20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2004 PERŞEMBE + CUMHURİYET HABERLER SEFİNEİ TERAKKİ DÜB.ÜST TABİATLI İSTANBUL EFHNDİSİ ABDÜİCANBAZ* IN SAYFA TURHAN SELÇUK GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Tütengil'e Saygı... Sosyoloji profesörü ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil'i 7 Aralık Salı günü, aramızdan acımasızca alınışının 25'inci yıldönümünde bir kez daha andık. Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi'nde görev yapan Tütingil'in kimlik ve kişiliğini vurgulamak için şu sözler sanınm yeterlidir: "Üniversiteye gitmek için otobüs durağında beklerken uğradığı silahlı saldında katledildi." Pek çokfaili meçhul silahlı saldında yitirdiğimiz yazar, gazeteci ve bilim insanı gıbi Tütengil Hoca'nın da tetikçilerini ve ardındaki güçleri ne yazık ki bilemiyoruz. Nedense siyasal nedenlerledüzenlenen saldınların faillerine ulaşılamıyor, bilinemiyor ve bilinmesi de istenilmiyor. O kadar çok kaybımız var ki tarihleri akılda tutmak ve anımsamak mümkün olmuyor. Ancak rastlantılar kimi zaman yardımcı oluyor. Tütengil Hoca için de öyle oldu. Hafta sonunda bir şeyler ararken elime "Temeldeki Çatlak" krtabı geçti (Çağdaş Yayınlan 1995). Azgelişmişlık sosyolojisi ıle ilgili konulann önde gelen uzmanlanndan biri olan Tütengil, önsözünde yazılarını değerlendirirken "çarpan biryürek de akla eşlik etti" denilmesinden yana olduğunu belirtiyor. Bir kez daha okuduğum ve 1964 ile 1974 arasındaki gözlemlerini aktaran yazılarından kimi bölümleri sizlerle de paylaşmak istedim. Çünkü kimi yazılar, aradan geçen yıllara karşın bugünleri de anımsatıyor. ••• "Muhafazakâr fikrin temsilcisi olarak temelde Atatürk Devrimi ile bağdaşmaz durumda bulunan 'Ikinci Grup'un doğnıltusuna itilen veya özenen Adalet Partisi (AP) bir zihniyetin siyasi kadrosudur ve ikinci defadır ki Türkiye'nin yönetimini elinde bulundurmaktadır. Vârisi bulunduğu DemokratParti'yi kısa sürede fersah fersah geride bırakan pervasızlığı ve icraatı ile uzun bir iktidar dönemi için kendine seçtiği müttefikleri ve adım adım gerçekleştirmeye koyulduğu planlan ile hakiki hüviyetini ortaya koymuş bulunmaktadır. Bu arada hesaba katmaz göründüğü iki unsur; heretkinin aynı oranda bir tepkiyi davet edeceği ve Türkiye'nin kaderinde söz sahibi olma tekelinin münhasıran iktidar partisinin elinde bulunmadığıdır." (23 Mayıs 1966). "Varto depreminin düşündürücü yanlannı saymakla bitiremeyiz. Bize kalırsa üzerinde ısrarla durulması gereken nokta şudun Deprem birden olmuştur, fakat depremin sebebiyet verdiği can ve mal kayıplan uzun süreli birihmalin, günübiriiğine iş görmenin, sakat bir iktisat politikasmın, 'adamsendeciliğin' birsonucudur. Olayı bir 'suçüstü' haline getiren de budur. Akıl ve bilim yetesiye işe kanşsaydı uğranılan kayıplarşimdikinin çok altında buluna < caktı. "(13 Eylül 1966). "Türkiye gibi bir ülkede, yeni kuşaklan hayata hazırlayan öğretmenlerin yurt sorunlanna arkalannı çevirmeleri beklenemez. Üstelik yurt sorunlanna yakın ilgi duymak, ders içinde ve dışında, içinde yaşadığı çevrede öğretmenlik görevini yerine getirmek onlann meslek borcudur. Bu görevierinde daha başanlı olmalan için teşekkürlerimizle özendirip güçlendireceğimize partizanca yöntemlene ekmekleri ile oynamamız, yaşadığımız günlere ağır damgasını basan ve temel ilkelerle çelişen bir tutum olmaktadır. Böyle bir ortam içinde, Atatürk 'ün öğretmenlereyuklediği görev anlayışı, okullanmızın duvarlannı süsleyen bir göstermelik olmaktan öteye gitmemektedir." (18 Ocak 1967). ••• "Kaçakçılığı doğuran iktisadi sebepleri görmemezlikten gelerek zor tedbirleriyle bu işi önleyeceklerini sananlar 1956 yılında Türkiye