18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1g«ART 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 AKP, barlarda oy istiyormuş. Ayık kafayla bu partiye oy verecek azaldı mı ne! EtektromkpostecienizsomocurnJRiriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - AKP'liler JÜPRAŞ işçilerini dövmüş... "Demo-kırosu!" 18MaptÇanakkale'den Turtıan Narier yazıyor: •îanakkale Şehitier Aiıtı'nın kuzey toğusunda 130 tane SHnbolik şehrt mezarlığı tulunuyordu. Kiiltür ve Trrizm, Çevre ile Orman Bakanlığı'nın yûrüttükleri ortak bir proje ile sembolik mezarlann yeri değiştirildi, bu alan otopark yapıldı. Sambolik mezar tzşlarında Çanakkale'de ş*hit düşen askeıierin ismleri, memleketleri vt doğum tarihleri yazryordu. Kaldınian ırezariarın yerine, Şîhitler Anıtı'nın öıündeki alana yeni sembolik mezariar yapıldı ve mezar tcşlanmn tümünün ûzerine de 'Mehmet' yazıldı. Çanakkale Savaşlan'nda can veren kahramanlar elbette ki Mehmetçik ama, Çanakkale'yi geçmeye çalışan emperyalist ukeler kendi mezariıklannda askerlerinin isim ve künyelerini granit taşlara kazırken biz bir mezan bile olmayan kahramanlarımızın adlannı niye sildik, anlamak mümkün değil." P rof. Dr. Çetin Yetkin'in genel yayın yönet- menliğini yaptığı Anadolu ve Rumeli Müda- faa-i Hukuk dergisinin şubat sayısında Inö- • 1 nü Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Dr. Ik- ram Çınar'ın "Mankurtlaştınlma Sürecinde Ateş Su- yu Etkisi" başlıklı yazısı yayımlandı. Ateş suyu, Kızıl- derililerin viskiye verdikleri ad. Dr. Çınar yazısında, Amerika'yı işgal eden Batılılann, katliamdan kurtulan yerli halkı viskiye ahştırarak uyuşturduğunu anlattık- tan sonra günümüzdeki öteki "ateş suyu" yöntemle- rini sıralıyor. Bu yöntemlerin arasındatoplumun kültürünü yoz- laştırmak, yabancı dilde eğitim, cinsel açlık yaratma, ihanet duygusunu geliştirme, saptınlmış ideolojilerle kavramlann içini boşaltma, dincilik ve sahte din an- layışları, yapay gündem yaratma gibi konular bulu- nuyor. Dr. Ikram Çınar, bütün bunlan "mankurtlaştırma" olaraktanımlıyor... Mankurtlaştırma Peki "mankurtlaştırma" ne demek? "Mankurf'un ne olduğunu Dr. Çınar. Cengiz Ayt- matov'un "Gün Olur Asra Bedel" yapıtındaki efsa- neden aktanyor: Juan Juan adlı barbar bir toplum, tutsak ettiği ki- şileri nitelikli köleler haline getirmek için onların bel- leklerini silermiş. Önce tutsağın başını kazır, saçları- nı tek tek kökünden çıkanriarmış. Bu arada bir deve- yi keser, derisinin en kalın yeri olan boynundaki de- riyi tutsağın kanlar içindeki kazınmış başına sımsıkı sararlarmış. Kuruyup büzülen deri, kafayı mengene gibi sıkıp, dayanılmaz acılar verirmiş. Biryandan da kazınan saçlar büyüyüp dışan çıkamayınca başına batarmış. Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kü- tüğe bağlanır, yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayaklan bağlı olarak ıssız biryerde dört beş gün aç susuz bırakılırmış. Beşinci günün sonundatut- saklann çoğu ölürmüş. Kalanlar ise belleklerini yiti- rirmiş. Tutsak zamanla kendine gelir. gücünü toplar- mış ama o artık bir insan değil, ölünceye kadar geç- mişini hatırlamayan mankurt olurmuş... Onun için önemli olan tek şey efendisinin emirlerini yerine ge- tirmek olurmuş. Dr. Çınar, günümüze geliyor: "Geçmişimiz ve kim olduğumuz bize unutturuluyor. Azar azar, alıştıra alıştıra, şiddeti yüngülleştirilerek, za- mana yayarak mankurtlaştınlıyoruz. Topluma, 'Geç- mişi unut, kim olduğunu unut, geleceği düşünme, anını yaşa' düşüncesi genel geçeryapılarak mankurt- laştırılıyoruz. Artık bizim olmaktan çıkmış ulusal(!) kit- le iletişirn araçlan başta olmak üzere her türtü araç bu amaçla kullanılıyor. Birdaha kendimizi toparlaya- mayacak biçimde zihnimiz yeniden inşa ediliyor." Yalan mı? Köşeleri tutan şu mankurtlara bir bakın! SESSÎZ SEDASIZ (!) *üPAf\... Tayyip çocuklarla top sektirirken Tek parti AKP iktidannın Başbaka- nı Recep Tayyip Erdoğan, bir yerde önüne çocuklar çıkanldığında onlara ya şeker dağıtıyor ya da onlarla top sektiriyor. Başbakan çocuklarla top sektirir- ken Istanbul'dan biranne bakın neler anlatıyor: "Geçen günlerde oğlum hastalan- dı. SSK Okmeydanı Hastanesi Ço- cuk Acil'e gittik. Doktoriar oğlumdan kabakulak, menenjitten şüphelendiler. Belinden su aldılar ve menenjit çıktı. SSK Okmeydanı Hastanesi'nde çocuk intaniye servisinin yataklan ye- tişkinlerin intaniye servisine devredil- diği için yatak bulamadık. Bu neden- le doktoriar bizi SSK Bakırköy Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne sevk ettiler. Bakırköy'de ise yine yatak olma- masına rağmen bizi kabul ettiler. llk gün oğlumu bir koridorda yatırdılar. Koridorda son derece güç koşullarda iki günümüz geçti, sonra odaya aldı- lar. SSK Bakırköy Doğum ve Çocuk Hastanesi'nin özelliği, gelen bütün hastalann kabul edilmesiymiş. Hasta- lar bir yatakta ikişer kişi yatınlıyor. Işte hastanelerimizin durumu. Has- tanelerde çocuklara en kötü koşullar layık görülüyor. Sağlık reformu yaptığını söyleyen Başbakan çocuklarla top oynayaca- ğına önce lstanbul'un göbeğindeki hastanelerdeki çocuklaria ilgilensin." Yüksek Yerilim Hatt Yolsuzlukla mücadelede helal olsun adama; kendi yemiş ama başkasına yedirtmiyor! erdincutku" yahoo.com Saghk Haftası'nda Hasta Hakları HAYRl DAVAS Tanısı konmamış sorun çö- züleTiez. Onun için, önce "hasta kimdir" ve "hasta hak- ları nedir" bunu bilmek gere- kir. Ülkenin eksiği, bu bilinçten yoksunluktur. Çünkü "sağlıklı olmak", "hasta olmamak" öe- ğildir. Bedensel, ruhsal, sosyal yönden, çağın ölçütleri düze- yinde bir yaşama sahip ol- maktır. Hasta için hastalık, ya- kındığı şeydir. Hekim içinse, saptadığı bulgulardır. Bu her zaman örtüşmeyebilir. Neden, bazen bilimin, bazen hekimin, bazen donanımın eksiklerin- den; bazen de hastanın ve- himlerinden kaynaklanabilir. önemli olan kişinin yakın- malarından kurtulması, yani "sağlıklı olması "dır. Çünkü "yasamak", "sağlıklı" olmak- tır. İnsan haklannın ilkesi de bunu sağlamaktır. Herkesin görevi de bunu hayata geçir- mektir. Bunun için gerekli ko- şullann oluşturulması ve sü- reğenleştirilmesi gerekir. Bes- lenme, bannma, korunma, bil- gilenme ve iş edinme insan haklarının vazgecilmezleridir. Dünya Sağlık Teşkilatı nüfu- sun, küresel ısınmanın ve çev- re kiriiliğinin artması nedeniy- le, içecektemiz suyun azaldı- ğını ve kıtlık tehlikesinin yak- laştığını söylüyor. Suçu, ona buna yüklemekten vazgeçip herkesin üstüne düşeni yap- ması gerekir. Görevini yapma- yanın, hizmet beklemesi, ba- ğışlanması zor bir suçtur. Ya- kınmak, çözmek değildir. Elbette ki sorumluluk önce düzende ve bunu savsakla- yar yasama ve yürütmede- dir. Ama ondan önce, yasa- mayı ve yürütmeyi dize getir- meyen halkta olduğunu unut- mamak gerekir. Bu nedenle, Hasta Hakla- rı'nın neler olduğuna bir göz atalım: - Etkin ve nitelikli sağlık hiz- meti alma, - Sağlık hizmeti alacağı ki- şiy ve kuruluşu seçebilme, - İnsan onuruna yaraşır bi- çinde karşılanma, - Kişinin niteliğine ve niceli- ğine bakılmadan hizmetin eşit koşullarda verilmesi, - Kullanacağı ilacın veya uy- gulanacak girişimin yan etki- lerini bilme, - Hastalığı ve sağaltımı hak- kında doyurucu bilgi alma, - Durumun gizli tutulması, - Başvuru ve şikâyetlerinin zamanında yanıtlanması, - Aldığı sağlık hizmetlerinin düzenli, güvenli ve sürekli ol- ması, Ülkenin en büyük eksiği, sistemden ve düzenden yok- sun oluşudur. Bir hekime düşen hasta sa- yısı, uygar ülkelerin 5 katını aşarken hasta haklannın var- lığından söz edilebilir mi? Bu- nun için koşullann, ortamın ve olanaklann yaratılması ve ya- şatılması gerekir. Bunlar olma- dan sağlıkçıları ve yönetenle- ri suçlamak neye yarar? Has- talar ve hasta yakınlan başta olmak üzere, tüm vatandaşlar bilinçlenmeden ve üzerine dü- şeni yapmadan sorunlann çö- zülmesi olası değildir. Bunun için hervatandaş; gözetleme- li, denetlemeli, eleştirmeli, başvurmalı, katkıda bulunma- lı ve payına düşecekleri yap- maktan kaçınmamalı. Haklar, etkili savunuculan olmadan kazanılamaz. Bir hak arayışı söz konusu olduğuna göre, ihlalleri sap- tayıp nedenleri ve çareleri üzerinde durmak gerekir. An- cak ihlal edilen yalnız hasta hakları mıdır? Yoksa olayda devletin ve sağlıkçının payına düşen de var mıdır? Bu göz ardı edildikçe, sorun çözüle- mez. Çünkü hükümetler yüz- de 10.5 prim tahsilatıyla, nü- fusun yüzde 87'sine sağlık hizmeti verdiklerini savlıyorlar. Bu verilerle gerekenin yapıldı- ğına inanmak, mantıkla bağ- daşır mı? Devletin önce kendi hakla- rına, sonra da vatandaşın haklarına sahip çıkması ge- rekmez mi bu durumda? Bo- şuna dememişler: "Kendi muhtacı himmet bir dede Nasıl başkasına yardım ede?.." KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak <: turk.net ÇtZGtLÎK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci : mynet.com 1 I HARBİ SEMtH POROY semihpomyo yahoo.com KADIKÖY AİLE 1. MAHKEMESİ HÂKİMLİ'NDEN 2003/664 Vası Tay. Mahkememizce verilen 11.02.2004 tarih ve 2003/664 Esas, 2004'58 Karar sayılı ilamı ile, Bayburt, Aviıntepe. Aydıntepe cöyü, Cilt: 7, Hane: 290"da nüfusa kayıtlı bulunan. Ismail ve Sinnet oğlu. 1332 doğumlu, Zeki Irmak'ın 4721 s.TMK'nin 4-05. maddesi gereğince \esayet altına alınarak kendisine Nuran Irmak Özaür vasi tayin edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. 15.03.2004 Basın: 11729 HAYAT EPİK Tt\ATROSU MLSTAFA Biwtx OŞ OLDUM DA H/ATIRLADIMyiNE ARTIK ICEAUVORUM DA SENİ HATTRLADIM YİNE ŞOL ELİM.. ACEMİ ELİM.. ZAVALLI EUM KAYNAK ARAYISINDAia HÜKÜMETTEN YİNE ALKOLE ZAM !.." I I .' \ I 1 » t TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN Türkıye Gazeteciler Cemiyeti'nın yaytnladtğı günlûk Bizim Cazete Ülke sorunlanna ilişkin raportanyla, araştrmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız habertenyte sivil toplum^nn gazetesi. Düzenli okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.5110875 18 Mart wwtc.mumtaz-arikan.com SATIKADIN'IN ÖLOMÛ.. 1356 'DA BUGÜN, CUklHueJYErTABJHtMraN İUi KADIN MİLLETVEKJU OLAN SATf ATAP/N' (AStL SOYAPI, ÇHtMN) ÖLDÜ. TÛRK KADINLABINA SeÇME VE SEÇİLME UAKJC/NIN TANINDI6I Y/L (j/334-y ANKABA YAKINLARINDAJCİ HALKA- VUN BUCAĞINDA ATATÛRK'LE T7)Nl$A4/fT1. O SlRALAR KAZAN KÖVÜNİ1N MUHTARl OLAN SATI KADtN, UYANIZ VE eeCEflİICLİ HALİ İLE BÜ- YÛK ÖNOERİN DİKJCATİNİ CEKMİÇTf. 133S YIU &4ŞLAR/NPA, ATATÜSK'ÜN ÖNERİSİyLE, SATI KADIN, TÜGAC/y£ SÜYÜK MİLLETMEC- LİSl'NE ANKARA MİLLETVEK/U OCARAM. KA- TILACAKT(R. O, MECL/STEKİ İUC K4D/M MİL- LETVEKİLİ, AYNI ZAMANDA, BÖYLE B/£ 60- REI/E 6ELMİŞ İLfC KÖYUİ KAPfNP/. DÜZ ÇtZGİ ÜMİT ZİLELÎ Fişe TaktılarL Geç bile kaldılar!.. Açıkça ve samimi olarak söylemek gerekirse ben kampanyanın daha önce başlatılacağını düşünüyor- dum!.. Aynca hiç de zekice değildi, tersine kaba sa- ba ve çocukçaydı. Ancak organizasyon iyi işletilince ortaya hiç de fena sayılmayacak bir sonuç çıktı!.. Toz duman arasında gerçekler, gariplikler ve de saçma- lıklar da kaynadı gitti... Kampanya görevlileri nihai he- defi vurmuşlardı ya. gerisi lafügüzaftı!.. - Üstelik "fışleme olayı" kampanyanın yalnız- ca birinci ayağıydı!.. önce gerçeğe bakalım; Istanbul 2'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı, Kadıköy, Maltepe, Kartal ve Sultanbey- li kaymakamlıklanyla bazı komutanlıklara "Toplama Vas/ta/an Istihbarat Istekleri Dağıtım Formu" gönde- riyor. Şu ilginçliğe bakın ki formun altında ne tugay ko- mutanının ne de kurmay başkanının imzası bulunu- yor. Bir ilçenin en yüksek amirine gönderilen formda istihbarattan sorumlu binbaşının imzası görünüyor... Aynca Istanbul'daki diğer kaymakamlıklara ya daTür- kiye'nin diğer bölgelerinde bulunan kurumlara bu tür- den bir yönerge gönderilmiyor... Yıne aynca, irticanın ve bölücülüğün giderek en yüksek boyutlara ulaştığı, Sıvas'ta insanlann yakıldığı bir ülkede yalnızca asker değil, polis ve hatta siyasi partiler de önbilgi topluyor. Ama böylesine acemi, böylesine komik ve böylesine dile düşmeye müsait şekikje değil!.. - Provokasyona bak!.. Diğer yandan Hürriyet'te haberi "patiatan" Nec- det Açan'ı da kutlamak lazım, iyi iş çıkardı... Artık, es- ki MİTçi yeni Pentagoncu Mehmet Eymür'le ABD'de yaptığı uzun görüşmelerin habere konu olabilecek bölümlerini de yayımlar, hep beraber bilgileniriz!.. Lafı uzatmayalım; kampanyanın birinci ayağı işte böyle yürütüldü!.. Uzun süredir dinci medyanın bir nu- maralı hedefi olan Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, böylelikle bir anda dincilerie işbirlikçilerin or- tak hedefi haline geliverdi!.. Kampanyanın ikinci ayağı Içerideki ve dışandakilerin çok önceden temelini attıklan, zamanlamasını özenle seçtikleri kampanya- nın ikinci ayağı ise pazartesi günü Hürriyet gazetesin- de Cüneyt Ülsever'in yazısıyla başlatıldı... - Hedefbu kez, Jandarma Genel Komutanı Or- general Şener Eruygur'du!.. Ülsever. "Bu bir emirdir. Dergi hep beraber oku- nacak" başlıklı yazısında. Jandarma Genel Komutan- lığı, Bornova Jandarma Ikmal Merkezi Komutanlığı'nın bir iç yazışmasını gözümüze soktu!.. Komutanhk, Ye- ni Hayat dergisini çoğaltarak okunması için subayta- radağıtmıştı... Çok ayıp etmişti tabii!.. Neydi o konular öyle; ''ön- ce Kıbns'ın, sonra Türkiye'nin Tûrksüzleştirilme- si", "Fethullahcılar, Hizbullahçılar", "ABD nedir, ne değildir..." Ülsever bozulmuştu doğal olarak!.. Özal'ın "prenslerinden" biri olarak Türkiye'ye ABD'den ithal edilen Ülsever, askerliğini nerede ve hangi şartlarda yaptı ya da yaptı mı bilmiyorum, ama bahsettiği olay ülkenin her askeri biriminde komuta- nın subaylannı bilgilendirmek için yaptığı son derece sıradan işlemlerden biridir!.. Ülsever biraz daha derin- lemesine araştırsaydı birçok kez Hürriyet gazetesinin de çoğattılarak dağıtıldığını öğrenirdi... O nedenle Jan- darma Genel Komutanı'na saldırmak için çok daha ze- kice malzemeler bulması gerekirdi... - Ama ne gam; maksat bağcıyı dövmek olunca!.. Kampanyanın asıl amacı Gelelim işbirlikçi takımın ve efendilerinin nihai he- defıne... Hesap şu; AKP, 28 Mart seçimlerinden oylannı art- tırarak çıkacak. önünde Kıbns ve Ege'nin halli ile Bü- yük Ortadoğu Projesi'ne tam entegrasyon meselele- ri bulunuyori.. Avrupa Birliği'nden tarih almak ise ola- naksız görünüyor. Ve kamuoyunun bu durumlar kar- şısında uykuya yatınlması gerekiyor!.. Medya neredey- se teslim alınmış durumda. Muhalif olan yazarlar bile uzaklaştınlıp yerine iktidann adamlan yerleştiriliyor. Ancak bu da yetmiyor!.. önlerinde engel teşkil et- mesi kuvvetle muhtemel kurumlann yıkılmasa dahi sindirilmesi gerekiyor!.. Işte aylar önceden başlatılan iki ayaklı kampanyanın amacı bu... - Tutarsaü! E-posta: umitzileli" ttnetnettr BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDANSAĞA: 1/ Yetişkinler- de. heyecan ve dojoımun yal- nızcaçocuklar- la yaşanması biçiminde gö- rülen cinsel sapma. 2/Gele- cek... Ağızda güç eriyen bir cins şeker. 3/ Geçimini sağ- lamakiçinyaş- lı ve zengin bir kadınla yaşayan erkek... Mes- İek. 4/Yararlanılanuy- gun koşul. 5/ Hoş ve çekici bir gönlnümü olan... " — Sürer": Oyuncumuz. 6/ Tıpta 5 en gelişmiş görüntüle- 6 me tekniğinin kısa ya- 7 zılışı.ltaKa'nınkuze- 8 \inde bir yönetim böl- 9 gesi. 7/tnsanı istenme- yen seçeneklerden bırini izlemeye zorlayan sorun. 8/Bir ışin iyi olmasına çabalama... Denizcilıkte kullanılan kısa halat ya da zincir. 9/ Güneydoğu Anadolu'da, da- ha çok kadınlann çeşitli yerlerine yaptırdıklan bir tür dövme... Kuıakına ağacından elde edılerek sıtmanın tedavısınde kullanılan alkaloit. YLTC\RTOAıN AŞAĞIYA: 1/Olgun kadınlann genç erkeklere duyduğu cinsel eği- lim... Karacığerin salgıladığı acı sıvı. 2/Anadolu'daku- rulmuş eski bir uygarlık... Yüksek bir makama sunu- lan mektup ya da dilekçe. 3/ Kars'ın bir ilçesi... Tatlı bir çörek. 4/ Sanmsı yeşil renkte ve cam panltılı bir pe- ridot türii. 5/Nohutla yapılan bir tür yemek. 6/ Bılgisa- yarda, üzen tıklanan küçük simgelere verilen ad... Ki- tap getirmemiş peygamber. 7/Lıtyum elementinin sim- gesi... "Dağtaİesi" de denilen ve mor renkli çiçekler açan otsu bir bitkı. 8/ Uygur hükümdarlanna verilen san... Bir nota. 9/ Bir çift oluşturan şeylerden her biri... "akşamlar bir — gibi biterdi" (Attilâ tlhan). K U Y U C U K | B A Z A M E T | S u ıR, A K U N •K 1 L A K A | K L A P A G •M T •E L A N Ö N 0 L 0 J 1 •c L A Z | K A B Z A •N •T A N R E K S E R A N D E R •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle