Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MART 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
ŞIRKETLER ı jürkiye'de son 50 yılda yabancı sermayenin ortak olduğu şirketlerdeki payı yüzde 62.5 ANKARA PAZARI
Şirketlerde söz yabancının
BOSS'un2004yaz
koleksiyonundaki "Aşk
Korsanlan " ternaJı
giysiler eski
zamanlardakı g:bı açık
denizlere yelken açmak
isteyen erkekler için
tasarlandı.
FTJTTSU SIElNıENS,
geliştırdiği tablet PC'yi
piyasaya çıkardi. Yeni
model tablet PC, 12.1
ınçlik bir ekrana ve 1.54
kilogram ağırlığa sahip.
PROFİLO, dıjital şifreli
ve şifresız yayınlan
izlemeye olanak sağlayan
çift kart girişli uydu alıcı
PUA7000'i tüketicinin
beğenisine sundu.
ROCHE, Türkıye'nin
önde gelen insan
kaynaklan şirketi
îCariyer. Net tarafindan,
Türkıye'nın en çok tercih
edilen ilaç şirketi seçildi.
Yapılan ankete 45
sektörden 2 binden fazla
şirket katıldi ve
Kariyer.Net üyesi
yaklaşık 39 bin kişi oy
kullandı.
ROC, kınşıklarla
mücadele ıçin yoğıın
gündüz nemlendiricısi,
yoğun gece bakımı ve
yoğun göz çe\Tesi bakımı
kremlenni bayanlann
beğenisine sundu.
KNORR, domatesli
yemek harçlannı
piyasaya sundu. Yüzde
60 oranında domates
püresi ıçeren harçlann
soğanlısında yüzde 13
oranında soğan,
sarmısaklısında ise yüzde
18 oranında sarmısak
bulunuyor.
SEZAIÖMER
MADRA. yenıden
üretilen "Sezai Ömer
Madra'nın Naturel
Sızma Zeytınyağı" özel
serisi ile. zeytınyağında
kaliteyi ve doğalhğı
arayanlar için nisan
ayından itibaren satışa
sunulacak.
ANKARA (AA)- Türkiye'ye
yatınm yapan yabancı yatınm-
cı kurduğu şirketin sermayesi
içinde çoğunluğu elinde tutu-
yor. Nitekim, 1954 yılından gü-
nümüze kadar yatınm yapan
yabancı sermayenin ortak ol-
duğu şirketlerdeki payı yüzde
62.5 olarak hesaplanıyor.
Edinilen bilgiye göre, Türki-
ye deki mevcut yabancı ser-
mayenin tutan 8.1 katrilyon li-
ra olarak hesaplanırken bunla-
riE ortak olduğu şirketlerin
• 1954 yılından günümüze kadar yatınm yapan yabancı sermayenin ortak
olduğu şirketlerdeki payı yüzde 62.5 olarak hesaplanıyor. Bu oran AB sermayeli
şirketlerde yüzde 65.6. Afhka ortaklı şirketlerde yüzde 77.7'ye kadar çıkıyor.
sermayesi 13.1 katrilyon lira- ye'de sermaye koyduğu şirket- ketlerde de yüzde 92.2'yi bu-
yı buluyor. Böylelikle toplam
sermaye içinde yabancı ser-
mayenin payı yüzde 62.5 ola-
rak hesaplanıyor.
Bu arada, AB ülkelerinin
getirdikleri 4.2 katrilyon lira-
lık sermaye, toplam yabancı
sermayenin yüzde 51.7'sini
buluvor. AB ülkelerinin Türki-
lerdeki payı yüzde 65.6 olarak
belirlendi.
Bu oran ülkeden ülkeye de
farklılık gösteriyor. Örneğin
Almanlar şirketlerdeki hisse
oranını yüzde 89.3 seviyesin-
de tutarken bu oran tsveç ser-
mayeli şirketlerde yüzde
95.4'ü, Portekiz sermayelı şir-
luyor. Buna karşılık Yunan ya-
tınmcısının sermaye koyduğu
şirket içındeki payı yüzde
45.4, Italyan yatınmcısının pa-
yı da yüzde 47.4'te kalıyor.
ABD'li yatınmcı ise serma-
ye koyduğu şirketlerin yüzde
48.6'sına ortak konumda bu-
lunuyor. Japon sermayeli şir-
ketlerde ise yabancı sermaye
oranı yüzde 88.7'yi buluyor.
OECD ülkelerinin toplam ya-
bancı sermaye içindeki payı
yüzde 71.6 olarak belırlenir-
ken ortak olduklan şirketler
içindeki payı ise yüzde 61.7
olarak belirleniyor.
tslam ülkelerinin toplam ya-
bancı sermaye içindeki payı da
yüzde 1 olarak hesaplanırken
bu ülke grubundaki yatınmcı-
lar ıştirak ettikleri şirketlerin
yüzde 2O'sine sahip bulunuyor.
Akaryakıttan sigaraya, cep telefonuna kadar gümrüklerde her türlü eşya yakalanıyor
Türkiye kaçak ve ithal cenneti
• Gümrüklerde kaçakçılıkla
mücadele kapsamında
2003'te 837 olayda 329.5
trilyon lira, 2004 yılının iki
ayında da 176 olayda 40
trilyon liralık kaçak eşya ve
uyuşturucu yakalandı.
Ekonomi Senisi - Elekrronik eş-
yadan akaryakıta kadar geniş bir
ürün yelpazesınde kaçakla müca-
dele eden Türkıye'nin hem yasal
hem de yasadışı olarak piyasayı sa-
ran ürünlerle başı dertte.
Gümrüklerde kaçakçılıkla mü-
cadele kapsamında 2003'te 837
olayda 329.5 tnlyon lira, 2004 yı-
lının ıki ayında da 176 olayda 40 ,
trilyon liralık kaçak eşya ve uyuş-
turucu yakalandı. Gürnrük Müste-
şarlığı'nın verilerine göre, vergile-
rin yüksek olması nedeniyle olduk-
ça kârlı bir kaçakçılık olan benzın,
mazot gibi petrol rürevlen açık de-
nizde, uluslararası sularda küçük
teknelere aktanlarak transit gemi-
lere verilmek üzere alınan yakıtın
beyan edilmemesi suretiyle Türki-
ye'ye kaçak olarak sokularak
önemlı mıktarda haksız kazanç
saglanıyor.
Son yıllarda başta cep telefonu
olmak üzere elektronik eşya ka-
çakçılığında büyük bir artış görü-
lürken cep telefonu kaçakçılan
Uzakdoğu'dan temin ettikleri cep
telefonlannı Uzakdoğu ve transit
Avrupa ülkelerinden özellikle Al-
manya üzerinden havalimanları,
kara hudut kapılannı kullanarak
Türkiye'ye sokmaya çalışıyorlar.
Özellikle serbest bölgelerdeki
mevzuat ve idari yapıdan yararla-
narak Çin, Malezya gibi ülkelerde
sahte olarak üretilen sıgaralar ya-
nıltıcı beyanla ve hiç kayda sokul-
madan kaçak olarak Türkiye'ye so-
kulurken 2002'de 16.7 trilyon lira-
lık, 2003'te 21.6 tnlyon liralık,
2004'ün ilk 2 ayında da 1.8 trilyon
liralık tekel ürünü yakalandı.
Elektronik eşya kaçakçılığında büyük artış B
AKARYAKIT
• ELf KTRONİK EŞYA
Cep Telefonu
j SİLAH, MÜHİMMAT
1 ARAÇ
TEKEL
ÇEŞT. TİCARİ EŞYA
2002
(mifyar TL)
36.800
7.300
5.500
6.000
12.800
16.700
31.900
2003 2004 P H
{mılyarTL) (Ocak-Şubat/ımlyarTL) J Ş
72.000
15.400
12.300
69
26.600
21.600
23.200
13.600 ML
4.500 « H
3.500 *
865
4.100
1.800
894
UYUŞTURUCU VEKİM.MD. 35.300 170.500 14.400
DTM tetikte
Elektrik üreticileri düzenlemelerden rahatsız
6
Bizi adam yerine
koymuyorlar'
ABANT (Cumhuri-
yet) - Elektrik Üreticile-
ri Derneği Yönetim Ku-
rulu Başkanı ÖnderKa-
raduman. elektnk tale-
binin yüzde 17'sinı ken-
dilerinin karşıladığmı
belırterek
u
Ancak ba-
kanlık, kurumlar topla-
nıp karar alıvorlar. bizi
adam yerine koymu-
yorlar" dedi.
Enerji Piyasası Dü-
zenleme Kurumu
(EPDK) ile Türkiye
Odalar ve Borsalar Bir-
liğı (TOBB) tarafindan
Abant'ta düzenlenen
"Enerji Piyasasnın Ser-
besrJeştiriimesi" konulu
toplanrının dünkü oturu-
munda konuşan Kara-
duman, 4.500 megavat-
lık otoprodüktör yatın-
mını yerli yatınmcılann
gerçekleştirdiğini hatır-
latarak "Yap-işlet-devret
ve yap-işlet dışında. her
yü bir mevzuat değişikli-
ği, her yıl bir yeni diizen-
leme nedeniyle yabancı
yaünmcüar girmiyor,
• Elektrik
Üreticileri Derneği
Başkanı Karaduman,
yeni düzenlemeler için
yargıya gideceklerini
belirtti
garantiler istrvor, güven-
miyor" diye konuştu.
Karaduman'm konuş-
masının bu noktasında
toplantı salonunda
elektriklerin kesilmesi.
"İşadamlannm sesi ke-
silmek isteniyor" espri-
lerine yol açtı.
TEDAŞ'ın uyguladı-
ğı bırim maliyetlerin
gerçekle ilişkısi olmadı-
ğım. maliyetten bağım-
sız hesaplandığını iddia
eden Karaduman, iletim
ve dağıtım bedellerin-
den sonra bir de yüz-
de 3 civannda ka-
yıp-kaçak payı ke-
sildiğini anlattı.
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı
Hilmi Güler ise 50 ile
doğalgaz götürecekleri-
ni belirterek "Türki-
ye'de 17 yılda 5 bin kUo-
metre çeük boru döşen-
miş. Bizim hedefimiz 1.5
yılda4 bin kilometre" dı-
ye konuştu.
Uretici
ithalottan
şikâyetçiEkonomi Servisi - Cretici arhk
"kaçak" yolla giren kayısıdan şi-
kâyet ederken Dış Ticaret Müste-
şarlığı (DTM). damping ve süb-
vansiyona konu olan ithalata iliş-
kin şikâyetler için tetikte bekliyor.
Firmalara dönük bilgılendirici
kitapçık hazırlayan ve dağıtan
DTM, başvuruyu kolaylaştıncı
önlemleraldı. DTM'nin yerli üre-
tim dalının ithalattan kaynaklanan
haksız rekabete maruz kaldığı hal-
lerde. üreticilenn korunma meka-
nizmasını en seri şekilde hareke-
te geçirebilmesi, mevzuatın ve
uluslararası anlaşmalann öngör-
düğü nitelıkte bir başvuru hazır-
lanmasınabağh. DTM'nin firma-
lara dağıttığı kitapçıkta. damping
ve sübvansiyona karşı önlemler
konusunda bilgiler yer alırken so-
ruşturmanın başlatılabilmesi için
gerekli koşullar, uygulamalar
hakkında bilgiler yer alıyor.
Ziraatçıdan uyan
Türkiye Ziraat Odalan Birliği
(TZOB). trandan "kaçak" yolla
Türkiye'ye kayısı girişine karşı
önlem ahnmasını istedi.
TZOBden yapılan açıklamada,
bu ülkeden gelen kalitesiz kuru
kayısının, ihracatta Türk kayısısı
imajını olumsuz etkilediği ve hak-
sız rekabete yol açtığı bildirildi ve
"Sınır ticareri adı altında yurda
kaçak kuru kayısı girişi onlenme-
denildı.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(H tr.net
Ispanya'da patlayan bombalar ve on-
lan izleyen seçimlerin sonuçlan, "Atlan-
tik çatlağını" (ABD- Avrupa uyumsuzlu-
ğu) daha da genişletirken. "eski" ve "ye-
ni" Avrupa bağlamında oluşan bir baş-
ka çatlağın kapanmayasına ve Avrupa
Birliği sürecinin yeniden hızlanmaya
başlamasına neden oldu; ABD'yi daha
da yalnızlaştırdı.
İki çatlak
"11 £y/ü/"den sonra ABD ile Avrupa
arasında oluşan yakınlaşma, Bush yö-
netiminin trajediyi istismar ederek "Ye-
ni Savunma Stratejisiyle" başlattığı im-
paratorluk kurma atılımı yüzünden kısa
zamanda yerini, özellikle Irak sürecinde
giderek derinleşen bir "Atlantik çatlağı-
na" bıraktı. Artimsarsanız, Bush yöneti-
minin "neo-con" yazarianndan Kagan
bu durumu, "ABD Marstan, Avrupa
Venüs'ten" (ABD, sert, güçlü, inisiyatif-
li ve savaşçı; Avrupa'ysa, yumuşak, za-
yrf. pısırık ve korkak) saptamasıyla açık-
lıyordu. Bu ABD "macho", Avrupa "ef-
femine" vülgeriiğine, Savunma Bakanı
Rumsfeld'in "Eski" (ABD'nin impara-
torluğu sürecini kavramayan) ve "Yeni"
(bu yeni durumu anlayan, benimseyen)
Avrupaayınmı eklenince, Avrupa içinde
de bir çatlak oluşmaya başlamıştı: Ital-
ya ve Ispanya'yı da içeren, çoğu AB'ye
katılmayı bekleyen ülkelerden oluşan
"Yeni" Avrupa, ABD'nin Irak savaşını
desteklerken, Almanya-Fransa ekseni
önderiiğindeki "Eski" Avrupa bu sava-
şı engellemek için elinden geleni yapı-
yor, ABD'nin Ortadoğu politikasına kar-
şı çıkıyor. bu yüzden israil ve ABD sağı
tarafindan Yahudi düşmanı olarak da ni-
teleniyordu.
Geçen bir yılda Irak'tayaşananlar, sa-
vaş karşıtlannın, bu arada "Eski" Avru-
pa'nın tüm eleştirilerinde; Ispanya'da
patlayan bombalar da Avrupa halkları-
nın tüm kaygılarında haklı olduklarını
Çirkin ve Yalnız
gösterdi. Ispanyol seçmeni bu bomba-
larla ölen insanlan, dikkatleri Bask ayn-
lıkçı örgütü ETA üzerine çekmeye çalı-
şan bir yalan kampanyasına alet eden
muhafazakâr ve ABD yanlısı ispanyol
hükümetini iktidardan indirerek, savaşa
başından beri karşı olan Sosyalist Par-
tiyi ve lideri Zapateros u iktidara getir-
di. Zapateros hiç vakit kaybetmeden,
Irak savaşını eleştirip, ABD-ingiltere ek-
senini yalancılıkla suçlayarak, Ispanyol
askerlerini Irak'tan çekeceğini açıkla-
yınca da "Mars'tan gelenlerin dünya-
smda" kıyametkoptu.ABD-Avrupailiş-
kisi, "Eski Avrupa'dan"
yana dönüyor, Ispan-
ya'nın eleştirileri, ABD
kampını sarsmaya, müt-
tefiklerini, ömeğin Polon-
ya hükümetini kararsızlı-
ğa düşürmeye başlıyor-
du.
ABD irtifakı zayıflarken,
Avrupa Birlik süreci ileri
doğru üç adım daha attı.
Birincisi Financial Ti-
mes'ın vurguladığı gibi,
ispanya'da bombalar, Av-
rupa halklarının "ortak
kimliklerini" hissetmesine
büyük bir katkı yaptı. Ikin-
cisi, yeni Ispanya Başbakanı, ülkesinin
Avrupa Anayasası'na muhalefetini kal-
dıracağını söyleyerek Polonya'yı bu
alanda yalnız bıraktı. Üçüncüsü, Alman-
ya ve Fransa'nın ortak inisiyatifiyle top-
lanan olağanüstü bir zirvede, Avrupa
Birliği ülkeleri terorizme karşı mücade-
leyi merkezileştirmeye karar verdiler. Le
Figaro'nun bildirdiğine göre, daha hız-
lı karar alabilmek için Fransa, Almanya,
Ingiltere, Ispanya ve Italya'dan oluşan
bir G5 grubu oluşturuldu. Böylece Av-
rupa, siyaseti "merkezileştirme'
da bir adım daha attı.
Ve catlaklar'
yolun-
Neo-con yayın organı The VVeekly
Standard'ın editörü Caldvvell, bu geliş-
meler karşısında Madrid'de patlayan
bombalan, Amerika tarihindeki Boston
ve Alamo katliamlanna benzetti, "kuru-
cu bir olay" olarak niteledi. En azından
biryıldır, Bushyönetimi Avrupa'nın, den-
geleyici bir siyasi güç olarak yükselme-
sini engellemek için AB'yi içerden bölme-
ye çalışıyordu. Bu yüzden Ispanya seçim
sonuçlan, neo-con yazarlar arasında akıl
sınıriarını zorlayan tepkilere yol açtı.
VVashington Post, seçim sonuçlannın
Avrupa'da bir domino etkisi yaratabile-
ceğine işaret ederek, olasılığı bir "Ispan-
yol hastalığı" olarak niteledi. VVashing-
ton Post gibi bir "ılımlı" gazetenin bile
"Avrupa böyle yaparsa ABDzorunlu ola-
rak tek yanlı davranmaya devam eder"
diyerek tehdit etmesi, ABD'nin kendine
müttefik değil, aslında vassal aradığını,
yalnızlaştıkça özgüvenini yftirmeye, yitir-
dikçe de itidalini kaybetmeye başladığı-
nı gösteriyordu. Nitekim, David Brooks,
New York Times'ta (16/03), Ramon
Perez Maura, Wall Street Joumal'da
(17/03), Tony Blankey, Washington Ti-
mes (17/03). Kagan VVeekly, Stan-
dard'da. Ispanya halkına ve oradan ha-
reketle Avrupalılara, üstelik ölenlere hiç-
bir saygı ve sempati göstermeden türlü
hakaretler yağdırdılar. Ispanya halkının
seçim tercihi, bombalardan bir gün son-
ra 11 milyon Ispanyolun sokaklara dökül-
müş olması görmezden gelinerek,
1938de Münih'te Hit-
ler'le anlaşan Cham-
beriein'ın teslimiyetçi-
liğine benzetildi. "Av-
rupa 'nın Zapateros 'la-
n Avrupa 'nın çürümüş
korkaklığının ömekle-
riydi"; "Ispanyol halkı
El Kaide 'ye boyun eğ-
mişti". Wolfowitz de
koroya katıldı, "Za-
pateros'un açıklama-
lannın, Ispanyol cesa-
retinin örneği boğa
güreşl geleneğiyle uy-
gunluk halinde değil-
di". Madrid'den akta-
ran Monterey Herald muhabiri, Ispan-
yol halkının Irak'la, boğa güreşı arasında
yapılan bağlantıya ve Wolfowitz'e çok
kızdıklarını yazıyordu.
Dünyada bir demokrasi cihadına çık-
mış, Bush hükümeti ve ABD medyasının,
ne Rusya'da sonuçlan önceden belli se-
çimlere, ne de reformculan ezip geçen
Iran seçimlerine sesini çıkarmazken, yüz-
de 9O'ı savaşa karşı olan, bombalara
rağmen seçimlere yüzde 70'in üzerinde
bir oranla katılan Ispanyol halkına bu bi-
çimde saldınyor olmalan, aklımıza bir
başka 11 Eylül'ü, Şili darbesini savun-
mak için Kissinger'in, "Bir ülkenin hal-
kı sorumsuzluk edip komünizmi seç-
ti diye sessiz kalacak değildik ya" söz-
lerini anımsatıyordu. Belli ki ABD muha-
fazakârlannın çatlak kafasında o günden
bugüne bir iyileşme olmamıştı.
Tüm bunlann farkında olduklanndan,
dünya halklan, ABD ve Bush yönetimi-
ne karşı konuşlanmaya devam ediyor.
The Pew Research Centre'in 16
Mart'ta yayımlanan uluslararası kamu-
oyu araştırması (Ingiltere, Fransa, Al-
manya, Rusya, Türkiye, Ürdün, Fas, Pa-
kistan ve ABD'yi kapsıyor), ABD'ye gü-
vensizliğin Avrupa ülkelerinde, ABD kar-
şıtı duygulann da Müslüman ülkelerde
geçen mayıs ayından bu yana güçlen-
diğini gösterdi. Rapora göre beş Avru-
pa ülkesinde halkın çoğunluğu Avru-
pa'nın daha bağımsız bir çizgi izlemesi
gerektiğini düşünüyor; Ingiltere hariç di-
ğer dört ülkede halk, Avrupa'nın ABD
kadar güçlenmesini arzu ediyor. Müslü-
man ülkelerde ABD karşıtlığı geçen ma-
yıstan bu yana artarken, Ingiltere'de
Blair'in Irak politikasını destekleyenlerin
oranı yüzde 61 'den 41 'e gerilemiş. Ra-
porun, terörist saldınlara uğrayan ülke-
lerde (Türkiye, Rusya, Fas) saldırıdan
sonra kamuoyunda ABD'ye bir yakın-
laşma saptaması da ilginç. Rapora gö-
re, Avrupa'da ve Müslüman ülkelerde
halkın büyük çoğunluğu Blair ve
Bush'un yalan söylediğini düşünüyor.
Türkiye. Pakistan, Fas ve Ürdün'de hal-
kın sırasıyla yüzde 24, yüzde 47, yüzde
74 ve yüzde 86'sı Filistinlilerin intihar ey-
lemlerini destekliyor. Eğer eylemler
Irak'ta ve ABD'ye karşıysa verilen des-
tek, Türkiye'de yüzde 31 'e yükselirken
diğer ülkelerde, sırasıyla, yüzde 46, yüz-
de 66 ve yüzde 70'e geriliyor.
Bush politikalan yüzünden ABD, dün-
ya halklannın gözünde giderek daha da
çirkinleşiyor ve yalnızlaşıyor.
YAKUP KEPENEK
Nesnel Zonunluluk
Yerel seçimlere gidilırken CHP'yi suçlamalar ayn bir
ivme kazanmış bulunuyor. CHP'nın artılan ve eksileriy-
le irdelenmesi doğaldır. Doğal olmayan, kimi tartışma-
lann niteliğidir. ömeğin, 8 Mart'ta Radikal gazetesin-
de, Hasan Bülent Kahraman ile yapılan bir söyleşı ya-
yımlandı. Söyleşide, CHP, "faşizan"olaraknitelendiril-
di. Bunun üzerine şu açıklamayı yapmak zorunluluğu-
nu duydum:
Başlıca özelliklehyle faşizm ırkçıdır, aydınlanma-
nın, aydınlann ve ilericiliğin düşmanıdır; savaşçı veya-
yılmacıdır; diğer siyasal görüşlere, özellikle de işçi sı-
nıfı hareketine düşmandır; grev kıncılığı yapar; tekelci
sermayenin vurucu gücüdür, Yahudi düşmanlıgı yapar;
halkı, aydınlan ve işçileh yıldırmak ve görûşlehni ege-
men kılmak için her türlü baskı aracını kullanır, silahlı
teröre başvurur; topluma korku salar; kadınlan, çocuk
doğuran, ev işleri yapan konumunda tutarken erkek
egemenliğini esas alır vb.
Geçmişinde laıklık. aydınlanma ve hukukun üstûn-
lûğü, kadın-erkek eşitliği savunması olan; Alman faşiz-
minin baskısından kaçan Yahudi bilim insanlanna ûni-
versitenin kapılannı açan; çokpartili siyasalyaşama ge-
çilmesini sağlayan; siyasal haklarla birlikte, ekonomik
ve sosyal haklan da en çağdaş düzeye taşryan 1961
Anayasası'nın düşünsel temeli ve siyasal örgütü olan,
Sosyalist Entemasyonal'in üyesi; Meclis'te Irak sava-
şına karşı çıkan; işçi, memur, çiftçi ve esnaf haklannı
savunan... CHP'yi, "faşizan" olarak nitelemek, taman-
lamıyla haksız bir karalamadır.
Yerel seçimlere çokazbirsüre kala, "Türkiye'nin so-
runu bugün AKP değil CHP'dir" diyen kahraman, hiç
kuşkusuz, kimlere hizmet ettiğini de bilmektedir.
Yukanda sıralanan asıl niteliklerine ek olarak, geçmış-
te, eylemli siyaset yapan, "onca üyesi faşist kurşunla-
ra hedefolmuş olan" CHP'yi, "faşizan" olarak nitele-
mek bir "düşünsel tartışma" alanına çekilemez. Çün-
kü faşizmin özünde düşünce düşmanlıgı vardır.
Kuşkusuz birde işin "zamanlaması" var. Yerel seçim-
lere gidilirken CHP'yi, önce faşizan olarak damgalayıp
sonrada "Türkiye'nin sorunu"saymak, iki partili bir se-
çim yanşında, hiç kuşkusuz, yalnız ve ancak AKP'nin
işine yarar.
• • •
Türkiye kamuoyunu oluşturan çevreler, özellikle de
basın-yayın dünyası, AKP'nin eksikliklerini görmeme ve
artılannı abartma yaklaşımı sergiliyor.
AKP'nin, örneğin, geçen 1 Mart'ta Meclis'çe redde-
dilen ABD askerlerinin ülkemizde konuşlanması ve Irak
savaşı karşısındaki yalpalayan tutumu; milletvekili do-
kunulmazlıklannı sınırlamaya yanaşmaması; temiz si-
yaset yönünde adım atılmaması; eğitim, sağlık ve üre-
tici desteği uygulamalan; yurrtaşı köleleştirici sosyal
hak anlayışı; kadın-erkek eşitliği ilkesine türnüyle ters
kadrolaşma uygulamalan; başbakan ve bakanlann ti-
caret yapmalan; yine Başbakan'ın halkı küçümseyen,
giderek aşağılayan davranışlan; kimi bakanlann "Bze
oy verirsen'ız biz de sizi görürüz; belediyeye farklı des-
tek sağlanz" türü şantajlan; ülkeye yabancı yatırımcı
gelmemesi; artan işsizlik; yargı bağımsızlığını sağlama-
ma; TÜBİTAK gibi kurumlan çalıştırmama ve partizan-
ca kadrolaşma uygulamalan vb. konulanndan yalnız-
ca biri konusundakitutum ve uygulamalan bile bu par-
tiyi gerçek özelliklehyle değerlendirmeye yeterii olma-
Irydı. Olmadı.
Basın-yayın dünyasının büyük bölümünün gözü ka-
palı AKP yandaşlığı, üç büyük kent için yapılan kamu-
oyu araştırması sonuçlanyla bir kez daha kanıtlandı. Bu
tür kamuoyu araştırmalarının "anlamlı" olabilmesi için,
haftalık ya da aylık aralıklarla düzenli yapılması ve seç-
men eğilimlerindeki değişımleri yansıtması gerekir. Biz-
de öyle olmuyor; martın ilk haftasında çekilen anlık fo-
toğraf, genelleştiriliyor. O kadar kı, anket, "Genel se-
çim olsaydı CHP'nin oyu yüzde 19.1 olacaktı" sonu-
cunu veriyor; ancak, çok satan bir gazete bile "Bugün
bir genel seçim olsa AKP bütün milletvekilliklerini ka-
zanıyor" diye ilk sayfasında başlık yazabiliyor. Ve iç
sayfalannda bu sonucu açıklayıcı tek satıra ya da sa-
yıya yer vermiyor. Bu da anlaşılan bir başka bilımsellik
(!) oluyor.
• • •
Demokrasinin temel özelliklennden bin, ıktıdann de-
netimini sağlayacak güçlü bir muhalefettir. Basın-yayın
dünyasının gerçekçi ve nesnel bir değerlendirme yap-
tığı söylenemez. Basın-yayının çok büyük çoğunluğuy-
la bu olağandışı AKP yanlısı tutumu diğer eksiklerie ta-
mamlanıyor. özellikle 1980'li yıllardan başlayarak sen-
dikalann zayıflatılmış olması ve sivıl toplum kuruluşla-
nnın yetersiz bırakılması da basın-yayının tutumunaek-
lendiğinde, iktidann toplumsal denetimi iyice zayıfla-
maktadır. Yerel seçimlerde CHP ağır bir yenilgi alırsa,
AKP'nin siyasal denetimi de çok güçleşecektır. Böyle-
likle, hükümeti denetleme ve gerekirse dizginleme ola-
nağı da aşın oranda daralacaktır.
Bu ortam, AKP ıktidarının; dizginsiz, denetimsız ve
giderek ağırlaşan bir baskı aracına dönüşmesi olasılı-
ğını çok arttırmaktadır.
Özellikle bu nedenle de CHP'nin desteklenmesi ve
yerel seçimlerden güçlü çıkmasının sağlanması nesnel
bir zorunluluk olmaktadır.
yakup • metu.edu.tr
http: //ik.marmara.edu.tr
Öğrenciler kariyer
sitesi kurduEkonomi Servisi -
Diplomalı işsiz sayısı-
nın her geçen gün arttı-
ğı Türkiye'de gençler
durumdan vazife çıka-
rarak kendi kariyer si-
telerini kurdular.
Marmara Üni\ersite-
si Öctisadi İdari Bilimler
Fakültesi bünyesindeki
Ingilizce Ekonomi Ku-
lübü (Marmara Com-
munity) üyesi öğrenci-
ler tarafindan oluşturu-
lan sitesi Türkiye'de
öğrenciler tarafindan
hazırlanan ilk ve tek in-
san kaynaklan sitesi
olarak 2 Mart'tan itiba-
ren hizmet vermeye
başladı. Sadece Mar-
mara Üniversitesi öğ-
renci ve mezunlanna
özel olan sitede şirket-
lerin yan zamanlı ve
tam zamanlı iş ve staj
olanaklan duyuruluyor.
Özgeçmişlerini site-
ye giren öğrenciler ara-
nan pozisyonlar için
hızlı bir şekilde baş\Ti-
ruda bulunabiliyorlar.
Gizlilik prensibinin ön
planda tutulduğu sitede
ilanlannı bırakan şir-
ketler yalnızca kendile-
ri için baş^ru yapan
öğrenci ve mezunlann
özgeçmişlerini görebi-
livor.