25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK ri 1 »^ 6® 1001 (fiiT IstanbuUdayangınlarıgödemek içinyapılan ilk üç kule ahşaptı veyandı; bugünkü kule 1828'den kaldı -TT* Bugün İstanbul Üniversitesi'nin merkez binası olan yapılar, Osmanlı döneminde Harbiye Nezareti'ydi ve Beyazıt Kulesi de ordu komutanı Hüseyin Paşa tarafindan yaptınldı. Beyazrt'ınson kulesi• • ğrenci olaylannın do- O rukta olduğu 70'li yıl- lann sonuna doğruy- du. istanbul Ünıversi- tesı'nin merkez bina- sının bahçesinde bir gösten mı var- dı yoksa gösten olasılığına karşı bız muhabirler bahçede mi toplanmış- tık tam anımsamıyorum ama.. ka- pıyı açık bulup içeri girmiş ve Be- yazıt Kulesi'nın tepesuıe çıkmış- tım. Anımsadığım, basamaklar tah- taydı ve çıkmakla bitmıyordu. Tah- talar gıcırdıyordu. Gençlik nefesı- ni bile tüketen merdivenin sonunda îstanbul ayak altındaydı, manzara muhteşemdi. Kulenln kapısı kapah Yukanda itfaiyeciler vardı. İstan- bul 'u seyrediyorlardı; dünyanın en güzel ışi bu olmalı diye düşünmüş- tüm. Bu kez Beyazıt Kulesi'nin kapı- sı kapalıydı. Kapıyı ısrarla çaldım, ses iletici cihaza defalarca seslen- dim ama yanıt veren olmadı. Kapı- nın üstündeki tabelada "Istanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanhğı Kule Müfreze Amirüği'' yazıyordu. Tabelaya göre itfaiyeci- ler hâlâ kulede görev yapıyordu ama.. ya artık kulenin tepesınde otu- rup yangın gözlemiyorlardı ya da ses iletici cıhaz bozuktu. Bu devirde, yani iletışimin telli- sinden telsizine kadar bu denli hız- lı ve kolay olduğu bir çağda îstan- bul'un yangınları Beyazıt Kule- si'nden gözlenır mi sorusu takıldı aklıma... Kendi kendime hayır de- dim. Eski Saray'ın bahçesinde Kule işlevini tamamlamış olma- lıydı. Zaten tepesindeki antenler- den, kule dıreğe çevrilmışti! Beyazıt Kulesi ilk yapıldığında yıl 1749'muş... tstanbul'ukasıpka- vuran, mahalleleri küle çeviren yan- gınlan daha kıvılcım aşamasında gözleyıp müdahale edebılmek için "yangın kulesi" olarak yapılmış. O sıra Osmanlı tahtında I. Mahmut oturuyor. Kulenin banisi I. Mahmut oluyor. Tabıı kı o sıra istanbul Üni- versitesi yok! Üniversıtenin mer- kez bmasma dönüşecek olan Har- biye Nezareti de yok. Kule, Eski Saray'ın Ağakapısı'ndaki iç avluya yapılıyor. Eski Saray daha sonra as- keriyeye tahsıs ediliyor. Kule asken bir kule... Fakat ahşap... III. Osman'm saltanatı sırasında 1756'dakı Cıbalı yangmında alev- ler Hocapaşa'ya sıçrayıp oradan da Beyazıt'a kadar gelince kule yanı- yor! Tulumbacılar ıçin büyük bir ha- yal kınklığı olma- lı yangın kulesi- ninyanması... Neyse kı yenisi yapılıyor ve yine ahşap... 1826'daSultan II. Mahmut Ye- niçeri Ocağı'nı kaldınyor. Dola- yısıyla Tulumba- cı Ocağı da dağı- tılıyor. Tulumba- cı Ocağı dağıtılır- ken Beyazıftaki ahşap yangın ku- lesi de yıktırılmak suretiyle ortadan kaldınlıyor. Şu işe bakın kı daha o yıl, yanı 1826'da Hocapa- şa'da büyük bir yangın çıkıyor. Sarayda, kule yıktınlmasaydı yangını görüp ön- ceden müdahale etme şansı olurdu gibisindenbirtar- tışmanın olup ol- madığını bılmiyo- ruz ama II Mah- mut, Hocapaşa yangınından sonra yıktırdığı kule- nin yerine yine ahşaptan bır kule yaptınyor. U. Mahmut, Yeniçeri Ocağı'nı ka- patıyor ama, başıboş kalan yeniçe- rileri henüz kontrol edemıyor. Ye- niçenler de gidip Beyazıftaki yenı kuleyi yakıyor! Senekerim Balyan tstanbul'un yedi tepesinden bin olan Beyazıftaki ahşap yangın ku- lelerinın ılki yangınla, ikincısı sul- Köli MUfREZE ABBIRtlÖI ÎJeyazıt Kulesi, İstanbul'un yedi tepesinden biri olan Beyazıt 'tan İstanbul 'u seyrediyor. Turizme açılmayan kule de ancak dışından seyredilebiliyor. tanın buyruğuyla ve üçüncüsü de isyanla yıkılmış oluyor... Beyazıt'a kule dayanmıyor! II. Mahmut, Beyazıt'taki Eski Sa- ray'm yenne Harbiye Nezareti'ni yaptınyor. Bugün istanbul Ünıver- sitesi'nin ana ginş kapısı olarak bil- diğimiz kapı. Bab-ı Serasken, yanı ordu komutanlığının nızamıyesi 1827'de tamamlanıyor. Bugünkü Beyazıt Kulesi de 1828'de II. Mah- muf un buyruğu ıle Serasker Hüse- vin Paşa tarafindan Meremetçi Ba- li Kalfa'nın oğlu Senekerim Kal- fa'ya yaptınlı- yor. 19. yüzyılda Osmanlı'ya sa- raylar, köşkler, camiler yapan ünlü Baryan aile- si var ya, "me- remetçi" yani "onanmcı" ola- rak anılan Bali Kalfa, bu ailenin ilkmıman... Se- nekenm de onun oğullanndan bi- ri ve Senekerim Balyan'ın bili- nen tek esen Be- yazıt Kulesi. Beyazıt Kule- si'nin yüksekli- ği 85 metre. Gü- nümüz apart- manlannda da- irelenn tavan yüksekliğınin 3 metre olduğunu düşünürsek ku- le yaklaşık 28 katlı bir apart- man boyunda ve Galata Kule- si'nden daha yüksek. Senekerim Kalfa'nınyaptı- ğı kule, bugünkü ilk katının üze- nnde geniş sa- çaklı ahşap bir külahla bitiyor- muş. Yuvarlak pencereli, sekizgen planlı ve birbuinin üstünde küçüle- rek yükselen üç kat sonradan eklen- mış. Zirvesindeki demir gönder 1889'da dikimıiş. Anten direkleri ise günümüzün katkısı! Beyazıt Kulesi'nin dibinde durup bakınca Senekerim Kalfa'nın ince işçiliklerle kuleyi süslediği görülü- yor. Kule, köşeleri yuvarlak ve te- pesi kesik bir piramidin üstüne otu- ruyor. Buna "taban" deniyor. Taban duvarlanndan birinde II. Mahmuf un tuğrası ve kitabe bulunuyor. Taban- daki taşlar dilimler halinde kendini göstenyor ve dılimlenn uçlan sar- mal şeklini alıyor. Tabandan sonra taş bloklar bir "soğan"a dönüşüyor ve buradan gövde çıkıyor. Dilimler gövdede de devam ediyor. Yukan- ya doğru halkalar oluşuyor. Kulenin yangın gözleme yen bir çanak şek- linde açılıyor. Kulenin dibinde ellerinde istanbul haritası ıle iki tunst dolaşıyor. Ka- pı açık olsa, tıklatıp içeri girecek- ler. Kuleden hava raporu Beyazıt Kulesi neden turizmin hızmetıne sokulmaz? Bihnem hâlâ gecelen kulenin te- pesinde ışık oluyor mu? İletışımın bu denlı yaygtn ohna- dığı yıllarda Beyazıt Kulesi, ertesı günün hava raporunu verirdı. Mavi ışık, havanın açık olacağını göste- rirdı. San, sabah sıs olacak demek- tı. Yeşıl, yağmur yağacağınm ışare- tıydi. Akşam eve dönüşte vapur yolcu- lannın gözü Beyazıt Kulesi'ne ta- kılırdı. Meteoroloji artık saatlik hava ra- poru veriyor; Beyazıt Kulesi'ne ya- nar-döner ışıklar gerek. Beyazıt Kulesi artık ne yangına ye- tişebiliyor ne de hava durumuna. Aman yerinde dursun yeter. Çünkü 1894 depremi fena salla- mış kuleyi; bıraz da yıkmış. Onanmlarla gelebilmiş bugüne. Bundan sonrası İstanbul Beledi- yesı'ninkonusu. L GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ ; Bayrağı Var, Ulusal Marşı Var, Kendisi Yok... Türkiye bıryandan seçim sathı mailınde (eğik düz- leminde) bir yandan da Kıbns sathı mailinde yu-. varlanıyor. Ama görünen o ki, her iki yuvarlanma da Türki- ye içın pek de hayra alamet olmayan sonuçlarla bitecek gıbi... Türkiye'nin yeniden kendi ayaklan üzerine dikil- mesi, yuvarlanmanın meydana getireceği ezılme- ler ve çatlamalar nedenıyle koltuk degneği ile ge- çireceği bir süreci gerektireceğe benziyor. Bir koltuk değneginin Amerika Birleşik Devlet- leri (ABD), öteki koltuk değneginin de Avrupa Bir- liğı (AB) olmasına alışık bir iktidarımız var. Korkum da bundan kaynaklanmıyor. Verilecek yeni ödünler sonunda bize dayatılacak koltuk değ- nekleri boyumuzu aşarsa ne yapanz sorusuna ya- nıt arayıp da bulamamaktan dertleniyorum. • • • Kıbns sathı mailindeki yuvarlanmamız son aşa- masına yaklaşıyor. Kıbns'taki seçımlerden önce Rum kesimi ile can- cığer kuzu sarması bir yaklaşım sergileyen parti- lerden başbakanlığı da alarak iktıdara geleninin söz- cüleri, sorumluluğu üstlenince ağız değiştırdiler. Eskiden savunduklan görüşleri tu kaka etmedi- lerse de Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) ve yurttaşlarının çıkarlanndan verilecek ödünler konusundaki cömert yaklaşımı biryana bıraktılar. Ama bizim iktidar, bir süre öncesine kadar "Bir- leşmiş Milletler (BM) Genel Sekreten Kofi Annan ve AB ne diyorsa o yapılmalı" görüşünden sar> mamaya gayret gösterdi. " Bu süreç, KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Denk- taş' ın "Ben Cenevre 'deki Dörtlü Zirve 'ye katılmı- yorum" karannı içeren açıklamasıyla son buldu. Anımsanacağı gibi dörtlü Zirve'nin taraflanndan olan Türkiye ve Yunanistan, katılma düzeylerini dışişlen bakanlıklannın en üst düzey olmayan bü- rokratlan ile sınıriamışlardı. Sayın Denktaş'ın açıklaması, kendilen ıçın bek- lenen bir bomba olsa da birden celallenıp başba- kanlar düzeyinde katılma karan alıverdiler. Birleşik Kıbns Devleti artık, garantör srfatını dg taşıyan iki devletin üst düzey siyası sorumlulan- nın kararlan ile oluşacak... • • • Daha ortada devlet yok ama, hem bayrağı hem de ulusal marşı var. Dünya tarihinde şimdiye kadar örneği görülme- mişbiruygulama(insanınkalemi"ucube"yazma- ya izın vermiyor) ile karşı karşıyayız. Hem de Kuzey Kıbnslıların iki kez karşı çıkmış olmalanna rağmen. Ilki 22 Ocak 2003 günü Bayrak Radyo Televiz- yon Kurumu'nun (BRT) yaptırdığı anketle ortaya çık- mıştı. Annan Planı'nı mevcut şeklıyle kabul etme- yen Kuzey Kıbnslıların oranının yüzde 62 olduğu- nu gösteriyordu. Ikincisı de yakın geçmişte orta- ya çıktı. Bir Amerikan yatırım şirketinin yaptırdığı ankette, Annan Planı'nın referanduma sunulması durumunda "hayır" dıyeceklerin oranının yüzde 46.3 olduğu görüldü. Evet eğilimindekilerin oranı yüzde 40.8, kararsızların oranı da yüzde 12.9 ol- du. Demek ki, bizımkilerin de zorunlu olarak kimi bölümlerine karşı çıkmaya başladıkları Annan Pla- nı, sorunun asıl sahiplerı tarafindan beğenilmıyor. Hele de Plan'da "Vatandaşlık, muhaceret (göç) ve 1963 yılından beri yaşanan olaylardan etkile- nen mallar Anlaşma'da kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır. Dolayısıyla bu konulara ilişkin işlem- lerin geçertiliği, Anlaşma 'nın ilgili hükümleri ile uyumlu olduğu haller dışında sona erecektir" cümlelerı ıle özetlenen hükümler varken. KKTC ve yurttaşlannı "Babalar gibi satılacaklar" arasında saymak pek olası görünmüyor. oerinc@ cumhuriyet.com.tr. Ekinci'ye ödül Kars-Ardahan-Iğdır Kalkuuna Yakfi, "Geleneksel Nevruz Bavramı Kutlamalan" çerçevesinde Kars iU ve çevresi ile vakfa olan manevi katkıJanndan dolayi ga- zetemiz yazan Oktay Ekinci'ye ödül verdL Cevahir OteTde dün düzeolenen kuüama toplanosma \ akıf Baş- kanı lsmail Ajtemiz, \akıf üyeleri \e vakfa katkıda bu- lunan Karshlar,Ardahanhlar. IğdırülarkaoldLNevruz Bayramınedenhie kaahmalara "bov-alı yumurtalann" ikram edildiği toplantıda, aralannda Oktay Ekinci, Prof. Dr. Esfender Korkmaz. Prof. Dr. Kurban Özuğur- lu, Prof. Dr. Bingür Sönmez. \ üdız NaçineL Celal .4ras, Nuri \atan, Cihangir Gûngör, .\li Bü\ükka\alı ve Or- han Gündemin de bulunduğu isimlere vakfa olan kat- küanndan dolayı ödül verildi (İPEK YEZDANl) Gazeteci Doğan yaşamını yitirdi • İZıVÜR (AA) - Türkiye'nin en eski ve ak- şamlan çıkan tek gazetesı olan Ege Telgraf'ın Genel Yayın Müdürü Sezer Doğan (64), geçir- diği kalp krizi nedeniyle tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde vefat etti. _ Evli ve 1 çocuk babası olan Doğan ıçın yann Ege Telgraf Gazetesı ve Izmir Gazeteciler Ce- miyeti önünde tören düzenlenecek. Doğan'ın cenazesi, daha sonra Alsancak Hocazade Ca- * mii'nde kılınacak öğle namazının ardından Ur- la'daki Aile Kabristanı'nda toprağa verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle