Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ŞUBAT 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishab(Ş cumhuriyet.com.tr 11
Türkiye'den, Kıbns'ta vanlacak anlaşmayı referandum öncesinde kabul etmesi isteniyor
Annan'dan onaykoşuluAYHAN ŞİMŞEK
ANKARA - BM Genel Sekreteri Kofı An-
nan'm, Kıbnsta müzakereleri başlatmak ıçin
Ankara'nın öniine yeni bir koşul koyarak,
vanlacak anlaşmanın referandum öncesinde
Türkıye tarafından "onaylanmasını" ıstedı-
ği ortaya çıktı. Kofi Annan'ın davet mektu-
bunda yer verdiği koşul, 21 Nisan'da adada
yapılacak referandum öncesinde Türk hükü-
metinin Meclis'ten karar alarak anlaşmayı
onayladığı taahüdünü vermesini öngörüyor.
Annan mektubunda, 31 Mart'ta tamamlana-
cak anlaşmanın Türkiye ile birlikte diğer ga-
rantör ülkeler Yunanistan ve îngiltere tarafın-
dan da onaylamalan için "son tarihin" 9 Ni-
san olduğunu bildirdi. Genel Sekreter, 3 ga-
rantör ülkeden bu tarihe kadar kendi arala-
rında resmi yazışmalannı da tamamlamala-
nnı istedi.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, taraf-
lara gönderdiği davet mektubunda öne sür-
düğü yeni koşul Ankara'da "soğuk duş" et-
• Annan'ın davetinde, hükümeti büyük sıkıntıya sokan koşulun Genel
Sekreter'in referandum öncesinde Türkiye'den anlaşmanın onayını istemesi
olduğu ortaya çıktı. Genel Sekreter'in yeni koşulu, boşluklan yine Annan
tarafından doldurulacak anlaşma için 9 Nisan'a kadar Meclis'ten onay alınmasını
öngörüyor.
kisi yarattı. Dışişleri Bakanı
AbduOahGül, ABD Dışişle-
ri Bakanı Cofin PoweD ile te-
lefon görüşmesinde, referan-
dum öncesinde onay koşulun-
dan duyulan rahatsızlığı ile-
tirken. Genel Sekreter'in ik-
na edilmesi ıçin devTeye gir-
melerinı istediği öğrenildi.
Türk diplomatlara göre An-
nan'ın bu isteminin karşılan-
ması. Anayasa'ya göre ta-
mamlanmamış bir anlaşma-
nın onayı olamayacağı için
olanaksız bulunuyor.
Diplomatik kaynaklar, Ankara'nın An-
nan'ın davet mektubu üzerinde temel çekin-
cesinin onay koşulu oldu-
ğunu, ancak Kıbns Türk
tarafının daha fazla konu-
da çekincesinin bulundu-
ğunu kaydediyorlar.
BM Genel Sekreteri Ko-
fi Annan, geçen sene 23
Şubat'ta taraflara sundu-
ğu son planda. Türkiye ve
diğer garantör ülkelerden
yalnızca "ortak açıkla-
mayla". referanduma git-
meyi ve referandumda
onaylanacak anlaşmanın
imzalanacağı taahüdü istemişti. Türk tarafı,
anayasaya göre bu yetkinin Meclis'te oldu-
ğunu belirterek. bu açıklamanın imzalanama-
yacağını söylemiştı. Rum lider Tasos Papa-
dopulos ise, Türkiye planı kabul etmedikçe
kendilerinin de referanduma gitmeyi kabul et-
meyecekleri söylemiştı.
Ciddi risk
Genel Sekreter, bu nedenle 10 Şubat için
davet mektubunda onay koşuluna yeni unsur-
lar ekledi. Annan, en geç 10 Nisan'a kadar
"iç hukuk açısından gerekli tüm işkmkrin ta-
manüannıası" koşulunu getirirken, 9 Nisan'a
kadar üç garantör ülkenin kendi aralannda bu
konuda yazışmalannı tamamlamalannı ve
kendisine de yazılı taahhütlerini iletmelerini
istedi. Kıbns Türk tarafı. Annan'ın bu iste-
minin siyasi bir taahüdün çok ötesine geçme-
si ve bağlayıcı hukuki sonuçlar doğuracak ol-
ması nedeniyle ciddi riskler getirdiğini dü-
şünüyor. Genel Sekreter. davet mektubunda
referandum sonucunun olumsuz olması du-
rumunda verilen taahhütlerin yasal bir etki ta-
şımayacağını belırtse de, Türk tarafı bunu
güçlü bir güvence olarak değerlendirmiyor.
IBRIS
Erdoğan hn
stratejisi
çöktii
SERKAN DEMİRTAŞ
ANKARA - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan "ın yürüttüğü
"ofansif (atak) diplomasi",
Kıbns sorununda Türk tarafinı
daha da zor bir duruma soktu.
Erdoğan'ın "Rumlardan bir
adım önde olma" stratejisiyle
BM Genel Sekreten Kofı
Annan'a verdiği açık çek,
Ankara ve Lefkoşa'ya önceki
gün ulaşan mektubun daha da
ağır koşullarla dolmasına yol
açtı. Buna karşılık Annan,
Erdoğan'ın 24 Ocak'ta
Davos'ta yaptığı görüşmede
dile getırdıği hiçbir istemi de
yerine getırmeyerek AKP
hükümetinın çıkışını zayıflattı.
u
Rumlardan bir adım önde
olma" sloganı, 10 Şubat
randevusu öncesinde Türk
tarafinı iyice sıkıştırdı. tktidar,
12-13 Arahk Brüksel
Zirvesi'nin ardından Kıbns
sorununun 1 Mayıs 20O4'e
kadar çözümü için bir girişim
başlattı. Bu girişim
kapsamında, Annan'la da
"ince bir diplomasi oyunu"
oynandı ama kazançlı çıkan
Annan oldu. Erdoğan'ın
yaşama geçiremediği öneriler
şöyle:
• De Soto dcğişmcdi: Annan
Planı'nı -taraflar üzerinde
anlaşamasa bile- referanduma
götürme güvencesi sunan
Erdoğan, Genel Sekreter'den
Alvaro De Soto' nun
değiştirilmesini istedi. Ancak
Annan bunu reddetti.
• Povvell arabulucu olmadı:
Türk tarafı, ABD Dışişleri
Bakanı Coün PoweD'ın
arabulucu olmasını istedi.
Daha sonra arabulucu ifadesini
"kolaylaştmcı" olarak
değiştiren Ankara, ret yanıtı
aldı.
• ABD desteği: Türkiye'nin
amacı Erdoğan-Bush
görüsmesiyle ABD'nin tam
desteğini almaktı. ABD ise
Annan'ı ve koşullannı
destekledi.
• Ön müzakere olnıadı:
Türkiye, Annan'ın "otomatik
referandum" koşulundan
kurtulabilmek için Genel
Sekreter'e "ön müzakere"
önerdi. Annan, ön görüşmeyi
kabul etmediği gibi "10
Şubat'ta geürseniz,
referandumu da kabul
edersiniz" koşulunu dayattı.
• Daralülmış metin: Annan,
Türk tarafının "daraltümıs
metin" önerisini de kabul
etmedi ve müzakerelerin 25
Mart'ta tamamlanıp 21
Nisan'da referanduma
götürülmesini istedi.
• Koşullar yumuşatılamadı:
Türkiye "nın, "otomatik
referandum ve boşluklann
Annan tarafından
doldurulması" koşullannın
yumuşatılması yönündeki
istemleri sonuçsuz kaldı.
Bunun en büyük nedeni,
Erdoğan'ın Annan'a Davos'ta
her türlü güvenceyi veren
11
"açık çek" sunması oldu.
Türkiye'nin çekincelerini telefonla Bush'a aktaran Erdoğan güvence alamadı
Hükümette mektup telaşı• Türkiye'nin 3 temel
çekincesini Bush'a aktaran
Erdoğan, bu konulann
Annan'a telkin edilmesini
istedi. Bush ise gerek gördüğü
zaman Annan ile görüşeceğini
vurgularken "Süreci destek-
liyoruz. Türkiye'nin banş
konusundaki kararhlığına
inancımız tam" dedi. Bush,
Türkiye'nin çekinceleri
konusunda ise yorum
yapmaktan kaçınırken bu
konuda güvence vermedi.
EBRUTOKTAR
ANKARA - BM Genel Sekreten
Kofı Annan' ın mektubuyla hayal kı-
nklığına uğrayan hükümet. ABD yö-
netimini devreye soktu. Başbakan
Tayyip Erdoğan, dün ABD Başkanı
George W.Bush'u arayarak KKTC
Cumhurbaşkanı RaufDenktaş'ın 10
Şubat'ta New York'a gideceğini, an-
cak Türkiye'nin 3 temel çekincesin-
de değişme olmadığını söyledi. Ka-
lıcı çözüm bulununcaya kadar
KKTC'deki Türk askeri varlığmın
devamını, Türkiye'nin garantörlü-
ğünün sürmesini ve adada ikı kesim-
liliğin korunmasını isteyen Erdoğan,
bu konulann Annan'a telkin edilme-
sini istedi. Bush ise gerek gördüğü
zaman Annan ile görüşeceğini belir-
terek "Süreci destekliyoruz" yanıtı-
nı verdi. Bush, Türkiye'nin hassasi-
yetlerinin karşılanacağı yönünde hiç-
bir taahhütte bulunmadı. Genelkur-
may Başkanı Orgeneral Hilnü Öz-
kök'ün bugün Erdoğan ile Başba-
kanlık 'ta bir araya ge lerek Annan' m
daveti hakkında durum değerlendir-
mesi yapacağı öğrenildi.
BM Genel Sekreteri Annan'ın ta-
raflara yaptığı davette öne sürdüğü
koşullar hükümette hayal kınklığı
yarattı. Kıbns ana gündem madde-
siyle toplanan Bakanlar Kurulu'nda
Annan'ın mektubunun Türk tarafı-
nın beklentilerini karşılamadığı de-
ğerlendirmesi yapıldı. Hükümet Söz-
Gül ve Verheugen Kıbrıs'ı
Demokratlan çatısında toplayan Avrupa Halk Partisi'nin 16. Kongre-
si'ne katılan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,
dün Verheugen ile bir araya geldi. Verheugen, Gül ile görüşmesinde
"Kıbns tek sesle kendini ifade eden ve birliğin içinde karar süreciıü kilit-
lemeyen bir üye olmah" dedi.
cüsü Cemil Çiçek. mektubun bütün
yönleriyle değerlendınlerek bugün bir
karara vanlacağını açıkladı. Bakan-
lar Kurulu'nda. "Rum tarafının ata-
yacağı adımlann izlenmesi, Rum ta-
rafı ne yapıyorsa aynısının yapılma-
s " karan alındı. Bu çerçevede An-
nan'ın daveti çerçevesinde 10 Şu-
bat'ta New York'a gidilmesi. ancak
Rum tarafı çekincelerini bir yazıyla
iletecekse, aynı yöntemin Türk tara-
fınca da izlenmesi karara bağlandı.
Ankara'daki diplomaside artan tra-
fık, hükümetin ABD yönetimini dev-
reye sokma girişimleri ile devam et-
ti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül
ABD Dışişleri Bakanı Coün Poweü" ı.
akşam saat 17.30'da da Başbakan
Erdoğan ABD Başkanı George W.
Bush'u telefonla aradı.
Erdoğan. Türkiye'nin Kıbns so-
rununun çözümü konusunda karar-
lı olduğunu, bu konudaki iyi niyetı-
ni sürdüreceğini, bu nedenle Türk
tarafının 10 Şubat'ta New York'ta
bulunacağını bildirdi.
Erdoğan. ancak Türkiye'nin Türk
askerinin adadakivarhğı,Türkiye'nin
garantörtiiğü \e adada iki halkın eşit-
liğine dayanan iki kesimliliğin sür-
mesi" konulanndaki hassasiyetlen-
nın aynen sürdüğünü \-urguladi. Tür-
kiye'nın bunu daha önce BM Genel
Sekreteri Annan'a Davos'ta aktar-
dığını anımsatan Erdoğan, Washing-
ton'da yaptığı temaslarda da bu ko-
nu üzerinde durduğunu belirttı. Er-
doğan, -Bu konuda tutumumuzda bir
değişiklik yok" diyerek, Annanın
mektubundan duyduğu rahatsızlığı
ıma etti. Türkiye'nin hassasiyetleri-
nın Annan'a iletilmesi mesajını ve-
ren Erdoğan, Bush'tan "Bu süreçte
olumlu katkılannızı bekliyoruz" ta-
lebinde bulundu.
Bush, Türkiye'nin
çekincelerini es geçti
Bush. bu konuda "Süreci destek-
Kyoruz" yanıtını vererek, ABD'nin
önceliğinin Kıbrıs sorununun bir an
önce çözülmesi olduğu mesajını ve-
rirken, Türkiye'nin çekinceleri konu-
sunda yorum yapmadı.
Kendısının Annan ile daha önce gö-
rüştüğünü kaydeden ABD Başkanı
Bush, "Gerek gördüğüm her dakika
devreye gireceğiz. Gerekirse Sayın
Annan ile yeniden görüşeceğim" di-
ye konuştu.Bush, Povvell ile Gül'ün
de sık sık telefonda görüştüğünü ve
temas halinde olduğunu söyledi.
Bush. "Kıbns sorununun çözümü
konusunda aldığı olumlu izknimi ve
Türkiye'nin çözüm konusundaki ka-
rarhbğını Powell'ın Annan'a iletece-
ğini" ifade etti. Türkiye'nin banş yö-
nündeki çabalannı desteklediklerini
vıırgulayan Bush. "Sizin gerçekten ba-
nş istediğinize kesin inancımız var. Bu
konuda yanınızdayız. Süreci destek-
liyoruz. ABD, Kıbns sorununun
bir an önce çözülmesi yönündeki ça-
balannı sürdürecektir" dedi.
KKTC CUMHURBAŞKANI RAUF DENKTAŞ ANNAN'IN KOŞULLU DAVETlNt DEĞERLENDtRDÎ:
Pkuı, dayatmanın daniskası
ANKARA/LEFKOŞA (Cumhu-
riyet) - KKTC Cumhurbaşkanı Ra-
uf Denktaş, BM Genel Sekreteri Ko-
fi Annan'ın görüşmeler için koşul-
lu davetini u
dayatmanın daniskası"
olarak nitelendirirken, yine de pazar
günü New York'a gideceklerinin işa-
retini verdi.
Denktaş, Lefkoşa'da yaptığı açıkla-
mada, "Annan'a bugün veya yann y^-
zılı bir yanrt vereceğiz. Bunun üzeri-
ne eğer Türkiye'den gelen haberler
olumlu ise herhalde pazar günü Nen
York'a hareket edeceğiz'' dedi. Bazı
medya kuruluşlannın yaptığı tek yan-
lı yayınlar için sitemde bulunan Denk-
taş'a, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül
destek verdi. Gül, Denktaş'a baskı
yapılmasını eleştirerek tarihsel so-
rumluluk taşıyan Denktaş "ın her ko-
nuyu en ince şekilde değerlendirme-
sinin doğal olduğunu kaydettı. An-
nan'ın müzakereleri başlatmak için
katı koşullar öne sürmesınden rahat-
sız olan Türk tarafı, yeni diplomatik
girişimler için harekete geçti.
• KKTC Cumhurbaşkarn Rauf Denktaş, Lefkoşa'da yaptığı açıklamada"Annan'a
bugün veya yann yazılı bir yanıt vereceğiz. Bunun üzerine eğer Türkiye'den gelen
haberler olumlu ise herhalde pazar günü New York'a hareket edeceğiz" dedi. Denktaş
New York'takı toplantının 1 günlük olacağmı söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
ve Denktaş'ın. Annan'a yazacakla-
n ayn mektuplarla çekincelerini ile-
tecekleri belirtilirken Ankara'nın
yürüttüğü üst düzey temaslarda An-
nan üzerinde etkide bulunmaya ça-
lıştığı öğrenildi.
Denktaş: tatminolduk
Denktaş. Başbakan Mehmet Ali
Talat ve Dışişleri Bakanı Serdar
Denktaş ile dün Lefkoşa'ya döner-
ken Dışışlen Bakanlığı Kıbrıs ma-
sası sorumlusu Büyükelçi Ertuğrul
Apakan'ın da Lefkoşa'ya gitmesi
dikkat çekti.
Denktaş. Lefkoşa'da yaptığı açık-
lamada, New York'taki toplantının bir
günlük olacağını, bunun müzakere-
leri başlatacak değil kapı açacak ni-
telikte olacağını söyledi. Denktaş,
"Türk hükümeti görüşlerinize sıcak
bakıyor mu?" sorusu üzerine şunla-
n söyledi: "Birlikte değeriendirme-
ler yapök. Tatmin oldıık. Türkhükü-
meti çok iyi niyetle, çok büyükaçıhm-
lar yapmıştır. Ama cevabmı alama-
mışür. Bunu kendileri de «örnıüş ve
üzühnüştür."
'AUahın emri değil'
Nevv York'a gitmekle, Annan'ın
tüm koşullannın kabul edilmiş sayı-
lacağı yönündeki bir soru üzerine de
Denktaş şunlan söyledi:
"Sayuı Annan böy le dedi diye, bu
Allahın emri değil ki. Biz de kendisi-
ne hem \azılı yanıt vereceğiz hem de
gideceğiz mesela. Bize, niye > azılı ya-
nıt verdiniz, niy e geldiniz diy ecek de-
ğiL Böyle müzakere obnaz. Dolayısıy-
b bırakınıy değerlendirmemizi ya-
palını, cevabunızı da yazahm, gide-
Hmde."
Denktaş. Ankara'da da gazetecile-
re sitemde bulundu. Basınm farklı
davranması durumunda bugün daha
güzel bir yerde olacaklanru söyleyen
Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bir sitem. Kıbns meselesi bu-
gün gökten inmcdi, 40 yıldn- devam
ediy or, Rum tarafı en büyük haksız-
bğı yapryor. Bize yapılan zarara iliş-
kin kimsenin söz söyledigi yok. Ama
bir günde Kıbns'ı haUetmek için bü-
yük heyecan oluştu."
Denktaş. .Annan'ın koşullu dave-
tini dayatma olarak nitelendirirken.
"İki ayağımızı bir pabuca koyuyor-
lar. Bu, dayatmanın daniskası. Böy-
le müzakere olmaz. Ya gel ve gehrsen
kabul et,gehnezsen de suçlu oL Bu mü-
zakere değil ki" dedk
AÇIKÇA
ŞUKRU StNA GUREL
Çokuş
Yapılar, eğer insan bilgi ve emeği doğa karşısın-
da aciz kalırsa çökerler. ikinci bir çöküş nedeni var-
dır: Cehalet ve/veya hilekârlık. Doğa yasalan bu iki-
sini de affetmez.
Geçen hafta, önce Konya'daki Zümrüt Apartma-
nı çöktü, belki yap-satçının cehalet ve/veya hilekâr-
lığından ötürü; belki de, iddia doğruysa, altındaki
dükkândaki kolonlan kesen kafada kâr etmekten
başka bir kavrama yer kalmamış olmasından... Şim-
di bu çöküşün sorumluları bulunupyargılanacak. Bu
kadar kayıp ve acıdan sonra, hele gelecek için ders
çıkmayacaksa, neye yarayacak?
Geçen hafta bir başka çöküş daha yaşanmaya baş-
ladı ki, sorumluları belli, ama çatırdayan yapıyı kur-
tarması gerekenler de onlar. Türk dış politikası, da-
ha doğrusu bu iktidarın dış politikası artık çökü-
yor. Sorumluları da belli: Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül. İkinci
derecedesorumlular bütün hükümet üyeleri veAKP'li
milletvekilleri.
TEMELDEKİ SAKATLIK: Çöküşü hazırlayan,
AKP dış politikasında daha temel atılırken oluş-
turulan yanlışlık ve sakatlıklardır. Sakatlık, daha
Kasım 2002'den beri, Tayyip Bey ve arkadaşları-
nın AB ve ABD'ye yaranmayı temel amaç olarak
görmeleriyle başlamıştır. Dışarıda iyi ilişkileraramak
başka şeydir, ne pahasına olursa olsun başkalarına
yaranmayı temel amaç halinegetirmek başka... Tay-
yip Bey ve arkadaşlan, iktidarlarını sağlamlaştırmak.
meşruiyeti dışardan ithal etmek için, ne vermeleri
gerekiyorsa, vermeye hazır olduklarını daha baştan
ilan etmişlerdir.
Tayyip Bey ve arkadaşlan, daha AKP hükümeti ku-
rulmadan kollan sıvamış ve "AB'den müzakere tarihi
alma" konusuyla, Kıbrıs gibi temel konuları "aynı se-
pete" koyduklarını ilan ederek, temel dış politika ko-
nularımızı AB'nin kucağına vermişlerdir. Aynı zaman-
da, bizden yeni "reform" istenmediği halde, AB'nin Tür-
kiye'nin devlet yapısıyla ılgili değişiklik istekleri kendi
amaçlarıyla aynı olduğundan, "yenireform paketleh"
hazrılayacaklarını da daha ışin başında duyurmuşlar-
dır Böylece. Türkiye biryandan dış politikasının te-
mellerini oluşturan temel hak ve çıkarianndan vaz-
geçecek, öte yandan da uluslararası hegemonya-
cılann istediği gibi cemaat, tarikat ve yerellikler-
den oluşan ve "ulus devlet" olmaktan çıkan bir in-
san topluluğuna dönüştürülecekti. Karşılığında
da Tayyip Bey ve arkadaşlan iktidarlarını sağlam-
laştırıp meşruiyet kazanırken, toplumu da iste-
dikleri gibi "dönüştüreceklerdi".
YAPININ YÜKSELİŞİ: Tayyip Bey ve arkadaşlan,
içende mehter takımı yürüyüşü ile yol aldılar. Devletin
temel yapılan birer birer elden geçirilmeye başlandı.
Toplumdan tepkıler geldıkçe, her ikı adımda durulup,
gereğınden bir adım gerı atılıyor, böylece en azından
bir adım gidilmiş oluyordu. Dışarıda ise AB genişleme
takvimı yüzünden. "pilot konu" olarak Kıbrıs seçilmiş-
ti. Tayyip Bey ve arkadaşlan, önce Annan Planı'nı ka-
bul ederek çözüm bulacaklarını açıkladılar, sonra da
tıpkı dışardakıler gibi Denktaş ı uzlaşmazlıkla suçla-
dılar. Içerde Kıbrıs konusunda "sonuca varma işini"
götürü aldığı belli olan mütareke basınıyla birlikte oluş-
turulan koro, haykırışlarını sürdürdü: "Kıbns'ta çözü-
me engel olanlar Denktaş ve Türkiye 'deki statükocu-
lardır. Bunlan alt ederek çözümü sağlayacak birAKP,
Türkiye'de ilk 'sıvıl' iktidar olacaktır".
DUVARLARIN ÇATIRDAMASI: Tayyip Bey ve
arkadaşlan, özellikle Kıbns konusunda birgerçeği geç
de olsa kavrayabildiler: Vermek, kurtulmak değildi.
Ama dışarıya söz anlatmak, içeride işi saman altın-
dan su götürek "ha//eîmek "ten daha zordu. Onun için
MGK'nin sözünü dinler, hatta buna katılır görün-
düler. Annan'a ve Bush'a şu anlatılacaktı: "Biz çö-
züm isteriz, Denktaş da ister. Görüşmeye başlarız,
ama 'dayatma' istemiyoruz. Annan, önkoşullannı
kaldırsın, görüşmelehyapalım''. Böyle birtutum, hem
Türkiye ve KKTC üzerine gelen baskıları hafifle-
tecek hem de sağlıklı bir konuma gelmemizi sağ-
layacaktı. Ama ne oldu?
Annan önkoşullannı kaldırmadığı, hatta hafifletme-
diği gibi, daha da ağırlaştırdı. Artık, "boşluklan ben
doldururum" bile demiyor, "anlaşamadığınız konu-
larda planda ne yazıhysa, o geçerli olacaktır" diyor.
"Anlaşın, boşlukları ben doldurayım, ardından yeni
devletin işleyişiyle ilgili görüşmeler yapılsın" demi-
yor, "devletin işleyişini, hatta milli marşını, henüz si-
yasal görüşmeler devam ederken kararlaştıracaksı-
nız" diyor. Bu noktaya nasıl gelindi?
Bunun iki yanıtı olabilir: Birinci olasılık, içeriyi kan-
dırmanın, dışarıya söz anlatmaktan kolay oldu-
ğunu düşünerek Annan ve Bush'la görüşenler, on-
lara içerde kararlaştırılanın tam tersini söylemiş-
lerdir. Ikincisi, dillerinin döndüğü kadar Annan'a
ve Bush'a doğruları anlatmaya çalışsalar da, din-
letememişlerdir. İkinci olasılığın doğru olduğuna
inanmak isteriz. Ancak, ne olursa olsun, geldiğimiz
bu noktada Türk dış politikası açısından büyük bir "fi-
yasko "ortadadurmaktadır. Çünkü Türkiye ve KKTC,
eşitlik içinde ve Annan Planı'nı adadaki gerçeklerin
yanı sıra sadece referans noktalannda biri olarak ka-
bul ederek Rumları müzakereye çekme amacını ger-
çekleştirememiştir.
Önümüze konan seçenek, müzakere masası-
na değil, zaman cenderesi içinde dayatma süre-
cine oturmaktır. Geldiğimiz bu noktanın sorum-
luları Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'dür.
Sakat yapı çatırdıyor. Kıbrıs'la ilgili dayatmaları baş-
ka konulann izlemesi kaçınılmaz. Bunun sonunda da
ne elde edileceği bilinmiyor. Çöküş hızla gerçekleşe-
cek. Ama bilinsin ki, çöküşü engellemek şöyle dursun,
hızlandıranlar. enkazın en altında kalacaklar.
ssinagurel@cumhuriyet.com.tr
TASOS PAPADOPULOS:
New York'ta
çözüm çıkmaz
REŞATAKAR
LEFKOŞA-Kıbns so-
rununun çözümü konu-
sunda baş döndürücü gi-
rişimler devam ederken
Rum lider TasosPapado-
pulos yeni tur görüşme-
lerden çözüm çıkmasını
beklemediğini söyledi.
Rum radyosuna göre
Papadopulos. "Türkta-
rafının gerçek ta\nnın
müzakere masasında bel-
li olacağmı" \ e "bu bağ-
lamda ihtivttlı olmavı
sürdüreceklerini" kay-
detti. Papadopulos'un
yann New York'a hare-
ket edeceği bildınldi.
Güney Kıbns "takiana
muhalefet lideriNıkos
Anastasıadis Brüksel'de
Dışişleri Bakanı Abdul-
lah Gül irak nTürk hükü-
metinde "korkunçbiriyi
niyet" aördüğünü söy-
ledi.
Anastasıadis "Türk
tarafı, müzakcrelere
inançla geldiği mesajını
vermek isti\r
or."dedi.