02 Şubat 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 2004 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUSLER EVTT/HAYIR OKTAY AKBAL Al Baştan, Olur mu? OlsalOlabilseL Yıllarcageriyegitmek, ken- dini 1950seçimlerinden ön- ceki günlerde bulafc»ilsem! Ül- kemin "demokrasi, demokra- si' diyeayaklandıgı o günler- de!.. Ankara'daydım. N/Iilli Eğitim BakanlığıTacüme B*ürosu'nda 150 lira aylıkiı E cetv-elinde bir görevli!.. "Vatan" çjazetesin- de Ankara Mektupl a n yazan, pazar ekinde de kitajn tanrtma- lan yapan... 14 Mayıs 1950, akşamüsT tüydü... Öyumu, e v i n karşısın- daki Atatürk üsesi'nde ver- miştim. Karma bir liste yapmış- tım. Çoğu CHP'liydM listemde yer alanlar, bir de c» günlerde haptste olan gazeteci Müm- taz Faik Fenik... Atatürk Bulvarı başka türiü bir kaynaşma içindeydi. Ses- sizlikvardı.lnsanlar birşeyle- ri bekler gibiydi. N e olabilirdi ki! Her zamanki gitvi CHP üs- tün çıkacaktı! Yanm kalmış de\^n'mleri bu kez halkın oyuna dayanarak gerçekleştirebilecelcti... Gerçi son yıllarda çok yanlış bir tu- tum içindeydi. Oy almak için Kemalist ilkelere tesrs bir yol- daydı. Ama u m u t bu ya, CHP'nin bu yanlış yoldan dön- mesini, seçimlerde üstün çık- masında görenler v/ardı! Ben de, doğrusu ya, bu umuttay- dım! Şair Adnan Bula k'a rastla- dım. Siyasal'dan yeni çıkmış- tı. Başbakan yardırncısı Nihat Erim'in özel kalem müdürüy- dü. llkfırsatta Dışişleri'nedö- necekti. Bir süre dolaştık. Ne olacaktı, ne olabilirdi? Adnan, "CHP kaybetti" diyordu. iyi mi olacaktı? Ülke yeni bir dö- neme girecekti orası belliydi, ama hangi yönde, hangi amaç- ta? Büyük bir yeniJgi miydi? CHP, birmilyon eksik oyalmış- tı DP'den. Yüzde kırk oy ora- nı... Ezilmemişti, ama iktidarel- den gitmişti. Meclis'e altmış ki- şi sokmuştu, DP'nin dört yü- zü aşan kalabalığına karşı. Se- vinçler, bayramlar, umutlar. Demokrasiye geçmiştik. Her şey halkın istediği g ibi olacak- tı! Tek parti diktası olmaya- caktı! Ama ben, hiç de sevinçli de- ğildim. Korkuyordum gelecek- ten. Atatürk'ten yavaş yavaş kopanlacaktık. Bir süre sonra Ticanihk, heykellere saldınlar, yobazlıkcoşkusu, dine imana dönmenin demokrasinin kaçı- nılmaz sonucu olduğu ortaya çıkmaya başladı. Tek parti git- mişti, bu kez başka bir tek parti gelmişti. Ama bu parti tam anlamıyla geriye, gerili- ğe, oy avcılığına. milleti çağ- daşlık yolundan döndürmeye açık bir davranış ıçinde görü- nüyordu... On yıl sürdü bu! On yılda Türkiye bambaşka bir nitelik kazandı, kazandınldı... "De- mokrasi" diye anılan, bir tür dikta rejimiydi uygulanan. Bas- kı, korku, sindirme, aydın düş- manlığı, halk çıkan dıye halkı aldatma, sömürme!.. Derken, 27 Mayıs... Kema- list düşüncenin canlanışı! Kaç yıl? Sonra yine "demokrasi" oyununun başlatılması? 0, bu, öteki. adları saymak neye ya- rar, hepsi aynı kalıptan çık- ma!.. Geldik ikıbınli yıllara... Nerde kaJdı Kuvayı Milliye. Tam bağımsızlık, çağdaş uygarlık, akla, sağduyuya, bilime, kül- türe dayanan bıryapı kurmak! Tam tersi ne varsa hepsinin bir bir diriltilmesi, ilkelliklerin bi- rer demokrasi zaferi diye be- nimsettirilmek istenmesi... Şimdi bir seçim var. Ama bir çıkış yolu değil, tüm ülkeyi çok daha gerilere sürükleyecek bir karşıdevrim güçlenmesidir beklenen!.. Ne yapmalı? Ne mi yapmalı? Bir kez daha "sil baştan" mı? Geçmiş, yarım yüzyıl silinir mi? Unutulur mu? Unutulur, unutturulur! Devnm dediğımiz budur. Çirkinlikleri, acılan, umutsuzluklan, yenilgi- leri, zorbalıklan silip atmak! Bu bir halk devrimiyle mi, oy dev- nmiyle mi gerçekleşir? Büyük bir bilinç uyanışıyla mı?.. Sil baştan, al baştan!. Başka kur- tuluş; kendini, anlamını buluş yolu var mı? Yenıden sağlam bir yapı kurmak; halktan, emekten, Atatürk'ten yana ger- çek bir demokrasiyi kurmak, yaratmak... Ulusal Eğitim Yerele Devredilemez! Tekçi (üniter) devlet yapısına sahip ülkelerde (örneğin Türkiye'de), yönetimin bütünlüğü, yerinden yönetim, yetki genişliği gibi temel ilkelere göre özeksel yönetimle yerel yönetimler arasmda görev, yetki, akçal kaynak paylaşımı (akçal denkleştirme) yapılması söz konusudur. Yine ülkelerin tarihsel koşullan ve siyasal dizgesi de bu paylaştınmda etkili olmaktadır. Prof. Dr. Cevat GERAY Bağımsız Cumhuriyet Partısi MYK Üyesı K amu Yönetımi Temel Ya- sası Tasansı, bugüne de- ğin özeksel (merkezı) yö- netimin sunduğu kimi te- mel görevler arasında ulu- sal eğitimi de yerel yönetimlere bırak- maktadır. Meclis gündemine giren bu ta- san, aynı zamanda kimi bakanlıklann il ve ilçelerdeki taşra örgütlerinin tü- müyle yerel yönetimlere ve de özellik- le il özel idarelerine geçirilmesinı ön- görmektedir. Bu yasa tasansı, küreselleşme bağla- mında, OECD, IMF, GATT, Dünya Ban- kası ve benzeri ulus-üstü anapara odak- lannın dayattığı neoliberal yöneltiler çerçevesinde, özelleştirme, yerelleşme, çok ortaklı yönetim (dilimize Ingilizce Governance karşılığı olarak yönetişim diye uydurma bir sözcükle sokulan) modeline dayalı olarak hazırlanmıştır. Bu tasanya göre hazırlanan yasa tas- laklan da eğitimin yerele bırakılması- na ilişkin öneriler içermektedir. Örne- ğin: II Özel Yönetimleri Yasa Tasla- ğı'nın 6. maddesinin "b" fikrası, il sı- nırlan içindeki sağlık, tanm, bayındır- lık ve iskân, sanayi ve ticaret hizmetle- ri yanında eğitim hizmetlerinin de yü- rütülmesini, denetlenmesini bu yöne- timlere bırakmaktadır. Büyükşehir belediyelerine ilişkin ya- sa taslağında da eğitim ve kültür hizmet- leri için bina ve tesisleri, bunlann ba- kımını, onanmını yapmak, gerekli araç gereçleri sağlamak görevi bu yönetim- lere verilmektedir. (Md. 7. Fıkra "n"). Belediyelere ilişkin yasa taslağında, be- lediyelere; (1) açıkça başka bir kamu ku- rum ve kuruluşuna verilmeyen ortakla- şa nitelikteki her türlü yerel görev ve hiz- meti yapma yetkisi genel olarak veril- mıştir (Md. 14, ilk tümce). (2) Beledi- ye sınırlan içinde ortak nitelikteki her türlü... kültür ve sanat... meslek ve be- ceri kazandırma ... işleriyle ilgili öbür işgörüleri kararlaştırma, yürütme ve de- netleme konulannda belediyelerin gö- revli ve yetkili olduğu belirtilmektedir. (Md. 14, ikinci tümce). Büyükşehir beledıyesinin. okulönce- si eğitim kurumlan açabıleceği, devle- tin her derecedeki okul yapılannın ya- pımını, bakım ve onanmını yapabilece- ği,... her türlü araç-gereç gereksinme- lerini karşılayabileceği öngörülmekte- dir. (Md. 14, son tümce). Uzerinde ça- hşmalar yapıldığı belirtilen Köy Yasa- sı'na ilişkin yasa taslağı kamuoyuna su- nulmuş değildir. Eğitim işlerinin yerele göçürübnesi: Eğitim işgörülerinın yürütülmesi konu- sunda her ülkenın siyasal rejımine, yö- netim yapısına, tarihsel, ekınsel, top- lumsal özellıklerine, ekonomık koşul- lanna göre farklı dizgeler oluşturulmuş- tur. Yerel nitelikteki görev ya da işgö- rüleri ulusal, bölgesel ölçekteki işgö- rüleri özeksel niteliklerden aynştırmak için ekonomık açıdan öne sürülen kimi ölçütler, ulusal eğitimden söz edildi- ğinde anlamını yıtırmektedır. Örneğin, çöp toplamanın yerel bir işgörü nitelı- ğinin ağır bastığını söylemek kolaydır. Fakat, sıra "uhısaleğhiın''e gelince, bu- rada bu tür ölçütler geçerlı olmamakta- dır. Birleşik (federal) devlet yapısına sahip olup olunmaması, eğitim işgörü- lerinin özeksel yönetimle yerel yönetim- ler arasmda ve yerel yönetimlerin ken- di aralannda iş bölümünü. yetki payla- şımıru belirleyen en önemli etmendır. Ge- nelde, birleşik devlet' in eğitime ilişkin yöneltilen belirleme, üyedev1ederin(fe- dere devlet, bizde evalet diye anılmak- tadır) uygulamalannı bu açıdan destek- leme, gözetme, denetleme yetkileri ya- nında, ülke çapında yasal düzenleme- leri yapma gibi eğitim ve öğretim orta- mını sağlama görevn vardır. Buna karşılık, üye devlet. birleşik dev- letin anayasasında öngörülen görev bö- lüşümüne ilişkin ana ilkeler çerçeve- sinde, birleşik devletçe yürürlüğe konan yöneltilere uygun biçimde eğitim ve öğretim işlerini yürütmek durumunda- dır. Aynca, birleşik devlet, yerel yöne- tim birimlerinin, eğitim ve öğretim iş- lerini yürütmelerine yardımcı olma, eği- timcileri yetiştirme, gözetme, denetle- me, kaynak sağlama gibi yetki ve sorum- lulukJara sahiptir. Öte yandan tekçi (üniter) devlet yapı- sına sahip ülkelerde (örneğin Türki- ye'de), yönetimin bütünlüğü, yerinden yönetim, yetki genişliği gibi temel ilke- lere göre özeksel yönetimle yerel yöne- timler arasında görev. yetki, akçal kay- nak paylaşımı (akçal denkleştirme) ya- pılması söz konusudur. Yine ülkelerin tarihsel koşullan ve siyasal dizgesi de bu paylaştınmda etkili olmaktadır. Özek- çiliğin ağır bastığı yönetimlerde, gö- revler özekten yürütülmekte. denetlen- mekte. bu nedenle de yerel yönetimle- rin eğitim alanında yüklendiği görevler sınırlı olmaktadır. Türkiye'de durum Anayasa ve ulusal eğitim: Anayasanın 42. maddesi "Eğitim ve öğrenim hakkı veödevi"ne ilişkindir. Bu maddeye gö- re: Kimse bu haklanndan yoksul bıra- kılamaz. Bu hakkın sınırlan yasayla çi- zilır. Eğitim, Atatûrkilkeleri ve devrim- leri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eği- tim ilkelerine göre de\ letin gözetim ve denetimi altında yapılır. tlköğretim tüm yurttaşlar için zorunludur, de\ let okul- lannda parasızdır. Devlet özdeksel (mad- di) olanaklan yetersiz olan başanlı öğ- rencilere burs ve öbür yollarla gerekli yardımda bulunur. Devlet, özel eğiti- me gereksinimi olan özürlüleri topluma yararlı kılacak önlemleri alır. Ulusal eğitim amacı, 1739 sayılı, 14 Haziran 1973 günlü temel yasaya göre şöyle özetlenebilir: Devlet, Türk ulusu- nun tüm bireylerinin; ilgi, yetenek \e yet- kilerini geliştirerek, gerekli bılgı ve dav- ranışlarla birlikte iş görme alışkanhğı kazandırarak meslek sahibi olmalannı sağlamak. yurttaşlann beden ve ruh sağ- lığı içinde yetişmiş bir kişiliğe, özgür ve bilimsel düşünce gücüne, geniş dünya görüşüne sahip olmasını; onlann insan haklanna saygılı, topluma karşı sorum- luluk duyan, Atatürk ılke ve de\Tİmle- rine bağlı. Türk ulusunun ulusal, ahla- ki, tinsel (mane\i), ekinsel değerlerini benimseyen, ailesini, vatanını ve ulusu- nu sev en. laik ve toplumsal bir tüze (hu- kuk) devleti olan Türkiye Cumhuriye- ti'ne karşı görev ve sorumluluklannı bilen ve bunlan davTanış durumuna ge- tirmış, yurttaşlarolarakyetiştirmeldegö- revüdir. Yannki yazıma "Ulusal Eğitim Ba- kanlığının Işlevieri" ile devam edece- ğim. PENCERE Helal Sana Bu Yollar ıl Valla bizım Başbakan yaman çıktı, analar neler de ne-- ler doğuruyor.. Başbakan apaçık söylüyor "- Biz vaktiyle dini istismar ettik!.." "Istismar" ne demek?.. Açın sözlüğü, 'istismar'\ bulun, karşılığında ne yazıyor: 'Sömürme!..' Başbakan diyor ki: '- Biz dini sömürdük!..' • Üstelik dini sömüren Başbakan 'tüccar" imiş.. Iki şirketi var: Binnin adı: 'Emniyet AŞ..' ötekinin adı: 'Ihsan AŞ..' Başbakan diyor ki: "- Ben ticaretyapmasam, oradan para kazanmasam, Başbakanlık maaşıyla (altı miryar beş yüz milyon lira) ge- çinemem..." Vay canına!.. * Başbakan konuşuyor * "- Benim ticari hayatımda devletle hiçbir işim yok, en ufak bir alışverişim yok. Sadece bir konu hariç: Vergit.. Benim devletle olan tek ilişkim vergi veriyor olmak!.." Devleti yöneten Başbakan'ın ticaret yaşamında dev- letle ilişkisi yokmuş... Ve Başbakan, Başbakan olduktan sonra, devleti yö- netirken bir şirket daha kurmuş: 'Yenidoğan AŞ!..' Başbakan hem bir yandan Türkiye'yi yönetiyor. Hem de bu arada şirket kuruyor.. Helal sana bu yollar Başbakan!.. • Ama dahası var.. Hem 'Ihsan AŞ'nin devlete vergi borcu varmış.. Hem 'Emniyet AŞ'nin vergi borcu varmış.. Başbakan Başbakan olduktan sonra hemen bir af ya-' sası çıkanp ikisini de silmiş!.. Başbakan ne demişti, yukanda aitını çizdiğim sözleri- ni bir kez daha yazalım: "- Benim ticari hayatımda devletle hiçbir işimyok!.. En ufak bir aiışverişim yok!.. Sadece bir konu hariç: Vergi!.. Benim devletle olan tek ilişkim vergi veriyor olmak!.." Ancak ortaya çıkan gerçek şu ki Başbakan devlete vergi de vermiyor... Devlete vergi borcunu yasa çıkartarak silen Başbaka- nane buyrulur?.. • Muhalefetteyken politika için kutsal Islam dinini sö- mürdüğünü kendi agzıyla söyleyen, Başbakanlık koltu- ğuna oturduktan sonra yolsuzluk dosyalannın üstünü do- kunulmaziık yoıganıyia örtmeye çabalayan, hükümetin ba- şıyken şirket kurup -Allah bin bereket versin- ticaretini ge- liştiren, üstelik yasa çıkartıp devlete vergi borcunu 'biz- zat' sılen bir kişi takıyye yapmaz mı?.. Yoksayaparmı?.. Bu Başbakanın adı: Recep Tayyip!.. Helal sana bu yollar Başbakan!.. Toplama bilgisayarınıza gereken ttLın programlar için tek adres* A k •*" •l belli olınayan bir bilgisayar almak, bırakmaktır... Ne satış sonrası ücretsiz teknik destek, ne sisteminizi koruyacak güvenlik sistemleri, • ne de parçalar arası uyum... Markasız bir bilgisayarda bunlan bulma garantiniz olmadığı gibi, \ lisansı olmayan yazılım kullandığınız için bir de suçlu duruma düşebilirsiniz... lyisi mi siz, işinizi şansa kadere bırakmayın... Yandaki etiketleri görmeden, lisansı tam mı, bakanlık onaylı garantisi var mı sormadan bilgisayar almayın, kar edeyim derken zarara uğramayın. Gelin akıllı bir seçim yapın, güvencesi olan markalı bir bilgisayar kullanın. Bilgisayar Kullanıcılarını Bilinçlendirme Platformu 0 212 248 44 44 www.bkb-turkiye.com PC alırken garanti belgesi vermeyen bayileri l ü t f e n yukarıdaki numaraya b i l d i r i n i z .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle