22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21ARALJK2004SALJ CUMHURİYET SAYFA * LiJTÎ. dishab(g cumhuriyet.com.tr 11 Dünya basını Hükümet, AB'den koşulsuz ve 'tam üyelik' amaçlı tarih alma hedefine ulaşamadı 'Bir tek Cumhuriyef Dış Haberier Senisi Türkiye'nin AB ile müzakere tarihinin belirlendiği 17 Aralık zirvesiyle ilgili haber ve değerlendirmeler dış basında geniş yer tutmaya devam ediyor. İsviçre'de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung gazetesi, Türk basınında zirve kararlannın "Erdoğan'ın zaferi" olarak yansıtıldığını aktararak bu konuda tek eleştirel tutumu Cumhuriyet gazetesinin aldığını belirtti. Türk basınınm tutumunu ele aldığı haberinde gazete, Türk gazetelerinin haberlerini değerlendirdi ve hemen tüm gazetelerin AB karannı "Erdoğan'ın bir zaferi" olarak yorumladıklannı ve bir bayram havası yaydıklannı kaydetti. Gazete, Türk basını içinde yalnızca Cumhuriyet'in farklı bir tutum takındığını belirterek şunlan yazdı: "Muhalefet gazetesi Cumhuriyet hemen hemen tek istisna olarak Brüksel kararlaruu sert bir şekilde eleştiren tek gazete oldu. Cumhuriyet, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana İslamcılann düşman ilan ettikleri Baülılaşmanın savunucusu olan Kemalistlerin gazetesi. Bu hedefi bir tslamcının gerçekleştiriyor olması ise herhalde tarihin bir ironisi." ElefterOtipla: Gazetenın "Bu kadar bayram etmek" başhklı başyazısında Arikara'daki sevinç gösterilerine dikkat çekilerek "Bu koşullar alünda, Türkiye'nin bayram etmesi için neden var mı? Hayır. Nihai karar metninden de belli olduğu gibi Türkiye, ucu açık olan, ağır şartlaıia donaühmş zor bir yokuluğa çılayor" değerlendirmesi yapıldı. Yine aynı gazetede yer alan, "Kazançlar, zarariar ve kutlamalar" başhklı ve Sifıs Polimilis imzalı yorumda, "Türk, Yunan ve Kıbns'taki tiderier bayram yapıyorlar, bunun manükh tek bir açıklaması olabilir. Sonuçlar o kadar muğjak, o kadar belirsiz ki, her biri bu sonuçlan istediği gibi yorumluyor ve işlerine geldiği gibi ülke halklanna sunuyor" dendi. Kattiimerinl: "AB'nin tarih vermeyi reddermediğini, ancak müktesebaönı rezfl etmeyi de kabul etmediğini" belirten gazete, Türkiye için kapının açık olduğunu, ancak bunun bazı koşullan olacağını belirtti. H P > 9 H ^ R Almanya'da yayımlanan '•La^^MİI FOCUS dergisi, AB'nin Türkiye'ye verdiği sözle tüm diğer ülkelere de kapılan açtığını öne sürdü ve "Ukrayna, Arnavuüuk, Fas ve diğer aday ülkeler de kapıda" dıye yazdı. : îstenenin 11 Ue l'i 17 Aralık zirvesinde hükümetin değişiklik taleplerinden yalnızca l'i dikkate alındı. 17 Aralık kararlarında müzakerelerin 'ucu açık' bir süreç olduğu vurgulanırken 3Ekim2005'te başlaması da Kıbns koşuluna bağlandı. ölçütün, Kopenhag siyasi kriterleri olduğunu vurgulayarak "Yeni kıstaslann getirümesi >*apay önkoşuüar anlammagelebilecektir''dedi. 17 Arahkkarannda bu kıstaslar aynen kaldı. e d l l e m e z : Hükümet, taslaktaöngörülen kalıcı sınırlamalara "özelortakhk" anlamına geleceği için karşı çıktı. AB ise uzun geçiş dönemleri ve derogasyonlann (sınırlamalann) yanında "kabcı olarak başMirulabikcek" özel önlemlere yer verdi. Üyelik: Hükümet, 17 Arauk öncesinde gönderdiği belgede, kırmızı çizginirı tam üyehk olduğunu vurgulamışh. 1 7 Aralık'ta katılımm "paylaşılan bir hedeP olduğu belirtilirken müzakerelerin ucu açık bir süreç olduğu ve sonucunun baştan garanti edilemeyeceği \oirgulandi. yitanın beBrtflmesi. Türkiye'nin müzakerelerde motivas>onu açısından da yararh değüdir" demişti. 17 Aralık karannda bu ıfade aynen yer aldı. kümet, "ucu açık müzakere süreci" ifadesine karşı, önceki aday ülkelerle müzakerelerin başladığı 1997 Lüksemburg zirvesinin 26. paragrafını önermişti. Bu paragrafta. "Müzakerelere başlama karan, aynı zamanda müzakerelerin başanyla sonuçlandınlacağı anlamına gebnez. Farkh ada> ülkelerie müzakerelerin sonuçlan ve müteakip kaühm, her birinin Kopenhag kriterlerine uyumuna ve AB'nin yeni üyeleri entegre edebibne yeteneğinebağholacaktır" denıliyordu. Ancak 17 Aralık karannda, önceki aday ülkelerden farklı olarak, tam üyeliğe alternatif önerilere de kapı aralandı. • 8 Kalıcı sınırlamalar kabul 9 Kırmızı çizgimiz, tam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, 17 Aralık zirvesi için belirlediği AB'den koşulsuz, tam üyeliği hedefleyen ve önceki aday ülkelerle aynmcılık içermeyen bir müzakere tarihi alma hedefinde başansız oldu. Hükümetin aralık ayının ilk haftasında AB Dönem Başkanhğı'na gönderdiği 11 itiraz ve AB'nin 17 Aralık karannda yer verdiği maddelerin karşılaştırması şöyle: nemeZ: Hükümet, 17 Aralık karar taslağının 17. paragrafına, müzakere karannın daha sonraya bırakılabileceğini ima ettiği için karşı çıktı. AB, bu paragrafi değiştirmedi. Yine de müzakere karan başka bir zirveye bıralalmadı. Ancak tarama süreci nedeniyle müzakareler 2006 da başlayabilecek. 10 2014 tarihi motivasyonumUZU kirar Hükümet, "2014 1 Müzakere kararı ertele 1 1 Müzakerelerin hedefi için Lüksemburg önerisi: HÜ 3 Kibrıs koşul olamaz: AB Dönem Başkanlığı"na iletilen belgede, Kıbns konusunda şu şekilde itirazdabulunuhnuştu: "19.paragraftayer alan Türkiye'nin Ankara Anlaşması'nı yeni üyeteri dikkate alacak şekflde uyunüandınnası konusunun, siyau kriterierle hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle konu zirve sonuç büdirisinde yer ahnamahdır. " AB, Kıbns konusunda geri adım atmadı, Kıbns'a ilişkin ek protokolün imzalanması için 3 Ekim 2005'e kadar süre tanıdı. 2 Türkiye, Avrupa değerlerini paylaşiyor Karar taslağı nın 18. paragraftnda, Türkiye'nin "Avrupa değerier topluluğuna" katılması amacından söz ediüyordu. AB'ye tam üyelik hedefıni sulandıran bu ifade 17 Aralık karannda değiştirildi, ancak bu kez de 23. maddede Türkiye üye olamasa da Avrupa yapılanna güçlü bir şekilde bağlı kalması ifadesine yer verildi. a t l f OİmaSIII: 17 Aralık sonuç bıldirgesi taslağının 21. paragrafında, Avrupa Parlamentosu'nun aralık ayında alacağı karara atıfta bulunuluyordu. Hükümet, bunun AB zirveleri sonuç bildirgelerinde olağan bir uygulama olmadığını beürterek çıkanlmasını istedi. Bu ifade 17 Aralık karannda aynen yer aldı. 2 0 0 5 0İSUI1: Hükümet, AB Komısyonunun 6 Ekim'de açıkladığı rapor ve yaptığı tavsiye ışığında müzakerelerin 26 Nisan 2005'te başlatümasını istiyordu. AB, 3 Ekim 2005 tarihini belirledi. mÜZakereSİ: Taslak belgenın 22. paragrafinın başlığı, "müzakerelerin çerçevesi" şeklindeydi. Ankara bunun "kanhm müzakerelerinin çerçevesi" olarak değiştirilmesinı istedi. 17 Aralık karannda bu ıfade aynen kaldı. 6 Müzakere değil, katılım 5 Müzakere tarihi 26 Nisan 4 Avrupa Parlamentosu'na klStaSİar: AB karar taslağında her bir müzakere başlığının açılıp kapanması konusunda kıstaslar (benchmarks) öngörüyordu. Hükümet, tek 7 Müzakereler için yeni Türkiye, çözüm olmazsa Kıbns'a ilişkin protokolü çekinceyle imzalayacak on yıl bekleyecek" başlıklı haberinde tarihi bir karar alındığını, ancak henüz hedefin çok uzak olduğunu kaydetti. Ankara'dan yeni politika ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)AB'nin Türkiye ile müzakerelerin başlaması için koşul olarak öne sürdüğü Kıbns'a ilişkin protokol, Ankara'nın Kıbns'a ilişkin yeni bir politika izlemesini beraberinde getirecek. 2005 yılında Kıbns'ta çözüm için girişimlerini yoğunlaştıracak olan hükümet, müzakerelerin başlayacağı 3 Ekim 2005'e kadar çözüm sağlanamazsa, Kıbns'a ilişkin protokolü "çekinceyle" birlikte imzalayacak. 17 Aralık karannda yer alan Kıbns pragrafı, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini düzenleyen 1963 tarihli "Ankara Anlaşması"nın yeni ülkeleri de içerecek şekilde ek protokolle güncellemesini öngörecek. Hükümetin verdiği taahhüt gereği, Türkiye'nin ek protokolü, 3 Ekim'e kadar müzakere edip imzalaması gerekiyor. Rauf Denktaş • InınffurterAllgtnuhte Gazete, "Ankara Ekim'e kadar Kıbns'ı taıuyacak" başlığını kullandı. Diğer yandan Londra'nın "Gümrük Birüği'nin taruma anlamına gelmediği" görüşüne de yer verildi. N e t z e i t U n g : Gazetede, Alman Evangelist Kilısesi Konsey Başkanı Bisbof Huber'in, Türkiye için halk oylaması yapılması gerektiğini savunduğu haberi yer aldı. AP Başkanı Josep Borrell, gazetede yayımlanan makalesinde "Türkiye'nin gelecekteki AB üyeliğinin, medenrvetlerin çaüşmasma deği) birleşmesine katkıda bulunacağmı" belirtti. BBC: Ingiliz yayın kuruluşu BBC, Kıbns sorununda BM kaynaklanna dayanarak BM Genel Sekreteri Kofı Annanın yeniden devreye girmeye istekli olduğu, ancak bunun için planı reddeden Rum tarafinın somut adım atması gerektiği yorumunu yaptı. Türkiye, Kıbns koşulunu karşılayabilmek için, çözüm için çalışacak. Çözüm sağlanamazsa, Türkiye uluslararası diplomatik anlaşmalan düzenleyen Viyana Sözleşmesi'ne dayanarak Kıbns'a ilişkin protokolü çekinceyle imzalayacak. let Bakanı Beşjr Atalay'ın paraf etmesini kabul ederken Konsey toplantısında yaptığı görüşmede şu sözleri rutanağa geçirdi: "19 No'lu paragraf, Türkiye'nin Kıbns konusunda sivasi ve hukuksal pozisyonlannda bir değişiklik anlamına geİmemektedir. Türkiye bunun bir tanıma anlamma gehnediğini kaydeder, Kıbns Rumlannm Kıbns Türklerinitemsil etmediğini de betirtir.* Türkiye, Kıbns Rum Kesimı'ni tanımanın ancak adada kapsamlı bir çözümün sonucu olarak gerçekleşebileceğini vurguluyor. Türkiye'mn önünde müzakerelere başlayabümek için 2 seçenek bulunuyor. Türkiye, Hukuken "resmi tamma" anlamına gelmeyen protokol, Rumlann temsil ettiği Kıbns Cumhuriyeti'ninprotokolde ismen yer ahnası ve protokol sonucunda Rum gemilerinin Gümrük Birliği kapsamında Türk limanlannı kullanabilecek ohnası gibi sonuçlanyla "dolayh tannna" olarak görülüyor. Protokol, AB Komisyonu ile müzakere edilecek ve 25 üye adına dönem başkanhğı ile imzalanacak. Pozisyon değişmedi Edinilen bilgilere göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'deki AB Konseyi toplanusında, 19 No'lu paragrafa Türk hükümeti adına Dev ya bu tarihe kadar Kıbns sonınuna çözüm sağlayacak ya da Ankara Anlaşması'na ek protokol imzalayarak dolayh tamma anlamına gelse de Kıbns Cumhuriyeti'ni tamma yönünde adım atmak zorunda kalacak. Ankara Kıbns'ta çözümün sağlanması ile kurulacak Yeni Birleşik Kıbns Devleti'ni protokole dahil etmeyi tercih ediyor. Ankara, ikinci seçenek durumunda protokol üzerinde müzakerelerin tamamlanmasının ardından bunu çekincelerle birlikte imzalamayı düşünüyor. Edinilen bilgilere göre Brüksel'de AB tarafı Türkiye'nin bu metne çekince koyamayacağını sa\unurken, Türkiye bunun uluslararası diplomatik anlaşmalan düzenleyen Viyana Sözleşmesi'ne aykın olduğunu \urguladi. AB bu konudaki pozisyonda esnekliğe gitti. 'Hükümet tanımama sözü verdi' LEFKOŞA (AA) KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, Türk hükümetinin, "Kıbns birleşinceye kadar Kıbns' diye Rum tarafinı tammayacağı" sözünü verdiğini ve "verflen bu sözü senet kabul ettikkrini" söyledi. Denktaş, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı AbduUah Gül'ün kendilerine söyledığini kabul ettiklerini kaydetti. Kendilerine, "Kıbns iki halktan teşekküldür. Rum tarafi Türk tarafuu temsil etnuyor, Kıbns'ı temsil edemez. Dola>ısı>1a Türkiye Kıbns' diye Rum tarahru tanınuy or, tam>acak değüdir, yeniden birieşinceye kadar" sözünün verildiğini ifade eden Denktaş, bu konunun detaylannın Türk Dışişleri Bakanlığı'nuı 1 Mayıs'ta yaptığı açıklamada bulımduğunu ve Türkiye'nin Kıbns'a nasıl baktığının burada görüldüğünü söyledi. AB Komisyonu bildlrdi THE GUABDIAN kesıminın tüm çabalara karşın Annan Planı'm kabul etmeden AB'ye girdiğine dikkat çekilirken, Türk tarafının çözüme "evet" demesine karşın Türkiye'nin Kıbns yüzünden AB dışında bırakılmaması gerektiği belirtildi. Gazete, Türkiye'nin katıldığı bir Avrupa Birliği'nin bugünkünden çok daha farklı olabileceğini yazdı. FT, Türkiye üzerinden genişleme ve anayasaya dair tartışmalann yoğunlaşacağma, bu çerçevede AB'de bir "çekirdek grup" ile bir "dış çeper" oluşabileceğine ve Türkiye'nin bu dış çeperde yer alabileceğine dikkat çekti. Bu durumda Türkiye'nin "Bizim girmek istedigimiz AB bu değfldi" diyebileceği belirtildi. Protokol tanıma değil ELÇÎN POVHAZLAR BRÜKSELAB Komisyonu, Türkiye'nin Ankara Anlaşması'ndan doğan protokolü imzalamasınm "Kıbns Cumhuriyeti"ni tanıdığı anlamma gehnediğini resmen açıkladı. AB Komisyonu adma açıklamada bulunan sözcü Françoise Le Bail, Türkiye'nin Ankara Anlaşması'nı 10 yeni üye ülkeyi kapsayacak şekilde genişleten protokolü imzalamasınm "Kıbns Cumhuriyeti"nin Ankara tarafindan resmi ve yasal tanınması anlamma gehneyeceğini bildirdi. Türkiye'nin söz konusu protokolü 3 Ekim 2005 tarihinden önce imzalayacağına yöneük karanm 1617 Aralık doruğunda bir bildiri yoluyla AB Konseyi'ne ilettiğini söyleyen Le Bail, protokolün genişletilmesinin yasal bir tamma olmayacağım, ancak bu yönde atılmış ilk adım ohnası yönünden önem taşıdığmı söyledi. Protokolün genişletihnesiyle AB içinde 25 üye bulunduğunu kabul etmeye yönelik ilk yasal adınun atılacağma dikkat çeken komisyon sözcüsü, bu 25 üyenin içinde "Kıbns Cumhuri>reti''nin de bulunduğuna \iirgu yaptı. Le Bail, protokole ilişkin çalışmalarda komisyonun önemli bir rol üstleneceğıni bildirdi. B HNANCIALHMES 'aşbakan Erdoğan, AB zirvesinden sonra ilk yurtdışı gezisini yann yapacak. Suriye'ye gidecek olan Erdoğan, serbest ticaret anlaşması imzalamak istiyor. 'Veto kullanacağız' Rumlardan yine tehdit Haber Merkezi Rum hükümet sözcüsü Kipros Hrisostomidis, Tasos Papadopulos'un Avrupah liderlere mektup göndererek Ankara'nın söz verdiği gibi 3 Ekim'e kadar Güney Kıbns'ı tanımaması halinde veto kullanacağını bildirdiğini açıkladı. Rum sözcü, "3 Ekim tarihi bizim için değil Türkiye için dönüm noktası. Ankara o tarihe kadar bize tamnma getirecek ttgttı protokolü imzalamazsa üyetik müzakerelerine başlayamayacak" dedi. Kıbns sonınuna yön veren ülkelerin, Annan planının yeniden gündeme getirme çalışmalannı tehlike olarak niteleyen Rum sözcü, bu zorluklann göğüslenmesinde Rum kamuoyuna önemli görevler düştüğünü söyledi. BrükseVden Şam 'a ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB'den koşullu müzakere tarihi aldığı AB Devlet ve Hükümet Başkanlan Zirvesi'nden sonra ilk yurtdışı ziyaretini yann Suriye'ye yapıyor. Ziyarette iki ülke arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanması bekleniyor. Başbakan Erdoğan, 2 gün sürecek Suriye gezisine yann başhyor. Suriye'nindaveti üzerine gerçekleşen ziyaret, Oıjadoğu ve Irak sorunlanmn ele alınması açısmdan da büyük önem taşıyor. Suriye'nin terörist başı AbduDah Öcalan'ı banndırması nedeniyle uzun yülar iki ülke arasmda süren gerilimli ilişkiler, Türkiye'nin 1990'h yıllann sonunda verdiği ültimatomun ardmdan Öcalan'm sınır dışı edihnesiyle iyileşme sürecine girdi. Suriye, son dönemde daha da gelişen ilişkiler sonucunda, 6O'ı aşkın PKK'lıyi Türkiye'ye iade etti. Yeni süreçte ilişkilerin ticari ve ekonomik boyuta da taşınması amaçlanıyor. Erdoğan, Suriye ile ilişkilerini geliştirirken bu ülkenin Israil ile yaşadığı sorunlarda da arabulucu olmak istiyor. Suriye Başbakanı Muhammed Nad Otri, 13 Temmuz 2004'te Ankara'ya yaptığı ziyarette Türkiye'nin bölgesel gücüne işaret ederek "Türkiye'nin Suriye'ye uyguianan acunasız Amerikan yapünmlanna karşı Sume'nin y^nmda yer almasını takdirie karşılamaktayız" açıklamasını yapmıştı. £hr;N>uHJork£imes ABD'de = yayunlanan gazetede, AB'nin ortaya koyduğu koşullann Avrupa'daki Türkiye karşıtı kamuoyunu tatmin edeceği, ancak aym zamanda Türkiye'de Avrupa'ya ilişkin şüpheleri de besleyebileceği kaydedildi. NYT, "Türklerin sonsuz sabır göstermesinin beklemnemesi gerektiğini" de vurguladı. China Daily: Çin ve diğer ülkelerde Ingilizce yayunlanan gazete, Türkiye'nin AB üyeliğinin "kayahklı bir yol ile karşı karşıya olduğu" yorumuna yer verdi ve AB üyeliği önündeki en büyük engelin Kıbns sorunu olduğunu yazdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle