Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2004 PAZAR
14 PAZAR KONUGU
Prof. Dr. Semih Tezcan ile çöken apartmanı ve Boğaziçi Köprüsü 'nü konuştuk
S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOCLU
leyla.tavsanoglu(a cumhuriyetcom.tr
vefırtınada önce Boğaz Köprüsü 'nün çelik halatlarından
koptu. Derken Konya da 11 katlı Zümrüt Apartmanı,
zksamın bir vaktinde altında dinamit ateşlenmiş gibi çöktü. Her
'.ki olayda da suçlamalar havada uçuştu. Herkes herkesi suçladı.
Her zamanki gibi sapla saman birbirine karıştınldı. "Köprüde
yapım ve bakım hatası var " denildi. Zümrüt Apartmanı 'nın
malzemesinin çürük olması yüzünden çöktüğü söylendi. Ancak
bu işleri bilen birileri ise kararın bu kadar koîay ve çabuk
verilemeyeceğini, dikkatli inceleme ve tahlillerden sonra sonuca
ulaşılabileceğini söylüyordu. Bunların başını çeken de Boğaziçi
Üniversitesi 'nin esİd rektörlerinden, inşaat zemin uzmanı,
Boğaz Köprüsü 'nün ilk beş yılında kontrol mühendisi olan Prof.
Dr. Salih Tezcan dı. Tezcan, köprünün tasarım hatası ya da
eksikliği sonucu çelik halatının koptuğunu söylüyor, ancak bıınu
o zamanki teknolojinin gereklerine bağlıyordu. Konya 'daki
çökmenin ise tamamıyla binanın altındaki artezyen kuyusundan
zaman zaman su çekilmesinden kaynaklandığı sonucuna vanyor
ve bunlara somut kanıtlar gösteriyordu.
ü genetik- Hocam, isterseniz konuşmamıza Boğaz Köp-
rüsü 'nden başlayalım. Boğaz Köprüsü 'nde ha-
lat koptu. Bunun kopmasıyla kuşkular doğdu.
Halatın kopması ne anlama geliyor?
TEZCAN - Bu iyi bir şey değil. Kusur belirtisı.
Bir de tabii ki öbür halatlara sinyal. Bu köprünün
doğuştan iki özrü var. Bununla bu özürler su yü-
züneçıktı.
- Boğaz Köprüsü 'nün doğuştan o iki özrü ne-
dir?
TEZCAN- Bir insan doğuştan özürlü olunca bu
sonradan da ortaya çıkabilir. O onun genetik bir
özrüdür. Bu köprünün de genetik iki özrü iç içe geç-
miş, birbirine bağlı. O da " V halatlannın, belir-
li trafik yükü altında birer tanesinin boşalması.
Köprüde, Fatih Köprüsü'ndeki gibi bütün askılar
düşey olsaydı hiç boşalma olmayacaktı. Ama tra-
fik bazı yerde fazla bashnnca bir tarafın yükünü
arttınyor, öbür tarafı boşaltıyor. Biz buna "bollaş-
masj" ve "devreden çıkması" diyoruz. Onun yü-
künü de komşusu halat alıyor. Trafik akarken bu
sefer boşalan gerginleşiyor ve tam yükün iki ka-
tını taşımaya başlıyor. Daha önce kendi yükünü ta-
şıyan yanındaki komşu halat bollaşıyor. Biz buna
"Bir yükleme, bir boşalma" deriz.
Bu boşalma ve yükleme sorasında demir yoru-
lur. Demirleri yoran, üzerindeki yük değil, yükün
belli bir düzeye geldikten sonra boşalması ve bu-
nun tekrarlanmasıdır.
Köprüde hızlı yorulma
- Peki, bu yorulma Boğaz Köprüsü 'ne mi öz-
gü?
TEZCAN- Hayır, her köprüde yorulma olur. Ama
halatlann " V biçiminde olmasının getirdiği hız-
lı bir yorulma bu.
Bakın, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de gece-
leri boşalıyor, sabahlan yükleniyor. Ama bu, Bo-
ğa2 Köprüsü'ndeki kadar büyük miktarlarda yük-
lenip boşalma değil. Dolayısıyla bu birinci özür
zaman içinde, taşıma gücünde bir eksiltme, bir
çaptan düşme diyebileceğimiz kapasite azalması
yaratuğı için şiddetli bir rüzgârda, köprünün tab-
liyesinin enine doğru salınımında çokkatı bir plak
bu salınıma ayak uyduramadığı için kınlıyor. Biz
buna mafsal yerine "rijid bağh" diyoruz.
- Peki, bunlar 30yıldır niye kınlmadı da şim-
dikmldı?
TEZCAN - Bu " V halatlar 30 yılda yorulma
nedeniyle plakanın gücünü azalttı. Fırtına da gel-
di, plakayı kırdı. Şükredelim ki yine de tek birpla-
ka kınldı.
- Burada bakım ihmali gibi bir unsur da söz
konusu olabilir mi?
TEZCAN- Bakım ihmali söz konusu olmaz. Çün-
kü bu genetik bir özür olduğu için istediğiniz ka-
dar bakım yapın. Sonuçta spastik çocuk hep spas-
tiktir. Köprüde bakım eksikliği olabilir. Ama bu
halatın bağlandığı yerin kopması bakım eksikli-
ğinden değildir. Bir kere halat değil, halaftn bağ-
lantı yeri kopuyor. Bunu açıklığa kavuşturalım.
"Askılardüşeyyükknle kopmaz. Bunlarmikimis-
li kapasitderi var. Kopmaz korkmayın" dememi-
zin nedeni budur. Kaldı ki köprü sürekli iyi bakım-
dan geçirihyor. Ben zaten ilk beş yıl köprünün ba-
kım mühendisliğini yapmıştım.
- Köprünün ikinci özrü nedir?
TEZCAN - Birincinin getirdiği zayıflatmadan
dolayı açığa çıkmasıdır. O da enine salınımlarda
askının tabliyenin hareketine ayak uyduramayacak
kadar rijid bir plakayla sanlmış olmasıdır. Enine
salınımlara izin vermeyen bir bağlantı tipidir. Biz
buna "kör bağjanü" diyoruz.
- Bu yapım mı, tasarım hatası mı?
TEZCAN - Tasarım hatası. Ama bunu hata di-
ye nitelemekten çok o zamanki teknolojik koşul-
lann yönlendirdıği bir tasarım biçimi olarak tarif
etmemiz lazım. Yani bunun başka türlüsünü ve so-
nuçta zarar verebileceğıni o zaman bilmiyorlar ve
kestiremiyorlardı. Ama 1981 'de, Almanya'runas-
ma köprü uzmanı Dr. Homberg tngilizlerin ken-
di asma köprülerinin promosyonunu yapmaların-
dan rahatsız oldu. Freeman Fox şirketi o sırada if-
lasın eşiğinden dönmüştü. Dr. Homberg'in tepesi
atarak dedı ki: "İşte, size Boğaz Köprüsü'nü ince-
üvorum. Bu köprünün halatlanıun bağlandığı pla-
kalar rijittir. Enine salınımlan taşımaz. Bunlar gü-
nün birinde kuıbıf
- Peki, çözüm nedir? Köprüyü yıkıp yeniden
miyapsınlar?
TEZCAN - Yok, canım. Yıkmaya filan hiç ge-
rek yok. Köprünün maliyeti yüzse, bu ış bir bıle
ödemeden hallolur.
- Nasıl hallolur?
Prof. Dr. SEMİH TEZCAN
Yükseköğrenimini tstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi'nde
tamamladu 1960'taKanada'nın Vancouver
kentindeki British Columbia Üniversitesi'nde
öğretim üyeliğine başladu 1964'te doçent,
1966 'da profesör oldu. Aynı yıl yurda
dönerek Robert Kolej Yüksekokutu 'nda
öğretim üyeliğine başladu Pek çok
disiplinlerarası proje çalışması yürüttü. Yapı
statiği, deprem mühendisliği ve zemin
dinamiği konulannda kitaplar ve bilimsel
makaleleryazdu Boğaziçi Üniversitesi
Deprem Mühendisliği Araştırma Enstitüsü
Kurucu Başkanlığı, Bilgi İşlem Merkezi
Müdürlüğü, İnşaat Mühendisliği Bölüm
Başkanlığı, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü
görevlerinde bulundu. Boğaz Köprüsü 'nün bir süre kontrol mühendisliğiniyaptu
ABD 'de University of California, Berkeley ve Vniversity ofNew York, Buffalo 'da
misafir profesör olarak dersler verdL Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi olarak
görev yapıyor. Aynı zamanda da Endonezya 'nın tstanbul Fahri Başkonsolosu.
TEZCAN - Dd aşamalı olarak. Birincisi, bu kı-
nlmaya eğilimli olan plakalann bir başka fırtina-
da yeniden kınlıp sorun yaratmamalan için "bay-
rak adını verdiğımiz güçlendirme levhalanyla
güçlendirilmelen lazımdır. Bu ış bir ay içinde ya-
pılır; önemli bir maliyeti de yoktur.
500 bin dolar gerekli
- Ne kadara çıkar?
TEZCAN - 300-400 bin dolar arası bir paraya
hallolur. Bu acü, ama kalıcı bir çözüm değüdir. Çün-
kü o salınımın serbest bırakılması gerekir. Orası-
nı katı yaparak frenleyemezsiniz. Frenlerseniz yi-
ne kınlır.
Dolayısıyla, uzun vadede hemen projeleri de
yapılıp ihaleye çıkarırsınız. "Mafsallanınızı de-
ğiştiriyoruz. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ndeki
gibi iki yönlü çahşan mafsal koyacağız.'' ılanıru ya-
parsınız. Böylece de daha 100 yıl sorunsuz yaşa-
yacak bir mafsal tipini oraya monte edersiniz.
- Dünyanın pek çok ülkesinde bizim Boğaz
Köprüsügibipek çok asma köprü var. Boğaz Köp-
rüsü yapılırken antaç buradan esas olarak da-
ha çok insan geçmesinisağlamaktu Ama sonuç-
ta görüldü ki köprü insandan kat katfazla araç
taşıyor. Bu kadaryoğun trafik de köprüye zarar
vermiyor mu?
TEZCAN - Bakın, köprünün trafik yüklerinden
bir sorunumuz yok. Oradan kamyon geçirmiyoruz.
Çünkü kamyon geçtiği zaman sorun oluyor.
Ama ne yazık ki karşıdan karşıya hep insandan
çok araç geçiriyoruz. Toplumun arabalı kesimine
hizmet veriyoruz. Bu köprüleri kullananlar 10 mil-
yonluk Istanbul nürusunun yüzde beşiyle sekizi ara-
sında değişmektedir. Onun için üçüncü köprü hem
sosyal adalet. hem ulaşım teknolojisi açısından
sakattır. Boğaz'da insan geçirecek geçit lazımdır.
O da tüp geçittir. Ama o arada iki köprü yapılmış-
tır. Onlar da hizmet verecektir.
- Peki bu köprülerin verdikleri hizmette bir
sakınca var mı?
TEZCAN - Gişelerin konumlan yanhştır. Bun-
lar köprü üzerinde yığılmaya yol açıyor. Ama bun-
lan başka bir yere koymanın da bir âlemi yok.
-Neden?
TEZCAN - Çünkü bu köpriiler kendi kendile-
rini üç dört kez ödemiştir. Şımdi o köprülerden ge-
çenler ahnan krediyi üç dört kez ödedikten sonra
bundan sonra da onlara para ödetmek eşitlik ve ana-
yasaya aykındır.
- Ama hâlâ köprü geçişlerinden para toplan-
mıyormu?
TEZCAN - Bu anayasaya aykındır. Bu konuda
dava açılırsa kesinlikle kazanılır. O gişelerin ka-
patılması gereklidir. Zaten en pahalı vergi topla-
ma biçimi bu. Onca elektronik alet ve onca perso-
nelle bu kadar yığılmalara yol açarak bu işi yapı-
yorsunuz. Her gün sabah 45 dakika, akşam 45 da-
kika beklemelerden yılda 350-360 milyon dolar-
lık bir işgücü kaybı var. Burada güvenlik açısın-
dan birkaç cümle daha eklemek istiyorum. Bayın-
dırlık Bakanı hasta olduğu için devreye giren Ka-
rayollan Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık Bakan-
lığı Müsteşan'nın tutumlan ve davranışlan kabul
edilemezdi. Halka gerçeği söylemeyip gerçeği ört-
bas etme çabası içine girmeleri olacak şey değil.
Kendilerini gülunç mevkilere düşüren açıklama-
larda bulundular. Üstelik de rüzgâr olmayan bir or-
tamda büyük bir hata yapıp köprünün iki şeridini
kapattırdılar ve bir gece trafik felaketine neden ol-
dular. Köprü, demin saydığım önlemler alınma-
dığı sürece, ancak orta şiddette rüzgârda trafiğe ka-
patılabilir.
- Peki, bu saydığınız önlemleri almaya başla-
dılar mı?
TEZCAN - Şu anda alınmıyor. Yapmalan gere-
ken dört beş kaşilik bir bilim kurulu kurmalan ve
bu kurulun hazırlayacağı rapor sonucu çıkan gö-
rüntüyü açıklayabilirler. Ama bir bürokrat oturdu-
ğu yerden ve konulan hiç bilmeden, üstelik bunun
benzeri bir köprü daha önce ciddi sorunlar geçir-
mışken "Halkı paniğe vermeyetim. Yok bir şey, ca-
mm"demesının hiçbir âlemi yoktur. O köprü de
Freeman Fox'un tasarımıydı. Yapmalan gereken
şey susmak ve işi uzmanlanna havale etmekti.
Ama diyorlar ki:
u
Biz noktayı koyduk. Köprüde
hiçbir şey yok. Herkes geçebiliıf Bakın, buna ka-
muflaj derler.
Bu kamuflaja da haklan yok. Freeman Fox'un
tasanm zafıyeti, üzerine gidilecek ve soru sorul-
ması gereken bir konudur. Hele hele bu tasanm za-
fiyetinden dolayı bir halatın kopması bize onanm
ve güçlendirme masraflan çıkaracağı, aynca da ka-
munun malı olan bu köprünün parasal sorunu çı-
kacağı için tazminat nedeni olması gerekirken bu-
nun tasanmını yapanlar kendileriymişçesine ba-
ğışlayıcı bir da\Tanış içine giriyorlar. Bu yetkiyi
de kendilerinde bulamamalan lazım. Trafıkte de
polis hata yapan sürücüyü affedemez. Çünkü ka-
munun koyduğu bir ceza vardn-. O polis, o hatalı
sürücüye cezayı kesmek zorundadır. Uygar ülke-
lerde polis cezayı vermez de sürücüyü affederse
hapis cezasına çarptınlır.
-Pekibu, kraldanfazla kralcı tutumdaküer için
neyapılmalı?
TEZCAN - Bunlar için de aynı ceza verilmeli.
Bu bağışlamayı yapma yetkisi onlara hukuken ve-
rümiyor ki bu yetkiyi kendi kendilerine nereden
alabiliyorlar? Bilirkişi bir hata varsa saptar. Mah-
keme karanyla da bu hatadan dönülmek istenir. Ama
bu iş müsteşann bağışlamasıyla olmaz.
Blna durup dururken çökmez
- Hocam, bir de Konya'da 11 katlı Zümrüt
Apartmanı 'nın çökmesi olayı var. Apartmanya-
pıhşından beş yıl sonra yıkıldu Apartmanın yı-
kılmasının nedeni olarak birtakım savlar öne
sürüldü. Siz binanın altında bir artezyen kuyu-
su olabileceğinden söz ettiniz. Bu kuşkunuzu
açar mtsınız?
TEZCAN- Durup dururken binanın çökmesi bek-
lenen bir şey değildir. Şımdi uzaktan ahkâm kesi-
yonız. Ama ona rağmen binanın altında suya doy-
gun kumlu bir zemin olduğu sıklıkla söylendi.
Eğer suya doygun zeminin içinde açılmış bir
kuyudan su çekilirse ve yeraltı su seviyesi ya da
su tablasında herhangi bir düşüş olursa suyun çe-
kildiği yer hava ile dolar.
Hava da yük taşımaz ve zemine oturur. Zaten kur-
tarma ekiplerinin bir kanadından gelen ifade bi-
nanın bir tarafının ters koni gibi içeri girdiği. Doğ-
rudur. Su çekilmesinden kaynaklanan boşluklann
yük taşıyamayıp oturmaya meydan vermesiyle za-
ten 5-10 santimden fazla oturmada bina yıkılır, bir
iki santim de çatlar. Zaten çatlak da varmış bina-
da. Demek zaman zaman çekilen sulardan çatla-
malar oluyormuş. Ama en son bardagı taşu^n
damla olmuş, anlaşılan.
Konya'dakı yıkıhna su çekihnesınden kaynak-
lanan bir göçmedir. Yoksa betonunun un ufak ol-
masından, demirininpash olmasından değil... Her
betonu kalitesiz, her demiri paslı bina çökse Tür-
kiye'deki bina stokunun yüzde 90'ının çökmüş ol-
ması lazımdı. . •
Uygar
ülkede kaçak
inşaat olmaz
- Bütün Türkiye'de her nedense su
havzalanna bina yapılması nasıl bir
acayiplik, söyler misiniz?
TEZCAN - Bu su havzalan bizim kan,
can damarlanmızdır. Böyle bir şey
yapılamaz. Bunlan korumamız gerekir.
Yapı Denetimi Kanunu bunun için
çıkanldı. Sadece binanın kendisinin
sağlam olmasını değil, binanın
yapıldığı yerin de ruhsatlı olması
koşulunu beraberinde getiriyor.
Bütün bu yapılanlar Türkiye'de bizatihi
şehircilik felsefesinin yanlış olduğunu
gösteriyor. Gazetelerde geçen gün,
seçim nedeniyle orman alanlannm
yeniden imara açıldığı haberleri vardı.
Bu tür uygulamalar kesinlikle doğru
değildir. Bu yaklaşımlar Türkiye'yi
çağdışılığa, korsan şehirciliğe,
gecekondu alanlarının çoğalmasuıa
itiyor.
îstanbul'da kaçak, ruhsatsız üışaatuı
oranı yüzde 60 'tır. Uygar bir ülkede
bunun olmaması lazundır. Bundan
kurtulmanın yolu Yapı Denetim
Yasasf ydı. Ne yazık ki o da topal bir
yasa olarak önümüzde duruyor.
17 Ağustos depreminden sonra
Türkiye'de bir çöl, kabile düzeninin
yaşandığı anlaşıldı. O felaketin nedeni
deprem değildi. O, tamamıyla inşaat,
yapsat sektörünün çok çağdışı bir
uygulama içinde olmasından
kaynaklandı. Bakın, Kocaeli
depreminden sonra "Suçlu ayağa kalk"
demek gerekseydi yüce Meclisimiz
müşkül durumda kalu-dı.
Kanun rafta kaldı
-Neden?
TEZCAN - Çünkü o yüce Meclisimize
bu Yapı Denetim Kanunu, ABD ve
Avrupa'daki uygulamalar örnek
alınarak taslak halinde gelmişti. Ama
raflarda kaldı. Bir düzen olmadıkça
disiplin gelmez, başıboşluk egemen
olur.
Konya'daki olay da yapı denetimini
bilen ve gören bir kimsenin orada bu
işe müdahale etmemesinden
kaynaklanmıştır. îlle binanm çürük
olması gerekmiyor. Bu sefer de
zeminini oyuyorsunuz. tkisi de aynı
şey. O da yapı denetimsizliğidir.
- Peki, TBMM'nin, 1999 depreminden
sonra ayakları suya erdi mi?
TEZCAN - Meclis o depremden sonra
gerçeklere uyandı ve konuya sahip
çıktı. 595 sayıh kanun hükmündeki
kararname (KHK) TBMM'den çıktı.
Çok da itinalı hazu-lanmıştı. Böylece
bir yapı denetim düzeni ve reformu
uygulamaya konuldu. Ama Anayasa
Mahkemesi içinde ceza hükümleri
bulunduğu, cezalann kişilere ancak
yasalarla verilebileceği, KHK'lerle
cezaya el atılamayacağı için iptal etti.
- Şu anda durum nedir?
TEZCAN - Alelacele, kervancı
katn-lannı da ürkütmeyelim mantığıyla
âdet yerini bulsun diye bir Yapı
Denetimi Kanunu çıkanldı. Kanun
öylesine kabuğuna çekilmiş ki bir tek
Yapı Denetim Kurulu'nu sorumlu
görüyor. Başka hiç kimseyi
sorumluluğa davet etmiyor.
- Peki, nasıl olmalıydı?
TEZCAN - Amerika'yı yeniden
keşfetmeye gerek yok. Bir kere çağdaş,
uygar ülkelerde bu işin nasıl yapıldığı
öğrenilir.
Oralarda sistem genç, yeni mezun
mühendislere imza atma yetkisi
vermiyor. Mutlaka bir bilgi birikimi,
deneyim ve etik kurallara uygunluk
anyor. Çağdaş teknolojiyi, son
literatürü izleyip izlemediği de
raporlarla saptamyor. *'
OYUNCULAR TIYATRO SRUBU
KADıFE C1CEKLERı
* >A:AN PALLZINDEL
CEV NUVıT0ZD05RU
•ON METıN ARSJIN
HER CıMARTESı 5AAT 19 00
BOYALI KUS
01$ SES
DRAMATURJI JALE KARABEKIR
METIN ZEYNEPKACAR
DEKOR EMREMUTLULU
EFEr\T L'MIT KUMtÇ
3-20-27 SUBATCUMA 20 30
MUAMHER KETENCİ • BALKANURDAN ANADOLUYA TURKULER
21 SuBAT C TES 5 İ A T 2 ' 50 • 22 5 U B -
T
PE2AS SİAT 18 J
İSMET D06AN İLE S0YLE5I 26 SLBAT PEF5EMBE 5A4T 1=00)
"MODERN SANAT OLDU, T U M L RESMI OLMEOI'"
OYUNCULAR TİYATRO KAHVE VE CEM SAFRAN SAHNESİ
I S " i K _ i L CADDES P L M E L I H A N N " 8B 4 KAT 2 BS>OĞ^ü
tS'A-JELL R E B I L ECZANESI U S T J ı T E L D2'2 2*5 1 3 ' 4
% Ö Z E L İ S V İ Ç R E H A S T A N E S İ
Cumhuriyet
TUT ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1997,13 Esas 2001 29 Karar
Davacı SSK Genel Müdürlüfü vekilı tarafından davalılar Aü Kilıt, Mustafa Doğan,
thsan Aksoy ve Bilfer Madencilik aleyhine açılan ve mahkememizce 26.01.2001 tarih
ve 2001 29 Karar sayılı ılamıyla davacının davasLnın kısmen kabulüne karar verilmiş,
verilen karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Başkanhğı'nın 24.02.2003 tarih ve
2003/430-1049 Esas ve Karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilmiştir. Yapı-
lan rüm araştırmalara rağmen da^•alıla^ Alı Kilit. Mustafa Doğan ve Ihsan Aksoy'a
teblıgat yapılabilecek adresleri tespit edılemediğinden ılan yoluyla tebligat yapılması-
na karar verilmiş olmakla; Işbu ilanın yayım tarihinden itibaren 15 gün sonra taraflara
tebliğ edilmiş sayılacağı, taraflarca 15 günlük süre içensinde karar tashihi yoluna git-
mediklen takdirde Yargıtay bozma ilamına uyularak mahkememizce yeniden yar-
gılamanın yapılacağı ilanen tebliğ olunur. 08.01.2004 Basın: 2294
J—.—» M A Y A SAHNESİ Oımhurry.»
I I I Ishklal Cad Halep Pasa|ı 2 kat (2 1 2) 252 74 52 /%<**«& M^STANIS.
K . 1 - 1 v | A ^— L sanatın yanmda
rvı» /\ • T H/\ www mayosanat com mayasanat@mayasanat com
löŞubat
Pazartesi
1 7 Subat
Salı
20:30 18:30
Açık Tıyatro
"Muhittin'le
Geçen Şen
Günlerim"
I
19:30
19:00
20:00
Bilsak
Tiyatro Atölyesi
'ses-oyun'
"mut..."
20 Şubat
Cuma
20:30
Tiyatro Ti '
"adamın
biri..."
1
!
21 Şubat
Cumartesi
18:30
Altıdan Sonra
"Bekleme
Salonu"