23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2004 PAZAR 14 PAZAR KONUGU Prof. Dr. Semih Tezcan ile çöken apartmanı ve Boğaziçi Köprüsü 'nü konuştuk S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOCLU leyla.tavsanoglu(a cumhuriyetcom.tr vefırtınada önce Boğaz Köprüsü 'nün çelik halatlarından koptu. Derken Konya da 11 katlı Zümrüt Apartmanı, zksamın bir vaktinde altında dinamit ateşlenmiş gibi çöktü. Her '.ki olayda da suçlamalar havada uçuştu. Herkes herkesi suçladı. Her zamanki gibi sapla saman birbirine karıştınldı. "Köprüde yapım ve bakım hatası var " denildi. Zümrüt Apartmanı 'nın malzemesinin çürük olması yüzünden çöktüğü söylendi. Ancak bu işleri bilen birileri ise kararın bu kadar koîay ve çabuk verilemeyeceğini, dikkatli inceleme ve tahlillerden sonra sonuca ulaşılabileceğini söylüyordu. Bunların başını çeken de Boğaziçi Üniversitesi 'nin esİd rektörlerinden, inşaat zemin uzmanı, Boğaz Köprüsü 'nün ilk beş yılında kontrol mühendisi olan Prof. Dr. Salih Tezcan dı. Tezcan, köprünün tasarım hatası ya da eksikliği sonucu çelik halatının koptuğunu söylüyor, ancak bıınu o zamanki teknolojinin gereklerine bağlıyordu. Konya 'daki çökmenin ise tamamıyla binanın altındaki artezyen kuyusundan zaman zaman su çekilmesinden kaynaklandığı sonucuna vanyor ve bunlara somut kanıtlar gösteriyordu. ü genetik- Hocam, isterseniz konuşmamıza Boğaz Köp- rüsü 'nden başlayalım. Boğaz Köprüsü 'nde ha- lat koptu. Bunun kopmasıyla kuşkular doğdu. Halatın kopması ne anlama geliyor? TEZCAN - Bu iyi bir şey değil. Kusur belirtisı. Bir de tabii ki öbür halatlara sinyal. Bu köprünün doğuştan iki özrü var. Bununla bu özürler su yü- züneçıktı. - Boğaz Köprüsü 'nün doğuştan o iki özrü ne- dir? TEZCAN- Bir insan doğuştan özürlü olunca bu sonradan da ortaya çıkabilir. O onun genetik bir özrüdür. Bu köprünün de genetik iki özrü iç içe geç- miş, birbirine bağlı. O da " V halatlannın, belir- li trafik yükü altında birer tanesinin boşalması. Köprüde, Fatih Köprüsü'ndeki gibi bütün askılar düşey olsaydı hiç boşalma olmayacaktı. Ama tra- fik bazı yerde fazla bashnnca bir tarafın yükünü arttınyor, öbür tarafı boşaltıyor. Biz buna "bollaş- masj" ve "devreden çıkması" diyoruz. Onun yü- künü de komşusu halat alıyor. Trafik akarken bu sefer boşalan gerginleşiyor ve tam yükün iki ka- tını taşımaya başlıyor. Daha önce kendi yükünü ta- şıyan yanındaki komşu halat bollaşıyor. Biz buna "Bir yükleme, bir boşalma" deriz. Bu boşalma ve yükleme sorasında demir yoru- lur. Demirleri yoran, üzerindeki yük değil, yükün belli bir düzeye geldikten sonra boşalması ve bu- nun tekrarlanmasıdır. Köprüde hızlı yorulma - Peki, bu yorulma Boğaz Köprüsü 'ne mi öz- gü? TEZCAN- Hayır, her köprüde yorulma olur. Ama halatlann " V biçiminde olmasının getirdiği hız- lı bir yorulma bu. Bakın, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de gece- leri boşalıyor, sabahlan yükleniyor. Ama bu, Bo- ğa2 Köprüsü'ndeki kadar büyük miktarlarda yük- lenip boşalma değil. Dolayısıyla bu birinci özür zaman içinde, taşıma gücünde bir eksiltme, bir çaptan düşme diyebileceğimiz kapasite azalması yaratuğı için şiddetli bir rüzgârda, köprünün tab- liyesinin enine doğru salınımında çokkatı bir plak bu salınıma ayak uyduramadığı için kınlıyor. Biz buna mafsal yerine "rijid bağh" diyoruz. - Peki, bunlar 30yıldır niye kınlmadı da şim- dikmldı? TEZCAN - Bu " V halatlar 30 yılda yorulma nedeniyle plakanın gücünü azalttı. Fırtına da gel- di, plakayı kırdı. Şükredelim ki yine de tek birpla- ka kınldı. - Burada bakım ihmali gibi bir unsur da söz konusu olabilir mi? TEZCAN- Bakım ihmali söz konusu olmaz. Çün- kü bu genetik bir özür olduğu için istediğiniz ka- dar bakım yapın. Sonuçta spastik çocuk hep spas- tiktir. Köprüde bakım eksikliği olabilir. Ama bu halatın bağlandığı yerin kopması bakım eksikli- ğinden değildir. Bir kere halat değil, halaftn bağ- lantı yeri kopuyor. Bunu açıklığa kavuşturalım. "Askılardüşeyyükknle kopmaz. Bunlarmikimis- li kapasitderi var. Kopmaz korkmayın" dememi- zin nedeni budur. Kaldı ki köprü sürekli iyi bakım- dan geçirihyor. Ben zaten ilk beş yıl köprünün ba- kım mühendisliğini yapmıştım. - Köprünün ikinci özrü nedir? TEZCAN - Birincinin getirdiği zayıflatmadan dolayı açığa çıkmasıdır. O da enine salınımlarda askının tabliyenin hareketine ayak uyduramayacak kadar rijid bir plakayla sanlmış olmasıdır. Enine salınımlara izin vermeyen bir bağlantı tipidir. Biz buna "kör bağjanü" diyoruz. - Bu yapım mı, tasarım hatası mı? TEZCAN - Tasarım hatası. Ama bunu hata di- ye nitelemekten çok o zamanki teknolojik koşul- lann yönlendirdıği bir tasarım biçimi olarak tarif etmemiz lazım. Yani bunun başka türlüsünü ve so- nuçta zarar verebileceğıni o zaman bilmiyorlar ve kestiremiyorlardı. Ama 1981 'de, Almanya'runas- ma köprü uzmanı Dr. Homberg tngilizlerin ken- di asma köprülerinin promosyonunu yapmaların- dan rahatsız oldu. Freeman Fox şirketi o sırada if- lasın eşiğinden dönmüştü. Dr. Homberg'in tepesi atarak dedı ki: "İşte, size Boğaz Köprüsü'nü ince- üvorum. Bu köprünün halatlanıun bağlandığı pla- kalar rijittir. Enine salınımlan taşımaz. Bunlar gü- nün birinde kuıbıf - Peki, çözüm nedir? Köprüyü yıkıp yeniden miyapsınlar? TEZCAN - Yok, canım. Yıkmaya filan hiç ge- rek yok. Köprünün maliyeti yüzse, bu ış bir bıle ödemeden hallolur. - Nasıl hallolur? Prof. Dr. SEMİH TEZCAN Yükseköğrenimini tstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi'nde tamamladu 1960'taKanada'nın Vancouver kentindeki British Columbia Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine başladu 1964'te doçent, 1966 'da profesör oldu. Aynı yıl yurda dönerek Robert Kolej Yüksekokutu 'nda öğretim üyeliğine başladu Pek çok disiplinlerarası proje çalışması yürüttü. Yapı statiği, deprem mühendisliği ve zemin dinamiği konulannda kitaplar ve bilimsel makaleleryazdu Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Araştırma Enstitüsü Kurucu Başkanlığı, Bilgi İşlem Merkezi Müdürlüğü, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanlığı, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü görevlerinde bulundu. Boğaz Köprüsü 'nün bir süre kontrol mühendisliğiniyaptu ABD 'de University of California, Berkeley ve Vniversity ofNew York, Buffalo 'da misafir profesör olarak dersler verdL Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Aynı zamanda da Endonezya 'nın tstanbul Fahri Başkonsolosu. TEZCAN - Dd aşamalı olarak. Birincisi, bu kı- nlmaya eğilimli olan plakalann bir başka fırtina- da yeniden kınlıp sorun yaratmamalan için "bay- rak adını verdiğımiz güçlendirme levhalanyla güçlendirilmelen lazımdır. Bu ış bir ay içinde ya- pılır; önemli bir maliyeti de yoktur. 500 bin dolar gerekli - Ne kadara çıkar? TEZCAN - 300-400 bin dolar arası bir paraya hallolur. Bu acü, ama kalıcı bir çözüm değüdir. Çün- kü o salınımın serbest bırakılması gerekir. Orası- nı katı yaparak frenleyemezsiniz. Frenlerseniz yi- ne kınlır. Dolayısıyla, uzun vadede hemen projeleri de yapılıp ihaleye çıkarırsınız. "Mafsallanınızı de- ğiştiriyoruz. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ndeki gibi iki yönlü çahşan mafsal koyacağız.'' ılanıru ya- parsınız. Böylece de daha 100 yıl sorunsuz yaşa- yacak bir mafsal tipini oraya monte edersiniz. - Dünyanın pek çok ülkesinde bizim Boğaz Köprüsügibipek çok asma köprü var. Boğaz Köp- rüsü yapılırken antaç buradan esas olarak da- ha çok insan geçmesinisağlamaktu Ama sonuç- ta görüldü ki köprü insandan kat katfazla araç taşıyor. Bu kadaryoğun trafik de köprüye zarar vermiyor mu? TEZCAN - Bakın, köprünün trafik yüklerinden bir sorunumuz yok. Oradan kamyon geçirmiyoruz. Çünkü kamyon geçtiği zaman sorun oluyor. Ama ne yazık ki karşıdan karşıya hep insandan çok araç geçiriyoruz. Toplumun arabalı kesimine hizmet veriyoruz. Bu köprüleri kullananlar 10 mil- yonluk Istanbul nürusunun yüzde beşiyle sekizi ara- sında değişmektedir. Onun için üçüncü köprü hem sosyal adalet. hem ulaşım teknolojisi açısından sakattır. Boğaz'da insan geçirecek geçit lazımdır. O da tüp geçittir. Ama o arada iki köprü yapılmış- tır. Onlar da hizmet verecektir. - Peki bu köprülerin verdikleri hizmette bir sakınca var mı? TEZCAN - Gişelerin konumlan yanhştır. Bun- lar köprü üzerinde yığılmaya yol açıyor. Ama bun- lan başka bir yere koymanın da bir âlemi yok. -Neden? TEZCAN - Çünkü bu köpriiler kendi kendile- rini üç dört kez ödemiştir. Şımdi o köprülerden ge- çenler ahnan krediyi üç dört kez ödedikten sonra bundan sonra da onlara para ödetmek eşitlik ve ana- yasaya aykındır. - Ama hâlâ köprü geçişlerinden para toplan- mıyormu? TEZCAN - Bu anayasaya aykındır. Bu konuda dava açılırsa kesinlikle kazanılır. O gişelerin ka- patılması gereklidir. Zaten en pahalı vergi topla- ma biçimi bu. Onca elektronik alet ve onca perso- nelle bu kadar yığılmalara yol açarak bu işi yapı- yorsunuz. Her gün sabah 45 dakika, akşam 45 da- kika beklemelerden yılda 350-360 milyon dolar- lık bir işgücü kaybı var. Burada güvenlik açısın- dan birkaç cümle daha eklemek istiyorum. Bayın- dırlık Bakanı hasta olduğu için devreye giren Ka- rayollan Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık Bakan- lığı Müsteşan'nın tutumlan ve davranışlan kabul edilemezdi. Halka gerçeği söylemeyip gerçeği ört- bas etme çabası içine girmeleri olacak şey değil. Kendilerini gülunç mevkilere düşüren açıklama- larda bulundular. Üstelik de rüzgâr olmayan bir or- tamda büyük bir hata yapıp köprünün iki şeridini kapattırdılar ve bir gece trafik felaketine neden ol- dular. Köprü, demin saydığım önlemler alınma- dığı sürece, ancak orta şiddette rüzgârda trafiğe ka- patılabilir. - Peki, bu saydığınız önlemleri almaya başla- dılar mı? TEZCAN - Şu anda alınmıyor. Yapmalan gere- ken dört beş kaşilik bir bilim kurulu kurmalan ve bu kurulun hazırlayacağı rapor sonucu çıkan gö- rüntüyü açıklayabilirler. Ama bir bürokrat oturdu- ğu yerden ve konulan hiç bilmeden, üstelik bunun benzeri bir köprü daha önce ciddi sorunlar geçir- mışken "Halkı paniğe vermeyetim. Yok bir şey, ca- mm"demesının hiçbir âlemi yoktur. O köprü de Freeman Fox'un tasarımıydı. Yapmalan gereken şey susmak ve işi uzmanlanna havale etmekti. Ama diyorlar ki: u Biz noktayı koyduk. Köprüde hiçbir şey yok. Herkes geçebiliıf Bakın, buna ka- muflaj derler. Bu kamuflaja da haklan yok. Freeman Fox'un tasanm zafıyeti, üzerine gidilecek ve soru sorul- ması gereken bir konudur. Hele hele bu tasanm za- fiyetinden dolayı bir halatın kopması bize onanm ve güçlendirme masraflan çıkaracağı, aynca da ka- munun malı olan bu köprünün parasal sorunu çı- kacağı için tazminat nedeni olması gerekirken bu- nun tasanmını yapanlar kendileriymişçesine ba- ğışlayıcı bir da\Tanış içine giriyorlar. Bu yetkiyi de kendilerinde bulamamalan lazım. Trafıkte de polis hata yapan sürücüyü affedemez. Çünkü ka- munun koyduğu bir ceza vardn-. O polis, o hatalı sürücüye cezayı kesmek zorundadır. Uygar ülke- lerde polis cezayı vermez de sürücüyü affederse hapis cezasına çarptınlır. -Pekibu, kraldanfazla kralcı tutumdaküer için neyapılmalı? TEZCAN - Bunlar için de aynı ceza verilmeli. Bu bağışlamayı yapma yetkisi onlara hukuken ve- rümiyor ki bu yetkiyi kendi kendilerine nereden alabiliyorlar? Bilirkişi bir hata varsa saptar. Mah- keme karanyla da bu hatadan dönülmek istenir. Ama bu iş müsteşann bağışlamasıyla olmaz. Blna durup dururken çökmez - Hocam, bir de Konya'da 11 katlı Zümrüt Apartmanı 'nın çökmesi olayı var. Apartmanya- pıhşından beş yıl sonra yıkıldu Apartmanın yı- kılmasının nedeni olarak birtakım savlar öne sürüldü. Siz binanın altında bir artezyen kuyu- su olabileceğinden söz ettiniz. Bu kuşkunuzu açar mtsınız? TEZCAN- Durup dururken binanın çökmesi bek- lenen bir şey değildir. Şımdi uzaktan ahkâm kesi- yonız. Ama ona rağmen binanın altında suya doy- gun kumlu bir zemin olduğu sıklıkla söylendi. Eğer suya doygun zeminin içinde açılmış bir kuyudan su çekilirse ve yeraltı su seviyesi ya da su tablasında herhangi bir düşüş olursa suyun çe- kildiği yer hava ile dolar. Hava da yük taşımaz ve zemine oturur. Zaten kur- tarma ekiplerinin bir kanadından gelen ifade bi- nanın bir tarafının ters koni gibi içeri girdiği. Doğ- rudur. Su çekilmesinden kaynaklanan boşluklann yük taşıyamayıp oturmaya meydan vermesiyle za- ten 5-10 santimden fazla oturmada bina yıkılır, bir iki santim de çatlar. Zaten çatlak da varmış bina- da. Demek zaman zaman çekilen sulardan çatla- malar oluyormuş. Ama en son bardagı taşu^n damla olmuş, anlaşılan. Konya'dakı yıkıhna su çekihnesınden kaynak- lanan bir göçmedir. Yoksa betonunun un ufak ol- masından, demirininpash olmasından değil... Her betonu kalitesiz, her demiri paslı bina çökse Tür- kiye'deki bina stokunun yüzde 90'ının çökmüş ol- ması lazımdı. . • Uygar ülkede kaçak inşaat olmaz - Bütün Türkiye'de her nedense su havzalanna bina yapılması nasıl bir acayiplik, söyler misiniz? TEZCAN - Bu su havzalan bizim kan, can damarlanmızdır. Böyle bir şey yapılamaz. Bunlan korumamız gerekir. Yapı Denetimi Kanunu bunun için çıkanldı. Sadece binanın kendisinin sağlam olmasını değil, binanın yapıldığı yerin de ruhsatlı olması koşulunu beraberinde getiriyor. Bütün bu yapılanlar Türkiye'de bizatihi şehircilik felsefesinin yanlış olduğunu gösteriyor. Gazetelerde geçen gün, seçim nedeniyle orman alanlannm yeniden imara açıldığı haberleri vardı. Bu tür uygulamalar kesinlikle doğru değildir. Bu yaklaşımlar Türkiye'yi çağdışılığa, korsan şehirciliğe, gecekondu alanlarının çoğalmasuıa itiyor. îstanbul'da kaçak, ruhsatsız üışaatuı oranı yüzde 60 'tır. Uygar bir ülkede bunun olmaması lazundır. Bundan kurtulmanın yolu Yapı Denetim Yasasf ydı. Ne yazık ki o da topal bir yasa olarak önümüzde duruyor. 17 Ağustos depreminden sonra Türkiye'de bir çöl, kabile düzeninin yaşandığı anlaşıldı. O felaketin nedeni deprem değildi. O, tamamıyla inşaat, yapsat sektörünün çok çağdışı bir uygulama içinde olmasından kaynaklandı. Bakın, Kocaeli depreminden sonra "Suçlu ayağa kalk" demek gerekseydi yüce Meclisimiz müşkül durumda kalu-dı. Kanun rafta kaldı -Neden? TEZCAN - Çünkü o yüce Meclisimize bu Yapı Denetim Kanunu, ABD ve Avrupa'daki uygulamalar örnek alınarak taslak halinde gelmişti. Ama raflarda kaldı. Bir düzen olmadıkça disiplin gelmez, başıboşluk egemen olur. Konya'daki olay da yapı denetimini bilen ve gören bir kimsenin orada bu işe müdahale etmemesinden kaynaklanmıştır. îlle binanm çürük olması gerekmiyor. Bu sefer de zeminini oyuyorsunuz. tkisi de aynı şey. O da yapı denetimsizliğidir. - Peki, TBMM'nin, 1999 depreminden sonra ayakları suya erdi mi? TEZCAN - Meclis o depremden sonra gerçeklere uyandı ve konuya sahip çıktı. 595 sayıh kanun hükmündeki kararname (KHK) TBMM'den çıktı. Çok da itinalı hazu-lanmıştı. Böylece bir yapı denetim düzeni ve reformu uygulamaya konuldu. Ama Anayasa Mahkemesi içinde ceza hükümleri bulunduğu, cezalann kişilere ancak yasalarla verilebileceği, KHK'lerle cezaya el atılamayacağı için iptal etti. - Şu anda durum nedir? TEZCAN - Alelacele, kervancı katn-lannı da ürkütmeyelim mantığıyla âdet yerini bulsun diye bir Yapı Denetimi Kanunu çıkanldı. Kanun öylesine kabuğuna çekilmiş ki bir tek Yapı Denetim Kurulu'nu sorumlu görüyor. Başka hiç kimseyi sorumluluğa davet etmiyor. - Peki, nasıl olmalıydı? TEZCAN - Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bir kere çağdaş, uygar ülkelerde bu işin nasıl yapıldığı öğrenilir. Oralarda sistem genç, yeni mezun mühendislere imza atma yetkisi vermiyor. Mutlaka bir bilgi birikimi, deneyim ve etik kurallara uygunluk anyor. Çağdaş teknolojiyi, son literatürü izleyip izlemediği de raporlarla saptamyor. *' OYUNCULAR TIYATRO SRUBU KADıFE C1CEKLERı * >A:AN PALLZINDEL CEV NUVıT0ZD05RU •ON METıN ARSJIN HER CıMARTESı 5AAT 19 00 BOYALI KUS 01$ SES DRAMATURJI JALE KARABEKIR METIN ZEYNEPKACAR DEKOR EMREMUTLULU EFEr\T L'MIT KUMtÇ 3-20-27 SUBATCUMA 20 30 MUAMHER KETENCİ • BALKANURDAN ANADOLUYA TURKULER 21 SuBAT C TES 5 İ A T 2 ' 50 • 22 5 U B - T PE2AS SİAT 18 J İSMET D06AN İLE S0YLE5I 26 SLBAT PEF5EMBE 5A4T 1=00) "MODERN SANAT OLDU, T U M L RESMI OLMEOI'" OYUNCULAR TİYATRO KAHVE VE CEM SAFRAN SAHNESİ I S " i K _ i L CADDES P L M E L I H A N N " 8B 4 KAT 2 BS>OĞ^ü tS'A-JELL R E B I L ECZANESI U S T J ı T E L D2'2 2*5 1 3 ' 4 % Ö Z E L İ S V İ Ç R E H A S T A N E S İ Cumhuriyet TUT ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1997,13 Esas 2001 29 Karar Davacı SSK Genel Müdürlüfü vekilı tarafından davalılar Aü Kilıt, Mustafa Doğan, thsan Aksoy ve Bilfer Madencilik aleyhine açılan ve mahkememizce 26.01.2001 tarih ve 2001 29 Karar sayılı ılamıyla davacının davasLnın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Başkanhğı'nın 24.02.2003 tarih ve 2003/430-1049 Esas ve Karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilmiştir. Yapı- lan rüm araştırmalara rağmen da^•alıla^ Alı Kilit. Mustafa Doğan ve Ihsan Aksoy'a teblıgat yapılabilecek adresleri tespit edılemediğinden ılan yoluyla tebligat yapılması- na karar verilmiş olmakla; Işbu ilanın yayım tarihinden itibaren 15 gün sonra taraflara tebliğ edilmiş sayılacağı, taraflarca 15 günlük süre içensinde karar tashihi yoluna git- mediklen takdirde Yargıtay bozma ilamına uyularak mahkememizce yeniden yar- gılamanın yapılacağı ilanen tebliğ olunur. 08.01.2004 Basın: 2294 J—.—» M A Y A SAHNESİ Oımhurry.» I I I Ishklal Cad Halep Pasa|ı 2 kat (2 1 2) 252 74 52 /%<**«& M^STANIS. K . 1 - 1 v | A ^— L sanatın yanmda rvı» /\ • T H/\ www mayosanat com mayasanat@mayasanat com löŞubat Pazartesi 1 7 Subat Salı 20:30 18:30 Açık Tıyatro "Muhittin'le Geçen Şen Günlerim" I 19:30 19:00 20:00 Bilsak Tiyatro Atölyesi 'ses-oyun' "mut..." 20 Şubat Cuma 20:30 Tiyatro Ti ' "adamın biri..." 1 ! 21 Şubat Cumartesi 18:30 Altıdan Sonra "Bekleme Salonu"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle