23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2004 PERŞEMBE 8 IstanbJİ HABERLERIN DEVAMI rURKIYE Y V Sınop 8 Adana Edırne PB 15 Samsun Y 10 Mersin Kocaei _Y_ V- Trabzon PB 10 Diyarbakır ganakole PB 15 Gıresur tzmır PB 19 -Ankara PB 10 Şanlıurfa Y 11 Mardın Manısa PB 18 Eskişehr Y 10 Sıirt Aydın PB 20 Konya 9 Hakkâri Denizlı PB 17 Sıvas PB 8 Van Zongukjak Y 8 -Antalya PB 19 Kars Butun bolgeter parça- lı yeryerçok bulütlu, Mar- mara'nın doğusu. Batı Karadenız IçEge IçAna- dolu'nun guney ve batısı, gdler yoresı, Doğu Akde- nız. Doğu ve Guneydoğu Anadolu ıle Samsun çev- reıen yağişlı geçecek Ya- ğışlar yağmur ve sağa- nak. Doğu Anadolu nun kuzeydoğusunda karta kanşık yağmur ve kar şeklınde olacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Y K Y Y Y Y Y Y 10 5 11 13 14 16 17 18 Münih Y 19 Zünh Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB Y PB PB PB PB PB M 18 18 17 18 12 16 18 PB 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre Y PB K Y Y K K PB b 11 -6 11 8 3 -9 22 Y 18 Parçalı buluttu Buiutl'j ^ Çok buiutlu Gök gurultulü G L N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştaraft 1. SayfatFa parti diye yutturmadıl=ar mı? Kadmpolıtikaiarıda takıyye. Kadınadeğerverdik- lerini içeren söylemlesri, açıkıamaları baştan aşağı palavra. Heie laik Cumhuriyetn temel ilkelerine bağ- lılığı ifade eden nutı/kları... Palavranın daniskası.. Çekırge bırzıplar, ikı zıplar, üçüncüde... malum so- nuç ve nihayet son ayl-arda Islamın çağdaşlıkla zıt- laşan bütün kurallarınıs kafasını, kalbini hapsetmiş olan, yeri ve zamanı geldiğinde bunlan uygulama- ya alan bir zihniyete s-ahip bu iktidarın gerçek kim- liği ortaya çıkıyor, gerç-ek yüzleri sıntıyor. Başbakanlık koltuğu nda oturan bir insan, Kasım- paşalı ağzıyla insanları azarlıyor, hakaret ediyor ve sonra "Azariamıyorum, sohbet ediyonım" diyen, zeytinyağı gibı üste çıfcan demeçler veriyor. Oysa hazret kendinden geçtiği zaman, gerçek kimliğini konuşturuyor, "be"dıyor, "u/an"diyor. Bu ıktidann kafayapısını kanıtlamak için uzun uğ- raşılara gerek yok. Sc»n aylarda topluma Islami ku- ralların sindiği iki ülkenin devlet başkanlannın An- kara'yı ziyaretlerındeki fotoğraflara bakmak yeter deartar bile... Sunye Başkanı ile Ürdün Kralı'nın eş- leri, Müslümansa Müsl üman. Bu iki ülkede de Isla- mi kurallar önde mı ön<je ve fakat: Bu iki devletin başlcanının eşleri Ankara ve Istan- bul'da çağdaş kadınlığ ın bütün özelliklerini giyimle- nyle, davranışlarıyla s-^rgitediler. Son olarak Kraliçe Rania'y gazeteler başköşele- re neden aldı? Zira gazeteler şık giyimli, başı açık, Peygamber soyundan geldiğı söylenen kral ailesinin gelini Kra- liçe Ranıa ile türbanlı,fc>uramburam Şarklılık kokan, baştan sona kapanmış kıyafetıyle laik TC'nin son başbakanının eşi Emine Hanım'ı yan yana göste- ren fotoğraf ıle çağdaşlık yolunda nereden nereye geldiğimizi sergilemek istediler. Kraliçe Rania ile y a n yana yürüyen Emine Ha- nım'lı fotoğraf, Batı'ya yol almaya çalışan ama Do- ğu'ya koşan Türkiye'yi simgeliyor. Bu adamların elind-e dost düşman gözünde ne hallere düştük, bakalım ne hallere geleceğiz? • • • Bugünkü ıktidar gericilik yollarında hesaplı kitap- lı yol alıyor, ama hükiimet icraatında olumsuz kimi işaretler veriyor. Işsizliği ve yoksulluğu ortadan kaldıracağız dedi- ler; işsizlik ve yoksulluk çeken büyük kitleleri aldat- tılar. Çözümsüzlük çözüm değildirdiye Kıbrıs politika- lanna bayramlık bir elbise gıydiler. Ne kı çözüm yo- lunda önümüze çıkması olası engelleri ne araştırdı- lar ne de hesapladılar. Kıbrıs görüşmelerinde hemen her konuda anlaş- mazlık kesinleşiyor. Anlaşma olsa bile akıbeti meçhul. Rauf Denk- taş'ın ıkili görüşmelerde altını çızerek üzerinde dur- duğu nokta giderek önem kazanıyor. Anlaşmanın ileriki günlerde delinmemesı için -örneğin göçmen- lergibi- pekçok istisnai kuralın (derogasyonlann) AB müktesebatına uydunulması gerekiyor. Denktaş, bu konudaki başvurulara AB'den olum- lu yanıt alınamadığını söyiedi, dinletemedi. AB Troy- kası ile Ankara'daki görüşmelerde Türk-AB hukuk adamlarının soruna çözüm aramasına karar verildi ve ortaya çıkan olumsuz gerçeği haber kanallan du- yuruyor. AB, derogasyonları AB müktesebatına uydura- mayacağını, -Rumlar, 1960 Uluslararası Londra An- laşması'nı üç yıl sonra tanımadılar- Rumlara anlaş- mayı delmemesı için -talep ettiğımiz gibi- AB'ye üye ülkelerin parlamentolannda onaylanmasının olanak- azlığını bildiriyor. Düşününüz; MA Talat bile isyan halinde. öteden beri sıkı fıkı işbırtıği içinde olduğunu saklamadığı AB'yi temsilen genişlemeden sorumlu GüntherVer- heugen'den anlaşmanın AB müktesebatına uydu- rulacağı vaadini aldığını, bugünkü tersinetutum kar- şsında hayal kırıklığına uğradığını açıklıyor. AB'ye güvenmek için siyasal geleceğini tarih al- nrıaya bağlayan RTE olmak lazım! Laikliğihedefalan Oostiander'in raporuna temelteşküeden bilgilerinAnkara 'dangittiğiilerisürüldü AP ısmarlama raporu onayladıELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL - A\Tupa Parla- mentosu Hıristiyan Demokrat Grup üyesi Hollandah Arie Oostlander tarafindan hazırla- nan Türkiye Raporu ve bu rapo- ra bağlı karar tasansı, Dışişleri Komisyonu'nda (AFET) oylana- rak kabul edildi. AKP hükümeti- nin gerçekJeştirdiği reformlara övgülerin yağdınldığı tasanda, ordunun srvil kuruluşlardaki et- kin rolünün ortadan kaldınlması gerektiği görüşü savunuluyor. Türkiye'nin laik devlet anlayışı- nın AB'ye uymadığının anlatıl- dığı taslakta, Türkiye'de dini azınlıklann aynmcılıkJa karşı karşıya olduğu belirtiliyor. AP milletvekili Ozan Ceyhun, Oost- lander'in raporundaki ifadelere dikkat edilmesı gerektığıni belir- terek "Raporu okuduğumda ve çevremde konuşulanlan değer- lendirdiğimde 'Acaba bu rapo- run kimi kısımlannı Ankara'dan birileri Sayın Oostlander'den rica ediyorlar da, 0 da zevkle kaleme mi alıyor?' diye sormadan ede- miyorum. AKP'yi öve, öve bir halolan rapörtörtamAKP'nin mantığına göre reform savunu- culuğu yaparken acaba bu yan- Iış bilgileri ona kim veriyor di- ye de sormadan edemiyo- rum..." diye konuştu. Tasanda, Türkıye'de "güçlü bir muhalefete rağmen" uyum reformlan konusunda cesur adımlar atıldığı, ancak birçok alanda yeni reformlar ve bunlann uygulaması gerektiğının görül- düğü anlatıhyor. "Türk hiikii- metinin kararlıüğına rağmen Türkiye henüz Kopenhag kri- terlerini yerine getirmiyor" de- nilen tasanda, "1982 döneminin otoriter rejiminin mührünü ta- şıyan bir anayasanın korunma- sı" eleştiriliyor ve yeni bir anaya- sa gereğinden söz ediliyor. Son söz AB vatandaşlannın AKP'nin, Irak savaşı ve tero- rizm tehdidi gibi unsurlara rağ- men reform adımlannı hızlandır- dığının belirrildiği, Türk parla- mentosunun reformlara ilişkin ıradesmin kutlandığı tasanda, Türkiye'nin AB'ye katıhmı ko- nusunda son görüşün AB vatan- daşlanndan geleceğı, onlann ik- na edilmesi gerektiği anlatıhyor. Tasanda, Kıbns sorununun çö- zümünün Türkiye-AB ilişkileri açısından öneminin altı çiziliyor. Reform sürecınin uzun vadeli ça- ba gerektireceği anlatılan tasan- da. "AB'nin siyasi değerlerini benimsemek isteyip istemediği, bunu yapıp >apamayacağı ko- nusunda kararı Türkiye vere- cek" denılirken "atılacak adım- lar olduğu" üzerinde duruluyor. TSK'nin siyasi ve sosyal gficü Karar tasansmın, "devlet or- ganizasyonu" ara başlıklı bölü- münde, Türk Silahlı Kuv-setle- ri"nın siyasi ve sosyal gücünün kısıtlanmasmm zor ancak kaçı- nılmaz bir süreç olduğu savunu- larak "Türkiye'nin Kıbns so- runundaki tavnnın da ordu- nun siyasi gücünü yansıttığı", "Avrupa Parlamentosunun, AKP hükümetine güvendiği, bu hükümetin demokratik de- ğerleri garanti altına alacağına inandığı" anlatılıyor. Bu paragrafta, "Avrupa Par- lamentosu, AKP hükümetini, Türkiye'deki karşıt güçlere,ye- rel ve ulusal bürokrasiye, adli güce ve orduya karşı direnme- si için cesaretlendiriyor" ıfade- leri değiştirildi, "orduya karşı" ifadesi kaldınldı ve ordu içinde- ki muhaliflerden söz edildi. Tasa- nda. "AP, ordunun resmi veya gayri resmi etkin şebekesinden (ağlanndan) endişe duyuyor" denilerek bunlara örnek olarak, "düşünce gruplan, OYAK gibi kurumlar ve fonlar" gösterili- yor ve bu durumun, demokrasi, hukuk devleti, pazar organizas- yonu gibi AB değerlerine tezat oluşturduğu anlatıhyor YÖK ve RTÜK gibi kurumla- nn demokratikleştirilmesı, bun- lara askerlerin katılımına son ve- rilmesi istenilen tasanda, bürok- rasideki zihniyetin değiştirilme- si öneriliyor. Tasanda sivil top- lum örgütlerine ve sendikalara geniş hareket alam verilmesinin, kısıtlamalann kaldınlmasının önemi üzerinde de duruluyor. Ozkök: Gelişmeleri yakuıdaıı izliyomz ANKARA/ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - Çanakkale Za- feri'nin 89. yıldönümü bugün tö- renlerle kutlanacak. Genelkur- may Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin (TSK) bölgesindeki geliş- meleri yakından izlediğinı belir- terek "TSK, cumhuriyetimizin temel niteliklerinde anlamını bulan duruşundan ödün ver- meksizin. bütün personeliyle ulusun menfaatları doğrultu- sunda kendisine verilecek her türlü görevi yapma azim ve ka- rarlılığındadır" görüşünü dile getirdi. Özkök. 18 Mart Çanakkale Şe- hitlerini Anma Günü nedeniyle yayımladığı mesajda vatanın bü- tünlüğü ve yüce Türk ulusunun bağımsızlığı uğruna hayatlannı feda ederek en yüksek mertebe- ye erişen şehitleri rahmet, şükran ve minneüe andıklannı dile getir- di. Türkiye'nin coğrafyasından kaynaklanan zorluklara dikkat çeken Özkök, Türkiye'nin üze- rinde yoğun tartışmalann yaşan- dığı, istikrarsızhklann ana kay- nağını teşkil ettiğine inanılan ve çok sayıda etnik anlaşmazlık ve çatışmaya sahne olan bir bölgede bulunduğunu anlattı. Özkök. şu değerlendirmeyi yaptı: "Ülke- miz jeopolitik ve jeostratejik açılardan kıymetli fakat zor bir coğrafya üzerinde bulunmak- tadır. Bu bağlamda ülkemiz; te- meli büyük Atatürk tarafindan atılan çağdaş ve nitelikli ku- rumsal yapısıyla bölgesinde bir istikrar unsurudur ve aynı za- manda demokratik ve laik de- ğerleri benimsemiş bir ülkedir. Bu bağlamda, TSK; cumhuri- yetimizin temel niteliklerinde anlamını bulan duruşundan ödün vermeksizin, bütün per- soneliyle birlik ve beraberlik içerisinde ulusun menfaatları doğrultusunda kendisine veri- lecek her türlü görevi yapma azim ve kararlılıgındadır." Çanakkale Şehitleri'ni Anma Günü nedeniyle Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de bir me- saj yayımladı. Üniversiteliler buluştu Bu arada, üniversitelı gençler, atalannın tarihe "Çanakkale ge- çilmez" notu düştüğü topraklar- da buluştu. Ege Bölgesi'ndeki 8 ünıversiteden 750 öğrenci ve öğ- retim üyesi, Çanakkale Zafe- ri'nin 89. yıldönümünde Deniz Kuvvetleri'ne ait Iskenderun ge- misiyle dün Çanakkale'ye geldi. Alsancak Lımanı'ndan Ege Ordu Komutanı HurşitTolon'unuğur- ladığı gençlenn yolculuğuna Ege Üniversitesı Rektörü Ülkü Ba- \ındır da katıldı. Gelibolu Yan- madası'na gelen öğrenciler adına Bayındır. anıta çelenk bıraktı. Öğrenciler bugün şehitleri anma törenlerine katılacaklar. 1402likler işlerinedönebüecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, 12 Eylül dar- besi mağdurlanna destek niteliğinde karar aldı. Yüksek Mahkeme'nin ka- ran doğrultusunda yapılacak yasal düzenlemeyle, 12 Eylül darbesiyle işlerinden arılanlar veya güvenlik so- ruşturması doğrultusımda işe alınma- yanlar, "sınav yapılmaksızın" işle- rine dönebüecek.. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, "1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişik- lik Yapılmasına İlişkin Kanun"un geçici birinci maddesinin birinci tümcesinin, "kamu görevlileri" yö- nünden iptal edildiğini açıkladı. Yük- sek Mahkeme, iptal karanyla doğan yasal boşluğun giderilmesi için de yasama organına bir yıl süre tamdı. Yüksek Mahkeme'nin gerekçeli ka- ran doğrultusunda yapılacak yasal düzenlemeyle, 12 Eylül darbesiyle işten atılan veya güvenlik soruştur- masıyla işe alınmayanlar, sınavsız olarak işlerine geri dönebüecek. Ana- yasa Mahkemesi'nin bir üyesi, idare- nin, isterse yasal düzenlemeyi bekle- meksizin bu durumda olanlan işe başlatabüeceğini büdirdi. Erdoğan'a 'saygılı oF uyansı İstanbul Haber Servisi - Istan- bul Tabip Odası, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kasımpaşa- lı" ağzıyla hekimlere saygısızhk yapmaya hakkı olmadığını belirte- rek Başbakan'ı hekimlere karşı saygılı olmaya çağırdı. istanbul Tabip Odası'nca yapılan açıklamada Erdoğan'ın önceki gün Ümraniye Devlet Hastanesi"ni kul- lanıma açarken yaptığı konuşmada sarf ettiği "Hasta rehin alan dok- toru ben de rehin ahnm" şeklin- deki sözleri anımsatılarak "Hiç kimsenin hekimlik gibi saygın ve değerli bir mesleğin mensupları- na 'Kasımpaşah" ağzıyla saygısız- lık etmeye hakkı yoktur" denildı. AKP başansızlığını gizliyor Erdoğan'ın hekimlerle olarak "Doktorlar iğne yapmasını bile bilmiyor", "Siz bugün mü dok- tor oldunuz?", "Bunlar meyha- neden hastaneye rande\u veren- lerdir" şeklindeki sözlerinin de ha- tırlatıldığı açıklamada, şu görüsle- re yer verildi: "Bu ülkenin sağlık sorunlan seçim meydanlannda şov yaparak çözülemez. Bir bu- çuk yıla yaklaşan iktidannda ne sağlık ocaklannda, ne devlet has- tanelerinde ne de SSK hastanele- rindeki hiçbir sorunu çözmeyi becerememiş olan hükümet, he- kimleri suçlayarak başarısızlığı- nı gizleyemez. Hekimlerin görevi insanları tedavi etmektir. Hasta- nede rehin kalmak,tamamen ida- ri bir uygulamadır. Eğer bu ülke- de insanlar hastane faturalannı ödeyemedikleri için hastanede rehin kalıyorlarsa bunun sorum- lusu bu ülkenin sağlık bakanı ve onun bağlı olduğu başbakandır." ANMA Başkanımız Avukat KASIM SÖNMEZ 1 aramızdan ayrılışının 7. yılında sevgi, saygı ve bitmeyen özlemle anıyoruz. izmir Barosu 1994-1996 Yönetim Kurulu Av. Cafer Özkan, Av. Hüseyin Özgür, Av. Ibrahim Bahçıvancılar, Av. Nevzat Erdemir, Av. Mustafa Ufacık, Av. Bahattin Acar, Av. Eyüp Karaçoban, Av. Tufan Konuk, Av. Zeynep Şişli, Av. Emin Özmen Yer : Karşıyaka Soğukkuyu Mezarlığı Gün : 18 Mart 2004 Perşembe Saat : 16.30 Sol seçmene sandıkta bütünleşme çağnsı İstanbul Haber Servisi - Yerel yönetimler se- çimlerinde sola, sandürta bütünleşme çağnsı yapıldı. Teknopolitikalar Platformu'ndan yapı- lan yazıh açıklamada, "CHP, SHP ve DSP üç- lüsünün güçlü olduğu alanlarda dayanışması yerel değil, ulusal hatta evrensel bir sorumlu- luktur"görüşünün altı çizildi. Açıklamada, özetle şu görüşlere yer venldı: "Her iki kesi- min adaylannı teslim alın, kaldırsınlar elleri- ni, göreceksiniz birinin cebinden ABD dolar- lan. diğerinin cebinden projeler dökülecek- tir. İzmir'de CHP adayı Ahmet Pınştına, Mu- zaffer Tunçağ ve diğerierini, İstanbul'da CHP ada\i Sefa Sirmen ve diğerierini, Ankara'da SHP adayı Murat Karayalçın ve CHP'nin met- ropol ilçe adaylannı, Antep'te CHP adayı Ce- lal Doğan'ı, Eskişehir'de DSP adayı Yıİmaz Büyükerşen'i destekleyerek seçmen iradesini öne çıkarmanın zamanı gelmiştir." TRT'deldkadro ktyımı Meclis'e taşındı ANKARA (AA) - CHP îzmir Milletvekili Yıl- maz Kaya, Devlet Bakanı Beşir Atalay'a TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz'ü görevden al- mayı düşünüp düşünmediğini sordu. Kaya, Ata- lay tarafindan yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanhğı'na sunduğu soru önergesinde, TRT'de 13 kadın yöneticinin görevden alınma- sına değindi. Bu görev değişiklilderinin TRT'de kıyım ve kadrolaşma yapıldığı anlamına gelip gelmediğini soran Kaya, "Öyle ise bu kıyım ve kadrolaşmanın amacı TRT'nin tarafsızhğı- nın ortadan kaldınlması ve AKP'nin yayın oranına dönüştürülmek istenmesi midir" so- rusunu yöneltti. "Genel Müdür Demiröz'ün bu anlayışı aynı zamanda AKP'nin kadınlara ve kadınlann çalışma hayatına bakışını mı göstermektedir" diye soran Kaya, Demiröz'ün görevden ahnmasının düşünülüp düşünülmedi- ğinin de açıklanmasını istedi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada lararası politikasına yakın kesimlerin kabul edildiği Georgetovvn Üniversitesi'nde koydu. 1990'larda Ür- dün'e döndüğünde babası Kral Hüseyin'in güveni- ni kazanmış bir delikanlı olarak, başta özel kuvvetler olmak üzere kritik noktalarda görev yaptı. Kral Hüseyin ölümünden çok kısa bir süre önce, 1999 başında, ülkedeki beklentilerin tersine, ABD'nin de istemi doğrultusunda Abdullah'ın kendi yerine ge- çeceğini ilan etti. Nüfusunun önemli bir bölümü Fi- listinli olan Ürdün, BOP'un kritik ülkelerinden. Birya- nında Irak, öte yanında Israil, içinde-etrafında Filis- tinliler! Abdullah'ın Ankara ziyaretinde ekonomiden güvenliğe pek çok konu konuşuldu, ama başlıca ko- nulardan biri BOP'tu. Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi pek çok bölge ülkesinin yanı sıra Ürdün de mart başından bu yana şu nakaratı yineliyor: - BOP bize uymaz! Abdullah bunu tek başına ABD'nin karşısına çıkıp söyleyecek durumda değil. Komşu ülkelerle biıiikte koro oluşursa. belki... Türkiye: Suflör ve dublör! Abdullah, Ankara'da adaşının da devrede olduğu zeminlerde BOP'a karşı şunu önerdi: 1 - Eğer ABD tüm Islam ülkelerinı biçimlendirmeye çalışırsa bu, Islama karşı bir tutum olarak algılanır. Ters tepebilir. öncelikli olarak Ortadoğu'nun merke- zindeki Arap ülkelerinde dönüşüm yaşansın. 2- Dışarıda pişirilip getirilen projenın içte tutması zor. Bunun yerine biz kendi koşullanmıza uygun bir açılım yapalım. Buna karşılık AKP iktidannın söylediği şu oidu: "Arkadaş, ABD bu planı yapmış. Uysan lyi olur. Eğersen uymazsan, o uyduracak. ABD bu işte karar- lı. Bilmiş ol!" Türkiye'nin Ürdün Kralı'na söyledıkleri BOP'taki rolü konusunda da ipucu veriyor. Görünen o ki Tür- kiye BOP'ta ABD'nin "b/raz suflörü, biraz dublörü" olacak! ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın değerlendirmeleri de bu yorumu tamamlıyor: "Türkiye, bölgede demokrasi konusundaki en de- neyimli ülke. Bunlan bölge ülkeleriyle paylaşmasın- dan daha doğal ve yararlı bir şey olamaz. Bu payla- şım Türkiye açısından da yararlı olur." Yeri geldikçe Türkiye'deki demokratik yapıyı çok yetersiz bulan Batı, işine gelince de deneyimimizi ol- dukça zengin ve her tarafla paylaşılabilir buluyor! BOP, önümüzdeki haziran ayında İstanbul'da ya- pılacak NATO zirvesine dek enine boyuna tartışıla- cak. ABD de işi şu aşamada dalgalanmaya bırakmış görünüyor. ABD'nin BOP'u öne sürerek en azından bölge ülkelerinde Irak'ın ikinci plana itilmesini sağla- dığı söylenebilır. Tüm yönetimler doğal olarak kom- şuda olanlardan çok, kendi başına gelecekleri düşün- meye başladılar. Biz de Türkiye'nin iç gündeminin izin verdiği ölçü- de BOP'la ilgilenmeyi, değişik yönlerini ele almayı sürdüreceğiz. Bugün konunun bir yanını daha öne çt- kararak son noktayı koyalım... Ortadoğu coğrafyasındaki yönetim yapılan, güçlü merkezi iktidarları beraberinde getiriyor. Gerçi ABD bu iktidarlara öyle ya da böyle istediğini yaptınyor, a- ma yıne de karşısında "ülkesine hâkim" bir lider is- temiyori Bunun yerine içi sürekli dalgalı, kamuoyunu dışa- ndan yönlendirmeye uygun, zayıf halkalardan oluş- muş yönetimler istiyor. O halkalan burna bir taktın mı, sürükle babam sürükle... ankcum « cumhuriyet.com.tr 351 Korsakoflu yine cezaevlerine gönderildi ANKAR\ (Cumhu- riyet Bürosu) - Insan Haklan Derneğı (İHD) Ankara Şube Başkanı Süleyman Turan, "VVernicke-Korsakof'1 hastalığına yakalandığı için tahliye edilen 351 tutuklunun ıyileştiği ge- rekçesi ile cezaevlenne gönderildiğini belirtti. Turan. yaptığı yazılı açıklamada, IHD'nin ce- zaevlerinde yapmak is- tediği sağlık taramasma izin verilmeyerek, ceza- evlerindeki sağlık sorun- lannın kamuoyundan gizlenmek ıstendiğini kaydetti. Wernicke-Kor- sakof hastalığına yakan- ladığı için tahliye edilen 351 tutuklunun iyileştiği gerekçesi ile yeniden ce- zaevlerine gönderildiği- ni belirten Turan, şöyle devam etti: "İstan- bul'da bir evde yaşamı- nı sürdüren ağır VVer- nicke-Korsakof hasta- sı eski ruruklulann va- şam direncini kırmaya yönelik. kaldıkları eve operasyon düzenlendi ve bu evde yaşayan ağır VVernicke-Korsakof hastası Ömer Ünal as- kerlik yapmadığı ge- rekçesiyle iki günden beri askerlik şubesinde tutulmaktadır." Açıklamada, çeşitli cezaevlerinde tecrit al- tında tutunlan kişilerin adlan ise şu şekilde yer aldı: Tekirdağ F Tipi Ce- zaevi'nde Erol Zavar, Hüsevin Yıldırım, Ba- kırköy Kadın Tutuke- vi'nde Sema Türkdo- ğan, Gebze Cezaevi'nde Filiz Gülkokuer, Kürk- çüler Cezaevi'nde Şer- min Dorak, Kırşehir Cezaevi'nde Sevinç Şa- hingöz. Diyanet Vakfi'ndan, eski başkan Yılıııaz'a dava ANK.4RA (AA) - Türkiye Diyanet Vakfı, vakıf hizmetiyle ilgisı bulunmayan otel harca- malannı vakfa ödettiğı iddiasıyla, eski Diyanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılnıaz aleyhine alacak davası açtı. Vak- fın avukatı Hamdi Aşıkkaya tarafindan 27. Asliye Hukuk Mah- kemesi'ne açılan dava- nın düekçesinde, Vakıf- lar Genel Müdürlüğü müfettişlerinin raporun- da "Yümaz'ın 12 Mart 2002'de îstan- bul'a yaptığı seyahatin vakıf hizmetiyle ilgisi olmamasına rağmen, otel harcamalannın vakfa ödettirildiğine" yer verildığı belirtilerek 5 milyar 219 milyon 780 bın 1761iranmfa- iziyle birlıkte Yıl- maz'dan tahsili istendi. Yılmaz'ın avukatı Vey- sel Çivril ise "suçun zamanaşımına uğradı- ğını, detaylı sa\ıınma- yı daha sonra yapa- caklanm" söyledı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle