21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I MART 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Sezer: "Tiirban üstünden siyaset vapmayuı.' AÂrbuna uyar, allındiin siyaset Eiektronik posta: [email protected] www.öenizsom,com Tel: Û.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - ABD, PKK sözünö tutmamış... "Niye tutmasın: koruma aftındatutuyorya!" Vergilik Kökçe: "Çevre1 temizlik vergisi, S«J faturası ile alıncığına göre emlak vergisi, elektrik faturasryla; gelir vergisi, telefon faturasıyla; motoıiu taşrt vergisi de doğalgaz faturasıyla alınsın ki Arap saçına dönmüş vergi sistemi iyice sarpa sarsın!" Sevgi Arslan: "ABD'nin bin bir yalanla masum insanlan bombalayarak Irak'a demokrasi f getireceğine inandıklannı yazabilenler 10yıl sonra da 'Ben Amerika'ya körükörürıe inanmışım. Bu yazdıklanm sadece beni bağlar' diyebilir. Tersine Hamza Saykan: "Ailesinin istemediği bir kızla evienen Şerafettin Palabıyık, aile meciisinin aldığı bir kararla töre cinayetine kurbart gitti. Alınan bilgiye göre Şerafettin'in infazını kız kardeşleri Safire ve Şerife'nin birlikte gerçekleştirdikleri öğrenildi." ıllardır devlet dairelerinde, yurttaşlara hiçbir hizmetsunulmadan o kurumun adına kurul- muş vakfı ya da dernek kanalıyla haraç alı- nıyor. Bu işin miman Turgut Özal'dı. işi o ka- dar büyüktüler ki örneğin, ederi beş kuruş bile etme- yen tek sayfalık bir pasaport başvuaı formu için po- lisin bilmem nesini güçlendirme vakfına on milyon- larca lira bağış toplamaya başladılar. AKP hükümeti 29 Ocak'ta çıkardığı "dernek ve va- kıflann kamu kurum ve kuruluşlan ile ilişkileri hakkın- da yasa" ile haraç düzenini kendince yeni bir düze- ne soktu. Bundan böyle güya kamu kurumları adına kurulmuş dernek ve vakıflar vatandaştan bağış top- layamayacak. Bu yasanın ne işe yaradığını en başta polisin bilmem ne vakfındaki haraçlardan görüp an- layacağız. Ancak uygulamaya geçilmeden anlaşılan bir gerçek var ki, o da bu yasanın temel hedefi yurt- taşlan haraçtan kurtarmak değil küttürü yok etmek; kısa süre içinde birilerine peşkeş çekilmek istenen Müzeler müzeleri bir an önce satış kıvamına getirmek. Cumhuriyet'te Özgen Acar önceki gün yazdı. Bu yasayla müze derneklerine de bağış toplama yasa- ğı getiriliyor. Küttür ve Turizm Bakanı Erkan Mum- cu'nun müzelerin işletmesini özel şirketlere devret- me planı böylece yürüriüğe konmuş oluyor. Çünkü, büyük, küçük bütün müzelerin temizliğinden, perso- neline kadar bir çok gereksinimi, müze dernekleri ka- nalıyla yürütülüyordu. Şimdi bu kanal kapatılıyor. Ancak buradabaşkabir"hinlik" sözkonusu... Mü- ze dernekleri, müzeyi gezen kişilerden herhangi bir şekilde bağış toplamıyordu. Müze derneklerinin geliri, müze ortamında açılan küçük birimlerde, başta kitap olmak üzere kültür ve sanat ürünleri satışından saglanıyordu. Yani, birilerinin çok meraklı olduğu serbest piyasa ekonomisi uygulanıyordu. Bir ürün satılıyor, kazanı- lan para ile de müzenin gereksinimleri karşılanıyor- du. AKP hükümetinin çıkardığı yasa ile müze dernek- lerinin, müze ortamında çalışmasına da yasak geti- riliyor. Dernek birimleri müze dışına çıkmak zorunda bırakılıyor, Topkapı Sarayı Müzesi. Ayasofya Müzesi. Anado- lu Medeniyetleri Müzesi. Antalya Müzesi. Aspendos. Efes. Bunların hepsinde, devletin gönderdiği maaş dışında verilen hizmetlerin hemen hepsi müze der- neklerinin satış yoluyla elde ettiği gelirden saglanıyor- du. Bu dernekler müze ortamından çıkartılınca her- hangi bir ürün satamayacaklar ve müzelerin ayakta durması için "özelleştirme" kaçmılmaz olacak; ya- bancilardan teklifler alınacak! Hesap bu kadar basit. Kültürünü bile satan bir ulus olduk. Türkiye, kendi kültürüne bu kadar yabancı bir iktidar görmemişti. SESSİZSEDASIZ(!) Bodrum ve CHP'nin yetkili karar organı CHP Parti Meclisi, 22 Şubat'taki toplantısında Bodrum belediye baş- kanlığı için eski milletvekillerinden Mu- sa Gökbel'i aday gösteriyor. Gökbel'in yetki belgesi özel kurye ile 24Şubat'ta CHP Muğla ll Başkanlığı'na ulaşıyor. Bu arada Bodrum Belediye Başka- nı Mazlum Ağan, CHP'den aday gösterilmediğini görünce DSP'den a- day olduğunu açıklıyor. Fakat bu sırada CHP Muğla ll Baş- kanlığı'na Ankara'dan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Noyan imza- lı bir faks mesajı geliyor ve mesajda Parti Meclisi'nce aday gösterilen Mu- sa Gökbel'e yetki belgesinin verilme- mesi isteniyor, Gökbel'in yerine Maz- lum Ağan'ın aday gösterildiği bildirili- yor. Ağan'ın yetki belgesi de zaman yeterii olmadığı için kurye yerine faks yoluyla Muğla II Başkanlığı'na iletiliyor. CHP'nin Bodrum Belediye Başkan adayı olarak, llçe Seçim Kurulu'na D- SP'den aday olacağını açıklayan Mu- sa Ağan'ın adı bildiriliyor. Musa Gök- bel de CHP'den istifa edip bağımsız aday oluyor. Siyasette olur böyle vakalar... Seçmen gerçeği sandıkta yakalar! Ancak ortada merak edilen bir so- ru var: "Musa Gökbel'in adaytık kara- nnın alındığı 22 Şubattan, listelerin ve- ' rildiği günün akşamına kadar, CHP Parti Meclisi yeniden toplanmadığına göre, Gökbel'in yerine Ağan'ı partinin hangi yetkili organı aday gösterdi?" Yüksek Yerilim Hattı Her şeyi hükümet kontrolündeki medyadan bekleme: Kendi yalakalığını kendin yap! erdincutku' yahoo.com ^Çoğalacagtz Daha' Çoğalmabyız Daha DENtZBANOGLU Duyarlı, yurtsever insanlan- mız ülkemizde neler olduğu- nun farkında. En azından ben böyle düşünmek istiyorum. Ve eğer gerçekten farkındaysa, 28 Mart yerel seçimlerinde, geçen dönemdeki "adamsen- deci" tavrından kurtulup sil- kinmeli.yaşadığı, soluk aldığı, gelecek günlere yetiştirdiği çocuklannın doğup büyümek- te olduğu bu topraklann ger- çek sahibi olmak istiyorsa, sandık başına giderek mutla- ka oyunu kullanmalıdır. Ve kul- lanacağı "oy" da mutlaka ve mutlaka, "utanmadan hâlâ Cumhuhyeti, devrimlerini, Atatürk'ü, Lozan'ı, ulusçulu- ğu tartışan; demokrasi adına şeriatı, insan haklan adına bö- lücûlüğü, Avrupa Birliği adına toprak bölünmüşlüğünü" sa- vunan kendini bilmez bir ikti- dar partisinin adaylanna karşı "keskin bir kılıç" gibi kullan- malıdır. Yoksa ülkemiz adım adım değil, hızla ve hepimizin gözlerinin önünde, belki de bir daha geri dönüşü olmayacak "bir çöküşe" sürükleyen AKP icadı 'demokratik dikta'nm esiri olacaktır. Evet o 'demokratik dikta' ki, yüzde 25'lik bir azınlikla ço- ğunluğa hükmetmekte, koca bir ulusu felakete sürükleyen yasalan sorumsuzca çıkara- bilmektedir. Muhalefetsiz bir Meclis'te, astığım astık kestiğim kestik örneği, ülkenin topraklarını, kamu kurum ve kuruluşlannı "özelleştirme, küreselleşme, yenileşme, gelişim" perdesi arkasında yabancılara pazar- lamaktadır, En utantlası olan ise görsel veyazılı medyanın, biryandan aş-iş derdine düşmüş kitlele- ri, popstar-televole kültürsüz- lüğtı ile afyonlarken diğer yan- dan AB-ABD-AKP işbirliğine ortak olmasıdır. "8Ü işin sonu neye varacak diye" gerçek yurtseverierin uykulannı kaçıran böylesine iç karartan, bunaltan bir ortam- da, Attilâ llhanın televizyon programlannda "vurguladığı" halkın sağduyusu inanılmaz bir devinim içindedir. Sonsuz bir umut kıvılcımıyla etrafına ışık yaymaya çoktan başlamış olan "ulusalcı" hareketler ina- nılmaz bir hızla toparlanmak- tadır. Ve bu toparlanma, "Ca- nım AKP de iyi işler yapıyor" diyebilen aymazlara rağmen.. emperyalizmin 21 'inci yüzyıl- daki adı olan küreseüeşmeyi, değişimle, gerçek ulusçuluğu aşın milliyetçilikle kanştıran ki- mi sözde Atatürkçü sivil top- lum kuruluşlannın karşı çık- malarına rağmen.. iktidar, medya, iş dünyası üçlüsünün büyük sermaye ile el ele vere- rek "Süyük Ortadoğu Proje- s/"nin destekçisi olmasına rağmen "ulusal hareket" adı altında başlamıştır. Şimdi bu erdemlı hareketin beklentisi çoğalmak, çoğalmak ve daha çoğalmaktır. Deniz tükenmiş, kara görünmüştür... Söz tü- kenmiş, eylem görünmüştür... Kazanılan devrimleri geliştire- cek, daha ileriye taşıyacak gençlerimizin, yurtseverlerimi- zin bu ulusalcı harekete katıl- ması, yurtseverlik, vatanse- veıiik görevidir. Değerli ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca nın dizelerinde ol- duğu gibi: Ben Atatürk, Derim ki; Ellerinizde, bilginin, özgür- lüğün ışığı Avuçlannız doğmak üzere olan bir çağa uzanmış Bir evren kardeşliğinde Çoğalacaksınız daha... Evetonlarbeklesinler... Ço- ğalacağızdaha... KİM KİME DUM DU1VIA BEHÎÇAK behicakc turk.net ÇtZGİLİK KÂMİL msARicı kamilmasaraci ı mynet.com HARBt SEMÎH POROY semihporoyff yahoo.com HAYAT EPİK TtYATROSU MVSTAFA BAKIRKÖY1. AİLE MAHKEMESİ HÂKtVILİĞrNDEN EsasNo:2003 571 Davacı: Nurdan Seyhan-Vekili: Av. Yılmaz Gülşen Davalı: Salih Seyhan Aksaray Cad. Birlik Han 3/4 LalelL Istanbul Dava: Boşanma.-Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan başanma davasının yapılan açık duruşması uyarınca: Davalı Salih Seyhan'ın belirtilen adreslenne dava dilekçesinın fcbliğ edilemedıği, adres araştırmasında da adı geçenin adresınin lulunamadığı 7201 sayılı kanunun 28-29 maddeleri hükmüne bina- «ı dava dılekçestnin ilanen tebliğine karar venlmiştir. Davahnın 11.06.2004 günü saat 09.40'da mahkememızde hazır «Iması. belli edilen gün ve saatte gelmesı veya kendısini bir vekil le temsil ettirmesi. gelmediği veya mazeret bildirmediğı. delil de braz etmediği takdirde HUMK'nun 213-377. maddeleri uyannca 'argılamanın yokluğunda yapılacaâı ve hüküm kurulacağı. dava di- ekçesinin tebliği yenne geçerli olmak üzere ilanen duyurulur. tşbu ilan yayımlandığı tanhten itıbaren 15 gün sonra tebliğ yapıl- tuş sayılacaktır. Basm: 104Q3 IRAK'TA ONAYLANAN GECÎCİ ANAYASA0AN TÜRKİYE . RAHATSIZMIS !.. •TH.AK SECtCİ ANAYASAST'... BIZIM KAFAYA DA BU NASİP OLDU!. TARİHTE BLGLN MÜMTAZ ARIKAN 11 Mart ırtttc.mumtaz-arikan .com F. u/. Murnau 188S- 1331 BAKIRKÖY 3. AÎLE M\HKEMESİ'NDEN 2003 1277 Sivas, Dıvriği Uzunbağ. C: 123, H: 4'te kayıtlı AJi Rıza ve Güla- rar'dan olma 1975 d.lu Yılmaz Erdoğanın hacir altına alınarak kendisme vasi tayin edilen aynı yerde kayıtlı Musa Satı'dan olma 1952 d.lu babası Alı Rıza Erdoğanın vasılik görevinin devamına k,ırar venlmiştir. İlan olunur. Basın: 10436 ILK VAMPİR FILMININ YöNETMGNL. 1931 'DE BUGÜN, ÛNLÜ ALMAN Ff'LM YÖNETMENİ FüıEC^fCH ' V<LH£LAA MUENAU, B/K leAZA GOHUCU KAUFO&NIYA 'OA ÖLMÜŞ- TÜ. OTOMO8İLİYLE SÜGAT YAPAGKEH YOCPAM[ÇrfiMlf VG SAfl- MI ÇARPA&AK BeyiN KAMAMAS/ GEÇİ£Mİ$Tİ. I. DÜMYA SAI/A- ÇI'MA SAI/AŞ PILOTU OLARAK KATILAN MURNAU, DAHA ALMAN PROPAGANDA PRLMLGTSJ V&PAIAYA G/&ŞMIŞ, SU ONUN SıNBMA KA&RS&ıKıN BAÇLANS'C OLAAUÇTU. •HŞAVUeuMCU "(BKSPItESYONtGr^ SİNEMA EN ÖNEMLJ ÜYELE&IN&EU SAYILAfJ YÖNETMEN, IUC VAMPI/e &İLMİ OIAN "VAUPte NOSFE&ATU" Y(J İ3ZZ Y/UNPA rAAtAMLAMIŞrt- BU ARADA "SOH GüLEN* VE "FAUST" &İB( YANKILAR UYAMOIfZAN X4PtTZAR DA oeADA , "ŞAPAK'fSuNfHGE} ADLI ÖNEMLİ FILMrNı 7 DUZ ÇtZGİ ÜMİT ZİLELİ 'Vatan MefluımıT Genç, şıkgiyimli adam işaret parmağını şiddetlesal- layarak bağınrken sinirden titriyordu: - Yalan söylüyorsunuz!.. Konferans salonunda patlayan bu sesin ardından tüm başlar, kendisini kaybetmesine ramak kalan kişi- ye döndü... 0 hâlâ sesinin ulaşabileceğı en yüksek per- deyi arayarak o iki sözcüğü yineliyordu... İşaret parma- ğınm hakaretedercesine uzandığı konuşmacı bendim!.. Beyefendinin öfke nöbetine tutulmasına neden olan sözlerim ise şunlardı: - Dünyanın hiçbir demokratik ve çağdaş ülke- sinde bir başbakan, o makama geldikten sonra ti- caret yapmaz. Böyle bir durum zaten bu tür ülke- lehn çoğunda yasalarla engellenmiştir. Ama önemli olan yasalar da değil, ahlaki tutumdur. A- ma bizim başbakanımız o makama geldikten son- ra da bir gazoz dağıtım şirketine ortak oldu. Şık giyimli genç adam işte bu sözlerime alınmış, be- ni yalancılıkla suçluyordu... Ortaya koyduğu gerekçe ise şuydu: - Ben degazete okuyorum!. Böyle birhaberoku- madım!. Üstelik Tayyip Bey, daha geçen gün bir söyleşide şirketlerini başbakan olmadan çok ön- ce kurduğunu söyledi... Genç adam bu sözlerinin üzerine salondan yükse- len kahkahalar karşısında önce şaşırdı, tedirgin oldu, sonra soru dolu gözlerie bana döndü. Önce hangi ga- zeteyi okuduğunu sordum, sonra yanıtladım: - Yanılıyorsunuz!. Okuduğunuz o çok satan ga- zete o haberi yazdı. Yanılmıyorsam 27. sayfastn- da tek sûtun olarak verdi. Demek ki dikkatli bir okuyucu değilmişsiniz, gözünüzden kaçmışü! Tay- yip Bey'in yaptığı söyleşide söylediği sözlere ge- fince; koskoca başbakan yalan söylemiş demeye dilim varmıyor, unutmuş olsa gerekü! Recep Tay- yip Erdoğan, 2003 Aralık ayında Cola Turka pazar- lamak üzere kurulan Yeni Doğan AŞ"ye yüzde 12 ile ortak olmuştur. Genç, şık giyimli adam özür dilediü! Utanç verici teslimiyet CHP, AKP iktidannın medyayı ekonomik baskı ve sansürieteslim aldığı gerekçesiyleTBMM'de genel gö- rüşme açılmasını istedi... - Yalan mı?!.. Yukarıdaki içimi sızlatan örnek, tek başınaTürk med- yasının ezici çoğunluğunun iktidara yamandığını gös- termiyor mu?.. Çok değil, on yıl önce SHP'li kadın ba- kanı bakanlığın bütçesinden çıçek gönderdiği için man- şetleretaşıyıp istifayazorlayan şanlı medyamız, bugün tüccar başbakanın şirketinı ıç sayfalarda kaybetme be- cerisini gösteriyorsa iş bitmiştir!.. Şayet bu medya, 100 bin emekçinin Ankara'da yap- tığı eylemi geçiştirmek için olağanüstü gayret gösteri- yorsa, yurdun dört bir yanından yola çıkan binlerce farklı ideolojiden insanın, Denktaş'ı görkemli karşıla- ma törenini "statüko" şeklinde karikatürteştiriyorsa, demokratik k'rtle örgütlerinin olağanüstü katılımlı "3 Devrim Yasası"panelint komutanlan hedefgösterme- ye indirgiyorsa CHP, bu utanç verici teslimiyeti Mec- lis'e taşımakta sonuna dek haklıdır... - Ancak bu görüşmeyapıisa bile bu medyada yer al- mayacaktır!.. Teslim olmanın ötesi!.. Ancak, teslim olmakla işbirlikçi olmak arasındaki in- ce çizgıye dikkat etmek gerek... Medyadayer alan işbirlikçi takım, teslim olmanın çok ötesine geçmiş durumda. Bunlardan birinin yanm say- falık köşesinde üç gün önce şöyle bir başlık vardr. - AKPye vur, gerisini hiç düşünmef!) Kutlamak gerek, lafı hiç gevelememişti: - Bende mi bir acayiplik var acaba? Algılama yeteneğim mi köreldi? Nasıl oluyor da çevremde- ki birçok kimsenin "büyük tehlike" olarak algıla- dığt gelişmeleri değil de bu "büyük tehlike"ye kar- şı gösterilen tepkiyi daha tehlikeli buluyorum?. Tabii, bu acı acı gülümseten "yandaşlık" ilanının ya- nında, niçın "dönek" olduğunu uzun uzun anlatan, yurtseverliğin modasınm geçtiğini bilimsel verilerle açık- layan, başbakanın maaşının kendisinin maaşmdan az olmasını neredeyse gözyaşlanyla karşılayan iliştirilmiş köşe sahipleri de mevcutü! Bunlan okurken aklıma sevgili Mustafa Balbay'ın pazartesi günkü yazısı geldi: - Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyoruz. Bir yerde kızdı, "Ben bunu yapana vatan haini derim" dedi... Görüşüne katılmadım... Bir kişiye vatan ha- ini demek için, önce onda vatan mefhumu o/ma- sı gerekir!.. E-posta: umrtzilelifnttnet.neLtr BULMACA SEDAT YAŞAYA* 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Genişkenar- lıveyüksek bir şapka. II Silıs grubundan de- ğerli bir mine- ral... Mevlevi dervişlerinin dönerek yap- tıklan ayin. 3/ Şaka. Yüz metre kare tu- tannda alan öl- çüsü birimi. 4/ Gördek bahğına veri- len bir başka ad... Ça- nakkale Boğazı'nda. pek çok deniz kazası- nın meydana geldıği burun. 5/ Avrupa'ya özgü, kısa öykülühalk şarkısı. 6/ Ergene- kon'dan çıkışlannda Göktürklere yol gös- terdiğine inanılan dişi kurt. 7/ Renyum elementinin simgesı... Yiğit. kahraman... Sulakyer. 8/ "Patagonyatavşam" da denüen ve Güney ,\merika"da yaşayan kemirgen hay\ an... Birleşik bır şeyi oluşturan yaluıç şeylerden her biri. 9/ Güney Anadolu'da yaşa- yan Türkmenler arasında yaygın olan ve "ınzva'" da denilen telli bir çalgı. YUKARIDAN AŞAĞI\ A: 1/Venezuella'mn para birimi. 2/İncevedüzgün doknn- muşpamuWubirkumaş...Gökyüzü.3/"'—^Tekin":Ya- zanmız... Utanç duyma. 4/ Düğme deliği... Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. 5/ Üç bentten olusan bir Ba- tı şiiri türü 61 "'Orhan —•": Oyun yazanmız. 7/Birno- ta... Orta Avrupa"daki dağs\rası... Dere,çay. 8/Budizm ınanışında şeytan... Bir tümceyi oluşturan binmlerden ierbiri. 9/Düzeasız. gelİ5İgÜ7el ış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle