25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ŞIRKETLER ı jürkiye'de son 50 yılda yabancı sermayenin ortak olduğu şirketlerdeki payı yüzde 62.5 ANKARA PAZARI Şirketlerde söz yabancının BOSS'un2004yaz koleksiyonundaki "Aşk Korsanlan " ternaJı giysiler eski zamanlardakı g:bı açık denizlere yelken açmak isteyen erkekler için tasarlandı. FTJTTSU SIElNıENS, geliştırdiği tablet PC'yi piyasaya çıkardi. Yeni model tablet PC, 12.1 ınçlik bir ekrana ve 1.54 kilogram ağırlığa sahip. PROFİLO, dıjital şifreli ve şifresız yayınlan izlemeye olanak sağlayan çift kart girişli uydu alıcı PUA7000'i tüketicinin beğenisine sundu. ROCHE, Türkıye'nin önde gelen insan kaynaklan şirketi îCariyer. Net tarafindan, Türkıye'nın en çok tercih edilen ilaç şirketi seçildi. Yapılan ankete 45 sektörden 2 binden fazla şirket katıldi ve Kariyer.Net üyesi yaklaşık 39 bin kişi oy kullandı. ROC, kınşıklarla mücadele ıçin yoğıın gündüz nemlendiricısi, yoğun gece bakımı ve yoğun göz çe\Tesi bakımı kremlenni bayanlann beğenisine sundu. KNORR, domatesli yemek harçlannı piyasaya sundu. Yüzde 60 oranında domates püresi ıçeren harçlann soğanlısında yüzde 13 oranında soğan, sarmısaklısında ise yüzde 18 oranında sarmısak bulunuyor. SEZAIÖMER MADRA. yenıden üretilen "Sezai Ömer Madra'nın Naturel Sızma Zeytınyağı" özel serisi ile. zeytınyağında kaliteyi ve doğalhğı arayanlar için nisan ayından itibaren satışa sunulacak. ANKARA (AA)- Türkiye'ye yatınm yapan yabancı yatınm- cı kurduğu şirketin sermayesi içinde çoğunluğu elinde tutu- yor. Nitekim, 1954 yılından gü- nümüze kadar yatınm yapan yabancı sermayenin ortak ol- duğu şirketlerdeki payı yüzde 62.5 olarak hesaplanıyor. Edinilen bilgiye göre, Türki- ye deki mevcut yabancı ser- mayenin tutan 8.1 katrilyon li- ra olarak hesaplanırken bunla- riE ortak olduğu şirketlerin • 1954 yılından günümüze kadar yatınm yapan yabancı sermayenin ortak olduğu şirketlerdeki payı yüzde 62.5 olarak hesaplanıyor. Bu oran AB sermayeli şirketlerde yüzde 65.6. Afhka ortaklı şirketlerde yüzde 77.7'ye kadar çıkıyor. sermayesi 13.1 katrilyon lira- ye'de sermaye koyduğu şirket- ketlerde de yüzde 92.2'yi bu- yı buluyor. Böylelikle toplam sermaye içinde yabancı ser- mayenin payı yüzde 62.5 ola- rak hesaplanıyor. Bu arada, AB ülkelerinin getirdikleri 4.2 katrilyon lira- lık sermaye, toplam yabancı sermayenin yüzde 51.7'sini buluvor. AB ülkelerinin Türki- lerdeki payı yüzde 65.6 olarak belirlendi. Bu oran ülkeden ülkeye de farklılık gösteriyor. Örneğin Almanlar şirketlerdeki hisse oranını yüzde 89.3 seviyesin- de tutarken bu oran tsveç ser- mayeli şirketlerde yüzde 95.4'ü, Portekiz sermayelı şir- luyor. Buna karşılık Yunan ya- tınmcısının sermaye koyduğu şirket içındeki payı yüzde 45.4, Italyan yatınmcısının pa- yı da yüzde 47.4'te kalıyor. ABD'li yatınmcı ise serma- ye koyduğu şirketlerin yüzde 48.6'sına ortak konumda bu- lunuyor. Japon sermayeli şir- ketlerde ise yabancı sermaye oranı yüzde 88.7'yi buluyor. OECD ülkelerinin toplam ya- bancı sermaye içindeki payı yüzde 71.6 olarak belırlenir- ken ortak olduklan şirketler içindeki payı ise yüzde 61.7 olarak belirleniyor. tslam ülkelerinin toplam ya- bancı sermaye içindeki payı da yüzde 1 olarak hesaplanırken bu ülke grubundaki yatınmcı- lar ıştirak ettikleri şirketlerin yüzde 2O'sine sahip bulunuyor. Akaryakıttan sigaraya, cep telefonuna kadar gümrüklerde her türlü eşya yakalanıyor Türkiye kaçak ve ithal cenneti • Gümrüklerde kaçakçılıkla mücadele kapsamında 2003'te 837 olayda 329.5 trilyon lira, 2004 yılının iki ayında da 176 olayda 40 trilyon liralık kaçak eşya ve uyuşturucu yakalandı. Ekonomi Senisi - Elekrronik eş- yadan akaryakıta kadar geniş bir ürün yelpazesınde kaçakla müca- dele eden Türkıye'nin hem yasal hem de yasadışı olarak piyasayı sa- ran ürünlerle başı dertte. Gümrüklerde kaçakçılıkla mü- cadele kapsamında 2003'te 837 olayda 329.5 tnlyon lira, 2004 yı- lının ıki ayında da 176 olayda 40 , trilyon liralık kaçak eşya ve uyuş- turucu yakalandı. Gürnrük Müste- şarlığı'nın verilerine göre, vergile- rin yüksek olması nedeniyle olduk- ça kârlı bir kaçakçılık olan benzın, mazot gibi petrol rürevlen açık de- nizde, uluslararası sularda küçük teknelere aktanlarak transit gemi- lere verilmek üzere alınan yakıtın beyan edilmemesi suretiyle Türki- ye'ye kaçak olarak sokularak önemlı mıktarda haksız kazanç saglanıyor. Son yıllarda başta cep telefonu olmak üzere elektronik eşya ka- çakçılığında büyük bir artış görü- lürken cep telefonu kaçakçılan Uzakdoğu'dan temin ettikleri cep telefonlannı Uzakdoğu ve transit Avrupa ülkelerinden özellikle Al- manya üzerinden havalimanları, kara hudut kapılannı kullanarak Türkiye'ye sokmaya çalışıyorlar. Özellikle serbest bölgelerdeki mevzuat ve idari yapıdan yararla- narak Çin, Malezya gibi ülkelerde sahte olarak üretilen sıgaralar ya- nıltıcı beyanla ve hiç kayda sokul- madan kaçak olarak Türkiye'ye so- kulurken 2002'de 16.7 trilyon lira- lık, 2003'te 21.6 tnlyon liralık, 2004'ün ilk 2 ayında da 1.8 trilyon liralık tekel ürünü yakalandı. Elektronik eşya kaçakçılığında büyük artış B AKARYAKIT • ELf KTRONİK EŞYA Cep Telefonu j SİLAH, MÜHİMMAT 1 ARAÇ TEKEL ÇEŞT. TİCARİ EŞYA 2002 (mifyar TL) 36.800 7.300 5.500 6.000 12.800 16.700 31.900 2003 2004 P H {mılyarTL) (Ocak-Şubat/ımlyarTL) J Ş 72.000 15.400 12.300 69 26.600 21.600 23.200 13.600 ML 4.500 « H 3.500 * 865 4.100 1.800 894 UYUŞTURUCU VEKİM.MD. 35.300 170.500 14.400 DTM tetikte Elektrik üreticileri düzenlemelerden rahatsız 6 Bizi adam yerine koymuyorlar' ABANT (Cumhuri- yet) - Elektrik Üreticile- ri Derneği Yönetim Ku- rulu Başkanı ÖnderKa- raduman. elektnk tale- binin yüzde 17'sinı ken- dilerinin karşıladığmı belırterek u Ancak ba- kanlık, kurumlar topla- nıp karar alıvorlar. bizi adam yerine koymu- yorlar" dedi. Enerji Piyasası Dü- zenleme Kurumu (EPDK) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Bir- liğı (TOBB) tarafindan Abant'ta düzenlenen "Enerji Piyasasnın Ser- besrJeştiriimesi" konulu toplanrının dünkü oturu- munda konuşan Kara- duman, 4.500 megavat- lık otoprodüktör yatın- mını yerli yatınmcılann gerçekleştirdiğini hatır- latarak "Yap-işlet-devret ve yap-işlet dışında. her yü bir mevzuat değişikli- ği, her yıl bir yeni diizen- leme nedeniyle yabancı yaünmcüar girmiyor, • Elektrik Üreticileri Derneği Başkanı Karaduman, yeni düzenlemeler için yargıya gideceklerini belirtti garantiler istrvor, güven- miyor" diye konuştu. Karaduman'm konuş- masının bu noktasında toplantı salonunda elektriklerin kesilmesi. "İşadamlannm sesi ke- silmek isteniyor" espri- lerine yol açtı. TEDAŞ'ın uyguladı- ğı bırim maliyetlerin gerçekle ilişkısi olmadı- ğım. maliyetten bağım- sız hesaplandığını iddia eden Karaduman, iletim ve dağıtım bedellerin- den sonra bir de yüz- de 3 civannda ka- yıp-kaçak payı ke- sildiğini anlattı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ise 50 ile doğalgaz götürecekleri- ni belirterek "Türki- ye'de 17 yılda 5 bin kUo- metre çeük boru döşen- miş. Bizim hedefimiz 1.5 yılda4 bin kilometre" dı- ye konuştu. Uretici ithalottan şikâyetçiEkonomi Servisi - Cretici arhk "kaçak" yolla giren kayısıdan şi- kâyet ederken Dış Ticaret Müste- şarlığı (DTM). damping ve süb- vansiyona konu olan ithalata iliş- kin şikâyetler için tetikte bekliyor. Firmalara dönük bilgılendirici kitapçık hazırlayan ve dağıtan DTM, başvuruyu kolaylaştıncı önlemleraldı. DTM'nin yerli üre- tim dalının ithalattan kaynaklanan haksız rekabete maruz kaldığı hal- lerde. üreticilenn korunma meka- nizmasını en seri şekilde hareke- te geçirebilmesi, mevzuatın ve uluslararası anlaşmalann öngör- düğü nitelıkte bir başvuru hazır- lanmasınabağh. DTM'nin firma- lara dağıttığı kitapçıkta. damping ve sübvansiyona karşı önlemler konusunda bilgiler yer alırken so- ruşturmanın başlatılabilmesi için gerekli koşullar, uygulamalar hakkında bilgiler yer alıyor. Ziraatçıdan uyan Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB). trandan "kaçak" yolla Türkiye'ye kayısı girişine karşı önlem ahnmasını istedi. TZOBden yapılan açıklamada, bu ülkeden gelen kalitesiz kuru kayısının, ihracatta Türk kayısısı imajını olumsuz etkilediği ve hak- sız rekabete yol açtığı bildirildi ve "Sınır ticareri adı altında yurda kaçak kuru kayısı girişi onlenme- denildı. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(H tr.net Ispanya'da patlayan bombalar ve on- lan izleyen seçimlerin sonuçlan, "Atlan- tik çatlağını" (ABD- Avrupa uyumsuzlu- ğu) daha da genişletirken. "eski" ve "ye- ni" Avrupa bağlamında oluşan bir baş- ka çatlağın kapanmayasına ve Avrupa Birliği sürecinin yeniden hızlanmaya başlamasına neden oldu; ABD'yi daha da yalnızlaştırdı. İki çatlak "11 £y/ü/"den sonra ABD ile Avrupa arasında oluşan yakınlaşma, Bush yö- netiminin trajediyi istismar ederek "Ye- ni Savunma Stratejisiyle" başlattığı im- paratorluk kurma atılımı yüzünden kısa zamanda yerini, özellikle Irak sürecinde giderek derinleşen bir "Atlantik çatlağı- na" bıraktı. Artimsarsanız, Bush yöneti- minin "neo-con" yazarianndan Kagan bu durumu, "ABD Marstan, Avrupa Venüs'ten" (ABD, sert, güçlü, inisiyatif- li ve savaşçı; Avrupa'ysa, yumuşak, za- yrf. pısırık ve korkak) saptamasıyla açık- lıyordu. Bu ABD "macho", Avrupa "ef- femine" vülgeriiğine, Savunma Bakanı Rumsfeld'in "Eski" (ABD'nin impara- torluğu sürecini kavramayan) ve "Yeni" (bu yeni durumu anlayan, benimseyen) Avrupaayınmı eklenince, Avrupa içinde de bir çatlak oluşmaya başlamıştı: Ital- ya ve Ispanya'yı da içeren, çoğu AB'ye katılmayı bekleyen ülkelerden oluşan "Yeni" Avrupa, ABD'nin Irak savaşını desteklerken, Almanya-Fransa ekseni önderiiğindeki "Eski" Avrupa bu sava- şı engellemek için elinden geleni yapı- yor, ABD'nin Ortadoğu politikasına kar- şı çıkıyor. bu yüzden israil ve ABD sağı tarafindan Yahudi düşmanı olarak da ni- teleniyordu. Geçen bir yılda Irak'tayaşananlar, sa- vaş karşıtlannın, bu arada "Eski" Avru- pa'nın tüm eleştirilerinde; Ispanya'da patlayan bombalar da Avrupa halkları- nın tüm kaygılarında haklı olduklarını Çirkin ve Yalnız gösterdi. Ispanyol seçmeni bu bomba- larla ölen insanlan, dikkatleri Bask ayn- lıkçı örgütü ETA üzerine çekmeye çalı- şan bir yalan kampanyasına alet eden muhafazakâr ve ABD yanlısı ispanyol hükümetini iktidardan indirerek, savaşa başından beri karşı olan Sosyalist Par- tiyi ve lideri Zapateros u iktidara getir- di. Zapateros hiç vakit kaybetmeden, Irak savaşını eleştirip, ABD-ingiltere ek- senini yalancılıkla suçlayarak, Ispanyol askerlerini Irak'tan çekeceğini açıkla- yınca da "Mars'tan gelenlerin dünya- smda" kıyametkoptu.ABD-Avrupailiş- kisi, "Eski Avrupa'dan" yana dönüyor, Ispan- ya'nın eleştirileri, ABD kampını sarsmaya, müt- tefiklerini, ömeğin Polon- ya hükümetini kararsızlı- ğa düşürmeye başlıyor- du. ABD irtifakı zayıflarken, Avrupa Birlik süreci ileri doğru üç adım daha attı. Birincisi Financial Ti- mes'ın vurguladığı gibi, ispanya'da bombalar, Av- rupa halklarının "ortak kimliklerini" hissetmesine büyük bir katkı yaptı. Ikin- cisi, yeni Ispanya Başbakanı, ülkesinin Avrupa Anayasası'na muhalefetini kal- dıracağını söyleyerek Polonya'yı bu alanda yalnız bıraktı. Üçüncüsü, Alman- ya ve Fransa'nın ortak inisiyatifiyle top- lanan olağanüstü bir zirvede, Avrupa Birliği ülkeleri terorizme karşı mücade- leyi merkezileştirmeye karar verdiler. Le Figaro'nun bildirdiğine göre, daha hız- lı karar alabilmek için Fransa, Almanya, Ingiltere, Ispanya ve Italya'dan oluşan bir G5 grubu oluşturuldu. Böylece Av- rupa, siyaseti "merkezileştirme' da bir adım daha attı. Ve catlaklar' yolun- Neo-con yayın organı The VVeekly Standard'ın editörü Caldvvell, bu geliş- meler karşısında Madrid'de patlayan bombalan, Amerika tarihindeki Boston ve Alamo katliamlanna benzetti, "kuru- cu bir olay" olarak niteledi. En azından biryıldır, Bushyönetimi Avrupa'nın, den- geleyici bir siyasi güç olarak yükselme- sini engellemek için AB'yi içerden bölme- ye çalışıyordu. Bu yüzden Ispanya seçim sonuçlan, neo-con yazarlar arasında akıl sınıriarını zorlayan tepkilere yol açtı. VVashington Post, seçim sonuçlannın Avrupa'da bir domino etkisi yaratabile- ceğine işaret ederek, olasılığı bir "Ispan- yol hastalığı" olarak niteledi. VVashing- ton Post gibi bir "ılımlı" gazetenin bile "Avrupa böyle yaparsa ABDzorunlu ola- rak tek yanlı davranmaya devam eder" diyerek tehdit etmesi, ABD'nin kendine müttefik değil, aslında vassal aradığını, yalnızlaştıkça özgüvenini yftirmeye, yitir- dikçe de itidalini kaybetmeye başladığı- nı gösteriyordu. Nitekim, David Brooks, New York Times'ta (16/03), Ramon Perez Maura, Wall Street Joumal'da (17/03), Tony Blankey, Washington Ti- mes (17/03). Kagan VVeekly, Stan- dard'da. Ispanya halkına ve oradan ha- reketle Avrupalılara, üstelik ölenlere hiç- bir saygı ve sempati göstermeden türlü hakaretler yağdırdılar. Ispanya halkının seçim tercihi, bombalardan bir gün son- ra 11 milyon Ispanyolun sokaklara dökül- müş olması görmezden gelinerek, 1938de Münih'te Hit- ler'le anlaşan Cham- beriein'ın teslimiyetçi- liğine benzetildi. "Av- rupa 'nın Zapateros 'la- n Avrupa 'nın çürümüş korkaklığının ömekle- riydi"; "Ispanyol halkı El Kaide 'ye boyun eğ- mişti". Wolfowitz de koroya katıldı, "Za- pateros'un açıklama- lannın, Ispanyol cesa- retinin örneği boğa güreşl geleneğiyle uy- gunluk halinde değil- di". Madrid'den akta- ran Monterey Herald muhabiri, Ispan- yol halkının Irak'la, boğa güreşı arasında yapılan bağlantıya ve Wolfowitz'e çok kızdıklarını yazıyordu. Dünyada bir demokrasi cihadına çık- mış, Bush hükümeti ve ABD medyasının, ne Rusya'da sonuçlan önceden belli se- çimlere, ne de reformculan ezip geçen Iran seçimlerine sesini çıkarmazken, yüz- de 9O'ı savaşa karşı olan, bombalara rağmen seçimlere yüzde 70'in üzerinde bir oranla katılan Ispanyol halkına bu bi- çimde saldınyor olmalan, aklımıza bir başka 11 Eylül'ü, Şili darbesini savun- mak için Kissinger'in, "Bir ülkenin hal- kı sorumsuzluk edip komünizmi seç- ti diye sessiz kalacak değildik ya" söz- lerini anımsatıyordu. Belli ki ABD muha- fazakârlannın çatlak kafasında o günden bugüne bir iyileşme olmamıştı. Tüm bunlann farkında olduklanndan, dünya halklan, ABD ve Bush yönetimi- ne karşı konuşlanmaya devam ediyor. The Pew Research Centre'in 16 Mart'ta yayımlanan uluslararası kamu- oyu araştırması (Ingiltere, Fransa, Al- manya, Rusya, Türkiye, Ürdün, Fas, Pa- kistan ve ABD'yi kapsıyor), ABD'ye gü- vensizliğin Avrupa ülkelerinde, ABD kar- şıtı duygulann da Müslüman ülkelerde geçen mayıs ayından bu yana güçlen- diğini gösterdi. Rapora göre beş Avru- pa ülkesinde halkın çoğunluğu Avru- pa'nın daha bağımsız bir çizgi izlemesi gerektiğini düşünüyor; Ingiltere hariç di- ğer dört ülkede halk, Avrupa'nın ABD kadar güçlenmesini arzu ediyor. Müslü- man ülkelerde ABD karşıtlığı geçen ma- yıstan bu yana artarken, Ingiltere'de Blair'in Irak politikasını destekleyenlerin oranı yüzde 61 'den 41 'e gerilemiş. Ra- porun, terörist saldınlara uğrayan ülke- lerde (Türkiye, Rusya, Fas) saldırıdan sonra kamuoyunda ABD'ye bir yakın- laşma saptaması da ilginç. Rapora gö- re, Avrupa'da ve Müslüman ülkelerde halkın büyük çoğunluğu Blair ve Bush'un yalan söylediğini düşünüyor. Türkiye. Pakistan, Fas ve Ürdün'de hal- kın sırasıyla yüzde 24, yüzde 47, yüzde 74 ve yüzde 86'sı Filistinlilerin intihar ey- lemlerini destekliyor. Eğer eylemler Irak'ta ve ABD'ye karşıysa verilen des- tek, Türkiye'de yüzde 31 'e yükselirken diğer ülkelerde, sırasıyla, yüzde 46, yüz- de 66 ve yüzde 70'e geriliyor. Bush politikalan yüzünden ABD, dün- ya halklannın gözünde giderek daha da çirkinleşiyor ve yalnızlaşıyor. YAKUP KEPENEK Nesnel Zonunluluk Yerel seçimlere gidilırken CHP'yi suçlamalar ayn bir ivme kazanmış bulunuyor. CHP'nın artılan ve eksileriy- le irdelenmesi doğaldır. Doğal olmayan, kimi tartışma- lann niteliğidir. ömeğin, 8 Mart'ta Radikal gazetesin- de, Hasan Bülent Kahraman ile yapılan bir söyleşı ya- yımlandı. Söyleşide, CHP, "faşizan"olaraknitelendiril- di. Bunun üzerine şu açıklamayı yapmak zorunluluğu- nu duydum: Başlıca özelliklehyle faşizm ırkçıdır, aydınlanma- nın, aydınlann ve ilericiliğin düşmanıdır; savaşçı veya- yılmacıdır; diğer siyasal görüşlere, özellikle de işçi sı- nıfı hareketine düşmandır; grev kıncılığı yapar; tekelci sermayenin vurucu gücüdür, Yahudi düşmanlıgı yapar; halkı, aydınlan ve işçileh yıldırmak ve görûşlehni ege- men kılmak için her türlü baskı aracını kullanır, silahlı teröre başvurur; topluma korku salar; kadınlan, çocuk doğuran, ev işleri yapan konumunda tutarken erkek egemenliğini esas alır vb. Geçmişinde laıklık. aydınlanma ve hukukun üstûn- lûğü, kadın-erkek eşitliği savunması olan; Alman faşiz- minin baskısından kaçan Yahudi bilim insanlanna ûni- versitenin kapılannı açan; çokpartili siyasalyaşama ge- çilmesini sağlayan; siyasal haklarla birlikte, ekonomik ve sosyal haklan da en çağdaş düzeye taşryan 1961 Anayasası'nın düşünsel temeli ve siyasal örgütü olan, Sosyalist Entemasyonal'in üyesi; Meclis'te Irak sava- şına karşı çıkan; işçi, memur, çiftçi ve esnaf haklannı savunan... CHP'yi, "faşizan" olarak nitelemek, taman- lamıyla haksız bir karalamadır. Yerel seçimlere çokazbirsüre kala, "Türkiye'nin so- runu bugün AKP değil CHP'dir" diyen kahraman, hiç kuşkusuz, kimlere hizmet ettiğini de bilmektedir. Yukanda sıralanan asıl niteliklerine ek olarak, geçmış- te, eylemli siyaset yapan, "onca üyesi faşist kurşunla- ra hedefolmuş olan" CHP'yi, "faşizan" olarak nitele- mek bir "düşünsel tartışma" alanına çekilemez. Çün- kü faşizmin özünde düşünce düşmanlıgı vardır. Kuşkusuz birde işin "zamanlaması" var. Yerel seçim- lere gidilirken CHP'yi, önce faşizan olarak damgalayıp sonrada "Türkiye'nin sorunu"saymak, iki partili bir se- çim yanşında, hiç kuşkusuz, yalnız ve ancak AKP'nin işine yarar. • • • Türkiye kamuoyunu oluşturan çevreler, özellikle de basın-yayın dünyası, AKP'nin eksikliklerini görmeme ve artılannı abartma yaklaşımı sergiliyor. AKP'nin, örneğin, geçen 1 Mart'ta Meclis'çe redde- dilen ABD askerlerinin ülkemizde konuşlanması ve Irak savaşı karşısındaki yalpalayan tutumu; milletvekili do- kunulmazlıklannı sınırlamaya yanaşmaması; temiz si- yaset yönünde adım atılmaması; eğitim, sağlık ve üre- tici desteği uygulamalan; yurrtaşı köleleştirici sosyal hak anlayışı; kadın-erkek eşitliği ilkesine türnüyle ters kadrolaşma uygulamalan; başbakan ve bakanlann ti- caret yapmalan; yine Başbakan'ın halkı küçümseyen, giderek aşağılayan davranışlan; kimi bakanlann "Bze oy verirsen'ız biz de sizi görürüz; belediyeye farklı des- tek sağlanz" türü şantajlan; ülkeye yabancı yatırımcı gelmemesi; artan işsizlik; yargı bağımsızlığını sağlama- ma; TÜBİTAK gibi kurumlan çalıştırmama ve partizan- ca kadrolaşma uygulamalan vb. konulanndan yalnız- ca biri konusundakitutum ve uygulamalan bile bu par- tiyi gerçek özelliklehyle değerlendirmeye yeterii olma- Irydı. Olmadı. Basın-yayın dünyasının büyük bölümünün gözü ka- palı AKP yandaşlığı, üç büyük kent için yapılan kamu- oyu araştırması sonuçlanyla bir kez daha kanıtlandı. Bu tür kamuoyu araştırmalarının "anlamlı" olabilmesi için, haftalık ya da aylık aralıklarla düzenli yapılması ve seç- men eğilimlerindeki değişımleri yansıtması gerekir. Biz- de öyle olmuyor; martın ilk haftasında çekilen anlık fo- toğraf, genelleştiriliyor. O kadar kı, anket, "Genel se- çim olsaydı CHP'nin oyu yüzde 19.1 olacaktı" sonu- cunu veriyor; ancak, çok satan bir gazete bile "Bugün bir genel seçim olsa AKP bütün milletvekilliklerini ka- zanıyor" diye ilk sayfasında başlık yazabiliyor. Ve iç sayfalannda bu sonucu açıklayıcı tek satıra ya da sa- yıya yer vermiyor. Bu da anlaşılan bir başka bilımsellik (!) oluyor. • • • Demokrasinin temel özelliklennden bin, ıktıdann de- netimini sağlayacak güçlü bir muhalefettir. Basın-yayın dünyasının gerçekçi ve nesnel bir değerlendirme yap- tığı söylenemez. Basın-yayının çok büyük çoğunluğuy- la bu olağandışı AKP yanlısı tutumu diğer eksiklerie ta- mamlanıyor. özellikle 1980'li yıllardan başlayarak sen- dikalann zayıflatılmış olması ve sivıl toplum kuruluşla- nnın yetersiz bırakılması da basın-yayının tutumunaek- lendiğinde, iktidann toplumsal denetimi iyice zayıfla- maktadır. Yerel seçimlerde CHP ağır bir yenilgi alırsa, AKP'nin siyasal denetimi de çok güçleşecektır. Böyle- likle, hükümeti denetleme ve gerekirse dizginleme ola- nağı da aşın oranda daralacaktır. Bu ortam, AKP ıktidarının; dizginsiz, denetimsız ve giderek ağırlaşan bir baskı aracına dönüşmesi olasılı- ğını çok arttırmaktadır. Özellikle bu nedenle de CHP'nin desteklenmesi ve yerel seçimlerden güçlü çıkmasının sağlanması nesnel bir zorunluluk olmaktadır. yakup • metu.edu.tr http: //ik.marmara.edu.tr Öğrenciler kariyer sitesi kurduEkonomi Servisi - Diplomalı işsiz sayısı- nın her geçen gün arttı- ğı Türkiye'de gençler durumdan vazife çıka- rarak kendi kariyer si- telerini kurdular. Marmara Üni\ersite- si Öctisadi İdari Bilimler Fakültesi bünyesindeki Ingilizce Ekonomi Ku- lübü (Marmara Com- munity) üyesi öğrenci- ler tarafindan oluşturu- lan sitesi Türkiye'de öğrenciler tarafindan hazırlanan ilk ve tek in- san kaynaklan sitesi olarak 2 Mart'tan itiba- ren hizmet vermeye başladı. Sadece Mar- mara Üniversitesi öğ- renci ve mezunlanna özel olan sitede şirket- lerin yan zamanlı ve tam zamanlı iş ve staj olanaklan duyuruluyor. Özgeçmişlerini site- ye giren öğrenciler ara- nan pozisyonlar için hızlı bir şekilde baş\Ti- ruda bulunabiliyorlar. Gizlilik prensibinin ön planda tutulduğu sitede ilanlannı bırakan şir- ketler yalnızca kendile- ri için baş^ru yapan öğrenci ve mezunlann özgeçmişlerini görebi- livor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle