18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAIYFA CUMHURİYET 12MART2004CUMA L4 JvLJl-iJ. LJJK. kultur(Scumhuriyet.com.tr Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin geleneksel sergi dizisi sürüyor 11 galeride 11sergi birden• Osman Şengezer'in opera. bale. tiyatro dekor ve kostümlerinden oluşan retrospektif sergisinden Ahmet Selim Sabuncu'nun fotoğraf sergisine, fakülte öğrencilerinin heykelden grafiğe, resimden tasarıma, tekstilden geleneksel el sanatlanna uzanan çalışmalan yine fakültenin bütün sergileme alanlannı dolduruyor. ÖZJLEM ALTTNOK Marmara Üniversitesi Güzel Sa- natlar Fakültesı. ikı ayda bır düzen- ledigi gelenekselleşen '11 Galeri/11 Sergi' dızisinin bir yenisini, yine Acı- badem Kampusu'nun faridı mekân- lannda sergıliyor. Borusan Quartet'ın konseri ve yö- netmenlığinı Sınema - Televızyon bö- lümii ögrencisi Voflcaıı Kapkm"ın üst- lendiğı '6.45' kısa fılm gösterimiyle açılan sergi dizisi, fakültenın farklı sa- nat disiplınlerinin bırlıkteliğine açık yapısının da bir göstergesiydi. Osman Şengezer'in opera, bale, ti- yatro dekor ve kostümlerinden olu- şan retrospektif sergisinden, Ahmet Setim Sabuncu nun fotoğraf sergısı- Seramikbölümü öğrencilerinin yapıtiaru 'Kırkpare Patchwork' sergisi ve Bflgin Kazfa'nın resimlerinden örnekler. ne, fakülte öğrencilerinin heykelden, grafiğe,resimdentasanma, tekstilden geleneksel el sanatlanna uzanan ça- lışmalan yıne fakültenın bütün ser- gileme alanlannı dolduruyor. Dekor ve kortümler Ankara ve Istanbul Devlet Tiyatro- lan ve Devlet Opera ve Balesı'nde ge- nel müdürlük, müdürlük görevlenni de üstlenmış ve halen Istanbul Dev- let Opera ve Balesi Müdürlüğü baş- dekoratörlüğü görevini yapan Osman Şengezer'in ilk retrospektifi, geniş kapsamlı yapısıyla öne çıkıyor. Ope- ra, bale dekorlannın yanı sıra özel tı- yatrolarda, televizyon kanallannda ve sinemada tiyatro, müzikal, dekor kostümleri de çizen, bu alanda kitap yayımlayan, dergi yöneticıliği yapan sanatçının 450'yi aşkın dekor ve kos- tüme imza attığı çahşmalannın büyük bölümü sergi alanında yer alıyor. Giriş Salonu'nda yer alan Ahmet Selim Sabuncu, fotoğraflannda fark- lı kentlerin mımansine iç - dış bükey bakışlarla oluşturduğu bir yaklaşım- la odaklanıyor. Heykel Bölümü ser- gi salonlannda yer alan 'tlk Adımlar' sergisinde öğrencilenn gerçekleştir- dikleri çalışmalardan seçmeler sunu- luyor. Hürriyet gazetesinin ilk kez bir eğitim kurumunda sergilediği 'Kır- mml Basmda En tyiler ReMam Ödül- leri' sergisi ise başanlı basın kam- panyalannı ödüllendirip reklam ala- nında yaratıcılığı teşvik etmek, aynı zamanda basını tercıh eden reklam- verenlere destek vermek amacıyla düzenlenen bir yanşmanm sonuçla- nndan oluşuyor. Dişavurumcu bir anlatım Resim bölümü katında yer alan fi- güratif sergide bölüm ögrencisi Bfl- giıı Kazhnın çalışmalan bulunuyor. Genç bir sanatçı adayı olarak Bılgin Kazlı, güçlü yorumuyla iç dünyasını ve farklı yaşama biçimlerini drama- tıze ettiği bu sergide dışavurumcu bir anlatım biçimi sunuyor. Fakültenin diğer sergileri arasında ise Tekstil Sanatlan Derneğı tarafın- dan düzenlenen 'Kırkpare Patch- work' sergisi, Temel Sanat Eğiümi Bö- lümü'nün 'Renk-Fonn' başlıklı ser- gisi, Endüstri Ürünleri Tasanmı Bö- lümü öğrencilennin 'Duvar Saati', 'Satranç Takmu' ve 'Masa Lamba- sı* konulu projelerinden oluşan ser- gileri, İç Mimarhk Bölümü Çevre Ta- sanmı Dalı öğrencıleri tarafından ya- pılan otel projeleri, konut tasanm pro- jeleri, Seramik - Cam Bölümü öğ- rencilerinin özgün yapıtlan bulunu- yor. (Sergi 9 Nisan a kadar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül- tesi Acıbadem Kampusu 'nda. 0 216 326 26 67) Zafer Diper 'in yönettiği oyun, maden ocaklanndaki işçilerin dramını eleştirel bir bakışla irdeliyor Ozelleştirme talanına karşıAvNKARA (Cumhurhet Bürosu) - Anadolu turnesi ile tüm yurdu dolaşan "Talan", özelleştirmeye karşı işlediği konusuyla dikkatleri üzerine çekiyor. Zonguldak'ta ma- den ocağındaki grizu patlaması sonrasında bir ailenin ya- şam savaşımını konu alan oyunu, belgelere ve verilere da- yanarak Zafer Diper oyunlaştınp yönettı. Oyunda, şar- kılanyla katılan llkay Akkaya ile birlikte Nazan Diper ve tnan Ajnbarkötük de rol alıyor. Türkiye'de 90"lı yıllarda yaşanan özelleş- tirme politikalanru ve Zonguldak'taki kö- mür ocaklannda meydana gelen patla- malar sonrasında işçilerin dramını eleş- tirel bir bakışla irdeleyen Talan, 100. Yıl Kültür Merkezi'nde Ankaralı sa- natseverlerle buluşru. Oyun sonra- sında, eşi Nazan Diper ile sergıledı- ği etkileyici oyunuyla beğeni topla- yan Zafer Diper ve topluluğu Kıa- hrmak'ın yeni kasedinın hazırlıkla- nna yoğunlaşan llkay Akkaya ile ko- nuştuk: İlkay Akkaya ilk kez sahnede Diper, "Kömür işçilerinin yaşadıklan ne garip olaylar var. Yerin altında gaz kaçağı olup olmadığını tavukla anlıyorlar. Biz bir mesaj vermeye çahşıyoruz. Oyunun kendisi özelleştirmeye karşı bir tavırdır aslında" - 'Talan'ın tenıalan belB bir siyasi duruşu da içeriyor. Bu duruşu açıklar mısınız? AKKAYA - 9O'lı yıllarda yükselmeye başlayan işçi ha- reketi ve onunla bağlantılı olarak da bır öğrenci hareketi vardı. Ancak bu ivme 90'lann ikinci yarısından sonra azaldı. Sendikalaşmadabüyükbirdüşüşyaşandı. Dün- ya küreselleşme ve bunun karşıtlan olarak ku- tuplaştı. AB süreci deniyor, ama AB bizim sendikal sorunlanmızı çözecek değil. Bu afer bağlamda Türkiye'dekı işçi hareketi so- rununun böyle bir oyunla sergilenme- si bence çok önemli. Yine Anadolu'ya gldlyorlar diyor. - Sizi daha çok şarkılannızla tanırdık. ^ ^ Ovunculuk yamnızı biraz anlatır mısınn? İLKAY AKKAYA - Oyunculuğuma aslında bir de- neme demek yerinde olur. Bu aslında benim alanım de- ğil. Bir deneme aşamasındayım. Ancak gelen eleştıriler olumlu yönde, umanm doğru söylüyorlardır. Oyun bana bir proje olarak geldi. Zafer Abi şarkılan dinledı ve elin- deki belgelerle bir oyunlaştırma aşamasına girdi. ZAFER DtPER - Parçalar müziğin yapısuıa göre oyu- nun metnine oturtuldu. Hem bütünsellik sağlasın hem de içerikle bağlantılı olsun istedik. -Oyunusahnetemesüretinibizean- laür mısınız? DtPER - Kömür işçilerinin yaşa- . dıklan ne garip olaylar var. Yerin al- / tında gaz kaçağı olup olmadığını ta- vukla anlıyorlar. Biz bir mesaj ver- meye çalışıyoruz. Oyunun kendisi özel- leştirmeye karşı bir tavırdır aslında. Önemli bir veri de Metin Yeğen arkadaşı- mızın Galler'de öğrendiği çok önemli bır olay. Oyunun başında göstenlen filmde ışçiler kasabayı ele geçiriyorlar, kasabayı kendilen yöne- tiyorlar. Kendi kültür merkezlennı, marketlenni kurmuş- lar ve vergilerinı de ödüyorlar. Bu durum hâlâ sürüyor. - Talan bundan sonra nerelerde oynanacak? AKKAYA - Aslında bu bizim için bir ısınma ve izleyi- ci ile bir tanışma. Oyunu yerel seçimlerden sonra tekrar sahneleyeceğiz. Ancak şimdiki Anadolu turnesinde oyu- numuzu Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Mardin, Urfa gi- bi kentlerde oynayacağız. 'Talan'da şarkılanyla katılan İlkay Akkaya ile birlikte Zaper Diper, Nazan Diper ve tnan Ambarkütük de rol alryor. C. Antep Mahkemesi önledi Zeugmamozaikleıi kent dışına çıkmayacak ÖZGEN ACAR ANKARA -Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı Vedat Yddınm, Fırat kıyısındaki antık Zeugma kentinde ortaya çıkanlan yaklaşık 35 mozaık, savaş tannsı Mars'ın bronz heykeli ile öteki buluntulann kent dışuıa çıkanlmasını önlemek amacıyla emniyet yetkililerine müzenin kapısuıı geçici olarak mühürletti. Gaziantep sivil toplum örgütleri, salı günü düzenledikJeri toplantıda. kazılann hamıliğini yapan ünlü ABD bilgisayar firması "Packard Vakfi" ile yapılan anlaşmaya göre buluntulann nisanda kentlerinde sergilendikten sonra haziranda Istanbul'da Topkapı SarayTnda sergilenmesini benimsediklerini açıkJamışlardı. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığf nın kentlerindeki ilk sergiden son dakikada vazgeçmesine karşı çıktıklannı da kamuoyuna duyurmuşlardı. Yerel si\il toplum ve turizm örgütleri, bu gelişme karşısında bir eylem planında görüş birliğine vararak 2. asliye hukuk mahkemesine başvurmuşlar. Zeugma buluntulannın müzeden çıkanlmasının önlenmesinı istemişlerdi.Yargıç Yıldınm, bilirkişiden aldığı rapor üzerine Gaziantep emniyetini harekete geçirerek, sigortasız ve üstelik güvensiz bir biçimde taşıma şirketlerince gelişigüzel paketlenen hassas Zeugma mozaiklerinin müzeden çıkışını durdurdu. İSTANBUL CUMOK BULUŞMASI ULUSAL UYANIŞ DAVASINA DESTEK VEREN BİZLER, DAHA GÜÇLÜ, DAHA İNANÇLI, DAHA KARARU BİRLİKTELİK AMACI İLE YİNE BİR ARAYA GEÜYORUZ. "Sen Gelmezsen Bir Eksiğiz" Yer Tarih Saat Kahvaltı Bilgi Adres Çatı Restoran 14.03.2004 (Pazar) 11.00 13milyonTL 0 212 25100 00 Istiklal Cd. Suriye Pasajı 348/10 Salıncaktoki Çocuklar Doyasıya Eğlenmeyi Haketti Yazan-Yöneten: Dersu Yavuz ALTUN Cumhuriyet CUMHURİYET KİTAP KULUBÜ MART AYIETKİNÜKLERİ (4) Cumartesi Söyleşileri "Dünden Bugüne Kıbrıs Sorunır ERHAN BENER (13 Mart 2004 Cumartesi Saat: 15.00) Yer: Kitap tmzası: Erhan BENER Canhamet Kitap Kulsbö Istiklal CjdZarabakSok.No: 4 D: 1-2 Bmğlalstanbııl Etkinlikler Koop-C tarafından düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktir. Kafetervamız pazar dahıi hsr gün saat 10 00 • 2100 arası açktır. KARTAL 1. AİLE MAHKEMESİ'NDEN Dos>'aNo: 2003,485 Davacı Ruth Gedik \ekılı A\ Mustafa Yalbuz tarafından davalı Necatı Gedık aleyhıne açılan boşanma da\asının ya- pılan yargılamasında \enlen ara kararı gereğince: Da\alı Necatı Gedık'e çıkartılan davetıye ve duruşma günü teblığ edılemedığı \e yapılan zabıta tahkıkatından da adresinın tespıt edılemedıgınin bıldırıldığı anlaşıldıgından: HUMK'nun 509. \e 510. maddelen gereğince bılumum vesıkalanyla birlikte duraşmamızın bırakıldığı 25.3.2004 günü saat 10.00'da Kartal 1 Aıle Mahkemesi Duruşma Sa- lonunda bızzat hazır bulunması veya kendısini bır vekil ile temsıl ettırmesı, aksı takdırde yargılamaya yoklugunda de- vam edılıp karar venlecegı hususu davetıye yerine kaim ol- maküzeıe ılanen tebliğolunur. 5.3.20O4 Basın: 10291 YAZIODASI SELİM ÎLERİ Alıp Götürsen Beni Oraya 1 (4) 1982'de Ada bir kez daha yayımlandı. Artık adalar ütopyasıyla içli dışlı sayılırdım. Bu ese- rin ütopyadan robinsonada, Ingiliz edebiyatında çağ- daşımız romanlara açılışını iyi kötü biliyordum. Akşrt Göktürk, "Çağdaş Romanda Ada" başlı- ğını verdiği bölümde, yine çocukluğumun kitabı De- HneAdası'ndan başlayarak bazı romanlan irdeler. Ara- larında elbette okumadığım romanlar da vardı. Bunlardan biri, Conrad'ın Zafer adlı görkemli ro- manıydı. Akşit Göktürk'ün Zafer'den bir alıntısı, öy- le sanıyorum ki, dünya görüşümü, hayatı algılayışı- mı belirlemiştir. Yazarak, yayımlayarak kendimizi ifade ederiz. Ya- zarlığın asıl anlamının bu olduğunu... kendimizi ifa- de etmek olduğunu düşünüyorum. Başka bir şey de- ğil. Ne var ki, kendimi hiçbir zaman, kendi sözlerim- le, Conrad'ın şu sözleri kadar ifade edemedim: "Görüyormusun... Işte geliyoriar, dış dünyanın el- çileri. Karşındalar işte -kötülük düşüncesi ile vah- şetiçgüdüsü kolkola. Arkalannda da kabagüç. Bir- birine uygun üç elçi belki- hani ya karşılama töre- ni? Silahlı olsaydım, şu ikisini oldukları yerde devi- rebilir miydim dersin? Yapabilir miydim?" Yıllar yılı, dış dünyanın asıl elçilennin, kötülük dü- şüncesi, vahşet içgüdüsü ve kabagüç olduğunu dü- şündüm. Akşit Göktürk'ün almtısından yola çıkarak romanlar, hıkâyeler yazmaya çalıştım. Yetinmedim; Conrad'ın eserini, Zafer'\ bir gün Türkçede okuyabilmenin yollarını aradım. Hangi yıllardı, ne önemi var, üç arkadaş Güneba- kan Yayınlan adını verdiğimiz bir amatör yayınevi kurmuştuk. llközlemimConrad'danZafer'di. Haya- tımın en değeıii insanlanndan Armağan llkin bizim için çevirdi. Gelgelelim, çeviri noktalandığında, Gü- nebakan Yayınlan batmıştı. Zafef\ sonra Dünya gazetesinde tefrika ettim, sa- nat sayfasınıyönetirken. Romanı, kuruluşdönemin- de Adam Yayıncılık bastı. Akşit Göktürk, Ada'da, Conrad'a özel bir yer ayı- nr. Maddi tutkulanna tutsak düşen insanın, hem ah- laki çöküşünü, hem polıtık yan çizisini onun esenn- den esinlenerek dile getirir. Ada, içe çekilişin de yeri yurdu, ocağı toprağıdır. "Son YazAkşamı"n\ yazarken böyle hıssediyordum. Ada'y\ kim bilır kaçıncı kez okuyordum. Bu uzunöy- kümde, bir ressamın eseriyle ödeşmesini anlatma- ya çalıştım. Sonunda eserini toptan bir hiçlik olarak görüyor, sanattan çekip gitmesi gerektiğini fark ediyordu. Ben çekip gıdemedim... 1990'larda, Ada, Her Yalnızlık G;ö/'yi yazdım. En başa dönüyordum: Sait Faik'in Burgaz'daki evine, Sait Faik'e, anneannemle dedeme, düşlerimdeki, ülkümdeki gitmek, kaçmak, sığınmak isteğine. Her birinın yaralanmışlığını, geçen zamanda çökmüşlü- ğünü içim sızlaya sızlaya bilerek. Akşit Göktürk, on altıncı yüzyılın, haritasma yalan adalar konduran ressamını anlatarak, beni ne kadar altüst etmiş olmalı ki, 1973 tanhinden tam otuz yıl sonra, Yann Yapaya!ntz'\, henüz yayımlanmamış son romanımı yazarken, bu yokadalara bır kez daha şid- detle ihtiyaç duyuyordum, yitip gidecek aşkın en acı anısı olsun diye... Ada: Sözlük kupkuru tanımlıyor: Akşit Göktürk şi- irini söylemiş. Bu şiirden bıriktirdıklerimı otuz yıldır kaleme getirmeye çabalıyorum. Ne acı ki, Cahit Srtkı'nın dizesine inanamıyorum artık. "Denizyolu "nun benim için çoktan kapandı- ğını kimden saklayabilirim... "Sevinç geçip gittigöz- lerimizden" diye bir şeyler karalamışım,.Ada'nın on dokuzuncu sayfasına. Sevgili yokadalar, bir kez daha buluşacak mıyız? Öneriler: CD / Aznavour, 20 Chansons d'Or, EMI. (Bu ge- ce tek yoldaşımdı.) Kadıköy'de Kent Konferansları • Kültür Scrvisi - Kentim Istanbul Kent Konferanslan'nın ilki Mario Levi ve sanatçı Neco'nun katılımıyla yann 13.00-14.30 saatleri arasında Banş Manço Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Mario Levi'nin 'Kent Kültürüne Bilimsel Bakış' ve Neco'nun 'Bir Sanatçı Gözüyle Istanbul' söyleşisinin ardından Gürsel Koçak Istanbul Otantik Türk Müziği Topluluğu, tstanbul şarkılanndan oluşan bir konser verecek. (0 216 418 16 46) K Ü L T Ü R I Ç İ Z Î K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle