17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 SUBAT 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA GENÇ SES Son dönem Türk sineması "Sinemaya iki ayda bir anca gidiyorum " Mustafa Demir (G>CSağ. Sos. DaireBaşk. Muhasebeci) 'Son dönemde yapılan fılmler başa- nk mesela en son yapılan filmlerden Emre Kınay'ın Inşaat filmini başanlı bukJum. Hababam Sınıfı, Okul veya Vi- zoatele Tuuba'yı henüz izlemedim ama bajanlı diyorlar. Sinemaya çok fazla gi- deıniyorum aslında, bir-bir buçuk bel- ki ıki ayda bir anca gidiyorum." "Yabancı | filmler daha çok tercih ediliyor" Canan Gülbak (GSÜBilg. Müh. 3. Sınıf Öğr.) "Son dönemde değişikkonular iş- leniyor. Dar bir bütçeyle değişik ko- nulann işlenmesi bence Türk sine- masında bir gelişme olduğunu göste- nyor. Geçmiş senelere baktığımızda çok daha fazla ilerleme olduğunu dü- şünüyorum. Fakat yabancı filmlerin daha gerisindeler ve yabancı filmler daha çok tercih ediliyor. Sinemaya zaman buldukça gidiyorum." "Amerikan filmlerini daha çok seviyorum " Yeliz Kulah (GSÜ Uluslararası llişkiler 3. Sınıf Öğr.) "En son Vizontele'yi gördüm. Ben daha çok Amerikan filmlerini seviyo- rum, Avrupa filmlerine de çok sıcak bakmıyorum. Ama şu son dönem, Vi- zontele, Hababam Sınıfı gibi filmler eski filmlere göre oyunculuk açısın- dan da, komediye kayması açısından da daha iyi." <H "80'li yıllara göre daha özgün filmler çekiliyor" Alp Birol (GSÜ lletişim Fak- Radyo-TVSinema Böl. Öğr. Gör.) " 1980"li yıllara damgasını vuran, Ye- şilçam sinemasına farklılık getiren, "genç yönetmenler" diye tanımlanan Ömer Ka\w, Şerif Gören, Zeki Ökten gibi yönetmenlerden sonra. bence Ze- kı Demırkubuz'la başlayan ve "yeni si- nemacılar" diye tanımlanan bir yönet- men grubu var. Derviş Zaimoğlu, Nu- ri Bilge Ceylan, Yeşim Ustaoğlu ve Ser- dar Akar gibi sinemacılarla devam eden bu listeye her yıl genç yönermenler ka- tılıyor. Bu yönetmenler 80'li yıllann Türk sinemasına göre hem daha özgün filmler çekiyorlar hem de işledikleri konularla ve bireye getirdikleri yakla- şımlanyla farklılık gösteriyorlar. Bu nedenle onlan diğerlerinden ayıran "ye- ni" sıfatını hak ediyorlar. Vizyondaki Türk filmlerine izleyıcinin gitmesi gerek, ancak bu sayede yeni Türk filmleri çekilebilir. Filmleri seçerek izlemeye çalışıyo- rum. Öteki türlüsü bütçemı aşıyor. Mes- leğim gereği çok fazla fıhn izlemem ge- rekiyor ama sinema eğitimcisi kişilere tanınan herhangi bir indirim veya ola- nak yok." "Dahafazla bilimkurgu fılmi istiyorum " Süha Demir Can (GSÜBilg. Müh. 4. Sınıf öğr.) " Son 10 yılda yapılan filmler senar- yo olarak daha çeşitli ve özellikle Ağır Roman, Vizontele I ve Il'nin, Türki- ye'nin ilginç alt kültür gerçeklerini, yakın tarihıni yansırhğını görüyorum. 60-70'li yıllann klasik aşk filmleri ye- rine şimdi daha sosyal ve politik içe- rikli filmler yapüıyor. Ekonomik gehş- meyle de paralel bu gelişmeler. Bilim kurgu yönünde çok fazla film yapılma- dığmı görüp üzülüyorum." e-posta: [email protected] Sanat öğrenciye lüks ,1 stanbul sinemalan, tiyarrolanyla, seneye yayılan festivalleriyle bir kültür sanat şehri. tstanbul'da okuyan üniversite öğrencileri ise kentin bu niteliğinden yeterince faydalanamamaktan şikayetçi. Pek çoğu için indirimli biletler bile fazlasıyla pahalı. Turkiye'nin en büyük metropolü îstanbul'da yüz binlerce üniversite öğrencisi yaşıyor. Pek çoğu Anadolu'dan Istanbul'a gelen üniversite öğrencilerinin eğitimden sonraki en büyük beklentisi kentin kültür sanat etkinliklerinden yeterince faydalanabilmek. Öğrencilerin bu beklentilerine cevap bulup bulamadığı ise tam bir tartışma konusu. *Son yıllarda yerel festivallerin yanı sıra birçok uluslararası festivale de ev sahipliği yapan Istanbul'da üniversite öğrencilerinin etkinliklere katılım düzeyi maalesef beklenenin altında. Katılımın az olmasını genelde fıyatların yüksek olmasına bağlayan öğrenciler, indirimli ya da ücretsiz etkinliklerin kendilerine yeterince duyurulamadığını da belirtiyorlar. ÇİSEM ERKAN7ÖZGE ÖNAL "Tiyatronun reklamı daha çok yapılmalı" Serhat Kaplan (YTÜ Metalürji ve Matzeme. Müh.Öğr.): "Öğrenci bütçesiyle kültür sanat aktivitelerini takip etmek oldukça zor. Aynca ders programla- n da çok yoğun ve yorucu. Bu nedenle vakit ayır- mak da zor oluyor. Sinemanın reklamı daha çok yapıldığı için, ben sinemayı daha çok takip edi- yorum. Tiyatro reklamlanrun daha çok yapılma- sının gerektiğini düşünüyorum" "Özel tiyatrolan fîyatlanndan ötürü kıntyorum" Gamze Akyol (MSÜ Matematik Böl. öğr.): "Gösteri sanatlan kulüp başkanıyım. Özel ti- yatrolan fiyatlanndan ötürü şiddetle eleştiriyo- rum. Dekoru ve kostümü masrafiı olabilir ama biz seyirciler için fazla pahalı diye düşünüyorum. Şehır ve Devlet Tiyatrolan'nın da yeterince ıyi olmadıklannı düşünüyorum." "Çoğu öğrencinin kültür yaşamı televizyondan ibaret" EmirPatır (GSÜKamu ve Siy BU. Öğr): "Kültür-sanat aktiviteleri içinde katılımı en faz- la olan sinema bence ama öğrenci bütçesi kısıtlı olduğu için katılım da kısıtlanıyor. Istanbul'a tz- mit'ten geldim. Izmit daha ucuz olduğu için ora- de sanatsal faaliyetleri daha sık takip edebiliyor- dum. Öğrencilerin büyük bir kısmının kültür ya- şamı televizyondan ibaret. Insanlarbilinçlenme- li, sanatta kalite nedir öğrenmeliyiz." "Malatya 'dan gelirken daha sosyal biryaşam ummuştum" Engin Tüm (MSÜ TürkDil. Edeb. Böl. Öğr): "tstanbul'a Malatya'dan geliyorum. Üç yıldır buradayım. Kültür sanat aktivitelerine çok katı- lamıyorum. Çok pahalı olduklan için kendi ih- tiyaçlanmdan vazgeçerek, etkinliklere ayda bir defa katılabiliyorum. Ucuz ya da ücretsiz yerler- deki kültürel aktiviteleri takip etmeye çalışıyo- rum. Bu aktivitelerin de pek çoğu yeterince du- yurulmuyor. Çok kısıtlı sayıda kişiye hitap edi- yor. Malatya'dan gelirken daha aktif, daha sos- yal bir yaşam ummuştum. Bu yaşam Istanbul'da var ama ben içinde bulunamıyorum, büyük şe- hir fırsatlannı değerlendiremiyorum." "İstanbul kültür şehri ama yararlanamıyoruz " MeralErdem (MSÜ Tarih Böl. Oğr): "13 yıldır Istanbul'dayım. Kültür sanat akti- vitelerine fiyatlar yüzünden katılamıyorum. Şe- hir Tiyatrolan'nın fiyatlan bıle biz öğrencilere fazla gelıyor. Ailemle kaldığım halde kültür sa- nat aktivitelerine bütçe ayıramıyorum. İstanbul kesinlikle bir kültür sanat şehri ama bundan ya- rarlanamıyoruz.Katılımı arttırmak için sokak ti- yatrolan. sokak sergılen düzenlenip, uygun fi- yatlı alternatif sinemalar çoğaltılabılir. Bence devlet de ınsanlann kültür sanat alanında ay- dınlanmacı, ilericı bir kültür politıkasına sahip olmalı." (/sta'nın iSırn Pando Şostakof (79), nam-ı diğer Pando Usta, Beşiktaş Köyiçi'nde- ki dükkânında yaklaşık 50 yıldır müşterilerine Mezzet' satıyor. Beşiktaş'ın ünlü kaymakçısı Pando Ûsta'nın dükkânı her gün sabah kahvaltılarında dolup taşıyor. Özellikle kendi ürettiği kay- mak ve tereyağı ile meşhur olan Pando Usta'ya göre başansının sırrı, ürünlerinin "dalaveresiz" oluşunda. (Fotoğraf: ÖZGÜR OĞUZ) "Bütçem elverdiği ölçüde etkinliklere katılabiliyorum" Deniz Dünyaoğulları (GSÜlletişim Fak. Öğr.): "İstanbul kesinlikle bir kültür sanat şehri. Bü- tün kültür sanat etkinliklerini bütçem elverdiği ölçüde takip etmeye çalışıyorum ama bu etkin- likler maalesef biraz pahalı. Taksim 'de program- lara ulaşmak çok kolay. Bütün kitapçılarda, ka- felerde ya da etkinlik merkezlerinde programlar oluyor." "Alternatif gösterimleri takip ediyorum " Cemre Akkartal (GSÜîletişim Fak. Öğr): " Fiyatlar çok yüksek bence. Ama sinema için bazı kültür merkezlerinin alternatif gösterimle- ri oluyor, onlan takip ediyorum. Ayda iki kez si- nemaya gitmeye çalışıyorum. Etkinlik program- lanna ulaşmak kolay. Sanat merkezlerinden, der- gi ve gazetelerden hangi etkinliğin nerede, ne za- man olduğuna rahatça ulaşabiliyorum." "Kısa dönemli hesaplarla öğrenciler arka plana atthyor" Fıratlşbecer (GSÜlletişim Fak. Öğr.): "Kültür sanat faaliyetleri son yıllarda çok bü- yük artış gösterdi. Caz. blues, sinema, tiyatro festivallerinin sayısı çok arttı. Festivallerde 20- 25 mih/onu bulan fiyatlar, öğrenci biletlerinin kı- sıtlı tutulması. öğrencilerin bu rür etkinliklerin dışında kahnasına neden oluyor. lleriye dönük yatınm yapılması için insanlann iyi birer sanat takipçisi olmalan yönünde üniversitelilere uygun fiyatlar oluşturulmalı. Böylece üniversiteliler gelecek için de potansıyel müşteri olur. Kısa dö- nemli hesaplar yüzünden öğrenciler arka plana atılıyor." Çetin Ziylan: Toplumun ahlaki duygularının istismar edildiği durumlarda ihtar, düzeltme gibi cezai yaptmmlar uygulanıyor Reklamlar ekran ldrletiyor MUSTAFA tVIAMOĞLU HALlL Y4ZiaOĞLU Reklam Özdenetim Kurulu Başkanı Çetin Ziylan, Türkiye'de reklamlann gerçek fiyatının çok altında satılmasıy- la giderek artan reklam sayısının ciddi bir görüntü kirliliğine yol açtığını söy- ledi. Reklam Özdenetim Kurulu'nun yasakçı anlayıştan uzak, özdenetimi ve bilinçlenmeyi hedefleyen, bağımsız bir mekanizma olduğunun altını çizen Ziy- lan. "Toplumun ahlaki duygularının is- tismar edildiği durumlarda ihtar, dü- zeltme gibi cezai vaptınmlar uygulanı- yor, fıkirlerin satışa sunulduğu bir sek- törde görünmeyen kurallann mudaka işlemesi gerekiyor" dedi. Reklamcılık Vakfı'nın desteğiyle, Ga- latasaray Üniversitesi lletişim Kulübü Reklam ^^ e PR Çalışma Grubu tarafin- dan Galatasaray Üni- versitesi'nde 27-29 Ocak tarihleri arasm- da gerçekleştirilen Rek- lam Kampı'nda reklam dünyasmın önde gelen isimleri öğrencilerle birükte oldular. Kamp- ta, Kristal Ehna ödül- lü reklam filmlerinin gösterimınin ya- m sıra atöh/e çalışmalan da yapıldı. Tür- kiye'dekı reklamcılık sektörüne ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulunuldu. Pazarlama teknlklerl değîştî Özellikle 199O'lı yıllarda büyük K- me kazanan, 2000 yılında 1.2 milyar do- larlık yatınmla zırveye ulaşan reklam- cılık sektörünün, krizden daha profesyo- nel bir yapılanmayla çıktığı kaydedildi. Pıyasalardaki artan rekabetle mar- • Galatasaray Üniversitesi Reklam Kampı'nda konuşan Reklam Özdenetim Kurulu Başkanı Çetin Ziylan, düşük fiyata satılan reklamlann televizyonlarda görüntü kirliliğine yol açtığmı söyledi. Ziylan, Reklam Özdenetim KuruhTnun bilinçlenmeyi hedeflediğini belirtti. kalann hedef kitleye ulaşmak için fark- lı pazarlama teknıkleri uyguladıklan buna bağlı olarak da tüketici alışkan- lıklannın da değiştiği vurgulandı. Mar- kalar artık hedef kıtleyi düşündürme- yı. tüketicinin zihnınde iz bırakmayı amaçlıyor. Grey Reklam Ajansf ndan Sibel Gü- rel. bu durumu "Eskiden sadece ürü- nü sumıyorduk, bugün ise tüketici önü- ne koyduğumuz bulmacalan çözerek ürüne ulaşnor" şeklinde özetledi. Hürriyet Reklam Grubu Başkanı Ta- ner tçten ise ekonomik kaygılann yönlendir- diği bir dünyada rek- lamda yaratıcılığın ti- can hedeflere yenik düştüğünü belirterek "Reklam bir sanat de- ğildir; müşteri reklamcıdan yaratıcılığıyla ödül kazan- masını degii ürününü sat- Ormasını bekler, reklamcı yaraOcıtak smniannı zorlar- ken ekonomik smuiara saygı göstermelidir" dedi. Cazetelerdeki reklam daha etkili Kamp sırasınca irdelenen bir diğer ko- nu da, televizyon ve gazetelerde çıkan reklamlann ne oranda etkili olduğuydu. Çetin Ziylan Türkiye'de okuma oranının düşük- lüğüne ve televizyonun yaygmlığına bağlı olarak televizyon reklamlanna daha fazla yatınm yapılıyor. Buna kar- şın, yapılan araştırmalar, gazetelerde yayımlanan reklamlann televizyonda- kilere nazaran çok daha iyi hatırlandı- ğını gösteriyor. Bu sayfa Galatasaray Üniversitesi iletişim Fakültesi'nde Detay ekibince hazırianmıştır. Onur Akhan, Ebru Akıncı, Nevra Aydoğan, Damla Bayraktar, Cem Ercan, Aydın Gündüz, Özgür Oğuz, Burcu Topçuoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle