapıdan satışlar başı çekti.
Daha önceki yıllarda da bu
gruptaki şikâyetler yıne yüzde
50'nın üzerinde seyretti. Kam-
panyalı satışlan yüzde 37 ile
*ayiph malve hizmeder"le ilgi-
li şikâyetler izledı. Sanayı Ba-
kanlığı'nın Faaliyet Raporu'na
göre, kapıdan satışlarda. en
yaygın şikâyet konusu yüzde
45 ile "cayma taJebinin kabul
edilmemesT oldu.
Bakanhğın. kapıdan satışlar,
satış sonrası hizmet yeterlilık
belgesi, kampanyalı satışlar,
LPG istasyonu, Türkçe tanıttm
ve kullanım kılavuzu gibi un-
önce iki
taksitle, yıllılt
16 milyon 170 bin lira
olarak ödenen Çevre
Temizlik Vergisi ya da
kamuoyunda bilındiği
adıyla "çöp vergisrnin
faturalara eklenmesi
gizli zam olarak yansıdı.
Her metreküp su
tüketimi için faturaya 100
surlar açısmdan denetlediği
toplam 276 firmanın 150'si
hakkında yasal işlem yapıldı.
Söz konusu şirketlerin, yüzde
54'ünün standartlara uygun fa-
aliyet gösterdiği, yüzde 46'sı-
nın ise aykın olduğu belirlen-
di. Bu nedenle tüketicinin özel-
likle kampanyalı ve kapıdan sa-
bin lira olmak üzere
eklenen Çevre Temizlik
Vergisi üzerinden aynca
yüzde 18 oranında KDV
(Katma Değer Vergisi)
alınıyor. Ortalama 30
milyon lira karşılığında su
tüketen
bir
yurttaş,
faturanın
'tel'i
oranında vergi de
ödemek durumunda
kahyor. Geçen yıl 16.1
milyon lira "çöp vergja"
ödeyen bir aile, şu anda 56
milyon 162 bin liralık
tüketim bedeli üzerinden
70 milyon liralık (sarfiyat
metreküp/gün: 0.66 /37) su
faturası öderken en az 24
milyon 100 bin lira da
vergi ödüyor.
tışlar başta olmak üzere her
alanda sözleşmeyı dikkatli bir
bıçimde incelemesi gerekıyor.
Tek taraflı ve satıcı lehine hü-
lcümler ıçeren sözleşmelere im-
za atılmaması konusunda uya-
n yapılırken sözlü taahhütlerin
dikkate alınması sorunlara yol
açabıliyor.
Ödeme gücüne sahip çiftçiye kaynak sağlanması planlanırken, borçluya verilmeyecek
Ureticiye 2.6 katrflyon lira kredi desteği
ANKARA (AA) - Çiftçiye
yaklaşık 10 aylık dönemde 2
katrilyon 67 trilyon liralık kre-
di verilecek. Ziraat Bankası ve
Tanm Kredi Kooperatifleri
aracılığıyla toplam 443 bin
ureticiye, 1 katrilyon 666 tril-
yon işletme kredisi kullandı-
nlacak.
Ziraat Bankasf ndan edini-
len bilgiye göre, tüm tanmsal
işletme kredilerinde üretici-
lerden gösterge faiz oranı ola-
rak belirlenen yüzde 25 üze-
rinden faiz hesaplanacak.
Kredi, 25 Şubat 2004-31
Aralık 2004 tarihleri arasında
kullandınlacak. Başvurular,
işletmelenn bulunduğu yerde-
ki şubelere yapılacak.
Organlk tarıma kaynak
Bu kapsamdaki krediler, ba-
şanlı işletmecılik yapan, yöre-
sinde tanmsal üretime yöneli-
şi ve uygulayışı ile başanlı bi-
linen, çevresinde itibarlı, öde-
me gücüne sahip, krediye kar-
şılık yeterli teminatı verebilen
ve kredibıl olarak tanınan
müşterilere açılacak.
25 Şubat 2004 tarihinden
önce açılmış ve kullandınl-
mış olan ve halen bakiyesı
bulunan tarımsal krediler,
bankaya ertelenmiş, taksit-
lendirilmiş, kayıtlı borcu bu-
lunanlar, yeniden yapılandı-
nlmış kredi borcu olup geri
ödeme süreci devam eden
üreticiler bu kredilerden ya-
rarlanamayacak.
Bugün itibanyla cari tanm-
sal kredi faızinin yüzde 29 ol-
duğu göz önüne alındığında,
organik tanmla ilgili kredi yıl-
lık yüzde 11.6, sertifikah to-
hum kullanımı kredisi de yüz-
de 14.5 ile alınabilecek.
Organik tanmla Ugüî kredi yılhk yüzde
11.6, sertifıkab tohum kullanımı
kredisi de yüzde 14.5 ik atanabikcek.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Türkiye Tayyipland'
Olmamalı!
Uluslararası siyaset yazjiannda, kimi ülketer, o ülkeyi yö-
netenlerin adına gönderme yapılarak (x)land diye adlandı-
nlır. Bu ülkelerde lıder, yönetimin her hücresini kendi gö-
rüşlenne göre biçimlendirmek ister; gıderek ülkeyi tek e\-
den yönetır. Ooğal olarak liderin düşüncelerini körü köriine
desteklemeyenler, hukuk ve ahlak kurallanna uygun olup
olmadığına bakılmaksızın baskı attına alınır. Sıra yabancı-
lara gelince, genellikle, onlann bir dediğı iki edilmez.
Bu tür ülkelerde siyasal istıkrar varnıış gibi bir göruntü ser-
gilenir; ancak, ne ekonomik ne de siyasal ve toplumsal bir
ilerteme ve gelişme olur.
• • •
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenın
Tayyipland olarak adlandınlması ıçın elinden geleni yaptı ve
yapıyor.
AKP kurulduktan sonra geçen iki yılda yapılan tüzük de-
ğişiklikteriyle, iyice Tayyip Partisi okju. Bu konuda, önce Sa-
yın Mehmet Gazioğlu'nun daha sonra da Istanbul Millet-
vekılı Sayın Emin Şirin'in gerçekten önemli sayılması ge-
reken uyanlan, ne partı içinde ne de ulusal medyada ses
getirdi. Erdoğan, son Buyük Kongre'den sonra part'yı tek
elden yönetecek bir konuma gelmiş bulunuyor.
Partiyi kesinkes ele geçiren Erdoğan, şimdi de ülke yo-
netimine ilişkın göruşlennı gıderek daha da somutlaştınyor
bunlara açıklık getiriyor. Ancak burada bir uyan yapılması
gerekıyor; Erdoğan, bir zihniyetı temsıl edryoc dar bir çev-
re ya da çalışma arkadaşlanyla, bir görevı yerine getıriyor-
muşçasına davranıyor.
Bu yonetım yaklaşımının ozü, ünlü "devlet benım" an-
layışına dayanıyor. Kamu yönetimi birimlerinin tamamını
"parasını ben venyonım, dolayısıyla benyonetınm" mantı-
ğıyla yönetme kararlılığının başka bir anlamı olamaz.
Oysa, bırakaiım kamu kurumlan ıçın bu düşuncenın tü-
müyle sakat olduğunu bir yana.. özet girişimcilığın, ozellık-
le de ABD kapıtalızmının gelışmesınde, sermaye sahıplıği
ile profesyonel yonetıcılığın aynlmasının çok önemli katkı-
lan olduğu bılınmektedır.
Erdoğan'ın yonetim yaklaşımı, seçımlerde aldığı oya da-
yanıyor. Başbakan, "Halk, bûyûk oranda oy vererek bizi
seçtı, o nedenle de ıstediğimızı yapanz" mantığına sanlı-
yor. Söytemeye gerek yok ki, bu duşünce "hukuk devleb"
kavramından tumuyie yoksundur. Hukuk devletının geçer-
li olduğu demokrasilerde, çoğunluk iktıdanna oy vermeyen
azınlığın hak ve özgüriüklenni korumak; karşı düşünceleri
ve muhalefeti guvence altında tutmak, iktidann en temel gö-
revıdir. Tayyip uygulamalan özellikle bu evrensel hukuk ıl-
keleriyle hiçbir bıçimde bağdaşmıyor.
AKP iktıdan, AB üyeliği bağlamında, CHP'nın de destek-
ledıği kımi yasal duzenlemelerie demokratikleşme yönun-
de adımlar attı. Bu doğrudur.
Ancak demokratıkleşmenin esası olan kurumlann güç-
lenmesı; özellikle de sendikal haklann genışletılmesi: toplu
ış sözleşmesı ve grev hakkının yaygınlaştınlması; unıversi-
teler başta olmak ijzere bılim ve teknoloji kurumlannın
özerkliğinın güçlendirilmesı; kamu yönetıminin ve siyasetin
rüşvet ve yolsuzluklardan anndınlması; yargının bağımsız-
lığı; basın-yayın dunyasının demokratik ülkelerie benzer bir
yapıya kavuşturulması ve genellikle ekonomik ve sosyal
haklann guçlenmesı konulanndaAKP'nın hiçbir adım atma-
dığı da doğrudur.
Daha fazlası da doğrudur. Bütun bu konularda, AKP,
"kaygı vencı; gıderek çok tehlıkeli"^eğilimler sergılıyor. Med-
yada AKP'yi eleştırenler baskı altına alınmak istenıyor; bu-
na karşılık, son batık bankalann sahiplerine uygulanan faiz
oranlannın farklılaştınlmasında olduğu gibi bu partının des-
tekçıleri de ödüllendiriliyor. Başbakan'dan kımi bireysel ıs-
tekler, ınsanlan azartayan, aşağılayıcı sozlerie bastınlıyor.
Başbakan, uyguladığı "kadrolaşma" politikasıyla bürokra-
sıde yılgınlık ortamı yaratıyor devtet kurumlannı baskı altı-
na alarak var olan hak ve yetkileri de budama yolunda iler-
lıyor. Her sabah, beklenmedik bir çıkış, kımilerine "aaa de-
ğışmemış'' dedirtse de sonuç değişmıyor. özetle hükümet,
demokratıkleşmenin temellen yönünde adım atmadığı gi-
bi. tam tersıne uygulamalara yöneliyor; ülkenin Tayyipland
olma olasılığı da işte bu noktadan. Başbakan'ın demokra-
sıye ters bir anlayışla kurum ve kuruluşlan ele geçırme ça-
basından ve bu amaçla her yönteme başvuracağı konusun-
dakı ısrarcı karariılığından kaynaklanıyor.
Türkıye'nın demokrasıden yana güçlennın asıl sınavt bu-
gün başlıyor. Ülkenin, bu yanlış yonetim zıhnıyetıne teslim
olmaması gerekıyor. önumüzdekı dönemde demokrasi-
den. eşıtlıkten, özguriükten, aydınlıktan, ilertemeden yana
tum kesımlerin duyarlı ortak çabalan, büyuk önem kazanı-
yor.
yakup€metu.edu.tr
&S. GÜZELKENT HUKUKÇULAR YE tDARECİLER KONUT YAPl
KOOPERATtFt YÖNETtVl KURULUNDAN 2003 \TLI OL.\ĞAN
GENEL KURUl. TOPLANTISINA
ÇAĞRI
Kooperatifımizin 2003 yılı çalışmalan ile hesaplan ve gûndeme konulan iş ve ışlemlenn gö-
rüşülüp karara bağlanacagı yıllık 'OLAĞAN GENEL KURLT toplantısınuı 02 Mayıs 2004
azar günü saat 10.00'da S_S. Güzelkent Huknkçular ve tdareciler Konırt Yapı
Kooperatifinin Huzur Sokak No: 72'deki Merfcez Binası Kumburgaz -Bflyükçekmece İstanbul
adrestnde yapılmasına, o gün yeterli çogunluk sağlanmazsa sonrakı toplanttnın 16 Mayıs 2004
Pazar günü aynı yer ve saatte ve aynı gündemle yapılmasına. 21 Mart 2004 tarihüıde yapılan
Yonetim Kunılu Toplantısında karar venlmıştir. Karar No: 553
Sonmlanmızı bırlıkte görüşüp, çözüm yollan üretmemiz ve iyı günlere kavuşabilmemiz ba-
kımından Olağan Genel Kurula katılmanız büyük önem taşımaktadır.
Durumu Anasözleşnıenin 28. Maddesi uyannca duyurur, saygılar sunanz.
GÖDLM
1. Açılış ve saygı duruşu;
2. Genel Kurul Başkanlık Dıv^nı Seçimi;
3. Toplantı tutanaklannı Genel Kurul adına imzalama yetkisinın seçilen Dıvan Heyetıne ve-
rilmesi.
4. Bılanço, Yıllık Çalışma Raporu ile Denetçiler Raponmun okunması, görüşülmesi ve ka-
rara b3filanması: Yönetım Kurulu ile Denetim Kıırulu üyelerinin ibrası için a>Ti ayn
oylamsr.a sunulması:
5. Y3sa. Anasözleşme ve Genel Kurul kararlan uyannca Yonetim Kurulu tarafindan
yapılan düzenleme ve işlemlere aykın davranan kooperatif ortaklan haktanda alınan
kararlann değerlendirilmesi ve gerektiğinde yeni kararlar alınması ve yetkıler verilmesı;
6. Sıtenıizin, bir an önce tamanüanıp yerleşime açılması için ış programının yapılması, ya-
pılan işprogıamrnın uygulanabilmesi, aynca kendılenne ait konutlarda zamanla oluşan yıpran-
ma ve eskımeye bağlı ortaya çıkan görüntü bozukluğunun giderilebilmesi için
gereklı üizenleme ve yaptınmlann kararlastınlması;
7. lOoperatıfunize aıt ortak yer. sey ve tesislerin (3132 parsel sosyal tesis. 3131 parsel 1
adet yûane havuzu, 2 adet küçük yüzme havuzu, 3126 parsel 2 adet yüzme havuzu 1 adet kii-
çük >üzme ha\ıızu, 3124 parsel 9 adet konut) hukuki statüsünün tayın ve tespiti ve genel kurul-
ca belırlenecek statünün uygulanması yönünden Yonetim Kurulu'na yeth
venlmeı;
8. 2)04 yılında yapılacak çalışma ve bu çalışmalar için üyelerden almacak edim ile,
zorunlı olarak bazı üyeler için yapılmış olan masraflann edim olarak tespiti suretiyle,
hazırlannış olan bütçenin görtşülüp kararlaştuılması;
9. Yinetım Kuruluna verilen yetkilerin gözden geçirilmesi. gerekıyorsa yeni yetkıler ıçın
karar ahunası;
10. Yöaetim Kurulu tarafindan alınan üyelikten çıkanlma karanna yapılan itirazlann
görüşuJp. karara bağlanması;
11. ''önetim ve Denetim Kurullannın hakk) huzurlannın kararlastınlması;
12. Dıleüer, temennıler ve kapanış;
YONETİM KIIRLTU ADINA
Başkan
Prof. Dr. Mehmet GLHVGÖR
[I.Başkan
Av. M. Kemal ÖZCAN
Tel: (0212)8680550(3 Hat)
(0212)8683310
Faks (0212)86833 07
Not: ö-<tım \e Denetim kurullannın Raporlan ile 31.12.2003 tarihli kooperatif Bılanço ve
Gelır - Gıder tablosu Genel Kurul Toplantısından 15 gün önceden itibaren
kooperctıfnuzın Guzelce. Güzelkent. Kumburgaz'dakı merkezinde tüm ortaklanmızın incele-
mesıne*;ıi tutulacaktır.
DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Bugün, hepimiz pazar günü ya-
pılan yerel seçimlerin sonuçlannı
konuşmak istıyoruz, ama geçen
hafta Amerika'da, tüm dünya va-
tandaşlannın yaşamını etkileye-
cek yeni bir süreç başladı, bir göz
atmakta fayda olabilir.
Bush yönetiminin 11 Eylül tra-
jedisini kullanarak ABD dış politi-
kasını ve dünyayı yepyeni bir ko-
ridora soktuğunu biliyoruz, bunun
arkasından da ABD'nin Brzezin-
ski, Baker, Eagelburger, harta
Kissingergibi geleneksel dış po-
Irtika duayenlerinin, bu yeni politi-
kaların ABD'yi Avrupa'dan kopar-
dığına, Ortadoğu'da, Şaron poli-
tikalanna bağımlı kalarak çözümü
zoıiaştırdığına ilişkin kaygılan dile
getirmeye başladıklannı da... Bu
bağlamda, Bush yönetiminin
ABD'nin uzun dönemli çıkarlan
açısından sorun yarattığını, bir "in-
ce ayann" mutlaka gündeme ge-
leceğini daha önce konuşmuştuk.
Ancak, bu "ince ayar", Richard
Perie, Oick Crteney gibi etkin
neo-conlann tek tek hedef alına-
rak yıpratılmasıyla değil, yöneti-
min kendini en güçlü gördüğü ka-
le yıkıldıktan sonra gerçekleştirile-
bilirdi. Seçim ortamına girildikten
sonra bu süreç başladı, geçen
hafta da büyük bir hız kazandı.
En güçlü yerl:
Aşll topugu...
Bush, 2004 başkanlık seçimle-
rine, en güçlü olduğuna inandığı
noktayı öne çıkararak, 11 Eylül'ün
hesabını soran "terorizme karşı
savaşın başkomutam" olarak gir-
meye karar verdi. Ancak 11 Ey-
lül'ün hemen arkasından istihba-
rat ve güvenlik kuruluşlannda hiç-
bir üst düzey yöneticinin görevin-
den alınmamış olması, Bush'un
11 Eylül Soruşturma Komisyo-
nu kurulmasına bu kadar diren-
mesi, bu "güçlü noktanın" ashn-
da bir "Aşil Topuğu" olduğunu
gösteriyordu. Eğer Bush'un tero-
Başkan Bush'a Balans Ayarı-I
rizmi ciddiye almamış olduğu, 11
Eylül'ü engellemek için gereken-
leri yapmadığı ortaya çıkar, "baş-
komutan", "Irakfatihi"^imajı "çlzi-
lirse" neo-conlann kalesinin düş-
mesini kimse engelleyemezdi.
içerlden gelen sesler
Bush yönetiminin yarattığı Irak
Savaşı politikalannın, "vatanse-
vertik gereği" sorgulanamazlığı-
nailişkin "konsensüs"ü ilk
önce Demokratik Parti
başkan aday adayı Ho-
ward Dean sarstı. Dean,
Bush'un Irak politikasını,
hatta Irak Savaşı'nın man-
tığını sorgulayan konuş-
malanyla "ço^c aşırı gittiği
için" partisi ve medya ta-
rafindan "harcandı", ama
adeta bir "kaybolan" ara-
cı işlevini üstlenerek
Bush'un tılsımını da boz-
du.
Bu arada, neo-conlann
kalesine ilk büyük salvo
atışı, Bush yönetiminin es-
ki Hazine Bakanı O'Neill
tarafindan yapıldı. O'Neill
ocak ayında yayımladığı
krtapta, Bush yönetiminin
kadrolannın daha ilk günden Irak'ı
işgal etmeyi planladıklarını, he-
men hepsinin Clinton yönetimi-
nin El Kaide'ye gereksiz yere "ka-
fayı taktığına" inandıklarını ileri
sürdü ve 11 Eylül'le Irak arasında
hükümetin kurduğu bağlantıyı kır-
dı. Gerçi bu bağlantı, Irak'ta kitle
imha silahlan bulunamadığı için
kopmuştu, ama Bush yönetimi
"Ne yapalım, elimizdeki istihba-
rat böyleydi" diyerek işin içinden
sıyrılmaya çalışıyordu. Halbuki,
şimdi Bush hükümetinin, Ulusal
Güvenlik Konseyi toplantılarına
da katılan bir üyesi, yani yöneti-
min merkezinden biri olarak
O'Neill, Bush yönetiminin Irak'a
girmeye önceden karar vermiş ol-
duğunu, 11 Eylül'ü istismarettiği-
ni ortaya koyuyordu. Birleşmiş
Milletler silah denetçisi Hans
Blix'in O'Neill'inkJnden az sonra
yayımlanan kitabı da Bush ve
Blair hükümetlerinin, işgalden
önce Irak'ta silah bulmakla hiç il-
gilenmediklerini ileri sürdü. Aynı
günierde Bush yönetiminin bizzat
kendi silah denetçisi David Key
f:AP
de yönetime yönelik eleştirilerini
yeniden dile getirdi. Başta CNN
olmak üzere televizyon kanallan
ve medya, bu eleştirilere giderek
çok daha belirgin bir biçimde yer
vermeye başladılar.
Bush yönetimi bu salvoların aç-
tığı gedikJeri kapatmaya çalışır-
ken önceki hafta çok şiddetli bir
salvo atışı kalenin içindekilerde
tam anlamıyla panik yarartı. Çün-
kü bu kez eleştiriler, Reagan'dan
bu yana, devletin "terorizmle mü-
cadele" bürokrasisinin en üst ka-
demelerinde yer almış, hem Clin-
ton döneminde hem de Bush yö-
netiminde, 2002 yılının ortalann-
da istifa edene kadar "terorizmle
mücadelenin" eşgüdümünden
sorumlu olmuş Richard Clar-
ke'tan geliyordu.
Affedln.
engelleyemedlk...'
Clarke 30 yıllık devlet tecrübe-
sinin yanı sıra o kadar güvenilir bir
bürokrattı ki 11 Eylül olur olmaz,
Bush'un Ulusal Güvenlik Danış-
manı Condaleeza Rice,
Clarke'ı "büyük koltuğa"
oturtmuştu ve tüm güven-
lik koordinasyonunu ona
devretmişti. Clarke'ın ön-
ceki hafta yayımlanan
"Bütün Düşmanlara Kar-
şı" başlıklı kitabı (kitapla
ilgili alıntılan ABD basının-
dan topladım), Bush yö-
netiminin El Kaide'yi cid-
diye almadığını, iktida-
ra geldiklerinden beri
hep Irak'la uğraştıklan-
nı ileri sürüyordu. Clarke
12 Eylül sabahı harekât
odasına döndüğünde,
Rumsfeld ve VVolfo-
witz'in El Kaide, Afganis-
tan yerine Irak'ı konuştuk-
larını görünce "Şimdi
bunlar 11 Eylül'ü kendi pianlan
için kullanacaklar" diyerek büyük
bir düş kınklığına uğramış. Clar-
ke'a göre o toplantıda Rumsfeld,
"Afganistan'da iyi hedefler yok,
halbuki Irak'ta var, orayı bomba-
layalım" diyormuş. Kitabında
Clarke, Bush yönetimini "gerek-
siz, masraflı birsavaşa kalkışarak
dünyanın heryerinde köktencili-
ği, radikal Islamcı terörü güçlen-
dirmekle" suçladı. Daha sonra 11
Eylül Komisyonu'na verdiği ifade-
de "Askeherimiz Irak'ta, 11 Ey-
lül'ün intikamını aldıklannı düşü-
nerek ölüyorlar" diyecekti. Bush
yönetiminin Clarke'ın kitabna
erginyfatr.net
tepkisi çok sert oldu. Ama tepki-
nin dağınık, zayrf ve birbiriyle çe-
lişen ifadelerden oluşması bir pa-
nik havasını yansıtıyordu. Dick
Cheney, Clarke için "Bu işleripek
bilmez, devrede değildi" derken
Condaleeza Rice "Hayır, bütün
toplantılarda vardı" diyordu. Sla-
te dergisinde güvenlik ve savaş
konulanndayazan Kaplan. "Clar-
ke bizzat devrenin kendisiydi" di-
ye itiraz ederken bir başka yorum-
cu, "Clarke devrede değilse bu
devre hangisidir" diye sordu.
Clarke'ın geçen çarşamba 11 Ey-
lül Komisyonu'nun halka açık ve
CNN tarafindan da yayımlanan
seansında verdiği son derecede
etkileyici ifade, bu paniğin üzeri-
ne geldi. Konuşmasına, halka hi-
taben "Hükümetiniz güveninize
layık olamadı, ben de olamadım.
Çok çalıştık, ama bunun bir an-
lamı yok. Çünkü 11 Eylül'ü en-
gelleyemedik, affedin" sözleriyle
başlayan Clarke, birtabuyu daha
yıktı: 11 Eylül engellenebilirdi, bi-
rileri hatalıydı.
Komisyona ifade veren Clinton
ve Bush döneminde ulusal gü-
venlik danışmanları, dışişleri, sa-
vunma bakanları, CIA Direktörü,
ama en önemlisi Clarke, çok il-
ginç bir durumu resmi ağızlardan
gözler önüne serdiler 2001 ya-
zında, istihbarat verilerinde ola-
ğanüstü bir artış olmuş, büyük bir
"olay" olasılığı artmış. Türk/ABD
vatandaşı FBI eski çevirmeni Si-
bel Edmonds'un komisyona
söylediğine göre, FBI'da, uçakla
yapılabilecek terörist eylem olası-
lıklan üzerine, 11 Eylül'den önce
ayrıntılı bilgi varmış. Ustelik, ne
Clarke'ın hazırladığı Delenda Pla-
nı ne de 11 Eylül'den bir hafta ön-
ce Rice'a "Ya yüzlerce ABD va-
tandaşı ölürse ne yapacaksınız,
bunu düşûnmek gerekir" uyan-
lan değerlendirilmiş!
çarsamba günü
devam edecek.