Suriye sınınnı boydan boya mayınlamışlardır. Böylece Akdeniz kıyılanndan Cizre'ye kadar 700 kilometre boyunda ve 300 500 metre eninde bir kuşak mayın tariası halini almıştır. Bazı kesimlerinde zeytinlik ve bağlık olan verimlitopraklarterkedilmiş, teknik sebeplerle mayınlanan alanlar sınınn yukansmdan geçince, sınırla mayın alanı arasmda kalan şeride de girilemez olmuştur. Bundan yararlanan Suriye'nin, sınır taşlannı mayınlanan alana kadar getirerek toprak kazandığı söylenmektedir." (23 Ağustos 1964). ••• Işıklar içinde yat Tütengil Hoca... oerinc(S cumhuriyet.com.tr. HARİKULÂDE MACERALARI KISIM HEKMİLİ BİRDEN Prof. Dr. Ilyas Yılmazer: Karadeniz Sahil Yolu dedikleri kıyı katliamı yolu ve alternatifsiz değil Deniznı kafası kesfliyor •Karadeniz Sahil Yolu'na alternatif proje hazırlayan Prof. Dr. llyas Yılmazer, "Karadeniz Sahil Yolu dedikleri kıyı katliam yolu, denizin kafasını boynundan kesmektedir. Nefes alamayacak, besin alamayacaktu. Şehirle denizin bağlantısı kesiliyor. Karadenizli denizine yabancılaşıyor" diyor. HÂTİCETIJNCER Karadeniz Sahil Yolu'nun ArdeşenArhavi geçişinin deniz doldurularak yapümasına karşı çıkan yerel yöneticiler, çevreci sivil toplum kuruluşlan ve bilim adamlan, "Doğu Karadeniz'de çevrenin, uiusal servetin ve hukukun katledildiğmi" savunuyorlar. Karadeniz Sahil Otoyolu'nun tamamlanmadığı bölgelerde kalan kıyılannı kurtarmak için savaşımlannı sürdüren Doğu Karadenizliler, bir yandan Ankara'da devlet ve hükümet yetkilileriyle görüşüp dosyalar sunarken bir yandan da basın kuruluşlan aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Karadeniz Sahil Yolu'nun ArdeşenArhavi geçişi için hazırladığı "Güney Prof. Dr.fiyasYılmazer, Tahsin Ocakh ve Cihan Eren gazetemizi ziyaret ederek Karadeniz kryısmdaki çeVre katliamına karşı yürüttüİderi mücadekyi anlatü. Kuşaklama Otoyolu ProjesTnin hem kıyılan kurtacağını hem de yapım maliyetinin düşeceğini savunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Üyas Yılmazer, yerel seçimlerde Ardeşen'de CHP'den belediye başkan adayı olan Tahsin Ocakh, Fındıklı'da sahil yoluna karşı hukuk mücadelesi yürüten avukat Cihan Eren gazetemizi ziyaretlerinde, ihalesi Yüce Divanlık yol projesiyle Karadenizlinin denizle bağlantısının kesildiğine dikkat çektiler. Prof. Yılmazer, Ardeşen ve Arhavi 'de mühendislerle ve asistanlanyla yaz aylan boyunca çahşarak "Güney Kuşaklama Otoyolu Projesi" hazırladı. Bu projeye göre, Ardeşen ve Arhavi geçişleri kent merkezlerinin çevresinden güneye, yani iç kesimlere dogru açılan yay biçiminde gelişiyor. Kavşaklarla köy ve mahallelere çıkış verilirken transit geçenler için yerel ürünlerin sanlacağı "pazarkent" düşünülmüş. Yıhnazer, Ardeşen için hazırladığı kuşaklama projesinin, "yohın faydah ömrü olan 20 yıl" göz önünde tutulduğunda Sahil Yolu'ndan 224 miryon dolar daha kazançh olacağını savundu. Arhavi kuşaklama projesinin de sahil yolundan 234 miryon dolar daha kazançlı olduğunu ortaya koyduklannı anlatan Yıhnazer, "Ardeşen'de güney geçişinin yapım malryeti 32 miryon dolar, sahil yolu 195 mihon dolardır. Şehir dışından geçtiği için kamulaşurma matiyetleri de düşüktür. Arfaavi sahil geçişinin yapım maliyeti 107 milyon dolar olarak açıktandL Kuşaklama projesi 9 ne göre ise 65 mihon dolanhr" dedi. Prof. Yıhnazer, Karadeniz'de kıyı şeridinden 20 metre derinliğe kadar denizin nefes aldığına, besinleri yaratüğı alan olduğuna dikkat çekerek "Halk deyişiyle denizin kafası bu bölümdür. Karadeniz Sahfl Yolu dedikleri kryı katliam yolu, denizin kafasını boynundan kesmektedir. Nefes alamayacak, besin alamayacakbr" diye konuştu. Karadeniz Bölgesi'nde kentlerin sahil boyunca dizildiğini anımsatan Yılmazer, yer yer 6 metreye kadar yükselen yollan "Çin SeddTne benzetip "utanç duvan" olarak adlandırdı. Denizin taşla dolgusuna izin veren devlet yönerkilerinin, anayasanın 43. maddesine göre suç işlediklerini savunan Yıhnazer, şöyle devam etti: "Ruslar 1890 savaşuıda Trabzon'a kadar demiryolu yapülar, denize tek taş armadılar. İşgal kuvvetierinin yapmadığını devlet yapıyor." Ulaşım ve taşımacılıkta deniz ve demiryollannın ihmal edildiğini anlatan Yıhnazer, 2 yılda Sarp'tan Istanbul'a tren yolunun tamamlanabileceğini savunurken Karadeniz'in ulaşım sorununun yüzde 40'ının üç ay gibi kısa bir sürede hızlı deniz otobüsleriyle çözülebilecegini söyledi. ••• HAPİSHAIMELERDE 1 1 7 İIMSAN ÖLDÜ... TECRİDİ KALDIRIN, ÖÜ ÖLÜMLERİ DURDURUN. Sahilde yapüan dolgu çahşmalan yerleşinı yerieri De üe denizin bağmı kesiyor. AVUKAT CİHAN EREN: 'Yol, uluslaramsı sözleşmelerede ayları' "Doğu Karadeniz'de yalmzca anayasa ve kesin mahkeme kararlannı ırygulama\arak TCK'ninflgflimaddeleri ihlaledürnrvor.Tüıidye'nintarafolduğuStockhotaıDekbrasyonu, İ990 Paris Şarti, 1992 Rio Çevre Deklarasyonu ve 'Karadeniz'in Kirlenmesine Karşı Korunmasına Dair Sözleşme' hükumleri de ihlal edttiyor. Dağlanmıa yıkrj oıiar, denizimia dolduruyortar. Doğu Karadeniz dağ, dere ve deniz demektir. Karadeniz'in üç öğesinden ikisini yok edhorlar. Dünyanm hangi yerinde aynı anda dağdaki kan, ormanı, denizi bir arada görürsünüz. Deniz, ayak sokacak yer bırakıhnayacak şekilde kapaolmakisteniyor.tnsanlaradeğervenııryorlarsadünyada sadece bu bölgede \ aşayan denizalası bahğmın haun için katfiamı durdursunlar." DOÇ. DR. FAZIL ÇELİK: Troje mühendislik açısından yüz karası' Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Inşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. FazılÇeKk, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken Karadeniz Sahil Yolu'nu "Otoyolsuzluğu'' olarak adlandırmasının nedenlerini şöyle açıkladı: "Şehir yerleşimlerinin önünden geçen bu yolun transit yol olma özeDiği de yoktur. Çünkü SamsunSarp arası tamamen yerieşik bölge olup Karayoüan Trafık Kanunu'nun izin verdiği hız SJnın 50 kilometredir. Bu yolun şehir geçişlerinde yay a kaldınmlan vardır. Bu yol Doğu Karadeniz'in turizm potansiyeüni de smıianuştır. Çünkü deniz tarannda turistiktesisyapmaya etverişli hiçbir alan bırakümariığı gibi, yolun güneyinde yani içerideİd bölgelerde yapılacak turistik tesislerden deniz taranna geçiş verilmemiştir. Zaten taş dolgular üzerinde turizm yapılması olanakh değildir ve gülünçtür. Denizden geçen bu yolun bölgeve hiçbir fa> dası yoktur. Pahahdır, emniyetsizdir, doğa kathamı vapılmıştır, estetik değfldir." TAHSİN OCAKLI: 'Müteahhit lobisi gerçekleri çarpvhyor' "•Sivil toplum kuruluşlan olarak etkileri 500 yıl ortadan kaldn*damayacak sahil yolu inşaannın durduruünasına çahşıyoruz. Yolun sahil yerine kentin güneyinden geçirümesinin daha pahah olacağı iddialan bence' müteahhit lobisi' taranndan ortaya aohyor. Prof. Ydmazer'in projesi ekonomik kazanç sağjarken 'kıyı dolgu yolu' diye diretilmesinin 'ranta ortak ohnak sevdasından' kaynaldandığını düşünUyorum. Fırüna Vadisi'nden sırnnda sepetle kum çıkaran bir kadına 1 milyara kadar ceza yazddığma tanık oluyoruz da dağlann yıkıhnası, derelerin katiedilmesi yolu\la yapüan bu kıyım yolunda hukukun gereklerinin yerine getirihnesini dahi sağJayamıyoruz. Konu>1a ilgili bilgilendirilnıe çahşmalanmız sürüyor. 12 Arahk Pazar günü Altunizade Kültür MerkezTnde bilinı adamlannuı kabldığı panelle konuyu bir kez daha gözier önüne sereceğiz." DİSK/GENELİŞ GENEL YÖNETİM KURULU Çevre katüamına tepkUer gönnezden genniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle